BİRİNCİ SULTAN AHMED ZAMANINA AİT
BİR İSTANBUL PANORAMASI
Panorama d'Istanbul
sous le règne du Sultan Ahmed I (1616
)
T ü r k i y e T u r i n g v e O t o m o b i l K u r u m u
Is ta n b u lu S e v e n le r G r u p u N e ş riy a tın d a n
Bu yazı ile İstanbul P a n o ra m a sı T ü rkiye T u rin g ve O to m o b il K u ru m u
B e lle te n in in M ayıs 1949 ta rih li ve 88 sayılı nüshasından
ç ık a rıla ra k ayrıca b a sılm ıştır,
3
17 nci Yüzyılın Başlarına ait bir İstanbul Panoraması
Stockholm Devlet Arşivinde muhafaza edilmekte olan bu İstanbul Panoramasının orijinal büyüklükteki bir fotokopisi Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Reisi R. S. Atabinen’in özel kitaplığında bulunuyor; foto ğraflarımız bu orijinal kopyadan sayın Atabinen’in mü saadesiyle çıkartılmıştır.
Şehrin umumî heyetini, Kanunî devrinin meşhur panoramasını vücûde getirmiş olan Melchior Loricbs’in eserinde (1) olduğu gibi, Galata cihetinden tasvir eden panoramamızın boyu 2,17 metre, eni de 0,33 metre olup üst tarafta 3 santimetre eninde bir band halinde pano ramanın bütün boyunca devam eden ve «CONSTANTI-
NOPOLITANAE UKBIS EFFIGIES AD VIVTJM EX- PRESSA, QVAM TURCAE STAMPOLDAM VOCANT.»
ibaresini taşıyan bir başlık, alt tarafda da yine panora manın boyunca devam eden (18) satırlık Lâtince yazıl mış bir metin kısmı — fotoğrafımızda görülmüyor — mevcuddur, ki burada şehrin fetihden evvel ve sonraki ta
rihi, saray, cami, medrese, bedesten ve sair müessese- leriyle Yeniçeriler . . . hakkında kısaca bilgi verilmekte dir. Sağ ve sol uçtaki izahat levhalarında ve panorama nın üzerinde görülen ibareler — Türkçe has isimler ha riç — Lâtincedir. Sağ taraftaki izahat levhasının sonun daki şu cümleden (Petrus Kaerius Flander Excudebat
Amstelodami habitans in platea vulgo de Calverstrate, in intersignio incerti temporis, aııno 1616 cum Privilegio)
anlaşıldığına göre, panoramamızı Holanda’lı tâbi ve gra vür Pieter van der Keere 1616 yılında meydana getir miştir. P. van der Keeıe’nin hayatından bahseden san’at tarihlerinde onun 1570-1630 yılları arasında yaşamış bir san’atkâr olduğu ve Köln, Amsterdam, Hamburg . . . gibi bir çok şehirlerin panoramalarını hâkkettiği bildiriliyor- sa da, bahis konumuz olan İstanbul panoraması hakkın da bir kayıt mevcut değildir.
P. van der Keere’nin panoramasına büyük bir ben zerlik gösteren diğer bir İstanbul panoraması Viyana Millî kitaplığının harita kolleksiyonunda bulunmakta dır, ki bunu Prof. A. M. Schneider son yıllarda «Giovanııi
Temini’nin İstanbul manzarası» adlı bir etüdünde tanıt mıştır^). G. Temini, panoramasını Van der Keere’den 32 yıl sonra, 1648 de hâkketmiş ve fakat Lâtince ibare leri devrinin İtalyancasına çevirmiş olduğundan, arada yanlışlar yapüıış, hatta anlıyamadığı bazı ibareleri de panoramasında göstermemiştir. Prof. Schneider, Temini etüdünde İstanbul panoramalarının heman hepsini göz
den geçirmiş ise de (3) Van der Keere’nin panoramasını görememiş olduğundan Temini'nin eksik ve yanlışlarını izah edebilmek için bir hayli mesai sarfetmiş ve nihayet Temini’nin İstanbul’u bizzat görmediğini ve ağlebi ihti mal Fransızca bir orijinalden istifade ettiği sonucuna varmıştır. İki yıl sonra yayınladığı kısa bir yazıda ise (4) Van der Keere’nin panoramasını gördüğünü bildirmekte ve hiç şüphesiz Temini’nin, Van der Keere’nin panorama sını esas olarak aldığını, bunun ise — yazı şekillerine nazaran — Fransızca bir orijinalden istifade edilerek meydana getirilmiş olduğuna tam kanaat hasıl ettiğini ilâve etmektedir. Ancak Van der Keere’nin panorama sını görmüş olmasına rağmen sayın Profesörün gözünden bazı hususların kaçmış olduğunu zannediyoruz, ki sırası geldikçe bunlara işaret etmeğe çalışacağız.
Simdi panoramamızı — takibi daha kolay olur düşüncesiyle I, II, III, IV levhaya ayırarak — kısaca gözden geçirelim:
Levha I.: Sol kenarda Üsküdar’dan «Scutaret» bir parça tersim edilmiştir. Prof. Schneider, etrafı duvarlar la çevrili bahçenin içindeki yüksek kuleli binaların Ham- mer’in bahsettiği Sultan saraylarından birisi olduğunu kabul ediyor. Üsküdar’ın hemen sağında büyük harflerle
«ASIA» kelimesi, bunun üst tarafında da Kızkulesi «Cuz
Coulazy» görülüyor. Daha arkada beş ada sıralanmıştır.
«Ins. Lapiııorum, Ins. S. Mariae, Insula Pı-incipum,
Insııla Papae, Insula Rufa».
Bunlardan, Ins. Principum ile bugünkü Büyükada, Ins. S. Mariae ile de Heybeliada kasdedildiği aşikâr ise de, diğerlerinin medlûlleri kabili münakaşadır(5).
Deniz yelkenli gemilerle doludur. Sarayburnunun tam önünde havaya doğru sıçramak üzere bulunan bir yunus balığının kafası tefrik edilebiliyor. Temini bu ba lık resmini Kızkulesinin sol tarafına naklederek buraya
Vavassore, Lorichs ve 16.cı asırdaki diğer ecnebi pano ramalarında görülen Porta della Isole ibaresini koymuş tur ki bununla, kendisine bitişik olan Sarayı Cedit’e son radan ismini veren Topkapu - Barbara kapısı kasdedilmiş oluyor.
Sol taraftaki büyük izahat levhasının üzerinde, yan tarafında «Constantinus» kelimesi okunan bir İmparator başı bulunuyor. Levhanın ortasında ise panoramada muh telif harflerle — A dan O ya kadar •— işaretlendirilmiş bulunan binalar hakkında kısa izahat verilmektedir.
Ayasofyanın solundaki yuvarlak bina St. ireni göster mekte, sağındaki «Turris» kelimesiyle gösterilen kulenin ise Porta Liona (Bukoleon) a tekabül etmesi muhtemel dir. Bunun alt tarafında, sahile yakın bir mahaldeki yu varlak binanın üzerinde, görülen C harfinin hizasında, izahat levhasında (Sarayum aut Domus Neslaimi Pachae) ibaresi okunuyor. Prof. Schneider, Temini etüdünde ay nen şöyle diyor: «Eğer Neslaimi, İbrahimin bozuk yazıl mış bir şekli ise bu lejand yanlış bir yere konmuş demek tir. Zira meşhur İbrahim paşa’mn sarayı Hipodrom’da yâni takriben Seraglio di Neslam’m yerinde bulunuyordu. Bunu, böyle kabul eder de C yerine Rüstern - Neslam’ı vaz edersek karşımızda 1561 de ölmüş olan Rüstern paşa nın sarayını bulmuş olurduk. Mamafih bunun da bir par ça daha aşağıda bulunması lâzımdır». Prof. Schneider yukarıda sözü geçen ikinci kısa etüdünde Temini’nin bazı yanlışlıklarını ve eksikliklerini panoramamız delâletiyle düzeltmeğe ve itmam etmeğe çalıştığı halde, bu noktaya tekrar temas etmediğine göre, şimdi izah edeceğimiz hususun gözünden kaçmış olduğunu kabul etmek zorun dayız. Şöyle ki: İzahat levhasındaki C harfinin karşısına yazılmış olan ibare daha kısa bir şekilde, yâni «Sarayum
Neslam» tarzında, İbrahim Paşanın Atmeydanmda bu lunan (6) sarayının aşağı yukarı hakikî yerine vazedil-- miş olduğundan, panoramayı vücude getiren san’atkâr ayrıca C harfini yazmağa lüzum görmemiş, veyahud da unutmuştur. Buna mukabil izahat levhasında G harfi iki defa tekerrür etmektedir:
«G: Mechete vel Mesquita Rustam Pachae» ve «G: Sarayum ejusdam».
Levha II. de göreceğimiz üzere Rüstern paşa’nın camii üzerinde G harfi mevcuttur. Fakat sarayını göste ren diğer G yi panoramada bulmak mümkün değildir. Binaenaleyh Prof. Schneider’in topografik durumu gözönünde tutarak C nin bulunduğu yerde Rüstern paşa nın sarayını araması da açıkça gösteriyor ki, hâlen C harfinin yerine G nin yazılması icap etmektedir. G ile C nin yazılışları arasındaki küçük fark ise aşikârdır.
Turris kelimesiyle gösterilmiş olan kulenin hemen altındaki poligonal binanın üzerindeki D «Sarayum So-
nam pachae» harfiyle yarısı I. levhanın sağ kenarında, diğer yarısı da II.ci levhanın sol kenarında bulunan kub beli binanın üzerindeki E harfini «Mezar vel Sepultııra
Senam pachae dicta Turbezy» Temini’nin panoramasında bulamadığı için, Prof. Schneider her iki etüdünde de Sinan paşa’nm sarayından hiç bahsetmemekte, buna mu kabil türbesi hakkında «1596 da vefat etmiş olan Sinan
Bu kısmın aşağı tarafında Galatanm (VRBS
GALATA) güney ucu tasvir edilmiştir. Sol kenardaki MARIS NIGRI SİNÜS ibaresiyle İstanbul boğazı kasdediliyor. Bu ibarenin sağında bir Türk kadırgası
«Regia triremis» bunun yanında da bugünkü Koramiral rütbesinde bir amirala ait diğer bir Türk gemisi «Patro
na» görülüyor. Galata burnunun hemen önündeki gemi ise muhtemel olarak Fransız Ticaret filosuna mensup bir kalyondur. Türk gemilerinin bayraklarında yatık üç yarım ay görülmesine mukabil yabancı geminin bayrağı müteaddid bandlardan teşekkül etmektedir.
Galatanm duvarları içinde: «Platea copora veniens» ibaresi okunuyor.
Levha II: Prof. Schneider, bu kısmın nispeten da ğınık bir şekilde tasvir edildiğini, hakikatte ise Bayazıt camii «Sultani Baiazethi Sarayum?», Eski Saray «Esquy
Sarayum» ve Süleymaniye camiinin «Sultani Solimani» birbirlerine daha yakın olduklarını, Şehzade camiinin
«Sultani Machometi» de Eski Sarayın arkasında bulun ması lâzım geldiği mütalâasında bulunuyor. Camiler üze rindeki ibarelerin yerlerini doğru olarak kabul ettiğimiz takdirde, sayın Profesöre hak vermemek imkânsız olur du. Halbuki kanaatımızca bu ibarelerin yerlerinde bazı yanlışlıklar vardır; şöyleki: Çemberlitaşm heman sağın
daki cami, ancak 1497 yılında itmam edilmiş olan Atik Ali paşa camiini tasvir edebilirdi. Yani bunun üzerin deki «Sultani Baiazethi Sarayum» ibaresinin yeri burası değildir. Nitekim Lorichs’in panoramasında da (Lev. VIII) Çemberlitaşm yanındaki cami «Aly Pascha Kirche» diye adlandırılmıştır. «Sultani Machometi» lejandı ile gösterilmiş olduğu için Prof. Schneider’in 1543-1548 yıl ları arasında inşa edilmiş olan Şehzade camii olarak ka bul ettiği cami ise hakikatte Bayazıt camiini irae etmek tedir. Bu vaziyete göre Şehzade camii ya Eski Sarayın arkasında kaldığı için tersim edilmemiş, yahut ta Sü- leymaniyenin heman sağında görülen ince kulelerden ikisi Şehzade camiinin minarelerini irae etmektedirler. Sonuncu şıkkın daha doğru olduğunu kabul etmek ister dik, çünkü: a) Bayazıt camii Lorichs’te de (Lev. IX)
«Suldan Baiesit Kirche öder Moschea» Eski Sarayın bir parça solunda gösterilmiştir, b) Şehzade camii Lorichs’te Süleymaniyenin sağında «Yeni Suldam Mehmett des
Suldans Solimans Sohn. Moschea» tersim edilmiştir, c) Panoramamızda Süleymaniyenin sağında görülen ince kulelerin, Prof. Schneider’in kabul ettiği gibi «Yedikuie- yi» tasvir etmeleri çok şüphelidir. Vakıa sayın Profesör, bu kulelerin hakikatta kalın birer istihkâm kulesi şeklin
takriben panoramamızdaki K harfinin bulunduğu mahal de gösterilmiştir.
Levhamızın yukarı sol köşesinde görülen Çember- litaş «Columııa Combusta» hilâfı hakikat olarak hele zon! bir kuşakla tasvir edilmiştir. Atik Ali Paşa Camiinin sağ aşağısında F harfiyle işaretlendirilmiş olan «Medre- zet aut Turcarum Collegia» bir medrese görülüyor. Daha sağında 1578 de vefat etmiş olan Piyale paşa’nm «Piallı
pachae Sarayum» konağı bulunuyor. Konağın sağındaki «Bayazıt camiinin» alt tarafında G işaretli Rüstem Paşa camii görülmektedir. Eski Saray Lorichs’in panoramasın da olduğu gibidir, Süleymaniye ise şimdiye kadar tasvir edilmiş olan binalardan daha dikkatli ve doğru olarak resmedilmiştir. Süleymaniye ile Eski Sarayın arasında biraz aşağıdaki H harfli bina «Mesquita et Sarayum Sy-
aoust pachae» 1590 senesinde inşa edilmiş olan Siyavuş paşa medresesini tasvir etmektedir. Evliya Çelebi’ye gö re paşanın sarayı Süleymaniyenin kuzeyinde kâindi; bu takdirde sarayı bir parça daha sağda aramamız icap et mektedir. Yine Evliya Çelebi’ye göre Mustafa paşa’nm sarayı da burada idi. Panoramamız bunu Süleymaniyenin sağ aşağısında I harfiyle «Locus dictus Mustafa pachae» irae ediyor.
Sağ yukarı köşedeki yuvarlak sütun ile «Columna
Historiata» Avret pazarındaki Arkadius sütunu kasdedil- mektedir.
Bu kısımda Haliç surları kapılarından şunlar gös terilmiştir: Balıkpazarı kapısı «Baleux Capici», Yemiş iskelesi kapısı «Hirmiche Squelesse capici», Yenikapı- Ayazma kapısı «Him capici» ve Cibali kapısı «Iubal ca
pici». Burada Cibâli kapısı ile III.cü levhadaki Odun ka pısının yer değiştirdikleri anlaşılıyor.
Haliçte «Portus» müteaddid kadırga, kalyon, ve yolcu kayıkları görülüyor. Alt taraftaki Galata kısmında tersim edilmiş olan binalardan bazıları harflerle işaret lendirilerek panoramanın sağ ucundaki izahat levhasında adlandırılmışlardır:
P: «S. Francisci Ecclesia Remaııa»: Bu kilise 1697 yılında camiye kalbedilmiş olup Yeni cami ismini almış
tır (7). Q: «S. Aıınae»: Bu kilise de 1697 de camiye kalbedilmiştir(8). R: «Balouc hazar capici vel fori piscarii
porta»: Eski Balıkpazarı kapısı ki bugün mevcut değildir.
S: «Forum piscarium»; Eski Balıkpazarı mahalli. T: «S.
Pauli nunc Mesquita»: Panoramada cami olduğu söyle nen bu kilise 1225-1230 yıllarında eski bir Bizans kilisesi yerinde inşa edilmiş olan S. Paolo es. Domenica kilisesi olup 1475 de camiye kalbedilmiş ve Arap camii ismini almıştır (9).
bir vaziyette bulunan bina ile alâkası olmadığı aşikâr^ dır (10).
Daha sağda Mehmet veya Ahmet isminde bir paşa nın sarayı «Sarayum Hamet pachae» görülüyor. Bunun Lala Mehmet paşa (ölümü 1595) veya Cerrah Mehmet paşa (ölümü 1598) den birisine ait olması muhtemeldir. Sonra, hakikate oldukça uygun bir şekilde tersim edilmiş olan Fatih camii «Esquí Sultani Machometi» geliyor. Fatih camiinin sağında «Zinzirli» ibaresiyle gösterilen yer bugünkü Zincirlikuyu semti olmalıdır. Bunun sağın da, Topkapıda 1551 den sonra inşa edilmiş olan Ahmet paşa camii «Hamet pachae Mesquita» tasvir ediliyor. Fatih camiinin alt tarafında, sahilde, M harfiyle gösteril miş olan bina «Onicapani vel Officina ubi farinae ven-
duntur» Unkapanıdır, ki panoramada bir parça sola alın ması icap ederdi. Zahire gemileri yüklerini buraya bo şaltmak zorunda idiler; şehrin muhtelif yerlerindeki fırın lar da unlarını buradan temin ederlerdi.
İzahat levhasında N ve O harfleriyle işaretlendiril miş olan Rum Patrikhanesi «Locus Patriarchae Graeco-
rum» ve St. Georg kilisesini «S. Georgii Ecclesia Graeco-
rum» panoramada bulmak kabil olamadı. Bunların yer leri Temini’de de tesbit edilememiştir (11).
Bu kısımda gösterilmiş olan Haliç surlarının ka pıları şunlardır: Odun kapısı «Odam capici», Aya kapı(?)
«Ryc capici», Fener kapısı «Löner capici», Balat kapısı
«Balata capici». Haliç yine bir çok kadırga, kalyon ve kayıklarla doludur. Aşağı sol kenarda görülen büyük bi nalar «Domus Bachae Maris» Kaptan paşa sarayını tas vir etmektedir. Sağ taraftaki «Arsenale Triremium» iba resiyle panoramada gösterilememiş olan Haliçteki tersa neler kasdediliyor. Daha sağda ise mezarlıklar sahası
«Sepulchra» başlamaktadır.
Levha IV : Sol kenarda Sultan Selim camii «Sul
tam Selimi» hemen yanında Edirnekapı «Andrenopoli ca
pici», daha sağda ise «Zalout pachae Mesquita» ibaresiyle gösterilen bir cami görülmektedir. Prof. Schneider, bu camiin 1551 yılında inşa edilmiş olan Zal Mahmut paşa camii olduğu mütalâasını ileri sürüyor ve her ne kadar bu cami şehir dışında, Eyüp yolunda, kâin ise de gravör onu yanlışlıkla şehir sûru içine vazetmiştir, diyor. Fil hakika bu kısımda bundan başka daha bir çok topogra fik hatalar göze çarpmaktadır; bunların başlıcaları şun lardır:
a) Tekfur sarayı «Constantini Palatium» ibaresi mevcut olmasına rağmen gösterilmemiştir.
b) Kara surları çok yanlış bir seyir takip ediyor lar.
6
c) Haliç surları, Ayvansaray kapısı «Everensery
capici» yanında hatalı olarak şehire doğru bir dönemeç yapmakta ve Haliç burada beklenmedik bir tarzda (Sahil çizgisi içeriye doğru bir iz halinde temadi et mesine rağmen) sona ermektedir. Ayni yanlış lıkları Temini’nin panoramasında da az veya çok bir farkla görebiliyoruz. Bu sebeple panoramamıza esas olan orijinalin bu parçasının yırtık veya eksik olduğunu ve san’atkârın bu kısmı muhayyelesinden tamamlamak zo runda kaldığını kabul etmek lâzımdır.
Sağ alt yandaki izahat levhasını süsleyen sultan portresi, alt tarafındaki «HAMET IIVI I S NOMINIS
PRIMUS IMPEBATOK ORIENTIS» ibaresinden anla şıldığına göre şehrin Fatihi Sultan Mehmed’e aittir.
Hülâsa olarak şunu söyliyebiliriz:
Gerek panoramamızın gravörü P. van der Keere, gerekse bunun az bir farkla aynını hâk etmiş olan G. Temini İstanbul’u görmemişlerdir. Orijinal nüshasını meydana getiren ressamı henüz tesbit edecek durumda
değiliz. Mamafih san’atkârm eserini 1600 yılları etrafın da tersim etmiş olması lâzımdır. Çünkü her iki panora mada da tasvir edilen binalardan en yenisi 1596 da vefat etmiş olan Sinan paşanın türbesidir. 1609 da başlanmış olan Sultan Ahmet camii ise gösterilmemiştir. Bundan başka sultan cami ve saraylarının yanında tasvir edilmiş bulunan diğer cami, saray ve konaklar, bilhassa sultan Süleyman I. ve halefleri zamanında mühim mevkiler iş gal eden paşalar tarafından inşa edilmişlerdir.
Yaptığımız bazı mukayeselerden anlaşıldığı üzere panoramamız her ne kadar tabiata sadakat ve presizyon itibariyle Lorichs'in eseriyle mukayese edilemezse de, şeh rin umumî karakterini iyice canlandırmış olması bakı mından hususî bir kıymeti haizdir ve İstanbul’un bilhassa son yüzyıllara ait topografyasiyle uğraşan aydınları ya kından ilgilendirecek bir mahiyet arzetmektedir.
İstanbul, 1949.
(1) E. Oberhummer: Konstantinopel unter Sultan Suleiman dem Grossen, München, 1902.
(2) A. M. Schneider: Giovanni Teminis Ansicht von Konstantinopel (Jdİ, 1942, sah. 221).
(3) Yukardaki etüt: haşiye: 4-9.
(4) A. M. Schneider: Zur Stanbulansicht des Gio vanni Temini (Jdİ, 1944, sah. 79).
(5) Bu hususta haşiye 2.deki etütte şu izahat veri liyor: Isola del Lapi muhtemel olarak Proti (Kınalı ada) veya Antigoni (Burgaz adası) yi tasvir ediyor. Fakat bu nun, şurada burada ismi geçen île des lapins (tavşanlı ada) olması da mümkündür. Bugün her ne kadar yalnız Priııkipo (Büyük ada)nun arkasındaki kayalık Neandros adası bu adı taşıyorsa da, daha eski haritalar Plati (Yassı ada) ve Oxia (Hayırsız ada) yı da ayni şekilde adlandırmaktadırlar. Mütebaki iki adanın medlûlleri ise temamiyle gayri muayyendir. Zira Is. del Papa eski sey yahlar tarafından Prinkipo (Büyük ada) ile bir tutuldu ğu gibi, Kızıl adaların en büyüğü olup kısaca (Kızıl ada) diye tesmiye olunan Isola Rufa da ayni durumdadır.” (Karşılaştır: Evliya Çelebi: C. 2. sah. 68/69).
(6) Evliya Çelebi; C. I, sah. 322.
(7) A. M. Schneider—M. Is. Nomidis: Galata, Topo- graphisch-Archaeologischer Plan, İstanbul, 1944, sah. 23.
(8) Galata, sah. 22.
(9) Galata, sah. 25/28, Bak. Hadikatülcevami, C. II, sah. 30.
(10) İst. Eski Eserleri Koruma Encümeni, Fiş No. 2. Bak. A. M. Schneider: Byzanz, 1936, sah. 15.
(11) Temini etüdünde Prof. Schneider aynen şu mü talâayı ileri sürüyor: “Eğer sonuncusu ile Fenerdeki bu günkü Patrikhane kastediliyorsa, Panoramanın daha 1601 den evvel, yani bu kilisenin Patriklik merkezi seçil meden evvel, meydana getirilmiş olması icapedecektir. Buna göre de N, 1587 yılının ağustos ayında camie kalb- edilmiş olan Pammakaristos (Fethiye camii) veya bun dan sonra 1601 yılma kadar münavebe ile Patriklik mer kezi vazifesini gören Blachserai kilisesi veya Petra ma nastırı olacaktı. Mamafih bu, pek kat’i telâkki edilemez; zira Fener muhitinde bundan başka Georg kiliseleri de mevcuttu”. A.A.
S t,Ifittil 'H.ita.wên $ ¡rr.trnm Catakui f i ’M tm rt ‘ ñ u fts, Saray ut
vff.ıntm
ı
PÀrhum. ~ H A M E T H V I V > N O M i K lai E R İ M U Â Í.M F F .R A T O R O K l EN I I i x n o t a t i o ne s 4N N O T A T I O N ES f ’ um W rx. Sfr-or# rtutnrr- ..mfstiM , rúan J,- ,V"’lit. h'.f J7 S./r.t, um Sy».tl tur.i Ji.-na.in 't'a. ke ,h. t-t Turh.--*»; ?.. Il.vAv.
«A-S,'*- -l&. h.r u S.r. Sorfrum AaM.Ji'Pa.-!ia llu .-u »
Suyn-'i^uifAut t-yúntur-l ta,-n< f«.W ' •ïjjurir JeM Jutai a.-nw Simit ,-ujujXun mtr.
«1« tono* etnJantur S. Lu.-uj'fulñtixkr
tfi-a.iMtm N O T A ( H t n t t f i t to i'« tí afKt t.mfiW Á/ttaíSi f&jm ram »3 (unt. I
Jcnti,. umt Xttà^-^Smr
R -fiahu:- baza C jpu -l.vA f i 'r i p.j'. ur S ' F ¡>rum pif.-anum.T.S'Punn nuto
Irw F a l lu-' -flanJ.-r *&v. u j’fbjt^imfirlxltui, i
J,),! Ar O.rh-'-rffrjt/, tu tnttrjuftuv vuvrtt trmpzm
Cv.u ‘P m r iL L G U ı
ı'A.hu E .Ur-.tr f.-tàipuiy
' .'tuf’-im 1^.1 tj.hu k'fhnut AiViV Ayin
fú'vtr rrtpnmt* etyafi-umatu«!
yf.u Jl l'.u.Jpùu r/l jfh. y-l, ”-nm l) S g ( j r j » ‘£.-r¡r/U.. .!!
tut -Ra^ntU ulur. I ¡jhutrrt ¡J tA,/ ■Sûfptuh.t j ÿ
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi