• Sonuç bulunamadı

Kuzey Kıbrıstan çok genç iki Wegener olgusu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kuzey Kıbrıstan çok genç iki Wegener olgusu"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

‹letiflim / Correspondence:

Yrd. Doç. Dr. Mehtap T›nazl›. Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi ‹ç Hastal›klar› Anabilim Dal›, Lefkofla. e-posta: mehtap.canbaz@hotmail.com

Ç›kar çak›flmas› / Conflicts of interest:Ç›kar çak›flmas› bulunmad›¤› belirtilmifltir. / No conflicts declared.

www.raeddergisi.org doi:10.2399/raed.15.46320

Karekod / QR code:

Wegener granülomatozu (WG) bafll›ca solunum sis-temini ve böbre¤i tutan, çok say›da organ›n etkilenebil-di¤i, etyolojisi bilinmeyen, nadir görülen sistemik bir vaskülittir. S›kl›kla k›sa sürede ortaya ç›kan konstitüsyo-nel semptomlar vard›r. Üst ve alt solunum yollar›nda nekrotizan lezyonlar oluflabilir. Akci¤erde ciddi solunum s›k›nt›s› yaratabilecek kaviter lezyonlar, nodüler geliflim ve efllik eden parankim tutulumu izlenebilir. Renal prog-resif kresentik glomerülonefritle birlikte ciltte lökosi-toklastik vaskülit tablosu görülebilir. Etkin immunosup-resif tedavi yap›lmad›¤›nda hastal›k h›zla

ilerleyebilmek-tedir, hatta fatal seyredebilir.[1]

S›k görüldü¤ü yafllar 40–60 olmas›na ra¤men çok genç olgularla da karfl›lafl-mak mümkündür.

Bu yaz›da nadir görülen bu vaskülit tipi, iki çok genç olgunun verileri ›fl›¤›nda tart›fl›lm›flt›r.

Olgu Sunumu

Olgu 1

Yirmi iki yafl›nda kad›n hasta, sa¤ yan a¤r›s› ve nefes darl›¤› ile romatoloji poliklini¤ine baflvurdu. Yaklafl›k iki

Kuzey K›br›s’tan çok genç iki Wegener olgusu

Two very jung Wegener cases from Northern Cyprus

Mehtap T›nazl›1, Deniz Granit1, Hanife Özkayalar2, Füsun Baba2, Servet Akar3

1Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi ‹ç Hastal›klar› Anabilim Dal›, Lefkofla, KKTC 2Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Patoloji Anabilim Dal›, Lefkofla, KKTC

3Katip Çelebi Üniversitesi T›p Fakültesi Atatürk E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi ‹ç Hastal›klar› Anabilim Dal› Romatoloji Bilim Dal›, ‹zmir

Olgu Sunumu/ Case Report

Gelifl tarihi / Received: May›s / May 2, 2016 Kabul tarihi / Accepted: Temmuz / July 22, 2016 RAED Dergisi 2015;7(2):53–58. © 2015 RAED

doi:10.2399/raed.15.46320

Özet

Wegener granülomatozu (WG) alt ve üst solunum yollar›, cilt ve böbrek tutulumuna yol açan, antinötrofilik sitoplazmik antikorla-r›n efllik etti¤i idiyopatik nekrotizan sistemik bir vaskülittir. Son y›l-larda WG terminolojisi yerine ‘granülomatöz polianjitis (GPA)’ te-rimi kullan›lmaktad›r. En s›k görüldü¤ü yafl grubu 40–60 yaflt›r. Böbrek tutulumu olmad›¤› zaman genellikle limitli WG ad›yla an›-l›r. Bu olgular› sunma amac›m›z; çok genç yaflta tan› almalar› ne-deniyle, bu hastal›¤›n erken tan› ve agresif tedavi ile hayat kurta-r›c› oldu¤unu, ayr›ca gelecekteki olas› komplikasyonlar›n önlenebi-lece¤ini vurgulamakt›r.

Anahtar sözcükler: Wegener granülomatozu, genç yafl, kresentik

glomerülonefrit

Summary

Wegener granulomatosis (WG) is neutrophil cytoplasmic anti-bodies (ANCAs)-associated idiopathic necrotizing systemic vasculitis involving both upper and lower respiratory tracts (bronchi and lung) with cutaneous lesions and renal involvement. The term ‘granulo-matosis with polyangiitis (GPA)’ was recently proposed to replace the older term, WG. The disease most prevalent age 40–60 years old. It is called limited WG when kidneys are not involved. Because they know our goal is to offer the very young age of these cases of this disease is early diagnosis and aggressive treatment with life-saving, and also to stress may prevent possible future complications.

Keywords: Wegener granulomatosis, young age, crescentic

(2)

hafta önce bafllayan atefl, halsizlik, ifltahs›zl›k ve sa¤ alt kadranda kar›n a¤r›s› ile yat›r›lm›fl ve laparaskopik apen-dektomi yap›lm›fl. Mezo hematomu saptanm›flt›. Postope-ratif atefli devam etmifl ve yan a¤r›lar› geliflmifl. Atefli ak-flamlar› ç›k›yor ve sabaha karfl› düflüyormufl. Romatolojik sorgusunda burunda ara s›ra kanama ve krutlanma ile postnazal ak›nt› d›fl›nda özellik yoktu. Özgeçmiflinde kro-nik sinüzit, burun septum deviasyon ameliyat› ve tonsil-lektomi vard›. Sigara, alkol ve alerji öyküsü yoktu. Soy-geçmiflinde özellik saptanmad›. Fizik muayenede belirgin özellik yoktu. Gelifl laboratuvar de¤erleri; biyokimyasal de¤erleri albümin: 3.4 g/dL (3.5–5.2), total protein: 6.5 g/dL (6.4–8.3) d›fl›nda normal, lökosit:14.400 uL, Hb: 8.9 g/dL, Htc: %28.5, MCV: 91.3 fl, trombosit: 409.000 /uL, ferritin: 343 ng/ml (15–150), CRP: 23 mg/dl (0–0.5), ESR: 55 mm/h (0–20), ANA negatif, tam idrar tahlili ola-¤an, cANCA (IFA): 167 RU/ml (0–20), ELISA do¤rula-ma yüksek, pANCA ve dsDNA negatif, kompledo¤rula-manlar› ola¤and›.

Posteroanterior akci¤er direk grafide her iki akci¤er alanlar›nda retiküler tarzda yayg›n infiltrasyon vard›.

Kulak burun bo¤az bak›s› yap›ld›. Burun içi yer yer kanama alanlar› ve krutlanma vard›. Burun içi mukoza-dan biyopsi sonucu; nazal mukozada ülserasyon, eksuda-tif ciddi inflamasyon, submukozada akeksuda-tif-kronik iltihabi hücre infiltrasyonu, orta ve büyük çapl› arter duvarlar›n-da myointimal fibröz kal›nlaflma, nekroz ve ülserasyon saptand›. Paranazal sinüs BT; sfenoid sa¤ ve maksiller sol sinüste yer yer polipoid tarzda mukozal kal›nlaflmalar, bi-lateral orta konkalarda konka bülloza görünümü vard›.

Göz bak›s› ve ekokardiyografisi normaldi. Toraks HRCT’de; her iki akci¤er alt lob mediobazal, posterioba-zal, laterobazal segmentlerinde lineer dansite art›fllar› ve de¤iflik boyutlarda multiple nodülariteler izlendi. Kavi-tasyon yoktu (fiekil 1). Halen günde iki–üç kez 38.3 C üzeri ateflleri devam eden hastaya ANCA iliflkili vaskülit, renal tutulumu olmayan s›n›rl› Wegener granülomatozu ön tan›s›yla 1 mg/kg metilprednizolon ve 10 mg/hafta metotreksat ile haftada 2 kez folbiol 5 mg, günlük

kalsi-fiekil 2. (a, b) Tedavi sonras› toraks HRCT.

a b

(3)

yum-D preparat› baflland›. Akut faz yan›t› geriledi. Bir ay sonra steroid dozu azalt›lmaya baflland›. Metotreksat do-zu ise 17.5 mg/hafta’ya ç›kar›ld›. Son 3-4 gündür süren postnazal ve burun ak›nt›s› d›fl›nda yak›nmas› yoktu. Üçüncü ay kontrolünde klinik yak›nmas› yoktu. Fizik muayene ola¤and›. Rutin testleri yan›nda tam idrar tahli-li, HRCT ve ANCA’lar istendi. Akut faz yan›t› ve tüm antikorlar› negatifti. Toraks HRCT, her iki akci¤erdeki birkaç adet 3.5–4 mm pulmoner nodül d›fl›nda ola¤an bu-lundu (fiekil 2).

Alt›nc› ay kontrolünde akut faz yan›t› negatif, böbrek karaci¤er fonksiyon testleri ola¤an, klinik flikayeti yok, fi-zik muayenede sistem ve eklem muayenesi ola¤and›. Metotreksat ayn› dozda (17.5 mg/hafta), metilprednizo-lon 10 mg/gün ayda 1 mg azaltarak devam ediyor. Kalsi-yum-D/günlük ve folik asit haftada 2 kez 5 mg al›yor. ‹dame tedavisi azatioprin 150 mg/gün oral olarak plan-land›.

Olgu 2

Yirmi yafl›nda bayan hasta, eklemlerde a¤r›, halsizlik ve nefes darl›¤› ile acile baflvurmufl. Derin anemi ve akut böbrek yetmezli¤i tespit edilerek ileri tetkik ve tedavi için yat›r›ld›. 2 hafta önce bulant› ve mide a¤r›s› ve 2–3 gün önce de bo¤az a¤r›s› ve atefl nedeniyle acil serviste semp-tomatik tedavi alm›fl. Atefl yüksekli¤i devam etti¤inden kan, idrar ve bo¤az kültürü al›narak, pnömoni ön tan›-s›yla ampirik antibiyotik tedavi baflland›. Lökositoz, ESR, fibrinojen ve CRP yüksekli¤i, nötrofili, anemi, hi-poalbuminemi mevcuttu. Anürik, üre- kreatinin yüksek hasta acil hemodiyalize al›nd›. Göz muayenesinde retinal hemorajiler mevcuttu.

Özgeçmiflinde 1 y›l önce orta kulak iltihab› d›fl›nda özellik yoktu. Soygeçmiflte HT+DM mevcuttu. Sigara, al-kol, alerji öyküsü yoktu. Fizik muayenede kan bas›nc› nor-mal nab›z 120/dk taflikardik, solunum say›s› 28/dk dispne-ik, takipnedispne-ik, bilinç aç›k, koopere, konjonktivalar konjes-yone, skleralar subikterik görünümde idi. Akci¤er sol ba-zalde solunum sesleri azalm›flt›. Sa¤ el 2. proksimal inter-falangial eklemde flifllik, k›zar›kl›k ›s› art›fl› ile bilateral el ve ayak bileklerinde flifllik, her iki ayak bile¤i çevresi, el s›rtla-r›, gluteal bölge ve antekubital bölgelerde peteflial dökün-tüler mevcuttu. Laboratuvar tetkikleri; üre: 386 mg/dl (15–40), kreatinin: 10.68 mg/dl (0.5–1.1), ürik asit: 7.3 mg/dL (2.4–5.7), hemoglobin: 5.8 g/dL (11.2–15.7), HTC: %17.6 (34.1–44.9), RBC: 2.08, MCV: 84.6 fl (79.4– 94.8), lökosit: 23.86 uL, nötrofil: 20.66 (1.56–6.39), trom-bosit: 132.000 uL, ferritin: 760 ng/mL (15–150), prokalsi-tonin: 10.11 ng/mL (0–0.5), LDH: 471 U/L (135–214), haptoglobulin: 256 mg/dL (30–200), retikülosit normal, Coombs negatif, albumin: 3.1 g/dL (3.5–5.2), total prote-in: 6.2 g/dL (6.4–8.3), fosfor: 11.4 (2.7–4.5), Na: 128 mmol/L (136–145), K: 5.29 mmol/L (3.5–5.1), CRP: 36.12 mg/dl (0.0–0.5), ESR: 86 mm/h (0–20); tam idrar tetkikinde lökosit +++, eritrosit +++, protein +++., idrar mikroskopisi 15–20 lökosit, bol eritrosit ile lökosit ve erit-rosit silendirleri mevcuttu. ANA, antids DNA negatif, ro-matiod faktör (RF): 126 IU/ml (0–14), antikardiyolipin an-tikorlar› ve anti-glomerüler bazal membran antikoru nega-tif, cANCA (IFA) >200 (0–20) pANCA ve ENA profili ne-gatifti. Komplemanlar› ola¤and›. cANCA EL‹SA do¤rula-ma yüksekti. Toraks HRCT; mediastende en büyü¤ünün k›sa çap› perivasküler düzeyde 6.5 mm multiple lenf nod-lar›, her iki akci¤erde yayg›n buzlu cam dansiteli alanlar ile

fiekil 3. (a) Glomerül bowman kapsülü çevresinde diffüz ekstrakapiller kresent formasyonu (Masson Trikrom ×40). (b) Glomerül bowman kapsülü

çevresinde diffüz ekstrakapiller kresent formasyonu ve kapiller kollaps (PAS ×40).

(4)

yer yer interseptal kal›nlaflmalar ve hava bronkogramlar› içeren da¤›n›k konsolidasyon alanlar›, bilateral plevral ef-füzyon gösteriyordu. Ekkardiyografide posterior ve lateral duvar komflulu¤unda 13 mm perikardiyal efüzyon saptan-d›. Cilt lezyonlar›ndan biyopsi al›nd›; lökositoklastik vas-külit saptand›.

Böbrek biyopsisinde; ›fl›k mikroskopisinde (IM) glo-merül Bowman kapsülünde diffüz ekstrakapsüler kresent oluflumu ve periglomerüler alanda eozinofil lökositleri de içeren mikst iltihabi hücre infiltrasyonu izlemifl olup, im-munfloresan (IF) incelenmesinde immun birikim saptan-mad›. Pausi immun kresentrik glomerülonefrit ile uyum-luydu.

Akut böbrek yetmezli¤i, alt ve üst solunum yolu ile eklem ve cilt tutulumlar›yla ANCA iliflkili vaskülit - We-gener granülomatozu düflünülerek 500 mg/gün iv metil-prednizolon ve 500 mg/ayda bir iv siklofosfamid ile MESNA tedavisi baflland›. Üçüncü gün 1 mg/kg oral me-tilprednizolona geçildi. Ayr›ca ciddi septik tablosu, a¤›r böbrek yetmezli¤i ve genel durum bozuklu¤u nedeniyle 4 kez plazmaferez de uyguland›. Cilt döküntüleri ve eklem yak›nmalar› azald›. ‹mmunsüpresif tedaviyle akut faz yan›-t› geriledi, klinik durum düzeldi fakat halen oligürik ol-du¤undan rutin hemodiyaliz tedavisine devam edildi.

Üçüncü ay kontrolünde; klinik durumu ve akut faz ya-n›t› düzelmiflti, birinci aydan sonra steroid dozu azalt›la-rak devam edildi. Siklofosfamid ayl›k 3. ayl›k dozu uygu-lanarak, halen haftada 3 kez hemodiyaliz tedavisi alt›nda izlenmektedir.

Tart›flma

Wegener granülomatozu küçük damarlar› etkileyen ANCA iliflkili vaskülitlerden biridir. Klinik olarak üst ve alt solunum yollar›n› ve böbrekleri etkileyen ve nekroz, granülomatöz inflamasyon ve vaskülit histolojisi gösteren bir hastal›kt›r. Nötrofilik azürofil granülleri içeren pro-teinaz-3’e karfl› oluflan otoantikorlarla güçlü ve spesik bir iliflki vard›r.[2]

Bu antikorlar›n varl›¤›, WG tan›s› için güç-lü bir belirleyicidir fakat doku tan›s› yerine kullan›lma-mal›d›r. ANCA varl›¤› American College of Rheumato-loji (ACR) veya Chapel Hill Konsensus Konferans›

(CHCC) tan› yaklafl›mlar› için gerekli de¤ildir.[3]

Hastal›¤›n, genelde üst hava yollar› lezyonlar› ile ken-dini gösteren ve böbrek tutuluflunun olmad›¤› varsay›lan daha s›n›rl› bir formu da (limitli WG) tan›mlanm›flt›r. Bu olgularda biyopsi yap›ld›¤›nda, olgular›n %50’den fazlas›nda fokal glomerülonefrit (GN) oldu¤u ileri sürül-mektedir. Bu nedenle, klasik ve s›n›rl› WG ayr›m› yüze-yel kalmakta ve “bu iki formun ayn› hastal›¤›n farkl›

kli-nik spektrumunu gösteriyor” olabilece¤i düflünülmekte-dir.[4,5]

Hastal›k her yaflta bafllayabilir; en s›k görüldü¤ü yafl grubu 40–60 yaflt›r kad›nlarda ve erkeklerde eflit s›kl›kta görülür. Hastal›k, s›kl›kla üst ve alt solunum yollar›n› ve böbrekleri etkiler. En erken yak›nma ve belirtiler atefl, terleme, halsizlik, kilo kayb› gibi konstitüsyonel bulgu-lard›r. Üst hava yolu tutuluflu en ola¤an tutulufl olup, bafl-lang›çta olgular›n %70’inde, tüm hastal›k seyrinde ise %90’›nda görülür. Bu tutuluflun en s›k bafllang›ç belirtisi; al›fl›lm›fl tedaviye yan›t vermeyen, inatç› sinüzit ve rinit olabilir. Üst solunum yollar› hastal›¤› ile ilgili di¤er be-lirtiler; pürülan burun ak›nt›s›, burun mukozas›nda ülser

ve kanama ve otitis mediad›r.[4,6]

Bizim her iki hastam›z da al›fl›lm›fl›n aksine çok genç olgulard›. S›n›rl› WG olan ilk olgumuz atefl, halsizlik, postnazal ak›nt›, burunda krut-lanma, ara s›ra epistaksis, öyküsünde kronik tekrarlayan sinüzit ile , ikinci klasik WG tan›s› alan hastam›z atefl, bo-¤az a¤r›s› ve gözlerde k›zar›kl›k yaflarma, halsizlik ile pre-zente olmufltu. Öyküsünde 1 y›l once geçirilmifl otitis media mevcuttu ve hastal›¤›n›n seyrinde spontan günafl›-r› 3–4 kez burun kanamalagünafl›-r› olmufltu.

Wegener granülomatozlu olgular›n %45’inde bafllan-g›çta; pulmoner nodüller, infiltrative gölgeler veya her ikisi birlikte görülebilir. Hastal›k süresince olgular›n %87’inde akci¤er tutuluflu vard›r. Öksürük, nefes darl›¤›, hemoptizi ve daha az s›kl›kla plöritik a¤r› ile kendini gös-terebilir. Nodüller WG’de en s›k görülen ve tipik kabul edilen radyolojik akci¤er belirtisidir. S›kl›kla birden çok ve iki tarafl› olup, s›kl›kla da kaviteleflebilirler. Diffüz in-tertisyel infiltrasyonlar ve hiler lenfadenopati, WG için ola¤an de¤ildir ve tan› için biyopsi deste¤i gerekir. WG’de hiler LAP olmay›fl›, sarkoidozdan ay›r›mda

önemlidir.[4,6,7]Olgular›m›z›n ikisinde de hiler LAP yoktu.

‹lk olguda akci¤erde multipl, bilateral nodüller ile klinik yan a¤r›s›, ikinci olguda ise bilateral da¤›n›k infiltrasyon-lar ile buzlu cam görünümü ile nefes darl›¤› yak›nmas› mevcuttu.

Wegener granülomatozlu hastalar›n bafllang›çta %20’sinde ortaya ç›kan GN, hastal›k seyri s›ras›nda %80 s›kl›¤›na ulafl›r. H›zl› ilerleyen GN hastal›¤›n en ciddi bulgular›ndan biridir. Proteinüri, glomerüler hematüri ve eritrosit silendirleri saptan›r ve böbrek yetmezli¤i ge-liflebilir. Böbrek patolojisi fokal segmental nekrotizan GN’dir. Biyopside vaskülit ve granülom oluflumu s›k

gözlenmez.[4,5,6]

Klasik WG hastam›z›n (2. olgu) renal bi-yopsisi immun depolanma olmayan kresentik GN ile uyumluydu. Granülom oluflumu gözlenmedi.

(5)

Sistemik inflamasyonla seyreden di¤er hastal›klarda oldu¤u gibi, WG’de de akut faz yan›tlar›nda yükseklik, eozinofilsiz lökositoz, trombositoz, normokrom normo-siter anemi ve hipergamaglobulinemi görülebilir. ‹lginç olarak olgular›n %50–60’›nda RF olumlulu¤u dikkat çe-kicidir. Kompleman düzeyleri ve ANA’larda anlaml› bir özellik yoktur. Böbrek tutuluflu olanlarda; albuminüri, lökositüri, hematüri, hücresel silendirler ve varsa böbrek yetmezli¤inin biyokimyasal anormallikleri olabilir. Aktif ve yayg›n WG’li olgularda, cANCA’n›n duyarl›l›¤› %90–97, özgüllü¤ü ise %80–100 düzeyindedir. Lokalize

hastal›¤› olan olgularda ise düflüktür.[4,6,8]

Her iki hastam›-z›n akut faz yan›t› yüksek, lökositoz ve normokron nor-mositer anemileri vard›, kompleman düzeyleri ola¤and›. ANA negatifti. ‹kinci aktif-yayg›n WG hastam›zda RF oldukça yüksekti. Geliflinde el ve ayak eklemlerinde artri-ti mevcuttu. Her iki olguda da cANCA yüksek bulun-mufltu.‹kinci olgunun ciddi proteinüri, inatç› hematürisi, eritrosit silendirleri ve anüri, üre-kreatinin yüksekli¤i ile hemodiyaliz ihtiyac› olmufltu.

Wegener granülomatozu kesin tan›s› biyopsi ile ko-nur. Böbrek d›fl› dokularda saptanan granulomatöz infla-masyon, nekroz, nötrofil agregatlar› ve nekrotizan veya granülomatöz vaskülit hastal›k için tipik bulgulard›r. Aç›k akci¤er biyopsisi ile elde edilen dokunun histolojik ince-lemesi, olgular›n %91’inde tan› koydurucudur. Üst hava yollar›n›n biyopsisi daha az invaziv bir ifllemdir, ancak bu yöntemle yaln›z %21 olguda tan›sal özellikler saptan›r. Böbre¤in patolojik incelemesinde fokal nekroz, kresent oluflumlar› ve immun birikimin azl›¤› ya da hiç olmay›fl› tipiktir.[5,6]

S›n›rl› WG olgumuzun burun içi mukoza bi-yopsisi ciddi inflamasyon, nekroz ve yer yer kanama odaklar› gösteriyordu. ‹kinci klasik WG hastam›z›n ise döküntülerinden elde edilen cilt biyopsisi lökositoklastik vaskülit, böbrek biyopsisinde ise nekrotizan, kresentik , pausiimmun GN patolojisi saptand›.

Yak›n zamanda yap›lan çal›flmada, WG’de ve genelde tüm ANCA-pozitif vaskülitlerde venöz tromboemboli gelifliminin s›k oldu¤u bildirilmifltir. Bu artm›fl s›kl›¤›n inflamasyon, endotel disfonksiyonu, prokoagülan e¤ilim ve hastalara tedavi amaçl› verilen kemoterapi gibi

faktör-lere ba¤l› oldu¤u düflünülmektedir.[9]

S›n›rl› WG hasta-m›z›n ilk baflvurusunda atefl, sa¤ kar›n a¤r›s›, lökositoz ol-mas› nedeniyle opere edilmifl, mezenterik vende makros-kopik ve radyolojik görüntülemede hematom saptanm›fl-t›. Ve öyküsünde buna yol açabilecek baflka risk faktörü bulunmuyordu.

ANCA-pozitif vaskülitlerin tedavisini tart›fl›rken dik-kate al›nmas› gerekli konular›n bafll›calar› vaskülitin

tan›-s›nda ve dolay›s›yla tedavisinde gecikmeler olabilmesi, te-davide kullan›lan ilaçlara ba¤l› toksisite ve bu toksisitenin morbidite ve mortaliteye katk›s›d›r. En s›k tutulan organ, olgular›n %70’inde böbreklerdir. Hastalar›n hemen hep-sinde az veya çok miktarda geri dönüflümsüz organ hasa-r› oluflmaktad›r ve tedavinin temel amaçlahasa-r› organ fonk-siyonlar›n›n korunmas›d›r. Ayr›ca böbrek biyopsisinde kronik hastal›k bulgular›n›n olup olmamas› hastal›¤› ne kadar agresif tedavi edece¤inize karar vermede yard›mc›-d›r. Tedavinin temelini kortikosteroid ve immunsüpresif

ilaçlar oluflturur.[10,11]

Kortikosteroid uygulamas› genel-likle 3 kez birer graml›k metilprednizolon bafllan›p, yavafl olarak dozun azalt›lmas› fleklindedir. Siklofosfamid (CYP) remisyon indüksiyon tedavisinde en s›k kullan›lan immunsüpresiftir ve ayl›k 1 graml›k intravenöz infüzyon-lar halinde verilebilir. CYP dozu hastan›n yafl› ve renal

yetmezli¤i gözönüne al›narak azalt›lmaktad›r.[10,12–14]Ciddi

renal tutulumu olan klasik WG’lu ikinci olgumuzda CYP ayl›k 1 g yerine 0.5 g ‹V infüzyon verdik çünkü hasta anürikti. Metilprednizolon da 3 gün üstüste pulse fakat 500 mg IV dozda verildi. Ard›ndan 1 mg/kg/gün oral dozda devam edildi.

Plazmaferez tedavisinin böbrek yetmezli¤iyle karfl›-m›za gelen ANCA-pozitif vaskülitlerde etkili oldu¤u ve böbreklerin toparlanmas›na olanak verdi¤i eski çal›flma-larda gösterildiyse de, bu yaklafl›m›n son dönem böbrek yetmezli¤i geliflmesini ve mortaliteyi pek azaltmad›¤›n› öne süren daha yeni çal›flmalar da vard›r. Günlük pratik-te plazmaferez pratik-tedavisi, alveolar hemoraji ve di¤er ciddi organ tutulufllar›nda da kullan›lmaktad›r. Plazmaferez te-davisinin etki mekanizmas› dolafl›mdaki ANCA’lar›n, proinflamatuar sitokinlerin, p›ht›laflma faktörlerinin ve çeflitli inflamasyon arac›lar›n›n h›zla dolafl›mdan

uzaklafl-t›r›lmas›d›r.[10,12–14]‹kinci olgumuzda ciddi renal tutulumu

nedeniyle 4 seans plazmaferez yap›ld› fakat sonuç al›na-mad›, 3 ay sonra halen oligürik-anürik, hemodiyaliz teda-visi devam etmektedir.

S›n›rl› WG tan›l› birinci olgumuz steroid ve metot-reksat ile remisyonda, yak›n takibi devam etmektedir.

Hastal›k kontrolünü en iyi hale getirmek ve tedavi ile iliflkili yan etkileri en aza indirmek için, hem vaskülit ak-tivitesinin, hem de tedavi toksisitesinin düzenli izlenmesi gereklidir. C-reaktif protein ve eritrosit sedimantasyon h›z› ölçümlerinin düzenli yap›lmas› hastal›k aktivitesi

hakk›nda fikir verir.[10]

ANCA’n›n izlenmesi ise tart›flma-l›d›r; fakat sürekli yüksek pozitif seyreden veya negatif-ken pozitifleflen veya titresi artan ANCA de¤erleri varl›-¤›nda relaps riski nedeniyle dikkatli olmakta ve hastay›

(6)

Sonuç olarak; olgular›m›z›n çok genç yaflta olmalar› dolay›s›yla relaps ve tedavi yan etkileri aç›s›ndan çok da-ha uzun süre ve yak›n takip gereklili¤i vurgulanmak is-tenmifltir. Özellikle ciddi renal tutulumlu ikinci olgumuz 20 yafl›nda olup, CYP tedavisi alt›nda ovaryan yetmezlik riski nedeniyle tedavi öncesi over rezervleri de¤erlendiri-lip, CYP tedavi riskleri için bilgilendirilmifltir.

Kaynaklar

1. Ayd›n SZ. Granülomatöz polianjiit (Wegener granülomatozu). Romatoloji vaka derlemeleri – III. Editör: B. K›sac›k. Romatoloji Vaka E¤itim Grubu (ROVAG) Mart 2013;141–5. 2. Hewins P, Tervaert JW, Savage CO, Kallenberg CG. Is

Wegener’s granulomatosis an autoimmune disease? Curr Opin Rheumatol 2000;12:3–10.

3. Watts RA. Wegener’s granulomatosis: unusual presentations. Hosp Med 2000;61:250–3.

4. Eriksson P, Jacobsson L, Lindell A, Nilsson JA, Skogh T. Improved outcome in Wegener’s granulomatosis and micro-scopic polyangiitis? A retrospective analysis of 95 cases in two cohorts. J Intern Med 2009;265:496–506.

5. Renaudineau Y, Le Meur Y. Renal involvement in Wegener’s granulomatosis. Clin Rev Allergy Immunol 2008;35:22–9. 6. Kallenberg CG. Anti neutrophil cytoplasmic

autoanti-body-associated small- vessel vasculitis. Curr Opin Rheumatol 2007; 19:17–24.

7. Frankel SK, Cosgrove GP, Fischer A, Meehan RT, Brown KK. Update in the diagnosis and management of pulmonary vas-culitis. Chest 2006;129:452–65.

8. Wiik A. Rationel use of ANCA in the diagnosis of vasculitis. Rheumatology (Oxford) 2002;41:481–3.

9. Stassen PM, Derks RP, Kallenberg CG, Stegeman CA. Venous thromboembolism in ANCA-associated vasculitis – incidence and risk factors. Rheumatology (Oxford) 2008;47: 530–4. 10. Jayne D: Treatment of ANCA-associated systemic small-vessel

vasculitis. APMIS 2009;117(Suppl. 127): 3–9.

11. Rodriguez W, Hanania N, Guy E, Guntupalli J. Pulmonary-renal syndromes in the intensive Care unit. Crit Care Clin 2002;18:881–95.

12. Carruthers D, Sherlock J. Evidence- based management of ANCA vasculitis. Best Pract Res Clin Rheumatol 2009;23: 367–78.

13. Jayne D. Progress of treatment in ANCA-associated vasculitis. Nephrology (Carlton) 2009;14:42–8.

14. Pallan L, Savage CO, Harper L. ANCA-associated vasculitis: from bench research to novel treatments. Nat Rev Nephrol 2009;5:278–86.

15. Girard T, Mahr A, Noel LH, et al. Are antineutrophil cyto-plasmic antibodies a marker predictive of relapse in Wegener’s graulomatosis? A prospective study. Rheumatology (Oxford) 2001;40:147–51.

16. Stegeman CA. Anti-neutrophil cytoplasmic antibody (ANCA) levels directed against proteinase-3 and myeloperoxidase are helpful in predicting disease relapse in ANCA-associated small-vessel vasculitis. Nephrol Dial Transplant 2002;17:2077– 80.

17. Langford CA. Update on Wegener granulomatosis. Cleve Clin J Med 2005;72:689–90.

Referanslar

Benzer Belgeler

Travma ve çoklu kırık öyküsünün olması, akut başlangıçlı, ciddi solunum sıkıntısı, peteşiyal döküntülerin varlığı ve DAH’ın radyolojik olarak ekarte edilmesi

BPLI tanısı konulduğunda, özellikle enfeksiyon dışlandığında antineoplastik tedavi uygun bir tedavi yak- laşımıdır (18). Sonuç olarak KLL tanısı olan bir hastada

olguda olduğu gibi bilateral, uçları sivri, mızrak şekilli, lens nükleusundan lens korteksine doğru uzanmış kristal gibi parlayan lens opasiteleri saptandı (Resim 3)..

1 Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahi Anabilim Dalı, Adıyaman, Türkiye.. 2 Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı,

Key words: Tuberculosis, multiple pulmonary nodules Anahtar kelimeler: Tüberküloz, multipl pulmoner nodül.. Akci¤er tüberkülozu, tüm dünyada yayg›n olarak görü- len bir

Bu çal›flmada 2001 Ocak-2004 Ocak tarihleri aras›nda, genel anestezi uygulamas› s›ras›nda hava yolu idamesi için LM uygulanan 575 pediatrik olgu yafl, cinsiyet, ameliyat

gelişme geriliği, epilepsi ve kranial MR görüntülernede her iki perisilvian bölgede kortikal displaziyi içeren klinik ve görüntülerne bulguları saptandı.. Bu

Yapılan dermatolojik muayenede sağ malar bölgede ve bilateral skleralarda kahverengi-mor renkte benekli tarzda pigmentasyon mevcuttu (Şekil 1,2).. Hastanın diğer