• Sonuç bulunamadı

Ağız tadıyla

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ağız tadıyla"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

î

“ Bu şehr - i İstanbul’un girdisini çıktısını, köşesini bucağını inceleyip araştırmak, saptayıp yazıya dökmek gerekir. Atilla Dorsay bu işi yapan bir arkadaştır; yazılarını ilgiyle izliyorum. Anlattığı yerlerin bir çoğunu bilmem; ama

kapısından içeri girmediğim lokanta, restoran, kebapçı, aşevi, kafeterya veya benzerlerinin ye­ mek listeleriyle sergilenmesi, toplumsal yaşamın renkli bir kesitini de veriyor. Anadolu’nun uzak kasabasında köyünde yaşayan ve mutfağına üç ayda bir kez et, (o da ancak kıyma biçiminde) girebilen yurttaşın da bu yerlerden haberli olması gerekmez mi?

Herkes Hilton’da kalamaz; ama Hilton’da yapı­ lan görkemli düğünlerde

hangi holdingin damadının, hangi holdingin geliniyle evlendiğini bir gazetecinin yazması, hem doğaldır, hem görevidir.

İçinde yaşadığımız toplum­ da kendimizi ne gecekondu­ dan soyutlayalım, ne de lüks yaşamdan... Toplumsal yon­ tumuz bu çelişkinin zehirli çamurunda yoğrulmaktadır. Her şeyi bilelim ki eleştiriye yönelmek olanakları yaratıl­ sın; bilgisizlik, insanoğlu için görgüsüzlükten beterdir.”

Yukarıdaki yazıyı 8 Mayıs 1982 yılında Sayın İlhan Sel­ çuk yazdı. ( makalenin tama­

mını değil, bir bölümünü al­ dım.)

İlhan Selçuk’a bu yazıyı yaz­ dıran neden Atilla Dorsay’ın “ Ağız Tadıyla” başlığını taşıyan dizileriydi.

Atilla Dorsay 1982 ve 83 yıl­ lan arasında “Cumhuriyette mutfak ve yemek - içmek sana­

tı ile ilgili yazılar yazıyordu. “Cumhuriyet” okurla- nndan sert tepkiler almıştı. Okurlann tepkisi öyle büyümüştü ki, böyle açıklayıcı bir yazıyı yazmak ge­ reğini duydu Sayın İlhan Selçuk.

Şimdi di Attila Dorsay’a yazılmış okur mektubun­ dan bir bölüm:

“ ...Sizin sinema ve sanat konularında yazdık­ larınızı özenle ve feyz alarak okurum. Ancak bir süre önce başladığınız “Ağız Tadı” başlıklı yazıla­ rınızı bir türlü hafızam almıyor doğrusu... Cum­ huriyet okurlarından kaç tanesi acaba sizin ade­ ta sudan ucuz gibi biz okurlara lanse ettiğiniz yerlere gidebilmekte?... Ancak mutlu azınlığın gidebileceği yerleri bize niye anlatıyorsunuz?...

Alay mı ediyorsunuz Allah aşkına bizlerle? Siz yazma cüreti gösteriyorsunuz, gazete sorumlula­ rı maalesef basıyorlar bu yazılan... B.S. Doğ- ru/Usküdar.”

Bu mektubun ardından Attila Dorsay şunları yazıyor:

“Kuşkusuz ki bu okurumun ve olaya benzer biçimde , ekonomik koşulların kıstınlmışlığı içinde bakanların haklan vardı. Tok açın halinden ne anlar? Evini güç bela geçindiren insana, mutfağın bir “ kültür sorunu “ olduğu gerçeğini nasıl

anlatırsınız? Yaşam sorunlan elbette öncelik alır, geçim derdi elbette bastınr, kültür ve mutfak töreselliği olayını, ikinci, üçüncü plana iter.”

A ttila Dorsay’m 82 - 83 yıllarında yazdığı “Ağız Tadı”yla yazılan daha bir çok tepki alıyor. Övülüyor da... Yukanda bunlardan ufak örnekler verdim.

Etkili - tepkili bu yazılarım bir kitapta topladı. Attila Dorsay. Kitabın adı da elbette “AĞIZ TADIYLA” .

Kitabının bir bölümünde de Attila Dorsay şöyle yazıyor:

“...Bugüne kalan bu yazılann damak tadı yargılan tartışılsa da, bir yandan nostaljik değer­ lerinin, öte yandan toplumsal belge değerlerinin tartışma ötesi olduğu görüşündeyim... bu yazılarda yemeğin bir kültür sorunu olduğunu, Türk mutfağı denen şeyin Türk kültüründen aynlamaz bir şey olduğunu işlemeye çalıştım. Ülkenin belli bir döneminde, özellikle İstanbul denen metro­ polde yeme - içme olayının ana­ tomisini, sosyal ve kültürel iş­ levini belirtmeye çalıştım... “ Evet. Attila Dorsay’ın 1982 - 83 yıllarında hayli tartışılan yazılarını topladığı “AĞIZ TADIYLA” kitabı okunmaz mı? Okunması ve kütüphanede bulunması “mecburi” kitaplardan.

Neler yok ki içinde: Türk mutfağı nereye gidiyor? Kanşık Izgara ve buğulamayı bulan adam Pandeli, 140 yıllık kebabçı ailesi İskender ve daha neler ne­ ler. Kitap hakkındaki düşüncemi, yine yazan Attila Dorsay’m kaleminden açıklayayım:

“...Zengin de olsak fakir de, kederli de olsak neşeli de, sağcı da olsak solcu da, vazgeçemediğimiz bir şey var, kimine göre kaçınılmaz bir gereklilik, kimine göre ise, bundan da öte, hayatın asıl amacı: Yemek yemek.

5 HAZİRAN 1994 • FİESTA SAYFA 9

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yetiflkinler için yaflam boyu (ortalama 70 y›l) dozu ola- rak Do¤u Karadeniz k›rsal kesimi için geçerli olabilecek 6 mSv’lik de¤erin, da- ha düflük dozlar›n al›nd›¤›

İşte bu olasılıkların farkında olan devletler, sivil toplumun gücünü dış politika alanında kendi yanlarına alabilmek için Kamu Diplomasisi olarak adlandırılan yeni bir

Sonra Hüseyin Rahminin bütün eski esem lerini tercüme etmek bir vazife­ dir.. Daha bunlara nazaran antoloji­ ye girmesi unutulmuş ne büyük kıymetlerimiz

kelim elerin karşılıkları yazılması ve m üm kün ise bunların cüm ­ le içinde kullanışlarında ö rn ek ­ lerle gösterilmesi beklenir ve cevaplar im kân olduğu

İlk soruyu, Ruşen Eşref yerine, Sezai., bu, adeta ök­ sürüklü ihtiyar sorar: “Hiç Avrupa’da bulundunuz mu?”.. Ama Diyorlar ki yazarının eski

Dilthey’in ifadesine göre, kaynaklarını psişik hayattan, bir kültür kıymetinin veya manânın taşıyıcısı olan manevî şekillenmelerden alan ve tarihin malzemesini

Pnömokoksik menenjitli olgularda sekel (%19.5) ve ölüm oran› (%19.5) di¤er bakteriyel menenjitler- den anlaml› olarak yüksek bulundu (p<0.05)1. Brucella menin- goansefalitli