• Sonuç bulunamadı

İstanbul'un çarşıları I:Kapalıçarşı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul'un çarşıları I:Kapalıçarşı"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

~T T -‘ÇlOOb?i

İSTANBUL’UN

Ç A R Ş IL A R I... I

apalıçarşı kurulduğundan bu yana asırlar geçtiği halde Şark havası ve özelliklerini ta­ şıyan dükkânlarıyla bugün İstanbul’a gelen yerli, yabancı her turistin ilk ziyaret ettiği yerlerin ba­ şında gelmektedir. Asırlar boyunca çeşitli mede­ niyetlerin beşiği olmuş. İstanbul’un bu en büyük Kapalıçarşısı bu arada zamanın tekâmülüne de ayak uydurmuş, açılan yeni dükkânlarda günün ih­ tiyaçlarına cevap veren mallar satılmaya başlan­ mıştır.

Fatih Sultan Mehmed İstanbul’u Türk toprak­ larına kattığı sırada bugünkü çarşının yerinde Bizans İmparatoru Ogüst tarafından yaptırıldığı rivayet edilen bir bedesten bulunuyordu. Bu bedes­ tenin etrafında ve Çadırcılar caddesine doğru uza­ nan kısmında ise dörtyüzden fazla dükkân yer al­ maktaydı. Sultan Mehmed, şehri fethettikten sonra Türkleştirmek ve daha da mamûr hale getirmek için şehrin muhtelif yerlerinde Türk mimarisinin karak­ teristik özelliklerini taşıyan hanlar, hamamlar, çar­ şılar, camiler yapılmasını emretmiş, bu arada dev­ rin ileri gelenlerine de ev ve çeşitli yapıların inşası için izin vermişti. Fatih’in emri üzerine biri Gala­ ta’da, ikisi de İstanbul tarafında olmak üzere üç be­ desten birden inşa edildi. 1461 de ahşap olarak hiz­ mete açılan Yeni Bedesten, çarşının Nuruosmaniye tarafmdaydı ve o zamanlar bir kısmı pamuk, bir kıs­ mı ipekle dokunan ve «Sandal» diye adlandırılan bir kumaşın satışına tahsis edildiği için «sandal be­ desteni» adıyla da bilinmekteydi. İki bedesten etra­ fında zamanla inşa edilen dükkânlar çarşının gittik­ çe büyümesine sebep oldu.

BEDESTENLERİN ÖZELLİKLERİ

Eski bedestenin en büyük özelliği bir nevi ban­ ka hizmeti görmesidir. Eski bedestendeki dükkân­ ların çoğunda dolap, ya da mahzen adı verilen ve bu­ günkü bankalardaki gibi kiralık kasa görevini gö­ ren yerler bulunuyordu. Evliya Çelebiye göre Eski Bedestendeki dolapların sayısı 28’ di ve bunların 24 ü üç dükkâna bir dolap düşmek üzere duvarların için­ de, dördü de köşelerde yeralmaktaydı. Zenginler, tacirler ve zamanın ileri gelen şahsiyetleri mücev­ herlerini, kıymetli eşyasını bedestendeki dolap­ larda ufak bir ücret mukabiünde saklatırlardı.

Eski bedestendeki bu dolaplardan Bekçibaşı sorumluydu. Bu dolaplarda bırakılmış, ya da

unutul-Eski bedesten, özellikle turistlerin büyük ilgisini toplamakta, burada her cins antika eşyayı bulmak mümkün olmaktadır.

Resim, Eski bedestende bir köşeyi tesbit ediyor

muş mirasçısı olmayan mücevher ve eşyalar Bey- tümale devredilirdi. Abdülmecid devrinde üç kere Şeyhülislâmlık yapan Mekkizade Mustafa Asım Efendi 1846 da 73 yaşında öldüğü zaman mirasçısı bulunmadığı için Bedestendeki kiralık dolabı açıl­ mış ve kırkbin akçesi bulunduğu görülmüştü. O zaman için çok büyük bir servet sayılan bu paray­ la 1848 yılında Ayasofya onarılmıştı.

Tarihte Bedesten soygunu adıyla geçen tek bü­ yük hırsızlık 1591 yılında cereyan etmiş. Bir sabah dükkânlarını açan tacirler dolapların açık olduğunu görünce paniğe kapılmışlardır. Alelâcele yapılan sa­ yımda çalınan para miktarının 30 bin altını geçtiâi anlaşılmış, Yeniçeri ağasının yaptığı tahkikat sonun­ da Bir îranlının dükkânındaki dolapta çalınan al­ tınlar bulunmuştu. Dolabı kiralayan şahıs yakalan­ dı ve cezasını asılarak çekti.

Bedestenlerde yapılan müzayedelerin kendileri­ ne has özellikleri vardı. Burada eşya öğle zamanı­ na kadar müzayedede kalır, malsahibinin bekle- meyip gitmesi halinde öğle namazından sonra son pay üzerinden mal satılırdı. Onbin kuruştan fazla değeri olan mallar sadece Perşembe günleri müza­ yede olunmaktaydı. Bunların dellâlları «Huzur mü- nâdileri.» adını taşımaktaydı.

ÇARŞININ MİMARI YAPISI

Çarşı özellikle Sandal bedesteni Türk mimari­ sinin tipik özelliklerini taşımaktadır. Ayakları kes­ me taştan, duvarlar molozdan, kemer ve kubbeler

E. ÜNAL

(2)

de tuğladandır. 32 kubbesinden içerden bakıldığı zaman ancak yirmisi görünür. Diğerleri filayakları üzerindedir. İşgal ettiği yer itibariyle (2119 m2) eski Bedestenden büyük olduğu için Büyük Bedes­ ten diye de adlandırılır.

Eski Bedesten herbiri altı metre kalınlığında dört duvar ile sekiz filayağı üzerine inşa edilmiş olun 23 kubbesi vardır. Ancak içerden bakıldığı zaman bu 23 kubbenin ancak 15 i görülür. Kalan sekiz kubbe filayakları üzerine tesadüf ettiğinden görülmemek­ tedir. Bu Bedestenin etrafına dükkânların kurul­ masıyla çarşı teşekkül etmiştir.

Sandal Bedesteni kurulduğundan bu yana çeşit­ li değişikliklere sahne olmuş, önceleri «sandal» de­ nilen kumaş satılırken II. Mahmud zamanında ka­ patılarak depo olarak kullanılmaya başlanmıştı. Bu durum yıllarca devam etmiş, 1914 yılında Cemil Topuzlu’nun Şehreminliği zamanında Mimar Kema- lettin tarafından harap ve metrük halinden kur­ tarılarak onarılmış ve Belediye mezat salonu ola­ rak hizmete girmiştir. Burası bugün de ayni gayey­ le kullanılmaktadır.

KAPALIÇARŞI’DA YANGINLAR

Kapalıçarşı tarih boyunca birçok felâketlere uğramış, devamlı zelzele ve yangınlar yüzünden çeh­ resi değişmiştir. 1509 yılında II. Bayezid devrin­ de İstanbul’u birbirine katan bir zelzele çarşıya da zarar vermişti. 1694 yılında Iç Bedestende çıkan yangın fazla büyümeden söndürüldü. Bunu 1701 yı­ lındaki büyük yangın takipetti. Bu yangında eski ile veni bedesten arasındaki hanlar ve dükkânlar

tamamen yandı. 1749 yılında çıkan bir diğer yangın çarşıya büyük zarar vermiş, devrin padişahı I. Mah­ mud tamir işiyle bizzat kendisi ilgilenmişti. 1765 ve bele 1894 zelzelesi İstanbul’la birlikte çarşıyı da adeta mahvetmiştir. Çarşıda 1894 zelzelesinden son­ ra geniş ölçüde tadilât yapılmış, bazı kısımları kü­ çültülmüş, o zamanlar mevcut olan Çadırcılar ve Kürkçüler kapıları kaldırılmış, iç kapı halin­ de bulunan Dua ve Bitpazarı, Yorgan ve Kol- tukçular kamları dış kapı haline getirilmişti.

Çarşı 9 Eylül 1943 de büyük bir yangın felâketi daha geçirmiş, Döşemeciler kısmıyla, Sarıhasan, Yeşildirek, Mütevelli, Ağahan, Cübbeli sokaklarıyla Alipaşa hanı tamamen yanmıştı. Fakat hiç şüphesiz 27 kasım 1954 de çıkan yangın diğerlerinden çok da­ ha büyük olmuş, 1660 dükkân yanmıştır. Özellikle Kalpakçılar caddesi Kükçülere kadar kül olmuş, bu­ nu Terziler, Kolancılar, Kavukçular, Koltukçular, Hazırelbiseciler, Hacı Hüsnü Emirşah, Püsküllü so­ kakları takip etmişti. Çarşıda bu yangından sonra esaslı bir onarım yapılmıştır.

Bugün 30 bin metrekareden fazla yer kaplayan Kalpakçılar caddesi Kürkçülere kadar kül olmuş, bu- yirmiiki han bulunmaktadır. Bu hanlardan başlıca- larını Alipaşa, Yarımtaş, Evliya, HatipEmin, Kürk­ çü, Zincirli, Varakçı, Çuhacı, Yolgeçen, Cebeci, Sar­ raf, Yüncü, Mercanağa hanları teşkil eder. Bunların bazılarının adları son zamanlarda değişmiştir.

Çarşıda ayrıca bir cami, bir karakol, bir kitaplık, bir postahane ve birkaç çeşme bulunmaktadır. Dükkânlarda ise çeşitli şeyler satılmaktadır. Ancak bunlar içinde kuyumcular başta gelmektedir.

Yeniden onarılan Kapalıçarşı’nın ana caddelerinden biri

_ 13

-Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

milini

Referanslar

Benzer Belgeler

Hızlı ve kolay yapılabilen gözde anıtsal yapılar: Ulaşımda katlı kavşakların belediye yönetimi tarafından tercih edilmesinin diğer bir önemli nedeni, bu kavşak

Maoistlere ba ğlı Tüm Nepal İşçi Sendikaları Federasyonu Başkanı Gopal Tamang yönetim işçiler arasında süren görüşmelerin tıkanmasının ardından işçilerin ek

Sinema tekniğine de yer veren kitaplardan (Özön: Sinema El Kitabı) sadece senaryoya ait kitaplara (Kemal: Senaryo Tekniği), (Me­ ram: Senaryo Yazma Tekniği...),

The largest o f the many magnifi­ cent buildings constructed in his capital by Sultan Abdülhamid II, the college was designed by Alexandre Vallaury and Raimondo

Bütün bu örnekler I (ı~i) alternans kullanımının ET döneminden beri var olduğunu göstermekle birlikte hangisinin daha eski olduğunu kestiremediğimiz, Arkaik

The solar energy captured by parabolic dish concentrator is not completely transferred to the water as a useful energy rate due to energy loss to surroundings.. Therefore

Fakültede çalışma yılı 1-10 yıl arasında olan personelin %46,3’üne, 11- 20 yıl arasında olan personelin %63,6’sına, 21-30 yıl arasında olan perso- nelin

Urfa yakınlarındaki Göbekli Tepe’de yapılan kazılarla, yalnızca dünyanın bilinen en eski ve en büyük kutsal alanı gün yüzüne çıkarılmış olmadı.. Aynı zamanda,