• Sonuç bulunamadı

Tevfik Paşa kabinesi düşürülüyor!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tevfik Paşa kabinesi düşürülüyor!"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

H E E T E L B E 1

Bir torba altın!.

D İr Musevi ailesi bir torba altım İstanbul civarında, sayfiye-

^ lerden birinde, bir köşkün bahçesin« gömmüş!.

Fakat evdeki hizmetçiler bir gece bahçeyi kazıp, altın torbasını

çıkarmışlar. Çil İraların bir kısmım bozdurup bozdurup lezzetle,

afiyetle yerlerken aîtm sahipleri işin farkına varmışlar. Hizmetçileri

yakalatmışlar.

Basit bir polis vakası!.. Lâkin insanı epeyce düşündürüyor.

Haydi diyelim ki bu aile altın, meraklısıdır. Parasının bir kısmını

altına çevirttirmiş. Lâkin bahçelerimize ancak patates, lahana,

pırasa ekmeğe kalktığımız şu harb günlerinde toprağa torba tor­

ba altın gömmenin mânası nedir?.. Bu altınlar her halde biri­

sinden, saklanmıyordu, değil mi ?..

Acaba Musevi vatandaşımız çil altınları toprağa ekip dalları­

nın ucunda yemiş yerine san san liracıklar beliren bir afim ağacı

çıkarmağı mı düşünüyordu?.. Her halde öyle olacak...

Vakıa çok eskiden de toprağa para gömenler çok olmuştur.

Fakat onların hareketlerinde bir takım acıklı sebepler vardı. Çoğu

parasım emniyette görmediği için ve elinden alınması korkusile bu

işi yapardı.

Yahut borcu olurdu. İstenildiği zaman «meteliğim yok!.» de­

mek için buna baş vururdu. Veya, çalı daha fenası vardı. Oturduğu

yerde dikiş tuttur amıyacağını anlar, bir gün kaçıp gitmesi ve sonra

dftntip falan ağacın, filân metre ötesinde gömülü altınlarım bulmak

İçin böyle hareket ederdi. Bütün bunlardan başka para sahihinin

hiç bir niyeti olmazdı da banka filân bulunmadığı için parasını

toprağının bir köşesine gümüverirdi.

Halbuki bugün İstanbul bankalarla dolu bir şehirdir...

Bu zamanda toprağa altın gömmenin mânası??!!.. — H

0

T a r ih t e n S a h lf e S e r

ıler^

Tevfik paşa kabinesi

düşürülüyor!

T e v fik p a şa ilk değ» A b d ü lh a m it dervrindo 31 m a rt v a k a sın d a H ü se­ yni H ilm i p a fan ın İttih a t ve T e ra k ­ k i k abinesinin su k u tu ü zerin e s a d a ­ re te getirilm işti. İkinci dlefa se d a re ti d e V a h d e d d in d e v rin d e İttih a t v e T e ra k k iy e m ey y al say ılan v e azası sarasında iki İttih atçı n a z ır b u lu ­ n a n M üşir A h m e t İzzıet p aşay ı m ü ­ ta re k e d e n so n ra istih lâf ey lem ek #u- retile v a k i olm uştu.

İlk d e fa s ın d a irtic a g alip g elsey­ di yerini ta m m ü rte c i b ir k ab in ey e teık ed eceğ i m u h a k k a k tı. İkinci d e ­ fasında d a İttih a t v e T e ra k k i d ü ş­ m a n la rın ın ik tid a r m evkiine getiril­ m eleri için k ö p rü vazifesini g ö rm ü ş­ tü r.

V a h id e d d in T evH k p a şa y ı s a d a ­

ğı*?' an™ lt d ö r t a y k a ­

d a r b ir m ü d d e t tu tm u ştu r.

B u g ü n le rd e id i; s a lta n a t m ak am ı için p e k m ü h im a d d e ttiğ i b ir h âdise V e h id e d d in in g ö n lü n ü b u la n d ır­ m ıştı ı

Bir a k şa m v e lia h t A b d ü lm e c it efe n d i Y ıld ız sa ra y ın d a n a v d e tin d e b in d iğ i b ir istim b o t, sis d olayısile g em iler a ra sın d a y o lu n u şaşırm ış, In ­ giliz am irali W e p p 'in zırhlısının y a ­ n ın d a n g eçerk en v e lia h t zırh lıy a çı­ k a ra k a m ira lla b ir m ü d d e t g ö rü ş­ m üş, so n ra a ld ığ ı k la v u zla y o lu n a d e v a m etm işti.

M ecit efendi, y a n lış tefsirlere m e y d a n açacağ ın ı bildiği b u te sa d ü ­ fi h a re k e ti h a k k ın d a p a d işa h a m a ­ lû m a t arzed ilm esin i b aşm ab ey in ci L û tfi S im av î b e y e te lefo n la b ild ir­ m işti.

M esele, veliahtla tahmini gibi çık ­ m ış, haberi Fransız yüzbaşısı H alil

SIHHAT BAHİSLERİ

■«zr

Verasetle intikal eden

ruhî, asabî ve ahlâkî

bozukluklar

Anadolu mektupla

Yazanı Doktor İbrahim Öget Verasetle intikal eden asabî ve ah­ lâkî bozuklukların ırkın ıslâh! ve iz­ divaç meselesi bakımından çok ehem­ miyeti olduğunu söylemeğe lüzum yoktur. Nüfusu çok kesif olan mem­ leketlerde Amerika, Almanya, Belçika ve krsnen İtalyada bu mesele üzerin­ de son seneler zarfında ehemmiyetle durulmuş ve işin kemiyet bakımından yani adet ve miktardan ziyade key­ fiyet noktasına çok önem verilmiştir. Bilhassa son sekiz sene zarfında bu memleketlerde bazı kararların tatbi­ kine de başlanmıştır.

1938 senesi Ramada toplanan mil­ letler arası Kriminoloji kongresinde Alman murahhasının okuduğu ra porda alkolik olanların, irsî bir ta kim hastalıklarla malûl olanların bilhassa sabıkalı ve mükerrer ve ıs­ lahı hal etmelerine imkân görülemi- yen mahkûmların (Criminele Biolo­ gie) şubesinin tetkik ve kararını al diktan sonra derhal erkekliklerinin İzalesine paşlanıldığını bildirmişti. Raporda beş sene müddetle bu yol­ da hareket edileceği ve beş sene son­ ra da toplanacak istatistikler ve va­ kalar tasnif edildikten sonra ya bu usule devam olunacağı veyahut ta icabına göre tadilât yapılacağı ilâ­ ve ve tebliğ edilmişti.

Filhakika aynı sene zarfında Münih umumî hapishanesini gezerken mez­ kûr hapishane doktorile beraber yaptığımız tetkikler arasında böyle- ce Castration ameliyatı yapılan iki mahkûmu da görmüştüm. Bunlar kırk yaşını aşmış ve saçlarına kır düşmüş, alkolik ve müteaddit defa mahkûm olmuş adamlardı. Erkek­ liklerinin İzalesi İçin yapılan müda­ haleden fazla müteessir görünmüyor­ lardı. 1939 da harb çıktığına göre şimdi orada ne şekilde hareket edil­ mektedir bilmiyoruz.

Haddi zatında mesele çok muğlâk ve katı bir karar verilmesi cidden güç bir iştir. Veraset kusurlarını inkâr etmek taraf dar; değüün. Meş­ hur bir Fransız darbımeseli var: Anası koruk yemiş çocuğun ağzı bu­ ruşmuş. Maddî benzeyişler arasında karakter ve noksanlıkların lptikali da çok tabiîdir. Şarl Rişenin, Rene Briyonun Makolif vesair müelliflerin

Köyde

hayat

Ç

s

Yazan

Türkiyeyi üç milyon şehiriinir

ekseriya yaratıcı (prodüktif) ol-

mıyan çalışması değil, on dörl

milyonluk köylünün daim a yara­

tıcı olan çalışması zenginleştire­

bilir ve kalkındırır. Bu itibarla

köyde çalışma meselesine heı

vakit büyük önem vermelidir.

Türkiyede köylü az mı çalışı:

çok mu? Bu mesele daim a m üna­

kaşayı mucip olmuştur. Bazıları­

n a göre bizde köylü ve bilhassa

onun fakir, topraksız tabakası

kendisini yıpratacak derecede ça­

lışır. Bazılarına göre ise bizde

köylü ancak hasat ve harm an za­

m anına m ünhasır olmak üzere bir

kaç ay çalışır ve sonra vaktim

tamamen boş geçirir. Erkekler,

İşlerini ekseriya kadınlarına gör­

dürür. Kendileri kahve köşele­

rinde aylak gezerler.

. Bu iki görüşün de doğru ve

yanlış tarafları vardnr. Köylü

bugünün tekniğine uygun' çalış­

madığı için dar hasat ve harm an

zamanında çalışması bağan yıp-

ratack, öldürecek şekil alır. Fazla

kurumaya ve taneleri dökülme

tehlikesi gösteren büyük sahaları

birkaç günde orakla mıncık mın­

cık biçmek, boylan kısa mahsulü

toplamak bazan günde ve güneş

altında on beş, on altı saat çalış­

mayı icabettirir. Tegaddi tarzı

geri ve kifayetsiz olan bu insan­

lar için böyle bir çalışmanın ne

demek olduğu kendiliğinden an­

laşılır.

Diğer taraftan köylünün bir

çok kısmı yalnız buğday zeriya-

tilrt geçindiği, davarla uğraşanlar

da kışla beraber davarlarını ağıl­

larına kapattıklan için uzun kış

aylarını tamam en boş ve aylak

geçirdikleri yanlış değildir.

Bu

es iada bizim köylü mecburiyet

duymadıkça, vergi veya buna

uzun araştırmalarile şüphesiz bu benzer borçları ödem ek için

za-D a m a t F e rit p aşa s a d a re te g eç- j b ey d en a la n F e rit paşa ile avenesi m eğe a rtık can a tıy o rd u . B unun için ; b u h a re k e ti türlü tezv irlere vesile y ard ak çıları v e d a lk a v u k la n T dvfik j a d d etm işler, zaten b u te sa d ü fü « h a . p aşan ın hiç b ir su re tle m u v a ffa k ı, zırlanm ış b ir b a h a n e » a d d e tm e ğ e k e t g ö sterem ed iğ in d en bahis!* İska,

tın ı tem in y o lu n d a s a ra y d a ve h a riç ­ te p ro p a g a n d a y a p ıy o rla rd ı. F e rit p a şa n ın em eline b ir gün evvel nai- liy et için ih tiy a r e tm ed iğ i zillet k al­ m ıy o rd u .

O ev v e lâ F ran sızlarla iyi g eçin , m en in kendisini göz diktiği yüksek m a k a m a çık aracağ ı zah a b ın a k ap ıl­ m ıştı.

F ran sız o rd u su n d a h izm et k a b u l e d e re k İsta n b u ld a istih b a ra t işle rin ­ d e k ullanılan y ü zb aşı H a lit b e y i Y ıl­ d ız sa ray ın d a gizlice V a h id e d d in ile görü ştü rd ü ğ ü , b u m ü la k a t esn asın d a p ad işah ın h ah ip ay in * yü z sü rü p el ö p e n b u H a lit beyin d e h ilâ fe t m a ­ k am ın a b ü y ü k b ir h ü rm e t v e m er- b u tiy e t g ö ste re re k F e rit p a şa n ın s a ­ d a re t* getirilm esi F ran sız h ü k ü m e­ tin ce g a y e t iyi n a z a rla görülece­ ğini tem in eylediği günlerin m ühim riv ay e tle rin d e n id i i

F a k a t b ira z so n ra F e rit p a ş a îngi- fizlerin d a h a ağ ır b astığ ın ı a n lay ın ca c e p h e d e ğ iştirm e k te ( 1 ) v e İn­ gilizlerle m ü n aseb eti sık la ştırm a k , ta hiç te re d d ü t etm em işti.

F e rit p aşan ın İngiliz entellioens servisine m en su p a d a m la rla m ü n a ­ seb eti v» o n la rla el ele v ererek en­ trik a la r çevirm esi b u g ü n le rd e b aşlar. F e rit p a şa d a n d a h a zeki olan V a ­ h id e d d in is s Ingilizlerden e l p e y d a

eylem en in faydasını eniştesinden

ev v el id râk eylem işti. O d a m ü ta re ­ k e d e n so n ra O sm anlı d e v le ti için In- gilizlere istin a tta n b a şk a çık ar yol olam ıyacağı zeh ab ın a kapılm ıştı.

S a d ra z a m T evfik p a şa m üşir İzzet p a şan ın su k u tu n d a n so n ra İsta n b u l, d a to p lan m ış olan H ü rriy e t ve İti— lâfçıların h ü k ü m e t işlerine m ü d a h a ­ leleri!« m ü te m a d iy e n izacediliyordu. İttihatçı m em u rla rın iş b a şın d a n uzaklaştırılm ası v e y e rle rin e îtiîâfçı- ların geçirilm esi için a rd ı arası kesil- j

m e d e n sıkıştırılıyordu.

M izacı se rt olm ıyan, geçiştirici bir siyaset ta k ib e d e n T e v fik p a şa bu m ü d ah ale v e m ü ra c a a tla rd a n m ü m ­ kün ve lüzum lu g ö rd ü k lerin i isaf ve terv iced iy o rsa d a b irço ğ u n u d a ta t. lılıkla a tla tm a ğ a çalışıy o rd u ; an cak p ek b a şta n y u k a rı ta le p le r karşısın­ da d a y a tıy o rd u .

( 1 ) Y eniçeriler b ir o rta d a n d iğ e r b ir o rta y a n a k le tm e ğ e

v irm ek ) d e rle rd i!

m ey y al b u lu n a n V a h id e d d in i v esve­ seye düşü rm ü şlerd i!

O la b ilird i y a l V e lia h t h em İngi­ lizlerle anlaşır, h em d a h ild e «o h a ­ in» İttih atçılarla birleşir, V a h id e d - dinin ta h t ve tacını teh lik ey e k o r idi!

D ah ild e fırkacılık ce re y a n ları g it. tikçe b ir k a t d a h a tegettüte u ğ ru y o r­ d u .

M ebusan m eclisinin feshi 1 e T e v ­ fik p a şa kabinesi F e rit p a şan ın işine y a n y a c a k en b ü y ü k a d ım ı atm ış, en k u v v etli ¡engeli o rta d a n k aldırm ıştı. A rtık çekilm eli, y erin i F e rit p aşanın teşkil ed eceğ i h ü k ü m ete b ırak m alı idi!

D a m a t F e rit p a şa için ta m faali­ y ete geçecek, ken d isin i gösterecek zam an gelm işti!

M üşir İzzet p a şa k ab in esi zam a­ n ın d a İttih atçıların u m u m î h a r b için­ d e fa a liy e tte b u lu n a n «T eşkilâtı m ah susası» resm en lâğ v o h ın m u ştu . F a k a t E rk ân ıh arb iy e d airesin d e «U m uru şarkiye roüdiriyeti» b u te ş. kil âtın vazifesini g ö rm ek te d ev am ed iy o rd u .

D a m a t F e rit paşa, b u teşk ilâtın so n z a m a n la rd a b a şın d a b u lu n an Hüasasmeddin b ey in faaliyeti h a k ­ k ın d a ecn eb i a ja n la rd a n ald ığ ı h a ­ b e rle r üzerine h ay li telâşa d ü şm ü ş, tü .

G e n e b u sıra d a (S elâm eti um u­ m iy e ) fırkası A m a sy a m eb u su İs­ m ail H ak k ı p aşayı reisliğe, p iy ad e feriği F e rit p aşay ı u m u m î k â tip liğ e seçm işti. Bu yeni fırkanın h a lk a r a . s ın d a isim leri h ü rm e tle y â d e d ile n b a z ı eski V ü k e lâ d a n , p a şa la rd a n â z a k a y d i teşeb b ü slerin d e b u lu n d u ­ ğu v e b ö y lece m e m lek ette b ir siyasî k u v v e t haline g elm eğe çalıştığı h a ­ b e ri d e H ü rriy e t ve İtilâf m u h itin d e h ey ecan uyandırm ıştı.

H ü rriy e t v e İtilâf inikası d ağ ın ık h alile iş g ö rem iy o rd u .

D a m a t F e rit p a şa v e A li K em al b e y g ib iler b u n d a n m üteessir o larak fırkanın k u v v e tin i to p la m a ğ a a r a . 1 a rın d a k a ra r v erd iler. F e rit p a şa V a h id e d d in i* g ö rü şerek b u husu sta o n u n d a reyini aldı.

Ö m er R üştü, Zeki, K âzım , N uri p aşalar, eski elçilerd en H asip efen ­ di, m azııl ve m ü te k a it bazı rical h af­ ta d a b ir iki d e fa ta v la o y n am ak

mesele sabit olmuştur. Fakat bütün bunlara rağmen ruhî gayri tabiîlik­ ler gösteren veyahut asosyal hare­ ketlerle malul olanların mutlak bo­ zuk bir nesil meydana getirecekleri-Tuş Katiyetle tıuKmetiııeoıı:t nnV tsir

(se m e r d e . üzere to p laşırîard ı. M iisahabe esn a. i (A rk a s ı sa h ¡fe 6, sü tu n 3 te )

çok defa böyle İrsi kusurlarla mah mul ailelerin nesillerin fen hakikaten anormal vasıfta çocuk'ar türediğini gördüğümüz gibi aynı kardeşler ara­ sında çok normal çok mazbut insan lar yetiştiğini de gördük.

Tıp kitaplarında İrsî delilik ve anomallilerin nispeti hakkında çok muhtelif mikdarlar zikredilmiştir, Fakat yüzde 70 _ 75 nispeti umumi yetle kabul edilmiştir.

Erkek tenasül hücresile kafin te­ nasül hücresinin gayri tabiî oluşla­ rı ve bunların bnleşmesile meydana gelen insan yumurtasının vereceği mahsul bir çok bozukluklar ve nok sanlıklar ile doludur ki Şarko buna aile kadınlığı ismini vermiştir. Aynı ânzalann, aynı ailenin bir çok ef­ radına musallat oluşu bunu ispat eder.

Bilhassa cürüm ve cinayetler sa hasında irs! tesirler çok vasi bir şü mulü haizdir. Amerikalıların bu sa­ hada topladıkları çok enteresan bir kac vakayı size nakletmek isterim: Bu vakalar üç müerlm aile efradı üzerinde toplanmıştır.

Birincisi Nevyorkta Jak namında birisine ait olup 1874 senesinden 1915 senesine kadar kendisinin nes­ linden yetişen 2091 kişinin 900 ü zihnî aptallık, mütereddi, 14o kişi mücrim ki bunlardan birisi kaatil, 300 ü fahişe çıkmış olup yalnız yir- mi kişi, hükümet mürakabesi altın­

da olmıyaark namuskârane hayat­ larını geçirmişlerdir.

İkinci müşahede: Amerikanın Kentcni şehrinde bin İsmail adında, Bunun sulbünden yetişen 1790 kişi­ den beş nesilde 1750 si anormal ve kusurlu olduğu görülmüştür.

Üçüncü vaka: (Andreas Zero) ai­ lesi kl pıofesör Jorke tarafından tetkik edilmiş ve sekiz nesilden mey­ dana gelen 1634 kişiden pek mühim bir kısmı mücrim ve gayri tabiî ve fahişe çıkmıştır. Amerikalı (God- vard) m Nevjers şehrindeki caniler üzerinde yaptığı tetkiklere göre irsî gayri tabiîlikler bilhassa bu sahada yüzde seksen dokuz nispetinde bu­ lunuyor. Bilhassa fuhuş irsiyetı yüz­ de 97 derecesine kadar çıkmaktadır.

Fransada doktor (Makolif) in Paris çocuk ıslahhanelerinde ve cezaevle­ rinde iki sene süren tetkikatı netice­ si Amerikalılarmklne tetabık etme­ mektedir. Bu zata göre Amerikalıia- mn bu husustaki nokta! nazarları mübalâğalı görünmektedir. Çünkü Makolifin kanaatine göre İrsî gayr! tabiîliklerin fizamî derecesi yüzde 70 - 75 üzerinde durmaktadır. Ma­ mafih bu mikdar da çok düşündürü­ cü bir neticedir. Şayanı dikkattir ki irsî delilik ve gayri tabiîliklere kızlar ve kadınlar daha çok musap

oluyor-ft.ret olmadıkça başka sahalarda

'zşmaya da gitmez. Bu niçin

köyledir? Burada durm ak lâ­

zımdır. Bunu ne bizim köylünün

akıl ve ferasetinin noksanlığına,

ne cıbiili Bir

tem b elliğin e, n e

de

ahlâkî düşkünlüğüne veremeyiz.

Ancak son senelerde çıkan ve

ameleye çalışma emniyeti veren

kanunlarımıza kusur bulmak ta

yerinde olamaz. Bu bence tam a­

men fizikî olan bir hâdisenin ne­

ticesidir: Bizde köylünün hayat

standardı gayet düşüktür, az gı­

da alır, kendisini iyi surette bes-

liyemez, mesken ve giyim itiba-

rile de bugünün insanının ihti­

yaçlarını tatm in eden bir durum ­

da değildir. Bu muayyen şartlar

altında ancak aldığı veya muha­

faza edebildiği kaloriye tekabül

eden iş meydana getirebilir ki bu

da bizzarur çok mahduddür. in­

san; ru h î teessüründen ve dimağî

meşgalesinden dolayı âdi makine­

ye nazaran hayli fazla kalori

arfeden

ve fakat

«mihaniki

muadelet» kaidesinin

(yani

an-Yüksek ziraat enstitüsü

talebesi

E d irn e ( A k şam ) — D ev let Z ira a t işletm elerinin L ü le b u rg a rz d a- ki çifliğinde staj g ö rm e k te olan Y üksek z ira a t en stitü sü ta le b e sin d e n b ir g u ru p şehrim ize gelerek b u ra d a ziraat fid an lığ ın d a, m eyvacılık, b a ğ ­ cılık v e ip ek böcekçiliği istasy o n u n ­ d a d a kozacılık h a k k ın d a incelem e­ lerd e b u lu n d u k ta n s o m a b u ra d a n ayrılm ışlardır.

I ll lll lll lll llf l lll lll l l l l t l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l

lar. Bu vaziyet bütün memleketlerde aynıdır.

Aguguste Marle (Ogüst Mari) nin eserindeki istatistiklere göre 1226 şa­ hıs üzerinde İrsî ve aklî bozuklukları yüzde 62 nispetinde bulmuşt-ur kl bunun yüzde on beşi ana ve baba­ dan gelen veraset kusurları yüzde on ikisi canlbî veraset (amca, dayı, teyze, hala gibi) den ve mütebaki kısmının da her iki tarafa ait ve da­ ha uzakça veraset hamulelerinden meydana geldiği anlaşılmaktadır.

Garp memleketlerinde ırk ıslahı ve bilhassa evlenme işleri noktai naza­ rından çok ehemmiyet verilen bu meselede Türkiye o memleketler ka­ dar müstacel her bangj bir duruma tâbi değildir, çünkü salgın alkolizm ve sifUs gibi büyük irsî bozuklukları intaç eden tehlikeler memleketimizde mevcut değildir. Mamafih bu İyim­ serliği (*) İzam etmeden bütün genç­ lerimizin ve müstakbel neslin tena­ sül! hastalıklardan ve alkolden çok uzak kalmaları şarttır.

(2)

A K Ş A M

Tarihten sahifeler

(B aj tarafı S inci s ah ifede)

« n d a m em lek et işleri d e ta b iî bahis m ev zu u o lurdu.

B ir cum a günii D a m a t F e rit paşa y a n ın d a n a y a n d a n A ristid i p a ş a ol­ du ğ u h a ld e m ü şir Ö m e r R ü ştü paşa­ n ın Şişlideki k o n a ğ ın a geldi. F e rit ve Ö m e r R ü ştü p a ş a la r a ra s ın d a sam i­ m iy e t y o k tu . B unu b ilen m isafirler ip tid a b u ziy arete taae c ü b ettiler. F a k a t b iraz so n ra z iy aretin sebebi anlaşıldı.

D a m a t F e rit p a ş a m em le­ k etin geçirdiği b u h ra n d a n söz a ç a ra k b ö y le fe v k a lâ d e zam an v e h a lle rd e h a m iy e t e rb a b ın ın birleşip fikir ta a ti eyliyerek h ak ik î d u ru m h a k k ın d a pad işah ı ik az et­ m eleri elzem b u lu n d u ğ u n u , b u n u n için d e b ir k u lü p tesisi iktiza eyledi­ ğim a n lattı. Bu m esele h a k k ın d a m ü ­ z a k e re d e b u lu n m a k ve k a ra r v er­ m ek ü z ere S e rk ld o ry a n d a b irlik te b ir y e m e k yem eği te k lif ile d a v e tte b u lu n d u . S rk ld o ry a n d a k a la b a lık b ir d a v e t ve ziy afet te rtip o lu n d u .

E v v elâ p a d işah ın b ü y ü k b ir siyasî k u lüp tesisine lüzum g ö rd ü ğ ü n d e n açılan bahis, H ü rriy e t ve itilâ f fır­ kasının takviyesi v e in tizam la çalışır b ir h ale getirilm esi cihetine sev k e- dildi. F e rit p a şa H ü rriy e t ve İtilâfın k a lb u r üstüne g e le n lerin d en h e r b i­ rine bİTçok v â d ve v a îd le rd e b u lu n ­ du. Y ap ılan tah rik v e teşv ik ler te­ sirini gösterdi.

H ü rriy et ve İtilâfın ihyası k a ra r­ laştırıldı.

M ebusan in tih a b a tın m ta m b ir serb esti d a h ilin d e cerey an eylem esi, fırk a d a şahsî ih tiraslara m e y d a n bı­ rak ılm am ası d a b u a ra d a ş a rt ittih az e d ild i! T a m aksi tak ib e d ile c e k k a ­ ra rla r a lın d ı; p a rla k sö z le r söy­ lendi!

S ıra fırka reisinin in tih a b ın a ge­ lince: R iy aset ev v elâ Z ek i paşay a tek lif o lu n d u ; o re d d e tti. S o n ra D a ­ m a t F e rit p aşan ın nam zetliği teklif edildi. F erit p aşa b u tek lif karşısın­ d a k u rn azlık la tevazu g ö stererek , A b d ü lh a m id in uzun m ü d d e t « kari­ ni sanisi ve en son b aşm ab ey in cİ3İ

olm uş bulunası Nuri p a şan ın riy ase­ tini ileri sü rd ü ; bu tek lif um um iyetle tahsin ed ild i; Nuri p a şa d a riy aseti k a b u le kendisini m e c b u r g ö rd ü . H o ­ c a S ab rı e fen d i ikinci reis. A li K e ­ m al b ey d e um um î k â tip oldu.

N uri p a şa fırkanın y e n id en te şe k ­ kül ettiğini, b ir heyetin tazim at arzı iç in m a b e y n e gelm ek a rz u su n d a b u ­

lund u ğ u n u , key fiy etin h ü n k â rd a n is­ tizan edilm esini b ir m e k tu p la b a ş­ ın a b ey inci L ûtfi S im av î b e y d e n ri­ ca etti. V a h id e d d in heyetin, ertesi g ü n ü gelm esi için cev ap yazm asını b a şm a b e y in c iy e e m retti. L ûtfi bey şu m a ru z a tta b u lu n d u :

— M ebusan m eclisi m ünfesihtir. Y e n id en ihya o lu n d u ğ u bildirilesi H ü rriy e t v e İtilâf d a b u g ü n b ir fır­ k a d a n ziy ad e b ir cem iyettir. K anun d a ire sin d e teşkil olunan cem iyetle­ rin n iz a m n a m e le ri h ü k ü m ete takdim edilir. M illî m eclisin m ü n a k it olduğu z a m a n d a bile m e b u sla rd a n m ürek­ k e p h a k ik î fırk aların , esasen hüküm ­ d a rlık m ak am ile m ü n a se b e tle ri ola­ m az. Ş a y e t b u h e y e t h uzuru şahane­ lerine k a b u l edilirse, b u n la r gibi ce­ m iy et teşkil ed en d iğ e r kim selerin d e b u şerefe nail o lm aları lâzım ge­

lecek tir. •

V a h id e d d in — T a h tla rın devril­ diği v e m illî h âk im iy etin sa ltan at sü rd ü ğ ü b ir h e n g â m d a b e n b u heye­ ti k a b u ld e n istin k â f e d e m e m !

D iye b ü y ü k ta fra lı b ir cev ap tan sonra, m a n id a r b ir teb essü m le:

— T a h a ttu r e tttiğ im e göre, sizin v a k tile H ü rriy e t v e İtilâf fırkasile b ir m aceran ız olm uştu!

Sözlerini d e ilâ v e etti. L û tfi b e y : — B ira d e r ve selefi şa h an eleri z a m a n ın d a teşek k ü l e d e n b u fırk a­ n ın reisi F e rit paça, a rk a sın a ta k tığ ı b azı k im selerle istizansız saray ı h ü ­ m a y u n a gelm iş ve fırk an ın p ro g ra ­ m ını, nizam n am esin i zatı şah an ey e ta k d im etm e k te şe b b ü sü n d e b u lu n ­ m u ştu . K ulunuz d a teşrifa t usul v e kavaadini h a d d im olm ayarak m u h a ­ fazay a m u k te d ir olm uştum . T e lm ih b u y u rd u k la rı m a c e ra b u olsa ge­ re k ! ( 2 )

C ev ab ım v erdi. F a k a t L ûtfi b ey in s e rd e ttiğ i m a h z u r v e m ü ta lâ a la r V a . h id e d d in n e zd in d e m ak b u l a d d e d il­ m ed i. E rtesi günü H ü rriy e t ve İtilâf h ey eti m a b e y n e g e ld i v e h u zu ra girdi.

B u g ü n lerd e y en i teşekkül etm iş o lan S elâm eti u m um iye v e S osyal d e m o k ra t fırk aları erk ân ı d a H ü rri­ y e t v e itilâ f fırk asın d an b ir h ey etin h u z u ra k a b u l o lu n d u ğ u n u d u yunca, L ûtfi beyin sö y led iğ i gibi, h u zu ra k a b u lle ri ricasın d a b u lu n d u lar. A n ­ cak V a h id e d d in , d ü şm a n la ra bile a ç ık olan sa ra y kapısını b u n la ra k a ­ p a lı tu ttu !

O n u n a n la d ığ ı m illî h âk im iy et p rensipi a n c a k H ü rriy e t v e itilâ f fırk a sın a v e d o lay ısiîe D a m a t F e rit p a ş a y a v ü cu t ve şö h re t tem in et­ m ekti!

H ü rriy e t ve itilâ f fırkasm ca ilk y a p ıla n iş — zavallı reis N uri p a ş a ­ n ın m alû m atı h aricin d e o larak — U m u ru şarkıyıe m ü d iriy etin in faali­ y e tlerin e set çekilm esi için İngiliz si­ yasî m üm essilliği n e z d in d e b ir te ­ şeb b ü s olm uştu!

N uri paşa. H ü rriy e t v,e İtilâfçılar- la, D a m a t F erit p aşa ile birlik te ça­ lışm ak k o la y v e h uzuru k a lb ile g ö ­ rüleb ilecek b ir iş olam ıyacağını az z a m a n d a id râk ed erek , F erit p a ş a ­ nın ken d isin i b irk a , d e fa a ld a tıp ar­ k a d a şla rı n e z d in d e m ah çu p d ü şü r­

m esin d en n e fre t duyarcık bu

fırka riy asetin d en istifa etti.

H ü rriy e t ve İtilâf fırkasına yeni h a y a t v erilm eğe uğraşıldığı b u g ü n ­ le rd e ecn eb i k u v v e tle r h er vesiled en j istifad e ed e re k Ista n b u ld a işgalleri a ltın d a k i n o k ta la rın m ik tarın ı a rttı­ rıy o rla rd ı.

D a m a t F e rit p aşa m uhitince, itti­ h a tç ıla r aley h in d e, h assaten Ş ark v ilâ y e tle rin d e ta sa v v u r edilen te rti­ b a t ve ic ra a t T eşk ilâtı m ah su saca v a k tin d e h a b e r a lın a ra k ö n len iy o r­ d u . Bu d a b u m u h ite m en su p o lan ­ ları v e en ziyade V a h id e d d in in is­ tih b a ra t nazırlığım y a p a n k a y m a ­ k a m Z eki b e y i çileden ç ık arıy o rd u . N ihayet y a p ılan gizli m ü zak ereler

neticesinde İttih atçıların hâm isi

gibi görülen m üşir A h m e t İzzet p a ­ şa ile T eşkilâtı m ah su say ı id a re ed en H ü sa m e d d in ve B aha Sait b ey lerin 1 fe d a île r m arifetile izalesine k a ra r verilm işti. H ü sa m e d d in b ey b u k a ­ r a n d a tam z a m an ın d a ö ğ ren erek v e İzzet paşanın k a rd e şi olup İstan­ b u l Polis m ü diriyetini ifa e tm ek te b u lu n an m iralay E sat beyi d e h a b e r­ d a r ederek, ittih az edilen ta h a ffu z ted b irlerd e akim b ırak tırm ıştı. i

T evfik p aşa kab in esi İttih atçılara karşı zayıf d a v ra n ıy o r diye b ir t a ­ ra fta n H ü rriy et ve itilâf m ah fille­ rin d e ten k id ed ilirk en , d iğer ta ra fta n d a bazı g a z e te lerd e (K a d im m esai usulü ta ra fta n , k a d im zihniyet sa h i­ b i) diye tarizlere u ğ ru y o rd u .

T ev fik p a şa 1919 kânunusanisi iç in d e b ir d efa istifasını ta k d im e t­

mişti. F a k a t F erit p aşan ın S a d a re ti o zam an lar d a h a k ıv am ın a gelm em iş olduğu için, T ev fik p a şa y e n id en k

a-(2 ) Lûtfi Simavî; Sarayda gör­ düklerim.

3 Ağustos

S 3

B A R K

A

R

K

TÜRKİYE

EMLAK ŞİRKETİ

4 üncü_ Vakıf Han - J inci kat

No. 3 8 .4 0

Telef. 23468

S a t ı ş L i s t e s i

ÜÇÜNCÜ LİSTE

Beyoğlu ve civan

Semti Evsafı Satış bedeli Lira

Taksim Galata Talimhane Şişli - Osmanbey Firuzağa Harbiye Sipahiocağı civarında

Beyoğlu Perapalas yanında Galata Fermenecilerde Taksim Şehit Muhtar mahallesinde

Kurtuluş son tramvay durağı civarında

Tepebaşı tramvay caddesi Beyoğlu Tarlabaşı

Kurtuluş Tepeüstü Kurtuluş Sinemköy Kurtuluş civarında Beyoğlu İstiklâl caddesi civarında Nişantaş Güzelbahçe Salıpazan Beyoğlu Cihangir Beşiktaş Yenimahalle Nişantaşı Valikonağı C, Cihangir

Şişli âbide caddesi Ayaspaşa Alman sefaret­ hanesi civarmda

Beyoğlu Hamalbaşı civarı Pangaltı Bilezikçt sokak Ortaköyde denize nazır Ayaspaşada

Taksim Taksim

Nişantaşı _ Teşvikiye Beyoğlu Bostanbaşı Beyoğlu İstiklâl caddesi civarında

Şişlide

Beton Aprt. Senelik iradı 4008 lira Han ve yazıhaneler senelik iradı 3,000 lira

Beş katlı apartıman

Beheri ikişer odalı 4 katlı Apart. 6 odalı kârgir ev

65.000 80,000

21,000

12,000

5 katlı iyi iratlı apartıman Senelik iradı 120 lira olan dükkân 6 katlı apartıman

6 .0 0 ü 70,000

2,000

3 odalı kârgir bahçeli ev 20.000 İyi iıatlı apartıman

Seneliği 6864 lira İratlı Apart. 5 odalı kârgir ev

Üç katlı çift daireli apartıman 6 odalı kârgir bahçeli ev 5 katlı % 10 Randmanlı Apart.

6,000 55.000 120,000 9,000 55.000 10.000 35,000 Üç buçuk katlı yeni apartıman

Denize hâkim 4 katlı İratlı ev 3 katlı apartıman

4 odalı bahçeli Kârgir ev

5 katlı 2790 lira iratlı Apart. 4 katlı apartıman

234 metre kare arsa 6 odalı ahşap ev 20,000 17.000 15.000 5,000 70.000 23.000 13.000 12,500 3 odalı bahçeli ahşap ev

8 odalı kârgir bahçeli ev

3 katlı kârgir Apart. ve 5 odalı ev 239 metre kare arsa

Seneliği 4,800 iiıa iratlı apartıman 3,500 lira net iratlı Apart.

Denize karşı 335 metre kare arsa 5 odalı kârgir ev

6 daireli % 10 Randmanlı apartıman

2,500 18,000 18,000 9,56G 110,000 100,000 8,000 10,000 38,000 Şişil - Büyükdere Şişil - Biivnk i. 32.000 30.000 65,000 Nişantaşı Emlâk C.

3 katlı her dairesi hâlen boş üçer odalı apartıman

Bahçeli yedi odalı garajlı villâ Kaloriferli, büyük bahçe içinde modern, emsalsiz büyük villâ (telefon ve garajı da vardır.

323 metre kare, denize nazır, kana­ lizasyon tesisatı ikmal edilmiş kıy­ metli arsa (Bu arsa pazarlıkla satışa tabidir.)

Kârgir garaj ve depo

AT/D ' y »Vilâyetlerdeki satış listesi neşrolunacaktır. Müessese-

•*V ^ •*

* iniz müşterilerinden peşinen hiç bir masraf ve ücret al­

maz. Her mülkü, sahibi dilerse, ücretsiz ilân eder. 5.000

liraya kadar olan satışlarda satış neticelendiği takdir­

de yüzde yarım ve bundan fazlası için % 1 ücret abr.

Satılan mülk yeni sahibi adına bir sene müddetle üc­

retsiz sigorta ettirilir.

MÜDÜRİYET

pevnglu Sıraserviler C. 35,000

B ir f o t o ğ r a f i ş ç i s i a r a n ı y o r

T a b ı işlerinden a n la r b ir fo to ğ rafçıy a ihtiyaç v ard ır. İsteklilerin şeraitlerin i m e k tu p la : Z o n g u ld a k F o to B aysal ad resin e m ü racaatları. bine teşkiline m em u r edilm iş, o d a

bazı a rk a d a şla rın ı fed a ey lem ek su- retile yeni b ir k ab in e kurm uştu.

F a k a t b u n u n d a T ev fik p a ş a hü­ k ü m etin in h a y a tın a faydası v e tesiri o lm ad ı. T e v fik p a şa n ih a y e t a ğ ır bir istiskale u ğ ra d ı:

V a h id e d d in , m ab ey in b a şk ita b e ti v asitasile T e v fik p aşay a ( D ö rt ay- d a n b e ri k a b in en in g österdiği a ta le t ve aczin n e zd i şa h a n e d e teessüfü

m ucip o ld u ğ u ) nu tebliğ ettird i. Bu­ n u n üzerine T e v fik p aşa kabinesi is­ tifa etti. (4 m a rt 1919 - 1 3 3 5 ).

Bu m uam ele, y a ta ğ ı m e d re se d e n atılm cıya k a d a r so fta n ın istiskali a n ­ lam am asın a p e k benzem işti!

T ev fik p aşa çekilince D a m a t F e­ rit p a şa o k a d a r h asretin i çektiği S a d a re t m a n sıb ın a n ih ay et p o stu serm eğ e m u v a ffa k o ld u !

Süleyman Kânı Irtem

z a n n e d e n k a h ram an ım ız, a rtık de­ ğişiverdi. V e rre ll, eski V ıerrell de­ ğildi artık . O, aşk a ra m o lm u ş bir erkekti. En tatlı, en b ü y ü k ihtiras­ la r benliğini k a p lıy a c a k tı. Musiki d u rd u . U m u lm ad ık b ir a n d a , ancak b ir k a ç d ak ik a h issedilen b ö y le bir sa a d e t, geçmişle in tik al ediverdi. G ü rü ltü lü k alab alık , su p e salonuna geçti. E v v e lâ b ir uğultu, b ir um um î g ev ezelik o rta lık ta h ü küm sürdü. S o n ra, V e rre ll’i m em n u n e d e c e k şe­ k ild e m u h av ere g u ru p la ra ih isar et­ ti. K endi d e p e rtn e ri ile b irlik te he­ m en h em en baş b a şa k a ld ı. D aim a m ü k em m elen işliyen k afası, şim di iartık, çalışam az olm uş gibiydi. H e­ yecan ı ara sın d a b ir şeyler ara y ıp b u l­ m ak , söylem ek istiy o rd u . B obbie, b u m üşkülün önüne geçti:

D ed i ki:

— Bay V errell, k e n d i k en d im e şu v a itte b u lu n m u ştu m : Ş ayet, sizin­ le k arşıla şm a k b ir g ü n m üyesser olursa, size bir sual so rm ağ ı istem iş­ tim . B ana m ü sa a d e ed e c e k m isiniz?

E rk ek , g ülüm siyerek:

— H ay, h ay ! - diyince, genç kız: — E serlerin izd e yazd ığ ın ız gibi cü rm ü n cezasız k alab ileceğ in i h a­ k ik a te n z a n n e d iy o r m usu n u z?

— T a b iî... Eski b a zıta m em u rla­ rının «notlarını, h âtıra» la n n ı o k u ­ m ak kâfi. B u n lard a, nice nice m ü c­ rim lerin cezasız k a ld ık ları m e y d a n ­ d adır.

«C ürüm lerin h e r zam an , m e y d a ­ n a çıktığını d ü şü n m ek h â ta d ır, sa ç ­ m adır. A ksi ta k tird e , niçin b u d e re ­ ce çok cinayetler izahsız k alm ış o- lu rd u ? Size, türlü tü rlü m isaller gös­ terebilirim ; o n la ra d a y a n a ra k bu sözlerim in d o ğ ru o lduğunu isp a t e- debilirim . H ele b ab an ızın d o stu o- lan Sir A usin L avers, eski vazifesi do lay ısıy la b u m isallerd en size d a h a fazlasını gösterebilir.

G enç kız, uzun uzun düşünceye

varm ış göründü.

— Birçok v a k a la rd a , m ücrim in cezasız kalabileceğini k ab u l ederim . — dedi. — Z ira, ekseriyetle b ir m ücrim , bir tek cürüm işler. Biraz aklı selimi, b iraz d a hilesi olursaı, işin içinden y ak ay ı k o lay lık la sıyıra­ bilir. Elalbuki b en, cürüm işlem eyi g ü ndelik m eşgaleleri araşm a so k an ­ la rd a n b ah sed iy o ru m . Eski b ir ata sözü v a rd ır: «Testi suya g id e gele kırılır.» Sanırım ki, b ah settiğ im çe­ şit m ücrim ler, h ü rriy e tle rin d e n uzun m ü d d e t istifad e ed em ezler.

— D o ğ ru ! F a k a t, bun u n sebebi d ev rim izd ek i m ücrim lerin, tahsilsiz v e h ay al cih etin d en d e zayıf olm a­ larıd ır. Bu cins insanlar, h e r te fe r­ ru atı ö n c e d e n iyi k estirm ed en işe b a şla rla r. H alb u k i, o te fe rru a tın b ü ­ yük eh em m iy eti v ard ır. Ş ayet, ih ­ m al ed ersen iz kozu k ay b etm iş o lu r­ sunuz. Bir p o rta k a l k ab u ğ u n a bas­ m a k la a d a m y u v arlan ab ilir.

«E ğer, ş a rtla rd a n biri aley h e d ö ­ nerse, cahil ve hayali k ıt m ücrim , ân î b ir to p a rla n ışla dimağımı işlete­ m ez, işin içinedn sıyrılam az.

Bu tehlikeli m eslekte m u v affak o lm ak istiyen a d am , çok okum alı, çok se y a h a t etm elidir. O n u n k a ra k ­ terleri incelem esi, p sik o lo jileri te t­ kik etm esi, içinde faaliyet gösterm ek istediği m uhitin âd etlerin i ö ğ re n m e ­ si lâzım dır. O la y la rd a n b iri aleyhi­ ne d ö n e r d ö n m ez k en d in i zihnen

hasm m ın yerime koyabilm eli, o na

g ö re d a v ra n m a lıd ır. T a m iş üzerin­ d ey k en y a k a la n a c a k o lu rsa şöyle bir sual zihninden şim şek gibi geçm eli: «E ğ er b en , bu a d a m ın y e rin d e olup d a k en d im i y ak a la sa y d ım ne y a p a r­ d ım ? »

«Ş ayet, psikologsa, kim in evimde

iş g ö rd ü ğ ü n ü n fa rk ın d ay sa, y a h u t k u rb a n ın ın cem iy et şu b e le rin d e n hangisine m en su p b u lu n d u ğ u n u bili­ yorsa, hasm ın girişeceği ilk teşeb ­ büsleri d e rh a l k a v ra r, v e ek seriy et­ le b u n la ra k o lay lık la karşı k oyar.

«A ynı z a m a n d a b ir nevi c ü re tle de m üceh h ez b u lu n m ası lâzım gelir. Ş ayet, o a d a m , sen elerce m esleğini y ap ıp d a b azı seferler görülm iyece- ğini, h a ttâ h içb ir zam an tervkif o lu n , m ıyacağm ı ta sa v v u r ed iy o rsa, d ü ­ şüncesi p ek y e rsizd ir e lb e tte . Sesini değiştirm esini bilm eli. İc a b ın d a k ü l- haınbey gibi, icabım da centilm en gi­ bi konuşabilm eli. Bazan, Amerika/* lılar gibi g en izd en k o n u şm a lı; y a ­ hut, h e r hangi b ir ecnebi ta rz ın d a k ö tü b ir İngilizce ile o rta y a çık­ m alı.

«V e nihayet, şu cihet p e k eh em ­ m iy etlid ir: H a k ik î b ir cen tilm en ol­ m alı. H iç değilse, cen tilm en gibi gi­ yin m ek ve k o n u şm ak bilm eli. Işt« b u n la r olursa, şüphe a ltın d a k a lm a ­ m ası p ek ta b iîd ir. E lb e tte ki p arası v arm ış gibi g ö rü n en a d a m , ihtiyacı y ü zü n d en hırsızlık y a p ıy o rm u ş zan- nm ı verm ez.

(Arkası var)

İstanbul Şehir Ü niversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada bir diğer dikkate alınması gereken sonuç Türkiye’nin en batısında bir il merkezinde yaşayan ve herhangi bir aile planlaması yöntemi

U luslararası üne sahip araştırmacı yaza­ rımız Pars Tuğlacı, Dadyan Aile- si’nden sonra bu kez de ünlü Balyan Ailesi’ni anlatıyor yeniden ve çok çok

Moskova Sinemacılar Evi'nde iki saat kadar süren veda töreninin ardından Vera'nın naaşı yakılmak üzere krematoryuma

Hem hissedar olan öğrencilere hem de lisede eğitim alan öğrencilere yarar sağlayan Talebe Sandığı piyasaya göre ucuz okul malzemeleri satarak kâr

In conventional lathe (manual) the process of making thread is less efficient, because the repetition of cutting must be controlled manually, so that the turning process takes a

Kaderin cilvesi, bugün muhafazakar Başbakan Angela Merkel, bu kararı 14 yıl (hatta bu 2050 yılına kadar sarkabilir, çünkü henüz son santralin ne zaman kapanaca ğına

Aynı nedenden tar ımdaki nüfusu yüzde ıo'un altında kalan birinci dünya uzunca bir süredir insanın yerküre üzerindeki ayak izini tartışırken, nüfusunun üçte biri

Petrol gelirlerinin Irak'ın 18 vilayetine nüfus oranlarına göre dağıtılmasını öngören yeni yasa, şimdi meclis onayını bekliyor.. Petrol ve doğalgaz yasa