• Sonuç bulunamadı

Pertev Naili Boratav'a saygı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Pertev Naili Boratav'a saygı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

r—7

SAYFA

B U AŞAMADA

ŞÜKRAN KURPAKUL

’Pertev Naili Boratau'a Saygı1

Türkiye Yazarlar S e ndikasilleT ruva Folklor Araş­ tırmaları Derneğl’nin ortaklaşa düzenlediği toplantı­ da, anıt adamlanmızdan biri olan Pertev Naili Bo- ratav’ın kişiliği, ulusal kültürümüze katkılan konuşu­

lacak.

Belleğimde Pertev Hoca için Yaşar Kemal’ce söy­

lenmiş bir tüm ce var:

“ Ulusal kültürüm üzün en köklü dalını yaratan adam. ”

Söyleminin yaşam suyunu A nadolu’dan alan ro­ mancımızın "ulusal kültürümüzün en köklü dalı ” ola­

rak nitelediği halkbilimdir.

Derya gibi bir folklora sahip olduğum uzu da C um ­ huriyetle birlikte görm eye başlamadık mı biz?

Toplumsal kimliğim izi algılamanın ilk aşaması sa­ yılan yıllar Halkbilim dersleri de İstanbul Üniversite­ si Türkiyat Enstitüsü’nde ancak 1924’te program a alınabilmişti.

Boratav, Fuad Köprülü’nün başkanlık ettiği bu

bölümü bitirdikten bir yıl sonra ilk çalışması Köroğ- lu Destam'nı yayımladı (1931).

Çağdaş Türk Edebiyatı’nda 1931 ’de başlayan bu uzun çalışma dönem inin ürünlerini şöyle değerlen­ dirmiştim:

“ Köroğlu Destanı’nda Türk halk hikâyeleri saz şa­ irlerine ait m etinler ve tetkikler’den oluşur. Yazar, ki­ tabın giriş bölüm ünde halk hikâyelerinin karakterle­ ri üzerinde dururken, Köroğlu söylencelerinin çeşit­ li öğelerini inceler ve halk hikâyelerinin temalarıyla karşılaştırmalar yapar.

Folklor ve Edebiyat’ta (1939) halk edebiyatıyla il­ gili sorunlann tartışıldığı yazılar ağırlıktadır. Folklor ne­ dir? Bu alandaki çalışmalar, dünyada ve Türkiye’de bilimsel olarak ne zaman başlamıştır? Halk edebi­ yatı ve âşık edebiyatı hangi özellikleriyle birbirlerin­ den ayrılırlar? Boratav bu türden sorulann yanıtları­ nı ararken, araştırmalannın sonuçlannı koyar ortaya.

Aynca halk edebiyatıyla edebiyat ilişkilerini Wilhelm Müller, Goethe, Heine gibi ünlü Almarı yazarların­

dan, şairlerinden aldığı örneklerle incelemeye çalı­ şır. Ahmet Rasim, Ahmet Mithat Efendi, Hüseyin Rahmi ve Sabahattin Ali’nin kimi yapıtlarında halk

edebiyatının etkilerini araştınr. 1945 tarihini taşıyan F olklor ve E debiyat II, çoğunluğu Yurt ve Dünya (1941 -43) dergisinde çıkmış yazılardan oluşm akta­ dır.

Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği’ndeyse (1946) hikâyelerin doğuşu ve gelişimi, tarihle ilgisi, konula­ rının kaynaklan üzerinde durulmuş, “A li Şfr”, “Kö­ roğlu”, “Celali ve Mahmut Bey” hikâyelerinin me­

tinleri gerekli açıklamalarla birlikte verilmiştir. Türk halkbiliminde, özellikle Türk halk edebiyatı ala­ nında bilimsel erki ve verimliliği (Prof. Sedat Veyis)

kabul edilen Boratav, yayınlannın yanı sıra ülke için­ de ve dışında katıldığı kongre, seminer ve sem poz­ yum larda bildirileriyle yöntem , araştırma, inceleme ve tü r sorunlarına değinir. Boratav’a göre sözlü halk edebiyatı: 1 - Destanlarla hikâyeler, 2- Masallar, fık­ ralar, zinciriemeli masallar, efsaneler, 3- Atasözleri, bilmeceler, 4- Halk şiiri, 5 - Halk tiyatrosu, dram atik tem sil görünüşüyle meddah sanatı, karagöz, kukla ...türlerine aynlarak incelenmeli, âşıkların geliştirdi­ ği destan, güzelleme, taşlama, koçaklama, ağıt, m u­ am m a gibi türler de ayn bir bölüm de ele alınmalıdır. (Türk Dili, Aralık 1968).

Kimi yazılarında “ulusal kültür” ve halk edebiyatı­

mızın ulusal kültürle bağlantısı konularında görüşle­ rini açıklayan Boratav, öncelikle “yazılı kültür" aşa­

masından önce, çoğunluğun te k anlatım aracı olan sözlü edebiyatın (halk edebiyatının) dışlanmaması ge­ rektiğini vurgulamıştır. Çünkü eli kalem tutan âşıkla- nn yapıtlanndan sözlü geleneğin yasa ve yöntem le­ rine göre yetişm iş göçebe ve köylü ozanlann deyiş­ lerine, destanlara, masallara, efsanelere, atasözle- rine ve çocuk tekerlem elerine kadar bütün söz ya­ ratmaları Türk kültürünün bir yönüdür. Sorun, bu bü ­ tünselliği kavramaktır. Dil aynlıklarının bile bu bütün­ lüğü bozmadığı düşünülmelidir. Yalnız Farsça yazan

Meviâna değil, başka başka dilleri konuşan to p lu ­

luklar daTürkiye’nin uygarlık mozaiğine renk katmış­ lardır. Bu nedenle Türk ve İslam öncesi çağların sa­ nat, teknik, düşün mirası da bu topraklarda oluştu­ ğuna göre ulusal kültürün dışında kalamaz. Geçm i­ şin kültür, sanat ve düşün mirası bütündür.” (Çağ­ daş Türk Edebiyatı 4. cilt, sf. 234-235.)

Pertev Naili Boratav’a saygılarımı yineliyorum.

Referanslar

Benzer Belgeler

yüzyılda canı, çeşitli sanatsal akımları ile hareket kazanmış, caııı teknolojisi geçmişten farklı olma­ makla beraber endüstriyel bir gölü­ nüm

Yaşamı, yaşamaya değer kılanın üretmek olduğunu belirten çift, “Bizi biz eden ise sevgi ile bilinçle usanmadan.. üretmektir”

Dolmabahçe Sarayı’ nda Sul­ tan Aziz ve Sultan Abdülha- m it’in de dostluklarını kazanan Kavuklu Hamdi de, birçok sa­ natçı gibi son günlerini büyük

Vapur kap­ tanları hakkında gerekli takibatın Türk mahkemelerinde yapılıp yapı- lamıyacağı selâhiyetini incelemek üze­ re Lâhi Adalet Divanına baş

Arkadaşları, eski Köy Enstitüsü yönetici ve öğretmenleri, eski öğrenciler...Orada, he­ men yanıbaşında iki Köy Enstitülü ile tanıştık: Dursun Kut ve Fakir

1962’de ise Cağaloğlu’ndaki Sultan Mahmut me- > zarlığında bir duvarın dibine gömülmüştür, özgür düşün- [ ceye her zaman karşı olan yobazlar, mezarın

[r]

ı Cellle Hanım ın evine oğlu Nazım Hikmet in hocası olarak rahatça giren Yahya Kemal, Nâzım ın bu sözü üzerine bir daha o eve gitmez ve Cellle Hanım'avaat ettiği