• Sonuç bulunamadı

Büyükeğri Dağı (Mut, İçel) ve çevresinin florası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Büyükeğri Dağı (Mut, İçel) ve çevresinin florası"

Copied!
106
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

BÜYÜKEĞRĠ DAĞI (MUT, ĠÇEL) ve ÇEVRESĠNĠN FLORASI

Emrah ġĠRĠN YÜKSEK LĠSANS BĠYOLOJĠ ANABĠLĠM DALI

AĞUSTOS-2012 KONYA

(2)
(3)
(4)

iv

ÖZET

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

BÜYÜKEĞRĠ DAĞI (MUT, ĠÇEL) ve ÇEVRESĠNĠN FLORASI Emrah ġĠRĠN

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı

DanıĢman: Prof. Dr. Kuddisi ERTUĞRUL 2012, X+96 Sayfa

Jüri

Prof. Dr. Kuddisi ERTUĞRUL Prof. Dr. Hüseyin DURAL Yrd. Doç. Dr. Ayvaz ÜNAL

Bu çalıĢmanın amacı Ġçel ili ve Mut ilçesinde yer alan Büyükeğri Dağı‟nın florasını tespit etmektir. ÇalıĢma alanı kareleme sistemine göre C4 karesinde yer almaktadır.

Bölgeden 2012 yılında 414 bitki örneği toplanmıĢ olup 46 familya, 155 cins ve 255 takson tespit edilmiĢtir. Taksonların fitocoğrafik bölgelere göre dağılımı Ģöyledir: Akdeniz elementi 72 (% 28.2), Iran - Turan elementi 39 (% 15.4), Avrupa - Sibirya elementi 6 (% 2.3), geniĢ yayılıĢlı 40 (% 15.7) ve fitocoğrafik bölgesi bilinmeyenler 98 (% 38.4)‟dir. Endemik takson sayısı 54 (% 21.1)‟dir. ÇalıĢma alanında 255 takson Spermatophyta divisiyosuna aittir. Gymnospermae alt divisiyosundan 3,

Angiospermae alt divisiyosundan ise 252 takson tespit edilmiĢtir. Angiospermae alt divisiyosuna ait olan Dicotyledones sınıfında 223, Monocotyledones sınıfından 29 takson tespit edilmiĢtir. Ġhtiva ettiği takson

sayısı bakımından en büyük familya Compositae (Asteraceae) 33, Leguminosae 26, Cruciferae

(Brassicaceae) 23, Labiatae (Lamiaceae) 19, Liliaceae 18, Boraginaceae 17, Caryophyllaceae 14, Ranunculaceae 10, Scrophulariaceae 10 ve Papaveraceae 9‟dur. En fazla takson içeren cinsler ise: Centaurea 7, Ornithogalum 7, Astragalus 5, Alyssum 4, Anchusa 4, Alkanna 4, Veronica 4, Papaver 3, Fumaria 3 ve Hesperis 3‟dür.

(5)

v

ABSTRACT MS THESIS

THE FLORA OF BÜYÜKEĞRĠ MOUNTAIN (MUT, ĠÇEL) and ITS SURROUNDINGS

Emrah ġĠRĠN

THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY

DEPARTMENT OF BIOLOGY Advisor: Prof. Dr.Kuddisi ERTUĞRUL

2012, X+96 Pages Jury

Prof. Dr. Kuddisi ERTUĞRUL Prof. Dr. Hüseyin DURAL Asst. Prof. Dr. Ayvaz ÜNAL

This research was carried out to determine the flora of the Büyükeğri Mountain and its surroundings. The research area is in the C4 square according to Grid system. As a result of the exemination of 414 plant specimens collected from the area in 2012. 255 taxa belong to 46 families and 155 genera were determined. The phytogeographic elements are represented as follow: Mediterranean 72 (28.2 %), Irano-Turanian 39 (15.4 %) and Euro-Siberian 6 (2.3 %). 40 (15.7 %) widespread taxa, 98 (3.4 %) taxa are undetermined. The number of endemic taxa is 54 (21.1 %). 255 taxa belong to

Spermatophyta. Gymnospermae are represented by 3 taxa, Angiospermae are represented by 252 taxa.

The largest families according to the number of taxa in the research area as follows: Compositae

(Asteraceae) 33, Leguminosae 26, Cruciferae (Brassicaceae) 23, Labiatae (Lamiaceae) 19, Liliaceae 18, Boraginaceae 17, Caryophyllaceae 14, Ranunculaceae 10, Scrophulariaceae 10 and Papaveraceae 9.

The richest genera are as follows: Centaurea 7, Ornithogalum 7, Astragalus 5, Alyssum 4, Anchusa 4,

Alkanna 4, Veronica 4, Papaver 3, Fumaria 3 and Hesperis 3.

(6)

vi

ÖNSÖZ

Bu çalıĢma 2012 yılında Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kuddisi ERTUĞRUL‟un yönetimi ve gözetimiyle yapılmıĢtır. Bu tezin tüm evresinde her türlü yardımlarını ve deneyimlerini esirgemeyen danıĢman hocama en içten dileklerimle saygı ve teĢekkürlerimi bir borç bilirim.

Her zaman yanımda olan bilgi ve deneyimlerini hiçbir zaman esirgemeyen Prof. Dr. Hüseyin DURAL, Doç. Dr. Osman TUGAY, Doç. Dr. Tuna UYSAL, Yrd. Doç. Dr. Ayvaz ÜNAL, ArĢ. Gör. Dr. Ahmet UYSAL, ArĢ. Gör. Dr. Evren YILDIZTUGAY hocalarıma, yardımlarını esirgemeyen Deniz ULUKUġ, ArĢ. Gör. Elanur ġĠMġEK, ArĢ. Gör. Burcu YILMAZ ÇITAK, Uzm. Meryem BOZKURT, Ömer ÜNAL, Mehmet Ali CANBULAT, Ahmet Yasin SEZER, Arife YILDIRIMLI ve Volkan BOZALĠ‟ye teĢekkür ederim

AraĢtırma bölgesinin iklimsel verilerini edinmemi sağlayan Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Müdürlüğü‟ne, arazi çalıĢmalarımda yardımlarını esirgemeyen Mut Tarım Ġlçe Müdürlüğü ve Mut Orman Ġlçe Müdürlüğü‟ne, hayatımın her döneminde arkamda duran çok sevdiğim aileme en içten dileklerimle teĢekkür eder, saygılarımı sunarım.

Bu araĢtırmaya maddi destek veren Selçuk Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma ve Projeler Koordinatörlüğü‟ne, tezin yazım aĢamasında desteğini gördüğüm Fen Bilimleri Enstitüsü yetkililerine de teĢekkür ederim.

Emrah ġĠRĠN KONYA-2012

(7)

vii ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... iv ABSTRACT ... v ÖNSÖZ ... vi ĠÇĠNDEKĠLER ... vii

SĠMGELER VE KISALTMALAR ... viii

FAMĠLYA LĠSTESĠ ... ix

1. GĠRĠġ ... 1

2. KAYNAK ARAġTIRMASI ... 3

3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 5

4. ARAġTIRMA ALANI HAKKINDA GENEL BĠLGĠLER ... 7

4.1. Coğrafi Durum ... 7

4.2. Jeolojisi ... 9

4.3. AraĢtırma Alanındaki Büyük Toprak Grupları………11

4.4. Ġklim……… 19

4.5. Vejetasyon Yapısı ………...28

5. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA ... 30

5.1. Alanın Florası ... 30 5.2. Değerlendirmeler... 70 5.3. TartıĢma………...76 6. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ... 82 6.1. Sonuçlar……….. 82 6.2. Öneriler………... 82 KAYNAKLAR ... 83 EKLER ... 86 ÖZGEÇMĠġ ... 96

(8)

viii SĠMGELER VE KISALTMALAR Simgeler 0 C: Santigrat Derece cm: Santimetre km: Kilometre m: Metre mm: Milimetre Kısaltmalar ark.: ArkadaĢları Av.-Sib.: Avrupa-Sibirya Boiss.: Boissier DC.: De Candelle Ir-Tur.: Iran-Turan

KNYA: Konya Herbaryumu

L.: Linnaeus mh.: Mahalle subsp.: subspecies var.: variyete

(9)

ix

FAMĠLYA LĠSTESĠ

Familyalar Sayfa No:

1. ACANTHACEAE 60 2. AMARYLLIDACEAE 69 3. ANACARDIACEAE 42 4. APOCYNACEAE 56 5. ARACEAE 66 6. ARISTOLOCHIACEAE 64 7. BERBERIDACEAE 32 8. BORAGINACEAE 57 9. CAMPANULACEAE 55 10. CAPPARACEAE 37 11. CARYOPHYLLACEAE 38 12. CISTACEAE 37 13. COMPOSITAE (ASTERACEAE) 50 14. CORNACEAE 48 15. CONVOLVULACEAE 56 16. CRASSULACEAE 47 17. CRUCIFERAE (BRASSICACEAE) 33 18. CUPRESSACEAE 30 19. DIPSACACEAE 49 20. EBENACEAE 55 21. ELAEAGNACEAE 64 22. EUPHORBIACEAE 64 23. FAGACEAE 65 24. GERANIACEAE 41 25. GRAMINAE (POACEAE) 70 26. GUTTIFERAE (HYPERIACEAE) 40 27. IRIDACEAE 69 28. JUGLANDACEAE 65 29. LABIATAEA (LAMIACEAE) 61 30. LEGUMINOSAE (FABACEAE) 42 31. LILIACEAE 66 32. LINACEAE 41 33. MALVACEAE 40 34. MORACEAE 64 35. MORINACEAE 49 36. OLEACEAE 56 37. ORCHIDACEAE 70 38. PAPAVERACEAE 32 39. PINACEAE 30 40. PLANTAGINACEAE 63

(10)

x

Familyalar Sayfa No:

41. PLATANACEAE 65 42. POLYGALACEAE 38 43. POLYGONACEAE 40 44. PRIMULACEAE 55 45. PUNICACEAE 47 46. RANUNCULACEAE 30 47. ROSACEAE 46 48. RUBIACEAE 65 49. SALIACEAE 65 50. SCROPHULARIACEAE 59 51. SOLANACEAE 59 52. TILIACEAE 41 53. UMBELLIFERAE (APIACEAE) 47 54. VALERIANACEAE 48 55. VIOLACEAE 37 56. VITACEAE 42

(11)

1. GĠRĠġ

Dünyada bilinen en eski floristik çalıĢmalar, 16. yüzyılın ikinci yarısında baĢlamıĢtır. O tarihlerde bilimsel bir flora çalıĢması diye nitelendirilebilecek araĢtırmalar, küçük bir alandaki birkaç bitki türü hakkında yazılmıĢ bir botanik rehberi olmaktan daha ileriye gidememiĢtir. Kökeni yaklaĢık 500 yıl önceye dayanan ilk floristik çalıĢmaları baĢlatan araĢtırıcılardan biri Deutchman Corolus Clusinius‟tur. Clusinius flora araĢtırmalarına bir standart getirmeye çalıĢmıĢ ve bunun için uzun yıllar uğraĢ vermiĢtir. Ancak eserlerinde “flora” terimini kullanmamıĢtır (Bani, 2009).

1647 yılında Flora Dannica adlı eseri yayınlanan Simon Pauli‟nin “flora” terimini ilk kullanan botanikçi olduğu ileri sürülmektedir. Daha sonra Ġsveçli ünlü doğa araĢtırmacısı Karl Von Linneaus zamanına kadar “flora” teriminin kullanıldığı pek çok eser yayınlanmıĢtır. Almanya‟nın Jena bölgesi için hazırlanmıĢ olan, Ruppius‟un yazdığı Flora Jenesis (1718), ayrıca Bryne‟nin yazdığı Flora Capensis (1724) bunlara örnek olarak verilebilir. Ancak, gerçek ve modern floristik çalıĢmaları baĢlatan Linneaus‟un 1737‟de yayınladığı Flora Lapponica adlı eseri, flora yazımında bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. Species Plantarum adlı eserinde ise nomenklatür kullanmıĢ ve türleri binomial olarak adlandırmıĢtır (Bani, 2009).

Her ne kadar, geçmiĢten günümüze kadar olan floristik çalıĢmaları düzenlemek ve kronolojik olarak sıralamak zor olsa da, bu konuda 3 ana ve esas dönem kabul edilmektedir. Bunlar Linneaus öncesi dönem, Linneaus’un yasadığı dönem (Victorian dönemi 1850‟lerden yüzyılın sonuna kadar olan dönemi içerir) ve içinde bulunduğumuz yüzyılın ortalarından bugüne kadar olan süreyi kapsayan floristik dönem. Özellikle bu dönemde dünyanın pek çok yerinde modern düzeyde birçok floristik çalıĢma gerçekleĢtirilmiĢtir ve gerçekleĢtirilmektedir (Hedge, 1991).

Dünyada, 490 familyaya ait 13.553 cins ve 258.650 tür kapalı tohumlu bitki olduğu kabul edilmektedir. Bunların 2.735 cinse ait 59.300 türü tek çenekli (monokotil) ve 10.818 cinse ait 199,350 türü ise çift çenekli (dikotil) bitkidir (Thorne, 2002).

Türkiye, bitki coğrafyası dikkate alındığında Holoarktik alemde, Boreal alt alem sınırları içinde ve kuzey yarım kürede 36º-42º kuzey enlemleri ile 26º-45º doğu boylamları arasında yer alan, 780,576 km² lik yüzölçümüne sahip bir ülkedir (Akman 1995, Akman ve ark. 2005).

Türkiye Florası ile ilgili ilk önemli çalıĢma ise Ġsviçreli botanikçi olan Edmond Boissier tarafından 1867-1888 yılları arasında yapılan ve 5 ana cilt ile bir ek ciltten

(12)

oluĢan “Flora Orientalis” adlı eserdir. Boissier‟den baĢka Fransız botanikçi B.B. Balansa (1854-1857), Alman botanikçilerden P.E.E Sintenis (1883-1890), J.F.N. Bornmueller (1936-1940, W.E. Siehe (1895-1924), K. Krause (1933-1939), Ġsviçreli amatör botanikçi A. Huber-Morath ülkemize gelerek değiĢik yörelerde çalıĢmalar yapmıĢlardır (Baytop 2004).

Türkiye Florası ile ilgili en kapsamlı çalıĢma Ġngiliz botanikçi P.H. Davis tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir. P.H. Davis ilk olarak 1938 yılında ülkemize gelmiĢ, topladığı bitkileri diğer araĢtırmacıların topladığı bitkilerle birleĢtirmiĢ ve ilki 1965 yılında, sonuncusu ise 1988 yılında olmak üzere toplam 10 ciltlik “Flora of Turkey and the East Aegan Islands Vol. 1-10” eseri yayınlamıĢtır (Davis, 1965-1988).

Türkiye florası, 9 cilt ve 2 ek olmak üzere toplam 11 ciltten oluĢmaktadır (Davis, 1965-1985; 1988, Güner ve ark., 2000) ve bu ciltlerdeki tür sayısı 9,222, takson sayısı da 12.006'dır. Floradaki bitkilerin 3,778 tanesi (% 31) ise endemiktir (Erik ve Tarıkahya, 2004). Son yıllardaki araĢtırmalarda elde edilen verilerle bu sayı 12.476 taksona ulaĢmıĢtır (Özhatay ve Kültür, 2006; Özhatay ve ark., 2009). Bu durum bize Türkiye‟nin floristik yapısının ne kadar dinamik ve zengin olduğunu göstermektedir.

ÇalıĢma alanı olarak Büyükeğri Dağı ve çevresini seçmemizin sebeplerini Ģöyle sıralayabiliriz:

1. ÇalıĢma alanımızda önceden kapsamlı floristik bir çalıĢmanın yapılmamıĢ olması. 2. Rakımın 300 m‟den baĢlayıp 2040 m‟lere kadar çıkıyor olması.

3. Bölgenin sarp ve engebeli olması.

4. Farklı fitocoğrafik bölgeler arasında geçiĢ bölgesi olması. 5. Bölgede çok farklı habitatların bulunması.

Bu çalıĢmadaki hedeflerimiz Ģunlardır:

1. ÇalıĢma alanımızda yeni türler varsa bunları tanımlayarak bilim dünyasına kazandırmak.

2. ÇalıĢma alanında bulunan endemik bitkilerin listesini oluĢturmak. 3. Ġlginç yayılıĢlı türleri tespit etmek.

4. Bölgeyi gerek turizm gerekse bitki zenginliği açısından tanıtmak.

5. IUCN tehlike kategorisine giren endemik bitkileri tespit etmek ve bu bitkilerin son durumları hakkında bilgi edinmek.

6. Bölge insanlarının bitki zenginliği açısından bilgilendirilmesi ve korunması için gerekli önlemlerin alınması konusunda çalıĢmalar yapmak.

(13)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

Fransız botanikçi Tournefort‟un, Türkiye‟nin birçok yöresinden bitki toplayan ve onları tanımlayan kiĢi olduğu ve topladığı örneklerin bir kısmının da daha sonra o bitkilere Linne tarafından 1753‟te verilen isimlerin tip örneği haline geldiği “Relation d‟un Voyage du Levant” adlı çalıĢmada yayınlanmıĢtır (Burtt, 2001).

“Flora orientalis” adlı beĢ ciltlik eserde Ortadoğu ve bazı Yakındoğu ülkelerini de kapsayan, ağırlıklı olarak ülkemiz bitkilerine yer verilmiĢ; eserin yayınlandığı yıllarda, o zamanın tespitlerine göre, yurdumuzda 6,000 kadar bitki taksonu yetiĢtiği saptanmıĢtır. Latince olarak yazılmıĢ bu eserde, bitkilerin bilimsel adları, morfolojik ve taksonomik özellikleri ile yayılıĢ alanları belirtilmiĢtir. Yazar, Sibthorp, Clarke, Webb, Kotschy, Wiedeman, Hooker, Grisebach ve Heldreich gibi birçok botanistin koleksiyonundan da yararlanmıĢtır (Boissier ve Tournefort, 1867-84).

Albov, Doğu Karadeniz Bölgesinde ve 1985‟te Artvin ilinde flora çalıĢması yapmıĢtır (Albov, 1894-1895).

Bornmüller (1936-1944), “Symbolae ad Floram Anatolicam” adlı eserinde bütün kuzeydoğu Türkistan‟ı kapsayan, 1892‟den sonra Türkiye‟yi de içeren gezi izlenimlerine yer vermiĢtir.

Kocaeli yarımadası, Trabzon ve Rize yörelerine ait bitkiler “Kuzey Anadolu‟da Botanik Gezileri” adlı çalıĢmada listelenmiĢtir (Kasaplıgil, 1947).

“Türkiye Bitkileri” isimli eserde Doğu Karadeniz Bölgesinde dahil olmak üzere Türkiye‟de saptadığı topladığı bitkileri bir araya getirmiĢtir (Birand, 1952).

1930-1964 yılları arasında Ortadoğu Ülkeleri ile birlikte Türkiye‟yi de içeren botaniksel geziler sonucunda elde edilen veriler “Geobotanical Foundations of the Middle East” adlı eserde yayınlanmıĢtır (Zohary, 1973).

Flora çalıĢmasını gerçekleĢtirdiğimiz alan çevresinde yapılmıĢ olan birçok floristik çalıĢma bulunmaktadır. Doğu, (2008), Tufan Dağı, Çorak Dağı ve TuranĢah Dağı (Karaman) Florası çalıĢmasında % 23.7 Akdeniz elementi, % 18.5 Iran-Turan elementi, % 2.4 Avrupa-Sibirya elementi olup 943 takson tespit etmiĢtir. Alanda endemizm oranı % 18.4‟tür.

Serin ve ark. (1998), Apa (Çumra-Konya) Barajı ve Çevresinin Florasına Katkılar isimli çalıĢmalarında % 11.4 Akdeniz elementi, % 19.2 Iran-Turan elementi, %3,3 Avrupa-Sibirya elementi olup 729 takson tespit etmiĢtir. Alanda endemizm oranı % 11.1‟dir.

(14)

Serin (1988), Bademli (Aladağ) Hadim-Konya Florası isimli çalıĢmalarında % 18.4 Akdeniz elementi, % 18.8 Iran-Turan elementi, % 3.6 Avrupa-Sibirya elementi olan 513 takson tespit etmiĢtir. Alanda endemizm oranı % 15.1‟dir.

Ertuğrul ve ark. (2002), Çekiç Dağı ve Gevne Vadisi Florası (Hadim-Konya) isimli çalıĢmalarında % 17.9 Akdeniz elementi, % 21.7 Iran-Turan elementi, % 4.9 Avrupa-Sibirya elementi olan 607 takson tespit etmiĢtir. Alanda endemizm oranı % 21.9‟dur.

Duran (2002), Otluk-Gidefi Dağları (Akseki) florası isimli çalıĢmasında % 37.4 Akdeniz elementi, % 8.9 Iran-Turan elementi, % 3.6 Avrupa-Sibirya elementi olan 729 takson tespit etmiĢtir. Alanda endemizm oranı % 16.9‟dur.

Sümbül ve Erik (1988-1990), TaĢeli Platosu Florası I, II, III, IV çalıĢmalarında % 29 Akdeniz elementi, % 16.9 Iran-Turan elementi, % 5.8 Avrupa-Sibirya elementi olan 1053 takson tespit etmiĢtir. Alanda endemizm oranı % 20.2‟dir.

Aksay (2006), Pusat Dağı Flora ve Vejetasyonu (Silifke-Mersin-Türkiye) çalıĢmasında Alandan toplanan türlerin 8 tanesi endemik olup bunun bütün türlere oranı % 5.29‟ dur. Türlerin Floristik bölgelere dağılımı ise Ģu Ģekildedir; Iran-Turan ; % 13.90 Avrupa-Sibirya; % 7.33, Doğu Akdeniz; % 19.86, Akdeniz; % 6.62, GeniĢ YayılıĢlı ve Bilinmeyen; % 52.31‟ dir.

Ünal ve Sağlam (2008-2009), Ayrancı Barajı, Karakürtlü Dağı, Alahan ve Karaman Arasında kalan bölgenin florası I,II çalıĢmalarında % 19.6 Akdeniz elementi, % 27.3 Iran-Turan elementi, % 4.7 Avrupa-Sibirya elementi olup 834 takson tespit etmiĢtir. Alanda endemizm oranı % 20‟dir.

Karadağ (Karaman) Florası (Ünal, 1991) çalıĢmasında tespit edilen taksonların fitocoğrafik bölgelere göre dağılıĢ oranları Ģöyledir: Iran-Turan Elementi % 25.2, Akdeniz Elementi % 11.6, Avrupa-Sibirya % 3.1, GeniĢ YayılıĢlı % 23.3 ve yayılıĢ alanı belirlenemeyenler % 23.0‟dır. Bölgedeki endemizm oranı ise % 13.5‟dir.

(15)

3. MATERYAL VE YÖNTEM

Büyükeğri Dağı (Mut, Ġçel) ve Çevresinin Florası adlı tez çalıĢmasının materyali 2012 yılında bölgeye yapılan 27 günlük arazi çalıĢması neticesinde toplanan bitki örneklerinden oluĢmaktadır. Mart-Temmuz ayları arasında belirli periyotlarla yapılan bir yıllık arazi çalıĢması sonucunda 441 bitki örneği toplanmıĢtır. Bazı bitki örneklerinin doğal habitatlarında fotoğrafları çekilmiĢtir.

AraĢtırma alanının jeolojisiyle ilgili bilgiler, Mut Bölgesi‟nin Jeolojisi (Akarsu, 1960) ve Mut-Silifke-Ermenek Havzası‟nın Jeolojisi ve Petrol Olanakları (Gedik ve ark., 1982) çalıĢmalarından elde edilmiĢtir. Ayrıca araĢtırma alanının jeolojik haritası Maden Teknik Arama Orta Anadolu 2. Bölge Müdürlüğünden temin edilmiĢtir (ġekil 3.2).

AraĢtırma alanının topoğrafik haritası (1/100,000) Konya Devlet Su ĠĢleri Müdürlüğü‟nden alınmıĢ olup, harita üzerinde önemli yerleĢim yerleri, ovalar, dereler, yaylalar, dağlar belirtilmiĢtir (ġekil 3.1).

ÇalıĢma alanında bulunan büyük toprak gruplarına ait bilgiler Doğu Akdeniz Havzası Toprakları, 1974 adlı kaynaklardan alınmıĢ ve bölgedeki büyük toprak grupları harita üzerinde belirtilmiĢtir.

AraĢtırma alanının iklimi ile ilgili Karaman, Mersin ve Mut bölgelerini kapsayan, sıcaklık, yağıĢ ve nem verileri Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Müdürlüğü‟nden temin edilmiĢtir. Karaman, Mersin ve Mut bölgelerine ait iklim diyagramları Gaussen metoduna göre, yağıĢın mevsimlere göre dağılımı ise yarım daire metoduyla gösterilmiĢtir. ÇalıĢma bölgesinin yıllık kuraklık indisi De Mortenne ve Gottman‟ın yöntemine göre kuraklık devre ve biyoiklim katı Emberger‟in formülüne göre hesaplanmıĢtır (Akman,1990).

ÇalıĢma alanımızdan toplanan bitki örneklerinin kayıtları (toplanma tarihleri, lokaliteleri, rakımları, habitatları, koordinatları, bitki ile ilgili bilgiler) arazide yapılmıĢtır. Daha sonra toplanan bitkiler arazide preslenerek, herbaryum tekniklerine göre kurutulmuĢtur. Bitki örnekleri önce familya ve cins seviyesinde gruplara ayrılmıĢ, daha sonra bitki örnekleri tür seviyesinde teĢhis edilmiĢtir. ÇalıĢma alanımızdan toplam 255 takson tespit edilmiĢtir. Toplanan bitki örnekleri Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Herbaryumu‟nda (KNYA) saklanmaktadır.

Toplanan bitki örneklerinin teĢhisi sırasında temel kaynak olarak “Flora Of Turkey and the East Aegean Island” adlı eserden faydalanılmıĢtır.

(16)

TeĢhisinde zorluk çekilen bitkilerde uzman kiĢilerin görüĢleri alınmıĢ, toplanan ve teĢhisi yapılan bitki örneklerinin cins ve tür anahtarları yapılmıĢtır.

Bitki listesi verilirken, taksonların sırası Türkiye Florası‟ndaki sıralamaya göre hazırlanmıĢtır. Tür isimleri yazılırken sinonim isimler yazılmayıp geçerli tür isimleri yazılmıĢtır. Türler ile ilgili bilgiler verilirken Ģu sıra takip edilmiĢtir: Tür adı, yazar adı, grid sistemine göre kare, il, ilçe, kasaba, köy, mevkii, habitat, koordinat bilgileri, yükseklik, bitki toplama tarihi, toplayanın adı ve bitki numarası, kültür bitkisi ise Türkçe adı, endemik olup olmadığı, biliniyorsa fitocoğrafik bölgesi, endemik ve nadir bitkiler için IUCN 2001‟e göre tehlike kategorileri verilmiĢtir.

ÇalıĢma alanımıza yakın bölgelerde daha önceden yapılmıĢ flora çalıĢmaları ile çalıĢma alanımızda bulunan en fazla takson içeren familyalar, en fazla cinse sahip familyalar, endemizm durumları, fitocoğrafik bölgeler ve hayat formları karĢılaĢtırılıp yorumlanmıĢtır.

Bitki listemizde bulunan otör isimleri “Authors of Plant Names” adlı eserden faydalanılarak son halleriyle verilmiĢtir (Brummitt and Powell, 1992) adlı eseri ve “International Plant Name Indeks, www.ipni.org” temel alınmıĢtır.

(17)

4. ARAġTIRMA ALANI HAKKINDA GENEL BĠLGĠLER

Ġlçe doğudan Silifke, batıdan Ermenek, güneyden Gülnar ve kuzeyden Karaman Ġli ile çevrilidir. Mut, ilin kuzey batısında Mersin‟e 165 kilometre uzaklıkta Ġç Anadolu‟yu Akdeniz‟e bağlayan Mersin-Konya karayolu üzerinde kurulmuĢ bulunmaktadır. Mut'un yüzölçümü 2,554 kilometrekare olarak bildirilmiĢtir.

Denizden yüksekliği 300 metre ile 2100 metre arasında değiĢen ilçe arazisinin batı kesimi Göksu ırmağının kolları olan akarsu ve dereler tarafından parçalanmıĢtır. Bu engebelerden baĢka ilçenin kuzeyinde Karaman sınırını meydana getiren Orta Toroslar yükselir. Burada Ġç Anadolu‟ya geçit veren ve denizden yüksekliği 1650 metre olan Sertavul (Sertavul) geçidi vardır.

Ġlçenin kuzeyindeki Orta Toroslar‟a bağlı dağlar engebelidir. Bu dağlık alan Hadim Göksu‟yu ve Ermenek Göksu‟yu ile yer yer derin vadiler Ģeklinde parçalanmıĢtır. Bu iki çay Mut yakınlarında Suçatı köyünde birleĢerek Göksu nehrini oluĢtururlar. Ġlçe yerleĢim bakımından dağlık ve kısmen düzlük alanlara sahiptir. Ġlçe sınırları içinden geçen Göksu ırmağı Toros Dağlarından doğan kaynak sularından oluĢan derelerin kenarlarında düzlüklerde sulu tarım geliĢmiĢtir. Arazinin büyük kısmı kıraç arazidir. Ġlçede Akdeniz ve karasal iklim görülmesi nedeniyle sebze ve meyve çeĢidi boldur. Arazi kullanımına göre dağılımı Tarım alanı 51,135 Ha., çayır ve mera 2,500 Ha., Tarım dıĢı 55,025,Ha. kullanılıĢ amacına göre 164,000 dekar sulu alan mevcut olup bunun 41,450 dekarı vatandaĢın kendi imkanları ile sulanan araziler olup kalanı da akar su ile sulanmaktadır. kullanılıĢ amacına göre dağılımı 37,500, Ha.sebze 2,590 Ha., Meyve 8,555 Ha ve Bağ 2,940 Ha. dır. YetiĢen meyveler çokluk sırasına göre Kayısı, Erik, Elma, Ġncir, Zeytin, Nar, Üzüm, ġeftali, Kiraz ve Yenidünyadır. YetiĢen sebzeler sırayla Domates, Biber, Patlıcan, Salatalık, Pırasa, Ispanak, Marul, Lahana, Patates, Fasulye, Bamya, Soğan ve Sarımsaktır. YetiĢen Hububat ve yağlı tohumlar sırayla Buğday, Arpa, Nohut, Yerfıstığı, Susam, Mercimek'tir (Metin, 2009).

4.1. COĞRAFĠ DURUM

ÇalıĢma alanımız Büyükeğri Dağı (Mut, Ġçel) ve Çevresini kapsamaktadır. Grid sistemine göre C4 karesi içinde yer almaktadır.

(18)

Mut, Ġçel ilinin batısında yer almakta olup Ġçel iline uzaklığı 160 km, Karaman iline uzaklığı ise 73 km‟dir. Mut, kuzeyinden Karaman ili, doğusundan Silifke, batısından Ermenek ve güneyinden Gülnar ilçeleriyle çevrilidir.

Ġlçe güneye doğru 700-800 metre kuzey ve batıya doğru 1500-2000 metre yükselen dağlar arasında bir çanak ortasına benzer. BaĢlıca yükseklikleri: Yerlikaya, Mahvaç (1390 m), Yaylacık, Kızıldağ (2260 m), Akoluk, Avlağıdağı (1889 m), Karga ve Adras, (1421 m) Kestel (1813 m ) bunun güneyinde haritalarda Sivri dağ adıyla gösterilen daha çetin, engebeli MeleĢtiren dağı (1665 m) bulunur. Toroslar‟dan Göksu'ya doğru uzanan bu geniĢ kabarıklar arasında uzanan vadiler ve buna yakın etekler tarım bakımından, yerleĢme bakımından enteresandır.

AraĢtırma alanında bulunan önemli tepelerden bazıları Ģunlardır: Elmedin T. (847 m), Ardıçlı T. (554 m), Öbek T. (1894 m), Ulugedik T. (2045 m), Sarıkaya T. (1750 m), Karabelen T. (1757 m), Kırsivri T. (2055 m), Manayır T. (1745 m), Çıplak T. (1750 m).

Bölgede doğu batı istikametinde uzanan ve sahanın bel kemiğini teĢkil eden Toros silsilesi kara iklimi ile deniz iklimini birbirinden ayıran bir set vazifesini görmektedir. Etüd sahasının merkezi addedilen Mut ilçesinde en sıcak aylar Haziran sonları ile Temmuz baĢlarıdır. En soğuk ay ocaktır. Dağlar bütün kıĢ mevsimi karla örtülü olduğu halde Mut içerisine hiç kar düĢmeden geçen kıĢ mevsimleri kaydedilmiĢtir. Ekseri yaz mevsimlerinin yağmursuz geçtiği bilinmektedir (Metin, 2009).

(19)

ġekil 4.1. ÇalıĢma Alanının Topoğrafik Haritası

4.2. JEOLOJĠ

Mut‟un hemen kuzeyinde Derinçay formasyonuna ait kumtaĢı ve çakıl taĢlar üzerinde uyumlu olarak görülen kireçtaĢları, daha kuzeyde Avlamadağ ve Büyükeğri Dağı‟nda temel üzerine doğrudan doğruya uyumsuz olarak gelmektedir (Gedik ve ark., 1982).

Kozlar yaylasından Büyükeğri Dağı‟na doğru kuzey istikametinde gidilirse, krem beyazı veya bej renkli algli, beyazımsı renkli boĢluklu ve kristalin beyazımsı renkli boĢluklu ve kırıklı algli kalkerlere rastlanır (Akarsu, 1960).

Havza, değiĢik yaĢlı KireçtaĢı oluĢumlarından ibarettir denebilir. Bunun dıĢında Anamur batısında metamorfikler, kıyıda dördüncü zaman alüvyalleri yayılım gösterir.

Devonien (d): Hadim dolayında, GazipaĢa kuzeyinde ve Anamur-TaĢucu arasındaki

yamaçlarda yaĢlı, az metamorfize olmuĢ Ģist ve kireçtaĢı oluĢumları yer alır.

Permo-Karbonifer (pk): Havzanın kuzeybatı köĢesinde Dumlugöze, TaĢkent, Hadim

dolaylarında bulunan geniĢ kireçtaĢı ve marnlı kalker oluĢumları bu zamana aittir. Permo-Karbonifer yaĢlı kayalar Silifke-Anamur arasında Devonienle karıĢıktır.

Permien (pm): Bolkar dağlarının sırtları Permien yaĢlı sert kalkerlerden ibarettir.

Mesozoikle karıĢık Permien (pM) kalkerleri Güzeloluk, Arslankoy arasında yer yer görülür.

(20)

Jura-Kretase (jkr): Arslanköyden Gülek'e uzanan ince bir Ģeritte; BucakkıĢla, TaĢkent,

Bozkır aralarında, çoğunlukla sert, kristal kalkerlerden ibaret Jura-Kretase oluĢumu yaygındır.

Mesozoik Ofiolitik Seri (Mof): Bozkır-Kızılkaya arasında ve Hadimden doğuya,

BucakkıĢlaya uzanan Ģeritte, genellikle Kretase yaĢlı Ofiolitik seri yer alır. Sert plaket kalkerler, serpantin ve benzeri kayaçlardan oluĢmuĢtur.

Alt ve Üst Kretase (Kra, Krü): Havzanın batı sınırında, Dumlugöze kuzeyinde Alt

Kretase; Ermenek doğusunda, BucakkıĢla yakınlarında ve Anamur-TaĢucu arasında yer yer Üst Kretase oluĢumları yaygındır. Bunlar kitlesel kalkerler halindedir, havzada geniĢ yer tutmaz.

Mesozoik-Tersiyer (Mc): Mesozoik kalkerleri Fariskede ve Kızıldağ güneybatısında

Tersiyer kalker, konglomera ve Ģistleriyle bir arada bulunur.

Tersiyer: Ermenek dolaylarındaki Eosen fliĢi (ef) kalker, konglomera, gre ve kumlu

Ģistlerden ibarettir. Doğuda Gülek-Namrun arasındaki Oligosen (ol) kil, marn ve konglomeralardan oluĢmuĢtur. Havzanın yarıdan fazla kısmını kaplayan Alt Miosen (ma) doğu sınırından baĢlayıp batıda Fariskeye ve Mut kuzeyinde havza sınırına ulaĢır. Kalker, gremsi kalker, marn, kumtaĢı ve konglomeralardan oluĢmuĢtur. Kalker parçalı ve kristal değildir. Marn, kalker arakatıdır. Bunlardan baĢka Ermenek batısında, TepebaĢında geniĢçe Serpantin alanı vardır. Anamurdan batıya, havzaya uzayan geniĢ Ģerit Paleozoik yaĢlı baĢkalaĢmıĢ kayaçlardan ibarettir. Fillatlar ve değiĢik Ģistler bu arada yaygındır. Bolkar dağlarının doğusunda mermer görülür.

Dördüncü Zaman: Tarsus-Erdemli arasında, Silifkede; Anamur, GazipaĢa, Akkaya,

Ovacık ve Aydıncıkta dördüncü zaman alüvyonlan geniĢ yer kaplar. Yine Erdemliden Tarsus kuzeyine uzayan Traverten Ģeridi bu zamana aittir. Özetlersek, dördüncü zaman alüvyonları, serpantin ve çeĢitli Ģistler dıĢında, havza, değiĢik yaĢ ve nitelikte kalkerlerin yayılım alanıdır (Anonim, 1974).

(21)

ġekil 4.2. AraĢtırma Alanının Jeoloji Haritası

4.3. ARAġTIRMA ALANINDAKĠ BÜYÜK TOPRAK GRUPLARI 4.3.1. Kırmızı Akdeniz Toprakları

Kırmızı Akdeniz toprakları iyi drenajlı seki ve yüksek arazilerde, kristal kireç taĢı üzerinde oluĢmuĢtur; 5 YR‟den daha kırmızı renkleriyle tipiktirler. Havzada 304.186 hektar yer kaplarlar; bu toplam alanın % 14.4‟üdür.

OluĢumda kireç yıkanmıĢ sıcak-kurak yaz döneminde yükseltgenmeyle yerinde demir (3) oksit birikimi iĢlemleri etkindir. Organik madde hızla ayrıĢtığından toprakta düĢük seviyededir. Toprak gövdesi (AB), çoğunlukla doğrudan doğruya sert kireçtaĢı üzerine oturur. Bazı hallerde arada ince, yumuĢak kireç katı vardır. TaĢlılık ve kaya çıkıĢları yaygındır. ġiddetli aĢınım etkinse toprak yalnız kaya çatlaklarında ve küçük çukurlarda bulunur. KireçtaĢı çimentolu ve kristal kalker çakıllı konglomeralar üzerinde de buna benzer toprak oluĢmuĢtur. 5 YR ve daha kahverengi hü‟lü, organik maddece daha zengin olan bu topraklar çoğu hallerde Kırmızı Kahverengi Akdeniz olarak sınıflanmıĢtır. Ġkinciler daha düĢük eğilimli ve tabana daha yakın pozisyonlarda

(22)

oluĢmuĢtur. Toprak daha derindir. Kırmızı Kahverengi Akdenizler Kırmızı çayır topraklarına geçiĢ olarak düĢünülebilir.

Kırmızı Akdenizlerin doğal örtüsü Akdeniz iklimine öz çalı-maki topluluğudur. Pırnal (Q. ilex) ve meĢe (Quercus) topluluğun baskın türleridir. Kıyıdan uzaklaĢtıkça meĢe yaygınlaĢır. Bu örtü içinde incir, dut, zeytin serpilmiĢtir.

Aydıncık, Silifke, Erdemli arasındaki Kırmızı Akdeniz kesiminde yağıĢ 800- 1200 mm kadardır. Tipik olmayan, belki çok eskiden oluĢup Ģimdiki iklim koĢullarında da özelliklerini koruyan kuzeydeki Kırmızı Akdenizlerde yağıĢ 600 mm‟ye kadar düĢer. Toprağın yayılım alanında dik eğimler baskındır. Drenaj iyidir. Orta ve hafif eğimler yer yer görülür. Yükselti 20-30 m ile 1000 m arasında değiĢir.

4.3.2. Kırmızı Kahverengi Akdeniz Toprakları

Kıyıya yakın alçak sekilerde konglomeratik kalker üzerinde koyu kahverengi Akdeniz toprakları oluĢmuĢtur. Grup havzada 63,585 hektar yer tutar. Bu, toplam alanın 3‟üdür.

Grubu Kırmızı Akdenizlerle birlikte incelemek gerekir. Toprakta kurak-sıcak yaz döneminin etkisiyle yerinde demir (3) oksit birikimi ve bundan ileri gelen kırmızı renk tipiktir. Kireç yıkanımı da oluĢumda önemlidir. Toprağın Kırmızı Akdenizlerle olan farklılıkları belirtilirse oluĢumu açıklanmıĢ olur.

Kırmızı Kahverengi Akdenizler, Kırmızı Akdenizlere göre daha alçak sekilerde daha düz eğimlerde ve daha nemli koĢullarda oluĢmuĢtur. Bunun sonucunda üst toprak daha koyu ve kahverengiye kaçan renktedir. Organik madde daha yüksek, toprak gövdesi daha derindir. A1, B‟den kolayca ayırt edilebilir.

Kırmızı Kahverengi Akdenizler kristal kalker çakıllı ve kalker çimentolu konglomeralar üzerinde; diğerleriyse kristal kalker üzerinde oluĢmuĢtur. Toprak gövdesiyle konglomera arasında kalınca bir geçiĢ katı veya yumuĢak kireç katı vardır. Kırmızı Akdeniz‟de solum doğrudan kaya üzerinde oturur.

Kırmızı Kahverengi Akdeniz tipik Kırmızı Akdenizlerden, renk ve organik madde kapsamlarıyla diğer topraklara: Kırmızı, Çayır, Kırmızı Kestanerengi ve bazen Kireçsiz Kahverengi ormanlara geçiĢ özellikleri gösteren bir grup olarak ele alınabilir. Ama, havzada bu sayılan gruplar ve Kırmızı Akdenizlerden belirli farklılık gösterir.

Kırmızı Kahverengi Akdeniz Ģeridinde yağıĢ 600-800 mm ve sıcaklık yüksektir (yıllık ortalama 180C). Yaz dönemi kurak ve uzun sürelidir. Doğal örtü çayır ve Akdeniz çalı-makisidir. Fakat geniĢ alanlar açılarak tarıma alınmıĢtır.

(23)

4.3.3. Kahverengi Orman Toprakları

Kireçli ana madde üzerinde ve orman-çalı örtüsü altında oluĢan Kahverengi Orman toprakları havzanın en yaygın büyük grubudur. 719,062 hektar yer kaplar, bu toplam alanın % 33.9‟udur.

Kahverengi Orman alanının yaygın jeolojik oluĢumu ince katlı yahut parçalı Alt Miosen kalkerleridir. Kalker, yer yer marn arakatlıdır ve kristal değildir. Bazen konglomera ve gremsi kalkerler yüzeye çıkar. Bu oluĢum üzerindeki topraklar yüksek oranda kireçli ve gri renktedir. Permien ve Kretase yaĢlı sert kalkerler üzerinde oluĢan Kahverengi Ormanlarda renk daha kırmızıdır ve B oluĢumu vardır. Ġleri yıkanmaya rağmen, kaya parçalarının süreklice ayrıĢarak ayrıĢma ürünlerinin toprağa katılması, yıkanma etkisini azaltır.

Kahverengi Orman alanda yağıĢ 500-1000 mm arasındadır. DüĢük yağıĢta ve Alt Miosen kalkeri üzerinde, zayıf geliĢimli, ACR profilli Kahverengi ormanlar, yüksek yağıĢta ve sert kalker üzerindeyse ABC profilli Kahverengi Ormanlar oluĢmuĢtur. Ġkincilerde, Akdeniz kuĢağına öz kırmızılık az çok etkilidir. Yükseltilerde toprak sığ, taĢlı ve kaya çıkıĢları yaygındır.

Bitki örtüsü çoğunlukla çam ve ardıçtır. MeĢe ve pırnal çalılıkları yer yer görülür. Göksu vadisinde zeytin yerli türdür. Çam ve ardıç yüzeyi tümüyle kaplamayan, seyrek bir örtü teĢkil eder. Ardıç daha çok kuzeyde yaygındır. Dağlık arazi içinde, Ermenek-Mut arasında ve daha doğuda çam baskın türdür. Kıyıya yaklaĢtıkça çalılıklar artar.

4.3.4. Kireçsiz Kahverengi Orman Toprakları

ġistler, serpantin ve kristal kireçtaĢı üzerinde; orman ve çalı örtüsü altında, zayıf - ileri derecede katmanlaĢmıĢ Kireçsiz Kahverengi orman toprakları oluĢmuĢtur. Tipik profilde, üstte koyu gri kahve renkli A1, altta daha kırmızı, bünyece daha ağır yahut yapıca farklı B, en altta C, R ya da her ikisi bir arada bulunur. ġist üzerinde toprak açık renklidir, KireçtaĢı üzerindeyse, özellikle B daha kırmızıdır. OluĢumda üst toprakta organik madde birikmesi, kireç yıkanımı, oksitlenme, kil ve Fe-Al oksitlerin A‟dan B‟ye yer değiĢtirmesi iĢlemleri etkindir. Fakat dik, sarp eğimlerde zayıf A1 oluĢumundan baĢka geliĢme görülmez.

(24)

Kireçsiz Kahverengi oluĢumu gösteren sert kalkerler eski olup Permien yaĢlıdır. ġistler Devoniene ve serpantin Mesozoike aittir. Serpantin ve bazı Ģistlerden ayrıĢan materyal serbest kireçten yoksundur. KireçtaĢından ayrıĢan materyal yüksek oranda kireçlidir. Yoğun yağıĢ altında ve uzun zaman içinde bu profilden yıkanmıĢtır. Toprak kireçtaĢı üzerine oturmasına rağmen köpürmez. Ancak üstteki çakılların ayrıĢmasıyla toprağa katılan kireç hızla yıkanırsa da oluĢumu geriletir. Bu yüzden pH ve bazla doyma yüksektir.

Toprağın oluĢum alanında yağıĢ 800-1000 mm kadardır. Yalnız Hadim doğusunda 600 mm‟ye kadar düĢer. Mersin kuzeyindeki yükseltilerde 1500 mm‟ye yaklaĢır. Sıcaklık kıyıya göre düĢük olup yıllık ortalama 140C dolayındadır. Yüzeyi orman (çam, ardıç, yer yer sedir ve göknar) örter. Bu örtü seyrektir, yüzeyin tümünü kaplamaz. Mersin‟in kuzeyinde çam; kıyıya doğru sık, kısa meĢe yaygındır.

Eğim genellikle dik ve sarptır. AĢınım Ģiddetlidir. Yükselti 1000-2000 m arasındadır. Kıyıya doğru (Ovacık) düĢer. Belirgin oluĢum gösteren hafif ve orta eğimler dağlık arazi içinde, küçük parçalar halinde sıkıĢmıĢtır. Öbür eğimlerde toprak sığ ve katmanlaĢma belirsizdir.

4.3.5. Kırmızı Podsolik Topraklar

Havza güneybatısındaki killi Ģistler üzerinde, yüksek yağıĢ ve orman örtüsü altında, soluk kahverenkli A2 ve kırmızı renkli, kil ve Fe-Al oksit birikimi gösteren B2 katmanı bulunan Podsolik topraklar oluĢmuĢtur. GeniĢlik 222,392 hektar olup toplam alanın % 10.5‟idir.

B2‟de biriken kil ve Fe-Al oksitler asidik koĢullarda üst topraktan yıkanmıĢtır. Üst toprak bu nedenle soluk renkli ve bünyece farklıdır. Fakat organik maddece oldukça zengindir. Organik artıkların bir kısmı yüzeyde birikerek ince O1 katları oluĢturur.

Toprak ana maddesinin ayrıĢtığı Ģistler Paleozoik yaĢlıdır. KomĢu bulunan kireçsiz kahverengi ormanlar Ģistler ve kireçtaĢı üzerinde yer alabilir. Bunlar kırmızı renkli B katlarıyla podsoliklere benzer. Fakat Fe-Al oksit yıkanımı ileri derecede değildir. Bu nedenle üst toprak Podsoliklere oranla daha koyu yahut daha kırmızıdır. Yıkanma etkisi arazide belirgin değildir. Laboratuvar analizleri de bu görüĢü doğrulamaktadır. KireçtaĢı üzerinde oluĢanlarda, üstteki çakıllardan ayrıĢan bazlar ve kireç süreklice profile katılarak Podsolik oluĢumunu engeller. Bazla doyma ve pH yüksektir.

(25)

4.3.6. Kireçsiz Kahverengi Topraklar

Havzanın kuzey batısındaki, Akdeniz‟den Ġç Anadolu‟ya geçiĢ Ģeridinde, kırmızı renkli Ģistler ve serpantin üzerinde Kireçsiz Kahverengi topraklar oluĢmuĢtur. Hafif ve orta eğimlerdeki tipik profillerde, üstte kalın, kahverenkli A1 ve altta kırmızı kahverenkli ve daha ağır bünyeli B katmanı belirgindir. Profilde serbest kireç bulunmaz ancak kil ve Fe-Al oksit yıkanımı da ileri derecede değildir. B‟nin altında kısmen ayrıĢmıĢ C ve en altta anakaya gelir. Dik eğimlerde zayıf A1‟den baĢka oluĢum görülmez. Toprak havzada 81,158 hektar yer tutar. Bu, toplam alanın % 3.8‟idir.

Toprağın oluĢtuğu Ģistler Devonien yaĢlıdır. Bazıları yarıĢmayla kırmızı renk alır. Toprağın renginde bu da etkilidir. Serpantin üzerindekiler daha kahverengiye kaçar.

Kireçsiz Kahverengi kesiminin yağıĢı 400-600 mm‟dir. Bitki örtüsü çayır, öbekler halinde çalı (meĢe) ve seyrek ahlattır. Bu örtünün toprağa eklediği organik madde kurak yaz döneminde ayrıĢıp yok olur. Bu nedenle toprak organik maddesi düĢük ve kıvam serttir.

Tepeler ve dalgalı yüksek düzler halindeki toprak alanında orta ve dik eğimler yaygındır. Tipik Kireçsiz Kahverengilerse hafif eğimlerde oluĢmuĢtur. Çok dik ve sarp eğimlerde genetik katmanlar görülmez, toprak Litosol özelliklidir. Kireçsiz Kahverengi kesiminde yükselti 1,000-1,250 m kadardır.

4.3.7. Kırmızı Kestanerengi Topraklar

Havzanın kuzeybatısında, orman kuĢağından Ġç Anadolu‟ya geçiĢte, kireçtaĢı ve marnlar üzerinde ve sık, kısa meĢe örtüsü altında Kırmızı Kestanerengi topraklar oluĢmuĢtur. Buradaki plaket, kalker, kil ve marnlar Mesozoik ve üst Kratese yaĢlıdır. Toprak 51,410 hektar yer kaplayıp havzanın % 2.4‟ünü oluĢturur.

MeĢe örtüsü toprağa önemli oranda organik madde ekler. Ancak açılmıĢ kısımlarda bu düĢüktür. Koyu A1‟in altında belirli ve kalınca kireç birikim katı (C) bulunur. Bu özellik ve daha kahverengiye kaçan renklerle hemen güneydeki Kırmızı Akdeniz diye haritalanan topraklardan farklıdır. Aynı çevredeki Kireçsiz Kahverengi ormanlarda üst toprak organik maddece daha zengindir. Bitki örtüsü çalı ve ormandır. Kireçsiz Kahverengilerse serbest kireçten yoksundur. Toprak daha sert kıvamlıdır. Kırmızı Kestanerengiler kuzeye doğru değiĢerek havza dıĢında Kırmızı Kestanerengilere geçerler. Kısa meĢe örtüsü içinde yüksek iri gövdeli meĢe çeĢitleriyle ahlat ve dikenli ardıç yer yer görülür. Burada yağıĢ 450-550 mm‟dir. Sıcaklık havzanın

(26)

güneyine göre düĢüktür (yıllık genel ortalama 140

C). Kurak-sıcak yaz dönemi dolayısıyla Akdeniz bölgesine öz kırmızılık bu toprakta da etkilidir.

Toprağın yayılım alanında hafif ve orta eğimli tepelikler yaygındır. Yükselti 1200 m‟nin üzerindedir.

4.3.8. Rendzinalar

YumuĢak yahut parçalı kireçtaĢı üzerinde hafif kireç yıkanımı ve organik madde birikimiyle oluĢmuĢ zayıf A1 ve altında C veya R katlarından ibaret Rendzinalar intrazonal topraklardır. Gri renkli olan A1 de kireç yıkanımı çok azdır. A1‟i oluĢturan asıl iĢlem ayrıĢma ve organik madde birikimidir. Ancak kurak-sıcak yaz dönemi dolayısıyla ayrıĢma hızlıdır ve toprakta organik madde yüksek değildir. A1‟in altında yumuĢak yahut parçalı kireçtaĢı katı (C ya da R) gelir. Toprak, havzada 48.366 hektar yer kaplar. Bu toplam alanın % 2.1‟idir.

Mersin-Tarsus kuzeyi Ģeridindeki Rendzinalar, Traverten üzerinde oluĢmuĢtur. Traverten oluĢumu arada yahut altta yer yer anhidrit ihtiva eder. Mut güneyinde ise yumuĢak Alt Miosen kalkeri ana maddeyi teĢkil eder. Her iki oluĢumda kireç oranı % 50‟nin üzerindedir. Ġnce, soluk A1 ve aĢınımla kolayca yüzeye çıkan akçıl C katları dolayısıyla, Rendzina toprakları yüzeyden tanınabilir.

Rendzina alanında yağıĢ 400-650 mm arasında ve sıcaklık yüksektir. Yazlar sıcak ve kuraktır. Bu koĢullarda seyrek, kısa çalı, çayır ve kurakçıl otlar bitki örtüsünü teĢkil eder. Mutta, arada seyrek çam görülür.

4.3.9. Alüvyal Topraklar

Akarsularca taĢınmıĢ ve yatay katlar halinde dizilim gösteren genç birikintiler Alüvyal toprak materyalini teĢkil eder. Materyal üzerinde genellikle A1 katmanı oluĢmuĢtur. Katmanın kalınlığı, koyuluğu materyalin yaĢına, geçmiĢte ve halihazırdaki drenajkoĢullarına ve kullanma durumuna bağlı olarak değiĢir. Bunun altındaki katlar ana maddeye bağlı olarak renk ve bünyece farklı olabilir. Ġyi drenajlılarda renk genellikle yeknesaktır. Drenaj bozuksa, altta bunu yansıtan renk değiĢimleri, ayrıca A1‟in altında zayıf yapı oluĢumu, hafif kireç birikimi görülebilir. Bu, özelikle Tarsus alüvyali için doğrudur. Küçük akarsulara ait alüvyaller oluĢum göstermez. Alüvyal topraklarda etkili tek iĢlem üstte organik madde birikimi ve altta, bozuk drenaj koĢularında indirgenmedir. Bunun dıĢında topraklar ana maddeden miras aldıkları

(27)

özellikleri ansıtırlar. Grup havzada 45,782 hektar yer kaplar. Bu toplam alanın % 2.2‟sidir.

Topraklar ana maddenin taĢındığı toprak kuĢağına ve jeolojik materyale göre değiĢim gösterir. Havza yüksek arazilerinde kireçtaĢı yaygındır; bu nedenle hemen hemen bütün alüvyaller kireçlidir. Bünye orta ve ağırdır. Taban 0-1 eğilimlidir. Drenaj iyi, yetersiz yahut bozuktur. Bozuk drenajlı kısımlarda tuz ve alkali de problemlidir.

Tarsus ve Silifke alüvyalleri 700 mm kadar yağıĢ alır. Fakat yazlar sıcak, kurak ve uzun sürelidir. Kültür bitkilerinin yetiĢmesi ve yüksek ürün vermesi sulamayla olanaklıdır. Çayır, maki ve kamıĢlık olan doğal bitki örtüsü açılarak alüvyallerin tümü tarıma alınmıĢtır. Pamuk, tahıl, sebze ve meyve yetiĢtirmede kullanılır. Ġki alüvyal ovanın dıĢında küçük alüvyal tabanlar yer yer görülür. Bunlar orta ve ince bünyeli olup iyi drenajlıdır.

4.3.10. Kolüvyal Topraklar

Dağlık ve tepelik arazideki eteklerde, dar vadi tabanlarında; yerçekimi ve küçük akıntılarla sürüklenmiĢ, zerre büyüklüğüne göre alüvyallerdeki gibi sıralanmaya uğramamıĢ birikintiler Kolüvyal toprak materyalidir. Havzadaki kolüvyal birikintilerin çoğu yaĢlı olup bulundukları kuĢağın toprak oluĢumunu gösterirler. Kolüvyal materyal üzerindeki, zayıf A1‟den baĢka altta zayıf yapı oluĢumu da görülebilir. Ancak bu ileri bir farklılaĢma değildir. OluĢumda organik madde birikimi ve ayrıĢma iĢlemleri etkindir. OluĢumun geriliği nedeniyle topraklar, üzerinde yer aldıkları ana maddenin özelliklerini yansıtırlar. Ana madde yumuĢak kireç, sert kireçtaĢı, Ģistler, serpantin ya da bunlardan oluĢmuĢ toprak gövdelerinden taĢınmıĢtır. Buna göre kireçli-kireçsiz, kaba bünyeli-ince bünyeli olabilir. Kısacası taĢındıkları materyale göre toprak özellikleri değiĢir.

Haritalanabilir büyüklükteki kolüvyal topraklar 49,665 hektardır. Bu havzanın % 2.3‟üdür.

Havzada değiĢik yükseltilerde ve değiĢik iklim kesimlerinde bu toprağa rastlanır. Bitki örtüsü de buna bağlı olarak otlaktan çalı ve ormana kadar değiĢir. TaĢlılığın problem olmadığı hallerde açılarak iĢlemeli tarıma alınmıĢtır. Özellikle Toroslar‟da, sarp engebeler arasına sıkıĢmıĢ yerleĢim noktalarının dolaylarında Kolüvyal topraklar çok değerlidir. Buralarda toprak sekilenerek meyve, sebze ve tahıl tarımında kullanılır. Doğal olarak bu topraklar hafif ve düze yakın eğilimlidir.

(28)

Kolüvyal toprakların genç alüvyal topraklardan farkı, taĢınmıĢ materyalin zerre büyüklüğüne göre sıralanmaya uğramamıĢ olmasıdır. Alüvyallerde yığılan materyal, zerre büyüklüğüne ve değiĢik zamanlardaki taĢkınlara göre yatay katlar halinde dizilim gösterir. Bunun da sonucu üst toprakta daha az organik madde birikir (Anonim, 1974).

(29)

4.4. ĠKLĠM

4.4.1. Ġklim ve Genel Ġklim Durumu

Dünya üzerindeki bir noktada atmosfer olaylarının ortalama durumu iklim olarak tanımlanabilir. Bir baĢka ifadeyle, meteorolojiye veya atmosferin fiziksel özelliklerine bağlı olup, daha çok belirli bir bölgede ortalama hava Ģartlarını belirtmek, iklimin çeĢitli elemanlarını (sıcaklık, yağıĢ gibi) incelemek ve atmosferin çeĢitli durumları arasındaki iliĢkileri açıklamaktadır (Akman, 1990).

Bitki topluluğunun geliĢimi iklimsel olaylar tarafından doğrudan etkilenmekle birlikte, ayrı ayrı iklim tiplerine gereksinimleri vardır. Bitki toplulukları her iklim Ģartlarında yaĢayamayacağından bitkilerin geliĢimi için iklim tipleri bitkiler açısından çok önemlidir.

AraĢtırma alanımız doğal bitki örtüsü bakımından Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Akdeniz iklimi, fotoperiodizmi günlük ve mevsimlik olan, yağıĢları soğuk veya nisbeten soğuk mevsimlere toplanmıĢ, kurak mevsimi yaz olan ve bu yaz kuraklığı maksimum bir yaz sıcaklığı ile uyuĢan tropikal dıĢı bir iklimdir.

Akdeniz iklimi, yağıĢlı mevsimde seyrek fakat sağanak yağıĢlar Ģeklinde düĢen yağmurlarla karakterize edilir. Sağanak Ģeklinde yağan yağmurun büyük bir kısmı toprak üzerinden akıp gittiği için toprağa dolayısıyla bitkilere çok az su sağlar (Akman, 1990).

4.4.2. Rasat Ġstasyonlarının Genel Özellikleri

AraĢtırma alanına en yakın meteoroloji istasyonları olan Mut ilçesi, Ġçel ve Karaman illerindeki istasyonlardan elde edilen veriler değerlendirilmiĢtir. Her üç meteoroloji istasyonu da aktif olarak çalıĢmakta olup meteorolojik ölçümler kaydedilmektedir (Çizelge 4.1).

Çizelge 4.1. AraĢtırma alanı çevresindeki meteoroloji istasyonlarının coğrafik durumu ve

özellikleri

Ġstasyonlar Yükseklik (m) Rasat Süresi Yapılan Rasatlar Enlem (N) Boylam (B)

Ġçel 3 41 YağıĢ ve Sıcaklık 360 48' 340 38'

Karaman 1023 41 YağıĢ ve Sıcaklık 370 10' 330 13'

(30)

4.4.3. Ġklimsel Veriler 4.4.3.1. Sıcaklık

AraĢtırma alanımıza yakın olan meteorolojik istasyonlarının aylık ve yıllık ortalama sıcaklıkları, aylık ortalama en düĢük ve en yüksek sıcaklıkları, ay içerisindeki en düĢük ve en yüksek sıcaklıkları ayrı ayrı tablolar Ģeklinde gösterilmiĢtir (Çizelge 4.2).

Yıllık ortalama sıcaklık; Ġçel‟de 21.30C, Karaman‟da 14.90C ve Mut‟ta 19.90 C dir. Ortalama sıcaklığın en yüksek olduğu aylar her üç istasyonda da Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarıdır. En sıcak ay; Ġçel‟de 310C, Karaman‟da 270C ve Mut‟ta 330

C ile Ağustos ayıdır. Aylık sıcaklık ortalamalarının en düĢük olduğu aylar ise her üç istasyonda da Aralık, Ocak ve ġubat aylarıdır. En düĢük değere Ocak ayında rastlanmaktadır. Ġçel‟de 12.60C, Karaman‟da 5.30C ve Mut‟ta 8.30C „dir.

Yıllık ortalama maksimum sıcaklık; Karaman‟da 28.40C, Ġçel‟de 30.30 C ve Mut‟ta 32.10 C „dir. Ortalama maksimum sıcaklık en yüksek değer Karaman‟da 35.30

C, Ġçel‟de 34.60 C ve Mut‟ta 39.90 C ile Ağustos ayında görülür.

Yıllık ortalama minimum sıcaklıklar; Karaman‟da 8.20C, Ġçel‟de 17.90 C ve Mut‟ta 14.10 C „dir. Ortalama en düĢük sıcaklık değerine Karaman‟da 0.40 C , Ġçel‟de 9.70C ve Mut‟ta 4.90C ile Ocak ayında rastlanır.

En yüksek sıcaklığın en yüksek olduğu ay Karaman‟da 40.40C ile Ağustos, Ġçel‟de 37.60C ile Eylül ve Mut‟ta 46.70C ile Ağustos ayında görülür. En yüksek sıcaklığın en düĢük olduğu ay Karaman‟da 18.40 C , Ġçel‟de 21.50

C ve Mut‟ta 200C ile Ocak ayında görülür.

En düĢük sıcaklığın en yüksek olduğu ay 150C ile Temmuz, Ġçel‟de 270 C ile Ağustos ve Mut‟ta 19.30C ile Temmuz ayında görülür. En düĢük sıcaklığın en düĢük olduğu ay Karaman‟da -12.40C, Ġçel‟de 1.20C ve Mut‟ta -3.90C ile Ocak ayında görülür.

Çizelge 4.2. AraĢtırma Alanı Çevresindeki Meteoroloji Ġstasyonlarının Sıcaklık Değerleri Ortalama Sıcaklık (0C) Ġstasyonlar Rasat süresi Aylar Yıllık 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Karaman 41 3.1 1.1 9.3 11.7 18.2 21.6 26.4 27 21.7 13.5 10.5 4.2 14.9 Ġçel 41 12.6 13.3 16.4 19 22.8 26.2 28.9 31 28.8 23.1 19.7 14.4 21.3 Mut 41 8.3 10.3 14.6 18 23.1 26.8 30.9 33 27.9 20.2 16 10.5 19.9

(31)

Aylık Maksimum Sıcaklık Ġstasyonlar Rasat süresi Aylar Yıllık 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Karaman 41 18.4 20.4 23.4 24.1 32 33.3 39.6 40.4 34.4 28.5 24.7 22.3 28.4 Ġçel 41 21.5 24 24.8 29.3 33.6 32.4 34.6 37 37.6 32.7 30.2 27 30.3 Mut 41 20 24.2 25.8 29.2 36 37.2 46 46.7 39.9 31.3 27.1 22.4 32.1

Aylık Minimum Sıcaklık

Ġstasyonlar Rasat süresi Aylar Yıllık 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Karaman 41 -12.4 -7.6 -4.8 0.1 4.4 11 15 12 10.9 -2.6 -1.8 -3 1.7 Ġçel 41 1.2 3 8 11 13.5 19.8 23.2 27 22.6 12.8 12.8 6.8 13.4 Mut 41 -3.9 -0.7 5 8.2 10.3 16.7 19.3 20.5 16.6 5.8 7.1 2 8,9

Maksimum Ortalama Sıcaklık

Ġstasyonlar Rasat süresi Aylar Yıllık 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Karaman 41 9.9 11.8 16 18.2 25.9 29.2 34.2 35.3 30.3 20.2 19.6 12.5 28.4 Ġçel 41 16.4 17.3 20.8 23.1 26.4 29.6 32.4 34.6 33.1 28.1 26.7 19.5 30.3 Mut 41 11.9 14.7 20.5 24 29.8 33 38.2 39.9 35.3 26.1 23.5 15.7 32.1

Minimum Ortalama Sıcaklık

Ġstasyonlar Rasat süresi Aylar Yıllık 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Karaman 41 0.4 2.8 2.7 5.3 10 14.1 18.3 19 13.1 8.1 2.9 2 8.2 Ġçel 41 9.7 10.2 12.8 15 19.5 23.2 26.2 28 25.3 19.4 15.1 10.9 17.9 Mut 41 4.9 6.2 9 12 16 20 23.4 25.3 21.1 14.9 10.2 6.8 14.1 4.4.3.2. YağıĢ

ÇalıĢma alanına en yakın meteoroloji istasyonlarıdan alınan yağıĢ verileri, Karaman, Ġçel ve Mut‟un 41 yıllık ölçüm verlerine dayanılarak değerlendirilmiĢtir.

Yıllık toplam yağıĢ Karaman‟da 414.8 mm, Ġçel‟de 565.9 mm ve Mut‟ta 402.1 mm dir. Aylık ortalama yağıĢ miktarı Çizelge 4.3‟de, yağıĢ rejimi ise ġeki 4.4‟de verilmiĢtir.

En yağıĢlı mevsim Karaman‟da % 42.2, Ġçel‟de % 67.9 ve Mut‟ta % 69.6 ile kıĢ mevsimidir. En yağıĢlı ay Karaman‟da % 22.7, Ġçel‟de % 34.1 ve Mut‟ta % 38.8 ile Aralık ayıdır. En az yağıĢlı ay ise Karaman‟da % 0.06 ile Temmuz, Ġçel‟de % 0.12 ile Kasım ve Mut‟ta % 0.06 ile Temmuz ayıdır.

(32)

YağıĢ rejimi bakımından Karaman ve Mut Doğu Akdeniz YağıĢ Rejimi 1. Tipinde (KĠSY), Ġçel ise Merkezi Akdeniz YağıĢ Rejimi Tipinde (KSĠY) yer almaktadır (Çizelge 4.4).

4.4.3.3. Nisbi Nem

ÇalıĢma alanına yakın istasyonlardaki nisbi nem değerleri Karaman‟da % 53, Ġçel‟de % 62.6 ve Mut‟ta % 47.4‟dür. Ortalama nisbi nemin en yüksek olduğu aylar Karaman‟da %67 ile Ocak, Ġçel‟de % 74.7 ile Temmuz ve Mut‟ta % 69 ile Aralık ayıdır. En düĢük ay ise Karaman‟da % 33.1 ile Ağustos, Ġçel‟de % 45.8 ile Kasım ve Mut‟ta % 41.5 ile Kasım‟dır (Çizelge 4.3).

Çizelge 4.3. AraĢtırma Alanı Çevresindeki Ġstasyonların Aylık Toplam YağıĢ Miktarı ve Aylık

Ortalama Nisbi Nem Değerleri

Aylık Toplam YağıĢ Miktarı (mm)

Ġstasyonlar Rasat süresi Aylar Yıllık 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Karaman 41 32,6 32 20.2 62.8 16.7 17.8 0.2 1.3 1.6 70.2 73.8 75.6 414.8 Ġçel 41 93.5 90.4 71.9 46.8 8.2 4.1 11.3 9 32.6 47 77.7 113.4 565.9 Mut 41 57 69.8 44.9 40.7 17.3 2.7 0.2 2.5 15.8 25.3 15.8 120.1 412.1

Aylık Ortalama Nisbi Nem (%)

Ġstasyonlar Rasat süresi Aylar Yıllık 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Karaman 41 67 60 52.7 58.5 46 49.9 40.6 33.1 46.1 60.7 55.2 66.4 53 Ġçel 41 64.4 58.4 60.1 64.2 69.6 70.3 74.7 67.9 60.4 56 45.8 59.5 62.6 Mut 41 66.5 60.8 45.8 45.8 48.8 48.6 46.6 39.6 53.6 52 41.5 69 47.4

(33)

ġekil 4.4. AraĢtırma Alanında YağıĢın Mevsimlere Göre DağılıĢı (YağıĢ Rejimi) Kış 68% İlkbahar 14% Yaz 4% Sonbahar 14%

İçel

(34)

ġekil 4.4‟ün Devamı

4.4.4. Biyoiklim Sentezi

AraĢtırma alanımız Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Akdeniz iklimi, dünyanın değiĢik yerlerinde görülmekle beraber ülkemizde farklı Akdeniz iklim tiplerini görmek mümkündür.

YağıĢ rejimi bakımından Karaman ve Mut Doğu Akdeniz YağıĢ Rejimi 1. Tipinde (KĠSY), Ġçel ise Merkezi Akdeniz YağıĢ Rejimi Tipinde (KSĠY) yer almaktadır (Çizelge 4.4).

Çizelge 4.4. YağıĢın Mevsimlere Dağılımı, Yüzdeleri ve YağıĢ Rejimi Tipi

Ġstasyonlar KıĢ mm % Sonbahar mm % Ġlkbahar mm % Yaz mm % Yıllık YağıĢ (mm) YağıĢ Rejimi

YağıĢ Rejimi Tipi

Karaman 213.2 42.2 72.6 21.8 99.7 30 19.3 5.8 414.8 KĠSY Doğu Akdeniz YağıĢ Rejimi 1. Tip

Ġçel 384.3 67.9 80.3 14.1 76.9 13.5 24.4 4.3 565,9 KSĠY Merkezi Akdeniz YağıĢ Rejimi Tipi

Mut 286.9 69.6 56.9 13.8 62.9 15.2 5.4 1.3 412.1 KĠSY Doğu Akdeniz YağıĢ Rejimi 1. Tip

(35)

De Martonne ve Gotmann’ın Kuraklık Ġndisi

Bu formüle göre; Karaman‟da I=6.69, Ġçel‟de I=10.08 ve Mut‟ta I=6.87‟dir. Bu sonuçlara göre Karaman ve Mut yarı kurak, Ġçel ise Yarı kurak az nemli iklim kuĢağına girmektedir. Bu formülde P yıllık yağıĢı, T yıllık ortalama sıcaklığı, t ise en kurak ayın ortalama sıcaklığını gösterir.

Emberger, kurak devreyi tespit etmek için S=PE/M formülünü kullanmıĢtır. Formülde S kuraklık indisi, PE yaz yağıĢı ortalaması, M en sıcak ayın maksimum sıcaklık ortalamasıdır. “S” değerinin 5‟ten küçük olması o istasyonun Akdenizli olduğunu gösterir. Formüle göre Karaman‟da S=0.54, Ġçel‟de S=0.7 ve Mut‟ta S=0.1‟dir. Bu sonuçlara göre her üç istasyon da Akdeniz ikliminin etkisi altındadır.

Emberger, Akdeniz ikliminin katlarını ve genel kuraklık derecesinin tayini için Q=2000 X P / (M+m+546.4) (M-m) formülünü kullanmıĢtır. Formülde; Q yağıĢ- sıcaklık emsali, P yıllık yağıĢ miktarı (mm), M en sıcak ayın maksimum sıcaklık ortalaması, m ise en soğuk ayın minimum sıcaklık ortalamasını gösterir.Bu formüle göre Karaman‟da Q=32.66, Ġçel‟de Q=76.94 ve Mut‟ta Q=39.83‟dür (Akman, 1990). Bu sonuçlara göre Karaman “yarı -kurak, serin”, Ġçel “az yağıĢlı, sıcak” ve Mut “yarı- kurak, yumuĢak” Akdeniz biyoiklim katına girmektedir (Çizelge 4.5).

Çizelge 4.5. Karaman, Ġçel ve Mut‟un Biyoiklim Tipleri

Ġstasyonlar Yükseklik (m)

P (mm) M m Q PE (mm) (PE/M) Biyoiklim Katı Karaman 1023 414.8 35.3 0.4 32.66 19.3 0.54 Yarı – kurak, serin

Akdeniz iklim katı Ġçel 3 565.9 34.6 9.7 76.94 24.4 0.7 Az yağıĢlı, sıcak

Akdeniz iklim katı Mut 275 412.1 39.9 4.9 39.83 5.4 0.1 Yarı – kurak,

yumuĢak Akdeniz iklim katı AraĢtırma alanı çevresindeki meteoroloji istasyonlarının Gaussen metoduna göre ombrotermik iklim (yağıĢ-sıcaklık) diyagramları çizilmiĢtir. Bu diyagramlar ile kurak devreyi ve süresini grafik Ģeklinde görmek mümkündür. Bu periyot, her üç istasyonda da Haziran ayında baĢlamaktadır. Karaman‟da mutlak donlu aylar Aralık Ocak ve ġubat olup Mut ve Ġçel‟de mutlak donlu ay bulunmamaktadır. Don olma ihtimali olan aylar ise Karaman‟da Mart, Nisan, Ekim, Kasım ayları Ġçel‟de Aralık, Ocak ve ġubat ayları Mut‟ta ise Kasım, Aralık, Ocak, ġubat, Mart aylarıdır.

(36)

Ġklim Diyagramında Kullanılan Sembollerin Anlamları: a: Ortalama Yıllık Sıcaklık (0

C)

b: Ortalama Yıllık YağıĢ Miktarı (mm) c: Ortalama Sıcaklıkların Rasat Süresi (Yıl) d: Ortalama YağıĢların Rasat Süresi (Yıl) e: YağıĢlı Mevsim

f: Kurak Mevsim g: YağıĢ Eğrisi h: Sıcaklık Eğrisi

l: Donma Ġhtimali Olan Aylar k: Donlu Aylar

ġekil 4.5. Karaman Ġklim Diyagramı

Ġklim Diyagramında Kullanılan Sembollerin Anlamları: a: Ortalama Yıllık Sıcaklık (0

C)

b: Ortalama Yıllık YağıĢ Miktarı (mm) c: Ortalama Sıcaklıkların Rasat Süresi (Yıl) d: Ortalama YağıĢların Rasat Süresi (Yıl) e: YağıĢlı Mevsim

(37)

f: Kurak Mevsim g: YağıĢ Eğrisi h: Sıcaklık Eğrisi

l: Donma Ġhtimali Olan Aylar k: Donlu Aylar

ġekil 4.6. Ġçel Ġklim Diyagramı

Ġklim Diyagramında Kullanılan Sembollerin Anlamları: a: Ortalama Yıllık Sıcaklık (0

C)

b: Ortalama Yıllık YağıĢ Miktarı (mm) c: Ortalama Sıcaklıkların Rasat Süresi (Yıl) d: Ortalama YağıĢların Rasat Süresi (Yıl) e: YağıĢlı Mevsim

f: Kurak Mevsim g: YağıĢ Eğrisi h: Sıcaklık Eğrisi

l: Donma Ġhtimali Olan Aylar k: Donlu Aylar

(38)

ġekil 4.7. Mut Ġklim Diyagramı

4.5. VEJETASYON YAPISI

Vejetasyon, herhangi bir coğrafi bölgenin bir kesimi üzerinde, yaĢama Ģartları birbirine benzer bitkilerin bir arada toplanma Ģeklidir. Vejetasyon ağaç, çalı, yosun, mantar ve likenlerden oluĢan orman örtüsüyle oluĢmuĢ bir orman olabileceği gibi, bataklıklarda büyüyen saz, kamıĢ ve benzeri bitki guruplarından, sudaki alglerden, çöllerde olduğu gibi seyrek dağılmıĢ kaktüslerden veya çıplak kayalar üzerinde kabuk Ģeklinde büyüyen likenlerden ibaret olabilir. Dolayısıyla bir bölgede bitkiler için yaĢama Ģartları ne kadar çok ise vejetasyon tipleri de o kadar çeĢitlilik gösterir (Akman & Ketenoğlu, 1992).

ÇalıĢma alanımız içinde orman, step, kaya ve sucul vejetasyon olmak üzere dört tip vejetasyon tespit edilmiĢtir.

4.5.1. Orman Vejetasyonu

ÇalıĢma alanının büyük bir bölümünde yer yer kesintiye uğramakla beraber MeĢe (Quercus) ve Çam (Pinus) ormanları yer almaktadır.

Elmedin Tepesi‟nin güney yamacında 450-650 m arasında ve Burunköy‟ün güney kısmında 400-600 m arasında Pinus brutia Ten. var. brutia bulunmaktadır.

(39)

Yenisu Yaylası‟nın güneyinde 1400-1600 m arasında Pinus nigra J.F.Arnold subsp. pallasiana (Lamb.) Holmboe bulunmaktadır.

4.5.2. Step Vejetasyonu

Bu vejetasyon tipine orman vejetasyonunun kesintiye uğradığı alanlarda rastlanılmaktadır. Gençali Köyü koyrak arkası mevkiinde, Kargıcak Tepesi‟nin kuzey yamacında, Mut-Ortaköy yol kenarında, Ortaköy taĢocağı fabrikasının kuzeyinde, Ortaköy zeytinyağı fabrikasının kuzeyinde step alanlar bulunmaktadır. Bu alanlarda görülen taksonlardan bazıları; Euphorbia rigida M.Bieb, ve Tordylium apulum L.‟dir.

4.5.3. Kaya Vejetasyonu

ÇalıĢma alanında yüksekliğin artmasına bağlı olarak ve orman sınırının bitiminden itibaren yoğun olarak kaya vejetasyonu kendini göstermektedir. Bu vejetasyon bazı kesimlerde step vejetasyonu ile iç içe girmektedir. Kayalık alanlara ĠĢemik Yaylası‟nın güney yamacında, Tokmak Tepe‟nin kuzey yamacında, Dazgır Tepe‟nin batı yamacında, Hüyük Tepe‟nin doğu yamacında, Kestel Dağı‟nın kuzey yamacında ve Kozlar Kanyonu‟nda rastlanmaktadır. Bu alanlarda görülen taksonlardan bazıları; Asphodeline taurica (Pall.) Endl. ve Crepis sancta (L.) Bornm. subsp. nemausensis (P.Fourn.) Babc‟ dir.

4.5.4. Sucul Vejetasyon

ÇalıĢma alanında akarsu, nemli ve sulak alan olarak sadece Söğütözü ve Ahmetili dereleri bulunmaktadır. Bu alanlar içerisinde yer alan sucul vejetasyonlara ait taksonlardan bazıları; Linum nodiflorum L. ve Campanula lyrata Lam. subsp. lyrata‟dır.

(40)

5. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA 5.1. ALANIN FLORASI Divisio; SPERMATOPHYTA Subdivisio; GYMNOSPERMAE 1. PINACEAE 1. PINUS L.

1. Pinus brutia Ten. var. brutia

C4 Mut: Elmedin Tepesi‟nin güney yamacı, orman, 450-650 m, 10.04.2012, ġirin 73; Burunköy‟ün güneyi, orman, 400-600 m, 11.06.2012, ġirin 318.

2. Pinus nigra J.F.Arnold subsp. pallasiana (Lamb.) Holmboe

C4 Mut: Yenisu Yaylası‟nın güneyi, orman, 1400-1600 m, 19.05.2012, ġirin 194.

2. CUPRESSACEAE 1. JUNIPERUS L.

1. Juniperus excelsa M.Bieb subsp. excelsa

C4 Mut: Tokmak Tepe‟nin kuzey yamacı, step açıklıkları, 550-750 m, 10.04.2012, ġirin 85; Tekirini civarı, step açıklıkları, 1400-1500 m, 25.04.2012, ġirin 130.

GeniĢ YayılıĢlı.

Subdivisio; ANGIOSPERMAE Classis; DICOTYLEDONES

3. RANUNCULACEAE 1. NIGELLA L.

1. Nigella arvensis L. subsp. glauca (Boiss.) N.Terracc.

C4 Mut: Burunköy‟ün güneyi, step açıklıkları, 400-600 m, 11.06.2012, ġirin 320; Kelce Köyü‟nün güneyi, step açıklıkları, 500-700 m, 30.06.2012, ġirin 416; Topluca Köyü‟nün güneyi, step açıklıkları, 450-650 m, 01.07.2012, ġirin 440.

(41)

2. DELPHINIUM L.

1. Delphinium peregrinum L.

C4 Mut: Elmedin Tepe‟nin zirvesi, taĢlık alan, 600-800 m, 30.06.2012, ġirin 419. Akdeniz Elementi.

3. CONSOLIDA (DC.) S.F.Gray

1. Consolida orientalis (J.Gay) Schrödinger

C4 Mut: Dağpazarı-Kestel Yaylası yol kenarı, 1250-1350 m, 14.06.2012. ġirin 369. GeniĢ YayılıĢlı.

4. ANEMONE L.

1. Anemone blanda Schott & Kotschy

C4 Mut: Kozlar-ĠĢemik yaylaları, 4. km yol kenarı, 1500-1600 m, 25.03.2012, ġirin 24; Kozlar Yaylası, Doğa Oteli karĢısı, step açıklıkları, 1400-1500 m, 25.03.2012, ġirin 27; Yenisu Yaylası yolu güneyi, kuzey yamacı, 1400-1500 m, 04.04.2012, ġirin 65; Eyre Tepesi‟nin kuzey yamacı, step açıklıkları, 1600-1700 m, 11.04.2012, ġirin 91; ġirin 92; Tekirini civarı, taĢlık alan, 1400-1500 m, 25.04.2012, ġirin 131; Dibekli tepesinin güney yamacı, step açıklıkları, 1600-1700 m, 25.04.2012, ġirin 136; ġirin 137.

2. Anemone coronaria L.

C4 Mut: Laloğlu Tepesi‟nin batı yamacı, taĢlık alan, 150-350 m, 04.04.2012, ġirin 52. Akdeniz Elementi.

5. ADONIS L. 1. Adonis annua L.

C4 Mut: Tekirinine çıkmadan yol kenarı, 1100-1200 m, 13.06.2012, ġirin 355. Akdeniz Elementi.

2. Adonis flammea Jacq.

C4 Mut: Yıldız Köyü‟nün güneyi, step açıklıkları, 400-600 m, 29.04.2012, ġirin 170.

6. RANUNCULUS L.

1. Ranunculus argyreus Boiss.

C4 Mut: Tokmak Tepesi‟nin kuzey yamacı, kayalık alan, 500-700 m, 10.04.2012, ġirin 89.

(42)

C4 Mut: Karabelen Tepesi‟nin güney yamacı, step açıklıkları, 1700-1800 m, 20.05.2012, ġirin 233.

7. CERATOCEPHALUS Moench. 1. Ceratocephalus falcatus (L.) Pers.

C4 Mut: Kargıcak Tepesi‟nin güney yamacı, step açıklıkları, 400-600 m, 03.04.2012, ġirin 43.

4. BERBERIDACEAE 1. BERBERIS L.

1. Berberis crataegina DC.

C4 Mut: Yenisu Yaylası güneyi, orman, 1400-1500 m, 19.05.2012, ġirin 205.

5. PAPAVERACEAE 1. GLAUCIUM Adans.

1. Glaucium corniculatum (L.) Curtis subsp. corniculatum

C4 Mut: Yenisu Yaylası yolun güneyi, 1100-1200 m,19.05.2012, ġirin 193; Ġkiz Tepe‟nin güney yamacı, taĢlık alan, 1350-1450 m, 11.06.2012, ġirin 335.

2. PAPAVER L.

1. Papaver apokrinomenon Fedde

C4 Mut: Kargıcak Tepesi‟nin kuzey yamacı, step açıklıkları, 400-600 m, 03.04.2012, ġirin 42.

Endemik.

2. Papaver syriacum Boiss.&Blanche

C4 Mut: Kelce Köyü‟nün güneyi, step açıklıkları, 500-700 m, 26.05.2012, ġirin 246.

3. Papaver dubium L.

C4 Mut: Kargıcak Tepesi‟nin kuzey yamacı, step açıklıkları, 400-600 m, 03.04.2012, ġirin 37; Elmedin Tepe‟nin güney yamacı, step açıklıkları, 450-650 m, 10.04.2012, ġirin 82.

3. HYPECOUM L.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hem çekimli tedavi edilen hastaların, hem de çekimsiz tedavi edilen hastaların filmlerinin hepsinde: NLA (Naso- labial Açı), LMA (Labiomental Açı) açılarının ve A' (Yumu-

Sonuç olarak farklı bir soğutma sistemi ve bulanık denetleyici ile kontrol sistemi bir ön çalıĢma niteliğinde olup geliĢtirilmesi ve farklı yakıtlar kullanılması

Bizim yaptığımız çalışmada PKOS eşdeğeri kabul edilen erkek grubu ile kontrol grubu arasında AKŞ ve HOMA-IR arasında bir fark gözlenmezken (p>0,05)

Tepe Mobilya Başabaş Noktası Grafiğine göre şubat ayının ilk yarısın- dan sonra gelirlerin giderleri tamamen karşıladığı ve Şubat ayının 15’inden sonra kara

Sonuç olarak, genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, Büyük Mecmua sayfalarında dört şiir, dört tiyatro ve bir roman değerlendirmesiyle dokuz edebî eser tenkidi

İstanbul Darülfünununda Türkoloji bölümünü kuran ve Türk Dili Tarihi kürsüsünün ilk profesörü kabul edilen Necip Asım Yazıksız aralarında Türk

Bu eserde şiirleri bulunan şairler şunlardır: Âbdâl, Abdî, Abdülgaffar Dede, Âdile Sultan, Adnî, Ağazade Mehmed Dede, Ahkar, Ahmed Remzi, Âkif Paşa, Âlî (Gelibolulu),

TRSM’ye kayıtlı olup bakı- mevinde kalan ve kurum tarafından etkinliklere yönlendirilen hastalar rehabilitasyon programına uyum sağlayabilecek iyilik halinde ve işlevsellik-