K öse penceresi t
Mânası artan Bayram
C
umhuriyetin bu otuz birinci yıldönümünü karşılamaktan ziyade uğurla mayı, eski diksiyonerintâbi-Midhat Cemal KUNT AY
riyle, istikbalden fazla teşyl’l olaylara uygun buldum. Çün kü, her yıldönümünde oldu-
(Devamı Sayfa 7, Sü. 1 te)
Mânası artan bayram
(Baştarafı 1 inci sayfada) ğu gibi bu defa da bu bayra mın mânasının çoğalmakta devam edeceğini tahmin ede rek bu artmanın sebeplerin de durmak istedim.
İkinci Sultan Abdülhami- din vehminin kuvvetiyle in celeşen bir sezişi olduğunu gösteren hâdiselerden biri de yakın seleflerinden ve halef-
J
lerinden hiçbirinin ihtimal vermediği Cumhuriyetin Tür- kiyede ilân edileceğinden ilk ve son defa onun korkması dır. Cülûsunda Saray Feriki yaptığı İngiliz Sait Paşa’ya, bir gün, Mithat Paşa’dan ve Namık Kemalden bahseder ken şöyle demişti:— Maksatları Meşrutiyet ilânı değildir, onlar Reisül- cümhur olmak isterler.
Zaten, Tanzimattan bu ya na, millet ile saray ve hükü met arasına yangın duvarı na benzeyen mâniler konul duktan, ve idare edenlerle edi lenler birbirlerini ancak rü yada gördükten, ve bu hal yıllarca devam ettikten son- : ra, günün birinde Padişahlı- 1 ğm kaldnnlacağmı sezmek için, Sultan Hamidin marazı vehminin bilediği keskin bir zekâya ihtiyaç yoktu: Halk ulûhiyet rolü oynayan, ve kendisini görülmez ellerle idare eden meçhul kuvvetleri sevemez. İkinci Abdüihamidin amcası Sultan Aziz bile, sa rayından sık çıktığı halde, yanındaki fena saray adam ları, milletle hükümdar ara sına feryatların, ahların, e- ninierin duyulamıyacağı bir mesafe yaratmanın marifeti ne vâkıftılar; o derecede ki, bir gün, zavallı Sultan Aziz, Levent çiftliğine mi, bilmem nereye giderken, geçtiği yol lardan birinde biriken ahali «Aciz!» diye bağırıyorlardı. Fakat aradaki mesafe o ka dar çoktu ki, Padişah ma beyincilerine soruyordu:
— İşitemiyorum, ne diyor lar?
Mabeyincileri şu cevabı
veriyorlardı:
— «Padişahım çok yaşa!» ; diye bağırıyorlar!
İşte her yıldönümünde m â nası çoğalan, ve hacmi arıau Cumhuriyet’in en büyük mu çizesi halk ile hükümet reisi
arasında, feryadı dua zan
nettiren mesafenin ortadan
kalkması, idare edilenlerin
şükran ve şikâyet seslerinin idare edenler tarafından du yulmasıdır.
l u ~ . ^ ~emal KUHTAİ
K öşe pencereli s
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a T o ro s Arşivi