• Sonuç bulunamadı

Passagework YDS Ön Hazırlık Seviye 4 Örnek Parça | 92042

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Passagework YDS Ön Hazırlık Seviye 4 Örnek Parça | 92042"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BÖLÜM 1: PARÇADAKİ ÖNEMLİ KELİMELER / YAPILAR / EŞ ANLAMLILAR

Kelime Türkçe Karşılığı Eş / Yakın Anlamlısı

cause (v) neden olmak bring about, lead to, result in, trigger, induce, give rise to

burn (v) yakmak

coal (n) kömür

oil (n) petrol

release (v) salmak, serbest bırakmak emit, give out, give off, send out

poisonous (adj) zehirli toxic, venomous

carried (v2, v3), carry (v) aşımak transport

transport (v) taşımak carry

distance (n) mesafe

research (n) araştırma study, survey, experiment, questionnaire carried out (v2, v3),

carry out (v)

araştırma, proje, plan vs...) yürütmek, icra etmek

make, do, conduct

look into (v) incelemek examine

decision (n) karar resolution, conclusion

tackle (v) (bir problemi, sorunu) ele almak, çözmek

deal with, handle, overcome, cope with, take care of, contain

measure (n) önlem precaution

pollution (n) kirlilik contamination

dump (v) dökmek dispose of, discard, toss out/away, empty

environment (n) çevre surroundings

campaign (n) kampanya initiative

launch (v) başlamak, başlatmak start, commence, begin, set on, set about, set out, initiate

convince (v) ikna etmek persuade

consider (v) düşünmek regard

major (adj) başlıca, büyük main, chief, primary, principal, essential, basic, fundamental

threat (n) tehdit menace, peril, risk

issue (n) konu, mevzu, mesele topic, subject, matter, subject matter, affair

treat (v) davranmak, ele almak

seriously (adv) ciddi bir şekilde leading (adj) önde gelen

(2)

environmental (adj) çevreci

now that (conj) artık ... –dığı için, şimdi ... ya, madem ki

because, as, since, for, inasmuch as, in that, seeing as, seeing that

forest (n) orman woods, woodland, jungle

take action (v) harekete geçmek act

solve (v) çözmek settle, figure out, work out

quickly (adv) hızlı bir şekilde fast, rapidly, swiftly, hastily, speedily

government (n) hükümet administration

face (v) yüzleşmek

accusation (n) suçlama allegation, charge

allow (v) izin vermek permit, let

initiative (n) insiyatif, girişim campaign

combat (v) savaşmak fight, battle

expect (v) ummak hope

BÖLÜM 2: PARÇANIN OKUNMASI

ACID RAIN

Acid rain is caused by burning coal or oil. When either fuel is burned, it releases poisonous gases which are carried up into the

atmosphere and sometimes transported long distances.

Over 3000 research projects have been carried out to look into acid rain, and a decision to tackle the problem has been taken in most of the Western European countries. Measures have been taken in Scandinavia and in Central Europe to stop the pollution before it is dumped on the environment: and a diplomatic campaign has been launched to convince the other countries that the problem has to be considered as a major ecological threat.

“Five years ago this issue was not being treated seriously,” says one leading environmental group, “but now that damage has been reported in large areas of forest and lakeland, our politicians are being forced to take action”. This problem must be solved quickly: if governments do nothing, they will be faced in two or three years' time with the accusation that they have allowed our forests to die. A major international initiative to combat acid rain is expected in the near future.

(3)

BÖLÜM 3: ÇEVİRİ ÇALIŞMASI

Acid rain is caused by burning coal or oil.

Asit yağmuruna kömür ya da petrol yakma tarafından sebep olunur.

When either fuel is burned, it releases poisonous gases which are carried up into the atmosphere and sometimes transported long distances.

Her iki yakıt yakıldığı zaman, bunlar atmosfere taşınan ve bazen uzun mesafeler götürülen zehirli gazlar salar.

Over 3000 research projects have been carried out to look into acid rain, and a decision to tackle the problem has been taken in most of the Western European countries.

3000’in üzerinde araştırma projesi asit yağmurunu incelemek için yürütülmüştür ve Batı Avrupa ülkelerinin çoğunda problemin üstesinden gelmek için bir karar alınmıştır.

Measures have been taken in Scandinavia and in Central Europe to stop the pollution before it is dumped on the environment: and a diplomatic campaign has been launched to convince the other countries that the problem has to be considered as a major ecological threat.

İskandinavya ve Orta Avrupa’da kirliliğin çevreye dökülmeden önce durdurulması için önlemler alınmıştır ve diğer ülkeleri problemin büyük bir ekolojik tehdit olarak değerlendirilmesi gerektiği konusunda ikna etmek için bir diplomatik kampanya başlatılmıştır.

“Five years ago this issue was not being treated seriously,” says one leading environmental group, “but now that damage has been reported in large areas of forest and lakeland, our politicians are being forced to take action”.

Önde gelen bir çevreci grup “Beş yıl önce konu ciddi bir şekilde ele alınmıyordu ama artık büyük ormanlık alanlarda ve göl alanlarında tahribat rapor edilmekte olduğu için, siyasetçilerimiz harekete geçmeye zorlanıyorlar” diyor.

This problem must be solved quickly: if governments do nothing, they will be faced in two or three years' time with the accusation that they have allowed our forests to die.

Bu problem hızlı bir şekilde çözülmeli: eğer hükümetler hiçbir şey yapmazlarsa, iki ya da üç yıl içinde ormanlarımızın yok olmasına neden oldukları suçlamasıyla yüzleşecekler.

A major international initiative to combat acid rain is expected in the near future.

Yakın gelecekte, asit yağmuruyla savaşmak için uluslararası büyük bir girişim bekleniyor.

BÖLÜM 4: DİLBİLGİSİ ANALİZİ

1. Acid rain is caused by burning coal or oil.

Asit yağmuruna kömür ya da petrol yakma tarafından sebep olunur.

Cümledeki “is caused” ifadesi “passive: edilgen çatı” diye adlandırılan yapıdır. “is” ifadesi “be” fiilinin “simple present tense: geniş zaman” çekimlemesidir. “caused” ise “cause: neden olmak” fiilinin V3 halidir. Pasif yapılar mutlaka “be V3” diziliminin bir arada olmasıyla oluşurlar. Tabii ki “be” fiilinin çekimlendiği zamana göre farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekir (Örneğin “be” fiili, simple past tense: geçmiş zamanda “was, were” şeklinde çekimlenir). Bu bağlamda cümle “Asit yağmuruna kömür ya da petrol yakma tarafından sebep olunur” şeklinde pasif yorumlanabilir.

Cümledeki “by” bir “preposition” yani “edattır”. Bu edatın birkaç farklı kullanımı mevcuttur. Bu cümlede “burning coal or oil” ifadesine bağlı olup “tarafından” anlamında kullanılmıştır. Bu anlamıyla kullanıldığı zaman cümle genellikle “edilgen çatıya: passive voice” sahip olmalıdır diyebiliriz. Bu bağlamda “by burning coal or oil” ifadesi “kömür ya da petrol yakma tarafından” şeklinde çevrilebilir.

(4)

Bu cümleye “by” edatının devamında “Ving” vardır ve bu kullanım “-erek / arak” çevirisi verir mantığıyla da yaklaşılabilir. Bu bağlamda “Asit yağmuruna kömür ya da petrol yakılarak sebep olunur” şeklinde bir çeviri elde edilebilir. Ayrıca çevirinin biraz daha kulağa hoş gelmesi adına “pasif yapı ve pasif anlam” yok sayılarak “Asit yağmuruna kömür ya da petrol yakma sebep olur” şeklinde bir çeviri de akla gelebilir.

2. When either fuel is burned, it releases poisonous gases which are carried up into the atmosphere and sometimes transported long distances.

Her iki yakıt yakıldığı zaman, bunlar atmosfere taşınan ve bazen uzun mesafeler götürülen zehirli gazlar salar.

Cümlede bulunan “either” ifadesi daha önceden bahsedilmiş “iki” kavrama gönderme yapacak şekilde

kullanılmıştır ve “her iki / her ikisi de” anlamlarına gelir. Anlam olarak “both: ikisi / ikisi de” ifadesiyle ciddi bir farkı yoktur. Fakat “either” devamına “sayılabilen tekil” bir isim alır. “Both” ise “sayılabilen çoğul” bir isim ile devam eder. Cümlede “either” ifadesi, bir önceki cümlede bahsedilen iki kavram olan “coal: kömür” ve “oil: benzin / petrol” kelimelerine gönderme yapan tekil “fuel” kelimesini nitelemiştir ve yardımcı fiil de tekil olmuştur. Aynı cümle “both” kullanılarak yazılsaydı “When both fuels are burned…” şeklinde yazılırdı ve yardımcı fiil çoğul olan “are” olarak değişir, “fuel: yakıt” kelimesi de çoğul yapan “-s” takısını alıp “fuels” şeklinde kullanılırdı.

Cümledeki “is burned” ifadesi “passive: edilgen çatı” diye adlandırılan yapıdır. “is” ifadesi “be” fiilinin “simple present tense: geniş zaman” çekimlemesidir. “burned” ise “burn: yakmak” fiilinin V3 halidir. Pasif yapılar mutlaka “be V3” diziliminin bir arada olmasıyla oluşurlar. Tabii ki “be” fiilinin çekimlendiği zamana göre farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekir (Örneğin “be” fiili, simple past tense: geçmiş zamanda “was, were” şeklinde çekimlenir). Bu bağlamda cümlenin ilk kısmı yani “When either fuel is burned: Her iki yakıt yakıldığı zaman…” şeklinde passive: edilgen yorumlanmalıdır.

Bu cümlede “which” kelimesi soru cümlelerinde kullanılan “hangi” anlamından farklı olarak bir “adjective clause: sıfat tümcesi” oluşturmaktadır. Sıfat tümceleri kendilerinin solunda kalan isimleri niteler ve bu isimler hakkında bilgi verir. Bu cümlede sıfat tümcesini oluşturan “which” niteleme kelimesi sol tarafındaki “poisonous gases: zehirli gazlar” ismini nitelemektedir. “poisonous gases which are carried up into the atmosphere and sometimes transported long distances” ifadesi “poisonous gases” niteleyecek şekilde “atmosfere taşınan ve bazen uzun mesafeler götürülen zehirli gazlar” şeklinde çevrilebilir. Bu sıfat tümcesinin içinde “which” niteleme kelimesi ile niteleme yaparken “öznenin” eksik olduğuna da dikkat etmek gerekir. Bu tip “pasif adjective clause” dizilimler niteleme kelimesi olan “which” ve “are” olarak çekimlenen “be” fiili atılıp kısaltılabilmektedir. Böylece cümlede pasif adjective clause kısaltması olan “NP + V3” dizilimi oluşur. Yani aynı cümle “poisonous gases carried up into the atmosphere and sometimes transported long distances” şeklinde de karşımıza çıkabilir.

Cümledeki “are carried” ifadesi “passive: edilgen çatı” diye adlandırılan yapıdır. “are” ifadesi “be” fiilinin “simple present tense: geniş zaman” çekimlemesidir. “carried” ise “carry: taşımak” fiilinin V3 halidir. Pasif yapılar mutlaka “be V3” diziliminin bir arada olmasıyla oluşurlar. Tabii ki “be” fiilinin çekimlendiği zamana göre farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekir (Örneğin “be” fiili, simple past tense: geçmiş zamanda “was, were” şeklinde çekimlenir). Bu bağlamda cümlenin bu kısmı “gases which are carried …: taşınan gazlar…” şeklinde passive: edilgen yorumlanmalıdır.

Cümlede bulunan “sometimes” bir “sıklık zarfıdır” ve “bazen, zaman zaman” anlamına gelir. “Sıklık zarfları” (Adverbs of Frequency) olayların ne sıklıkla yapıldığını ya da meydana geldiğini belirtir ve her zaman

olmamakla beraber genellikle içinde bulundukları cümlede “Simple Present Tense: V1” kullanımı için bir ipucudur. Cümlede bu ifadenin yerine “occasionally, at times, now and then, now and again, from time to time” aynı anlamda kullanılabilir.

(5)

3. Over 3000 research projects have been carried out to look into acid rain, and a decision to tackle the

problem has been taken in most of the Western European countries.

3000’in üzerinde araştırma projesi asit yağmurunu incelemek için yürütülmüştür ve Batı Avrupa ülkelerinin çoğunda problemin üstesinden gelmek için bir karar alınmıştır.

Cümledeki “have been carried out” ifadesi “passive: edilgen çatı” diye adlandırılan yapıdır. “been” ifadesi “be” fiilinin “present perfect tense” çekimlemesidir. “carried out” ise “carry out: yürütmek, uygulamak, gerçekleştirmek” fiilinin V3 halidir. Pasif yapılar mutlaka “be V3” diziliminin bir arada olmasıyla oluşurlar. Tabii ki “be” fiilinin çekimlendiği zamana göre farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekir (Örneğin “be” fiili, simple present tense: geniş zamanda “am, is, are” şeklinde çekimlenir). Bu bağlamda cümlenin bu bölümünün çevirisi “Over 3000 research projects have been carried out …: …3000’in üzerinde araştırma projesi yürütülmüştür…” şeklinde pasif yapılmalıdır.

Cümlede “-mek / mak için” anlamına gelen ve “purpose: amaç” bildiren yapı olan “to Vo: to look into” kullanılmıştır; bu yapı yerine de “so as to Vo: so as to look into” ya da “in order to Vo: in order to look into” da kullanılabilirdi. Bu yapılar “incelemek için” şeklinde çevrilebilir.

Cümlede “-mek / mak için” anlamına gelen ve “purpose: amaç” bildiren yapı olan “to Vo: to tackle” kullanılmıştır; bu yapı yerine de “so as to Vo: so as to tackle” ya da “in order to Vo: in order to tackle” da kullanılabilir. Bu yapılar “üstesinden gelmek için” şeklinde çevrilebilir.

Cümledeki “has been taken” ifadesi “passive: edilgen çatı” diye adlandırılan yapıdır. “been” ifadesi “be” fiilinin “present perfect tense” çekimlemesidir. “taken” ise “take: almak” fiilinin V3 halidir. Pasif yapılar mutlaka “be V3” diziliminin bir arada olmasıyla oluşurlar. Tabii ki “be” fiilinin çekimlendiği zamana göre farklılık

gösterebileceğini unutmamak gerekir (Örneğin “be” fiili, simple present tense: geniş zamanda “am, is, are” şeklinde çekimlenir). Bu bağlamda cümlenin bu bölümünün çevirisi “…a decision to tackle the problem has been taken in most of the Western European countries: …Batı Avrupa ülkelerinin çoğunda problemin üstesinden gelmek için bir karar alınmıştır” şeklinde pasif yapılmalıdır. Passive cümleler de “object:

nesnenin” konumuna da dikkat etmek gerekir. Aktif bir cümlede “fiilden sonra” gelen nesneler, pasif cümlelerde “fiilden önce” gelirler. Cümlede “alınan şey” olan “a decision: bir karar” nesnesi “take” fiilinin sağında olması gerekirken cümle pasif olduğu için solunda kalmıştır.

Cümlede kullanılan “most: çok, çoğu” ifadesi devamında hem sayılabilen hem de sayılamayan isimlerle kullanılan bir ifadedir; bu cümlede devamında sayılabilen bir isim almıştır (the Western European countries: Batı Avrupa ülkeleri)

4. Measures have been taken in Scandinavia and in Central Europe to stop the pollution before it is dumped

on the environment: and a diplomatic campaign has been launched to convince the other countries that the problem has to be considered as a major ecological threat.

İskandinavya ve Orta Avrupa’da kirliliğin çevreye dökülmeden önce durdurulması için önlemler alınmıştır ve diğer ülkeleri problemin büyük bir ekolojik tehdit olarak değerlendirilmesi gerektiği konusunda ikna etmek için bir diplomatik kampanya başlatılmıştır.

Cümledeki “have been taken” ifadesi “passive: edilgen çatı” diye adlandırılan yapıdır. “been” ifadesi “be” fiilinin “perfect tense” çekimlemesidir. “taken” ise “take: almak” fiilinin V3 halidir. Pasif yapılar mutlaka “be V3” diziliminin bir arada olmasıyla oluşurlar. Tabii ki “be” fiilinin çekimlendiği zamana göre farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekir (Örneğin “be” fiili, simple present tense: geniş zamanda “am, is, are” şeklinde çekimlenir). Bu bağlamda cümlenin bu bölümünün çevirisi “Measures have been taken: …Önlemler …alınmıştır” şeklinde pasif yapılmalıdır. Passive cümleler de “object: nesnenin” konumuna da dikkat etmek gerekir. Aktif bir cümlede “fiilden sonra” gelen nesne, pasif cümlede “fiilden önce” gelir. Cümlede “alınan şey” olan “measures: önlemler” nesnesi “take” fiilinin sağında olması gerekirken cümle pasif olduğu için solunda kalmıştır.

(6)

Cümlede “-mek / mak için” anlamına gelen ve “purpose: amaç” bildiren yapı olan “to Vo: to stop” kullanılmıştır; bu yapı yerine de “so as to Vo: so as to stop” ya da “in order to Vo: in order to stop” da kullanılabilir. Bu yapılar “durdurmak için” şeklinde çevrilebilir.

Cümlede bulunan “before” zaman bağlacı “-meden önce” anlamına gelmektedir ve bu bağlaç iki ayrı cümleyi birbirine bağlamaktadır. “Before” ve “after, when, while, by the time vs…” gibi zaman bağlaçları “zaman uyumu” kuralını gerektirirler. Ayrıca “zaman uyumu” kuralı gereği, zaman bağlaçları yan cümlelerine ilerleyen cümlelerde de göreceğimiz “will, would, shall, be going to” yapılarını alamazken, ana cümlelerine “have / has V3” ve “have / has been Ving” yapılarını almazlar.

Cümledeki “is dumped” ifadesi “passive: edilgen çatı” diye adlandırılan yapıdır. “is” ifadesi “be” fiilinin “simple present tense: geniş zaman” çekimlemesidir. “dumped” ise “dump: dökmek / atmak” fiilinin V3 halidir. Pasif yapılar mutlaka “be V3” diziliminin bir arada olmasıyla oluşurlar. Tabii ki “be” fiilinin çekimlendiği zamana göre farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekir (Örneğin “be” fiili, present perfect tense’de: “have been, has been” şeklinde çekimlenir). Bu bağlamda cümlenin çevirisi “…before it is dumped: dökülmeden önce…” şeklinde pasif yapılmalıdır. Passive cümleler de “object: nesnenin” konumuna da dikkat etmek gerekir. Aktif bir cümlede “fiilden sonra” gelen nesne, pasif cümlede “fiilden önce” gelir. Cümlede “dökülen şey” olan “it: pollution: çöp / kirlilik” nesnesi “dump” fiilinin sağında olması gerekirken cümle pasif olduğu için solunda kalmıştır.

Cümledeki “has been launched” ifadesi “passive: edilgen çatı” diye adlandırılan yapıdır. “been” ifadesi “be” fiilinin “present perfect tense” çekimlemesidir. “launched” ise “launch: başlamak, başlatmak” fiilinin V3 halidir. Pasif yapılar mutlaka “be V3” diziliminin bir arada olmasıyla oluşurlar. Tabii ki “be” fiilinin çekimlendiği zamana göre farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekir (Örneğin “be” fiili, simple present tense: geniş zamanda “am, is, are” şeklinde çekimlenir). Bu bağlamda cümlenin bu bölümünün çevirisi “…a diplomatic campaign has been launched: …bir diplomatik kampanya başlatıldı” şeklinde pasif yapılmalıdır. Passive cümleler de “object: nesnenin” konumuna da dikkat etmek gerekir. Aktif bir cümlede “fiilden sonra” gelen nesne, pasif cümlede “fiilden önce” gelir. Cümlede “başlatılan şey” olan “campaign: kampanya” nesnesi “launch” fiilinin sağında olması gerekirken cümle pasif olduğu için solunda kalmıştır.

Cümlede “-mek/mak için” anlamına gelen ve “purpose: amaç” bildiren yapı olan “to Vo: to convince” kullanılmıştır; bu yapı yerine de “so as to Vo: so as to convince” ya da “in order to Vo: in order to convince” da kullanılabilirdi. Bu yapılar “ikna etmek için” şeklinde düşünülebilir.

Cümledeki “convince: ikna etmek” fiili “çift geçişli” bir fiildir. Yani devamında “iki object: nesne” almak durumundadır. “Neyi, kimi” sorusu “convince” fiiline yöneltildiğinde “the other countries: diğer ülkeler” cevabı alınır. Bu birinci “object: nesnesidir”. “Neye, kime” soruları “convince” fiiline yöneltildiğinde “that the problem has to be considered as a major ecological threat” cevabı alınır. Bu da “convince” fiilinin ikinci nesnesidir ve “bir cümle” tarafından oluşturulmuştur. O zaman “convince” fiilinin ikinci nesnesini “the problem has to be considered as a major ecological threat” cümleciği “that” kararlı durum bağlacı ile oluşturmuştur. Kararlı durum bağlaçları “that” ve “the fact that” yanlarına aldıkları cümleciklerin içine “kesin bir yargı” getirirler. Cümlenin bu kısmı yani “…to convince the other countries that the problem has to be considered as a major ecological threat: …diğer ülkeleri problemin büyük bir ekolojik tehdit olarak değerlendirilmesi gerektiği konusunda ikna etmek için…” şeklinde çevrilmelidir.

Cümlede “has to Vo” yapısı “present obligation: present zorunluluk” anlamı verir ve “zorunda/-meli/malı” olarak çevrilmelidir. Cümlede bulunan “has to be considered” yapısı “present zorunluluk” bildirmesinin yanında ayrıca “passive: edilgen” çekimlenmiştir. Pasif yapılar mutlaka “be V3” diziliminin bir arada olmasıyla oluşurlar. Bu yüzden “modallar” pasif olacakları zaman devamlarına “be V3” yapısını alırlar. Cümlede “has to” yapısı belirtildiği gibi “-meli/malı” anlamı veren modaldır. “considered” ise “consider: düşünmek,

değerlendirmek” fiilinin V3 halidir. “Modal” yapılarını pasif çekimlemek için “Modal + be + V3 (has to+be+considered)” yapısını kullanmak gerekir. Bu bağlamda cümlenin bu kısmının çevirisi “…problemin büyük bir ekolojik tehdit olarak değerlendirilmesi …” şeklinde pasif yapılmalıdır. Passive cümleler de

(7)

“object: nesnenin” konumuna da dikkat etmek gerekir. Aktif bir cümlede “fiilden sonra” gelen nesne, pasif cümlede “fiilden önce” gelir. Cümlede “değerlendirilmesi gereken şey” olan “problem” nesnesi “consider” fiilinin sağında olması gerekirken cümle pasif olduğu için solunda kalmıştır.

Cümlede bulunan “as” yapısı ise devamında “isim” alarak (as + noun) “olarak” anlamı vermektedir. (as a major ecological threat: büyük bir ekolojik tehdit olarak)

5. "Five years ago this issue was not being treated seriously," says one leading environmental group, "but now that damage has been reported in large areas of forest and lakeland, our politicians are being forced to take

action.

Önde gelen bir çevreci grup “Beş yıl önce konu ciddi bir şekilde ele alınmıyordu ama artık büyük ormanlık alanlarda ve göl alanlarında tahribat rapor edilmekte olduğu için, siyasetçilerimiz harekete geçmeye zorlanıyorlar” diyor.

Cümledeki “was not being treated” ifadesi “passive: edilgen çatı” diye adlandırılan yapıdır. “being” ifadesi “be” fiilinin “past progressive tense” çekimlemesidir. “treated” ise “treat: muamele etmek, ele almak” fiilinin V3 halidir. Pasif yapılar mutlaka “be V3” diziliminin bir arada olmasıyla oluşurlar. Tabii ki “be” fiilinin çekimlendiği zamana göre farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekir (Örneğin “be” fiili, present perfect tense’de: “have been, has been” şeklinde çekimlenir). Bu bağlamda cümlenin çevirisi “…this issue was not being treated seriously: bu konu ciddi bir şekilde ele alınmıyordu…” şeklinde pasif yapılmalıdır. Passive cümleler de “object: nesnenin” konumuna da dikkat etmek gerekir. Aktif bir cümlede “fiilden sonra” gelen nesne, pasif cümlede “fiilden önce” gelir. Cümlede “ciddi olarak ele alınmayan şey” olan “issue: konu” nesnesi “treat” fiilinin sağında olması gerekirken cümle pasif olduğu için solunda kalmıştır.

Cümledeki “now that” ifadesi “şimdi … ya / artık …-dığı için / madem ki” anlamlarında çevrilebilir. İçinde bulunduğu “…now that damage has been reported in large areas of forest and lakeland,…” cümlesine “Artık büyük ormanlık alanlarda ve göl alanlarında tahribat rapor edilmekte olduğu için, …” şeklinde anlam katar.

Cümledeki “has been reported” ifadesi “passive: edilgen çatı” diye adlandırılan yapıdır. “been” ifadesi “be” fiilinin “present perfect tense” çekimlemesidir. “reported” ise “report: rapor etmek, bildirmek” fiilinin V3 halidir. Pasif yapılar mutlaka “be V3” diziliminin bir arada olmasıyla oluşurlar. Tabii ki “be” fiilinin çekimlendiği zamana göre farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekir (Örneğin “be” fiili, simple present tense: geniş zamanda “am, is, are” şeklinde çekimlenir). Bu bağlamda cümlenin bu bölümünün çevirisi “…now that damage has been reported in large areas of forest and lakeland,…: artık büyük ormanlık alanlarda ve göl alanlarında tahribat rapor edilmekte olduğu için” şeklinde pasif yapılmalıdır. Passive cümleler de “object: nesnenin” konumuna da dikkat etmek gerekir. Aktif bir cümlede “fiilden sonra” gelen nesne, pasif cümlede “fiilden önce” gelir. Cümlede “repor edilen şey” olan “damage: tahribat / zarar” nesnesi “report” fiilinin sağında olması gerekirken cümle pasif olduğu için solunda kalmıştır.

Cümledeki “our politicians are being forced” ifadesi “passive: edilgen çatı” diye adlandırılan yapıdır. “being” ifadesi “be” fiilinin “present progressive tense: şimdiki zaman” çekimlemesidir. “forced” ise “force: zorlamak” fiilinin V3 halidir. Pasif yapılar mutlaka “be V3” diziliminin bir arada olmasıyla oluşurlar. Tabii ki “be” fiilinin

çekimlendiği zamana göre farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekir (Örneğin “be” fiili, present perfect tense’de: “have been, has been” şeklinde çekimlenir). Bu bağlamda cümlenin çevirisi “…our politicians are being forced to take action: siyasetçilerimiz harekete geçmeye zorlanıyorlar” şeklinde pasif yapılmalıdır. Passive cümleler de “object: nesnenin” konumuna da dikkat etmek gerekir. Aktif bir cümlede “fiilden sonra” gelen nesne, pasif cümlede “fiilden önce” gelir. Cümlede “zorlanan şey” olan “politicians: siyasetçiler” nesnesi “force: zorlamak” fiilinin sağında olması gerekirken cümle pasif olduğu için solunda kalmıştır.

(8)

6. This problem must be solved quickly: if governments do nothing, they will be faced in two or three years' time

with the accusation that they have allowed our forests to die."

Bu problem hızlı bir şekilde çözülmeli: eğer hükümetler hiçbir şey yapmazlarsa, iki ya da üç yıl içinde ormanlarımızın yok olmasına neden oldukları suçlamasıyla yüzleşecekler.

Cümledeki “must be solved” ifadesi “passive: edilgen çatı” diye adlandırılan yapıdır. Pasif yapılar mutlaka “be V3” diziliminin bir arada olmasıyla oluşurlar. Bu yüzden “modallar” pasif olacakları zaman devamlarına “be V3” yapısını alırlar. Cümlede “must” yapısı “-meli, -malı” (zorunluluk) anlamı veren modaldır. “solved” ise “solve: çözmek” fiilinin V3 halidir. “Modal” yapılarını pasif çekimlemek için “Modal + be + V3 (must + be + solved)” yapısını kullanmak gerekir. Bu bağlamda cümlenin bu kısmının çevirisi “Problem hızlı bir şekilde çözülmeli” şeklinde pasif yapılmalıdır. Passive cümleler de “object: nesnenin” konumuna da dikkat etmek gerekir. Aktif bir cümlede “fiilden sonra” gelen nesne, pasif cümlede “fiilden önce” gelir. Cümlede “çözülmesi gereken şey” olan “this problem: bu problem” nesnesi “solve: çözmek” fiilinin sağında olması gerekirken cümle pasif olduğu için solunda kalmıştır.

Cümlede “if” bağlacı bulunmaktadır ve “If: eğer, şayet” anlamıyla “Conditionals: şart cümleleri” oluşturur. Şart cümleleri birkaç gruba ayrılır. Birincisi “if clause type I” diye adlandırılan ve ana ve yan cümlesi “present” yapılardan oluşan tiptir. Cümlede “if” bağlacının yan cümleciği (governments do nothing: hükümetler hiçbirşey yapmaz) “do” yapısından da anlaşılacağı üzere “present” çekimlenmiştir. Ana cümleciği (they will be faced in two or three years’ time with the accusation that they have allowed our forests to die: İki ya da üç yıl içerisinde ormanlarımızın ölmesine neden oldukları suçlamasıyla karşıl karşıya kalacaklar) “future tense: gelecek zaman” oluşturan “will” yapısından dolayı “present” düşünülmektedir. Bu bağlamda “if clause type I”, “present” bir şart cümlesi oluşturur. Çeviri olarak “If governments do nothing, …: Eğer hükümetler hiçbir şey yapmazsa…” şeklinde düşünülebilir.

Cümlede “soyut isim + that SVO” dizilimi bir “noun clause: isim cümleciği” oluşturmaktadır. “accusation: suçlama” ismi yanına “that SVO” almıştır. Bazı soyut isimlerin devamına “that SVO” dizilimini getirerek “noun clause” oluşturulabilir. “fear: korku, observation: gözlem, news: haber, opinion: fikir, idea: fikir” gibi soyut isimler örnek olarak düşünülebilir.

7. A major international initiative to combat acid rain is expected in the near future.

Yakın gelecekte, asit yağmuruyla savaşmak için uluslararası büyük bir girişim bekleniyor.

Cümlede “-mek / mak için” anlamına gelen ve “purpose: amaç” bildiren yapı olan “to Vo: to combat” kullanılmıştır; bu yapı yerine de “so as to Vo: so as to combat” ya da “in order to Vo: in order to combat” de kullanılabilir. Bu yapılar “savaşmak için” şeklinde çevrilebilir.

Cümledeki “is expected” ifadesi “passive: edilgen çatı” diye adlandırılan yapıdır. “is” ifadesi “be” fiilinin “simple present tense: geniş zaman” çekimlemesidir. “expected” ise “expect: beklemek / ummak” fiilinin V3 halidir. Pasif yapılar mutlaka “be V3” diziliminin bir arada olmasıyla oluşurlar. Tabii ki “be” fiilinin çekimlendiği zamana göre farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekir (Örneğin “be” fiili, present perfect tense’de: “have been, has been” şeklinde çekimlenir). Bu bağlamda cümlenin çevirisi “Yakın gelecekte, asit yağmuruyla savaşmak için uluslararası büyük bir girişim bekleniyor” şeklinde pasif yapılmalıdır. Passive cümleler de “object: nesnenin” konumuna da dikkat etmek gerekir. Aktif bir cümlede “fiilden sonra” gelen nesne, pasif cümlede “fiilden önce” gelir. Cümlede “umulan / beklenilen şey” olan “a major international initiative” nesnesi “expect” fiilinin sağında olması gerekirken cümle pasif olduğu için solunda kalmıştır.

(9)

BÖLÜM 5: OKUMA PARÇASI SORULARI / ALIŞTIRMALARI

Aşağıdaki soruları parçaya göre cevaplayınız.

1. The problem of acid rain was not being handled seriously half a decade ago, ----. A) but there were more governments working to solve it than there are today

B) although politicians did their best to convince certain countries to regard it as a huge problem C) because there was no international collaboration in order to cope with the problem

D) but today reports of damage in massive areas of forest and lakeland are forcing politicians to get more serious about the issue

E) in spite of the fact that government officials knew they would be accused of not doing anything about the dying forests

2. The passage states that ----.

A) tight measures against acid rain are being taken everywhere in Europe

B) although coal and oil are necessary for human survival, they cause acid rain that heavily pollutes the environment

C) a campaign is seeking to carry the message that acid rain must be regarded as a chief ecological threat

D) some countries accuse others of burning more coal and oil than they need, therefore causing the scale of the damage

E) acid rain is not only a problem of the developed world, but it is also a big trouble for developing countries

3. It is understood from the passage that ----.

A) if governments do not act quickly, they will be blamed for the loss of woodland B) the majority of the countries in Europe do not have the desire to fight against acid rain C) the war against acid rain creates diplomatic problems between countries

D) environmental groups hope that governments will punish politicians who do not stop acid rain E) battling acid rain is a fight that cannot be won much as we try

4. We can infer from the passage that ----.

A) acid rain can be prevented in less than a decade with a comprehensive plan B) the emission of poisonous gases into the atmosphere causes severe air pollution C) environmental groups are organizing demonstrations about acid rain

D) stopping acid rain is impossible with international collaboration E) acid rain is being extensively studied and examined

Referanslar

Benzer Belgeler

l  The cell membrane in species belonging to these families is composed by a thin structure called plasmalemma. l  Therefore, body shape of these protozoa is not fixed and they move

- Authenticity would predict increase in hope which in turn would be related to decrease in negative affect, and by this way, authenticity would be indirectly and

Tender offer: The hunter compa- ny makes an offer to the shareholders of the target company for the takeover of their shares at the current market (stock market ) price.. Th offer

Given the central role that Marfan syndrome (MS) plays in the progression of ascending aortic aneurysm, the question as to whether earlier surgery might favor- ably modify

Given the central role that Marfan syndrome (MS) plays in the progression of ascending aortic aneurysm, the question as to whether earlier surgery might favor- ably modify

But unique correction factor as a function of Biot Number, dimensionless time and dimensionless position couldn’t be obtained.. It has been considered to take first

• The first book of the Elements necessarily begin with headings Definitions, Postulates and Common Notions.. In calling the axioms Common Notions Euclid followed the lead of

detector, you would need to deflect them less - by using a smaller magnetic field (a smaller sideways force).... To bring those with a larger m/z value (the heavier ions