• Sonuç bulunamadı

En çok yazı yazan Türk muharriri:Ahmed Mithat efendi nasıl çalışırdı?:Ahmed Rasim ilk makalesini nasıl yazdı?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "En çok yazı yazan Türk muharriri:Ahmed Mithat efendi nasıl çalışırdı?:Ahmed Rasim ilk makalesini nasıl yazdı?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

En çok yazı yazan

türk muharriri

Ahmed Mithat efendi nasıl çalışırdı ?

Ahmed Rasim ilk makalesini nasıl yazdı?

İstanbula üçüncü gelişimde (11 tem­ muz 1301) Tercümanı Hakikat ve Os­ manlI gazeteleri heyeti tahririyesine dahil oldum. Ve bir taraftan da hukuk tahsiline başladım,

' Tercümanı Hakikatin baş muharriri Ahmed Mithat efendi idi. Muavin o- larak da yalnız Selânikli Tevfik efen­ di bulunuyordu. Siyasî baş makaleyi, roman tefrikasını Ahmed Mithat efen­ di yazardı. Haftada bir iki de tarihî makale yetiştirirdi. 1302 de riyaziye ü- zerine de makaleler neşrine başladı. Ahmed Rasim merhumun ilk matbu­ ata yazı yazmasına bu riyaziye üze­ rine yazılmış olan makaleler sebep ol­ du. Rasim merhum o zaman Darüş- şefaka talebesindendi. Bittabi güzel riyaziye öğreniyordu.

Mithat efendinin yazılarına tenkid yazdı. Tenkidnamesi Tercümana dercolundu ve Mithat efendi altına ce- vapname yazmakla beraber Rasim merhumu da matbaaya davet etti. Per­ şembe günü ikindiye doğru Darüşşefa- k a üniformalı bir efendi matbaanın bi­ rinci kat merdivenleri basma çıktı. Karşısına m atbaa ve gazete müdürü Mehmed Cevdet beyin bir kitapçı dükkânı şeklinde olan idare odası ve peykesi çıktı. Rasim merhum kemali hicap ile elinde zarfını tuttuğu halde Mehmed Cevdet beye hitaben Mithat efendi hazretleri zatı âliniz misiniz? sualini irad etti. Henüz matbaaya gel­ miş, ceketini çıkararak, çiviye asmış; uzun çam tahtası ve kirli yeşil çuhalı m asası önüne oturmak için mintanı­ nın kollarını sıvamış olan efendi haz­ retleri (efendi Ahmed Mithat efendi­ nin m atbaada lâğabı idi) oturmaktan vaz geçti; idare memuru koyu sarı sa­ kallı açık mavi gözlü, Cevdet beyin peykesine doğru seğirtti. Darüşşefakalı gencin elindeki zarfı alıp süratle aç­ tı;

— Ha! Ahmed Rasim bey siz misiniz? Bu mektubunuzu da derceder ve altı­ na da mütaleamı yazarım. Siz hafta­ ya gene teşrif ediniz, diyerek yazı ma­ sasına döndü.

Yukarıda sözü geçen Mehmed Cev­ det bey İkdam sahibi olan Ahmed Cev­ det bey değüdir. Ahmed Mithat efendi­ nin südbiraderi ve gazetesinin, ve mat­ baasının idare memurudur. İkdam sa­ hibi olan Ahmed Cevdet bey 1302 de mektebi hukuka bilimtihan dahil o- larak sınıfının birincisi olmuş ve on­ dan sonra Tercümanı Hakikate intisap etmiştir. Mithat efendinin m asası dir­ seğinde oturur, yazılarını Mithat efendinin gözü önünde yazardı.

* * *

Mithat efendinin matbaaya gelme­ diği zamnlar gazeteyi baştan başa Tevfik efendi yazardı. Hattâ efendi hazretlerinin roman tefrikasını bile Tevfik efendi devam ederdi. Çünkü Mit­ hat efendi tefrikayı günbegün yazar­ dı. Ne elde bir program ve ne de ya­ zılmış hazır yazı vardı. Gelmiyeceği günler haber gönderir, «Tevfik efendi roman tefrikasını devam etsin» dedir- tirdi. Şayanı hayrettir ki, Tevfik efen­ di roman tefrikasının hiç ekini belli etmiyerek devam eder, okuyanlar Mit­ hat efendinin zihninden ve Mithat e- fendinin kaleminden çıkmış zanneder­ lerdi.

*+*

(Osmanlı) gazetesini de gene Ahmed Mithat efendi çıkarırdı. Fakat yazı iş­ lerine karışmazdı.

Osmanlı gazetesi tek yapraktan iba­ ret olarak çıkardı. Yaprağın bir tara­ fı fransızca, bir tarafı da türkçe ba­ sılırdı. Muharrirler, başta Selânikli Tevfik efendi olmak üzere Lehli Hay- reddin, Fransız Mösyö Astier, K ara­ manlı Nikolâki Solidis efendiden iba­ retti.

Her iki gazetenin idarehanesi Ebüs- suud caddesinde idi. Biribirine bitişik ve Sultan Aziz devrinde Elvanzade ma­ hallesi yangınından sonra yapılmış iki ahşap hanenin birincisinde Osmanlı heyeti tahririyesi, İkincisinde Tercü­ manı Hakikat muharrirleri çalışıyordu. Matbaa ve satış idare odası da bu

ikin-v i

ci evde idi. İki Nicoliler istihdam olu­ nur, biri mürettiphaneye, biri de ma­ kineye bakardı. Ahmed Mithat eefndi o zamanlar Beyoğlunda Sağ ve Sol so­ kaklarda otururdu. «Henüz on yedi ya­ şında» sini Jıenüz bulmuş, onunla bir aile teşkil etmişti. Geceleri sabaha ka­ dar roman yazıp gündüzleri uyuduğu çok vaki olurdu,

«Henüz on yedi yaşında» Ahmed Mit­ hat efendinin bir romanı ismidir. F a­ kat bu roman hakikî bir maceradır. «Henüz on yedi yaşında» Boyacıköylü bir Rum kızıdır; Boyacıköyün Karakaş ailesindendir. Boyacıköyün Karakaş ailesi birkaç tarihî simaya maliktir. Birincisi Patrik ikinci Yuvakim efendi idi. Aileye neseben mensup idi. Diğer ikisi ailenin damatlarıdır. Tarih itibarile

damadlardan birincisi Yani Adaman- diyadis efendidir. Yani Adamandiya- dis efendi Atina üniversitesinde Philo­ logie okumuş bir mütebehhir idi. Nite­ kim ikinci Yuvakim efendi ve Viyana darülfünunundan mezun âlim ve akıl­ lı bir zattı. Boyacıköy Rum ilk mekte­ binin imtihanlarına muntazaman de­ vam eder, ilim ve irfanını her vesile ile ibraz eylerdi. Vakur idi. Yani Adaman- diyadis ise her fende ve alelhusus ta­ rihte pek mütebehhir, bitaraf, serbes düşünür bir adam olduğundan Türk­ lüğe karşı Hélène ırkının minnettarlı­ ğını iddia ve isbat eylerdi; ve derdi ki: — Eğer Türklük olmasa ve Türk as­ keri araya girmemiş bulunsaydı

Hèlénis-me çoktan Hèlénis-mevcudiyetini kaybetmiş, Islavlaşmış bulunacaktı.

Ve hattâ üâve ederdi ki:

— Byzance’ler İslav istilâsına karşı koyabilmek için Karadeniz sahilinde Podima’dan Marmara sahilinde Silivri- ye kadar, İstanbul surları gibi azim bir Seddiçin inşasm a mecbur oldular.

Bu surlara 1307 seyrüseferimde ben de Çiflikköy ile Belgradköy arasın­ da bulunan orman içinde şahid ve mü- şahid oldum. Orman içinde giderken arasıra muntazam, gûya Bandırma ta­ şından döşenmiş gibi parke kaldırım­ lara tesadüf ettik ve nihayet (Bostan) tabir olunan mahalle varıp orada inşa­ atı atika gördük. Karadeniz istikame­ tinde gidilince Belgradköytinden son­ ra Podimaköyü gelir. Silivri seyrüsefer­ lerimde eski Bizans surlarına tesadüf etmedim. Fakat bazı görenler bulun­ duğunu rivayet ederlerdi.

* * *

ı

Ahmed Mithat efendi her sene Bey- kozdan kalkar, Boyacıköyüne gelir, Rum mektebinin balo gecesi köyü ve mektebi ve Karakaş ailesini şereflen- dirirdi. 1302 kışında gece sabaha ka­ dar dans etti; hiç yorgunluk eseri gös­ termedi. Fakat baloya «henüz on yedi yaşında»sını getirmemişti. Çünkü o sene «Henüz on yedi yaşmda»sı Melek

hanım ismini almıştı.

Mithat efendi bacanahi (bacanak)' Yani Adamandiyadis ile konuşurken «Melek hanım»ını çok sena eder, o ka­ dar çok yazı yazmasında en büyük âmil Melek hanım olduğunu söylerdi ve derdi ki:

Yazı yazıp vazıpta dimağım yo­ rulduğu ve beni kalemi elimden bı­ rakm ağa mecbur edebileceği bir ande bakarım ki «Melek» kapıyı açar, elin­ de bir cezve ve bi" fincan olduğu hal da yazı salonuma girer. Ben de Meleğin elinden kahvemi alıp içer içmez yor­ gunluğum gider ve tekrar kaleme sarı­ lıp yazıma devam eylerim».

(Türkçülük davasını ilk defa olarak Ahmed Mithat efendinin ağzından na­ sıl işittiğimi gelecek yazımda anlata­ cağım.)

Abdurrahman Adil Eren

Selâmi İzzet

T İY A T R O

K O N U Ş M A L A R I

Her kitapçıda bulunur. Fiati: 5 0 kuruştur.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Olguların gelir durumuna göre HAD A ölçek puan ortalaması geliri giderinden az olanlarda daha yüksek bulunmuş ancak anlamlı bir fark saptanmamıştır (Tablo 4.3) Benzer

In this study, we explored the changes of serum BDNF levels in alcoholic patients at baseline and after one-week alcohol withdrawal. Methods: Twenty-five alcoholic patients

Bazı öğretim elemanları, öğrencilerinin yalnızca topluluk önünde çalarken değil, yanlarında tek bir kişi dahi olsa heyecanlandıklarını dile getirmişlerdir. Bu durumu

Ancak ilişkinin işverenlikten ziyade müşterilik olarak kurulmasının en yakıcı sonucu, kendi hesabına çalışan (ama ekonomik olarak bağımlı) bireylerin çeşitli sosyal

In vitro study demonstrated that the anti-tumor effects of LOR in COLO 205 cells were mediated by causing G(2)/M phase cell growth cycle arrest and caspase 9-mediated

And according to there experiences of implementing the clinical pathway, they can (1.) reduce the admission charges, (2.) shorten the length of hospital stay, (3.) modify

It can also improve the ways of whole healthcare manage system by analyzing, evaluating a nd spreading the result of healthcare to prevent from wasting of healthcare resources

dilimizdeki “müjde” kelimesinin tam karşılığıdır. Çoğulu da تﺎﻳﺮﺸﺑ gelir.. Bu kelime fiil olarak ailevi münasebet anlamında kullanılmıştır. 71 Allah,