• Sonuç bulunamadı

Fransa'da Türk aleyhtarı faaliyetler:Fransa'da Ermeniler, Rumlar ve Kürtlerle kutsal ittifak kurdular

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fransa'da Türk aleyhtarı faaliyetler:Fransa'da Ermeniler, Rumlar ve Kürtlerle kutsal ittifak kurdular"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S a y f a S

J *

FRANSA DA

TÜRK

ALEYHTARI

FAALİYETLER

m w . 'W.ŞF’’-JPİPflSiP'- K MRV ™ MUVRRİ.fiTm.

N İL Ü F E R Y A L C IN

Hedef: Türkiye'yi güç duruma düşürmek

Fransa'da Ermemler,

Rumiar ve Kürtlerle

«kutsal ittifak»

kurdular

O

N gün önce F ransa'- ya gittiğimde, Orly Havaalanı'nda beni karşılamaya gelen iki Türk dosttan biri Yılmaz Çolpan- dı. Birkaç saat konuşup hasret giderdik, ertesi gün de, Fransa'dan Türkiye’ye turist gönderen tanınmış firmaların temsilcileriyle görüşmemi sağlamış, bazı problemleri bizzat öğren­ memi istemişti. Türkiye'ye turizmin önemini çok iyi bi­ liyor, ülkede tedhişin artmasıyla turist sayısında azalma olmasını önlemeye çalışıyordu... Tam altı gün sonra, bürosunun önündeki kaldırımda arkasmdan sıkı­ lan üç kalleş tedhişçi kurşu­ nuyla öleceğini düşünmedi­ ği belliydi.

Yılmaz Çolpan’ın vuru­ luşundan iki saat önce Pa­ ris’ten uçakla yurda dön­ müş, acı haberi Türk rad­ yosundan Yeşilköy Ala- nı’nda duymuştum. Yü­ reğim duracak gibi oldu biran... Keşke sabahın o er­ ken saatinde kar yağarken beni uğurlamaya gelseydi keşke mani olmasaydım, o zaman belki o saatte canı­ nın silahına hedef olmazdı diye düşündüm. Ama şun­ dan eminim ki, o gün vurul- masa, ertesi gün, daha er­ tesi gün, fakat mutlaka bir gün Yılmaz Çolpan, başka bir gün bir başka Türk ay­ dını ya da görevlisi, peşpeşe

0 Fransız makamları,olaylar karşısında umur­ samazlık gösteriyor ve “Tedhişçilik Fran­ sa’da yalnız Ermenilere mahsus değil, maalesef bu ülkede her türlü yasa dışı eylem cereyan ediyor” diyorlar

# Ermeniler, çeşitli yayınları ve propagandala­ rı ile Türkiye aleyhinde, eylemlere elverişli bir ortam yaratıyorlar. Bazı Fransız poli­ tikacıları da açıkça bu çabalara katkıda bulunuyorlar

Fransa'da, emniyet, ör­ gütünden bir sorumlu ile tedhişçilik olayları hakkın­ da görüşmek istediğimi söylediğimde, önce kabul e- der gibi oldular, arkasm­ dan, “ Dışişleri Basın Servi­ si kanalıyla başvurmamı” istediler. Araya Fransız Hâriciyesi girdi ve, “ Maa­ lesef bu Türk gazetecisine henüz soruşturması sürdü­ rülen cinayetler ve saldırılar hakkında bilgi veremeyiz, çünkü soruşturma gizli yü­ rütülüyor” cevabı geldi. "Şayet istersem, Fransa'­ daki genel güvenlik politi­ kası konusunda İçişleri Ba- kanlığı’ nın ilgili bir dairesi­ ne başvurabileceğim" bildi­ rildi. Ancak Noel de çok ya­ kındı ve Fransızların çoğu tatil hazırlığı içindeydiler. Sizin anlayacağınız, "Bu nazik ve tatsız konuları" deşmeye gönüllü değildi Paris'teki emniyet görevli­ leri...

öldürülecekti ve F ransız emniyet teşkilâtının “ ara­ nanlar” dosyasına yenileri eklenecek, “ soruşturma” sürdürülecek ve sonunda faili meçhul cinayetler dos­ yalarının sayısı kabaracak­ tı. O kadar.

• Fransızların

tutumu

Ermenilerin, özellikle Kıbrıs olaylarından bu ya­ na, Rumlarla ve Kürtlerle kurdukları “ kutsal ittifak” - ın, Türkiye ve T ü rk ­ lük a leyh ta rlığın da g ö s ­ terdikleri çabaların, bazı F ransızların bunlara âlet oluşunun ayrıntılarına gir­ meden önce, bu ülkede poli­ tikacı, resmî görevli ve sade vatandaşın Ermeni faali­ yetlerine karşı tutumlarına kısaca değinmekte yarar vardır.

Üçlü ittifak:"Kıbrıslılar, Ermeniler ve Kürtler: Aynı mücadele.

Peki, Dışişleri Bakan- hğı'nın basın sözcüsü ne düşünüyordu acaba? M ös­ yö Bressot, yabancı basınla görüşmeye alışmışlığm ra­ hatlığı içinde şu görüşleri i- leri sürüyordu:

“Fransa’da bir Ermeni kolonisi mevcuttur. Bunla­ rın faaliyeti eskiden bilinir. Ancak etki alanları sizin sandığınız gibi, geniş ve yaygın değildir. Bunların Fransız kamuoyunu Türki­ ye aleyhine döndürdüklerini düşünmek hata olur, nor­ mal bir Fransız vatandaşı bunlardan haberdar bile ol­ maz, olsa da aldırmaz. Sizin sorununuz, Türkiye’ nin bu­ rada tanınmaması, tanıtma faaliyetlerinizin yeterli ol­ mamasıdır. Türklerin bun­ da daha gayretli olmaları zorunludur. Tedhişçilik, te­ rörist saldırıları Fransa'da yalnız Ermenilere mahsus değil, maalesef İtalya’daki kadar olmasa bile, burada da her türlü yasa dışı olay cereyan etmekte, gizli ör­ gütler zaman zaman ma­ sum insanlarm canlarına

• i

kıymaktadır. Bask’ ların yaptıkları ortada... Tedhiş çağımızın bir hastalığı.” Bu “ resmî” görüş karşı­ sında akla gelen soru şu o- luyordu: Acaba Türkiye, Fransa’daki tanıtma çalış­ malarını en üst düzeye çı­ karsa, zengin uygarlık hâ­ zinelerini sık sık sergileye- bilse, kültür faaliyetlerini aralıksız sürdürse, bu cina­ yet ve saldırılar azalır mıy­ dı? Daha doğrusu, Fransız polisi bu yüzden daha dik­ katli bir koruma uygulama­ sına mı giderdi? Bu soruya verilecek cevap, olumlu da olsa kötü, olumsuz da olsa kötü, Fransız emniyeti açı­ sından... Ancak işin daha da kötüsü, 60 yıldan beri Fransa'da yerleşmiş olan Türk düşmanı bir Ermeni azınlığının son yıllarda yeni müttefikleriyle birlikte dü­ zenledikleri açık ve kapalı toplantılarda, “ Türkiye'den tüm haklarını ve eski top­ raklarını geri istediklerini, bunları elde edinceye kadar her türlü mücadeleyi sür­ düreceklerini” açıkça ilân ettikleri, bir Türkün öl­ dürülmesinden hemen son­ ra. bu “ şerefi paylaşmada yarışa girdikleri" halde. Fransız makamlarının “ failleri” bir türlü bulama­ ması idi.

0 Ermeni

yayınları

Adamlar, günlük, hafta­ lık, aylık dergilerinde, Fransız milletvekilleriyle, hatta bakanlarıyla yaptık­ ları Türkiye aleyhtarı top­ lantılarda, imzalarıyla, ad­ lan ile düşmanlıklannm de­ recesini ve intikam almakta tereddütleri olmadığını ba­ ğırıp durmaktaydılar. A ca ­ ba Fransız polisi soruştur­ mayı nerede yürütüyor, kimlerden bilgi topluyordu? öğrendiğime göre, 14 ekim seçimleri sırasında, CHP iktidarının, “ Bilgi ve gör­ gülerini arttırmalan ama­ cıyla” yurt dışına gönder­ miş olduğu bazı Türk vali­ lerine, Fransız İçişleri y et­ kilileri, sokak gösterilerini, yasa dışı yürüyüşleri, olay- lan her an saniyesiyle izle­ yebildikleri son moda po­ lisin cihazlarını, televizyon- lan göstermişler, etkinlik­ lerini kanıtlamışlardı. Fransa’nın Ermeni tedhişçi­ lerine yataklık yapan bir ül­ ke görüntüsüne girdiği. Hollanda Büyükelçimizin oğ lu öldürüldüğü zaman, H ol­ landa emniyet yetkililerinin Paris'te temaslar yapma­ larından belli olmuştu.

Fransa gibi bürokrasisi­ nin sağlamlığıyla ve polişi- nin güçlülüğüyle övünen bir ülke için, Türklere karşı ci­ nayet ve saldırılarda, “ G a ­ fil avlanmak veya önlem alamamak” gibi bir maze­ reti kabul olanağı yoktur.

# Fransız

politikacıları

ile elele

---Türkiye'nin en .seçkin evlâtlarına karşı saldırıların Fransa'da yoğunlaşması ve özellikle Kıbrıs harekâtın­ dan sonra planlı bir şekil al­ masının başlıca nedeni, Fransız halkının Türkleri iyi tanımaması değil, politi­ kacılarının ve yöneticilerin, çeşitli sebeplerle Türkiye aleyhtarı kampanyaları d o­ laylı ya da dolaysız destek­ lemeleridir. Bu gerçeği, Er­ menilerin kendi yayın or­ ganlarından, toplantıların­ da konuşan Fransızların sözlerinden aktârarak ka­ nıtlamak fevkâlade kolay­ dır.

“ Armenia” dergisi, 28 nisanda Fransız parlamen­ tosunda, F ranceschi adlı bir milletvekilinin, içişleri Ba­ kanım nasıl sıygaya

çekti-ğini zabıtları yayınlayarak açıklamaktadır. Bu millet­ vekiline göre, “ 1915 yılında Türk hükümeti (Osmanlı değil) 1.5 milyon Ermeni'yi katletmiştir. Bu, 20. yüzyı­ lın ilk soykırımıdır ve bun­ dan canını kurtaran bu za­ vallılar, 61 yıl sonra bir an­ ma töreninde, kendi vatan­ ları bildikleri Fransa’da iti­ lip kakılmaktadırlar. Bu, ülkedeki demokrat ruhu in­ citen, anlamsız bir müda­ haledir.”

Bu sert çıkış karşısında İçişleri Bakanı Poniato.wş- ’ ki, Ermenilerin çok eski ve zengin uygarlıklarından, F ransa'daki örnek vatan­ daşlıklarından söz etmek zorunda kalmış, ancak Türk Büyükelçisinin öldü­ rülmesi karşısında, bazı ön­ lemler alınması zorunda kalındığını yana yakıla iti­ raf etmiş, Ermenilerin "soykırıma” maruz kaldık­ larını kabullenmiştir. M e­ rak edenler, Fransız parla­ mentosundaki zabıtları o- kuyabilirler. Armenia der­ gisinin bu sayfasında bü ­ yük manşet şudur: Po­ niatowski G iscarda kar­ şı çıktı” . Ve bu başlığın he­ men altın da, F ran ­ sa D evlet Başkanı Giscard d'Estaing'in, E r­ meni Davasını Savunma Komitesi’ne 16 mayıs 1974’te yazdığı bir mektup­ tan şu sözler aynen aktarıl­ mıştır. “ 1915 olaylarının. Ermeni halkına karşı bir soykırım olduğuna şüphe yoktur.”

# Üçlü ittifak

Gene bu derginin aynı sayısında 15. sayfada, Tür­ kiye aleyhindeki gösterilere katılan bir yaşlıca adamın fotoğrafı var. Adamın elin­ deki pankartta büyük harf­ lerle şunlar yazılı: “ Kıbrıs Rumları, Ermeniler, K ürt­ ler aynı cephede savaşı­ yor.”

Aynı yıllarda faaliyette olan "Fransa-Kıbrıs D ost­ luk Derneği” nin Yönetim Kurulu’ndakilere bir göz a- tmca, durum, daha da ay­ dınlarım ak tadır.

Başkan Gérard Stepha- nesco, Fransız Radyosu’? nda Yakın Doğu kültürle­ riyle ilgili programlar dü­ zenleyen birisi.

Başkan yardımcıları Jean-Marie Daillet (M anc­ he Milletvekili), Monsen- yör Pierre (F ransa’daki Rus Ortodoks Kilisesi Piskopo­ su), Alfred Kastler (Bilim Akademisi üyesi), Emile Aslanyan (Paris Barosu a- vukatlanndan), Paul Pin (Paris Tıp Fakültesi profe­ sörlerinden) , bir de Dr. Spiro Mazarakis (Bir Kıb- n'slı Rum ya da Yunanlı.)

Derneğin Genel Sekreteri Jean Mardikian (Angulam kentinin eski belediye baş­ kan yardımcısı). Genel Sek­ reter Yardımcısı İse bir Rum: Marios H an iotiş.,

Muhasip gene bir Erme­ ni: Gregorie Atamian ( 1939-45 mücahidi) diye takdim edilmiş... Kurucu üyelerden biri College de F ran ce'da p rofesör, biri Jean Carzou adlı ve Ermeni asıllı bir ressam, biri Paris milletvekillerinden Mes- min, biri Ermeni Kilisesi Papazı Sisliyan.

Bu ibret verici koalis­ yonun faaliyetlerini sapta­ yan tüzük maddeleri ve ku­ ruluş amaçlarım açıklayan mektup. Fransa'nın her ta­ rafına gönderildiğine göre, emniyetin bundan haberi olmaması mümkün değil­ dir.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Tasarı, göçmenlere, Fransa'ya gelmeden dil ve uyum sınavından geçme, aile getirebilmek için asgari ücretin 1.5 katını kazandığını ve geniş konutta kaldığını kanıtlama,

Hors d'oeuvre (ordövr) veya entree plat principal (ana yemek) ve peynir veya tatlı, bazen birlikte salata servisi de yapılır.. Akşam yemekleri genellikle ekmek şarap ve maden

Londra muhabi­ rimiz Nuri Çolakoğlu’nun bildirdiğine göre, üç ayrı grup halinde düzenlenen yürüyüşlerde 15-20 kişilik bir grup önce Türk Hava Yolları Bürosu

Saatin kola değen kısmı vücut sıcaklığında, üst kısmı ise kullanılan özel malzemeler sayesinde ortam sıcaklığında tutuluyor.. Bu sıcaklık farkı da elektrik

Yapılan araştırmada sınıf öğretmeni adaylarının çevre eğitimi özyeterlik algı ölçeğinden aldıkları puanların ortalamalarından elde edilen verilere göre;

Fransız Yüksek Kütüphanecilik Okulunda çeşit çeşit derslerin yaıu- başıtıda çocuk kütüphaneciliği dersi de gördüm, tatbikatını yaptım, kütüphane

Bu itme gücü ancak yüz milyonlarca dolara mal olan pahalı la- zerler kullanarak, hatta daha da paha- lı tekniklerden yararlanarak, örneğin kontrolsüz füzyon yoluyla ya da

Özellikle bir siyasal rejim olan cumhuriyetin, düşünsel bazda temellendirilmesi adına önemli olarak görülen cumhuriyetçilik, Türk akademik yazınında ihmal edilmiş bir