fuatfi*«
■ « ■ * * » » * * * a ^ A -i> ..< t a y u
ölümü Münasebetiyle
g=
F f * » w f T f t ' t r r r r t t » ¥ * < * ■ » ’.»lt ' T ,* ‘ f > " r y T t w » t 1» f T y t T » f w
jfeİ .*'•■
Prens Sabahattin
Bey
| sviçreden gelen bir telgraf
ha-■ beri, Prens kabahattin in tam yirmi dört sene süren bir vatan gurbet ve hasretinden sonra gözle- riııi dünyaya yumnıduğunu bildiri yor! İkinci Abdjlhamid istipdadı- nm — memlekette bütün inkılâp ve hürriyet hareketlerini yıkıp sın dırdığı bir zamafda — babası da mat Mahmut Celâlettin paça ve küçük kardeşi Pveııs Lü t tellalı ile beraber memleketten kaçarak A v- rupaya giden saitun zade Mehmet Sabahattin bey, 1899 tarihindenbe- ri bu memleketin ufuklarında bir hürriyet güneşinin doğması emeli peşinde mücadeleye atılmıştı.
Mutlak hükümdarlık istipdadıııı yıkarak Türkiyede parlamenter bir idare kurulmak gayesiyle - ha yatlarını, istirahatlerini feda eden hakikî ınkı Açkıları - belli başlı zümrelere ayırırsak — bu zümre lerden her bir nir birer kutbun, birer liderin sevk ve idaresi altın da birleşmiş Olduklarını görürüz. Bunların ııc-fsinde siyasî ve içıımai kanaatlerile v< nihayet faaliyet ve mesailerinde çok' bariz farklar mevcut idi.
1908 meşrutiyet inkılâbım hazır- lıyaıı inkılâpçılar zümresinin üç büyük lideri vardı,: Ahmet Rıza bey, Talât paşa ve Prens Sabahat tin B. ilk ikisi, daha evel ebediyete intikal etmiş olduklarına göre içle rinden en genci olan prens Saba hattin bey de hayatının son yılları nı mahrumiyetler, maddî, manevî ıstıraplar içinde geçirmiş ve hep sinden en âzsa; verici olarak vatan hasretiyle yanarak bir kaç gün ev vel îsviçrede bayata gözlerini ka pamıştır.
Prens Sabahattin, meşrutiyetin ilânından dokuz yıl önce inkılâp gayesiyle siyasî hayata atılmış ol duğuna göre tam kırk dokuz yıl- danberi bu memleketin inkılâp ta rihinde çok şayanı dikkat bir müd detle mevki ihraz etmiş bulunuyor. Şahsî istipdadı yıkmak ve mem lekette büyük bir inkılâp başarmak maksadiyle yapılan bütün siyasî hareketlerin hangi safhasını ele a- iacak olursak prens Sabahattiııin ya doğrudrn doğruya, yahut dola- yisiyle müessir olduğuna dair bir çok vesikalı, r y o delillere malik bu
lunuyoruz. Bütün büyük inlulapcı- lar gibi prens kabahattir, de - çok uzun sürr.ı .."ücadefe hayatında -
î Lir takım dostlar, juncb gayesine, i fikirlcriır uygu» taraftarlar, mü*
ridler kaz* udığı gibi hasmılar, hat tâ garezktrlar edinmişti. Bu iti barla Pren3 Sabahattin hakkında 1 verilecek hÜKüm için çok tarafsız olmak; mazinin yakın, uzak tesir lerinden teoerrüd etmek zaruridir. Ben, burada — zamanındaki parti zanlıklardan ıızak bulunarak — sa dece bu çok mühim inkılâp adamı nın şahsındaki umumî hatları belirt .meğe çalışacağım:
Prens Mehmet Sabahattin, da mat Hali] paşa zade damat Mah mut Celâlettin paşanın oğludur. Annesi, sultan Mecidin kızı Sariha sultandı. İkinci Abdulhamid, culûs ettiği zaman eniştesi Mahmut Ce lâlettin paşaya büyük itimat ve teveccüh göstermiş, henüz pek genç yaşta olmasına rağmen, onu A dli ye Nazırlığına tayin etmişti. Fakat saltanat makamında bulunan kain biraderiyle siyasî maksatlarda u- yuşamıyarak Mahmut Celâlettin paşanın kısa bir müddet sonra pa dişahla arası açılmış bulunuyordu. Paşa, yanma iki oğlunu alıp ta Av- rupaya kaçtıktan sonra bütün me saisini Abdulhamid istipdadıııı yık mak gayesi uğrunda tekşif etmiş, ve padişahı açıkça tehdid etmeğe ' aşlamıştı. Vaktiyle Mithat paşa ile uğraşmak mecburiyetinde kalan sultan HamiJ, bu defa daha zorlu bir hasım ile karşılaşmış olduğunu çok geçmeden, anlamıştı. A rtık yaptığı v âdi erk. ye baş vurduğu bir çok teminat i> eniştesi Mah mut Celâlettin paşayı giriştiği mü cadeleden vaz g ey ir ip İstanbula ge tirtmek mümkün ojanııyaeağııu an lamış hatâ onun vücudunu ortadan kaldırmanın çar esir, i aramıştı. Fa kat bu maksadında muvaffak ola mamıştı.
Meşrutiyet yıllarında Prens Sabahattin bey
biiyiik ve şümullü bir insılâp vü- cude getirmek için, sadece, siyasi bir inkılâp yapmanın derde deva, teşkil etmiyeceğine kani bulunu yorlardı. Bu maksatla tevsii me zuniyet ve ademi merkeziyet cemi yeti!» ni kurmuş, yapılmasında İıti- lıad ve Terakki ile mutabık olduk ları siyasî inkılâptan başka içtimai bir inkılâbın da tahakkuk etmesi tezini müdafaa etmişlerdi.
Halbuki «İttihadı anasır» esası na göre bütün Osmanlı unsurları nın iştirakiyle «M illî vahdetin lü zumunu ileri süren Îttihad ve T e rakki» «Adem î merkeziyet» prensi bini Sabahattin bey tarafından ile ri sürülmüş olması itibariyle kendi takip ettiği ve tahakkuk ettirmek istediği politikaya zıd ve zararlı görüyordu. Arada bir çok talî se bepler, parti ve şahıs ihtirasları bulunmakla beraber Prens Saba- hattinin — Meşrutiyetten evvel Ahmet Rıza beyin riyaseti altın daki inkılâpçılarla, meşrutiyetten sonra da, iktidarı eline alan İttihad ve Terakki ile - arasını bir türlü düzelmemcsindekı başlıca âmil bıı- dur.
Prens Sabahattinin îttihad ve
Terakki ile arasındaki ihtilâf, gün len güne o kadar şiddetlenmiş, o derece lıâd bir şekle girmişti ki ni hayet «prens Sabahattin»«vatan ba İni» telâkki edilmiş ve kanlı ma ceralardan t ab’an nuiteneifir olan bu büyük inkılâpçı - Mahmut Şev ket paşanın Îıtihad ve Terakki mu halifleri tarafından - öldürülmesi işine bilhassa karıştırılarak gıya ben idama mahkûm edilmişti!
Fikir vo kanaatlerindeki hususi vet ne oluna olsun, bu fikirler bir ‘ akım zümrelerin ve şahısların iş lerine ne kadarı- elverişli bulunmaz sa Prens Sabahattin bey, hiç bir zaman memitketin bir İçtimaî inkı lâba muhtaç olduğu fikrinde fa riğ olmamış, m- bükün ömrü boyunca nekbet dâvaları karşısında bir ke nara çekilip seyirci kalmak isteme mişti. Birinci umumî harbin neti- ced Türkiyeye büyük felâketler ge tireceğini anlıyan prens, Cenevı-e- de bulunurken «sun. münferid» yol larını aramış, hattâ siyasî hasmı olan İttihad ve Terakki hükümeti ne de — bilvasıta — müracaat, et inişti.
Meşrutiyetin ilânından sonra büyük bir neşe ile vatana dönen Prens Sabahattin bey, gurbet di- yarlaı ıtıda şehit düşen babasının naşını İstanbula getirmiş ve Eyüp mezarlığına def nettir mişti.
Onun çocuk yaşmdanberi benim sediği gayelerinin tahakkuku için inkılâbın geniş imkânlar vereceği ümidi gönlünde kuvvetle yer et mişti.
Lâkin çok geçmeden o, ekseriyet partisiyle uyuşmamanın ve anlaş mamanın cezasını çekmiş» uzun su ren nikbetha-e, hüsranlara katlan- mağa mecbur olmuştu!
1908 Temmuz inkılâbı, Prens Sabahatinin hayallerini tahakkuk ettirecek bir iimit meş’alesi oldu. Ne yazık ki meşrutiyet ink-ü l; tam kırkıncı yaşını tamamlıyacağı bir sırada, yine bir Temmuz gönü bu inkılâp şehidi AHalım rahmeti ne kavuşmuş oluyor! Allah rahmet eylesin!
Mehmet Alioğli-.
Damad Mahmut paşanın Abdul- hamide karşı giriştiği mücadele 1903 senesinde Brükselde vefatı ü- zeritıe sona erip babasının rilümiyie inkılâp bayrağım eline alan prens Sabahattin, ayni gaye uğrunda yü- rünıeğ başladı. Bu esnada Patise kaçan inkılâpçı!«;- Ahmet Kıza be yin reisliği altında «Terraki vs ıt- tihad cemiyeti» ııaıııı altında birle şen Prens Sabahattin de, bidayet te bunlarla teşriki mesai etti. Son raları Ahmet Rıza beyle Prensin aralarındaki derin fikir ihtilâfları bu birleşmenin imkânsız olduğunu ortaya koydu. Bu fikir ayrılığı meşrutiyetten sonra iktidarı ele alan — İttihad ve Terakki ile Prens Sabahattinin anlaşmak ve kaynaşmalarına imkân vermedi.
Prens Sabahattin ile arsaıiaş'a- rı, daha Pariste iken memlekette
!
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi