• Sonuç bulunamadı

Muğla'da Ağız Tabakalaşması Yrd. Doç. Dr. Ali Akar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Muğla'da Ağız Tabakalaşması Yrd. Doç. Dr. Ali Akar"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MUĞLA’DA AĞIZ TABAKALAŞMASI

Stratification in Spoken Turkish in Muğla

Stratification dialectique â Muğla

Yard. Doç. Dr. Ali AKAR*

L ÖZET

Muğla bölgesinde ağız tabakalaşması fonetik ve morfolojik bakımlardan bir özellik olarak görülmekte­ dir. Bölgeye Oğuz etnik gruplarından Kıtlıklar, Kayılar ve Auşarlar yerleşmişken, daha sonra Harezmşahlara bağlı Kıpçak unsurları da bu yapıyı tamamlayarak yörede Oğuz-Kıpçak karışımı bir dil/ağız tabakalaşması meydana gelmiştir.

Bunun yanında Muğla ağzında komşu dillerden alman ödünçlemeler ve yazı dilinin etkisi ile iki ta­ baka daha oluşmuştur.

Anahtar Kelimeler: Anadolu Ağızları, Muğla Ağzı, Ağız Tabakalaşması, Anadolu Ağızlarına Etnik Etkiler

ABSTRACT

Phonetical and morphological dialect stratification is a distinctive feature in Muğla region. Initally Kınıks, Kayis and Avshars from Oghuz ethnic groups were settled here, then Kipchak elements from Harzemshahs completed the structure and created a language/dialect stratification that is a mixture of Oghuz and Kipchak.

Aside from these, two more stratum appeared in Muğla dialect resulting from borrovvings and influence of the written language.

Key Words: Anatolian Dialects, Muğla Dialect, Dialect Stratification, Ethnic influences on Anatolian

Dialects. r

GİRİŞ devleti ile siyasal ve İdarî bağları fazla

Anadolu’nun Türklerle tanışması 4. kuvvetli olmayan beylikler kurmuşlardır. yüzyılın sonundaki (395-396) Hun akmla-

nna kadar inebiliyorsa da (Sinor 2000 :

Anadolu’ya gelen Türklerin büyük bir kısmı Oğuz boyuna mensuptu. Anadolu’ya 252), burasımn yoğun göçlerle Türkleşmesi Türk boylarından yalnızca Oğuzların

göç-13. yüzyılı bulmuştur. 1071 Malazgirt meşine ilişkin olarak bilgi veren kaynak-Savaşı’ndan sonra özellikle Doğu ve Gü- 1ar, bunun sebebi olarak, 10. yüzyılda ney-doğu Anadolu bölgelerine sürekli

akınlar olmuş; Büyük Selçuklulalara bağlı irili ufaklı beylikler kurularak bölgenin

siyasal ve demografik olarak Türkleşmesi­ ne zemin hazırlanmıştır. Anadolu’ya asıl ve yoğun Türk göçleri, 13. yüzyılda Moğol baskısı ile olmuş, daha önce siyasal olarak Selçuklu uç beylerinin kontrolü altındaki bölgelere bu kitleler yerleşmiştir. 13. yüz­ yılın ikinci yarısından itibaren de uç beyle­ ri, hâkim oldukları bölgelerde Selçuklu

Hazar denizi ile Seyhun ırmağı arasındaki bölgede yaşamalarını görmektedir (Sümer 1992 : 46). Burada daha 11. yüzyılın ilk yarısında

Kınık

boyu tarafından Selçuklu devleti kurulmuş ve Iran, Afganistan, Horasan, Irak, Suriye, Azerbaycan ve Doğu Anadolu erken dönemde Oğuzların

siyasal hâkimiyeti altına girmiştir. (Köymen 1993 : 55). Anadolu bölgesi bir­ kaç yüzyıl boyunca çok çeşitli Oğuz toplu­ lukları tarafından bilinen, tanınan bir bölge olduğu için 13. yüzyıldaki Moğol

Muğla Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi

(2)

Milli Folklor, 2003, Yıl 15, Sayı 60

balkısı ile sığımlabilecek en güvenli ve lerin eline geçen ilk Bizans topraklarından düşmana uzak yer olarak görülmüş, kitle- biridir (Wittek 1986 : 24). Anadolu

Selçuk-sel gj-çler bu coğrafyaya olmuştur. lularımn uç beylerinden olan Menteşe

B oy sistemi ile yaşayan Oğuzların is- Beyin yönetimindeki Türkmen boyları,

kin politikasına da bu yaşam tarzı damga- Toroslardan batıya doğru ilerleyip deniz sim vurmuştur. Anadolu’nun çeşitli bölge- yoluyla Megri (Fethiye)ye, daha sonra da lerine boylar hâlinde yerleşen Oğuz grup- İÇ kesimlere ilerleyip Güney-batı Anadolu

lan dil ve ağız özelliklerinin büyük bölü- bölgesini ele geçirdiler ve bölgede Selçuk­

lu ünü bölgeye taşımışlar; 13. yüzyıldan

sonra Türkiye topraklarında Oğuzca’nın ilk yazı dilini de oluşturmuşlardır. Bu yazı

daha sonra kurulacak olan Osmanlı devletinin ve Türkiye Cumhuriyetinin yazı ve kültür dilinin temelini teşkil

ede-‘ Anadolu Ağızları” kavramı ile 13. yüzyıldan itibaren Anadolu topraklarında oluşmaya başlayan ve yazı dili dışında

ağız özellikleri kastedilmektedir. Bu alazlar, dil özellikleri itibarıyla Oğuzca

temelli- fakat ölçünlü dilden ses, yapı ve sekil Dİarak ayrılabilen özelliklere sahip

• •

ah-diller* konumundadırlar. Ölçünlü dil­ den farklı yapılar gösteren ağızlar, dar bölgelerde görülen, sınırlı ve homojen sosyal gruplar arasında anlaşma sağlayan dillerdir (Demir 2002 : 116).

Ağızlar her ne kadar “homojen” grup­ lar arasında konuşulan diller olsa da kendi içlerinde yine de bir farklılaşma, ayrışma

ezellikleri gösterebilir. Aynı bölgeye yerle­ şen aynı etnik temelh unsurların dili, zaman içinde göçler, dıştan evlenmeler, eğitim... gibi etkenlerle değişebilmekte, bir

ağız bölgesinde başka bir ağız bölgesi, boyiece“ağız tabakalaşması” diye adlandı­

rılan dil adacıkları meydana gelmektedir.

MUĞLA’DA AĞIZ

TABAKA-lulardan bağımsızlıklarını ilân ettiler (1281). Menteşe Bey’in ölümünden sonra (1282) büyük oğlu Mesud, beyliğin başına geçti. Küçük oğlu Kirman Bey de Finike bölgesini fethetti. İlhanlı hükümdarı

Geyhuta, Karamanoğulları, Eşrefoğullan ve Menteşeoğulları’m kısa bir süre kendi­ ne bağladı ise de (1291), Bizansh komutan Philantropetos’un bölge üzerindeki haki­ miyetini engelleyemedi ve bölge 1296’ya kadar Bizans egemenliğinde kaldı. 1296’da Mesud Bey, Milas, Peçin, Bozöyük, Çine, Tavas, Megri ve Köyceğiz’i Beyliğin top­ raklarına kattı ve Beylik merkezini Mi­ las’a taşıdı. Bu arada Rodos’a bir sefer dü­ zenleyerek adanın yarısını ele geçirdi (1300). Ancak Saint-Jean şövalyeleri adaya yeniden egemen oldular (1308 Mesud Bey 1319’da ölünce yerine oğlu Orhan Bey geçti. Orhan Bey, Rodos’u fet­ hetmek için uğraştı ise de başarılı olamadı Yerine oğlu İbrahim Bey geçti (1344

İbrahim Bey, Latinler tarafından ele geçi­ rilen İzmir’i, Aydmoğlu Umur Bey ile birlikte kurtarmak amacıyla hazırlık ya­ parken, Umur Bey’in şehit edilmesi üzeri­ ne bu seferi gerçekleştiremedi. Bu arada. Venedikliler, Menteşe topraklarını

deniz-%

den ablukaya aldıktan sonra ağır bir an­ laşma yapmaya zorladılar (1355).

İbrahim Bey ölünce (1360) beylik top­ rakları üç oğlu tarafından paylaşıldı. Bü­ yük oğlu Musa Bey, Balat, Peçin ve

Mi-LAŞMASININ OLUŞUMU

Muğla bölgesi ağızları1 Anadolu ağız­

lan içinde önemli bir yere sahiptir. Bu ağız ıas’a; ortanca oğlu Mehmed Bey Muğla ve bölgesi, ses ve yapı özellikleriyle bir yan- Çine’ye; küçük oğlu Ahmed Bey de Fethiye

dan Anadolu Oğuzcasmı, diğer yandan da (Mekri) ve Marmaris’e hâkim oldular Hazar ötesi Oğuzcasmı temsil eden unsur- Musa Bey’in 1375’te ölümü üzerine Milas lar taşımaktadır. Bunun yanında bölgede, bölgesi Ahmed Bey’in yönetimine girdi Kıpçak ağız adacıklarına da rastlamakta- Ahmed Bey, Osmanlı Sultanı Yıldırım vız. Muğla ağzı aynı zamanda, -az da olsa- Bayezıd ile iyi geçinmiş, Rodos ve Kıbns

komşu etnik unsurlarla da etkileşimde arasındaki Hıristiyan ticaret gemilerine

bulunmuştur. başarılı baskınlar düzenlediği için “gazi

Muğla bölgesi, 1261’den sonra Türk- unvanı ile anılmıştır. Gazi Ahmed Bey

(3)

Millî Folklor, 2003, Yıl 15, Sayı 60

ölünce ağabeyi Mehmed Bey Fethiye ve Marmaris bölgesini ele geçirmeye çalıştıy­ sa da Yıldırım Bayezıd Menteşe Beyliği’ne son vermiştir (1391). Mehmed Bey,

Candaroğlu Isfendiyar Beye sığındı. An­ kara Savaşı (1402)’mdan sonra Timur, Menteşe yöresinin hâkimiyetini Mehmed

Bey’in oğlu Ilyas Bey’e vermiştir. Ancak, Ilyas Bey, Fetret Devri’nde Çelebi Mehmed’e karşı Isa Çelebi’nin yanında yer almış; daha sonra oğulları Leys ve Ahmed Menteşe topraklarına dönmüşler fakat kesin hâkimiyet kuramamışlardır. Mente­

şe bölgesi, II. Murad tarafından 1424 yı­ lında tamamen Osmanlı topraklarına katılmıştır (Uzunçarşılı 1988 : 724-731).

Bu bölgenin ağız özelliklerinin şe­ killenmesinde Yörük cemaatlerinin büyük

rolü vardır. Bölge, 1281 yılında Menteşe Bey’in eline geçince Menteşe adı ile anıl­ maya başlanmış ve Kayı, Bayat, Yazır,

Dodurga, Afşar, Bayındır, Eymür, Yüreğir,

Kınık boylarına mensup Türkmenler bölge

topraklarına yerleştirilmiştir2. Ayrıca

Alayuntlu Türkmenleri Peçin ve Muğla

kazalarında 1517 (923) 205 hane ile mes­ kûn oldukları tespit edilmiştir (Uykucu 1983 : 101). Bunlardan Kayı boyu bölgede nüfus ve etki bakımından en güçlüsü ol­ muştur. Menteşe Kayılarının 16. yüzyılda,

200 bin çadır ile Peçin, Milas, Bozöyük, Çine ve Balat kazalarına yayıldığı ve 12 tir ile 1 cemaatten oluştuğu bilinmektedir.

(Demirtaş 1948 : 575-615). Bunlardan başka XVI. yüzyılda Barza, (Oturak Barza,

Göçer Barza, Güne Barza) Kızılca-Yalınç,

Kızılca Keçili, İskender Beğ oymakları

önemli nüfus ve güce sahip olarak görün­ mektedir (Sümer 1992 : 48). Bölge ağzın­

daki Oğuzca unsurlar, asıl büyük nüfus kitlesine sahip olan bu Yörük cemaatleri­ nin dilidir.

Bölgedeki diğer konar-göçer aşi­ retlerden biri de Hor zumlar far. Bunlar,

1230’da Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı

Alaeddin Keykubat’m Celale ddin

Harzemşah’ı mağlup etmesinden sonra Anadolu’nun çeşitli bölgelerine yayılmış ve

Batı Anadolu’da Horzumlu ismiyle yaşa­ maya devam etmiş olan göçebe bir

Oğuz-Kıpçak cemaatidir (Köprülü 1988 : 290). Bu aşiret, bölgede Peçin, Muğla, Köyceğiz ve Bozöyük’te meskûndur (Yazıcı 2002 :

55). H. 923 (1517) de bölgede yaşayan

Horzum oymağı, 1318 haneye ve 7590

nüfusa sahiptir (Uykucu 1983 : 100). Harzemşahlar’m göçebe Kıpçak boylarıyla ilişkileri Selçukluların Kıpçaklarla olan ilişkisinden daha fazla idi (Golden 2002 :

187-188). Bölge ağzındaki Kıpçakça unsur­ ları bu oymak temsil etmektedir.

MUĞLA BÖLGESİ AĞIZLARININ ŞEKİLLENMESİNDE ETNİK YAPI

Bölge ağızlarının şekillenmesinde is­ kân şekli ve tarihinin derin izleri olduğu muhakkaktır. Fakat bu aşamada boy- iskân-ağız ilişkilerinin kurulabilmesi tam olarak mümkün değildir. Zeynep Korkmaz bir makalesinde (1995 : 182) Anadolu

ağızlarının oluşumunda Kayı, Kınık, Avşar, Salur, Çepni, Bayındır, Bayat,

Alayuntlu ve Eymir boylarının ağız özellik­

lerinin etkili olduğunu belirttikten sonra, bunların etki dereceleri hakkında açık bir

tespitin henüz mümkün olmadığını söyle­ mektedir. Bölge ağızlarındaki çeşitli fone­ tik ve morfolojik unsurlar, tarihî belgelerle karşılaştırılmak suretiyle ağızlar üze­ rindeki etnik etkinin derecesi açık ve tam olarak ortaya konabilir.

Muğla bölgesi ağızları ile ilgili tes­ pitlerde yapmış olduğumuz çalışmayı

(Akar : 2002), Zeynep Korkmazın etnik yapı-ağız ilişkisi ile ilgili yazısı (1995 : 182) çerçevesinde karşılaştıracağız.

Muğla bölgesi ağızları başlıca şu katmanlardan meydana gelmektedir:

1.

Ana Katman:

Bu yapı, Oğuzca temelli bir konuşma dilidir. Ses ve yapı özellikleri itibarıyla Oğuzcanm genel ka­ rakterini yansıtır, ğapı/gel- / ol-

/

dağ; yorı-,

di-, yi- sözcükleriyle karakterize edilir.

• 1 __

2.

ikincil Katman:

Bu katman, Ana katman kadar yaygın ve genel özel­

likler göstermemekte ve adacıklar hâlinde bulunmaktadır. Oğuz-Kıpçak ağız özellik­

leri karışık olarak görülmektedir. Özellikle şimdiki zaman formunun çeşitliliğinde,

(4)

Millî Folklor, 2003, Yıl 15, Sayı 60

kelime başı tonsuzlarda, ünlü daralmala­ rında ve sınırlı bir bölgedeki şahıs zamir­ lerinde görülmektedir.

3.

Üçüncül Katman:

Yazı dili et­ kisi olarak karşımıza çıkıyor. Eğitim, göç,

askerlik ve turizm gibi sosyal hare­ ketliliklerle bu katman oluşmaya başlamış ve gelişim süreci devam etmektedir.

4.

Dördüncül Katman:

Bu kat­ mam, bölge ağzmın, komşu dillerden aldığı bazı ödünçlemeler oluşturmaktadır. (Bk. TABLO I)

TABLO I

Ana Katman (Oğuzca Unsurlar i

ğapı/gel- / ol-/dağ;

yorı-,

di-,yi-•

ikincil Katman (Oğuz- Kıpçak ortak unsur­

ları)

-p-bat-l-ı bat-...

-keri/kölge/keyik /key- -una, ğuy-, ğuca

- hen/hiz

• •

Üçüncül Katman (Yazı

dili unsulan) kapı, taş

Dördüncül Katman

• ı

(Ödünçlemeler) haranı, kele tir, harım

1.

Ana Katman:

Muğla bölge ağız­ larının ana karakteri Oğuzca dil özellikle­

ridir. Bu yapı, bölgeye 1282’den sonra yerleşen Yörük/Türkmenler bölgenin ağız özelliklerinin temelini teşkil eden “dil”i oluşturmuşlardır. Bölgede yerleşik boylar­

dan Kımklara ait dil özellikleri Kork­ mazın verdiği 10 özellikten (1995 :

182-183) 7’sine tam olarak uymaktadır:

a) Geniz n’si Muğla ağzında ko­ runmaktadır. sonarakılar (MA, 1/23-8);

yenilişe (MA, 1/1-40); belene (MA, II/3-61)

b) Hece ve kelime sonlarındaki akıcı r ve

l

ünsüzleri düşerek önlerindeki ünlüyü

uzatmaktadır, ğarâtı (MA, II/3-134); tesiz

(MA, II/2-42); kökü (MA, 1/7-8); teledim

(MA,

1/7-16)

c) Belirli ünsüzlerin etkisi ile ünlü ön-lüleşmesi meydana gelmektedir. JıurulceK

(MA, 1/5-27); bubeciKMA, 1/7-35)

d) -AcAk gelecek zaman eki ünlü düşmesi ile baştaki -A ’yı kaybetmiştir.

almcek (MA, 1/5-21); kalkcek (MA, 1/10-31).

Bu özellik, Türkmencedeki “mâlim gelcek zaman” yapısı ile paralellik gös­ termektedir. (Azımov 1974 : 226)

138

e) Fullerin soru şeklinde

mi

soru eki, bazı kiplerin çekiminde kip ekinden önce geldiği görülmektedir, gidi-miyon 76/23 (Korkmaz : 1994)

f) Görülen geçmiş zaman kipi dışında, bütün öteki kiplerin çekiminde I. şahıs için

-m yerine -n kullanılmaktadır, düşünüyon “düşünüyorum” {MA,

1/1-10);

keserin “ke­

serim” (MA, 1/2-9); ipe geçiTdirrin “ipe geçirttiririm” (MA, 1/5-21); avcıym “avcı­ yım” (MA, 1/14-49)

Korkmazın yazısındaki ikinci boy Atlarlardır. Söz konusu yazıda Avşarlara ait 13 ağız özelliği tespit edilmiştir. Bu özelliklerden yalnızca bir özellik Muğla bölge ağızlarındaki yapı ile ortaklık gös­ termektedir: Eski Türkçe ve Eski Anadolu Türkçesindeki ilk hece Heri Muğla ağzında belirli oranda korunmuştur.3

Korkmazın makelesinde ağız özel­ likleri tespit edilen 3. grup Solurlardır. Bu yazıda Solurlara ait 10 dil özelliği veril­

miştir. Bunlardan yalnızca 1 özellik kay­ dettiğimiz metinlerdeki yapıya ben­ zemektedir: Muğla bölge ağızlarında -yoru olarak adlandırdığımız Fethiye, Dalaman ve Ortaca bölgelerinde şimdiki zaman eki

genellikle yoru (<yorı-r) şeklinde kullanıl­ maktadır.

Muğla ağzındaki ikinci Oğuzca ana katmanı, bölge ağzını karakterize eden dil özellikle rinde n farklı olarak ilk hecedeki i ile -yoru şimdiki zaman şeklinin kullanımı

söz konusudur. Bu özelliklerden birincisi

Solurların dil özelliğidir, fakat Menteşe

bölgesinde Salurlarm izine rastlanmamış­ tır. (Sümer 1992 : 318). -in in bazı örnek­ lerde korunması ve bazı örneklerde ise kapalı e’ye dönüşmesi bu ses gelişimi hadi­ sesinin yaşamaya devam ettiğini göster­ mektedir. - yoru (<yorı-r), Muğla’nın doğu­ daki ilçeleri olan Dalaman, Ortaca ve Fet­ hiye’nin ayırt edici dil özelliğidir. Bu yapı Korkmazın tasnifinde Avşarların ağız özelliği olarak gösterilmiştir. Bölgede,

Avşar isminde bir yerleşim birimine

rast-lanmaktadır. (Sümer 1992 : 311).

2.

İkincil Katman:

Bu katman, böl­ ge ağzındaki ikinci büyük tabakayı oluş­

turmaktadır. Yaygınlık ve kullanımı sınırh

(5)

Millî Folklor, 2003, Yıl 15, Sayı 60

bazı fonetik ve morfolojik yapılar, Muğla kontrolü altına girmektedir. Muğla böl-ağzmdaki Kıpçak-Oğuz unsurlarının taba- gesinde yazı dili, ses, yapı ve kelime düze-kalaşmasını karakterize etmektedir. Muğ- yinde etkisini hissettirmektedir. Bölgenin la bölge ağızlarında, bu katmanı temsil turizme açık olması, eğitimin yaygın olma-eden ses ve yapı özellikleri şunlardır:

a) Yaygın olarak o-u nöbetleşmesi

gö-sı bu etkeni daha da hızlandırmaktadır.

sonra bizler atatürk'ün ilkesinde rülmektedir. Özellikle, -Ip batı- bölgesinde atatürk'ün didi gibi çalış dıK. yanı

w’lu yapılar yoğunlaşmaktadır, süvari yenilmediK, yılmadıK. esas döm yerimiz “soğan” (MA, 1/33-45); ğuyâ “koyar” (MA, müla ili, ilçesi de köyceğiz'di bizim, köycez.

1/11-28)

(

<koy-); ğuyup “koyup” (MA, 1/3- yalnız biz köyceğiz'den kenan_evren başa 12); bi yun “bir yol” (MA, 1/36-10); geşdj. zaman “dalaman olaraK şey yaPcâz.”

buynuzlu “boynuzlu” (MA, 1/13-63); una dediler. kenan evran da uçaKla

u _ _ _ »

ona (MA, 1/2-15); u “o”

ğucası “kocası” (MA, 1/3-9)

(MA, 1/2-16); havalanma geliyu. (MA, 11/11-18, 19, 20)

4. Dördüncül Katman:

Muğla bölge b) Şimdiki zaman eklerinin kulla- ağzındaki son katman kelime düzeyindeki mmında Oğuz-Kıpçak özelliği olarak görü- ödünçlemeler katmanıdır. Bu ödünçleme-len çok çeşitli tasvirî fiillerin kullanımı, Ip lerin karakterine baktığımızda, genellikle

batı- bölgesinin genel karakteristiğini komşu dillerden (Rumca, İtalyanca)

özel-oluşturm akta dır. Bölge ağzında Ip bat-; -I likle meslekî araç gereç terimlerinin

ö-bat-; Ip otur-; Ip yörü-; -IK gel- gibi tasvirî dünçleme yapıldığı görülmektedir.

Bun-fiillerle şimdiki zaman oluşturulmaktadır lardan bir bölümü tespit ettiğimiz metin-(Akar 2001 : 1-11). Bu yapıların şimdiki lerde, bir bölümü ise Derleme

Sözlü-zaman oluşturmada Kıpçak ve Hazar ötesi Şii’ndeki Muğla bölgesi kayıtlarında yer Oğuz ağızlarında da kullanıldığını biliyo- almaktadır. ısdar “hah, kilim tezgahı”

ruz (Türk 1996 : 294). (MA, II/3-115) (<Gr. istar “Webstuhl”

c) Oğuzcada tonlulaşmış olan Eski (Tietze 1999 : & 92); kavata “Su kabı” (DS

:

Türkçe kelime başı damak ünsüzleri 1688) <Gr. kavata “Wassertrinkgefâss”

k/k’lev bölge ağzında bazı kelimelerde (Tietze 1999 : & 47); keletir küçük bağ

korunmuştur. Bu yapıların Oğuzca dı- sepeti” (MA, 1/33-62) <Gr. keletir “grosser, şmdaki lehçelerde eski şekillerini koru- weiter Korb” (Tietze 1999 : & 98); kofuz duklarmın biliyoruz: keyindiriz “giyindi- « sağırw » (DS 2900) <Gr. kofos “taub” ririz” (MA, 1/2-41); keyceK alîlâ “giyecek (Tietze 1999 : & 153); mangoz “sandık” (DS alırlar” (MA, 1/62-22); keyer “giyer” (MA, 3122) (<Gr. mangoz “Bank” (Tietze 1999 : 1/20-102); keyişdirilerdi “giydirirlerdi” & 187)

(MA, III/5-14); kölge “gölge” (MA, H/12-16) Bunun yanında, daha eski bir

ödünç-(<ET ked- “giy-“); köynek “gömlek” (MA, leme tabakası olarak, muhtemelen Hazar

1/42-61); kenişlik “genişlik” (MA, III/3-14) ötesinde, yazı dilimizde bulunmayan bir-d) Başkurtça’daki s-h nöbetleşmesi, kaç Arapça ve Farsça kaynaklı kelime (Ercilasun 1985 1035) bölge ağzında bulunmaktadır., harım “tarla ve bahçele-birkaç yerleşim biriminde 2. teklik ve rin kenarlarına çekilen çit” (MA, 1/1-30)

çokluk şahıs zamirlerinde kurallı olarak <Ar. harım “der dazugehörige Bezirk um kullanılmaktadır, hen “sen”; hiz ‘siz”(MA, ein Haus, das Gehöft” (Tietze 1999 : & 46). 1/70-14); hırace “hastalıklı” (MA, II/2-60) haram “büyük kazan” (MA, 1/29-82) <Ar.

(<sıraca “boyamda oluşan bir tüberküloz” harânî “A cauldron, kettle” (Steingass

Türkçe Sözlük, 1970).

3. Üçüncül Katman:

Bu katman Muğla bölge ağzındaki yazı dili tabaka­

sıdır. Özellikle eğitim, askerlik,

basm-1975 : 1494) SONUÇ

Anadolu ağızları, yerleşim şekline ve yayın araçlarının gelişimiyle ağız özel- yerleşen etnik yapının özelliklerine göre likleri ölçünlü dile yaklaşmakta, onun çok çeşitli katmanlardan oluşmaktadır. Bu

(6)

Millî Folklor, 2003, Yıl 15, Sayı 60

ağızlar içerisinde çok özel bir yere sahip olan Muğla bölgesi ağızları da etnik yapı­

ya, kültürel etkileşimlere, eğitim durumla­ rına, komşu dillerle münasebetleri bakı­ mından üst üste yahut yan yana türlü tabakalardan meydana gelmiştir. Bu yapı­

nın temelini Oğuz ağızları oluştururken, Oğuz-Kıpçak unsurları da bölge ağzının karakteristiğini meydana getirmektedir.

Söz konusu yapı, Muğla ağzını Anadolu ağızlarından bu ikincil katman ile ayır­ makta, fonetik ve morfolojik bakımlardan

onlardan farklı kılmaktadır. Bu yapı, aynı zamanda Harezm bölgesindeki lehçeler

arası geçişkenliğin, tabakalaşmanın Ana­ dolu sahasında görülen tipik bir örneğidir.

KAYNAKLAR

[AIA] AKAR, Ali (2002) Çeşitli Yörelerinden Alman

Örnek Metinlerle Muğla Ağzı, Muğla (Muğla Üni­ versitesi Bilimsel Araştırma Komisyonunca des­ teklenen proje)

AKAR, Ali (2001), “Muğla ve Yöresi Ağızlarında Şimdiki Zaman Biçimleri”, Muğla Üniversitesi Sosyal Bi­

limler Dergisi, Bahar, S. 4

AZÎMOV, P; SOPİYEV, G; ÇÖNNEYÂV, Türkmen Dili, Aşgabat1974

CAFEROĞLU, Ahmet, (1959) “Die anatolischen und rumelischen Dialekte”, PhFT-î- Weisbaden, s. 239- 260

CAFEROĞLU, Ahmet, (1962) “Muğla Ağzı”, TDAY-

Belleten-1962, s. 107-130

DEMİR, Nurettin, (2002) “Ağız Terimi Üzerine”,

Türkbilig, 4. sayı, Ank. 2002

DEMİRTAŞ, Faruk, (1948) “Osmanlı Devrinde Anado­ lu’da Kayılar”, Belleten X I I / 47, Ank.

Derleme Sözlüğü, (1965-1993) I-XII, Ank. 1965-1993

ERCİLASUN, Ahmet B. ve diğer komisyon üyeleri, (1985) Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, Ank.

GOLDEN, Peter B., (2002) Türk Halkları Tarihine

Giriş, (Çev. Osman Karatay), Ank. 2002

KARAHAN, Leyla (1996), Anadolu Ağızlarının Sınıf­

landırılması, Ank. 1996

KORKMAZ, Zeynep (1994), Güney-Batı Anadolu Ağızla-

rı-Ses Bilgisi (Fonetik), Ank. (2. Baskı)

KORKMAZ, Zeynep, (1953), “Batı Anadolu Ağızlarında Asli Vokal Uzunlukları Hakkında”, TDAY-Belleten-1953, s. 197-205

KORKMAZ, Zeynep, (1978), “Batı Anadolu Ağızlarında Yazı Dilinden Ayrılan isim Çekim Ekleri ve Fono- loji-Morfoloji Bağlantısı”, Birinci Milli Türkoloji

Kongresi, İst., s. 29-41

KORKMAZ, Zeynep, (1995) “Anadolu Ağızlarının Etnik Yapı ile İlişkisi Sorunu”, Türk Dili Üzerine Araş­

tırmalar, İkinci Cilt, Ank.

KÖPRÜLÜ, M. Fuad, (1988) “Harizmşahlar”, İA, C. V, İst.

KÖYMEN, M. Altan, (1993) Selçuklu Devri Türk Tarihi, Ank.

ÖNER, Mustafa, (1988) Bugünkü Kıpçak Tiiı kçesi, Ank. SINOR, Deniş, (2000) “Hun Dönemi” (Çev. Mete

Tun-• •

cay), Erken Içasya Tarihi, İst.

STEINGASS, F., (1975) Persian-English Dictionary, Beirut

SÜMER, Faruk, (1992) Oğuzlar (Türkmenler),

Tarihle-m

ri-Boy Teşkilatı-Destanları, İst.

TİETZE, A., (1999) Wörterbuch der griechischen, slavischen, arabischen und persischen Lehnuuörter

im Anatolischen Türkisch (Derleyen: Mehmet

Öl-m

mez), İst.

TÜRK, Vahit, (1996) “Türkçede Şimdiki Zaman Kavra­ mı, Çekimleri ve Ekleri”, TDAY Belleten 1996, Ank., s. 291-340

UYKUCU, Ekrem, (1983) Muğla Tarihi, İst.

UZUNÇARŞILI, İ. Hakkı, (1988)“Menteşe-oğulları”, İA, C VII, İst.

WITTEK, Paul, (1986) Menteşe Beyliği, Ank.

YAZICI, Muhammed, (2002) XVI. Yüzyılda Batı Anado­

lu Bölgesinde (Muğla, İzmir, Denizli) Türkmen Yerleşimi ve Demografik Dağılım,, Yüksek Lisans Tezi, (Basılmamış), Muğla

NOTLAR

1 “Muğla bölgesi ağızları” adlandırması ile Muğla ilinin siyasî sınırları içinde kalan ağızlar kastedilmektedir.

Siyasî sınırla dil sınırı her zaman -hatta çoğu zaman- birbirini tutmamaktadır. “Muğla bölgesi ağızları" özellikleri göstermesine rağmen, Aydın’ın Nazilli ve Bozdoğan; Denizli’nin Kale, Tavas, Acıpayam Serinhisar ilçeleri bu araştırmanın dışında bırakıl­ mıştır.

2 Menteşe sancağında 16. yüzyılda Oğuzların bu boy isimlerini taşıyan 20 yerleşim birimi tespit edilmiştir. (Sümer 1992:306-326)

3 Muğla ağzı ile ilgili çalışmamızda i-e meselesinde yaptığımız istatistiksel çalışmada şu tablo meydana

çıkmıştır:

de-: %98-di- %2; ye-: %72-yi-: %28; geııe: % 39-gine:

Referanslar

Benzer Belgeler

İlin iç kesimlerindeki il ve ilçe merkezi olan belediye örgütlü yerleşmelerin hâkim fonksiyonu da, Kavaklıdere hariç, yine hizmetler kesimi olmakla birlikte bunlarda faal

de ise Hemşirelik Yönetmeliği kapsamında ÇAP hemşiresinin görev, yetki ve sorumlukları tanımlanmasına rağmen, hemşi- relerin bu görev yetki ve sorumlulukları

Modern Kırgız dilinde kullanılan parçacıklar, cümle içindeki görünümlerine ve anlamlarına göre iki gruba ayrılır: Gerçek parçacıklar, İşlevsel parçacıklar.

Bölümler arası farkların hangi bölümler arasında olduğunu bulmak amacıyla yapılan Scheffe testinin sonuçlarına göre katılımcı mizahta PDR bölümünde (X ort =46,01,

Ek olarak, daha önceki çalışmalarda geliştirdiğiniz fikri test etmeye uygun bir yöntemin kullanılmış olması da size fikrinizi test etmek için etkili bir metodolojiye

Araştırmanın diğer bir bulgusu, yaş değişkenine göre ortaöğretim okulu öğretmenlerinin liderlik rollerine ilişkin beklentilerinin anlamlı bir farklılık

Kültür Mirasını Araştırma Ulusal Enstitüsü’nde görevli araştırmacı Ijıma Mitsuru “Japonya’daki Somut Olmayan Kültür Mirası: Klasik Japon Gösteri

Bunların dışında, Kuzey Kıbrıs’ta Azınlık Hakları / Minority Rights in North Cyprus (Lefkoşa, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı Yayınları, 2012, 140 sayfa)