• Sonuç bulunamadı

Tarih ne zaman ibrettir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tarih ne zaman ibrettir"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Geçmişten Günümüze

Tarih ne zaman ibrettir?

Tarih 17 Şu bat... İzmir Birinci İktisad Kongresinin toplandığr Vitol-Jiro’lann

ambannda Yunan-İtalyan-İspanyol AMBALAJ’lan içinde

Türk zeytinyağ- sabunlan...

Günümüzde hafıza ’ya, bir başka deyişle bellek yeterliğine sahip

olması şart m eslek hangisidir diye sorarsanız, tereddütsüz cevab

verebilirim: H er sahadaki Sanayiciler-Fabrikatörler- Ve bunlar

arasmda bilhassa ürettiklerini AM BALAJ’Uyarak içe-dışa satan

emek-him met sahihleri...

15 Mayıs 1919’daki Yunan işgalinden, harap, yanmış, bir çok semtlerinde taş üstüne taş kalmamış yıkık-dökük; 9 Ey­ lül 1922'deki kurtuluşundan sadece dört ay yirmi yedi gün sonra İZMİR’in; bir iktisad kongresi’ne ev sahipliği yapması yadırganacak olaydı.

Nitekim yadırgandı da...

Fakat milli mücadeleyi mucize yapısı içinde gerçekleştirenler, ülkenin gerçek istiklali için öylesine hasret içinde idiler ki, Lozan barış görüşmelerinin yetmiş altı günlük çetin didişmelerden sonra so- nuçlanamayıb kesilmesine rağmen, sa­ vaş meydanlarındaki zaferi ekonomi alamnda da tamamlama azmini isbat için o yıkık-harâp İzmir’de ilk iktisad kongresini 17 Şubat 1923’de topladılar: 1133 delege ile ve Cumhuriyetin ilanın­ dan sekiz ay oniki gün önce...

• -

BİR LEVANTEN HANGARI...

Çatısı altında böylesine yüce bir gaye için, böylesine çeşitli mesleklerden kadm-erkek bini aşkın delegeyi toplıya- cak yapı yoktu...

İmparatorluk’da İstanbul’dan sonra ül­ kenin en hareketli iş merkezi olan İZ- M İR ’in ticaret erbabı, m uzaffer Başkumandan Mustafa Kemal’in “ bir iktisad kongresi” kararına uygun bina üzerinde çaresizlik içinde anlaştılar: İz­ mir'in ithalat-ihracatını elinde tutan iki ünlü Levanten ailesi, Vithol’ler ve Jiro’- ların müştereken sahib oldukları zeytinyağı-zeytin-sabun hangan... Bu maksadla 1900 başlannda inşa edil­ miş DEPO'nun yan duvarlan taş, üzeri

galvaniz saç, orta bölümlerinde mal doldurma-boşaltma için geniş kapılan vardı. Bitim bölümü, EGE’nin dört bu­ cağından gelen zeytinyağları ve sabun­ lanılın ambalajına ayrılmıştı: Boy-boy tenekeler, kutulann üzerinde Yunanca- İtalyanca-İspanyolca baskılar vardı. Yi­ ne bu dillerde içindekilerin Türk ürünü olduğu kaydının yanında Smyrna söz­ cüğü, ihraç merkezini anlatıyor ve Cum­ huriyette de devam eden re eksport’un sömürü düzenini mühürlüyordu. Kongrenin toplanışını üstlenen İzmir Belediye-Ticaret Odası temsilcileri hazır­ lık safhalanndan, 29 Ocak 1923’de Uş- şakî Zade Muammer Beyefendinin kızı Lâtife Hanımefendi ile evlenen ve refi­ kasının Göztepe’deki evine yerleşen Mustafa Kemal’e devamlı bilgi sunuyor­ lardı. Kongrenin başkanlığını yapan Şark cephesi kumandam Kâzım Karabe- kir Paşa anılarında:

“ -İlk ânda yadırganacak bu tezadlar- dan Mustafa Kemal adeta memnundu. Eksikliklerin, imkânsızlıkların, yoksul­ lukların sergilenerek, hakikatleri meyda­ na dökmesini köklü ve ciddi tedbirler için düşündürücü ders sayıyordu. Ben, as­ kerlik hayatımda iktisadi ve içtimai mev- zularla mümkün olduğunca meşgul olmama rağmen, kongre riyasetine sa­ hasında ihtisas sahibi bir zatın getirilme­ sinde ısrar ettiğim zaman bana: Vatanın iktisad-ticaret-ziraat-sanayi mevzularındaki yoksulluğunun açışım bizler kadar kim çekti? En cesur ve ra­ dikal fikirler bu sebeble bizlerden gelir. Teşhisleri bizler koyalım, tedavi ve tat­ bikatı onlardan bekliyelim...” demişti.

SÜLEYMAN FERİD ECZACIBAŞI

BEYİN KOLONYA GALONLARI...

Kongrenin toplanacağı hangar, buram- buram zeytinyağı-sabun-zeytin ko­ kuyordu.

Tertib heyeti içinde olan, İzmir'in ilk Türk diplomalı eczacısı, ve 1905 de Gurabay-ı Müslimin Hastahanesinde Ser Eczacı (Eczacıbaşı) unvâmm alan, kur­ duğu ŞİFA eczahanesinde, yine ülkede ilk defa itriyat imâline girişen Süleyman Ferid Bey, laboratuvanndan galon- galon kolonya gönderdi: Yılların bina­ ya ve h atta h avay a sindirdiği zeytinyağı-sabun kokusunu hafifletebil­ mek ümidi ile...

Hangar bir süredir, Ermeni ihracatçı Ar- tin Hamparsumyan’ın kirasında idi. Süleyman Ferid Bey o günleri şöyle anlatır:

Yunan işgalinden harâp ve yamk kurtulmuş İzmir’de, iktisda mevzulu bir kongrenin toplanacağım, Başkuman­ dan'ın karanın öğreninceye kadar biz­ ler düşünm em iştik. Önce uygun bulduğumuz bina, İttihadi ve Terakki’- nin kurduğu nümune-ittihad mektebi idi. Fakat, Kongre’ye bütün memleketten çifçiler-küçük sanayiciler- zanaatkârlar işçiler mümessillerinin katılacağı anlaşı­ lınca İttihad ve Terakki mektebi, kong­ re dolayısiyle bir de sergi açılması tercih edilincei kâfi gelemiyeceği anlaşıldı ve bugünkü Orduevi’nin yetindeki hangar­ da kongrenin, bitişikte idari işlere aynl- mış bitişik mağazalarda serginin açılması kararlaştı.

(2)

ihtiyacında-—- y } *A ♦ j ¡JşS- . j j^~> 4^> I J ^ — « ’V.’ - jı - A - ^ * -* > - C -* -* ^ •<V| ! j *~V#A» 1

i <S J ^ A.5 'T ^ ^p-5*’ ‘—V*>- ^If*- A^o #-V»0 U_.«r» j.iı i * J İo- _^İ

A>y'W • , J * ‘A«>l \» 4 / * ı»iX ^ » v . ' *j o V ü y * * r\ J£ ^-1^5 #.aJ ! j 11 1 «Jj,c j1.a- . j z L->-' .

)

j l j l

S

-.1 » » 4 lv

<y

j\

c 4V1 *>- _-l;

X

ö y y o>-l z>-\ 3 ■SJ£ j ^ l ^ J U L V

y

3

'

) * ,J* *; j J .) j J - L -! ¿ U - L J j

.

j

û

Ls- Ca&*' •

^

«.3 lo- 3jAj

*

i > - j

'

*Vjj ) 'r’J.Y --V j

v y ‘ <S

j y .r.

¿si

-■

¿fi

¿ " •O

îya

*>- *

J

jl) L a'L

V * S

- '- a; 1

'S J ' 0 * }

,

i / . l :

.\i£

oXJ-

UA,

t

^ o ' v * *

^ £ J r *

.i . ■> j ji l

i

\ - . J )

-tl

J j

J f y

1 > Jv

-»J Z.-C-' j j

« 1'

i

jl) J jJ

r

*«-

< Xl

- J .J «aJ*>-u c J U J * i '.^ *-aC f J T 1 cA j l* * A-, Ic * lu» . ^ j ^ 5 < *j!s — ■■ t,j*Awi J i ^ y^ji\i/^ • j ^ . j-aJU ^ İ »j ^ * ^1=0 y j l —t j l t $ - J jl Uw 1 >\-j>1 ‘ s, ö r ^ - j ' j j -** ¿ y İ . 1 ^ t.A-ıi Hey toca BAŞKUMANDAN hey!..

Yukanda. Mustafa Kem al’in, 17 Şubat 1923, İzmir Birinci İktisad Kongresini açış nutkundan bir sahife: ' ‘HER ŞEY MİLLİ EKONOMİ İÇİN ’' diyor... Koca adam !... Ordu ‘da başkum andan, kültürde

başkumandan, rejimde başkumandan, milli ekonom ide başkumandan, milletini hasreti çekilen refah-medeniyet-umran düzeylerine eriştirm ekte başkum andan...

Şimdi yıl 1989... Altmış altı yıl sonra, 17 Şubat 1923 konuşmasını TAM METİN halinde bugünkü dile çevirin, ev-ev dağıtın, okutun, bu muhteşem fikre sahip ve her dediğini yapm ış insana sadece hayranlık duyma değil, hasreüni yüreğinizin derinliğinde duyarsınız.

Bir hayır sahibi çıkub da. M atbuat Umum Müdürlüğü yayınlanm a 21 ’incisi olarak 1923'de basılan

' 'Cazı Mustafa Kemal Paşa Hazretleri İzmir Yolannda ’' ki kitabmm 103-126 sahifeleri arasında yer

alan bu konuşm ayı elimize versin, dev sanılan allam e ekonom i nazariyecileride, tatbikatçıian da gözlerim iz önünde m erham et cüceleri olur...

yım: Böyle bir kongrenin toplanması fik­ rinin sahibi olan Başkumandan Mustafa Kemal Paşa ile, Kongrenin riyaset va­ zifesini büyük bir dikkat, alaka ve mu­ vaffakiyetle ifa etmiş olan Şark cephesi Kumandam Kâzım Karabekir Paşa’mn iktisadi hayatımız üzerindeki açık, ber­ rak, her zaman için kıymetini muhafa­ za edecek fikir ve prensibleri vardı. Memleketi kurtarmak yolundaki müca­ delelerinde sağlam bir milli iktisad- ticaret-ziraat- sanayi hayatının mevcu­ diyet zaruretini onlar kadar kim duymuş ve yaşamış olabilirdi?

Serginin orta kısmında ve bir yeldeğir- meninin dönen kanatları içine “ müstahzarat-ı tıbbiyye ve itriyât fabrika” mn mamullerinin isimlerinin yanına şişeler ve tübler içinde nümûne- leri konulmuştu: Ferit kolonya ve esans- lan: unutma beni, senin için, muhabbet çiçeği, hasret rüzgan, altın damlası, se­ nin kokun, meltem, aşk çiçeği, Ferit kuvvet şurubu, sulfato, asprin, kinin, çeşidli kremler, diş macunu sıralanmış­ tı: İstisnasız hepsinin ambalajı yabancı imalatı idi. Her imalat sahasında o ka­ dar mütevazı seviyede idik ki, içlerinin kısmen de olsa kendimizin olmasıyla te­ selli buluyorduk.”

• -

“ BAK KARABEKİR... İÇİ

BİZİM DIŞI ONLARIN.

Zaferden sonraki ilk iktisad kongresinin çatısı altında toplandığı, sahihleri Levan­ ten, kiracısı ermeni olan HANGAR üze­ rinde en ibretli tesbit, o günlerde İzmir’de ANADOLU gazetesinin sahib ve başyazan Denizli milletvekili Haydar Rüştü Öktem’indir.

Yirmibeş yıl sonra, 17 Şubat 1948’de yayınladığı hatıralannda Haydar Rüştü Öktem aşağıdaki ibretli tesbiti aktanr: Kongrenin açılışından bir gün önce, 16 Şubat 1923 Perşembe günüydü. Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir Pa­ şalar, yanlannda İzmir Valisi Abdülha- lik (Renda) ve kongrenin tertib heyetinden bazı şahsiyetler, elden gel­ diğince hazırlanmış hangan gözden ge­ çiriyorlardı. Senelerce her çeşit ihraç-ithal mallarının ardiyesi ve bir bö­ lümü dışanya sevk için ambalajlanma olarak kullanılan binanın adeta divan­ larına kadar nüfuz etmiş kokulan gider­ mek mümkün olmamıştı. Riyaset kürsüsü olarak hazırlanmış son bölüme

geldiğimizde, ihraç edilecek sabun ve zeytinyağlara ait boş teneke-mukavva- tahta koli ambalajlan atlı arabalarla dı- şan taşımyordu. Mustafa Kemal Paşa bunlann önünde durdu, hepsinin üze­ rindeki Yunanca-İtalyanca-İspanyolca olan yazılan okundu, yanında olan Alâ- iyeli Zade Mahmud Bey izahat verdi:

Mahsullerimiz bu memleketlere bu­ radaki yabancılar tarafından ihraç edi­

liyor, onlar da kendi lisanlarıyla hazırlanmış bu ambalajlar içinde kendi mahsul ve mamulleri imişçesine başka memleketlere yüksek Batlarla satıyor­ lar."

Mustafa Kemal Paşa bu açıklamalan sessiz ve kederli dinledikten sonra Kongrenin riyasetini yapacak olan Kâ­ zım Karabekir Paşaya döndü:

(3)

İktisadi zafer için de aynı inanç: TÜRK YILMAZ

İktisad Kongresi Reisi Kâzım Karabekir Paşa, askerlik m esleği yanında, çeşidli sahalarda himmeti olan değerli şahsiyetti: Resim, musiki, edebiyat gibi..

Dünya yüzünde bir daha m üstakil Türk devletinin oıam ıyacağı acısınm gönüllere yerleştiği Milli Mü­ cadelenin kara günlerinde, güftesi de, bestesi de kendisinin olan CİHAN YIKILSA TÜRK YILMAZ marşı, ümid seslenişi olmuştu.

Kongreye reis seçilince, iktisadi zafer için de y ol gösterecek marşın başhğı CİHAN YIKILSA TÜRK YILMAZ ümidi, ressam Vash Beyin güzel yazısı ile levhalandı ve riyaset makammm arkasm a asildi: Cihan yıkılsa Türkün yılm ayacağı inancını ekonom i alanında da mühürlemek hasretiyle...

Bak Karabekir... İçi bizim, dışı on­ ların... Adamlar bizi Afrikalı zenci esir­ ler gibi kullanıyorlar.

Ve, hemen akabinde kongre tertib he­ yetine hitab etti:

Beyefendiler...Vazifeniz bu esaret­ ten kurtulabilmenin çare ve tedbirlerini isabet ve cesaretle tesbit etm ek... Hü­ kümetlerin vazifesi de bunları, hudud- ları beklemek kadar hassasiyetle tatbik etmek... Aksi halde harb meydanların­ da kazandığımız zaferler eksik ve değersizdir’ ’

Başkumandanın bu direktifi, 23 gün sü­ ren kongrede, o günlerin şartlarına gö­ re, hayranlık yaratacak hassasiyetle tatbik edildi, hatta 2 Mart 1923 tarihli sondan bir önceki toplantıda, herşeyin temeli olarak ifadelenen cehaletten bir ân evvel kurtulmakiçin Lâtin harflerinin kabulü teklif edildi.”

• -

VİCDAN RAHATI İLE

BİLİYORUZ...”

DİYEBİLİR MİYİZ?

Zaferin ümidlerinin buram-buram tüttü­ ğü kurtuluş sonrasının ilk aylarında top­ lanan ilk iktisad kongresinin kararlanna hafızamızda yer vermiş miyizdir? Ara­ dan altmış altı yıl geçti. Coşku ve ümid seli halinde akan bu karar-dileklerin, hiç de azımsanmıyacak süre içinde hangi­ lerinin henüz hayal olduğunun muhase­ besini yapmış mışızdır? (1).

Kongre'yi, Türkiye Büyük Millet Mecli­ si Reisi Başkumandan Gazi Mustafa Ke­ mal, 70 dakika süren ve eski harflerle 24 kitap sahifelik metin tutan konuşma­ sı ile açtı. Eğer bir insana “ büyük” di­ yebilmek, geleceklerin hakikatlerini cesaret ve tamlık içinde sergilemesi ile mümkün ise, bu uzun konuşmasında ATATÜRK, iğneden ipliğe, ekmeğinin unundan hatıra gelecek herşeye muh­ taç o harab ve yoksul, nesi var nesi yok­ sa düşmanı vatanın bağrından atmak için harcamış yorgun ülkede: Arka­ daşlar... Yeni devletimizin bütün esas­ ları iktisad programından çıkmalıdır. İktisad demek herşey demektir. Bu memleketi cennet haline getirecek ikti­ sadi faaliyettir. Öyle bir iktisad devri la­ zımdır ki artık milletimiz insanca yaşamasını bilsin. Vatandaşlarımız zi­ raatın, ticaretin, sanayiin, emeğin, mü­

reffeh hayatın mümessili olsun ve artık bu memleket, böyle fakir ve hakir de­ ğil, ülkemize zenginler memleketi, in­ sanlarımıza da çalışkanlar diyarı denilsin...”

Şimdi yıl 1989...

Bu dileklerin üzerinden 66 yıl geçti. Ruhlarla konuşmak mümkün olsaydı, Yunan-İtalyan-İspanyol ambalajlan için­ de dünyanın dört tarafına yayılan ürün ve mamullerimizi, artık bizi sömürenlerle yarışan ambalajlarımız içinde Mustafa Kemal’e sunar:

Rahat uyu... Belki senin hasretleri­ ne tam erişemedik ama, epey yol al­ dık... Durmıyacağız...” derdik.

(1)- İlk iktisad kongresi için geniş bilgi almak isti- yenler. benim, "Etniki-Eteryadan günümüze EGE'- nin Türk kalma savaşı, Eğenin Kurtuluşu, Üç Devirden Hakikatler” kitablanmla. ekonomi pro­ fesörü. Dışişleri Bakanı GündüzÖkçün'ün "Birinci İzmir iktisadi kongresi” Kitaoının sahifelerini çe­ virsinler.

Geçmişini unutanların geleceklerini sağlam temeller üzerinde yükseltmesinin hayal olduğu hakikatini de kavramalan bakımından...

Referanslar

Benzer Belgeler

The activities that are conducted in the classroom may not be appropriate for all kinds of students. They might get bored of the activities due to the fact that they do

醫療衛教 記憶的戰爭-阿茲海默症 返回醫療衛教 發表醫師 藥劑部藥師 發佈日期

Ayrıca, kolluk hakkında, adli görevi esnasında işlediği suçlardan dolayı, Cumhuriyet savcısı tarafından, Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK) göre resen soruşturma

1963 yılı için söylenecek çok şey var ama bizim için önemli olan Ankara’ya taşınmış olmamızdı.. Atiye Altınok isminde yaşlıca bir

Tane verimi bakımından iki yılın ortalamasına göre en düşük değer kontrol parsellerinden elde edilirken, en yüksek değer 8 L da -1 hümik asit uygulamasından

Camie geliş törenle olur ve gerek devlet ricali, gerek saray mensupları muayyen yerlerde bulunurlardı Na­ mazdan sonra tören bitmiş sayıldığından, hükümdar,

Çetin Anlağan, bundan sonraki çalışm alarında S adberk Hanım Müzesi uzmanlarının bilimsel ça­ lışmalarını tanıtarak araştırmaları­ nı yayınlama fırsatı

Radiofrequency Ablation for Inferior Turbinate Hypertrophy: Different Application