Sanıklar ilk ifadelerinden rücu ettiler, Kısakürek
kendisinin bir «fikir savcısı» olduğunu söyledi
Kumarhanede yakalananlar dun sulh hâkimliğinde (Foto «V A T A N » — Hilmi ŞAHENK) Evvelki gece, sabaha karşı saat
2,30 da Tarlabaşı Piremehmet so kağında 14 numaralı evin basıl dığını; aralarında «Büyük Doğu» adlı dinî cemiyetin «yüce» si ve ayni isimde bir derginin sahip ve başmuharriri Necip Fâzıl Kısa- kürek’in de bulunduğu 19 kişilik bir kumarbazlar grupunun yaka landığını dünkü sayımızda bildir miştik.
İstanbul Em niyet müdürlüğü nün bu baskın hareketi, yaptığı mız tahkikata nazaran, şöyle ce reyan etmiştir:
Tarlabaşmda, Piremehmet so
kağında bulunan 14 numaralı
eve, bir müddettenberi İstanbul polisinin çok iy i tanıdığı bazı kumarbazların dadandığı görül müş ve vaziyete bizzat elkoyan Emniyet İkinci Şube müdürü N i hat Ertürk, İstanbul sulh ceza hâkimliğinden istihsal ettiği bir arama kararı ile 23 mart gecesi eve baskın yapmaya karar ver miştir. Gece saat 1 sularında Tak sim Emniyet Başkomiserliğinde toplanan ekip bir müddet sonra kumarhanenin bulunduğu maha- le hareket etmiş ve kısa bir ta rassuttan sonra 14 numaralı evin
kapısı çalınmıştır. Ancak, bu
arada, evin ikinci çıkış noktası olan 22 numaralı kapı da vazife li polis memurları tarafından tu
tulmuştur. Kapının penceresin
den bakan bir şahıs giriş parola sını almayınca baskını farketmiş ve hemen içeri koşarak haber
vermiştir. Memurlar, ellerinde
demir takozlarla kapıya yüklen mişlerse de, iş biraz güç olmuş, ancak aradan 5 - 6 dakika geç tikten sonra kapı açılarak içeri girilmiştir. Memurlar, odada bul dukları 19 kumarcıya gereken ilk ihtarı yaptıktan sonra, odayı araştırmaya başlamışlar; etrafın da 17 iskemle bulunan, yeşil çu ha örtülü masanın üzerinde bir
miktar yeşil fiş bulmuşlardır.
Aramaya devam eden memurlar,
masanın hemen yanıbaşmdaki
karyolada yatakla yorgan arasın da saklanmış 6 deste oyun kâğıdı ve kutusu, 6 adet ganyot topla maya mahsus kutu, kırmızı, yeşil ve sarı renkte fişlerle, fiş yerine kullanıldığı anlaşılan kahvehane markaları ve b ir de tabanca ele geçirilmiştir. Yakalanan kumar bazlar arasında dinî yazıları ile tanınmış Necip Fâzıl Kısakü- rek’in bulunuşu efkârı umumiye- de büyük bir hayret uyandırmış tır. Kumar oynatmak ve oynamak suçlarından sanık olan şahıslar şunlardır:
Fevzi Gürel (komisyoncu •
basılan evin sahibi); Mansur
Gündüz (pazarcı - kumar oynatı lan odanın kiracısı); Şakir Öz kan (ş o fö r); Mustafa Akşar (ser best doktor); Fethi Gürel (tüc car); Nevzat A lçıcı (seyyar ma nifaturacı) ; Zurnik Berç (ş o fö r ); Emin Kaya (ga rso n ); Haşan Şen- gil (garson); Nurettin Kebecioğ-
lu (gazeteci); Orhan Emgengil
(inşaat kalfası); Necip Fâzıl Kı- sakürek (Büyük Doğu cemiyeti ve dergisi kurucusu); Burhan Su (em ekli m em ur); Seyfettin Şa- karca (em ekli m em ur); Vasil Çi- vilidis (tüccar); L ig o r Karabaç-
oğlu (tüccar); Fahri Kutbay
(tüccar); Abdülm ecit İncel (m e m u r); Agâh Perim (em ek li).
Sanıklar bütüngece Em ni
yette alıkonularak ifad eleri
ne müracaat edilm iştir. İç
lerinden bazıları, buraya kumar oynamak için gittiklerini, bazıla rı kumar oynandığım gördükleri ni fakat oyunun cinsini anlaya madıklarını. bazıları da oynanma dığını söylemişlerdir. Baskın ya
pılan odanın kiracısı Mansur
Gündüz, burada arasıra kumar
oynattığını, gecede 15 - 20 lira gibi ciiz’î bir menfaat sağladığını söylemiştir.
Sanıklar, saat 15 e kadar Tak sim Başkomiserliğinde tutulduk tan sonra Beyoğlu C. Savcılığına sevkedilerek sorguları yapılmış tır. Emniyetteki ifadelerinde ku mar oynandığını beyan eden sa nıklar, ifadelerini tamamen de ğiştirmişler; kumar oynamadık larını ve oynatmadıklarım iddia etmişlerdir. Müteakiben, kumar
bazlar Beyoğlu nöbetçi ikinci
sulh ceza mahkemesinin huzuru
na çıkarılmışlar. Yargıç Ziya
Yazgan, usulen sanıkların hüvi yetlerini tesbit ettikten sonra ifa delerine müracaat etmiştir. İlk sorgusu yapılan, basılan binanın sahibi Fevzi Gürel, hâdise ile uzak - yakın hiç bir ilgisi bulun madığını, sanıklar arasında ya- kalanmayıp, binanın en üst ka tındaki dairesinden polis tarafın dan alınarak karakola celbed il diğini söylemiştir. Odanın kiracı sı Mansur Gündüz de, o gece bir kaç arkadaşını bir içki âlemi yap mak üzere evine davet ettiğini, bu sırada baskının vuku buldu ğunu söylemiş, ve polisteki ifa desini inkâr ederek, kumar oy natmadığını ileri sürmüştür.
Bundan sonra söz alan sanık lar, mezkûr eve ya bir tesadüf eseri olarak, ya da arkadaşları olan Mansur Gündüzün içkili eğ lence davetine icabet ederek git tiklerini söylemişler, kumar oy namadıklarını ısrarla ileri sür müşlerdir. Zengin oldukları, kı lık - kıyafetlerinden tutun da par
inaklarındaki şövale yüzüklere
kadar anlaşılan bu insanların si nirli ve asabî halleri, bilhassa muhakeme esnasında dikkati cel- bedecek kadar barizleşmiştir. Bu arada, ifadesine müracaat edilen Necip Fâzıl Kısakürek, kendisini ahlâk doktoru olarak vasıflandı ran bir konuşma ile müdafaası nı yapmış, müessisi ve başbuğu olduğu Büyük Doğu cemiyeti ve dergisinin faaliyet ve neşriyatını ile ri sürerek asla kumar oynaya cak karakterde bir insan olma dığını ifade ederken sarfettiği bir takım sözlerle, kader beraber liginin mahkeme kapılarına ka dar beraberce sürüklediği masa arkadaşlarını, farkına varmadan, «küçük ve zayıf insanlar» dere kesine indirmiştir. Necip Fâzıl Kısakürek ezcümle demiştir ki:
«— Ben bir gazetenin sahibi yim ve başmuharririyim. Kumar hakkında yazılmış eserim vardır. Bu menhus ve menfur iptilânın, insanoğlunun ruhî ahvali üzerin deki aksiyon ve reaksiyonlarını
ötedenberi incelemekteyim. Bir
«fik ir savcısı» sıfatiyle kumarı ve diğer ahlâkî nakiseleri neşter- lemek, bir muharrir olarak, be nim vazifemdir. V e ben, bu va zife dolayısıyle, en az bir polis memuru kadar müeyyideli ola bilmeliyim. İstediğim yere girip çıkabilmeli, mevzuumu neşterle- yebilmeliyim.
İşte, kumar mevzuunda daha
fazla tetkikler yapmak ve bunun la ilg ili sahne ve tipleri yakın dan görerek etüt etmek maksa- dıyle, fikrim i Agâh Perim dos tuma açtım. Dün beni buldu ve bu gece bir yere götüreceğini, orada eğlence kabilinden küçük bir bakara oyunu oynanabilece ğini, istifade edebileceğim taraf ların zuhurunun muhtemel oldu ğunu söyledi. Gittik. Biraz otur duk. Eğlence kabilinden yapıla cak bir oyun için hazırlık vardı. Fakat bu da fiile inkılâp etme di. Esasen ben gördüklerimden bazı neticeler istihraca çalıştım ve benim aradığını «tripo» nun,
karakteristik kumarbaz tipleri
ile sahnelerin burada bulunma dığını anladım. Biraz sonra da, tam biz çıkmak üzere iken, mez kûr baskın hâdisesi vuku buldu.»
Yargıç sordu:
— Orada kumar oynadınız mı? — Hayır.
— Ötekiler oynadılar mı? — Görmedim.
Sanıkların sorgularını mütea kip baskını yapan ve zaptı tutan polis memurlarından Rüştü De- rinöz, Niyazi Altan, Macit Ey- men, Osman Balaban şahit ola rak dinlenmişlerdir. Şahitler, bas kına takaddüm eden hâdiseleri ve baskını, yazımızın baştarafııı- da belirttiğim iz şekilde anlatmış
lar; sanıkları kumar oynarken
görmediklerini, fakat kapı açılın caya kadar geçen 5 - 6 dakikalık
zaman zarfında suç âletlerinin
ortadan kaldırılabileceğini söyle mişler ve netice itibariyle baskın yapılan evde o esnada kumar oy nandığına emin bulunduklarını ifade etmişlerdir.
Müteakiben sanıkların şahitler I- yüzleştirilmesi yapılmıştır
Bazı hususların tahkiki ve bas
kını tertip eden Emniyet İkinci Şube müdürü Nihat Ertürkün şa hit olarak mahkemeye celbi için duruşma başka güne bırakılmış tır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi