Tonguç ve Köy
Bismuleri
Antalya Aksu Köy Enstitüsü, sonra da
Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü çıkışlı Pakize Türkoğlu,
ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretimde çalışmış bir eğitim
emekçisi. Ayrıca kuruluşundan kapatılmasına değin Türkiye
Öğretmenler Sendikasında üye olarak, bir süre de genel yöne
tim kurulunda görev alarak örgütçülük yapmış. Emekli olduk
tan sonra yıllarını büyükboy
620
sayfalık “Tonguç ve
Enstitüleri” adlı yapıtını hazırlamakla geçirmiş.
:
■BEHZAT AY
u önemli yapıtı mürekkebi kuru madan edinip on günümü vere rek, gönenerek ve yararlanarak okudum.
Yapıtın birinci bölümü olan “Ton guç’un İklimi’ negeçmeden önce şöyle yazıyor Türkoğlu: “Araştırmamda, Ton guç eğitimciliğini, sistemin ülkemize ve eğitime getirdiği değerleri saptamaya çalışırken önsöz olarak da değindiğim gibi bu koşulları, onun içinden geçtiği Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi biri kimlerini, bugün gelinen yeri görerek vazmayı denedim. Tonguç’u ve enstitü lerini iyi tanıtabilmek için alıntı ve ör neklerde, yorumlarda, onun görüşleri ne ilke olarak yer verdim. Her bölümün başına ondan alıntıları özellikle yerleş tirdim.”
Tonguç’u iyi tanımak isteyenlere 120 sayfa tutan “Tonguç’un İklimi” bölü münü önemle salık veririm. Bu bölümü yazmak için tam 136 kaynaktan yarar lanmış. Verdiği emeğe derin saygı duy dum.
İkinci bölüm: “Onun Enstitüleri” adı nı taşıyor. Tam 270 sayfa tutan ve yine yüzlerce kaynaktan yararlanılarak yazı lan bu bölüm, özellikle eğitimci geçinip enstitüleri kulaktan duyarak öğrenen lerin, gerçek eğitimin ne olduğunu öğ renmeleri için mutlaka okumaları ge reklidir. Bu bölüm okunmadan enstitü lerin amacı, felsefesi öğrenilemeyeceği gibi Kemalizmin eğitime uygulanması da öğrenilemez. Ayrıca bu bölüme Tür koğlu bir çeşni de katmış: Köy Enstitü- leri’nin ünlü “Tarım Marşı”nı, o yılların öğrencilerinden Arif Arslan, Mehmet Başaran, Osman Darıcı, Fakir Baykurt, Mahmut Makal, Haşim Kanar, Talip Apaydın’ın şiirlerinden örnekler vermiş; o yıllarda yayımlanan köy enstitüleri dergisini tarayarak.
Bu büyük yapıtın üçüncü bölümü “Köylerin Canlandırılması” adını taşı yor. Ki Tonguç’un asıl amacı da buy du... Tonguç’un “Canlandırılacak Köy” adlı yapıtından şu ilginç bölümü alıntı lamış: “Şafak sökmeye yüz tutmuştu... Demokrasi yönetimi hızla gelişecek, ça lışkan ve yetenekli olanlara tüm yollar açılacakü. Olumlu işlere, bilimsel ilke lere, ülke gerçeklerine dayanmadan, hi le ve düzenle sahneye çıkıp tutunmak is teyenler gitgide azalacak; böyleleri için yollar darlaşacak, kapanacaktı. Zengin köy kaynağından taze güçler fışkırıyor, bunlar önemli işlere el koyuyordu. ’’
İnönü’nün he köy enstitüsüne gittik çe gördükleri, duydukları karşısında duyduğu kıvanç ve sevinçe de zaman zaman değiniyor bu bölümde... Örne ğin Eylül 1943’te Adana Düziçi Köy Enstitüsü’ne geldiğinde, enstitünün bi rinci sınıf öğrencisi Haşan Turan, İnö nü’ye kendi yazdığı şiiri okumuş. Sayn olan bu öğrenciyi yanma alır İnönü, An kara’ya götürür, iyileştirilmesini sağlar.
Y a p ı t ı n d ö r a ü n c ü b ö l ü m ü : “1946 Y ıkı mı” adını taşı yor. 35 kay naktan yarar landığı bu bö lümü okur ken ağlamak lı oldum. Beşinci bö lüm: “Geride Kalan İzler.” Bu bölümde enstitülü yazar ve sanatçı lara yer vermiş. Kimler yok ki... Bu bö lümün içinde bir başka ara başlık: “17 Nisan Toplantılarından TÖS’e.” Bu gü zel bölüm de bana incirin kayayı delme sini çağrıştırdı... Ayrıca yurtdışındaki köy enstitülerine de değinmekle iyi et miş.
“Tohum Eken Eğitimcinin Ölümsüz lüğü” ara başlığı altındaki bölüme, Ton guç’un Haşan Ali Yücel’e yazdığı bir mektuptan alıntı yapıyor: “15 yıl önce birlikte dolaşarak birer okula kavuştur mayı ülkü edindiğimiz Anadolu köyle rinde o zaman yapılmış anıtlar içine yer leştirilen öğretmenleri yakından gör düm, duygulandım. Çoğu çoluk çocuk sahibi olmuşlar. Yıllar içinde deneyim kazanıp gelişerek, bitli pireli, dertli köy lülerle anlaşıp onların yardımına koşu yorlar. Ne yazık ki sayıları çoğaltılma mış. 1946’dan sonra gelenler, köyleri böyle ülkücülerle donatmak yerine sof tanın eline teslim etmek yolunu tutmuş lar. Pusuda bekleyen cehalet bunu nimet bilerek yeniden sahneye çıkmış, ileri fi kirli aychnların karşısına dikili vermiş.”
Kitabın son bölümü: “Albüm”. Başa Köy Enstitüleri amblemini koymuş. Ar- kasina “Köy Enstitüleri Marşı”nı... Da ha sonra 21 fotoğraf var. Enstitülerin sa yısını anımsattı bu 21 fotoğraf bana... Ve en sonuna da 21 belge eklemiş...
Şu kavurucu temmuz sıcağında sayrı olduğum halde on gün ve gecemi vere rek okuduğum bu yapıta “eğitim anıtı” adım verdim kendimce. Ve sevgili yur dum, halkım üzerine bir ağıt yakıp, Gü ney Afrikalı yazarın o güzelim romanı nın adıyla bitirdim: “Ağla Sevgili Yur dum.” Bütün, ama bütün aydınlara bu anıt yapıtı yürekten salık veriyorum. Ki taplıklarında bir başvuru yapıtı olarak bulundursunlar. Zaman zaman yararlan sınlar. Çocukları, torunları da bilgilen sin. Ki içinde bulunduğumuz karanlığa ve de karanlıkçılara lanetler yağdırsın lar...
Bu büyük oylumlu yapıtı yazan Paki ze Türkoğlu’nun da elleri dert görme sin... Yıllarını vererek, böyle bir yapıt hazırladığı için kendisini yürekten kut larım. Emeği karşısında saygı ile eğiliyo rum... ■
Tonguç ve Enstitüleri/ Pakize Türkoğ
lu/ Yapı K redi Yayınları, 1997/ 620 s.
S A Y F A 11
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi