• Sonuç bulunamadı

Saray ve Babıali'nin iç yüzü:Ali Paşa kimse ile görüşmemek emrini alınca Eyüp'e nakletti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray ve Babıali'nin iç yüzü:Ali Paşa kimse ile görüşmemek emrini alınca Eyüp'e nakletti"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yazan: SÜLEYMAN KANI

-A

Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur

Tefrika

no

. 94

Ali paşa kimse ile görüşmemek

emrini alınca Eyübe nakletti

sam

Ricalden Fevzi efendinin ora­ da, burada sarayın israflarından bahsettiğini Abdülâzize yetişti­ rirler. Padişahın ziyadesile canı sıkılır. ;a.ir irade ile Fevzi efendi­ yi memuriyetinden azleder. Fevzi

aÎ Î Î • *?"** açıkta kalır.

Aödulâziz üzerinde nüfuz sahibi

olanlara müracaat eder; fakat

padişahın efendiye iğbirarını bi­ len bu zevat ağızlarını açıp bir şey söyleyemezler.

Fevzi efe«di nihayet sadrıaz Ali^ paşaya dehalet eder.

Âh paşa kendisini bir memun- Îıüagı vadeder.

Ümitsizlik içinde kalmış olan Fevzi efendi müşkülünü Âli paş- ya açmamağı yapamaz:

— Fakat, efendimiz! Kulunuz padişahı gücendirmişim!

Âli paşa şu kısa cevabı verir: — Zarar yok! Biz gücenmiye- lim d e ....

İki gün sonra Fevzi efendi bir vilâyet defterdarlığına tayin olu­ nur.

ölmeden Eyibe gidilir mi?

Âli paşa dördüncü sadaretin­ den (29 muharrem 1278 - 19 ce- maziyelevvel 1278) azlinde Sul­ tan Aziz tarafından kimse ile ül­

fet etmemesine dair bir irade

telâkki eylemişti.

Buna ziyade canı sıkılan Âli paşa gider, Eyipte bir yalı isti­ car eder. Fuat paşa bunu duyun­ ca:

— Âli paşa efendimiz Eyipte bir yalıya geçmişler! İnsan ölme­ den Eyibe gider mi?

Der. Âli paşa sadaretten infi- salinde hariciye nezaretine nak­ lederek beş sene bu makamda kaldı.

Bir gün Eyipteki yalısından

bazı ehibbasile birlikte kayıkla Haliçte gezmeğe çıkmıştı.

Ihlamur köşküne doğru geldi­ ğini gören köşkün bekçileri ken­ disine ihtiramen Sultan Mecıdin koltuklarından bir kaç tanesini avhya çıkarırlar. Âli paşa bunu görür,

— Aman! (Sultan Mecidin kol­ tuklarında oturdu) diye başımı­ za belâ gelir haydi, dönelim.

Diyerek gezintiden vazgeçer!

Avusturya ve Macaristan

ile ittifak!

Prusya Fransa muharebesi

çıkmıştı.

Macar siyasîlerinden kont

Andraş.i devleti aliyece Peşteye bir müsülman zabit gönderilme­ sini, Rusya ile devleti aliye ara­ sında bir muharebe zuhuru ha­ linde devletin ne kadar kuvvet çıkarabileceğine dair izahat ve­

rilerek devleti aliye ile Macaris­ tan arasında tedafüi ve tahaf­

fuz! bir muahede akdi için mü­

zakereye girişilmesini Babıâlinin Viyana sefirine teklif eder.

** Âli paşa evvel emirde Avustur­ ya hariciye nazırı kont Babstm

bu mülakattan: malûmatı olup

olmadığını, bu hususta kont An- draşi ile hemfikir bulunup bu­ lunmadığını Viyana Osmanlı se­ faretinden sorar.

Viyana sefiri (Babst, hattâ im­ parator aynı fikir ve emelde­ dirler. Diyorlar ki: Rusyaya ga­

lebe halinde devleti aliyle Asya

cihetinde tevessü edebilecektir; Avusturya ihtiyaten hazırlanmak- tadır; devleti aliyenin de aynı va­ ziyette bulunması lâzımdır; iki

devletin menfaatleri birbirine

bağlıdır; müşterek düşman ta­

rafından gafil avlanmamak için ittifak esası hemen kararlaştırıl­ malıdır.)

Cevabını yazar.

Ali paşa vükelânın havasından bir encümen teşkil eder. Bu encü­ men ş.u yolda bir karar verir:

(İki taraftan zabitler tayinile işe başlanılması işin gizlenmesi­ ne imkân bırakmıyacak, vaktin­ den evvel şüpheler davet edecek­ tir. Bu da meni ve defi isteni­ len hallerin taciline vesile olacak ve Rusya ile muhasamayı davet eyliyecektir.

Devleti aliye bu yolda teşeb-

büsata taraftar değildir. Ancak

yakında müdafaaya ve muka­

vemete hazır bir halde buluna­ cağı cihetle mukavele hakkında âtiyen sefire talimat verilebile­ cektir.)

Bu tebliğe kont Babst şu yol­ da izahat ile mukabelede bulu­

nur: (Meramım Rusyaya karşı

m uhasarayı davet edecek bir

meslek h azı değildir. Muhte­

mel vukuata karşı hazır bulun­ mak lâzım. Avusturya ile Babı- âli beyninde akdini arzu eyledi­ ğimiz ittifaktan maksat Prusya -

Fransa muharebesinden sonra

ş.ark meselesinin mevkii bahse

konulmamasmm teminidir. Bu

yolda bir teşebbüs devleti aliye-

ye ve Avusturyaya muzır ola­

caktır. Binaenaleyh bitaraflığın

muhafazasile beraber böyle bir

ittifakın tesisi akıl ve reviyete

muvafıktır.)

Âli paşa bu bapta Türkiyenin Londra sefiri marifetile İngilte­ re hariciye nezaretinin de hususî

surette fikrini istimzaç eder; İn-4

.

giltere hükümetinin cevabı da müsait görülür.

İş bundan ileriye gitmez; itti­ fak teklif ve teşebbüsü netice­ siz kalır.

Âli paşanın kont Babstin bu

avansından sonra müzakereye

devam etmeyişi böyle bir ittifakı ya lüzumsuz, ya tehlikeli gördü­ ğüne delâlet eder.

Âli paşa müzakereye devamı muvafık bulsaydı bunun için mut­ laka Peşteye zabit göndermeğe muhtaç değildi; başka yolda yü­ rüyebilirdi.

Eskiden (Elküfrü mılletün va­

h id e!) veya (Sellatallahulkelbi

alelhinzir!) gibi olmıyacak bir

takım siyaset düsturlarına tebei- yetle hiristiyan milletlerle ittifak düşünülmek bile . istenilmez, tek­ lifi vaki olsa mühimsenmezdi. (3),

Sokolludan sonra devleti ali­ yenin, ta Kırım seferine kadar,

Avrupa devletleri manzumesin­

den hariçte kalmağı, siyasî züm­ releri arasına girmemeği âdeta

(3) Birgün Koca Itagıp paşa Prusya ile ittifak müzakeresine girişmiş, fakat bu da neticesiz kalmıştı.

... „ . . . M . . . „ . H I M i M t M i ı n n u H i u * m i U l l l l i n H M I f l l l l « I I I H I I I I U I I I W bir saltanat umdesi haline getir­

diği müşahede olunur. Halbuki

bir ittifakın faydası veya ma­

zarratı ancak şartlarından ve ne­ ticelerinden belli olur. Nasıl, ki Kırım seferindeki ittifak hiç ol­

mazsa Rusyanm devleti aîiyeyi

ezmesine mani olmuştu.

Acaba Âli paşa bu defa bu

Avusturya - Macaristan ittifakın­ dan neden ürktü?j

4(Arkası var)'

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

臺北醫學大學活動成效報告表 活動 名稱 臺北醫學大學 品德教育系列活動 活動 時間 98 年 03 月 01 日 至 98 年 04 月 30 日 活動

Ancak sualtı arkeoloji- si, arkeolojik bilginin yanı sıra denizcilik, sualtı tek- nikleri, derin dalış teknolojisi, sualtı mühendisliği, elektronik, yazılım gibi çok

For atmospheric dispersion calculation PCCOSYMA software based on Gaussian plume model was used (Jones et al., 1995). For 15 different atmospheric conditions,

Meğer uzaktan sadece baş üstünde bir hotoz gibi görünen kale ta aşağı­ ya kadar bir mustatil çizerek uzanıp inmekte imiş, iki yüz elli metre yüksekliğindeki

Öyleyken, Tazminat şairleri milletin uykusunu ölüm diye yazdılar, ve, milleti uyandır­ mak için, ona, «öldün» diye haykırdılar.. Vâkıa uyuyan milletleri ses

Ancak kişisel olarak kanım odur ki; günün koşulları içeri­ sinde uğraşılması, halledilmesi gereken bir sü­ rü sorun bizi beklerken bu hususun gündeme

Hepsini burada larutamadığırnız için üzgünüz..-; Doğan Kardeş bundan 20 yıî önce tan ittiği küçük kardeşleri­ n e güvendiği gibi bu yen!. üm itlerine