B îr iz a h ve bir fık ra
Kendisini pekâz görmüş olmakla beraber çok sevdiğim A h m e t A g a o ğ l u ’nun ölümü münasebetiyle bu sütunlarda yazdı ğım hürmetkar ve müteessir yazıda, k-an ...
Türkiye’ye kırkında geldiğini ve bir hayli zaman imzasının A ğ a y e f su- r et indeki seklini muhafaza eylediğini yaz- "mıştım. Bunun fttu t tefsirlere yol açtığını öğreniyor ve bu müfessirler arasında temiz bir hatıraya dil uzattığımı samimî olarak sanacaklar, bulunması endişesiyle üzülerek r-tarVzTK- etmek ihtiyacında bulunuyorum : Ağaoğlu’nu A g a y e f imzasından dolayı muaheze etmeyi düşünmemiş, bunu iste - memiştim. İsimlerde ecnebi âlemlerden şe kil ve tesirler bırakmamak hususundaki bü- yük itina, dünyanın her tarafında bu son "yılların bîr~ttiyadı ve şuurudur. Ağaoğlu - nun Rusya ile FnyısaVf "bırakarak Türki - ye’yi vatanJ-Hrihiz ettiği zamanlarda dün - yanyadrefyeri bu hususta çok lâkayttı. K ey
fet böyle olmasaydı, elbette kendisi de isminin şeklini değiştirmek için muhitin şikâyet ve ihtarını beklemezdi. Nitekim de beklemedi. Bu izaha, Rus tarihine a'.t bir kitapta okuduğum bir fıkrayı ilâve et mek isterim : Çar Üçüncü A l e x a n -d r e babasının katli üzerine tahta çıktığı zaman, Senpetersburg sarayı - nm hesapsız mabeyinci ve yaverlerini saray müşiri kendisine takdime koyulur. Ekseri yet itibariyle bu adamlar, şimdi istiklâl ka zanıp Litvanya, Letonya ve îstonya adla - rını taşıyan Baltık sahili memleketlerinden gelmiş ve aslen Alman olup isimlerinin al
manca şeklini muhafaza etmiş asilzadeler olduklarından, Almanlar’ı pek de sevmeyen yeni Çar uzun zaman hep almanca isimler duyar ve adı Rus menşeli ilk insanın ken disine takdiminde : “ — Elhamdlillah, bir
Rus ismi duydum ! „ diye memnuniyet be yan eder.
Memleketimizin münevver ve halis ev -lâflarından biri olarak otuz yıl içimizde yaşamış ve toprağımıza gömülmüş bulunan bir muhterem pîrin ismini bir zamanlar ec nebi bir kılıkta görmüş olmaktan şimdi bir az da üzülüyorsak, bunda ona sevgimizin bir eserini görmek doğru olur : Bir teca vüz ve hattâ saygısızlık görmek değil..
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi