20 MAYIS 1984
Devekuşuna m ektuplar
Haldun
e r Taner
I BİZ HEYBELİ DE HER GECE
2 N S A N m onografileri, sem t m onografileri, üstünde I oturduğum uz birikim in b ilinçlenm esi ürünüdür. Burgaz m I L io n e s s ’lerinin onbeş gün ö n ce d üzenlediği adalar ko-| l n usundaki sem pozyum ve panel bu bakım dan uygarca bir gi- 1 § rişim sayılm alıdır.
Bütün bir gün süren bu sem iner ve panel çok seviyeli geçti. İ | B o ş lâf edilm edi, yahut az e d ild i. Her biri alanlarının siv rilm iş İ | kişile ri olan konuşm acılar adalar konusunda fikir ürettiler, yer H i yer olum lu öneriler getirdiler. Bakan bir a ç ış konuşm ası ya-H pıp kaçm adı. Tüm oturum ları d ikkatli b ir d in le y ic i olarak so-| so-| nuna kadar izledi. N otlar aldı. En sonda da g örü şle rini e d e b i l i yata kaçm ayan b ir a çık yüre k lilik le ortaya koydu.
n D A LA R bugün norm al yolcu kapsam ını ta şırm ış
gemi-I
U l e r e benziyor. İstanbul’un nüfusu 850.000 olduğu dö- " " n e m d e böyle itiş-ka kış değildiler... Tenha, kibar, ten halık zaten kibarlığın b ir koşu lu d eğ il m i? T ıklım tıklım b ir ş a l i lonun, isterse pahalı m öblelerie olsun, estetik olm ası mümkün H değildir.O zam anki romantik adaları, romanlanna, şiirle rin e fon ola- H rak alan yazarlar az d eğ ild i. M ehm ed Rauf, R alf N ecdet, Yah- | | ya Kem al, Öm er Seyfettin, T ahsin Nahid, C e la l Sahir, Burhan i l Cahid, A hm et R efik ve daha niceleri... Büyükada’ya Nizam p i l i yasalarında başlayıp, büyük turun kocayem iş a çm ış yolların- | | da g elişen nice üst düzey aşk m aceraları yakıştırılırdı. Heybeli i t ise verem li â şıkların ç a ğ rışım ı olurdu. Ne garip, yaz-kış Hey- | İ b e li’de oturm asına karşın, H üseyin Rahm i adalar üzerine çok ¡ i şey yazm am ıştır. Burgaz, hatta Y a ssıa d a ’ yı ise ço k sonraları ¡ t S ait Faik edebiyata getirecektir. K ın a lı’ya gelince, onu, “ He- | | le var ki bir tablo/görse şaşar Anibal/Ö rdeklerden b ir filo/bir ^ de kazdan am iral” şiirle riy le akıllarda kalan F a zıl Ahm et Ay- ü kaç d ile getirm iştir.
I
Aykaç, dostu Yahya K em al’e bir şiirinde, “ Uğram adın bu yaz bize hiç Kemal / Neyi bekliyorsun sanki güzü müI
Bizi unut- İ | turdu sana ihtim al / Gene bu Viranbağ’ın ekşi üzümü / C iddenb ir şey oldu sana bu sene / E ski d ostların ı bıraktın bütün /
Ca-B
'x anım, K ın a lı’ya kadar gelsene / Ekm ek vesikanı alıp da bir gün” diye sitem ettiğinde, takvim ler ekm eğin vesikayla alındığı 1917 1| y ılın ı gösterm ektedir.
A y k a ç ’ın “ Ne hakikat ne de m ecaz â şığ ı / Naz âşığı, saz H âşığı, yaz âşrğı” diye n itelediği Yahya Kem al’i Büyükada’ya çe-i | ken y alnız V iranbağ değ ild ir. Daha ç o k Yat K u iü p ’tür. O Yat İ l K ulüp ki, o zam anki adaların kaymak tabakasının ve A n kara’-H nın gözde m ebuslarının b u luşm a yeridir. Arada buraya, “ A ca r İ | m otoruna rakiben yanındaki m utat zevatla b irlik te ” daha Ata-I ! türk o lm am ış “ G azi P a şa ” da uğrar. R uşen Eşref, Y akup Kad-İ | ri, F a lih R ıfkı, A ka Gündüz, İbrahim Alaeddin, H a lil N ihad ve H yukarıda adı geçen hem tarihçi, hem şa ir ve şarkı sözü yazarı | | Ahm et Refik, onu çevreleyen gruptadırlar. Sonralan Ankara Va l i lis i olacak Nevzad Tandoğan o dem ler henüz adalar kayma-İ| kam ıdır.
A d ı geçen sem inerde eserlerinde adalara değinen edebi- İ i yatçılardan olduğu kadar, adaların ça ğ rışım lattığ ı e d e b iy atçı s ı lardan da bahsedildi.
1 1 A Y A T TA N edebiyata ço k şey g e ç tiğ i gibi, bazen ed e l i biyattan da hayata hayli şeyler katılıyor. Ben ne zaman " " B üyükada’ya gitfeem, A b d ülhak Ş in a s i’nln A li N izam i i l B e y’ini hatırlarım . V iranbağ’ı biraz da Yahya Kem al’in gözü ile || daha başka algılarım . Ç a m iıc a ’ya ç ık ıp Ç a m lıc a ’daki Enişte- 1| m izin k öşkünü aramaya kalkarım . Burgaz’da gezerken, Yassı- ¡1 ada’nın dolayından geçerken, ille Sait F a ik ’ in bir-lki cü m le si ¡1 hafızam ı okşar. Ahm et H am d i’nin “ B u rsa ’da Zam an” ş iirin i || okudunuzsa Bursa size daha da boyutlu gelir.
Edebiyat eserleri, sem tlerden ve daha genel b ir kapsam la İ| doğadan alacağım ız zevke muhakkak bir şeyler katarlar, ism et İ j Paşa, bir gün o zamana kadar farkında bile olm adığı bakla çi- 1 çe ğ in in g ü ze lliğ in i, rahm etli dostum Ceyhun A tu f K a n su ’ya 1 borçlu olduğunu b ir g azeteciye sö yle m işti. B ir şaire bundan İ| güzel kom plim an olam az.
I
B
ATI’da, ünlü şairlerin, rom ancıların, hikâyecilerin, oyun yazarlarının eserlerinde geçen yerlerin coğrafyasıyla il g ili ayrı edebî araştırm alar da yapılır. Bu yerleri re sim leri ile yansıtan resim li anto lo jiler bile yayım lanır. Bizde bu ç e ş it h iç b ir araştırm a yapılm am ıştır. D okunulm am ış bu alanı gen ç araştırm acılara öneririm , ilg in ç yerlere varabilirler.Ne var ki, bu g irişim bizde B a tı’da olduğu kadar kolay de ğ ildir. Ç ünkü o sem tlerin, sokakların, m ahallelerin, köşklerin, yalıların çoğunun yerinde bugün y e lle r esm ektedir. Hem en h ep si kap k a ççı yapılarla yok e d ilm iştir.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi