• Sonuç bulunamadı

Tarihte, dünyada ve Türkiye'de kahve:İstanbul'da ilk kahvehane 1555, İngiltere'de 1652, Almanya'da ise 1732 yılında açılmıştı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tarihte, dünyada ve Türkiye'de kahve:İstanbul'da ilk kahvehane 1555, İngiltere'de 1652, Almanya'da ise 1732 yılında açılmıştı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S A H İ F E B E Ş

Yurtta!

IH

Şehirde ve Yurtta

İstanhıılda ilk kahvehane 1555, İngilterede

1652, Âlmanyada ise 1732 yılında açılmıştı

Türkiyede kahve tarımı için

ilk teşebbüs yılı 1934 dür

Y

urdum uzda b ir istatistik yapılıp gün boyu konuşulan cümlelerin arasında en fazla geçen kelime aransa; KAHVE ilk derecelere gi­ ren kelim e olur.

Kahve atasözl erim izde, kahve şarkı ve türkülerim izde, kahve şiir, destan ve halk m asallarında yer etm iştir.

Kahve ne zaman nasıl bulunm uştur? Dünyaya ve Tüıkiyeyo n a ­ sıl yayılm ıştır? Kaç çeşit kahve vardır? Bugün Türkiyede kahve ü re ­ tilm ekle m idir? Türkiyenin m eşru yollardan kahve tüketim i ne ka­ dardır?

Bu suallerin cevapları ilginç b ir incelemeye konu teşkil etmektedir.

-1

K

1

S

%

m

Kahve nasıl bulundu?

W ff\ ek inandırıcı olmasa da kahve- P nin bulunuşuna dair tarih k i­

li

tapları şu olayı kaydederler: M ilâtdan sonra üçüncü yüzyıl­ da Güney batı Habeşistanda yaşı- yan ve çobanlık yapan b ir rahip yamaçlarda otlayan keçilerin gece leri uyuyam adıklarm ı fa rk etmiş, ertesi gün sürüdeki keçileri kolla mış; hayvanların yam açlarda ki­ raza benzer çekirdekli b ir ağacın meyvelerini yediklerini görmüş; kendisi de o ağaçların meyvaları- nı toplamış akşam kaynatıp yemiş kendi gözüne de uyku girmemiş; böylece kahve bulumpuş,

K ah v en in adı i- çin ç e şitli riv a y e t le r v a rd ır. B un­ la rd a n b irisi b u ­ lu n d u ğ u bölgede k i (K affa) adlı b ir şeh ird en adını a l­ dığıdır. D iğeri ise A frik a d illerin ­ de (içki - şarab ) anlam ına gelen K ah v e’den geldi­ ğidir.

Dünya üzerinde 3 şekilde içilen (Türk kahvesi, hazır kahve, süzme kahve). Kahvenin adı bütün ülke lerde biribirinden biraz farklı şe­ kilde telâffuz edilir. B unlarm için­ de Çinliler, Finliler ve PolonyalI­ la r büyük fark gösterenlerdir. Çin liier (K ai-fey), Finliler (Kahvi), PolonyalIlar ise (Kawa) derler.

Dünyaya yayılışı

ahvenin dünyaya yayılış yolu; Habeşistan, Arabistan, Mısır, Türkiye üzerinden geçmiştir.

Arab kaynaklarında kahvenin adı na ilk olarak XVI ncı yüzyılda rastlanm ış A bd-al-kadir al Caziri- nin risalesinde y e r alm ıştır.

A rab yarım adasından, M ısır üze rinden kahvenin Osmanlı toprakla rm a girmesi K anuni S ultan S ü­ leyman zamanına rastlar. Habeşis tan Valisi Özdemirpaşa kahveyi îs tanbula getiren kişi olmuş; bu ye ni içki için sohbet yerleri k u ru l­ muş, Bu kahvehanelere yarı hiciv yarı lâtife (M ekteb-i İrfan) adı takılm ıştı. *

Ü nlü O sm anlı tarihçisi İbrahim P ejevi (1574-1651) kendi adını ta ­ şıyan ve 1866 yılında İstanbulda ba sılan tarihinde ilk kahvehanenin açılışını şöyle anlatm aktadır:

«İlk kahvehane İstanbulda 962 (1555) de açıldı. Halepden hâkim nâm ında b ir h arif ve Şamdan Şems nâm ında b ir zarif gelip Tahtaka- lada b ir kebîr dükkân açıp kah- vefuruşluğa başladılar. Keyfe müp telâ bazı yarânı sefa hususa o kur yazar ıııakûlesinden ııice ziirefa cem olur oldu.»

Kahvenin T ürk topraklarındaki macerası' öyle pek sefalı olmamış tır. İstanbula ilk gelen kahve ha mulesi (1543) devrin şeyh-ü İslâmî Ebussuud efendinin fetvası ile ge m ilerin dipleri delinerek batırıldı ğını K âtip Çelebi (M izanülhak) ad lı eserinde yazar. III üncü M urad, IV üncü M ehm et zamanında kah­ ve b ir ara yasaklanmış. IV üncü M urad (1623-1640) kahve hakkın­ da en büyük yasakları çıkartan kahvehaneleri kapatan, buna da; 1633 de çıkan büyük İstanbul yan gınının b ir kahvehaneden çıkma sim sebep gösteren Padişah olmuş

tur.-1697 de kahveye vergi konulm uş Müslüman tebadan okka başına 8 akçe, H ristiyan tebadan okka başı­ na 10 akçe vergi alınmış, b u ver­ giye de (Bidat-i Kahva) adı veril m iştir.

K ahve ile birlikte kahve falı da çıkmış T ü rk kahvesi adı verilen çekilmiş telveli kahvenin yayıldı ğı her bölgeye fal da beraber git m iştir. Son yüzyıllarda kahvenin adı yurdum uzda ithâl problem le­ riyle, kaçakçılık olaylarıyla ve sos yal b irer problem haline gelen kah vehaneler dolayısı ile söz konusu olm uştur.

• k

K ahve A vrupaya T ürkiye yolu

İstanbul'a ilk

gelen kahve ha­

mulesini taşıyan

gemiler Şeıjh-ül

İslâm Ebussuud

Efendinin emri

ile batırılmıştı

ile yayılmış; İngilterede ilk kah­ vehane Pasqua Rosée adlı b ir mü teşebbis tarafından 1659 yılında «St. Michael’s Alley in Comhill» adıyla açılmıştır. Bu kahvehane için Pasqua’nm dağıttığı el ilân­ ları hâlen British Museumda sak­ lanm aktadır.

Âlmanyada ilk m üzikli kahve­ hane 1732 de Johann Sebastian Bach’s Coffee Cantata adıyla açıl­ mış, Am erikaya 1607 de kaptan John Smith ilk kahveyi götüren kişi olmuş, 1620 de May Flow er ile gelen göçmenler de yeni dünyaya kahve getirm işlerdir. 1670 de

Bos-to n d a (D orothy Jo n e s) ad ın d a b ir tü cca r, ilk kahve satış m üessesesi- ni k u rm u ş, bu t a ­ rih te n çok sonra C eylan, B rezilya ve S u rin a m ’a kah ve gelm iştir.

B ugün dünya k ah v e ü retim in in dev ü lkesi G üney

A m erik ay a k ah - TÜRK K AHVESİ — ve bitkisinin gitmesinin de ilginç fldanlaı-ı.

b ir hikâyesi vardır:

Gabriel Mathieu de Cliev adlı b ir Fransız denizcisi 1720 de kah­ ve fideleri ile yola çıkmış, fırtına la r ve çeşitli m aceralardan sonra 1777 de A ntiller grupundan M ar- tique adasına 3 fide ile ulaşabil­ miş, bu üç fide dünya kahve piya sasını elinde tutan Brezilya, Ko­ lombiya, Venezüella, Orta Ame­ rika, Meksika, sonra buradan En­ donezya, B. Okyanus adaları H a­ w ai ve Filipin kahve orm anlarının başlangıcı olm uştur.

K ah v en in b ü y ü k b ir ih raç m etaı h alin e gelm esi; ülk esin d e k ahve y e tiştire n ve diğ er m em ­ le k e tle ri bu ü rü n le p a z a r haline g etiren to p ra k la rın sah ip lerin i b irle ştird i. 28 kasım 1940 ta A- m erik a ile 14 L â tin ü lk e si k ahve K onusunda b ir b irlik k u rd u la r.

Türkiyede kahve tarımı

O

sm anlı İm p a ra to rlu ğ u sın ır- K A IIV E DENEM ELERİNDE BAŞARI KAZANAN ENSTİTÜ - A n­ la rı d ah ilin d ek i to p ra k la rd a n ta l>a b ° te esi Z iraî A raştırm a E nstitüsü.

Arap yarım adası ve

Filistin-A lanya fidanlığında yetişen C allea Filistin-A rabica

de k ah v e ta rım ı y ap ılm ak tay d ı. I inci C ihan H arb i ve İstik lâ l S a­ vaşı sonunda m illî h u d u tla r içinde k ah v e ta rım ı için ilk te ­ şebbüs 1934 yılında y ap ılm ıştır. O zam anki Z ira a t V ekâletine bağlı olan A n taly a D enem e T a r­ lasında İsveçli m ütehassıs T ank- val ik i yıl k ahve y etiştirm e ça­ lışm aları yapm ış, fa k a t m ü te ­ hassısın gidişinden sonra

hazır-rai A ra ştırm a E n stitü sü haline g eld ik ten sonra ciddî incelem e­ le r b aşlam ıştır. D ünya kahve p i­ yasasında Santos, M okka (Y e­ m en), Cava diye sın ıflan d ırılan

k ahve cinsleri aslında 40 tü rd ü r. B u n ların içinde ise en önem lile­ ri Caffea A rabica, Çaffea L ibe- ric a ’dır.

Y urdum uzda ikinci kahve de­ nem esi (C affea A rabica) ile 1953

T ill A lındığı F ia t v ah id i F iatı M iktar y e r (T o n ) (D olar) (K lg.) 1957 B rezilya C İF İstan b u l ■ 940.00 300.000 1959 B rezilya c i f İstan b u l 599.95 1.666.800 1960 B rezilya c i f İsta n b u l 688.00 436.047 1960 B ey ru t FOB B e y ru t . 694.50 3.159.034 1961 B rezilya C İF İstan b u l 680.00 269.820 1961 B rezilya c i f İsta n b u l 671.98 446.442 1961 B rezilya c i f İstan b u l 658.00 1.215.780 1961 B ey ru t FOB B e y ru t 408.33 208.074 1962 B rezilya C İF İsta n b u l 625.00 624.960 1962 B rezilya c i f İsta n b u l 627.48 637.440 1963 B rezilya c i f İsta n b u l 654.99 229.011 1964 B e y ru t M u h telif M u h telif 345.000 1964 B rezilya CİF İsta n b u l 980.00 953.556 1964/65 B rezilya c i f İs ta n b u l 885.48 2.258.661 1965/66 Brezilya c i f İsta n b u l 801.82 2.487.134 ladığı denem e ta r la la rı ile kim se

ilgilenm ediğinden teşebbüs akim k alm ıştır.

A n taly a denem e ta r la la rı T a ­ rım B ak an lığ ın a bağlı Bölge

Zi-HAYIRSIZ

/ V

EVLAT

B alat B urçak so k a k ta o tu ra n 19 yaşındaki A lâaddin F iliz dün gece anne ve b ab asın d an p ara istem iştir, işi gücü olm ayan A lâaddin p a ra alam ayınca e- line geçirdiği b ir sopa ite yaş­ lı annesini ve babasını feci şe­ kilde d ö ğ m üştür. K ızkardeşi- nin k a rak o la yaptığı şik ây et sonunda y a k a la n a n genç, ka­ rak o ld a da hâdise çıkarm ış, polislere sa ld ırıp canı çerçeve kırm ağa çalışm ıştır. Resim de sanık genç Em niyet M üdürlü­ ğünde görü lm ek ted ir.

(Fotoğraf; Selçuk AYBATAR)

y ılın d a A n taly ad a yapılm ış, b ir fid an 18 yaşm a k a d a r u la ş a b il­ m iş, m eyva v e rm iştir.

1957 y ılın d an itib a re n ikinci e n stitü olan T arsu s S ulu Z iraa t A ra ştırm a E n stitü sü n c e çalışm a­ la r başlam ış: I.C.A. nın T arım B akanlığı M üşaviri M r. H arlan I.C.A. k an alı ile 35 kahve fidanı g e tirm iş; fa k a t gü m rü k fo rm a­ lite le ri yüzünden g ünlerce am ­ b a rla rd a b ek letilen ancak biri h ay atiy etin i kaybetm em iş, bu fid an 1959 ilk b a h a rın d a 800 k a h ­ ve kirazı verm iş, 1959 kışında ısı —4 dereceye düşünce kurum uş, yazın te k r a r sü rg ü n verm iş ve yaşam a m ücadelesini kazanm ış­ tır.

1958 de B elçika K ongosundan A ntalyaya g etirilen Caffea A-. rabica tip i 8 fidan 27/1/1958 de dikilm iş, 1963-64 te norm al m ey­ va verm iş, aynı yıl H abeşistan- dan g e tirtile n Caffea A rabica - Var - Laula fidanlarından 11 i tu tm u ş, 1963 yılında da 6 sı m ey­ va v erm işlerd ir.

F id an lar özel bahçe sah ip leri­ ne verilm iş. A lanyanın H asbah- çe sem tinde M ustafa K aptanoğ- lu ile H üseyin K öşoğlu’n u n

balı-çelerinde m eyva v erm işlerd ir. T arsu s E n stitü sü n e 1960 ta H a- beşistandan g e tirile n 1 Klg. k ah ­ ve tohu m u n d an 2500 fidan elde ed ilm iş; A nam ur, A lanya, A r- sûz m m ta k a la rın a d ağ ıtılm ıştır. Bu fid an lard an 1965 i norm al b i­ tire n le r v a rd ır.

U zm an lar çam ı k ahveye gölge b itk i o larak d ü şü n m ü şler, A na­ m u r O rm an İşletm esin d e 10 dö­ nüm lük plântasyon arazisi bırak­ m ışlard ır.

1960 yılında Israeld en g e tirti­ len B au rlan d ve C atu ra tip i kah ve fid eleri netice v erm em iştir.

T ü rk ta rım u zm an ları T ü rk i­ y ede m illî k ahvenin (C affea A- rabica - V ar L a u k a ) tip in in ıs­ lahı ile elde edilebileceğini ka­ tiy e tle ifade e tm e k te d irle r. 5 y ıl­ lık denem eleri geçiren fid a n la r­ dan —5 dereceye dayanan to ­ h u m la r e ld e' edildiği gün T ü r­ kiye m illî çayın yanı sıra m illî k ah v ey e de k av u şab ilecek tir.

Türkiyede kahve

tüketimi

Y

u rdum uzda k ah v e ; polise, güm rük Muhafaza Teşkilâtına

ve A dliyeye in tik al eden gayrimeşru yollarm dışında Te­ kel G enel M üdürlüğü tara fın d a n döviz karşılığ ı ith a l e d ilm e k te ­ dir.

G enel M üdürlüğün hazırladığı 1957 - 1964/66 istatistiğ in e göre T ü rk iy e, B rezilyadan kahve i t ­ hal e tm e k te d ir k i: bu Santos tipi kahvedir. Bunun dışında son 9 yıl içinde T ekel Genel Mü­ d ü rlü ğ ü ancak iki defa B eyrut- tan m u h te lif m enşeli kahve i t ­ hal etm iştir.

BİBLİYOGRAFYA:

• A nsiklopedi B ritan ik a • Y azarın öze) notları • A hm et R efik’in K ahve ve

T ü tü n m akalesi. C u m h u riy et G azetesi, T em m uz 1339 (1923) • Dr. S üheyl Ü n v er’in b ir m a­

kalesi,

0 Islâm A nsiklopedisi kahve faslı,

0 Tekel Genel M üdürlüğü Ti­ c a re t G rupu, Alım Şubesi rap o ru ,

0 A ntalya Bölge Z iraî A ra ştır­ m a E nstitüsü M üdürü Şev­ k et ö z b e r k ’in özel m ek tu b u , © T arsu s S ulu Z iraat A ra ştır­ ma E nstitüsü M üdürü Nâ­ zım D u rlu ’nun özel m ek tu ­ bu

• H ayat A nsiklopedisi kahve faslı,

# K âtip Çelebi M izanülhak e- serin d en A tıf Efendi derlem esi.

KAH

Yazan: Erdoğan ARIPINAR

Referanslar

Benzer Belgeler

2016 yılında Dünya’da meydana gelen doğa kaynaklı afetlerde 7628 kişi hayatını kaybetmiş ve 411 milyon insan etkilenmiştir.. 2016 yılındaki doğa kaynaklı afetlerin

 Öğretmen: Uygulanacak bölüme yönelik genel konu hakkında karar verir (Takla atma,.. golf,modern

Orta Avrupa’nın en etkin gücü olan Avusturya ile Rusya arasında Balkan toprakları üzerinde üstünlük mücadelesi

Binlerce belki ve gerek Binlerce olsun ve olmasın Binlerce yapılmamış iş Binlerce keşke ve eğer Binlerce taşınmamış yük Binlerce ola ki ve meğer Binlerce söylenmemiş

GDO ve ürünleri ile ilgili yap ılan başvurular hakkında risk ve sosyo-ekonomik değerlendirmeye ilişkin bilimsel raporlar, Kurul taraf ından, biyogüvenlik bilgi

Çalışma, bir önsöz, Kıbrıs basını ve Ankebût hakkında kısa bilgiler veren giriş bölümü, 1920-1923 yılları arasında Ankebût gazetesinde yer alan şiirlerin

Dersin Amacı: Bu dersin amacı sınıf öğretmeni adaylarının, yakın süreçte matematik eğitimi alanında önemi artmış bulunan “Problem Çözme ile Öğretim” yaklaşımından

Araştırmada bağımsız değişkenin, bağımlı değişkeni nasıl etkilediğini bulabilmek için kontrol değişkenlerini sabit tutmak ( grupları eşitlemek) gerekir. d: zeka,