17 Nisan 1967
CUMHURİYET
1
17 Nisan!
j
17 Nisan, Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümüdür. Köy En»- ■ titüleri kanılalı *7, ve yıkılalı 20 yıl geçmiş, ama o zamandan bu ■ aamana Köy Enstitüleri komünist yuvalan olmak ithamından kur- ; tutamamıştır.
Çünkü Köy Enstitüleri Anadolunun kurtuluş ve uyanış savaşı- . «m bir parçasıdır. Hangi yoksul ülkede, siyasette, eğitimde, ikti- ■ »atta bir millî kurtuluş hareketi ve bir halk uyanışı başlarsa, ko- ■ münistlik sayılır. Vatan haini Bolu Mutasarrıfı Osman Kadri 1920 ■ de Mustafa Kemal ve arkadaşları^ komünistlikle suçluyordu : ■
— M ustafa K em al h a re k e ti bolşevikliktir. M ustafa K em al’in ■
askerini öldüren şehit olup Cennete gider, M ustafa K em al’in em- ■ rinde dövüşen ask er ölürse şehit olmaz ve C ehennem i boylar.. ■ diye birbiri ardına fetvalar çıkarılıyordu. S Damat Ferit, Padişah ve hempası, Anadolu hareketini bolşe- ; viklik saymışlardır.
Ama kendilerinden mi bu hikmete ulaşmışlardır? ■ Elbette ki hayır! Emperyalizmin merkezlerinden gelen düşün- J çelere uydukları için bu yolda ahkâm kesmişlerdir. Yoksa Bolu ı Mutasarrıfı Osman Kadri’nin kısır aklı, komünizme, bolşevizme jj yetecek çapta değildir; İngiliz emperyalizmine satılık Istanbuldan ■ gelen emre uyarak Gazi’nin komünistliğini ilân etmiştir o gafil. ■ Emperyalizmin bu yoldaki bilinçli politikasını dünkü ve bu- ■ günkü belgeleriyle ispat etmek çok kolaydır. 10 Ekim 1919’da İn- ■ giliz Amirali Sir F. de Robeck, Lord Curzon’a yolladığı raporda « Mustafa Kemal’in Sivas Kongresini ele alarak : *
«— Sadrazam (D am at F e rit) d u ru m u n veham etini k ab u l ediyor J ve isyanı b astırm ak için m ü ttefik lerd en m üsaade istiy o r. İzm it ci- *
varın d a bolşevik tip i h a y d u tla r türedi» diye yazıyordu.
İngiliz Amiralinin «bolşevik h ay d u t çeteleri» dediği, Kuvayı « Milliye idi.
Daha yenilere gelelim; Beyaz Sarayın danışmanı şöhretli Ame-
j
rikan generali Maxwell Taylor, New York’ta verdiği bir konfe- Jransta : !
«— Millî K u rtu lu ş S avaşları kom ünist yayılm asının yerini al- *
iniştir» hükmünü vermiştir.
Amerikanın Cumhurbaşkanı Muavini Humphrey ise daha ay- J dınlık konuşmuş, Amerikan Harb Akademisinde yaptığı konuşma- i
da subayları uyarmıştır :
«— B irleşik A m erik an ın güvenliğini te h d it eden b ir teh lik e- ! den söz etm ek istiy o ru m sizlere.. Bu tehlike çok ince hesaplanm ış ■ m illî k u rtu lu ş h a rb le rid ir. Bu m illî k u rtu lu ş h a rb le ri denen savaş- ■ la ra karşı kendim izi korum ak için yeni ve cesur d av ran ışla rd a ■ bulunm alıyız.»
Görülüyor ki, vatan haini Bolu Mutasarrıfından Istanbulda a düşmana satılmış Padişaha, Sadrazama; emperyalizmin amiraline, a Amerikan generaline, Lord Curzon’a ve Amerikan Başkan Muavi- • ni Humphrey’ye kadar uzanan zincirlemede «millî kurtuluş» uya- > nişinin adı bir kelimedir :
— Komünistlik !
Bu durumda Köy Enstitülerinin «kom ünist y u v alan » »ayılma- *
sı kadar tabiî ne olabilir? J
Gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor ki. Köy Enstitüleri Anadolu- \
nun gerçek uyanışını ve kurtuluşunu eğitimde sağlıyabilecek halk
j
kurumlan idiler. Eğer Köy Enstitüleri kurulduğu gibi sürdürül- J şeydi şimdiye dek Anadoluda okuma - yazma bilmiyen hemen he-
i
men kalmıyacaktı. Cstelik bu okuma - yazma, soyut ve işe yara- ■ maz bir eğitim sonucunda değil, bir iş ve meslek eğitimi sonunda •
elde edilecekti.
İkinci Dünya Savaşından sonra Truman doktriniyle hızlanan ■ Amerikancılık akımı, Atatürk devrimciliğine karşı komprador - J mütegallibe ittifakını güçlendirmiştir. Köy Enstitülerini komünist- J lik yuvası sayarak ve bu yolda propagandayı gittikçe artırarak
i
Köy Enstitülerini yıkan kompradorların memleket millî eğitimini
i
ne hale getirdiklerini de şimdi Plânlama kitabındaki rakamlarda î görelim :
1964 yılında o rta o k u lla rd a 18.000 öğretm en ih tiy acın a k arşılık ■ 6900 asil öğretm en v ard ı. Açık 11.500 idi, bu y ıl aynı açık olduğu * gibi devam etm ek ted ir.
L iselerde 1964 y ılın d a 7800 öğretm en ihtiyacına k arşılık 2.200 ! asil öğretm en vardı, açık 5.600 idi. İçinde b u lunduğum uz yıl bu « açık 10.000’e u laşm ıştır.
1964’te gene] ve m eslekî ve te k n ik yüksek öğretim de 600 olan ■ öğretm en açığı 1967’de 4.000’i geçm iştir.
B ugün T ü rk iy e n ü fusunun yüzde altm ışı alfabesizdir.
12 yaşından y u k arı olup da okum a yazm a bilm iyenlerin sayısı ■ - ki b u n la r ilkokul çağını geçirm iş o la n la rd ır - on m ilyonu aşkın- ■ d ır. Bu sayı a rta ra k 1972 yılında 13,5 m ilyon ve 1977’de 17 m ilyona ! v aracak tır.
İşte, Köy Enstitülerini ;
— Komünist yuvalarıdır., diye yıkanlar, millî eğitimi bu hale S getirmişler ve memleketi höylesine karanlığa boğmuşlardır.
Nerede bir millî kurtuluş umudu, nerede bir halk uyanışı var- ! s», üstüne çullanıp «komünistlik geliyor» yaygaralarıyla ortalığı ! velveleye verenleri iyi tanımalıyız. Bu politikanın kökü İngiliz ! emperyalizminin yerini daha büyük bir güçle doldurmuş bulunan ! Amerikan emperyalizmine dayanmaktadır. Ve bu emperyalizmin ■ kültürünü yaymaya çalışan ajanlar, şimdi Anadolunun her yanın- ! da «öğretim görevlisi» ve «Barış G önüllüsü» adlarıyla faaliyette !
bulunmaktadırlar. S
Köy Enstitülerinin özbeöz Anadolu çocuklarını komünistlikle ■ itham edenler. Amerikan gönüllülerinin Anadoluyu sarmasına ses ■ çıkarmıyacak ve Türk millî eğitimini Amerikalılara teslim edecek ■ kadar millî şuur ve şereflerden yoksundurlar.
StfnjCfa»' £JU\jJıC
|
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi