• Sonuç bulunamadı

Azerbaycan-Türkiye İlişkileri Açısından Hüseyinzade Ali Turan ve Ahmed Raik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Azerbaycan-Türkiye İlişkileri Açısından Hüseyinzade Ali Turan ve Ahmed Raik"

Copied!
32
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yeni Türk Edebiyatı Dergisi, Sayı 3, Mart 2011, s. 167-198

AZERBAYCAN-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ AÇISINDAN

HÜSEYİNZADE ALİ TURAN ve AHMED RAİK

Nazım Muradov*

AZERBAYCAN-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ AÇISINDAN HÜSEYİNZADE ALİ TURAN ve AHMED RAİK

Ali Bey Hüseyinzade Turan’ın değerli araştırıcısı Prof. Dr. Ali Haydar Bayat Bey’in aziz hatırasına

ABSTRACT

One of the areas where Hüseyinzade Ali Bey, a distinguished Azerbaijani journalist, doctor, poet, artist and philosopher who is regarded as the “Father of Turkism” was influential, was Cyprus. Not only did Ahmet Raik Müsevvidzade from Nicosia, write articles in the daily Hayat newspaper and the journal Fuyuzat published in Baku by Hüseyinzade, he also sent letters and postcards to him. Six letters and ten postcards found in Hüseyinzade’s archive which were sent by A. Raik from Nicosia, have brought about new dimensions in the literary and cultural relations between Cyprus and Azerbaijan as well as the relations between Cyprus and the Turkish world. This paper covers the texts of the above-mentioned letters and postcards sent by Ahmet Raik who was an important intellectual, journalist, poet, translator and a leading social figure from Cyprus, and an analysis of the personality of A. Raik.

Keywords: Ahmet Raik, Hüseyinzade Ali Turan, Cyprus, Azerbaijan, Tur-kish-Azerbaijani Literary Relations, the Füyuzat magazine.

* Yrd. Doç. Dr., Lefke Avrupa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölü-mü/ KKTC.

(2)

ÖZET

“Türkçülüğün babası” sayılan ünlü Azerbaycanlı gazeteci, doktor, şair, ressam ve fikir adamı Hüseyinzade Ali Bey’in etkili olduğu yerlerden biri de Kıbrıs olmuştur. Lefkoşalı Ahmet Raik Müsevvidzade, Hüseyinzade’nin Bakû’da çıkardığı Hayat gazetesi ve Füyuzat dergisine yazılar yazmakla kalmayıp kendisine mektup ve kartpostallar da yollamıştır. Hüseyinzade arşivinden çıkan ve A. Raik’in Lefkoşa’dan yazıp yollamış olduğu altı mektupla on kartpostal, Kıbrıs-Azerbaycan ve Kıbrıs-Türk dünyası edebî, kültürel ilişkilerine yeni boyut kazandırmaktadır.

Bu yazıda Kıbrıs Türklerinin yetiştirdiği ünlü aydın, gazeteci, şair, çevirmen ve toplum önderlerinden Ahmet Raik’in, Hüseyinzade’ye yolladığı mektup ve kartpostalların metni yer almakta, A. Raik’in şahsiyeti irdelenmektedir. Anahtar Kelimeler: Ahmet Raik, Hüseyinzade Ali Turan, Kıbrıs, Azerbay-can, Türkiye-Azerbaycan Edebî İlişkileri, Füyuzat dergisi.

… Giriş

Türkiye ve Türk dünyasında derin izler bırakan, önemli fikir ve ülkü adamı Hüseyinzade Ali Turan, sadece eserleriyle değil, zor şartlarda yıllarca biriktirip haleflerine bıraktığı zengin arşiviyle de bugün geniş anlamda Türklük bilimine hizmetlerini sürdürmektedir. Hocamız Prof. Dr. Yavuz Akpınar’ın girişimleri sonucu Hüseyinzade Ali Bey’in kızı muhterem Feyzaver Alpsar Hanım, büyük bir özveride bulunarak babasının arşivini Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Arşivi’ne bağışlamıştır (Akpınar, 2007-1: 313-314). Elyazma eserler, fotoğraflar, mektuplar, çeşitli gazete, dergi ve kitaplardan oluşan ve Hüseyinzade Ali Turan Arşivi olarak adlandırılan dökümanlar, yakın tarihimizin birçok karanlık noktasını ışıklandıracak niteliktedir. Bu arşiv, artık tasnif edilerek bütün araştırmacıların kullanımına açılmış ve bazı belgeler de yayımlanmaya başlamıştır.

Hüseyinzade arşivindeki belgelere dayanılarak şimdiye kadar bazı araştırmalar yayımlanmıştır (Akpınar 2007a, b, 2011; Çağın 2010; Özcan 2010; Özkaya 2011). Hazırladığımız bu yazının materyalleri de aynı arşivden alınmıştır. Biz bu yazıda bilim camiasının pek yakından tanımadığı Kıbrıslı gazeteci, eğitimci, şair, yazar, tercümeci Müsevvidzade Ahmet Râik (Çağlar) Efendi’nin şahsiyeti üzerinde de durup onun 1906-1932 yılları arasında Hüseyinzade Ali Bey’e yollamış olduğu altı mektup ve dokuz kartpostalın metnini yayımlayarak bunların bazı özelliklerinden söz etmeğe çalışacağız.

(3)

I. Müsevvidzâde Ahmet Raik kimdir?

Lefkoşa Ayasofya Camii imamı ve müftülük kâtibi Müsevvid Hacı Hüseyin Niyazi Efendi’nin (1839-1919) dört oğlundan üçüncüsü olan Müsev-vidzade Ahmet Raik (Çağlar) (1884-1962), Kıbrıs Türklerinin yetiştirdiği ünlü aydınlardandır. A. Raik, Lefkoşa’da doğmuş, orada iyi bir medrese eğitimi almıştır. Daha 11 yaşında iken Kur’an’ı ezberleyerek hâfız olmuş, rüşdiye (orta) ve idadî (lise) eğitimini tamamlamış, 1901-1904 yıllarında Lefkoşa Mekteb-i İdadisi’nde muallim olarak ça-lışmıştır. Muallimlik yıllarında Türkçe öğrenmek isteyen İngiliz yöneticilere özel dersler de vermiş, maaşından ve bu derslerden biriktirdiği paralarla klasik Türk şairlerinin, Tanzimat ve Edebiyat-ı Cedide ediplerinin eserlerini, tarihe dair kitapları İstanbul’dan Kıbrıs’a getirtmiştir.

1903’te, İngilizceden çevirdiği iki ciltlik Elementary Arithmetic/Mebadi-yi

İlm-i Hesab, Part I / Cild-i Evvel kitabı, Türk okullarında okutulmak üzere

hükü-metin emriyle ders kitabı olarak yayımlanmış,

Bakû’da çıkan Hayat gazetesinin 4 Avgust [17 Agustos] 1906 / 26 Cema-zie’l-ahir 1324 tarihli 172. sayısında kitabın tanıtımı yapılmıştır. Bu tanıtım yazısı imzasız da olsa, Hüseyinzade Ali Bey’e ait olduğu üslubundan ve A. Raik’le iliş-kilerinden anlaşılmaktadır. Bu kitap Azerbaycan’da okutulmak üzere matematik öğretmenlerine tavsiye edilmiş ve 15 Avgust 1906 tarihinde duzenlenecek olan Umum Kafkas Müslüman Muallimleri İctimaı’na hediye edilmiştir. (Hayat, 1906-1: Sayı 172)

1904 yılında mahallî hükûmet tarafından memur alımı için ilan edilen İngi-lizce imtihanının birincisi Ahmet Raik olmuş, sınavı Honours [Şeref] derecesiyle kazanarak resmi başarı belgesi (şehadetnâme) almıştır (Ahmet Raik, 2006: III). A. Raik, bu diplomayı aldıktan sonra İngiliz ediplerinin eserlerini Türkçeye çevire-rek onları matbuatta bastırmış, dönemin gazete ve dergilerinde diğer yazıları da yayımlanmaya başlamıştır. Raik’in ilk matbu yazısı, Mısır’da çıkan Türk gaze-tesinin 05 Mayıs 1904 tarihli 27. sayısında yayımlanan “Hangi Yoldayız? Hâl-i Hâzırdaki İslâmiyyet” adlı yazıdır. (Ahmet Raik, 2006: 27-30)

12 Eylül 1904’te yazıp Manastırlı dostu Bahaeddin’e ithaf ettiği “Vatan-cüdâ” adlı mensur şiiri Füyuzat dergisinin 07 Aprel (19 Nisan) 1907 / 6 Teşrin-i evvel 1325 tarihli 14. sayısında yayımlanmıştır. Doç. Dr. Hüseyin Heşimli’ye göre Azerbaycan’da mensur şiirin ilk örneği Raik’in bu şiiridir. H. Heşimli, A. Raik’in mensur şiirlerini iki ayrı çalışmasında ele alıp incelemiştir (Haşimli 2007: 23-28; Haşimli 2009: 27-31).

(4)

Çok iyi derecede İngilizce bilen A. Raik, Lord Byron’dan çevirdiği “Tema-şa-yı Tabiat–Deniz Neşidesi” adlı yazıyı Füyuzat dergisinin 06 Fevral (19 Şubat) 1907/6 Muharrem 1325 tarihli 9. sayısında yayımlatır (bu yazının tam metni için bkz. Ahmet Raik, 2006: 1-3). 23 Nisan 1906’da Thomas Carlyle’den çevirdiği “İnkılab Meydanı–Fransız İnkılabı” tercümesi, Kıbrıs Cemiyet-i İlmiyesi huzu-runda okunduktan sonra Kahire’de çıkan İçtihad Mecmuası’nın 12. sayısında ba-sılır. (Ahmet Raik, 2006: 4)

Ahmet Raik, 20 Haziran 1906’da “Hekîm Ömer Hayyam” adlı araştırmasını yazıp tamamladıktan sonra Kıbrıs Cemiyet-i İlmiyesi’nde bu konuda bir konferans vermiştir. Klasik İran şair ve matematikçisi Ömer Hayyam hakkındaki bu araştırması onun iyi bir edebiyatçı, tenkitçi olduğunu doğrulamakla birlikte iyi derecede Farsça bildiğini de göstermektedir. Hüseyinzade Ali Bey’in de Ömer Hayyam hakkında –biri Almancadan tercüme olmak üzere– iki makalesi vardır. (Bayat, 1992: 127-133; Bayat, 1998: 298-302)

Raik’in, 26 Ağustos 1906’da tamamladığı, çok tartışılan “Müsahebe-i Ede-biyye: [1] Vuzûh” yazısı, Füyuzat dergisinin 01 Noyabr [14 Kasım] 1906 tarihli 1. sayısında (s. 9-10); 23 Eylül 1906’da yazıp tamamladığı “Müsahebe-i Edebiyye: [2] Vuzûh” yazısı ise Füyuzat’ın 2. sayısında (s. 28-30) yayımlan-mıştır. A. Raik, Hüseyinzade Ali Bey’e yolladığı 8 Ekim 1906 tarihli kartpos-talda Hayat’ta yayımlanmak üzere başka bir müsahebe-i edebiyye gönderdiğini de bildiriyor. Bu yazı da “Müsahebe-i Edebiyye: [3] İmlâmız Hakkında” adıyla,

Füyuzat dergisinin 03 [16] Mart 1907/1 Safer 1325 tarihli 11. sayısında (s.

174-175) basılmıştır. Raik’in bu üç yazısını ve burada sözü edilen diğer yazılarını Ha-rid Fedai derleyerek yeniden yayımlamıştır (Ahmet Raik, 2006: 31-53).

İngiliz ediplerinden tercümelerini sürdüren Raik, Herbert Spencer’den çevirdiği “Terbiye ve Ahval-i İctimaiyye” adlı yazıyı da Kıbrıs Cemiyyet-i İlmiyyesi huzurunda okuduktan sonra Füyuzat’ta yayımlar. [12 Yanvar (25 Ocak) 1907, Sayı: 7, s. 108-109]

Hüseyinzade Ali Bey’in, ünlü Rus yazarı Lev Tolstoy’u çok sevdiği bilinmektedir. Hüseyinzade, Füyuzat dergisinin 1906 tarihli 2. sayısında (s. 21-24) “Tolstoy” adlı geniş bir makale yayımlamış, A. Raik de 22 Eylül 1908’de yazıp tamamladığı “Tolstoy: 1” yazısını Lefkoşa’da çıkan Sünûhat gazetesinin 24 Eylül 1908 tarihli 94. sayısında bastırır (Ahmet Raik, 2006: 57-59) ama onun, Tolstoy’la ilgili bu makalenin devamını yazıp yazmadığını bilmiyoruz.

Ahmet Raik’in 1908-1923 yılları arasındaki faaliyetleri daha çok devlet me-murluğu, toplumsal faaliyetler, yardım teşkilatlarının, fikir ve spor kulüplerinin kuruculuğu ve aktif üyeliği vb.dir. Raik, kızı Pervin Hanım’ın yazdığına göre 1924 yılında kötü bir talihsizlik sonucu hayatının sonuna kadar sürecek olan hastalığa yakalanmış (Adataş, 2006: VIII), hayatı kararmıştır. Edibin ilk ve tek kitabı 1926’da Lefkoşa Birlik Matbaası’nda bastırdığı ve eski yazılarından birçoğunun yer aldığı Eski Şeyler kitabıdır.1

1

(5)

Ahmet Raik 18 Ocak 1962’de Lefkoşa’da vefat etmiş, orada defnedilmiştir. Merhum, Lefkoşa Mezarlığı’nda –13. blok, 4. sıradaki 12. mezarda– gömülüdür. Raik’in mezar taşı kitabesinde şu sözler yazılıdır:

Emekli Tapu Baş Kâtibi A. Raik Çağlar Ruhuna Fatiha (1884-18.1.1962)

II. Ahmed Raik Hakkında Yazılanlar

Genel olarak Kıbrıs Türklerinin yetiştirdiği aydın bir aile olan Müsevvid-zâdeler; A. Raik’in ağabeyi Osman Cemal Efendi (1880-1919), kardeşi Fadıl Niyazi Korkut Efendi (1887-1975) hakkındaki en kapsamlı araştırmalar, titiz ve fedakâr araştırmacı Harid Fedai’ye aittir.2 Bu araştırmaya göre Ahmet Raik “Kıbrıslı bir Jön-Türk”tür (Manastırlı, 2010: s. 84). 1980’li yılların başından itibaren Harid Fedai ve mesai arkadaşlarından Fuad Memduh, Mustafa H. Altan, Ahmet An’ın araştırdıkları Müsevvidzadeler ailesi, sonraki yıllarda başka araştırmacıların da ele aldığı bir konu olur.

Ahmet Raik, matbuatta ilk yazısının çıktığı 1904’ten başlayarak şahsiyeti ve fikirleriyle tartışma hedeflerinden biri olmuş, kardeşi F.N. Korkut’un anlattığına göre Kahire’de çıkan Türk gazetesinde yayımlattığı bir yazıdan ötürü (bu yazı, Raik’in “Hangi Yoldayız? Hâl-i Hâzırdaki İslâmiyyet” adlı yazısıdır– N.M.) dinsiz olduğu iddia edilerek kendisinin Osmanlı Kıraathanesi’ne üye olması eşraf tarafından reddedilmiştir (Korkut, 2000: 59).

Ahmet Raik’in 1903 yılında, İngilizceden çevirip Kıbrıs’taki Türk okul-larında ders kitabı olarak okutulan Elementary Arithmetic / Mebadi-i İlm-i Hesab,

Part I / Cild-i Evvel kitabı hakkında A. Hüseyinzade’nin Bakû’da çıkardığı Hayat

gazetesinde “Türkçe Yeni Kitaplar” başlığı altında bir tanıtma yazısı yayımlanır. İlişkileri sebebiyle Hüseyinzade tarafından yazıldığından şüphe etmediğimiz bu yazı aynen şöyledir:

Akdeniz cezair-i kebiresinden olan Kıbrıs adasından bize Ahmed Raik Efendi tarafından iki cilt kitap gönderildi. Bu kitabın ünvanı Mebâdi-i İlm-i Hesab olup, İngiltere’deki Kembric Darülfünunu mezunlarından Tomson’un ilm-i hesaba dair bir eserinin sade Türkçeye tercümesinden ibarettir. Her varağın bir yüzü asıl İngilizce

2

Bkz. 1. Harid Fedai, “Eski Şeyler”, Yeni Kıbrıs, Lefkoşa, 1984; Yüzyılımızın Başlarında

Kıbrıs-Dış Türkler İlişkisi, Çeşitli Türk Toplulukları Arasında Dil ve Kültür Bağı Sempozyumu, Lefkoşa,

5-6 Ekim, 1990; 2. “Yüzyılımızın Başlarında Kıbrıs’ta Bir Şiir Mecmuası ve Müsevvidzade Osman Cemal Efendi”, 9. Milli Türkoloji Kongresi, İstanbul, 15-19 Eylül, 1997; 3. Adsız Kitap, Yay. haz.: Harid Fedai, Fuad Memduh, KKTC Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Bakanlığı Yay., 35, Ankara, 1997; 4. Hatıralar, Fadıl Niyazi Korkut, Yay. haz: Harid Fedai, Mustafa H. Altan, Gazimağusa, KKTC, 2000.

(6)

olduğu hâlde diğer yüzü de Türkçedir. Bizim ibtidaî mektep muallimlerimiz bu yolda kitaplar vücuda getirmek hususunda zahmet çekiyorlar. Binaenaleyh, bu kitabı numune olmak üzere onlara takdim ediyorum. İlm-i hesap muallimlerimiz ya bu kitaptan edinmeli yahut bu kitaptan istifade edip mislini meydana koymalıdırlar. Kitabın büyük bir meziyeti daha vardır ki o da ilm-i hesaba dair ıstılahâtı şâmil bulunmasıdır. Kitabın iki cildini de avgust ayının 15’de yığılacak Umum-Kafkas Müslüman Muallimleri İctimaı’na hediye ediyoruz. Eminiz ki Ahmet Raik Efendi hazretlerinin kitabından pek ziyade istifade edeceklerinden, müşarünileyh, bizden ziyade özleri teşekkür edeceklerdir!.. [Hayat, 4 Avgust (17 Ağustos) 1906 / 26 C. Ahir 1324, Sayı: 172, s. 4].

Ahmet Raik’in Füyuzat dergisinde yayımlanan, özellikle “müsahebe-i edebiye”lerinin, zamanında çeşitli gazete ve dergilerde tartışıldığını düşünüyoruz. O yılların süreli yayınları taranırsa bu konuda bazı yazılar bulunabilir. Böyle olmalıdır ki meşhur Hayat gazetesi, kendilerini “dûr-endiş ve ahval-i zamana vakıf amelî zâtlardan” (Hayat, 1906: Sayı 163, s. 4) biri saymıştır.

1920’li yıllara kadarki Azerbaycan matbuat organlarında, o yıllarda hep gündemde olan edebî dil, imla, alfabe, ortak edebiyat gibi birçok tartışma vardır. Nitekim, 1930’da ünlü Türkolog, Prof. Dr. Bekir Çobanzade, bir yazısında Stalin’in SSCB Kommunist Partisi Genel Sekreterliği yaptığı o yılların siyasi, “medeni”, “edebi” havasını hissettiren fikirler seslendirmiş, Füyuzatçıları, dönemin ağzıyla “yerli Türk burjuvazisi” saymış, Raik’in imla, alfabe ve ortak Türk edebiyatıyla ilgili görüşlerini özetleyerek onu “elifbada olduğu kimi imlada da cüz’i, ehemiyyetsiz bezi meseleleri qeyd etmekden ve onları da hell edilmemiş qoyub keçmekden başqa bir şey yapmamış” kişilerden biri olarak görmüştür. Çobanzade, A. Raik’in:

… Malûm olduğu üzere asırlarca süren esbab-ı müteaddide tefrika yüzünden Türk lisanı muhtelif şivelere ayrıldı ve yeni bir takım mevane-i malûma hayuletiyle edebiyat-ı milliyemiz layıkıyle tekerrür ve teessüs edemedi. Fakat, tevhid-i lisan ile hep milli, sırf Türk malı parlak bir edebiyat… hudud-ı Çin’den Akdeniz’e kadar bütün Türklerin şükûfe-i ruhu olacak bir edebiyat-ı garra vucuda getirilmesi zamanı gelmiştir. (Çobanzade, 1930: s. 13-14; 16)

şeklindeki fikirlerini örnek göstererek, onu aşırı milliyetçi ve Pantürkist bulmuştur. Ne ilginçtir ki bu fikirleri milliyetçi bulup “eleştiren” Çobanzade, kendisi de birkaç yıl sonra milliyetçilikle suçlanıp kurşuna dizilecektir…

1930’lardan, vefat tarihi olan 18.01.1962’ye kadar Raik’le ilgili bir suskunluk dönemi yaşanmış, onun vefatı üzerine dönemin yerel gazetelerinde hatıra türünden bazı yazılar yer almıştır. Kıbrıs’ta çıkan Cumhuriyet gazetesinin 5 Şubat ve 12 Şubat 1962 tarihli 78. ve 79. sayılarında Raik’in ölümüyle ilgili çağdaşlarının anılarına yer verilmiştir. 1980’li yılların başlarından itibaren H. Fedai’nin malûm çalışmalarının ardından birçok Kıbrıslı araştırmacı da Raik’ten söz etmeye başlamıştır. Fakat bunların çoğu, H. Fedai’nin görüşlerinin tekrarından ibarettir.

Kıbrıs dışında Raik’in en çok konu edildiği yer Azerbaycan’dır. Bu çalışmaların da çoğu (E. Fikretkızı’nın ve H. Heşimli’nin makalesi hariç) bizzat

(7)

Raik hakkında olmayıp genelde Füyuzat dergisiyle ilgilidir. Raik’in çok yönlü faaliyetine değinen Azerbaycanlı bilim adamlarından birkaçının görüşlerini burada kronolojik olarak hatırlatmak isteriz:

… halkın içtimai-siyasi hukukları uğrunda mücadele eden, onun manevi-estetik değerlerini korumakla birlikte toplumsal-siyasi bağımsızlığı uğrunda mücadelesini de sürdüren önderlerinden…” (Veliyev [Köprülü] 1999: 35); “inandırıcılığıyla, operativliğiyle dikkat çeken içtimai-siyasi makale yazarlarından…” [Veliyev (Köprülü) 1999: 101]; “Füyuzat’ın faal yazarlarından…” [Eliyeva (Kengerli) 2002: 265]; “Füyuzat dergisinin yazarlar ekibini oluşturan kişilerden biri; ince kalpli bir şair” (Fikretqızı, 2002: 341, 343); “aslen Lefkoşalı olup Füyuzat’ta çalışan bir gazeteci” (Kengerli, 2006: 112);3 “Azerbaycan’da yayımlanan ilk mensur şiir yazarı” (Haşimli, 2007: 23); “Kıbrıs-Azerbaycan edebi ilişkileri tarihinde önemli rol oynamış aydın simalardan…” ve “Türk dünyasının din, dil ve yazın gibi ortak konularına ışık tutan” kişilerden biri (Haşimli, 2009: 27-31); “İstanbul edebiyatı merkezli ortak Türk edebiyatı oluşturulmasını isteyen bir yazar” (Hebibbeyli, 2009: 294)…

Ahmet Raik’in, Füyuzat’ın birinci sayısında çıkan “Müsahebe-i Edebiyye” yazısını “Füyuzatçıların, edebi dil meselesindeki esas programı” sayan Azerbay-canlı araştırmacılar da vardır. (Hüseynova, 2006: 128)

Biz de 21-25 Ekim 2010 tarihlerinde İzmir’de düzenlenen İkinci

Uluslar-arası Kıbrıs Sempozyumu’na, “Bağımsız Azerbaycan İdealinin Oluşumunda Yer

Alan Bir Kıbrıs Türkü–Müsevvidzâde Ahmet Raik” adlı bir bildiriyle katılmıştık.

III. Ahmet Raik’in Hüseyinzade Ali Bey’e Gönderdiği Mektuplar

ve Kartpostallar

İlk yazısını doğup büyüdüğü Kıbrıs’ta değil, Mısır’da çıkan Türk gazetesinde yayımlayan A. Raik’in 1926’da çıkarttığı Eski Şeyler kitabında yer alan yazılarının yüzde doksanı Kıbrıs dışında çıkan gazete ve dergilerde basılmıştır. Bu da Raik’in, kendisini, bir ada insanından daha çok bir Osmanlı-Türk aydını, bir Türk dünyası mensubu olarak hissetmesinden kaynaklanıyor olsa gerek. Bu yönüyle A. Raik Kıbrıslı Türkler arasında “… eserlerini kendi memleketlerinde yayımladıkları gibi başka merkezlerdeki gazete ve dergilerde de yayımlamış … din, dil ve edebiyat konularında yazılar göndermiş” (Huyugüzel, 2010: 108) kişilerin başında gelmektedir. Raik’in Kıbrıs dışında en çok ilişkide olduğu yer ise Azerbaycan’dır. Onun Azerbaycanla ilişkisi “Türkçülük düşüncesinin babası” sayılan Hüseyinzade Ali Turan vasıtasıyladır. Hüseyinzade Ali Bey, Hayat gazetesinin ve toplam 32 sayı çıkmasına rağmen bir edebi mektep oluşturan

Fü-yuzat dergisinin (1906-1907) müdürü ve baş muharriridir. Bu dergi:

Hüseyin-zade’nin de yetişmesine bağlı olarak Türkiye’nin Servet-i Fünun cereyanına bağlı

3

(8)

bir dil ve san’at anlayışı sürdürmüş, Azerî edebiyatının yönünü Anadolu’ya çevir-miş, bu iki Türk ilinin tek bir dil ve kültür çatısı altında toplanması yolunda çalış-mış, Azerbaycan’da Türkçülük cereyanının güçlenmesine sebep olmuştur. (Ak-pınar, 1994: 93)

Ahmet Raik, Füyuzat’tan önce Hüseyinzade Ali Bey’in Ahmet Ağaoğlu (1868-1939)4 ile birlikte çıkardıkları Hayat gazetesinin de faal okurlarından olmuştur. Raik’in, A. Hüseyinzade’ye yazdığı 22 Haziran 1906 tarihli mektu-bunda dile getirdiği

… Rusya’daki kardaşlarımız arasında mesai-yi fikriyyeyi uyandırarak efkâr-ı mukaddese-i milliyeyi neşr ve ta’mim ve tevhid-i lisan-ı millî gibi muazzez ve ulvî bir emel-i istikbal-perverane ile tesis buyurulan muteber Hayat’ın ibtida-yı neşrinden beri bir azm-i saf-i müctehidâne ile yazdığınız makaleleri okudukça zât-ı edibâne-lerine karşı samim-i ruhumdan gaibane bir hiss-i hür-met beslemekteyim…

sözleri, kendisinin, gazeteyi başından beri takip ettiğini göstermektedir.

Ahmet Raik’in Lefkoşa’dan yazdığı 18 Temmuz 1906 tarihli mektupta da: … Hayat’a... Bir seneden beri bir şevk-i fevkalâde ile okuduğum ve her okudukça muharrir-i muktedirinin dirayet-i kalemiyye ve hissiyât-ı milliyyesine hayran kaldığım, bu ceride-i mutebereye hediye-i naçizane olmak üzere iki kitap posta ile takdim ediyorum; hüsn-i kabul buyurulmasını temenni eylerim…”

ifadeleriyle, Hayat’ın sıradan okurlarından olmadığını açık şekilde ifade etmek-tedir.5 Raik’in, Ali Bey Hüseyinzade’nin şahsî arşivinden çıkan bu mektup ve kartpostalları onun Füyuzat’tan önce Hayat’la olan ilişkisini de yeni boyutlarıyla ortaya koymaktadır.

Hayat’ın kapatılması her yerde olduğu gibi Kıbrıs’ta da üzüntüyle

karşı-lanmış, A. Raik teessüf dolu mektubunu A. Hüseyinzade’ye yollamıştır.

Füyu-zat’ın çıkmaya başlayacağı haberini alan Raik, derginin ilk sayısından itibaren

sa-dece vefalı bir okuyucu olarak kalmayıp hem de derginin yazarlarından biri ol-muştur.

Ahmet Raik’in, Alibey Hüseyinzade özel arşivinden çıkan mektup ve kart-postalları, yukarıda söylediklerimizin kanıtıdır. Hüseyinzade’ye olan hayranlığını her fırsatta dile getiren A. Raik’in, Hüseyinzade arşivindeki altı mektubu, krono-lojik olarak aşağıdaki tarihlerde yazılmıştır:

1) 22 Haziran [19]06;

4

A. Ağaoğlu Hayat gazetesinin 102. sayısından itibaren gazeteden ayrılmış, İrşad gazetesini çıkarmaya başlamıştır.

5

Raik’in diğer mektup ve kartpostalları, bu yazışmaların sadece tek yönlü değil, karşılıklı olduğunu da gösterir niteliktedir.

(9)

2) 18 Temmuz 1906 / 26 C. Evvel 1324;6 3) 13.12.[19]06; 4) 27.12.[19]06; 5) 26 Eylül [1]907; 6) 1 Eylül 1932. 1. Mektup: 22 Haziran [19]06 Huzur-ı âlilerine “Hususi” 22 Haziran [19]06 Lefkoşa (Kıbrıs)

[1] Hamiyetperver efendim hazretleri,

Rusya’daki kardaşlarımız arasında mesai-yi fikriyyeyi uyandırarak efkâr-ı mukad-desi milliyeyi neşr ve ta’mim ve tevhid-i lisan-ı millî gibi muazzez ve ulvî bir e-mel-i istikbal-perverane ile tesis buyurulan muteber Hayat’ın ibtida-yı neşrinden beri bir azm-i saf-ı müctehidâne ile yazdığınız makaleleri okudukça zât-ı edibânelerine karşı samim-i ruhumdan gaibâne bir hiss-i hürmet beslemekteyim.

Ve bu hiss-i samimâneyi bir münasip vakitte arz ve izhar etmek fikri, zihnimi işgal etmekte idi. Bu hafta postasıyla gelen Hayat’ın 106 numaralı nüshasında Ahund Abuturab hazretlerine cevaben yazılan makale-i vakıfane ve âlimanelerini7 okuyunca

6

A. Raik diğer mektup ve kartpostallarında eski takvimi pek kullanmamıştır.

7

17 May 1906 / 6 R. Ahir 1324 tarihli Hayat gazetesinin 106. sayısında (s. 2-3) Hüseyinzade’nin “Ayın. He.” imzasıyla yazdığı “Ahund Abu Turab Hazretleri ve İlm-i Ebdân” adlı yazıyı kastetmektedir.

(10)

tebrikât-ı derûniyemle beraber o hiss-i ihtiram ve muhabbeti beyana tercüman olmak üzere bu mektubu yazmayı kendime büyük bir borç addettim.

İlkaât ve terakkiyât-ı zamaneden müteessir olan erbab-ı teceddüd, hemfikir ve [hem]hissiyât birini görünce onu, aralarında ezelî bir irtibat varmış gibi, müştakâne ve samimâne kucaklamak ister ve anlaşılmaz birtakım alâkat-ı uhuvvetle onu sever. [2] İşte o anlaşılmayan saik-i manevidir ki, beni bu suretle arz-ı ihtiram cüretinde bulunmağa sevk etti. Bundan sonra da daima Hayat’ın mütalaasıyla müstefid ve mütelezziz olacağımı ümit eder ve kalem-i edibânelerinin menafi-i İslamiyeye hizmet yolunda her zaman faal bulunmasını Cenab-ı Hak’tan temenni ederim.

İleride Hayat’a, derç olunmak üzere bazı yazılar gönderirsem mazhar-ı kabul olup ol-mayacağını bildirmek zahmetini de lütfen ihtiyar buyurursanız minnettar olacağım, efendim.

Hayat karilerinden Müsevvidzade [Ahmed Râik’in imzası] Adres:

Kıbrıs-Lefkoşa’da Müsevvidzade Ahmed Râik [Arap harfli] A. Raik Effendi, L.R.O. Nicosia-Cyprus [Latin alfabesiyle]

* * *

2. Mektup: 18 Temmuz 1906

18 Temmuz 1906 ve 26 Cemaziye’l-evvel 1324 Lefkoşa (Kıbrıs) Azizim efendim hazretleri,

Hayat’a... Bir seneden beri bir şevk-i fevkalâde ile okuduğum ve her okudukça muharrir-i muktedirinin dirayet-i kalemiyye ve hissiyât-ı milliyyesine hayran kaldığım bu ceride-i mutebereye hediye-i naçizane olmak üzere iki kitap posta ile takdim ediyorum; hüsn-i kabul buyurulmasını temenni eylerim. Bundan bir ay evvel hissiyât-ı hulûs u muhabbet-kâ-ranemi müş’ir olmak üzere takdim etmiş olduğum mektup, vusul bulmuştur zannederim.

Baki kemal-i samimiyetle Hayat’ın devam ve terak-kisini temenni eylerim, efendim.

[Ahmed Râik’in imzası] Adres:

Kıbrıs-Lefkoşa’da Ahmed Râik [Arap harfli] Ahmed Râik Effendi,

L.R.O. Nicosia-Cyprus [Latin alf.]

(11)

3. Mektup: 13.12.[19]06–[13 Aralık 1906]

Huzur-ı edibânelerine Aziz ve muhterem Ali Bey,

Müteahhirîn-i hükema-yı Garbiyyenin eazımından Herbert Spencer’in terbiye-i fikriyye, terbiye-i cismaniyye ve terbiye-i ahlâkiyyeden bahis eser-i meşhurundan bir parça gönderiyorum... Münasip görürseniz Füyuzat’a derc buyurursunuz.

Füyuzat’ın serlevhası, münderecatıyla mütenasip surette güzel yazılmadı... Füyuzat’a bir hizmet-i müftehire olmak üzere, bir ta’lik ve bir rık’a ola-rak iki tesvid yaptım; melfufen takdim ediyorum. Şayan-ı kabul görüldüğü takdirde hakkettirilecek-se ta’liki, kap üzerine ve rık’ası, içerdeki hakkettirilecek- serlevha-ya tahsis edilmeli. Zaten ölçerek serlevha-yazdım; ta’lik, içerdeki serlevha mahalline sığmaz. Rık’a daha ufaktır.

Baki hulûs ve ihtiram, mirim.

13-12-[19]06 Lefkoşa (Kıbrıs) [Ahmed Râik’in imzası]

* * *

4. Mektup: 27. 12. 06 [27 Aralık 1906]

27-12-06 Lefkoşa (Kıbrıs) Aziz ve muhterem Ali Bey;

İngiliz üdeba-yı meşhuresinden Lord Bayron’un eş’arından bir parçasını nesren Türkçeye tercüme etmiştim; takdim ediyorum.

Füyuzat’a girebilecek değeri varsa, derc eder misi-niz? Bu ilk tercümelerimdendir. Münasip görürse-niz İngiliz edebiyatından numuneler tarzında bu yolda ufak tercümelere devam ederim. Hem benim tercüme hususunda terakkimi mucip olur, hem de milletimize nâçiz bir hizmet etmiş olurum.

Baki ihtiram, mirim.

[Ahmed Râik’in imzası]

(12)

5. Mektup: 26 Eylül [1]907

26 Eylül [1]907 Lefkoşa (Kıbrıs) Mir-i kemalâtperverim Ali Bey Efendi,

Draper’den bir miktar tercüme takdim ediyorum. Geçenki mektubumda bir nüshanın noksan geldiği-ni arz etmiştim. Bu defa da 24’üncü gelmeyerek 25’inci geldi.8 Onu da himmet ederseniz, minnettar kalırım.

Sizi böyle sık sık taciz ettiğimden pek ziyade mah-cup isem de, zât-ı edibanelerine karşı olan kemal-i muhabbet ve ihtiramım, Füyuzat’ı pek sevdiğim bana cesaret veriyor. Yolun uzaklığından, gazetele-rin postalarda zayi oluşu, sarığının pek ince olup yırtılmak ihtimali olduğundan ileri gelse gerektir. Baki ihtiramat, mirim.

[Ahmed Râik’in imzası]

* * *

6. Mektup: 1 Eylül 19329

8

Füyuzat dergisinin sayıları kastediliyor.

9

(13)

1 Eylül 1932

[1] Muhterem kadimî dostum Ali Bey Efendi,

Kemal-i ihtiramla hatır-ı âlinizi sorar ve daima afiyette olmanızı Ulu Tanrı’dan dilerim. Bendeniz de tamamen afiyetteyim.

Zat-i âlinizin el-an Tıp mektebinde10 müderrislik11 etmekte olduğunuzu meal memnu-niye vatandaşım Oguz Beyde[n] işittim.

Sözüme ilaveten siz daha Bakû’da Füyuzatınızı neşretmeğe başladığınız zamandan size karşı beslemekte olduğum hürmet ve hiss-i mevedde[ti]min12 hâlâ yüreğimin13 en derin noktasında14 mahfuz olduğunu size arz eyler ve ihtiramât ve teslimâtımın lütfen15 kabul buyurulmasını temenni ederim.

[2] Size karşı beslemiş olduğum hissiyat-ı samimi beni şimdiye kadar16 size hasrette bulunduruyordu. Şükür Allaha ki bugün afiyette olduğunuzu ve hâlâ milletimize17 hizmet etmekte olduğunuzu Oğuz’dan işitince çok sevindi[m] ve size karşı olan hasretim tinlendi.18

Azizim efendim,

Şunu da ilaveten dermeyan etmemenize müsaade talep ederim. Şöyle ki:

10

Metinde “mekteminde” yazılmıştır.

11

Metinde “muderreslik” yazılmıştır.

12

“Meveddet” yerine “mevedde” yazılmıştır.

13 Metinde “yöregigin”. 14 Metinde “nuktasında”. 15 Metinde “litfen”. 16

Metinde “şidiye katar”.

17

Metinde “milletemeze”.

18

(14)

8 Mart 1906 tarihli “Temaşa-yı Tabiat”19 ünvanlı yazımı: Füyuzat’ınızın 9’uncu nüs-hasında lütfen derç buyurduktan sonra 6 Nisan 1906 tarihli olan ve el-an mahfuzum olan postkartınızda bendeniz[i], takdir buyurduğunuz gibi [3] Abdi Gilaf ve Mahfaza nam eser-i âlinizi20 bendenize21 ithaf buyurmuştunuz.22

Maatteessüf, o kıymettar eserinizi alamadığımdan dolayı 26 seneden beri teessüf ve teessür içinde olduğumu size arz eyler ve o zayi olan eser-i âlinize karşılık olmak üzere melfuf manzumemi size lütfen kabul buyurmanız temennisi[y]le takdim eylerim.

Hürmetle: Dostunuz A. Râik * * *

IV. Ahmet Raik’in Mektupları Üzerine Bazı Notlar

1) 22 Haziran [19]06 tarihli birinci mektup üzerine:

Ahmed Râik’in bu mektubu diğer mektuplarına göre daha güzel bir el yazısıyla ve daha özenle yazılmıştır. Kendisinin Arap alfabesiyle güzel bir hattı olduğunu bu mektubundan anlıyoruz. Çizgisiz bir kâğıt üzerine yazılmış bu mektupta sözcüklerin oluşturduğu satırlar dümdüzdür. Ahmed Râik’in Latin alfabesiyle yazdığı kelimelerden ve diğer mektuplarından, onun Latin grafikli yazıyla da güzel bir el yazısına sahip olduğu anlaşılmaktadır.

1906’da yazdığı Latin alfabeli yazı, 1932 yılında (Alfabe devriminden 4 yıl sonra) yazdığı el yazısından daha güzel ve daha okunaklıdır. Nitekim 1932 tarihli Latin alfabeli mektubunda birçok imla yanlışları, aynı kelimenin farklı imlalarla yazılışı, bazı kelimelerin eksik yazıldığı, bazılarında da harf fazlalığına yer verildiği görülmektedir.23

Ahmed Râik’in Arap alfabesiyle yazdığı mektupların imlasından, onun fonetik bir imla düşüncesini benimsediği görülüyor. Raik, daha 1907 yılında (harf devriminden 21 yıl önce) yazdığı yazılarda er geç Latin alfabesine geçileceğinden söz eder. Füyuzat dergisinin 3 Mart 1907 / 1 Safer 1325 tarihli 11. sayısında çıkan “Müsahebe-i Edebiyye: 3-İmlâmız hakkında” yazısında Arap alfabesinin Türkçe için yetersizliğini somut örneklerle de ortaya koyarak “… Zaman gelecek ki Arap

19

Mektubun üzerinde Hüseyinzade Ali Bey’in kendi elyazısıyla ve renkli mürekkeple, Ahmet Ra-ik’in “Tema-yı tabiat” şeklinde yanlış olarak yazdığı yazının ismi “Temaşa-yı tabiat” olarak eski harflerle düzeltilmiş ve önüne x işareti konularak mektubun kenarında “(x) Lord Bayron’dan ter-cümedir” açıklaması yazılmıştır.

20

Mektupta yanlış olarak “alinzini” şeklilnde.

21

Mektupta “bedenize”.

22

Mektupta “buyurmuştunuz bir” şeklinde.

23

(15)

elifbası gibi sakat ve nâ-tamam bir elifbanın yerini Latin hurûfu tutacaktır…” (A. Raik, 2006: 53) demektedir. Servet-i Fünun edebiyat anlayışını benimseyen, dilinde Osmanlıca izafetlere bol bol yer veren, önemli ölçüde romantik bir aydın sayılabilen Raik, Arap alfabesine karşı tutumu ve bu farklı yönleriyle oldukça ilginç bir kişiliktir.

* * *

2) 18 Temmuz 1906 ve 26 C. Evvel 1324 tarihli ikinci mektup üzerine: Ahmet Raik, bu mektubunda 1903 yılında İngilizceden çevirdiği iki ciltlik matematik kitabını posta yoluyla Hüseyinzade’ye gönderdiğini beyan ediyor. Nitekim Hüseyinzade, bu kitapları aldığını Hayat’ın 4 Avgust 1906 tarihli 172. sayısında belirterek, onun tanıtımını da yapmıştır. Petersburg Üniversitesi Fizik-Matematik Fakültesi mezunu Hüseyinzade, Türkçeye çevrilmiş bu matematik kitabının terminolojisini beğendiğini ifade etmiş, onu Azerbaycan’daki genç matematik öğretmenlerine tavsiye etmiştir.

Raik’in “hissiyât-ı hulûs u muhabbet-kâranemi müş’ir olmak üzere takdim etmiş olduğum mektup”la kastettiği, yukarıda metnini verdiğimiz 18.06.1906 tarihli “birinci mektup” olsa gerektir. Son derece kibar olduğu bu ve diğer mektuplarının, kartpostallarının dilinden ve üslubundan anlaşılan Raik, A. Hüseyinzade’yi çok seven ve ona hayranlık duyan bir aydındır.

* * *

3) 13.12.[19]06 – [13 Aralık 1906] tarihli üçüncü mektup üzerine:

Çok iyi derecede İngilizce bilen Raik, Hüseyinzade Ali Bey’in ve genel olarak Füyuzat dergisinin Avrupa edebiyatına olan ilgisini göz önünde bulundu-rarak İngiliz ediplerinin eserlerini Türkçeye çevirmeye başlar. Kıbrıslı emekli müsteşar Selahaddin Erkan’ın, A. Raik’i “Kıbrıs’ta İngilizceyi en iyi bilen iki arkadaştan biri” olarak hatırladığını belirtmektedir (An, 2002: 347).

Bu mektuptan Raik’in başka bir kabiliyeti; güzel yazı yazan biri olduğu da belli olmaktadır. Raik, Füyuzat dergisinin başlık klişesini beğenmemiş olmalı ki biri ta’lik, diğeri rık’a olmak üzere iki başlık yazıp yollamış, onların nasıl ve nerede kullanılacağını da belirtmiş, kendisini Füyuzat ailesinden sayacak kadar Hüseyinzade’ye nazı geçmiştir.

(16)

4) 27.12.06 [27 Aralık 1906] tarihli dördüncü mektup üzerine:

Ahmet Raik, bu mektubunda daha once Lord Byron’dan ve genel olarak İngilizceden Türkçeye çevirdiği yazıların olduğunu bildirerek onların Füyuzat dergisinde yayımlanmasını arzu eder. Nitekim Lord Byron, Thomas Carlyle, Her-bert Spencer, Anton Berttam’dan yaptığı tercümeler bu dergide yayımlanmıştır. Bu yönüyle Raik, uzaktan da olsa Füyuzat’ın tercüme ekibinin başında yer alı-yordu.

* * *

5) 26 Eylül [1]907 tarihli beşinci mektup üzerine:

Raik, bu mektubunda Amerikalı düşünür Draper’den yaptığı tercümelerin

Füyuzat’ta dercini istiyor. Z. V. Togan da hatıralarında Ş. Mercani’nin yanında

yetişen dayısı Habib Neccar’ın İstanbul’dan getirttiği kitaplar arasında Draper’in din ve ilimle ilgili bir kitabının da olduğunu, bu kitabı okuduğunu belirtir (Togan, 1999: 24). Daha sonra bu kitabın “Din ile ilmin çarpışmasına dair” (Conflict between religion and Science) olduğunu, “Draper’in eserlerinde münderiç liberal fikirleri daha evvelce Türkiye’de Ahmet Mithat Efendi’nin neşriyatı meyanında öğrendiğini” (Togan, 1999: 63) açıklar. A. Raik’in liberal değerleri benimse-mesinde, eserlerini orijinallerinden okuduğu bu düşünürlerin rolü olsa gerektir. Ayrıca, Füyuzat’ın koleksiyonunu tamamlamak için A. Hüseyinzade’den derginin eksik sayılarını istemesi, bu çığır açıcı derginin, Türk dünyasının en güney nokta-sında olan Kıbrıs’a kadar engelsiz ulaştığını göstermektedir.

* * *

1 Eylül 1932 Tarihli Altıncı Mektup [Latin Alfabesiyle Yazılmış

Mektup] Üzerine:

Ahmet Raik’in Hüseyinzade arşivindeki en ilginç mektubu –bizce– Latin harfleriyle yazdığı bu mektuptur. İyi derecede İngilizce bilmesinden (ve yazma-sından) dolayı Latin alfabesini en geç 1890’lı yılların ortasından itibaren kullanmaya başlayan Raik, bu alfabenin Türkçedeki bazı sesleri karşılamak üzere ıslah edilmesini, “Latin elifbasına ilaveler yapmak iktiza ettiğini”, bütün bunlar yapılınca “Türk elifbasının, dünyanın en güzel ve kolay bir elifbası olacağını” daha 1907’de Füyuzat’ta yayımlanan yazısında belirtmişti (Ahmet Raik, 2006: 53). Hüseyinzade ile ortak yönlerinin çok olduğu anlaşılan A. Raik:

(17)

… Kıbrıs’ta herkesten once yeni harfleri kullanmağa başlamış ve ölümüne kadar geçen yıllar içinde Arap harfleriyle bir kelime dahi yazmamıştır. (An, 2002: 346) Babası A. Hüseyinzade’nin arşivini bağışlayan Feyzaver Alpsar Hanım da bir sohbetinde “Yeni yazı meydana gelenden sonra babamın eski yazıyla yazı yazdığını görmedim.” der (Abdin 2005: 130). Her ikisinin de Ömer Hayyam’ı, Lev Tolstoy’u sevmeleri, bu konularda bir şeyler yazmaları; matematik bilgileri, şiire bağlılıkları ve şiir yazmaları; romantik yanları vb. Hüseyinzade ile Ahmet Raik’in ortak yanlarıdır.

Harf inkılabından dört yıl sonra yeni Türk alfabesiyle yazılan bu mektubun, yazım ve kelime yanlışlarıyla dolu olması ise şaşırtıcıdır. Bu yanlışlar ve düzensizlik, büyük bir ihtimalle, Raik’in, 1924’te başlayıp hayatının sonuna kadar sürecek olan hastalığına bağlı olmalıdır. Raik’in bu mektubunun dil, üslup, imlâ, yabancı sözcükler istatistiği vb. yönlerden incelenmesinin ilginç sonuçlar ortaya koyacağını düşünüyor ve ileride böyle bir çalışma yapmayı planlıyoruz. 25-26 yıllık bir aradan sonra Hüseyinzade ile Raik’i biraraya getiren bu mektupta adı geçen “vatandaşım Oğuz” kimdir? Oğuz Bey’in, büyük bir ihtimalle Lefkeli bir Kıbrıs Türkü olduğu, Hüseyinzade’yi yakından tanıdığı, Raik’in mektubundan hissedilmektedir. Hüseyinzade’nin Raik’e yolladığı postakartı muhafaza ettiğini söyleyen Raik, Ali Bey’le karşılıklı yazıştıklarını da belirtmiş oluyor. Ayrıca mektubun sonunda söz konusu “melfuf manzume” (sarılmış, dürülmüş bir kâğıda yazılmış şiir. N.M.) Raik’in hangi eseridir? Latin harfli bu mektubun Hüseyin-zade arşivinden çıkması, bu mektupla birlikte gönderilen “melfuf manzume”nin (belki başka mektupların, belgelerin) de arşivde bulunabileceğini gösteriyor.

* * *

V. Ahmet Raik’in Hüseyinzade Ali Bey’e Gönderdiği

Kartpostallar:

Müsevvidzade Ahmet Raik’in Hüseyinzade Ali Bey’e göndermiş olduğu kartpostallardan on tanesi arşivde bulunmaktadır.24 Dijital kopyaları elimizde bulunan kartpostalların ilki, 16 Ağustos 1906, sonuncusu ise 24 Ocak 1907 tarihlidir. Son derece kibar bir kişi olduğu, kartpostallardan ve kullandığı dilden de belli olan Raik, bazen bir günde iki kartpostal yollamıştır (4, 5. ve 7, 8. kart-postallara bakınız). Aşağıda kartpostalları kronolojik olarak sıraladık ve onlardan her birinin önlü arkalı imaj [resim] numaralarını da 01 a, 01 b; 02 a, 02 b … şeklinde sıraladık. Kartpostalların bu numaraları, resimlerin altında ayrıca belirtilmiştir. Kartpostalların asılları Hüseyinzade’nin kızı Feyzaver Alpsar

24

Hâlen Feyzaver Alpsar Hanım’ın elinde olan ve arşive intikal etmemiş kartpostalların arasında

(18)

Hanım’da bulunduğundan, şüphelendiğimiz yerleri teyit edemedik. Yine de kart-postallarla ilgili en küçük ayrıntıyı bile gözden kaçırmamaya çalıştık. Sözünü ettiğimiz kartpostalların gönderilme tarihleri şöyledir:

1. Kartpostal Tarih: 16 Ağustos 1906 Birinci kartpostal. 2. Kartpostal Tarih: 30 Ağustos [19]06.

3. Kartpostal Tarih: 13 Eylül [19]06.

4. Kartpostal Tarih: 21.9.[19]06 (Aynı günde yazılmış birinci kartpostal). 5. Kartpostal Tarih: 21.9.[19]06 (Aynı günde yazılmış ikinci kartpostal). 6. Kartpostal Tarih: 28.9.[19]06 [arkasındaki tarih 08-09 Ekim 06].

7. Kartpostal Tarih: 12.10.[19]06 [12 Ekim 1906]. (Aynı günde yazılmış birinci kartpostal).

8. Kartpostal Tarih: 12.10.[19]06 [12 Ekim 1906]. (Aynı günde yazılmış ikinci kartpostal).

9. Kartpostal Tarih: 6.12.[19]06

10. Kartpostal Tarih: 24.1.[1]907 [24 Ocak 1907]

1. Kartpostal: 16.8.1906

Kartpostal: 01 a 01 b

Bu kartpostalın ön yüzünde İngilizce “LONDON-Westminster Bridge and the Houses of Parliament at Midnight” sözleri ile Ahmet Raik’in Arap harfleriyle yazdığı “Londra” (yukarıda) sözcüğü ve “Kıbrıs-Ahmed Raik’den” sözleri yazı-lıdır.

Kartpostalın arka tarafında ise öncelikle yukarıda Raik’in el yazısıyla önce Arap harfli, sonra da Latin harfli şu adres yazılıdır: “Kıbrıs-Lefkoşa’da Ahmed Râik [Arap alf.]; Ahmed Râik Bey, L.R.O., Nicosia-Cyprus.”

Kartpostalın arka yüzünde Raik’in el yazısıyla

٠۶

-

٨

-

١۶

[16-8-(19)06] tarihi yazılmıştır. Bu, kartpostalın Raik tarafından yazıldığı tarihtir. Aynı yüzdeki British Posta mühüründe ise 24 Au 06 [24 Ağustos 1906] görülmektedir. Bu tarih de kartpostalın İngiliz postasından gönderildiği tarihtir. Daha büyük olan БАКУ

(19)

[Bakû] posta kabul mühüründeki tarih ise okunmuyor. Kartpostalda Arap harfli “Bakû-Kafkasya, Hayat gazetesi müdür ve başmuharriri, edib-i gayur Ali Bey Hüseyinzade hazretlerine takdim” sözlerinden sonra Latin harfleriyle İngilizce “Ali Bey Husseinzadé-Imprimerie {Hayat}, Bakou (Russie)” açık adresi yazıl-mıştır.

Kartpostalın arka yüzünün sol tarafında Raik’in el yazısıyla şunlar yazılıdır: Mir-i muhterem,

Muhabbet ve [burada iki kelime Bakû posta mühürünün kalın çizgilerinin altında kaldığı için okunmuyor. (N.M.)] mazhar-ı kabul olduğuna nihayetsiz teşekkürlerle... bunun bir eser-i nezih-i alenisi olmak üzere lütfen hediye buyurulan eser-i nefis-i edibânelerinden dolayı minnettarım. Ümit ederim ki bundan sonra muhaberemiz devam ederek kalplerimiz bir uhuvvet-i samimiyye ve müebbede ile daima yekdiğerine bağlı kalacaktır. Baki ihtiramât, mirim.

İmza [Ahmet Râik]

* * *

2. Kartpostal: 30 Ağustos [19]06

Kartpostal: 02 a 02 b

Bu kartpostalın ön yüzünde İngilizce “London-A Wet Night on the Thames Embankment” sözleriyle Raik’in el yazısıyla yazmış olduğu “Londra Ahmet Raik’den. Yağmurlu bir gecede Londra’da Taymıs Deresi kenarlarının manzarası - Raik” sözleri bulunmaktadır.

Kartpostalın arka yüzünün yukarısında ise Raik’in Arap harfleriyle yazdığı “Adres: Kıbrıs-Lefkoşa’da Ahmed Râik”; İngilizce yazdığı “addares: ahmed Râik Bey, L.R.O., Nicosia-Cyprus” sözlerinden sonra el yazısıyla “30 Ağustos 1906 Lefkoşa-Kıbrıs” yazılmıştır.

(20)

Arka yüzün sağ tarafında açık adres A. Raik’in el yazısıyla Arap harfleriyle şu şekilde yazılıdır: “Bakû-Kafkasya-Muteber ‘Hayat’ gazetesi müdür ve başmu-harriri, edib-i gayûr Ali Bey Hüseyinzade hazretlerine”. İngilizce yazılan açık ad-res ise şöyledir: “Ali Bey Husseinzadé, Imprimerie {Hayat}, Bakou–Caucasie– (Russie)”.

Kartpostalın metni şöyledir:

Hazret-i edib,

Tensib buyurulduğu takdirde Hayat’a dere olunmak üzere bir “Müsahebe-i Edebiye” takdim ediyorum. Hayat’a girecek kadar bir rağbete mazhar olursa benim için büyük teşviktir. Ümit ederim ki bundan sonra vakit buldukça müsahebe-i edebiyelere devam edeceğim.

Baki uhuvvet ve ihtiram, mirim.

İmza [Ahmed Râik] * * *

3. Kartpostal: 13 Eylül [19]06

Kartpostal: 03 a 03 b

Adres: Kıbrıs-Lefkoşa’da Ahmed Râik, 13 Eylül 06 [Arap alf.], Lefkoşa-Kıbrıs

Ahmed Râik Bey, L.R.O., Nicosia-Cyprus [Latin harfli] Bakû-Kafkasya,

Muteber Hayat gazetesi müdür ve başmuharriri edib-i kemalatperver Ali Bey Hüseyinzade hazretlerine takdim (Arap alf.).

Ali Bey Husseinzadé

á Imprimerie Hayat, Nicolaefski Bakou (Caucasie)

(21)

БАКУ, Г.[аджи] З.[ейнал] А.[бидин] ТАГИЕВА-[Baku, G.(adji) Z.(eynal) A.(bidin) TAGİEVA]

Edib-i muhterem,

Hayat’a derc olunmak üzere edebî bir parça takdim ediyorum. Bundan evvel gönderdiğim “Müsahebe-i Edebiyye”, zannederim vasıl olmuştur. Lütfen hediye buyurulan Abd-ı Gılaf ve Mahfaza nam eser-i âlileri; onu tebşir eden ve kartınızdan bir hafta sonra gelecek zannıyla takdim-i teşekkürâta müsaraat etmiş isem de maat-teessüf hâlâ gelmedi. Kabahat postaların... Baki kemal-i samimiyetle ellerinizi sıkarım, mirim.

[İmza] [Ahmet Râik] * * *

4. Kartpostal: 21.9.06 (Aynı günde yazılmış birinci kartpostal)

Kartpostal: 04 a 04 b

[Raik, bu kartpostalın asıl metninin önemli bir kısmını kartın ön yüzündeki boşluklara yazmış, sözlerinin devamını ise kartın arka yüzüne eklemiştir. Kartın ön yüzünde şunlar yazılıdır]:

Hususî!

21.9.06, Lefkoşa Kıbrıs, Birinci kart Aziz ve muhterem Ali Bey,

İşte size ne yolda arz-ı ihlâs ve muhabbet edeceğimi bilmiyorum. Birbirinden güzel, birbirinden parlak sırf menafi-i milliyemize hadim makalelerinizi muteber Hayat’ta okudukça sizi “hürriyet ve edebiyat” kadar seviyorum. Son posta ile gelen nüshaların birinde okuduğum “Hürriyet ve Vatan-ı Firdevsî” makalenizin25 bana verdiği tesir-i rûh-firîbi kalemle tarif edemem. Yaşa Ali Bey! Size müsaadenizle “sipehsâlâr-ı ka-file-i udeba-yı Türk” unvanını vereceğim. Ve bu sıfatla, Akdeniz’in bir adasından bir

25

Raik’in çok beğendiği Hüseyinzade Ali Bey’in sözü edilen bu yazısı, Hayat gazetesinin 06 Ağus-tos 1906–28 C. Ahir 1324 tarihli 173. sayısında (s. 1-2) yayımlanmıştır.

(22)

âciz edebiyat ve hürriyet meftununun size takdim ettiği [arka sayfa yani 4 b] –diğer sayfadan mabad– gayet samimi ve derunî hissiyât-ı uhuvvetkâraneyi lütfen kabul buyurmanızı temenni eylerim.

Baki ihtiramât, mirim.

İmza [Ahmed Râik] Arka sayfada Arap harfleriyle ayrıca şunlar da yazılıdır: “Bakû’da münteşir muteber Hayat gazetesi müdür ve başmuharriri Ali Bey Hüseyinzade hazretlerine takdim”. Arka sayfanın sağ alt köşesindeki İngilizce açık adres ise şöyledir: ali Bey Husseinzadé, Imprimerie “Hayat”, Nicolayevski-Bakou–Caucasie (Russie)”.

Bu son iki kartpostal aynı günde yazılmış olup birbirlerinin devamıdır. Anlaşılan A. Râik’in A. Hüseyinzade’ye yazmak istediği sözler birinci kartpostala sığmadığından ikinci kartı da kullanma ihtiyacı hissetmiştir. Birinci karttaki resmin altında İngilizce “Interior of St Sophia–Nicosia” sözleri yazılıdır. Bir zamanlar “St. Sophia Kilisesi” olan bu bina şimdi Lefkoşa’daki “Selimiye Camii” olarak kullanılmaktadır. Bu binaya ait fotograftaki dev sütunlardan birinin üzerin-de Arap alfabesiyle yazılmış ميحرلانمحرلاهللامسب sözleri (besmele) okunmaktadır. İkinci [04 b] kartpostal üzerinde de İngilizce “CYPRUS (CHYPRE) POST CARD (CARTE POSTALE) THE ADDRESS ONLY TO BE WRITTEN ON THIS SIDE” sözleriyle Fransızca “(COTE RÉSERVÉ A L’ADRESSE)” sözleri yazılıdır. Bu kartpostal üzerinde, ayrıca bir posta mühürü vardır. Mühürün ortasındaki tarih siliktir, yalnız Kiril alfabesiyle yazılmış БАКУ sözcüğü okunabilmektedir.]

* * *

5. Kartpostal: 21.9.[19]06 (Aynı günde yazılmış ikinci kartpostal):

Kartpostal: 05 a 05 b

21.9.[19]06, Lefkoşa-Kıbrıs, (İkinci kart) Hazret-i edib,

(23)

Tasdî’âtımın mazhar-ı afv buyurulmasını rica ederim. Çünkü meftuniyet-i hürriyet ve edebiyatla coşmuş bir yüreğin samimi ihtisâsâtına tercüman olmak isterken tacizâta varacağım şüphesizdir.

Bu kart, adanın iskelesi olan Larnaka’yı irae ediyor. Larnaka Kasabası sekiz bin nufusu havidir. x) Minare

x) Bunun bir kısm-ı kalîli İslam olup sol taraftaki mahallede sakindirler. Baki kemal-i hulus, mirim.

Hususî.

İmza [Ahmed Râik] Üzerinde İngilizce “M. Caremfilaki–Larnaca ve LARNACA” (Cyprus) söz-leri yazılı kartpostalda “Larnaca (Cyprus)” Larnaka’nın şehir kıyıları, Royal Hotel ve onunla aynı sırada olan binaların görüntüsü yer almaktadır. Denizdeki büyük yelkenin arkasından bir caminin minaresinin küçük bir bölümü görünüyor ki Raik bunu ayrıca işaretlemiş ve şehrin Müslüman ahalisi hakkında da kısa bilgi ver-miştir. [Kartpostalın bu yüzünde herhangi bir posta mühürü bulunmamaktadır.]

Kartpostalın arka yüzünde ise [05 b] yukarda Raik’in açık adresi şu şekilde yazılıdır:

Adres/Kıbrıs–Lefkoşa’da Ahmet Raik [Arap harfli] Ahmed Raik Bey L.R.O. Nicosia Cyprus.

Aşağıda işe Hüseyinzade’nin açık adresi yazılmış:

Bakû’da münteşir muteber {Hayat} gazetesi müdür ve baş muharriri edib-i gayûr: Ali Bey Hüseyinzade hazretlerine takdim.

ali Bey Husseinzadé - Imprimerie {Hayat} –nicolayevski-Bakou–Caucasia

* * *

6. Kartpostal: 28.9.[19]06 [Arkasındaki mühürde de 08 OC (Ekim) (19)06]

Kartpostal: 06a

(24)

Kartpostalın ön yüzünde (06 a) “Old Lusignan Palace – Nicosia (Cyprus)” sözleri yazılmış eski bir saray kalıntısının üst kısmında “28. 9. 06 Lefkoşa (Kıbrıs)” sözleri yazılıdır.

Bu kartpostalın arka yüzünde (06 b) ise: Adres: Kıbrıs–Lefkoşa’da Ahmed Râik [Arap harfli]

ahmed Râik Bey; L.R.O. nicosia–cyprus”26 [Latin harfli] Bakû, Kafkasya

Muteber Hayat gazetesi müdür ve başmuharriri, edîb-i nezahat-perver Ali Bey Hüseyinzâde hazretlerine [Arap alfabesiyle]

Ali Bey Husseinzadé–İmprimerie Hayat, Nicolayewski, Bakou, Caucasie (Russie) [Latin alf.]

Mir-i muhterem,

Bir müsahebe-i edebiyye daha gönderiyorum: Her ne kadar Hayat’a girmeğe değeri yoksa da neşr olunduğu takdirde benim gibi bir âşık-ı edebiyat-ı nev-hevesin tezyid-i şevk ve gayretine sebep olur.

Bu kart, Lefkoşa’da âsâr-ı atikadan Luzinyan saray-ı kadimini irae ediyor. Bu saray üçyüz sene kadar Osmanlı mutasarrıflarına da ikametkâh olmuş ise de şimdi külliyen münhedim olmuştur. Bunun yerine İngilizler yeni bir hükûmet konağı yapmışlardır. Baki ihtiramât, mirim.

Ahmed Râik Bu kartpostal üzerinde İngilizce “CYPRUS (CHYPRE) POST CARD (CARTE POSTALE) THE ADDRESS ONLY TO BE WRITTEN ON THIS SIDE” sözleriyle Fransızca “(COTE RÉSERVÉ A L’ADRESSE)” sözleri yazılıdır. Ahmed Râik tarafından yazılma ya da gönderilme tarihi belirtilmeyen bu kartpostal üzerinde, ayrıca dört posta mühürü bulunmaktadır. “BRITISH POST OFFICE”e ait birinci ve ikinci mühürlerde 8 Oc 06 [08 Ekim 1906], “BRITISH POST OFFICE CONSTANTINOPLE”e ait üçüncü mühürde “Oc 9 06 [09 Ekim 1906]”; üzerinde Kiril alfabesiyle “БАКУ [Bakû]” sözcüğünün okun-duğu dördüncü mühürde ise “?6-10-06” tarihi okunmaktadır. [Bu kartpostalın 1906 yılının eylül sonunda yazılıp ekim başlarında gönderildiği anlaşılmaktadır.]

* * *

26

Küçük harfle yazılan özel adlar [ahmed; nicosia; cyprus; nicolayewski vb.], Ahmed Râik’in Latin

harfleriyle İngilizce [bazen de Fransızca] yazdığı şekildedir. A. Râik’in imlâ anlayışını, yazım tereddüflerini yansıttıkları için küçük harfli özel adları orijinalindeki şekliyle bırakmayı uygun gördük.

(25)

7. Kartpostal: 12.10.[19]06 (Aynı tarihte yazılmış ilk kartpostal)

Kartpostal: 07 a 07 b

12.10.06 Lefkoşa (Kıbrıs)

Kış manzaralı kartpostalın ön yüzünde (07 a) Camp of Troodos (Cyprus) M. Caremfilaki–Larnaca

Arka yüzünde (07 b) ise: Bakû’da münteşir muteber Füyuzat idaresinde Ali Bey Hüseyinzade hazretlerinin huzur-ı edibânelerine. [Arap harfli].

Mr. Ali Bey Husseinzadé-Imprimerie Fuyouzat, -Bakou–Caucasie- (Russie) [Latin harfli].

[İmza] Ahmet Raik Üzerinde İngilizce “M. Caremfilaki – Larnaca” matbu sözleri yazılı bu kartpostalın altında Camp of Trodos (Cyprus) sözleri, Trodos Dağları’ndaki çam ormanlığı içinde, kış mevsiminde bir piknik alanının resmi yer almaktadır. Bu resmin üzerinde de herhangi bir posta mühürü bulunmamaktadır. Bu kartpostalın ön ve arka yüzlerinde takdim ve açık adres dışında herhangi bir şey yazılmama-sının nedeni, Raik’in aynı günde Hüseyinzade’ye aşağıda resmi ve metnini verdi-ğimiz ikinci bir kartpostal göndermesi olsa gerektir. [Ayrıca, kartpostalın arka yü-zünde mor renkli mürekkep kalem ve hepsi küçük harfli güzel bir el yazısıyla Rusça “ali bey useinzade - tipografiya fuyuzat” sözleri yazılıdır.]

(26)

8. Kartpostal: 12.10.[19]06 (Aynı tarihte yazılmış ikinci kartpostal)

Kartpostal: 08 a 08 b

12.10.[19]06, Lefkoşa (Kıbrıs), Mir-i nezahet-perverim Ali Bey,

Hayat’ın tatil olmasından dolayı pek ziyade teessüfler ederim. Ümit ederim ki tez vakitte yeniden saha-i matbuata ziynet-bahş olacaktır. Güzel yazılarınızın lezzet-i mutalaasından –velev muvakkaten olsun– mahrum olacağımdan naşi hasıl olan ye’s-i azîmi Füyuzat’ın çıkacağı haberi bir dereceye kadar teskin etti. Bundan sonra her hafta Füyuzat’ın ihsan buyurulmasını temenni eder ve ona yazılar gönderirsem mazhar-ı kabul olmasını istirham eylerim.

Baki ihtiram, mirim…

[İmza] Ahmed Râik Bu kartpostalın ön yüzünde KIRENIA – Harbour (Cyprus) Girne Limanı’nın eski bir görüntüsü yer almaktadır. Arka tarafta ise giden posta mühürlerindeki tarih okunamasa da kartı kabul eden Bakü postasının mühürü üzerinde 29-10-06 tarihi görülmektedir.

* * *

9. Kartpostal: 6.12.[19]06

(27)

Kartpostalın arka yüzünde [09 b] şunlar yazılıdır: Adres: Kıbrıs – Lefkoşa’da Ahmed Raik

6 – 12 [19]06 – Lefkoşa Mir-i muhterem,

Füyuzat’ın ne zaman intişara başlayacağını sorduktan beş gün sonra, lütfen irsal buyurulan birinci numeronu aldım. Nihayetsiz teşekkürler ederim. Aynı nüshadan dört adet ihsan buyurmanızı bir lutf-ı ale’l-lutf telakki eylerim. Füyuzat, nefaset-i tâb, ehemmiyet-i mebahis, zarafet-i üslup hasılı bütün güzellikleri, bütün mükemmeliyet-le hazırda mevcud cerâid-i etrakın hepsine kat kat tefavvuk etmiştir.

Himemât-ı mücahidanenize hezar takdir ve sitayiş [mabadı diğer sayfada] [09 a] devam ve muvaffakiyetini samim kalpten temenni ederim. Benim ‘Müsahebe-i Ede-biyye’ye Füyuzat’a derç olunacak kadar kıymet verdiğinizden dolayı minnettarım. Teşvikat-ı edibânelerine mazhar oldukça, Füyuzat’a daha güzel şeyler takdim etmeğe çalışacağım.

Baki, pek ve samimi olan ihtiramatımın kabulünü rica ederim, mirim.

Ahmed Raik Kartpostalın [09 b] yüzünün adres kısmında Arap harfleriyle şunlar yazılıdır: Kafkasya

Bakû’da Nikolayevski küçede Hacı Zeynelabidin Tagıyev’in hamiyetinde Füyuzat müdür ve başmuharriri, edib-i nezahat-perver Ali Bey Hüseyinzade hazretlerine takdim.

Füyuzat’ın adresi A. Raik tarafından Kiril alfabesiyle Rusça ve Latin

alfabesiyle İngilizce de yazılmıştır: ФЭЮЗАТЬ – БАКУ

ali Bey Husseinzade Imprimerie ‘Fuyuzat’

Nicolacioski St. Bakou (Caucasie)

06 Aralık 1906 tarihinde yazılmış kartpostalın 09 b yüzünde iki posta mühürü vardır ki, 9 XII 06 tarihi açıkça okunan birinci mühür üzerinde İngiliz harfleriyle PORT SAID ve Arap harfleriyle

ديعس

روپ

yazılıdır. Demek ki bu kartpostal, nasılsa Mısır’ın Port Said şehri üzerinden yollanmıştır. Bakû postanesine ait ikinci posta mühürünün üzerinde ise Kiril alfabesiyle БАКУ yazılmış fakat posta mühürünün ortasındaki tarih kısmı okunmuyor.

(28)

10. Kartpostal: 24.1.[1]907

Kartpostal: 10 a 10 b

Kartpostalın ön yüzünde Lapta’nın eski bir resmi var ve şunlar yazılı: Adres: Kıbrıs, Lefkoşa’da Ahmed Râik (kartpostalın ön kapağının üst kısmında). Edib-i kemalât-perver Ali Bey Efendi,

27.11.06 tarihli iltifatnâmenizi kemal-i meserretle aldım. Muteber Füyuzat’ı almakta olduğumu evvelce arz etmiştim. Değersiz yazılarıma Füyuzat’ta yer bulduğunuzdan dolayı azîm teşekkürler eder ve teveccühâtınızın devamını temenni eylerim. Baki ihtiram.

24.1.[1]907, Lefkoşa–Kıbrıs

İmza [Ahmed Râik] Kartpostalın arka yüzünün [10 b] sol üst köşesinde matbu olarak şunlar yazılı:

Postkarte–Carto postal

Weltpostverein–Union postale universelle Levelezö-Lap–Correspondenzkarte–Dopisnice Karta korespondencyjna–Korespondencni listek Briefkart–Gartolina postale–Post card–Brefkart Открытое-письмо–Дописна Карта

Biraz aşağıda ise Arap harfli el yazısıyla:

Bakü’de Mecmue-i {Füyuzat} müdür ve başmuharriri Ali Bey Hüseyinzade hazretlerine takdim.

Latin harfli el yazısıyla ise:

Dr. ali Bey Hussein-zadé-Imprimerie “Fuyouzat”-Rus: nicolayevski; Bakou (Caucasie).

Bu kartpostalda Lapithos’un –(Girne’ye bağlı şimdiki Lapta’nın)– eski bir görüntüsü yer almaktadır. Resmin sol yanında İngilizce “Th. N. Tonfexis

(29)

Nicosia” sözleri yazılıdır ve üzerinde herhangi bir posta mühürü bulunmamak-tadır.

Sonuç

Lefkoşa’da doğup hayatı boyunca ada dışına çıktığına dair herhangi bir belge ve bilgiye ulaşamadığımız gazeteci-yazar, şair, tercümeci Müsevvidzade Ahmet Raik’in, çağının büyük ve seçkin aydınlarından biri olduğu, döneminin Türkçe yayınlarını takip ettiği anlaşılmaktadır. Yazılarını Kıbrıs’taki gazetelerle birlikte İstanbul’da, Kahire’de, Bakû’da çıkan ve romantik, idealist, bir o kadar da santimental mizacına uygun kişilerin çıkardıkları dergilerde yayımlayan Raik’in, “hürriyet ve edebiyat kadar sevdiği”, “sipehsâlâr-ı kafile-i udeba-yı Türk” saydığı Hüseyinzade Ali Bey’le de yazışmaları olmuş, altı mektubu ile on kartpostalı “Hüseyinzade Arşivi”nden çıkmıştır. Raik’in bu mektup ve kartpostallarından hareketle –en azından– şu sonuçlara varmak mümkündür:

1. Kıbrıs 1878’den sonra İngilizlerin eline geçmiş olsa da XIX. yy.ın sonu ile XX. yy.ın başlarında Türkiye, Mısır, Kafkasya, Azerbaycan vd. yerlerle kültürel ilişkisini –bugün olduğu gibi– Türkiye üzerinden devam ettirmekteydi;

2. Hüseyinzade Ali Bey’in Türkçülük görüşleri, 102. sayısına kadar Ahmet Bey Ağaoğlu ile birlikte çıkardığı Hayat gazetesi ve kendi çıkardığı Füyuzat dergisi vasıtasıyla Türk dünyasının en güney noktası olan Kıbrıs’a kadar ulaşıp burada da etkisini sürdürmekteydi;

3. Bu mektup ve kartpostallar (onun diğer yazılarıyla da birlikte) A. Raik’in siyasî görüşlerini; edebî yönünü; dil, ortak Türk edebiyatı, edebî cereyanlar, alfabe, imlâ anlayışını da ortaya koymaktadır;

4. Raik, hürriyetperver, meşrutiyet taraftarı, istibdat ve Abdulhamit karşıtı bir “Jön-Türk”tür. Yalnız karakterce, mektuplaştığı ve ilgisini kazandığı Dr. Abdullah Cevdet’in radikalliğinden daha çok Hüseyinzade Ali Bey’in mutedilliğini benimsemiştir ve Hüseyinzade’ye daha yakındır;

5. Şiirler de yazan, Namık Kemal’in hürriyetseverliğinden çok etkilenen, Tevfik Fikret’in santimentalliğinin hayranı olan, Hüseyinzade Ali Bey’in entelektüel edebî anlayışını benimseyen, Batı klasiklerini de orijinal dillerinden okuyup bazılarını Türkçeye kazandıran bir Servet-i Fünuncu, bir Edebiyat-ı Cedidecidir;

6. Dilde sadeleşmenin taraftarı olsa da yazılarında Osmanlıca terkiplerin de yer aldığı, çok da zor olmayan Fesahatçı bir dil kullanmıştır;

7. Raik, mahallî lehçelerin yazı dili seviyesine getirilmesine karşı olup bütün Türklerin ortak bir edebî dil kullanmasından yanadır ki, bu dil de

(30)

sadeleştirilmiş Osmanlıca olan dönemin İstanbul Türkçesidir. Bu yönüyle Gaspıralı İsmail Bey’in dil anlayışına daha yakın olan Raik’in, Gaspıralı’dan ve onun çıkardığı Tercüman gazetesinden hiç söz etmemesi şaşırtıcıdır; 8. Ahmet Raik, Arap alfabesinin –Türkçeyi tam ifade edememesinden dolayı–

eksikliklerini bilen, önce bu eksiklikleri ıslah etmeğe çalışan, sonra ise onu tamamiyle değiştirip Latin alfabesinin kullanılmasını arzulayan bir aydındır. Islah taraftarı olmasıyla Ahundzade’ye, Şemseddin Sami’ye, Ahmet Midhat Efendi’ye, Ali Suavi’ye… benzeyen Raik, alfabeyi değiştirme taraftarlığıyla Ahundzade’nin hayatının sonlarına doğru geldiği son kanaatin taraftarıdır. Raik’in bu yönü, onu Tanzimat dönemi aydınlarıyla Servet-i Fünunculardan ayırmakta, “Yeni Lisancılar”a yaklaştırmaktadır;

9. Çok iyi derecede İngilizce bilmesinden dolayı yakından takip ettiği Batı edebiyatının örneklerini Türkçeye kazandırma gerektiğine inanan bir kişidir ve bu yönüyle Fransız edebiyatından da etkilenip Fransızca eserleri Türkçeye kazandırmaya çalışan Servet-i Fünuncu entelektüellere yakındır;

10. İran edebiyatına da –özellikle Ömer Hayyam’a– olan hayranlığı, Hayyam konusunda konferanslar verip makale yazması, onun Şark kültür ve edebiyatını da ihmal etmediğini göstermektedir;

11. Raik, Rus edebiyatını da –özellikle Lev Tolstoy’un eserlerini okuyarak– takip etmiş, Kıbrıslı Türklerin, bu büyük yazarı tanımaları için Tolstoy hakkında konferans vermiş, makale yazmıştır. İngiliz, İran ve Rus edebiyatına olan yakın ilgisi, Raik’in muhafazakâr olmayan bir aydın olduğunu kanıtlar; 12. Ahmet Raik, imla konusunda –teorik olarak– çağına göre oldukça ileri

görüşlüdür. Yalnız pratik yönden yani mektup ve kartpostallarında kullandığı imlâdan, kendisinin Arap alfabesiyle daha başarılı olduğu kanaatini oluşturmaktadır. Latin harfli “son mektubu”ndaki tereddütlü imla, Raik’in Arap alfabesi mantığından uzaklaşamadığını göstermektedir;

13. Müsevvidzade Ahmet Raik Efendi, idealist, santimental, bir o kadar da romantik, gelecekten daha çok geçmişe bağlı olan bir karaktere sahiptir.

KAYNAKLAR

Abdin, Tofiq, Ah İstanbul… İstanbul, Bakı, Avropa Neşriyyatı, 2005.

Adataş, Pervin, “Babam A. Raik Çağlar”, Ahmed Râik, Eski Şeyler, haz. Harid Fedai, Lefkoşa, 2006, s. VII-VIII.

Akpınar, Yavuz (2007a), “Hüseyinzade Ali Turan’ın Arşivi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Arşivine Bağışlandı”, Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, Sayı 13, Ocak, 2007, s. 313-314 (Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay.).

Akpınar, Yavuz (2007b), “Hüseyinzade Ali Turan Arşivinden: 1, Azerbaycanlı Şair Muhammed Hadi’nin Bilinmeyen Bir Şiiri: Kahraman Türk Askerlerine”, Kardeş Kalemler, Temmuz, 2007, s. 62-67.

(31)

Akpınar, Yavuz, “Yusuf Akçura’nın Hüseyinzade Ali Bey’e Yazdığı Mektuplar”, Türk Yurdu, Nisan 2011, Sayı: 284.

Akpınar, Prof. Dr. Yavuz, Azeri Edebiyatı Araştırmaları, Dergâh Yayınları, İstanbul, 1994.

An, Ahmet (2), Kıbrıs’ın Yetiştirdiği Değerler (1782-1899), Akçağ Yayınları 402, Ankara, 2002.

Bayat, Prof. Dr. Ali Haydar (1), Azerbaycan’ın Yiğit Evladı Ali Bey Hüseyinzade (Prof. Dr. Hüseyinzade Ali Turan) ve Türkiye’de Yayınladığı Eserleri, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul, 1992.

Bayat, Prof. Dr. Ali Haydar (2), Hüseyinzâde Ali Bey, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları: 159, Fikir ve Sanat Adamları Dizisi: 14, Ankara, 1998.

Çağın, Yrd. Doç. Dr. Şerife, “Abdullah Cevdet’ten Hüseyinzade Ali’ye Mektuplar ve Kartpostallar”, Yeni Türk Edebiyatı dergisi, Sayı 1, Mart 2010, s. 195-232.

Çobanzade, Prof. Bekir, “Azeri Edebiyatının Yeni Devri: Nasyonalizmden İnternasyonalizme”, Bakı, 1930 (Azerbaycan Devlet Elmi Tedkikat İnstitutu, Dil, Edebiyat ve Senaye-i Nefise Şö’besi, ADET Neşriyatı).

Devellioğlu, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat (Eski ve yeni harflerle), Doğuş Ltd. Şti. Matbaası, Ankara, 1962.

Eliyeva (Kengerli), Doç. Dr. Aybeniz (1), Azerbaycan Romantiklerinin Yaradıcılığında Türkçülük, Bakı, Elm, 2002.

Fedai, Harid “Eski Şeyler”, Yeni Kıbrıs, Lefkoşa, 1984, Yüzyılımızın Başlarında Kıbrıs-Dış Türkler İlişkisi, Çeşitli Türk Toplulukları Arasında Dil ve Kültür Bağı Sempozyumu, Lefkoşa, 5-6 Ekim, 1990.

Fedai, Harid, “Yüzyılımızın Başlarında Kıbrıs’ta Bir Şiir Mecmuası ve Müsevvidzade Osman Cemal Efendi”, 9. Milli Türkoloji Kongresi, İstanbul, 15-19 Eylül, 1997. Fedai, Harid, “Yüzyılımızın Başlarında Kıbrıs-Dış Türkler İlişkisi”, Çeşitli Türk

Toplulukları Arasında Dil ve Kültür Bağı Sempozyumu, Lefkoşa, 5-6 Ekim, 1990. Fikretkızı, Dr. Elmira, “Lefkoşalı Ahmed Raik ve Bakû’da Çıkan Füyuzat Dergisi

(1906-1907)”, IV. Uluslararası Kıbrıs Araştırmaları Kongresi Bildirileri, 28-29 Kasım 2002, Yay. haz.: Doç. Dr. Ülker Vancı Osam, Kıbrıs, 2002, s. 339-344.

Füyuzat dergisi, Sayı 1, 1906; Sayı 2, 1906; Sayı 7, 1907; Sayı 9, 1907; Sayı 11, 1907; Sayı 14, 1907.

Haşimli, Doç. Dr. Hüseyin (1), Azerbaycan Mensur Şiirinin Tarihi, Gündüz Kitabevi Yay., Ankara, 2007.

Haşimli, Doç. Dr. Hüseyn (2), “Kıbrıslı Yazar Ahmet Raik’in Mensur Şiirleri Füyuzat Dergisinde”, Türk Halklarının Edebiyat İlişkilerine Dair Araştırmalar, Ankara, Kültür Ajans Yay., 2009, s. 27-31.

Hayat gazetesi, 04 Ağustos 1906 / 26 Cemazie’l-ahir 1324, Sayı 172. Hayat gazetesi, 06 Ağustos 1906 / 28 Cemazie’l-ahir 1324, Sayı 173.

Hebibbeyli, Prof. Dr. İsa, Celil Memmedquluzade: Mühiti ve Müasirleri, Naxçıvan, Ecemi Yay., 2009

Huyugüzel, Prof. Dr. Ömer Faruk, “Kıbrıs Türk Edebiyatı Araştırmalarına Genel Bir Bakış”, Yeni Türk Edebiyatı, İstanbul, Mart 2010, Sayı 1, s. 101-110.

Hüseynova, Doç. Dr. Sedaqet, Füyuzat Jurnalı ve Dil Problemleri, Bakı, Elm, 2006. Kengerli, Doç. Dr. Aybeniz (2), Turanın Bir Eli Var ve Yalnız Bir Dili Var, Bakı,

Mütercim Yay., 2006, (YOM Dergisi Kitabxanası Seriyasından).

Korkut, Fadıl Niyazi, Hatıralar, Yay. haz.: Harid Fedai, Mustafa H. Altan, Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Yayınları, Gazimağusa, 2000.

Manastırlı Behâe’d-din Beğ, Eyyâm-ı Girîzân (Kayıp Günler), Yay. haz.: Harid Fedai, Lefkoşa, 2010.

(32)

Müsevvidzade Osman Cemal, Adsız Kitap, Yay. haz.: Harid Fedai, Fuad Memduh, KKTC Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Bakanlığı Yay., 35, Ankara, 1997.

Müsevvid-zade, Avukat Osman Cemal, Adsız Kitap – The Book Without Title, Yay. haz.: Harid Fedai, İngilizceye çev. Fuad Memduh, Tamer Matbaacılık, [Ankara], 1997. Özcan, Ömer, “Hasan Sabri Ayvazof’un Hüseyinzade Ali’ye Mektupları”, Yeni Türk

Edebiyat, Sayı 1, Mart 2010, s. 233-244.

Özkaya, Yılmaz, “Amet Ağaoğlu’nun Hüseyinzade Ali Bey’e Mektupları”, Türk Yurdu, Nisan 2011, Sayı: 284.

Râik, Ahmed, Eski Şeyler (Lefkoşa, 1926), Yayına haz.: Harid Fedai, Akdeniz Haber Ajansı Yayınları, Lefkoşa, 2006.

Togan, Prof. Dr. Zeki Velidi, Hatıralar, Ankara, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1999. [Turan, Hüseyinzade Ali], Ayın. He., “Ahund Abu Turab Hazretleri ve İlm-i Ebdân”,

Hayat gazetesi, 17 May 1906 / 6 Rebiü’l-ahir 1324, Sayı 106, s. 2-3. Veliyev (Körpülü), Prof. Dr. Şamil, Füyuzat Edebi Mektebi, Bakı, Elm, 1999.

Referanslar

Benzer Belgeler

Her iki deneyde de, sağ temporo- parietal bölge manyetik alana maruz bırakıldığı durumlarda (nöronların normal çalışma düzeni bozulduğunda), deneklerin

İlk üç aylık dönemin sonunda damarlar koryon villus arasında- ki bölüme doğru açılır böylece bebek için gereken besini ve oksijeni taşıyan çok miktarda anne kanı

Yani, tane boyu 6 mm’den fazla ve ayn› zamanda uzunluk/genifllik oran› 2’den fazla, 3’den az olan ya da tane boyu 6 mm’den fazla ve ayn› za- manda uzunluk/genifllik

Bu yazıda pilonidal sinüs hastalığı nedeniyle primer eksizyon ve kapama operasyonu olan hastada travma olmaksızın iki yıl sonra gelişen dev hematom saptanması ve

The solar energy captured by parabolic dish concentrator is not completely transferred to the water as a useful energy rate due to energy loss to surroundings.. Therefore

As­ lını ararsanız, dar boğazda sıkışıp kalan rejimin ta ken­ disidir.» Şu son haftanın içyüzünü, kişisel ilişkiler arasın­ daki küçük

Servet-i Fünûn Romancılarının Romanlarında Mekân Eşya Kıyafet adlı çalışmamızda ilk önce Osmanlı Devleti’nde değişimin nasıl etkin bir şekilde ortaya

“Servet-i Fünûn Romancılarının Romanlarında Tasvir” adı altında ele aldığımız doktora tezinde, “tasvir” kavramından haraketle, Servet-i