• Sonuç bulunamadı

Ölmeyen ölüler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ölmeyen ölüler"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

mmmmmmgmmmm

S ® |¡

; ,.J.--.>T.'..'-Wi.,; V 'X.:4-T . /

(2)

SAYFA: t *********••'••••••••••*•» ••»••a■••••>*■ »i m i••••■•*■•»

M İ L L İ Y E T 10 KASEM 1955

m

m

m

Y a z a n : R E F İ ’ C E V A D U L U N A Y

Tefrika Ifo. 47

Saka, Ş e i a r e i ' i n babayani

fakat ieriemiz kıyafetine baktı

Hoca Hanımla Şetâret yaşmak landılar. Sokağa çıktılar. Ö zanıa- nm âdeti üzere sokakta hiç bir şey konuşmuyorlardı. Hoca Hanı­ mın evine yaklaştıkları zaman ih- tiyatkâr kadın:

— Şetâret! Dedi, kadının bâzan üzerine heyheyler geliyor, olur ki kalkar bana gelir, seni berabeı görmesin, ben önden gideyim, sen de arkamdan gel.

Şetâret adımlarım ağırlaştırdı. Hoca Hanım, önden yürüdü, evin önünde durdu, etrafına bakındı, kimse yoktu. Anahtarla kapıyı aç­ tı, girdi, biraz sonra da Şetâret de kapıyı iterek avluya girdi.

ikisi de yaşmaklarım çıkarma­ dılar. Hoca Hanım:

— Ben doğru oraya gidiyorum Sen burada biraz dur, arkadan sen de gel.

Habeş kadını:

— Hoça Hanım, dedi, ben evi bilmiyorum... Bulamazsam, kime sorayım?

— Kimseye sorma, ben sana ta­ rif ederim, elinle koymuş gibi bu­ lursun, kapıdan çıkınca sağ tara­ fa döneceksin, kırk, elli adım yü­ rüdükten sonra karşına Kaşıkçı Dedenin türbesi gelir, bütün par­ maklıklarına bez bağlamışlardır, yanında bir mezarlık ve duvarın dibinde büyük bir çitlenbik ağa­ cı vardır, mezarlığı geç, ufak mey­ dana gelirsin, onu da geç, Sek­ banlar imaretinin yüksek duvarı karşına çıkar, yanında dar bir sokak uzanır, sokağı in, sola sap, karşına gelen kapısı yeşil boyalı cumbalı ev„.

Şetâret :

— Aman Hoca Hanım... Pek karışık sağlık verdin, şaşıraca­ ğım diye korkarım, mutlak biri­ ne sormalı.

Hoca Hanım:

— Öyle ise imaretin önünde mahalle çocuklarma şor.

— Ne diyeyim?

— Meyvehoş kantarcısı İsmail Ağa de, herkes bilir.

Hoca Hanım, sokak kapısını açtı. — Ben gidiyorum, dedi, biraz sonra da sen çıkarsın, kapıyı kuvvetli çek.

Şetâret, yalnız kaldı. Evvelâ, mecidiyelerin bulunduğu çıkını, sonra da koynuna koyduğu mek­ tubu yokladı. Vakit geçirmek içm kapısı avluya açılan bahçeye çık­ tı. Bahçenin bir kenarında tavuk kümesi vardı, Hoca Hanım çiçek meraklısı olduğu.için her tarafa gelişi güzel horoz ibikleri, haseki küpeleri, kına çiçekleri dikmiş­ ti. Yavaş yavaş kümese yaklaştı, bodur, çil bir horoz bir tehlike hissetmiş gibi gırakladı, sonra en yakınındaki tavuğa kanat süpür­ dü. Şetâret, lüzumu olan vaktin kâfi derecede geçtiğine hükme­ derek bahçeden çıktı, kapıyı ka­ padı, yaşmağını düzeltti, sokağa çıktı, Hoca Hanımın tavsiyesini unutmayarak kapıyı kuvvetle çekti, sağa döndü., Devamı var

^

T

ürk

T

îcaret

B

ankasi

Somada

LİRALIK

Muhtelif ikramiyeler

Her 150 liraya bir kura numarası

T

ü r k

.T

icaret

B

ank

as

l

Ş e h r i m i z d e

t e c r ü b e l e r i

sun' i sul ama

y a p ı l a c a k

Ziraat Vekâleti tarafından yeni getirtilen tesislerden

b ü y ü k f a y d a l a r s a ğ l a n a c a ğ ı be l i r t i l i y o r

Önümüzdeki bir kaç gün zar­ fında şehrimizde sun’î sulama tec­ rübeleri yapılacaktır. Tecrübelerde kullanılacak olan motopomplar A- merıka’dan getirtilmiştir. Çalış­ maları Ziraat Vekâleti Sulama Şu­ besi ile Vilâyet Ziraat Müdürlüğü idare etmektedir.

Sulama, geniş kanallardan moto­ pomplar vasıtasiyle 2.5 metre yük­ sekliğine su çıkarmak ve-bu suları araziye fışkırtmak suretiyle yapı­ lacaktır.

Tecrübeler müsbet netice verdiği takdirde bahis konusu tesisler mem­ leket çapında genişletilecektir.

V ali, motorların dolmuş

yapmalarına izin verdi

Seferler sıkı bir şekilde kontrol ediiecek.

Fazla yolcu alan motorlar çalıştırılmayacak

İstanbul Valisi Prof. Gökay, dol muş motorlarına çalışma müsaadesi vermiştir.

Vali, dün beraberinde Liman Re­ isi, Trafik ve 5. Şube Müdürleri, Şehir Hatları temsilcileri olduğu halde motorların durumunu göz­ den geçirmiştir.

Tetkikler sonunda, motorlardaki teknik noksanların tamamlandığı anlaşılmış ve motorculara sefer izni verilmiştir.

Ancak, motorlar, bundan böyle sık sık murakabe edilecek ve is­ tiap haddinden fazla yolcu alanlar, hemen seferden menedlleceklerdir.

I lllll

GÜN ZARFINDA

BÜTÜN ŞUBE VE AJANSLARIMIZDA

Açtıracağınız en az 150.— liralık bir hesapla

A N K A R A

Ş U B E M İ Z İ N

Bahçelievlerde

6

DAİRELİ APARTIMAN KEŞİDELERİNE

katılırsınız.

Hesaplarınızdaki her 150.- lirava bir kura numarası

İ S T A N B U L B A N K A S I

GENÇ KIZLARI YOSMALAR CEHENNEMİ i ş ) FENERİ fl6

t

... n

ı : s i a n . i

H İ K A Y E L E R

t

İn c i

2

N c i 3 ü n c ü

H E R C İL T

C İ L D D E

C İL D D E

C İ L P D E

g

3 0 5

276

263

9

H İ K A Y E

H İ K Â Y E

H İ K Â Y E | R

Belirtildiğine göre, bu şekildeki sulama bilhassa Amerika’da kök­ leşmiş ve kuraklıkla mücadelede büyük faydalar sağlanmıştır.

İstanbul Üniversitesinde

kayıtlar kapandı

İstanbul Üniversitesinde talebe kayıt muameleleri dün akşam sona ermiştir.

Kayıtlarını geri alanlarla yaptır, mamtş olanların sayısının oldukça fazla olduğu söylenmektedir. Bu hususta kati bir rakam verilme­ mekle beraber, yedek öğrencilerden bir kısmı, haklarını kaybedenlerin yerine alınacaktır.

Komünizm propagandası

yapan biri tevkif edildi

Mehmet Çalışkan adında biri ko­ münizm propagandası yapmak su­ çundan dün adliyeye verilmiş ve Üçüncü Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan sorgusunu müteakip tev­ kif olunmuştur.

Dün şehrimizde

dokuz

trafik kazası oldu

Son 24 saat içinde şehrimizde 9 trafik kazası olmuştur.

Fatih, Eyüp, Sarıyer, Beyoğlu, Şişli semtlerinde cereyan eden bu kazalar neticesinde Ali Altay, Şe­ ref Karataş, Cengiz Yangoz, Mus­ tafa Bilgi, Nedret Bal, Necati Pek- can ve Ali Pekgüngör adındaki kimseler muhtelif yerlerinden ya­ ralanmışlardır- Ayrıca 15359, 1906, 11668 ve 21176 plakalı vasıtalar da hasara uğramışlardır. ... . I Id il MIHI m ilililllllllllllttsM

D

İki Atatürk

ÜN, saatlerce, Kılıç Ali’nin ve başkalarının Atatürk’e ait hâtıralarını —bir daha— göz­ den geçirdim. O’nun mânevi portresini çiz­ mek isteyen bir ruh ressamı için, bu hâtıralar zengin bir malzeme değerindedir. Bunlara, O’­ nun bende bıraktığı intibaları da katınca, iki Atatürk karşısında kaldım.

Bunlardan biri, hayatm başı, sonu, mânası ve değeri olmadığuıa inanmış, gayesiz ve nihilist, fâni anların adamı Atatürk’tür: Ömer Naci'nin bir meyhanede söylediği »Hayat bir kuru kestanedir» sözüne bayılmış ve ömrünün sonuna kadar bunu tekrarlamıştır. Sevdiği ve çok tek­ rarladığı bir beyit de şu imiş:

İç bâde, güzel sev, var ise aklü şuurun Dünya var imiş, yâ ki yoğ olmuş, ne umurun! Bu âdi epikürizmin yanıbaşmda, onun tam zıttı bir idealizmin temsilcisi kahraman ve inkı­ lâpçı Atatürk de vardır. Büyük emelini Sela­ nik’te bile içinde taşır. Memleketin iç ve dış po­ litikasını, miskin hayat anlayışını kökünden de­ ğiştirip milletini kurtarmak iştijtâkiyle yanar. İs­ tirahat autarımıı dışında bütün ömrünü emeli­ nin sür’atle gerçekleşmesine vermiştir.

Bir insanda, bu iki zıt mizaç ve telâkki nasıl yanyana gelebiliyor? Az çok her insanda, ilim dilinin «kutuplaşma» dediği bu karakter ikiliği vardır. Bunlardan biri, şuurun üstünde, ötekim hükmü altına alır ve şuurun altına atar. Nefes almasına ve kımıldamasına imkân bırakmaz. En

cömert adamın içinde bir cimri, en cesur adamın içinde bir korkak, en duygulu adamın içinde bir vurdum duymaz mahpustur. Ancak şuurun zaafa uğradığı keyif unlaruıda bu hapsedilmiş ikinci ve mağlûp şahsiyet, zindanından biraz dışarı çı­ kar ve kontrolün zayıfladığı şuur sathında dolaşır. Sonra —yâni şuur ve irade eski gücünü kazan­ dığı zaman— bu mahpus tekrar İnine döner ve siner.

- Bu ikinci şahsiyet, birincisinden çok daha zayıf, sönük ve iradesizdir. Hesaba katılmaz.

Bunu bilenler, insanların şuursuzluk anla­ rında gösterdikleri karakter zıtlıklarına ve gara­ betlerine şaşmazlar.

Atatürk'ün keyif anlarında bir epikürycn, parlak şuur anlarında bir idealist olmasında şa­ şılacak bir şey yoktur. Bilâkis yakutlarına sevimli görünen de onun bu cana yakın beşeri taraflarıydı.

Atatürk kadar ebedîlik ölçüsüne girebilmiş bir adamın fâni keyif ve .şiir anlarında, sâdece hayâlen yaşadığı kuru kestane felsefesi ve boş* vercilik, hudutsuz ihtirasmı dinlendiren bir te­ vekkül yastığıdır. Bunsuz bir insan, ne Atatürk, ne de hattâ sâdece bir insan olabilir.

26 MİLYON DOLARLIK TAHSİS

VE SANAYİCİLERİN TALEBİ

İstan b u l sanayicileri, «on (thal ta h ­ sislerinden k âfi d erecede faydalan** u la d ık la rın ı ileri sU rerek İk tisa t ve T ic aret V ekâletine b ir te lg ra f çek­ m işler ve Polonya, Ç ekoslovakya ve R usya’ya y a p ıla n 26 m ily o n d o larlık tahsisten b ir m ik ta rın ın ken d ilerin e a y rılm a sın ı talep etm işlerdir. S ana­ yicilere göre, 26 m ilyon d o la rlık ta h ­ sisin b ü y ü k k ısm ı piyasa İh tiy a çla­ rın a m ü ted air lisan sların k a rşıla n m a ­ sın d a k u lla n ıla c a k tır. H albuki y e rli sanayiin bâzı şubeleri h am m adde yokluğu İçindedir v e yed ek aksam v e teçhizat bu lm ak ta güçlük çekm ek­ ted ir. D em irperde gerisi m em leketle­ rin e y ap ılan tahsisin b ir k ısm ın ın sü r'a tle san ay i İh tiy açların a a y rılm a sı in k işaf etm e k te o lan sanayiin selâ­ m eti b a k ım ın d a n lüzum ludur.

M E V L Û T

ÜROLOG OPERATÖR DOKTOR

MEHMET ALİ OMA'nın

vefatının sekizinci yıldönümüne tesadüf eden 11 Kasım 955 cu­ ma günü ikindi namazını müteakip Kadıköy Osmanağa camii şerifinde Mevlûdu nebevi okunacaktır. Akraba ve dostlarımız­ la din kardeşlerimizin ve merhumu sevenlerin teşrifleri rica

olunur. E Ş İ M. İhsan OMA

i

Hasırcılar

,

1

ş u b e m i

Y A R I N

h i z m e t e g i r i y o r ■ J f e t t i l t l ü b a n k a , m a a m c i e U t i

1 5 ,0 0 0

L ir a lık h u s u s i k e ş i d e f O O O L i r a ve d a h a fa z la p a r a y a h r a n . lara haftalık ke şid e

Ayrıca.

A p a rlım a n daireleri ve para ikramiyeleri keşideleri

Her 150 liraya bir kura numarası

T

iir k

T

íc a r e t

B

a n k a

?1!

” ^ « s üâ «k su» ^ á ^

47

H albuki deli oğlan n e le r söylü­ y ordu :

«— Y âhu, be k ızım ! diyordu. Ye­ n isin sen, dü n y ad an h ab erin yok senin» P ara h a tır ı için b u deli h e ­ rifin a ğ z ın ın kok u su n u çekm ek ko­ lay m ı sanıyorsun! ’Bir gün ç ağ ırır, çok m uhterem b ir hanım efendidir, şöyledir, böyiedir, diye, konferans çeker. «Git, y a lıs ın ın resim lerin i al, eski T ü rk evi neym iş görsünler okuyucular!» diye, coşar. G idersin, resim leri a lırsın . B ir öfke! Neymiş?* Y alın ın önünde sahibinin resm i v a r­ m ış. K a d ın ın k o lları, g erdanı ç ıp ­ lak m ış! Vay can ın a! E rtesi gün gül resm i ister, gül! Beyaz olacak, g ü ­ zel açm ış gül resm i! S an’a t sayfa­ s ın a girecek, e n kibar, m âsum re ­ sim oym uş. B ir tab lo gibi çerçeve için e ko y m alıy m ışız! «Peki, yazısı beyefendi?» «Siz b ir şeyler yazar­ s ın ız efendim . G ü lü n güzelliği b a h ­ çelerim izi çiçeklendirm enin şehrim i­ ze vereceği letâfet, A vrupâî m an ­ zara... Y azın efendim y a z ın ... Ben, 1920 de V iyana’da S choenbrunn s a ­ r a y ım gezerken... O ta rh la r efen ­ dim , o çiçekler...»

Ay$e gülm eye koyuldu. G erçek­ ten gülünç a n latıy o rd u Reşit b u n ­ ları. Hem a ç ık söylüyordu. B ir a d a ­ m ın o kad ar parası olup sabahtan akşam a k a d a r çalışm asına, bu z ır ­ v a la n düşünm esine şaşm aktan s in ir­ leri bozuluyorm uş. G eceleri bile d ü ­ şünüp uyuyam ıyorm uş. Bâzan d a ­ yan am ay ıp sorardı:

B ir m aksadı olm alı değil m i?, b ir m aksadı olmalı?»

Ayşe omuz silkiyordu:

«—* M ükemmel adam canım ! Sen herşeyi kom ik ta ra fın d a n görüyor­ sun, mesele bu!»

Ne k ızıy o rd u am a oğlan! «— G öreceksin!» diyordu. «Olsun, göreyim!» diyordu Ayşe. Reşid’in hikâyelerinden u ta n m ıştı. İşin içine k arışm ak istiyordu a rtık . Reşid’in a n la ttığ ın a göre, sevim li, şeytan gibi a k ıllı olan v e suya s a ­ b u n a dokunm adan gem isini y ü rü ­ ten salonun en m ühim şahsiyetimi, sekreteri, sa n 'at sayfaları ile

uğra-PERİ DE

CELAL

I

Ş

I

şan suratsız, k en d in i beğenm iş e d e ­ biyatçıyı, k ız la rı, hepsini m erak ediyordu. En m ühlm m i Seyfi’y l gö­ recekti. Ona y a k ın olacak tı. D aha şim diden aalondakilerden k ıs k a n ı­ yordu onu. En çok m erdivenlerde gördüğü o s a n saçlı, güzel, s ık k ız ­ dan korkuyordu. Reştd’den öğren­ m işti. K ızın zengin olduğunu, keyfi için ç a lış tığ ın ı biliyordu. B ir de Gogot v ard ı. S ek reterin k a r ış ıl Göz kam aştırıy o rd u k ad ın . B elki Seyfl de, R eşit gibi öyle telli pu llu be­ bek güzeli k a d ın lard an hoşlanm ıyor­ du. A caba ona salonda ne İş v e re ­ ceklerdi? K ız la rın arasında, b ir m asada otu racağ ın ı düşününce içi heyecandan b ir tu h af oluyordu. H albuki k ız la r şim di onu nerede görseler selâm lıyorlardı. H attâ Ta­ ta r yüzlü, uzu n saçlısı, R eşid’in B ülent diye lâ fın ı ettiği k ız. b ir gün y a n ın d a n geçerken d u ru p :

«— Siz de m i tercüm e y a p ıy o rsu ­ nuz?» diye, soruverm işti.

K ıp k ırm ız ı olmuş, kekelem iştl Ayşe:

«— İşte b ir şeyler yapıyorum !» Belki de onunla arkadaş olurdu. Uzun boylu, b a h r in yürü y ü şlü es­ m er k ız gibi kendini beğenm iş de­ ğildi o..

M asanın başında derin d erin içi­ n i çekti. D erinlerde, çok d erin ler­ de ince b ir is kokusu başlıyordu. G ü n lerd ir olm ayan şeydi bu. Ü r­

k ü n tü veriy o rd u içine. H alasından korkm asal N efret ed erd i böyle d a ­ vetlerden. M ücevherler, kokular, İpeklerle donanm ış o k a rın lı kalçalı şım arık , konuşkan, k e n d in i beğen­ miş k a d ın la rın y a n ın d a , k ü ç ü k si­ y a h elbisesi ile b ir hizm etçi gibi silik k alacağ ın ı biliyordu. T abak ta ­ b ak yiyeceklerdi. B ağ ıra b a ğ ıra k o ­ nuşup, o lu r olm az şeylere gülerek k endileri gibi neş’eli, iştah lı, m eş­ h u r ve m ühim e rk ek lerin in yan ın d a fık ırd a y a c a k la rd ı. Sonra F u a t b u ­ d alası, züppe n işa n lısı İle!., «Beni alm ad ığ ı için k ısk a n ıy o r m uyum?» diye, kendi k e n d in e sordu. Yorgun güldü. P encereye v u ra n akşam ış ı­ ğ ın a d aiarak o d acığ ım düşündü. A kşam b aşlam ıştı orada şimdi. D u­ d ak la rın d a k i tebessüm genişledi. D alıp gitti.

İndos’da ç a lg ılı gazinoyu geçip biraz y ü rü y ü n ce çam ların arasın d a k ırm ız ı toprak ç ık ın tı başlar. O ra­ daydı şimdi. B oyunları denize doğ­ ru eğilm iş iki ih tiy a r çam ın a ra ­ sın d a oturm uş, a ğ rıy an belini d in ­ len d irerek gittikçe koyulaşan denizi seyrediyordu. Y osunlara k a rışa n ko­ cabaşların. k ek ik lerin , ku ru m u ş k a ­ t ı r tırn a k la rın ın kok u su n u genzin­ de d u y ar gibi oldu. Yaz b aşıy d ı. Deniz, çam lar, gökyüzü hepsi bo­ şuna, hepsi b aşk aları için diye, h ırsla titred i. F en asın a gidiyordu.

«Ben bu m asan u ı b aşın d ay ım ve orada, herşey o rad a! B ir ekm ek p a ­ ra s ın ın insanı nelerd en m ah ru m e t­ tiğini anla kızım !» Ç ocuklar gibi h a y re t e tti buna. A klı hep oradaydı. H eybelinin ark a sın d a gölleşen d e­ nizi görüyordu. S u lar k ıy ıla rın d i­ binde ayna gibi parlam aya başlı­

y o rd u İşte. İçlerinde m or, yeşil ren k ler, çam ların siyah gölgeleri titriy o rd u . Başı gittikçe ağ ırlaşarak kendini b ıra k tı. «Benim adacığım !» diye, m ırıld a n d ı. Gözleri y aşard ı. O İki çam ın arası, ev et o rası.. M ar­ tıla rd a n başka kim se kalm az a k ­ şam ları. Y aprak k ıp ırd a m a z. D eniz­ den b ir sandal geçer bâzan. Tâ, d ip ­ te, u ç u ru m u n a ltın d a su la r h ış ır ­ dar. İçindekiler y u k a rı b ak arlar. Ayşe’y i görem ezler. S a k lan m ıştı kız. K ozalaklarla koyun koyuna, to p ra­ ğ ın ü zerin e y a tıv e rn ^ fc r öylece. U çurum un dibinde b lr^ K ü ç iik k ü ­ çük güler. Sesler b irb irin e k a rışır. Sandal k ıy ıd a n k ıy ıd a n uzaklaşır. H eybelinin ark asın d ak i göl k o y u ­ laşm aya b aşlam ıştır a rtık . U zaklarda küçük, sivri, siyah a d a c ık la rın y er y e r k a b a rd ığ ı deniz m asm avidir h â ­ lâ. D ünya ne güzeldir orada! İki ih tiy a r çam ın arasında, d ü nya m as­ m avi, a y d ın lık , sessiz korkusuz...

«

ı Ayşe’n in gönlünce bir dünya!,

eden sonra ta til b ir rü y ad an n ır gibi gerinip k a lk tı. Saatine b a k tı. Ç ık m a vaktini on dakika geçirm iş olduğunu h ay retle gördü. Yavaş yavaş dosyalarını topladı. M akinenin k ılıfın ı koydu. İçi y o r­ gun, a k tı adada, Şaziye’de, odadan ç ık tı.

M erdivenleri som urtarak indi. D urm uş efendiye selâm verm eyi, h a ttâ k a r tın ı basm ayı u n u ta ra k y ü ­ rüdü, alaca k aran lığ ın içinde k ay ­ naşan h a lk ın a rasın a k a rıştı, h ala­ s ın ın evinin yolunu tu ttu .

IX

Ne âlem i A yrı bir dünyadaydı bu! Evde b ü tü n ışık lar yanm ıştı. Ay­ şe’nin gözleri kam aştı içeri girince.

Stiheylâ H anım efendi siyah kadife b ir elbise giymiş. Ne elbise I Gençleş­ m iş ve güzel b u ld u onu kız. Boy­ n u, om uzları sü t beyaz. Y alnız çe­ nesi ihtiyar, k o lla rı da sa rk ıy o r bi­ raz. M isafirlerinin arasın d a dolaşır­ k en k a d ın la rın d u d ak ların d a k ıs ­ kanç, alaycı tebessüm ler açılıy o r. Elbisesinin dekoltesini fazla bulan­ lar, m ücevherleriyle eğlenenler var. F ısıld aşıy o rlar araların d a . E rkekler ise k apı a rk a sın d a bulsa s ık ış tıra ­ caklar. «Var o lu n H anım efendleiğim ! Y aşayın siz Stiheylâ H anım cığım ı O güzel ellerine sa ğ lık cancağazım l» diye, y ılışa n la r az değil. İh tiy a r k a­ d ın ın b ir gece için gençleşmesi I Şa­ şılac ak şey bu. Y a rın gözlerinin altı şişecek, boynu, koıseslz etleri sa r­ kacak! Şim dilik b ir gecelik sa lta n a­ tın ın ta d ın ı çık arm ay a b ak ıy o r bel­ li.. M ehm et S am u r Bey de bu gece Süheylft H an ın ım h a y ran ları a ra sın ­ da. S ık sık k ad eh in i k a ld ırıy o r k a­ d ın a doğru. Ayşe h a la s ın ın ta v rın ı, b a k ışla rın ı da pek beğendi. E rk ek ­ lere ta tlı gülm esini biliyor b u k a­ d ın . Cilve yapm adan onları baştan çık a rıy o r. «Ne tecrübelerden geç­ m işi diye, d ü şünüyor kız. İşin us­ tası olmuş.» ,

N işanlıya gelince neş’eslnden u çu ­ yor. Güzel oğlan F uat. N işanlısı da güzel. Hele giyinişi! A yşe’nin y a­ n ın d a b ir han ım elbisenin iki bine ç ık tığ ın ı fısıld a d ı. Babası çok zen­ ginm iş k ızın . K ara b ıy ık lı bir adam R akı m asasın ın b aşında som urtuyor F u ad ’ı y a n ın a alacakm ış. A partm an döşeyecekmiş, seyahate gönderecek­ m iş oğlanla kızı.

4 Devamı var

Dünya Çocuk Kitapları

Haftası pazartesi açılacak

Dünya Çocuk Kitapları Haftası 14 aralıkta açılacak ve 20 aralığa ka­ dar devam edecektir. Bu hususta­ ki ham lıklar devam etniktedir.

Bu cümleden olarak, İstanbul Radyosunda konuşmalar yapılacak­ tır. Ayrıca Koca Ragıp Paşa ve E- ğitim EnstitüsU kütüphanesinde bir çok milletlerin iştlrâkiyle bir çocuk kitapları sergisi açılacaktır.

T E Ş E K K Ü R

Fatm a T elci’nin eşi, Melek Telei’nln babası, M elek ve S abri T elcl’nln b iri­ cik ev lâtları, Em ine A km an, İsm ail Ak- m an’m d am atları, İsta n b u l Barosu a v u ­ k a tla rın d a n :

A V U K A T İSMAİL KEMAL TELCİ

dûçâr olduğu h a s ta lık ta n k u rtu la m a y a­ ra k vakitsiz ölüm ü dolayısiyle cenaze­ sine iştirâ k eden, çelen k gönderen, tel­ graf ve telefonla ve bizzat evimize k a ­ d ar gelerek a c ıla rım ız ı paylaşan bil­ cümle ak rab a, dost ve m eslekdaslarına a y rı a y rı teşek k ü re b ü y ü k acım ız m â­ n i olduğundan b u h u su sta m uhterem gazetenizin ta v assu tu n u rica ederiz.

T elci ve A km an A ileleri < > ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦

İSTANBUL TÜRK

OCAĞINDAN

o I» O o I » O cağım ızın iki senelik m ûtad ( i •Umumî Heyet» to p lan tım ız 6 , , kasım 1955 tarih in d e e k se riy e t te- , . min edilem ediğinden 13 k a s ım

1955 pazar günü saat 14 de A k- * ^ S aray’d a k i Ocak M erkezinde ya* 11 p ılacak tır. S a y ın âz â la rım ız ın i i teşriflerini say g ıla rım ızla rica <, ederiz.

İstanbul Tiirk Ocağı İdare Heyeti

B O R S A

• K asım 1955 — Çarşam ba

SERBEST ALTIN FİA TLARI C um huriyet 80.40—80.50 Reşat 90.00—90.50 V ahit 76.50—77.00 H am it 78.00—78.50 Aziz 76.00—76.50 G ulden Hollanda 77.50—77.60 Külçe 11.68—11.70 İngiliz V lktorya 101.50-102.00 İngiliz 102.50-103.00 N apolyon 67.50—68.00 İsv içre Frangı 67.50—68.00 KALIN BEŞİBİRLİKLER C u m huriyet A ta. 390.00—392.50 H am it 480.00—485.00 Aziz 395.00—400.00 Reşat 685.00—690.00

KÜLÇE ALTIN FİATLARI

Degusse 11.80—11.35 S tan d art 11.75—11.30 Y eril (100 m m .) 11.68—11.70 BEYNELMİLEL BORSALARDA DÖVİZLER Resmi Serbest 1 S terlin 7.84 26.00 L 1 D olar N.W. 7.84 10.40 L 100 İsveç K. 54.12.50 — 100 İsv. Fr. 64.03 250 L 100 D. M ark 66.40 250 L

K

I

S

A

H A B E R L E R

• BEYAZIT m e y d a n ın ın istim lâk i de­ vam etm ek ted ir. F aaliy etin önüm üzdeki gü n lerd e d ah a artm ası b eklenm ektedir.

• VİLÂYET İh tik â rı T etk ik K om i*, ■yonu d ü n toplanm ış v e y e n id en 6 fir­ m ay ı adliyeye sevketm iştir.

• BELEDİYE B ahçeler M ü d ü rlü ğ ü n - ce, Y ıld ız P a rk ın d a v ü c u d e g e tirile n n e b a ta t bahçesi, bug ü n s a a t 12.50 d a m erasim le a ç ıla c a k tır.

• İNGİLTERE’n in A n k ara B ü y ü k E l­ çisi S lr Ja m es B ow ker’ln eşi, ta tilin i m em leketinde geçird ik ten so n ra İsta n ­ b u l’a döndüş v e d ü n gece ekspresle A n ­ k a ra ’y a gitm iştir.

• KEMERBURGAZ’d a T erkoa İd a re s i, ne a it su sa ati o d asın d a bu lu n u n ISO kilo a ğ ırlığ ın d a 3 k a lıp k u rsu n , m eç­ h u l h ırs ız la r ta ra fın d a n ç a lın m ıştır.

• ŞÜKRÜ Y ıld ız a d m d a b ir ham al, h ırs ız lık m aksadiyle U n k ap an m d a k e ­ reste m a ğ a z a la rın ın ö n ünde d o laşırk en suçüstü y ak alan m ıştır.

• TARLABAŞINDA İly a B ahar a a it m obilya m ağazasında benzin p a rla m a ­ sın d a n y an g ın ç ık m ış v e büyüm esine m eydan yerilm eden sö ndürülm üştür. + ÜŞKÜDAR’da D u rb an i so k a ğ ın d a otu ran 13 y aşın d a G ülten a d ın d a bir kız, babasına sin irlen erek ken d isin i ikinci k a t p enceresinden sokağa a tm ış ve m uhtelif y erlerin d en y a ra la n m ış ta . • CİBALİ’de o tu ra n B ilâl Bolgay a d ın d a b irin in 8 y aşın d ak i k ız ı Cânan Bolgay, evinin önündeki lâğ ım çu k u ­ ru n a düşm üş ve y a ra la n m ıştır.

O k u l l a r d a trafik

filmleri gösterilecek

İstanbul Trafik Müdürlüğünün ilk ve orta okullarda trafik mev­ zuuna • dair gösterdiği filmlere bu sene de devam edilecektir. Film gösterilerine dünden itibaren Pa- şakapıdaki ilkokulla başlanmıştır.

250 kişiden

1 kisivi

mutlaka kazandıran

tasarruf plânı

★ ★ ★ ir ★ ★ ★ ★ ★ ★

*

... . . . ...

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

^ p a r a n ı z ı n . . . i s t i k b a l i n i z i n e m n i y e t i ^

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

Iratlı

K ü ç ü k

C a ri

H esaplar

aletâde

b ir

piyango

değil...

ayda ya p a ca ğ ın ız ufak bir ta­

sarrufa

m ukabil

istikbalinizi

tem inat altına alan b ir plândır

• 600 liraya kadar aylık

İRAT temin eder

• 50.000 liraya kadar pe­

şin SERMAYE sağlar

%2.5 faiz getirir

İş Rankasmm diğer keşi*

desine iştirak hakkı verir

Gişelerimizden broşür ve izahat isteyiniz.

TÜRKİYE 4 : BANKASI

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

î

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

(3)

ADRİS: Cağaloğlu, Mollafenari sokak No. 1- İSTANBUL TELGRAF: MİLLİYET, İ s t a n b u l POSTA KUTUSU: 492, İstanbul T E L E F O N : 2421 9 (Santral) YIL: 8 — SAYI: 196»

BUGÜN

SAYFA

10

KURUŞ

• p r e s i z

Alman Gıitzrıer Dikiş makineleri yakında piyasaya bütün çeşitle­ riyle arzed ilecektir.

MAKİN« TİCARET

KOL. ŞTİ.

İst- Tarlabaşı Cad. No. 79 P. K. 409 Beyoğlu, Tel: 43748.

İzmir: Anafartalar Cad. Barut* han Alt» P. K. 521 Tel: 26864 Telgraf: Kollektil

Perşembe

IIMI44l>l»IHIII»ll»»lllll4MI»llltlil»llllll|ltllMIIIIIII|IIIIM44»|ll,l,MlltlllMIIIIMIIt.MIAIMMIIIII4lllll»|»l|||||M|||||,l»4lll4lll»llll»ll»lllll«l|l||||l4llll|l»l*HI»»IIIİIMIHIIIItllllH4»l4l4l||lİ|«||M||(|M|||,||»,||||||||||||||»|||||||»|||ti||||||u|.»|||j|Hju»||||»|,||||n j|I K t l I H i m i l l i l l M I l l U t l I l I t t l I l l M U t l I l U i m i l l l t l I i l M i t . '

M i llî m a t e m im iz

4 * 1 *

A ta tü r k 9ü e b e d iy e te in tik a lin in 17 n ei y ıld ö n ü m ü o la n

b u g ü n b ü tü n y u r tta y a p ıla r a k

tö r e n le r d e tam im le an acağım

:

*

ıtıntıı mı HIMHIM 11 Iii|l(lıtt, | (>| ((aaıai(aaı.

EKREM I1AYRİ ÜSTÜNDAĞ. DÜN RIHTIMDA KEN D İSİN İ KARŞIT.AYAN ARKADAŞI ARI il E KONUŞUYOR (İLHAN DEMİRKL1

19 1ar dün de

to p la n d ıla r

İzmir den gelen Ekrem Hayrı Üstiindağ:

“ Mücadelemizi millet önünde , Meclis

k ü r s ü s ü n d e n y a p a c a ğ ı z , , d e d i

VALİ MUHTARLARLA GÖRÜŞTÜ

(İLHAN DEMİREL) İstanbul Valisi Oul.ay, diin Liman L okantasında şe h ri­ miz m uhtarlariyle b ir to p lan tı y a p m ıştır. M eb’ıtslar, Daim i Encüm en a z a la n ve kaym akam ların da h a z ır bulunduğu to plantıda, şehrin ih tiy açları üzerinde durulm uş, m evcut işbirliğinin b u n d an sonra daha da, gelişeceği üm idi İzhar olunm uştur.

Şehrimizde bulunan ispatçı mil- * letvekilleri dün de toplantdarına devam etmişlerdir.

Öğleden sonra İzmir’den gelen Ekrem Hayri Üstüııdağ’ın da işti- | râkiyle bir müzakere yapılmıştır. Bu müzakerede Ustündağ İzmit'in

j

durumunu izah etmiş, buna mu- i kabil arkadaşlarının İstanbuldaki ,

» Devamı Sa. 7, Sii. 6 da

Dahiliye Vekilinin

b i n d i ğ i u ç a k

mecburi iniş yaptı

ANKARA, 9 — Dahiliye Vekili Ethem Menderes’i dün sabah İs- tanbuldan şehrimize getirmekte o- ; lan askerî uçak ıjıotöründe bir arıza sebebiyle Eskişehir’e mec­ burî iniş yapmıştır. Uçakta bu­ lunanlar, kazayı yarasız, beresiz at­ latmışlar ve Ethem Menderes başka bir uçakla şehrimize gelmiştir. M* AA A A IIIIIMIIIIIIIIIIlIlmlIllllltlHlIIIIIIIIimilllllllllllllllllllllillllllllllllllI'HIHIIIIIIIIHIHIIIIIIIIHIIIHIlnıflıımnınııııııııııınııııııiııı

5 maaş ikramiye tasarısı

Başvekâlete sevkedildi

Emeklilere de yılda üç maaş nisbetinde ikramiye verilmesini

>iş eden tasarının

V:

Bugün büyük Ata’nın ebediyete ’ intikalinin 17 nci yıldönümüdür. Aziz Atatürk bugün bütün millet­ çe bir defa daha tazimle anılacak- j tır.

Şehrimizdeki ilk tören, Fen Fa­ kültesinde, Ata’nın fani hayata göz lerini kapadığı saat olan 9.05 de başlayacaktır. Bu esnada limanda bulunan bütün gemiler düdük çala­ cak ve İstanbul halkı ihtiram du­ ruşunu yapacaktır.

Halk Eğitim Merkez Müdürlüğü, Mustafa Kemâl Derneği ve Halk | Eğitim Dernekleri tarafından Emi­

nönü Öğrenci Lokalinde müştere­ ken tertip edilen toplantıda ayni saatte başlamış olacaktır.

Saat 15 de de Kadıköy eski Hal­ kevi ' salonunda bir tören yapıla­ cak, müteakiben de Atatürk’e dair eserlerden müteşekkil bir kitap ser gisi açılacaktır.

Ayrıca okullarda da anma tören­ leri hazırlanmıştır. Buralarda kon­ feranslar verilecek, Ata her cephe­ siyle tanıtılacaktır.

Millî matem günümüz dolay isiy­ le bütün eğlence yerleri kapalı ka­ lacak bayraklar yarıya indirilecek Ankara, İstanbul, İzmir radyoları da hususî yayımda bulunacaktır.

Şehrimizde bir kısım^mağazlar ve müesseseler vitrinlerinde Atatürk köşeleri hazırlamışlardır. Bu da günün hususiyetlerinden birini teş­ kil etmektedir.

Bu arada tamiri tamamlanan Atatürk müiesi de dün açılmıştır.

Bunların dışında yıldönümü do- layısiyle C.H.P. İstanbul il kolları bir beyanname yayınlamıştır.

9 Depavn Sn. 7, Si». 1 de

derpi

t a t b i k i n e 1 9 5 6

martında başlanacak

[HUSUSÎ MUHABİRİMİZDEN! ANKARA, 9 — Memurlara üç ye­ rin» be| maaş ikramiye verilmesi meksadiyle hazırlanan tasarı bugün Başvekâlete sevkedilmiştir. Bu ta­ sarıya göre, Emeklilere de bir yıl zarfında üç maaş nisbetinde ikrami­ ye verilecektir. Memurlar ve emek­ liler, 1956 mart ayından itibaren bu yeni tasarıdan istifade edecekler­ dir. Tasarı Meclisin 16 kasım’dan eonraki ilk celbelerinde ele alıhacak ve kanunlaşacaktır.

Diğer taraftan Devlet Personel Kanunu üzerindeki çalışmalar de­ vam etmektedir. Bu kanun, askerî personel kanunu ile tevlıid edile­ cektir. Personel kanununun da 957 yılında meriyete girmesi beklen­ mektedir.

■•(«S *«!*■■■ t ••■•(««■MAlItSiaSSAlAAAAAAAİSASSS« A

SIlatlI«!*-16 k u r u ş l u k

istida pulu 106

kuruşa çıkıyor

[HUSUSÎ MUHABİRİMİZDEN] ANKARA, 9 — «Adam sen de mesele 16 kuruşluk bir istida pu­ lunun başına patlar» sözü, belki de 1956 yılı içinde tarihe karışmış ola­ caktır, Zira, 20 yıllık Damga Resmi Kanununda günün ihtiyaçlarına uy­ gun şekilde yapılacak tadilâta gö­ re, istidalarda 16 kuruşluk pul ye­ rine bundan böyle bir liralık pul kullanılacaktır. Bu işle vazifelen­ dirilen ilgili komisyon, diğer senet pullarında buna muvazi ayarlama­ lar yapacaktır. Böylelikle hem olur olmaz işler için istida kullananla­ rın adedinin azaltılacağı, hem de bütçede gelir fazlası temin edilece­ ği belirtilmektedir. Devlet, yeni kanun mer’iyete girdiği takdirde bütçede 100 milyon liralık fazla­ lık temin etmiş olacaktır.

TEHLİKELİ NUMARA

(A.P.J D ünyanın en büyük k a d ın trapezcisi 26 y a ­ şındaki Jacqueline Kaiııet. Rom a’da «Togni» Sirkinin a ç ılışın d a trapez üzerinde tehlikeli bir num ara yaparken 10 m etre yükseklikten düşm üştür. Pist üzerine o gece ağ gerilmedi#! için Jacqueline yaralanm ış, bu arada kolu k ırılm ış tır. M eşhur trapezci, y ıld ız Betty liuUon ile b eraber «The G reatest Show On Kartlı» iUmiude oy n am ıştır.

MÜZAKEREDEN EVVEL

İÇKİ!

A m erikan Hariciye Vekili

Jo h n F o ster Dıılles, geçen pazar B elgrad’a giderek, Mareşal T l- to ile Cenevre K onferansında ele a lu ıa n m eseleleri ve ayrıca O rtado­ ğ u ’daki duru m u görüşm üştür. Brioni A dasında y ap ılan görüşm elerden ev ­ vel, Tito, D ulles'a b ir kadeh «slSvo- viç» (Y ugoslavya’n ın millî içkisi) ik ­ ram etm iştir. D ulles’a bu seyahatin­ de refikası da re fa k a t etm iştir. Mr.ı. Dulles, M areşalin eşi ile sam im î bir hasbıhalde b u lunm uştur.

Belediye Meclisi

terimleri pazar

günü yapılıyor

Seçimle

ilgili

propaganda

müddeti dün akşam sona erdi

Belediye Meclisi seçimlerde alâ­ kalı propaganda müddeti dün ak­ şam nihayete ermiştir. Seçim sonu­ na kadar bu şekildeki her türlü fa­ aliyet kanunen yasaktır.

Diğer taraftan Demokrat Parti il teşkilâtı dün de bir toplantı ya­ parak son hazırlıkları gözden ge­ çirmiştir.

Seçime muhalefet partisi olarak iştirak edecek olan Köylü Partisi de hazırlıklarını tamamlamıştır.

Seçim pazar sabahı saat 8 den itibaren başlayacak ve saat 17 de tasnife geçilecektir.

GELİBOLU’DA SEÇİM

FAALİYETİ

I Hususî M uhabirim iz Süleym an Tokgöz'deıı I GELİBOLU, 9 — Önümüzdeki Pazar yapılacak Belediye seçimle­ ri münasebetiyle şehrimizde çalış­ malar hararetlenmiştir. Müstakiller ile D.P. liler arası çok gergin du­ rumdadır. Her iki tarafın da ka­ zanma şansları kuvvetli görülmek­ tedir. Müstakillerin dün akşam bir kahvede yaptıkları toplantıda hâ­ diseler çıkmış, kahvenin camlarını kırmışlardır.

B a y a r ve M e n d e r e s

dün A n k a r a ' y a döndü

Reisicumhur hava alanına indiği zaman

j e t u ç a k l a r ı k e n d i s i n i s e l â m l a d ı

[ANADOLU AJANSI! ANKARA, 9 — Reisicumhur Celâl Bayar, bugün saât 16.30 da ha­ va kuvvetlerimize mensup bir uçakla Ankara’ya avdet etmiş ve as­ kerî merasimle karşılanmıştır.

Reisicumhur bayraklarla donatılmış Etimesgut hava alanında Bü­ yük Millet Meclisi Reisi Refik Koraltan. Başvekil Adnan Menderes ile Vekiller, Büyük Millet Meclisi1

Reis Vekilleri, Mebuslar tarafından karşılanmıştır.

Reisicumhur Celâl Bayar uçaktan 9 Devamı Sa. 7, Sii. 3 de

SAN ATKAR HÜSEYİN ANKA, ESERİ HAKKINDA TALEBELERE İZAHAT VERİYOR (ILHAN DEMİREL!

Gnsekiz

yekpare

bin kiloluk

taslan bir

Mim ar Sinan doğdu

Bir Türk sanatkârının yaptığı heykel Ankarada

D il - T a r i h Fakültesinin önüne konacak

*

[HALİT KIVANCI Dün saat 14.30 sıralarında yüzden fazla ortaokul talebesi, Fatihte bir medresenin avlusunda heybetli bir heykeli ağızları hayretten bir karış açık seyrediyordu.

«— işte yavrularım, bu, Türk san’atmın dünya çapındaki ustası Mimar Sinan’ın heykelidir. Eserlerini güzel şehrimizin her yanında gördüğünüz Koca Sinan’ın bu muhteşem heykelini bir Türk san’atkâ- rı 1.5 yıllık yorucu bir çalışmadan sonra vücude getirmiştir. Şu hey­ kel bundan 1.5 yıl evvel 18 bin kilo ağırlığında muazzam bir mermer parçası idi.»

Evet, Gelenbevi Ortaokulu Müdürünün, talebelerine gösterdiği heykel, bir Türk san’atkârımn takdire değer mesaisiyle yaratılmış bir eserdi. Ve şu hâliyle 6500 k|lo ağırlıkta, 2 metre 80 santim boyun­

daydı. I

Margaret yeni

arkadaş buldu

Prenses,

şimdi Albay

Tovvnsend’in yerine tâyin §1:

edilen

Lord

Plunkett

ile geziyor

[ANADOLU AJA N SI | §>; LONDRA, 9 — Prenses M arga- | | ret, A lbay T ow nsend ile m âcc- Ü rası sona e rd ik ten sekiz gün son- | | ra, 32 yaşında y a k ış ık lı b ir genç §| olan Lord P lu n k e tt ile b irlik te §| b ugün, A m erikalı zenci san’a t- i|î k â r Lena H orne’ıııı şa rk ı söyle- if: diği Savoy Otele öğle yem eğine |;| gitm iştir.

A lbay Tow send, B rüksel Hava | | A taşeliğine tâyin ed ild ik ten son- | | ra. saraydaki boş kalan yerine, l£i Lord P lu n k ett getirilm iş ve K ra- li.v e t ailesi ile b irlik te iki sene | | evvel Rodesya’ya gitm işti. | |

Prenses M argaret’iıı, Tow nsend hâdisesi tesirinden b ir ayda a n - | | cak k u rtu la cağ ın ı tahm in eden | | L ondralılar, onun Lord P lu n k ett p ile b irlik te bugün Savoy Otele ; i gitm esini hayretle k a rşıla m ışla r- i|ü

d ır. | |

v " '> - \ '<v" immmM

Daha evvel Anıt-Kabir inşaatı­ na mütevazi eserleriyle katılmış ve Trabzonda da bronzdan bir Atatürk heykeli yapmış olan Hüseyin An- ka-Özkan, yaz, kış, kar, fırtına, yakıcı güneş dinlemeden bir köşe­ de sesiz sedasız çalışmış ve mem­ leketimizde ilk defa bu çapta yek­ pare bir taş parçasından oyma su­ retiyle bir heykel meydana getir­ mişti.

Millî bankalarımızdan birinin fi­ nanse ettiği bu işin masrafı 62 bin lira idi. Heykel Ankara Dil-Tarih t Devamı Sa. 7, Sii. 1 de

Boğulan 6 denizcinin

c e s e t l e r i bulundu

I Hususî Muhabirimiz AHMET SONAT’tan) İZMİT, 9 — Değirmendere önle­ rinde vukû bulan bir sandal kaza­ sında boğulan 6 denizcinin cesetleri bugün sahilde bulunmuştur.

Denizcilerimiz bugün hazin bir törenle Değirmendere kabristanı­ na defnedilmiştir.

BİR TÜRK DOSTU İSTANBUL'DA

dostu, dün şehrim ize gelm iştir. Tip itibariyle tam bir A m erikalı olan Jakova. T ürkçe konuşurken, nereli olduğunu anlam ak bir hayli güç. Kendisi, bunun İçin «Tab’am A m erikan, fakat, kalbim Ttirk» diyor. A rn av u tlu k 'ta doğup ta h ­ silini Robert Köle 1 ite yapan A«>m Jakova. Kral Zogn’nıın uzun zam an hizm e­ tinde bulunm uş, Hâriciyede çeşitli vazifeler görm üştür. Resimde, Asım Jakova görülm ektedir,

Efe HOgûZ TAYYARE İLE İZMİR'DEN İSTAn8uLA SELDİ (gAZET£[£R)

BıR tiIZlN Z o SANTİMLİK KUYRUĞU KESİLDİ fĞA'ZETCURDfNj

v W

€StCÎŞ£ttiR£>£ HALK YAYA KALDI (fiAZFTÉLGRDHNJ

»

...

...

(4)

£ i» S '1 8 a fe " s a AYFA ‘ M İ L L İ Y E T ... ... ... ... ... ... KASIM 1W»

KÖSEM

SULTAN

f m e Ş A D E K R E M K O Ç U — 4 4 — .

HÜsatn Reis kalitası Saray- burnunu dönmeye başlarken kuru sıkı yedi pâre top atarak sarayı selâmladı.. Gemi yolunu kesmiş, forsalar kürekleri gayet ağır alıyorlardı.. Geminin baş taralında bir gemici boy boy. çeşit çeşit kayıklara durmadan boru öttürüyordu. , Dümencinin gözleri bütün dikkatiyle öne saplanmıştı. Forsaları idare eden gemici de durmadan bağırıyor­ du:

— Sağ al... Sağ al... Hep be­ raber... Hep beraber... Sağ al... Sağ al... Beraber.., Beraber... Sol al... Sol al... Hep beraber... Hep beraber...

ICalita, limanı doldurmuş ge­ milerin arasından, kocaman bir deniz kuşu gibi süzülerek ge­ çiyordu. ..

Kasımpaşa önünde «Vira de­ mir...» kumandası verildiği za­ man güneş tamamen batmış bulunuyordu.. Kalıta Tersane ile Kaptan Paşayı da üç pâre topla selâmlamıştı..

Forsaların Tersane şalopele- Tİne teslimi bir saatten fazla sürmüştü. Geminin anbarında çakıldıkları yerden sekizer se­ kizer çözülüyor, ayak bileklerin­ deki ağır zincirleri sürükleyerek ve bâzan çıplak sırtlarında şak­ layan kırbaçlarla sendeleyerek şalopelere atlıyorlardı. Hepsi bir teke gibi kokuyordu. Hepsinin cildi, insan rengini kaybetmişti. Çoğunun vücudunda yaralar, .çı­

yanlar vardı. Kimi gözlerini önüne eğmiş, hayatından bezgin, kimi etrafına kayıtsız, bir hay­ van gibi bakıyor, kiminin gözün­ de bir kin parılyordu. Araların­ da sekiz on tane de genç irisi tüysüz oğlan vardı. Çoğu ana doğması çıplaktı. Saçlar omuz­ lara kadar uzamış, bir kısmı da saçlarını, kadın saçı gibi örüp bağlamıştı. Hatice:

— Babacığım, zindana mı gi­ diyor şimdi bunlar?.

Diye sordu. Hüsam Reis: — Evet... Altı ay dinlenecek­ ler!. dedi.

— Zindanda mı dinlenecek­ ler?.

— Bir forsa için zindan, küre- ğin yanında saraydır..

— Zavallılar.,.

— Düşmanlarımız kızım... Biz­ den de yüzlerce kişi onların ge­ milerinde ve zindanlarında aynı hayatı yaşıyorlar...

— Bunların hepsi düşmanları­ mız mı babacığım?.

— Hayır, bir kısmı insan şek­ linde canavarlardır...

— Düşmanlarımız kızım... Bizden de yüzlerce kişi onların gemilerinde

ve zindanlarında aynı hayatı yaşıyorlar..

— Bak şu kıllı adam... Ayı gi­ bi kıllı adamı gördün mü?!.

— Gördüm babacığım... — İşte o müthiş bir haydut­ tur... Dağlar Delisi derler ona... On yıl yol kesmiş, kervan vur­ muş... Yüzlerce insan boğazla- mıştır... Tutulduğu zaman kazığa vurulup öldürülecekti. Canavarın ölümü ile yaptıkları yanında kal­

mış olacaktı. Gemide küreğe vu­ ruldu. Şu delikanlı, etrafına ba­ kman şu, çırçıplak delikanlı... O da müthiş bir kaatildir. De­ ğirmende ırgatmış... Değirmene gelen köylüleri geceleyin keser,

kestikten sonra soyarak cesetle­ rini parçalayıp doğrar, değirmen taşma atarak ezer, yok edermiş. Onu da çengele atıp öldürecek­ lerdi. Küreğe çakılarak hayatı­ nı kurtardı...

ALTIN YALDIZLI SARAY

ARABASI

Hatice’yi bağrına basan Rebia Hatun, Hüsam Reisin karısı, onu ölen kızının yerine koymuştu.

Hatice’nin Ayşe’yi andıran çiz­ gileri de vardı. t Devamı var

OĞLAK BURCU

22 Aralık - 20 Ocak

İş h a y a tın ız : Meslek ha- y a tın ız d a y ard ım veya him aye um duğunuz şan- siy etle bugün tem as im­ k ânı a ra y ın ız . His h a­ y a tın ız : Y ıld ız la rın ız ın tesiri dana iyiye doğru gidiyor. Neş’e bekleye­ bilirsiniz.

KOVA BURCU

21

lık - 19 Şubat

* k H ayatınız: U zaktaki rinize ve gelecek plân- f l ■ J jg ların ız a âit iyilikler bek- leyiniz. His h ay atın ız: Enteresan bir h ab er, n eş­ enizi a rttıra c a k .

BALIK BURCU

20 Şubat - 20 Mart

İş h a y a tın ız : B ir kazanç

J tip SP günündesiniz. His hava-

tın ız : Eşinizin veya ya- 7 k ın dostunuzun tavsiye­

sini dinleyiniz. Neticeye sevineceksiniz. S ağ lığ ın ız: E n erji­ nizi boşuna harcıyorsunuz.

KOÇ BURCU

21 Mart - 20 Nisan

İş h a y a tın ız : Tem aslar yapınız. Bugün, iş a rk a ­ d aşların ıza ve herkese k arşı o b jek tif olm anız lâzım , u n u tm ay ın ız.

BOĞA BURCU

21 Nisan - 21 Mayıs

İş h a y a tın ız : İş ve m es­ leğinizde ilerlem eniz için eşsiz sayılacak b ir gün­ desiniz. İş a rk a d a ş la rın ız ­ la a ra n ız çok d ah a iyi­ leşecek. His h a y a tın ız : H uzur için­ desiniz.

İKİZLER BURCU

22 Mayıs - 21 Haziran

İş h a y a tın ız : Y ıld ızların

A r fil tesiri değişiyor. İşinize ve h ay atın ıza daha iyi bir çehre veriyor. His ha-* y a tın ız : B üyüklerinize, sizden yaşlılara k a rşı alâka ve sev­ gi gösteriniz.

&

Ñ *

YENGEÇ BURCU

22 Haziran -22 Temmuz

İş h a y a tın ız : Bugün iş sizi bekleyen iyi h âd iseler var. His ha v* y a tın ız : B ir mesele gü­ zel b ir neticeye varacak, sevineceksiniz. S ağ lığ ın ız: İyi.

ASLAN BURCU

24 Temmuz - 23 Ağustos

İş h ay atın ız: M âkul k a ­ ra rla r verm eye ve te le ­ fon, yazı veya sözle iş m ünasebetlerinizi d üzelt­ m eye çok m üsait bir gündesiniz. His h a y a tın ız : M ünaka­ ş a la rın ız ın neticesine güvenebi­ lirsiniz.

BAŞAK BURCU

24 Ağustos - 23 E ylül

0. M, İş h a y a tım ı: İhtiyaç duy- 3 - «A duğunuz para, serm âye

veya kazancı n ereden 1 & nasıl tem in edebileceği­ nizi düşününüz. B ugün çâre bulm aya m üsait b ir tesir a l­ tın d a sın ız . His h a y a tın ız : Ü züntü­ nüz yok.

TERAZİ BURCU

24 Eylül - 23 Ekim

İş h a y a tın ız : Dost veya iş ad am ları ile tem as e- diniz. Kazanç ve m en­ faatinizi a rttırm a im kâ­ n ın ı bulacaksınız. His h a y a tın ız : Dostluk, sevgi, aşk gü­ nü. S ağlığınız: M ükemmel.

AKREP BURCU

24 Ekim - 22 Kasım

İş h a y a tın ız : H içbir d e ­ ğişiklik beklem eyiniz His h a y a tın ız : Ne iyi, ne k ö tü b ir hâdise yok. Sağ­ lığ ın ız : D ü nkünden fa rk ­ sız.

YAY BURCU

23 Kasım - 21 Aralık

/ İş h ay atın ız: Acele b i l ’ şey alm aktan sa k ın ın ız. B ugün zararlı çık a b ilir­ siniz. His h a y a tın ız : B u­ gün y ıld ız la rın ız , en fa z ­ la d o stlu k la rın ız a tesir ediyorlar. A radaki bağlar kuvvetlenecek.

VI

f t

Kadınlar her bakımdan

erkeklerden üstünmüş

Bir antroloji âlimi kadınların fizik mukavemet

ve kafa yapısı, üstünlüğünü iddia ediyor

[ANADOLU AJANSI] JOHANNESBURG, 9 — Johan- nesburg Üııivesitesinde Antroloji Profesörü olan Doktor W. Jefferys, Rotary Club’ün verdiği bir ziyafet­ te tabiat itibariyle kadınların, er­ keklere nazaran fizik mukavemet ve kafa yapısı bakımından üstün olduklarını söylemiş ve şu delilleri ileri sürmüştür:

1 — Kadın, erkekten d aba uzun yaşar. U m u m iy e t itib a M y le e r ­ kekler için emeklilik yaşı 60. ka­ dınlar için de 55 tir. Halbuki ka­ dınlar için 65 olmalıdır.

2 — Erkek çocuklar kız çocuk­ lardan daha zayıftır ve bunlarda ölüm nisbeti daha yüksektir.

3 — Kadın, ağırlık bakımından da .erkekten üstündür. Meselâ is­ tatistiklere göre kadınların en

a-ğırı erkeklenin en aa-ğırından kilo­ ca daha üstündür.

4 — Hakikî mânada mukavemet bahsine gelince, meselâ Hollanda’da harp esnasında kadınlar erkekler­ den daha az yiyecek vesikası al­ makla beraber, erkeklerde, gıdasız­ lıktan ölenlerin sayısı daha çok ol­ duğu görülmüştür.

5 — Kadınlar erkeklerden dalla az evhamlıdırlar.

6 — Erkeklerde, kadınlara naza­ ran bir misli daha fazla aptal ve dahi gömülmektedir, (Burada aptal­ lar ve dahiler tâbiri akK muvaze­ nesi bozuklar için kullanılmıştır.) Yani erkekler sinir sistemi bozuk­ luğuna kadınlardan daha müsaittir­ ler.

7 — İntihar eden erkek sayısı ka- dmlarınkinden daha yüksektir.

Hukuk Fakültesi Yönetim

Kurulu dün toplandı

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fa­ kültesi Yönetim Kurulu dün yap­ tığı toplantıda, eski talimatname ile yeni talimatnamenin çatışma­ sından meydana gelen ve 500 den fazla intikal devresi talebesinin üst sınıfa devam edip edemeyeceği hu­ susunu müzakere etmiştir.

Yönetim Kurulu, geçen sene ye­ ni talimatnameye tâbi olan ikinci sınıf talebelerinden lisan imtihan­ larım verenlere üçüncü sınıfa de­ vam hakkı tanımıştı. Lisan imti­ hanlarım veremeyenler, bir sene tahsile ara vermek zorunda kalmış­ lardır.

Bir arabacı,

arabanın

affında kaldı

3737 plâkalı beygir arabası dün saat 16 sıralarmda gazete yüklü ola­ rak Cağaloğlu yokuşunu çıkarken okunun kırılması neticesinde olan­ ca süratiyle yokuş aşağı Ankara caddesine doğru inmeğe başlamış­ tır.

İşe müdahale etmek isteyen ara­ bacı, arabanm altında kalmış ve 20 metre kadar sürüklenmiştir. Araba, yokuşun nihayetindeki Maarif Kü­ tüphanesinin köşesine çarptıktan sonra durdurulmuş ve ağır surette yaralanan arabacı hastahaneye kal­ dırılarak tedavi altına alınmıştır.

Ölmeyen

ölüler

F

İKRET ölüm için:

...bir genişçe adım, Bir atlayış... Ne diyorlardı? Pek de anlamadım...

Der. Müstesna şahsiyetlerin fâni hayattan bekaya atlamak İçin bu genişçe adıma ihtiyaçları yoktur. Onlar fâniliklerinde iken bekayı idrâk etmişlerdir.

Büyük işler yapmak için yaratılmış olanlar gayelerinin tahak­ kukunu görmek cennetine kavuşmuş olmak saadetini zâten bu fâni hayatta tatmışlardır. Onlar o câvidâııi hayatın zevkine gö­ müldükleri zaman ölüm bile büyüklüklerinin haşmeti karşısmda küçülür.

Bunun içindir ki Fâtih, Türk İmparatorluğunu kurmuş olma­ lım zevki içinde ölümü ıstırap ile değil, tebessümle karşılamış, Kanunî Süleyman Zegetvaı-’ı zapt için hasta olduğu halde — Tuna’yı bir sedye ile geçmek tenezzülünde bulunmamış ve yine atma binerek nehri geçmiş, muhasarayı tanzim eyledikten sonra zafer gulguleleri içinde hayata gözlerini kapamış. Salâhaddin-i- Eyyûbî, ölüm döşeğine uzandığı zaman bir mızrağın üzerine bağ­ lattığı bir kefeni şehrin sokaklarında dolaştırtarak «İşte Salâhad- din yalnız bunu götürüyor» diye nidâ ettirmişti, .

Bugün bütün milletin, ölümünü teselli bulmayan acılarla yâd eylediği Gazi Mustafa Kemal Atatürk de böyledir.

İttihad ve Terakki idaresinin on senede paramparça eylediği imparatorluk enkazının altında silâhsız, müdafaasız, kimsesiz ka­ lan milleti İsrafil Sûru kadar müessir bir nağme ile kaldırmış,

ile doldurmuş ve onu pek kısa bir zamanda kâinata meydan oku­ yacak bir hâle getirmiş.

Memleketi, milleti, tarihi kurtarmış!

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün haricî düşmana karşı galehe- si dünyayı acz ve hayrete düşüren eıı büyük bir zaferdir. Bunu yapmak, yapabilmek kudretini gösteren adam fânilikte bekasını elbette idrâk eder.

Bu itibarla onun hayat merhalesinden meçhul âleme olan in­ tikali ölüm değil, sermedi hayata geçiş noktasıdır.

Ilâmid’in dediği gibi, bu çapta adamlar için:

Mâzî, o perde-i-gayb, ükşade-i-huzûrun. Atî, o râh-ı-muzlim, âmâde-i-güzârm. «ır.

Salâhaddin-i-Eyyûbî ebediyete mızrağa taktığı bir kefen gö­ türdü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkün ve bütün dünya­ lım minnet ve muhabbetini, takdir ve gıptasını götürdü. Ne mut-§ onun yaralı kalbine iman aşılamış, ümitsiz gönlünü millî enerji lu! Ona ve bize... i

İP* ■ ı B İ ■* I ■» | ■* w ■■ ■»

Emniyet Müdürlüğünün

köşesinde soyulan araba

Hüviyeti tesbit edilemeyen hırsız 350 lira

t u t a r ı n d a

e ş y a

ç a l m ı ş

Emniyet Müdürlüğünün köşesin­ de durmakta olan hususî bir oto­ mobil, evvelki akşam nıeşhul bir hırsız tarafından soyulmuş­ tur.

Vakit müessesesi sahiplerinden Haşan Râsim Us’a ait bulunan 30.269 plâkalı arabadan, iddiaya gö­ re, 350 lira tutarında çeşitli eşya çalınmıştır.

Edinburg Düküne

trafik cezası kesildi

[T U R K T E l, LONDRA 9 — İngiltere’de her tabaka halkın riayete mecbur oldu­ ğu kat’î disiplinden yeni bir nü- mune daha verilmiştü-.

Kraliçe Elizabeth’in zevci Edin­ burg Dükü, Londra sayfiyelerinden birine giderken, otomobilini fazla süratle sürmüştür. Bunu gören bir seyrüsefer polisi, motosikleti ile onu takip etmiş ve korna çalarak durdurmuştur.

Polis, Dük’ün mevkiini nazarı itibare almayarak, fazla süratle git­ tiğinden dolayı bir zabıt varakası tanzim etmiştir.

— Yarın 10 kasım değil mi? !> — Evet... Sen, uyuşana şim- <; di...

— Atatürk 10 kasımda öl­ dü, değil mi? Ne olur anlat- sana o günü.

11 yaşındaki kızım, «yarın 10 | ! kasım» diye uykuyu unutmuş­ tu. O günü dinlemek istiyor­ du. Birer birer hatırladım. Yollara sağnak gibi dökülen iniltileri. Yüzlerin karanlığı­ nı... Ağlaya ağlaya ağlaya- ¡> maz olan gözleri. Acının sis î> gibi çöküşünü, rüzgâr gibi ! ’ esişini... kasıp kavuruşunu. !> Renksiz gölgelere dönen in­ sanları...

Ve hiç birine metelik ver- ¡1 meyen, sinsi, kudretli ölümü. * Bildiğini eden, almış giden ölümü...

O gün nasıl dünya değiş­ medi, olduğu gibi kalabildi, hâlâ şaşarım.

Diyemedim tabiî. Uykuya £ hazırlanıyordu; Ve daha on birimli'.

— Haydi, dedim, yarın an- £ latırım.

Gözlerini yumdu:

— Peki, söylemezsen söyle- â me, rüyama girer o.

Dün akşam «Atatürk» kim- £ bilir kaç masum rüyada idi. I; 2 aman, ne kadar kudretsiz ” onun yanında...

Bir uçak havada

dört parça oldu

[ASSOCIATED PRESS] MARLİN (TEXAS) 9 — Ameri­ ka’nın en büyük ve en kuvvetli bomba uçaklarından olan bir B-36 havada infilâk etmiş ve dört parça halinde düşmüştür.

Uçakta kaç kişinin bulunduğu derhal öğrenilememiştir. Uçağın parçaları geniş bir sahaya yayılmış­ tır. Kazayı gören bir polis memuru uçağın B-36 tipinde olduğunu tah­ min ettiğini söylemiştir.

B i r K a n a d a yolcu

gemisinde mürettebat

arasında kavga çıktı

[ANADOLU AJA N SI] LIVERPOOL, 9 — Liverpool li­ manına girmek üzere olan Kanada ibandralı «Empress of Scotland, adlı j yolçu gemisinde tayfa arasında çı-

I kan ve bütün mürettebata sirayet

' eden müthiş kavgayı yatıştırmaya ! muvaffak olamayan gemi süvarisi j karadan polisin yardımını istemiş i ve gemi rıhtıma yanaşırken gemiye giren polis kuvvetleri nihayet kav­ gacıları yatıştırmşıtır. Sabah saat birde başlıyan kavgaya yüz kişi ka­ rışmış ve bütün gece ve sabah de­ vam etmiştir.

Kavganın sebepleri hakkında tah­ kikat açılmıştır. Tayfadan 5 kişi ya­ ralanmış ve tedavi edilmek üzere hastahaneye kaldırılmıştır. Gemide bilhassa elektrik tesisatında büyük zararların vücude geldiği anlaşıl­ maktadır.

Bugün esnafa 100

ton

kahve t e v z i edilecek

Buhranı önlemek maksadiyle stok kahveler de

p e y d e r p e y p i y a s a y a ç ı k a r ı l a c a k

Vilâyet Tevzi Komisyonu, bayile­ re bugün yeniden 100 ton kahve tevzi edecektir. Tevziat için ge­ rekli hazırlıkların tamamlandığı, dün Belediye İktisat Müdürlüğün­ ce bildirilmiştir.

Böyleee şehirde sun’î olarak ya­ ratılan kahve buhranının önlene­ ceği bildirilmekte ve lüzumu hâlin­ de stok kahvelerin de peyderpey pi­ yasaya çıkarılacağı belirtilmek­ tedir.

3 yıldanberi Türkiyeniıı her yerinde MEKTUPLA

İN G İLİZ C E

öğretiyoruz. Tafsilât isteyiniz. Limasollular, İstiklâl Cad. 388

Beyoğlu

Bir Yunan gemisi

cereyana kapıldı

[ANADOLU AJA N SI] VANCOUVER (Kanada), 9 — Pa­ sifik sahillerinin en büyük kurtar­ ma gemisinden Sudbury, Kanada sahilinden 900 mil açıkta arıza yü­ zünden cereyanlara kapılarak gün­ de 45 mil sahile doğru kayan Ma­ kedonya adlı Yunan bandıralı ge­ minin yardımına koşmaktadır.

Sekiz bin tonluk Makedonya ge­ misinin pervane şaftı kırılmış oldu­ ğundan fırtınalı Pasifik’te dalgalar­ la mücadele halindedir.

Sudbury kurtarma gemisinin çar­ şamba veya perşembe günü Make­ donya’ya ulaşacağı tahmin edilmek­ tedir.

Japonya’dan yük taşımakta olan Makedonya gemisinin 30 kişilik bir mürettebatı vardır.

J a p o n y a ’d a bir

maden kazası oldu

[ANADOLU AJA N SI] TOKYO, 9 — Japon polisinin bil­ dirdiğine göre Akaike’de bu sabah bir kömür madeni kuyusunda 11 işçinin zehirlenmiş olması muhte­ meldir. Kurtarma ekipleri iki ce­ set çıkardıktan sonra, kuyu gazla dolduğundan faaliyetlerini durdur­ muşlardır. Gazın menşei bilinme­ mektedir. Bu, Japon kömür maden­ lerinde bir ay içinde ikinci kaza­ dır. Birincisi Hokkaido’da vuku bulmuş ve 60 kişinin ölümüyle ne­ ticelenmişti.

B i r ç o k s i n e m a

a r t i s t i n i n e v i

yangın tehdidi altında

[ANADOLU AJA N SI] VENTURA< Kalifornia), 9 — Bir çok sinema artistinin sayfiy» evle­ rinin bulunduğu Ventura civarın­ daki bir vadide çıkan ve kısa bir zamanda çok geniş bir sahayı kap­ layan büyük bir yangın, 200 e ya­ kın evi tehdit etmektedir.

Bilhassa Alan Ladd, George Brent ve Eve Arden’in villaları en çok yanma tehlikesine maruz olan­ lardır. Maamafih. Alan Ladd, karı­ sı ve kızı ile ata binerek yangın­ dan kaçmaya hazırlandıkları bir anda aniden çıkan rüzgârların tesi­ ri ile yangın istikametini değiştir­ miştir. Evinin tehlikeden kurtul­ duğunu gören tanınmış sinema ar­ tisti, itfaiyecilere yardım etmiye koyulmuştur. Yangın halâ devam etmekte olup bu kere sahil istika­ metinde ilerlemektedir.

«Barış İçin Atom» Sergisi

salı günü açılacak

Reisicumhur Celâl Bayar ile Bir­ leşik Amerika Başkanı Eisenho- vver’in himâyelerindeki «Barış İçin Atom, sergisi önümüzdeki salı günü saat 17 de Teknik Üniversite sa­ lonlarında açılacaktır. Açılış mera­ siminde İstanbul Üniversitesi ile Teknik Üniversite Rektörleri, Ame­ rikan Kolejleri direktörü, profesör­ ler, siyasî zevat, diplomatik tem- sücıler ve seçkin dâvetliler hazır bulunacaklardır. İstanbuldaki «Ba­ rış İçin Atom, sergisi, Ankarada-kinden daha büyük olacaktır. ŞIII|[l|ll[!lllllllll||ll[lllllllllllllll)llllilllllllllllllllllllllllllllll(lllllllllllllllllHllllllllHIIIIIIIIIH!llllllllllUIIIIIIHIIIIIII10IHHIIHIIIIIHUIIIİIHİIIIIIIIl|ll||IIIHIIHIIIIIIIIHHllHllig

HER HAF T A BİR AŞK H İ K A Y E S İ

E R K E K A V

| TEFRİKA No. 8 — ÇIKAN YAZILARIN ÖZETİ:

Patronunun kızı Perran’la nişanlı Cezmi,

£ bir akşam fuarda, genç sekreteri Süveyda’yı ölü |j bulur. Yanibaşmda, âşığı Mehmed’i görür. Fa-

£ kat delikanlı kaçar. Mehmed’in metresi Mef-

{§ haret polise telefon eder. Cinayet hakkında mü- j§ hım bir şey söyleyeceğini haber verir. Fakat §§ evine giden detektif onu öldürülmüş bulur. £ Mehmet de bir yol üzerinde kazaya uğramış,

= arabasında ölü bulunur. Başında garip bir yara S nardır.

O zam an R ıza, b ü tü n ü m itlerin i kaybetm iş b ir § insan teslim iyeti ile herseyi itira f e tti: «MehınedT «1- = d ü rm ek istem iyordum . F ak at Siiveyda’y ı han çerled i- = ğimi gördüğü için başına v u ru p öldürdüm . Cesedini 3ş ik i giln g izledikten sonra arab asın a koy u p kazâ süsü S verdim.» «Peki, Süveyda’dan ne istiyordun?» «Baba- S ım n y en i boya fo rm ülünü gizlice a ld ığ ım ı görm üştü. Si H aber vereceğini söyledi, Tem izlem em lâzım dı.» ~ «Ya M efharet hanım ?» «O gün M ehm ed’in seyahate = ç ık m a d ığ ım , şe h ird e olduğunu y aln ız o biliyordu. Ü Susm ası için telefon ettiğim halde polise h a b e r v e r- S m eye k a lk ıştığ ı için h esab ım gördüm.» «O halde bi* § de senin...» D etektif, caninin ellerine kelepçeleri ta - = kaçağı sıra d a b ab ası içeri girdi. H erşcyi duym uştu,

ü

Cani şim şek gibi b ir h arek etle cebinden ç ık a rd ığ ı ta - = baııcasım şa k ağ ın a d ayadı. P olisler mâııi olm ak iste - = diler. F a k a t çok geçti. B ahtsız baba, üç cana k ıy m ış H kaatil oğlunun yere can sız y u v a rla n d ığ ım gördü. B

—S ON—

i

pillllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIlitlIllllıİ

B U L M A C A

ANKARA ve İSTANBUL RAD­ YOLARININ b u g ü n Mü ş t e­

r e k e n YAYINLAYACAKLARI P R O G R A M 7.59 A çılış. — 8.00 Program ve haberler. — 8.15 Konuşma (Enver Z iya K aral) — 8.30 A n ıt K abirden naklen y a y ın — 9.00 Kapanış. 11.57 A çılış — 11.58 P rogram — 12.00 A tatürk h a k k ın d a y azılan ve söylenenler. •— 12.30 Ş iirler. — 12.45 K a d ın la r Birliği a d ın a konuşm a. — 13.00 H aberler. — 13.15 D em okrasi­ m izin k u ru cu su A tatü rk (S u at Te- n ik ) — 13.30 T ü rk iy e M illi Talebe F ederasyonu a d ın a k o n u şm a .— 13.45 Konuşma (E nver Behnan Şapolyo) — 14.00 H aberler (İstanbul R adyosun­ d a n ) — 14.15 K apanış.

16.57 A çılış — 16.58 P rogram — 17.00 Çocuk S aati — 18.00 A tatürk ve T ü ık k a d ın ı (P e rih an A rıb u rn u ) — 18.15 Ş iirler — 18.30 A ta tü rk ’ün hem şiresiyle konuşm a — 18.45 Ko­ nuşm a — 19.00 H aberler — 19.15 T arih ten b ir y ap rak — 19.20 H arp O kulundan rö p o rtaj — 19.45 k o ­ nuşm a (Â fet İn an ) — 20.00 K onuş­ m a (Behçet K em al Çağlar) — 20.15 Radyo Gazetesi — 20.30 G ençlerle rö p o rtaj — 21.30 K ah ram an lar G e­ çiyor — 21.45 A tatü rk O ratoryosun­ dan şiirler — 23.15 H aberler (İsta n ­ bul R adyosundan).

Cezmi, ister İstemez, jan d arm alarla gitm eye râzt oldu. D etektifi düşünce alm ıştı. Hâdise tezadlarla do­ lu görünüyordu. F ak at, o halde, Süveyda’m ıı d u v a­ rın a tırm a n a n kim di? M efhareti kını öldürm üştü? Cesedi yeniden m uayene etti. K endi ken d in e söylen­ di: «Dün ölmemiş. En az üç gün v a r öleli.» Ceplerini k a rış tırd ı. B ir dolma kalem , b ir para ç a n ta sı ve bir kaç k â ğ ıt, b ir m endil buldu. «Süveyda’y ı belki M eh­ m et öldürdü, am a ne ile isbat etm eli?» dedi içinden, i Başı önde, a ğ ır a ğ ır y ü rü d ü . N eredeyse üm idi k ır ı- j h y o rd u . B irden...

W

l ’piRECT 1 2 3 4 5 6 7 8 9

r

_

i p

1

...

ü

b

m

~

a Jrap

rÜOl__ ı__

J J I j J

Yerde b îr mendil görüp aldı. Birkaç sa at sonra, S jE yanım la iki polis ve bir kelepçe ile fab rik ay a girdi. S = Doğru, R ıza’nıtı odasına ç ık tı. Ve sapsarı kesilen r* == adam ın yüzüne şu sözleri âdeta to k at gibi ç a rp tı: Ej S «Sizi, reklâm şefiniz M ehm ed’i öldürm ek suçuyla k a - == m m n âm ın a tevkif ediyorum .» Rıza titriy o rd u . İn k âr § etm ek istedi. D etektif su stu rd u : «Boşuna çabalam a- j= §5 y ım z . Cinayet y erinde m endilinizi düşürm üşsünüz. =§ 5ü Ü stünde m arkası var. H aydi, itirâ f edin canım .» S kiiillillllillllllliliilllillHllllllllillllllllillililiilllllilimiiiilillllUliiilliİllllUilllIllltlİH-SOLDAN S A Ğ A : 1 — B a ld ızın eşi. 2 — Bir m eyve - B ir o- kul. 3 — G ayri m eşrû m ünase­ b e t - K araca- o ğ la n ın elifb a­ da k alan sevgi­ lisi. 4 — Y ap­ m ak - S ultanî a- b a ju r. 5 — M us. Ilım anlarca k ü ­ f ü r mânfts\ alan b ir A rab adı#

jj= : 6 — K u llan ılm am ış B ir s ıfa t eki. 7 — Öksüz -== « B ir sayı. 8 — T aşk ın ve Arızî su a k ın tıs ı - Kâ-r ; j ğ ıtta n bey. 9 — Peteğe m eyvelerin naziresi -E ' : A na y a rısı.

| j YUKARIDAN AŞAĞIYA:

H / 1 — B ir iskam bil oyunu - T araf, cihet. 2 — = ; A nlayışlı m â n â sın a bir isim - B ir h arf. 3 — Cana sjj : kıym a. 4 — Eski nesil e d e b iy a tın ın G ündüz’ü -H : B ir e r ad ı. 5 — S eyahatten dönm ek. 6 — Bir ta-== ; rik a t m ensubu - B ir h arf. 7 — Em niyet tertib a tı S ş k ap alı (k ap ı, dolap). 8 — İk in ci şa h sın çoğulu -5} : U yandırm a, tem bih. 9 — Y olculuk, h a rb (eski) -S: . : Bir şa rt ed atı.

DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ: SOLDAN SAĞA:

İ — K aradeniz. 2 — İd - F are. 3 — M ehek - Za. 4 —• A d alet „ Do. 5 — K eram et. 6 — Is - Eri. 7 — O kum a - A r. 8 — A m in - M ata. 9 — -a • Yan - A sık,

YUKARIDAN AŞAĞIYA:

1 — K am acı - Ay. 2 — Ed - Soma, t —* Ri-* h a k (K ahir) - Kin. 4 — Adele - Un. 5 — Kerein. 6 — Ef - T aram a. - Naz . M i - As. 8 — İrad e - A tı. 9 — Ze - O turak.

Referanslar

Benzer Belgeler

— Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 21 arkadaşının, Türkiye'de devlet ve millet hayatındaki israfı önleyerek, bütçe açıklarını kapatmak için alınacak tedbirleri

39.- Bursa Milletvekili Kemal DEMÎREL'in, Bursa'nın bir ilçesinin son beş yıllık taleplerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/11367)

ibaresi &#34;Cumhurbaşkanına” şeklinde değiştirilmiştir. Ç) 108 inci maddesinin birinci fıkrasına &#34;inceleme,” ibaresinden önce gelmek üzere &#34;idari

MADDE 70– Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, Başbakanın veya bir bakanın veya bir siyasî parti grubunun yahut yirmi milletvekilinin yazılı istemi üzerine kapalı

9- Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından önce 19 Kasım 2019 tarihinde, daha sonra 09.12.2019 tarihinde yapılacağı duyurulan ihalenin 6 Aralık 2019 tarihinde iptal edilmesi

Teklifle, Kanunun 60 mcı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yapılan değişiklik ve Kanuna eklenen 61/A maddesi uyarınca, taşınmaz satış

MAHMUT TANAL (Ġstanbul) – Tabii, burada baktığımız zaman biz BaĢbakanlığa bağlı 8 kurumun bütçesini görüĢüyoruz fakat 8 kurumun bütçesinde, 8 tane, bakanlıkta

24.08.1984 tarih ve 2981 sayılı “İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanunu'nun Bir Maddesinin