• Sonuç bulunamadı

The ceramics of Füreya Koral:"Ateş ve Sır"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "The ceramics of Füreya Koral:"Ateş ve Sır""

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ïfy A R Z U K A R A M A N I Photo M A N U E L Ç IT A K

ŞAKIR PAŞA’NIN TORUNU OLMAKLA BAŞLAYAN BİR HAYAT; İKİSİ DE UNLU

BİRER RESSAM OLAN TEYZELER: ALİYE BERGER VE FAHRÜNİSSA ZEİD.

DAYI İSE HEPİMİZİN TANIDIĞI HALİKARNAS BALIKÇISI CEVAT ŞAKİR...

ATATÜRK'ÜN YAKIN ARKADAŞI KILIÇ ALİ'YLE EVLİLİK. VE ÇAMURU SIRLA

YOĞURAN, ATEŞLE VAREDEN KIRK YILIN ARDINDA FÜREYA KORAL.

BORN INTO A FIRMAMENT OF CELEBRITIES FÜREYA KORAL’S LIFE HAS BEEN

ONE CREATIVITY, MOULDING, GLAZING AND FIRING

THE CLAY WHICH IS HER CHOSEN MEDIUM.

(2)

TT-5 tZ0fcl

Ç

ocukken ailemle birlikte gittiğimiz sergi açılış­

larından aklımda kalanlar bol sigara dumanı, yoğun bir uğultu ve devamlı boşalıp dolan ince uzun içki bardaklarıdır. Bu karmaşa as-

— lında o yaşlarda beni çok bunaltırdı ama şim­

di geriye dönüp baktığımda içime nedense tatlı bir sıcaklık yayıldığını hissediyorum. Sonra birden çeşit­ li insanlar gözümün önünde belirivermeye başlıyor. Sanıyorum bu sıcaklığın nedeni bu insanlar.

Füreya Koral, görüntüleri adeta beynimin içine ka­ zılmış bu kişilikler arasında o özel yerini daima ko­ ruyan bir kişi. Her zaman bakımlı ve modeli hiç de­ ğişmeyen gümüşî saçları, yüzünden eksik olmayan makyajı, sade ama şık giysileri, zarif endamı, koca­ man yüzükleri, kalın ses tonu ve kendine özgü ko­ nuşma üslubuyla bu hoş İstanbul hanımefendisi ser­ gi açılışlarının en canlı kişiliklerinden biridir benim için.

Füreya Koral bugün çevremizde artık çok fazla rast­ lamadığımız eski İstanbul kuşağının bir "ferdi". Fark­ lı bir İstanbul'u solumuş olduğu öyle belli ki, hem de kimler, kimlerle birlikte. Kendisi Şakir Paşa'nın torunu. Dayısı Cevat Şakir Kabaağaçlı. Teyzesi ise ünlü ressam ve yine her şeyiyle unutulmaz bir kadın olan Aliye Berger. Ünlü ressam Fahrünissa Zeid

y memories o f the exhibition openings to which my parents took me as a child consist largely of clouds of cigarette smoke, the hum o f conversation, a n d tall slender glasses continually being emptied and filled. At the time, I felt a hearty dislike o f these occasions, hut looking hack I remember them with an affection centering around the figures who materialise out of the general confusion. Fureya Koral stands out most clearey in my memory,

her silver grey hair always ne­ atly g ro o m ed in the sam e style, her fa ce carefully made up, her graceful figure simply but elegantly dressed, the hu­ g e rings on h er fingers, her deep voice and unmistakeab- le style o f speech. This char­ ming lady is my most vivid recollection o f those opening cocktail parties.

The "old school" o f Istanbul gentility to which Fureyya Ko­

ral belongs is an endangered species which breathed the air

Zarif endamı, kocaman yüzükleri, kalın ses

tonu ve kendine özgü konuşma üslubuyla bir

İstanbul hanımefendisi..

The huge rings on her fingers, her deep voice

and unmistakeable style o f speech... She comes

o f a distinguished Ottoman Family.

öbür teyzesi. Onun kızı tiyatro oyuncusu Şirin Dev­ rim de kuzeni oluyor. Nötre Dame de Sion Fransız Kız Lisesi'ni bitirmiş. Edebiyat Fakültesi Felsefe B ö lü m ü 'n d e eğitim görm üş. A tatürk'ün yakın arkadaşı Kılıç Ali'yle evlenmiş.

İsta n b u l'u n ilk ö z el g a le risi olan Maya Sanat Galerisi'nin sahibi Adalet Cimcoz, Eyüboğlu'lar, Me­ lih Cevdet'ler, Oktal Rifat'lar Mazhar Fuat'lar en ya­ kın dostları olmuş. Kısacası Füreya hep kültürle, sa­ natla içiçe yaşamış ömrü boyunca. Ama sanatı bilfiil yapmaya başlaması, ellerinin seramik çamuruyla ta­ nışması çok farklı bir ortamda olmuş. 1947 yılında İsviçre'de Leyson Sanatoryumu'na gitmiş tedavi ol­ maya. Önce resim çalışmış ama seramik çamuruyla tanıştıktan sonra iş değişmiş.

Sanatoryumdan çıktıktan sonra Lozan'da bir süre bir seramik atölyesinde çalışmalarını sürdürmüş. 1949 yı­ lında Paris'e yerleşmiş. Burada da işin tekniğine

va-° f bygone İstanbul. She comes o f a distinguished Ottoman family, the granddaughter o f Şakir Pasha, a prominent Turkish diplomat and historian, and niece o f the novelist Cevat Şakir Kabaağaçlı. Two of her aunts, Aliye Berger and Fahrünissa Zeid, are famous painters, and she is a cousin o f the actress Şirin Devrim. She m arried to Kılıç Ali, a close f r ie n d o f Mustafa K em al Atatürk, fo u n d e r o f

modem Turkey.

Füreya Koral was educated at Notre Dame de Sion Lycée fo r girls in Istanbul, and went on to read phi­ losophy at university.

Although she had many close friends in the Turkish art world, it was not until 1947, at the age o f 37, that she first got her hands around a lump of clay. As a patient at the Leyson Sanatorium in Switzer­ land, she started painting and went on to experi­ ment with clay. She was so enamoured of this

me-8 2

S K Y L IF E KASIM N O V E M B E R 1992

kıf olmuş. Fırın kullanmayı öğrenmiş, çamurla daha yakından tanışmış. 1951 yılında da çeşitli formlardan ve duvar panolarından oluşan ilk sergisini bu kentte açmış. Türk sanatının çeşitli konularından, motifle­ rinden yararlanarak yaptığı işler çok ilgi görmüş. Sonra Türkiye'ye gelmiş ve atölyesini kurmuş, tabii teknik açıdan birçok zorlukla ve yokluklarla müca­ dele ederek. Böylece kendi ülkesinin sanat dünyası­ nı farklı bir sanat dalıyla yakından tanıştırmış Füreya

dium that after leaving the sanatorium she worked at a ceramics studio in Lausanne.

In 1949 she settled in Paris and got down to seri­ ous study o f ceramic techniques a nd firing. Her first exhibition o f ceramic sculpture and wall p a ­

nels, using elements and motifs from Turkish art, o pened in Paris in 1 9 5 1 . The exhibition was warmly received, and she went on to open her own studio in Turkey.

Baykuşlar...

Kuş, Füreya Koral için önemli bir motif. İsviçre'deyken çamurla yaptığı ilk figür de bir

kuşmuş. Bunu düşününce 40 seramik sanatçısının Füreya'nın

Maçka Sanat Galerisi'ndeki 40. sanat yılını kutlama sergisi için kuş motifi taşıyan panolar yapmış olmaları da ayrı bir anlam taşıyor.

"Ateş ve Sır" adını verdiği kitapta Ferit Edgü'nün sanatçının kuşları için dediği gibi "Öyle bakıyorlar bizlere, bizlerin onlara bakmadığımız kadar içten, içerden / Işıklar söndüğünde görülmez olduklarında / Uçuyorlar, dolaşıyorlar, kendi yaşamlarını yaşıyorlar.

Koral. Bugün 30 yılı aşkın bir süredir seramik yapan sanatçılar Füreya için "o bizim pirimizdir" diyorlar. Gerçekten de o yıllarda fabrikasyon fonksiyonel se­ ramiği tanıyan Türkiye, çağdaş seramik sanatının vardığı noktayı Füreya ile birlikte tanımış. Füreya'nın atölyesi pek çok genç akademi öğrencisinin de feyz aldığı bir yer haline gelmiş.

Sanatçının çalışmaları formlarla ve küçük duvar pa­ nolarıyla sınırlı değil elbet. 1950'lı yılların sonundan 1970'lerin ortalarına dek ulaşan bir zaman süreci i- çinde çeşitli otellerin, bankaların, çarşıların duvarla­ rını seramiklerle kaplamış. İstanbul Manifaturacılar Çarşısı, Divan Oteli, Ankara Marmara Oteli, Iş Ban­ kası Ayazpaşa şubesi bunlardan bazıları. Aslında te­ peden tırnağa çinilerle kaplı duvarlara alışık olan bir ülkeye farklı bir tarz getirmiş, farklı bir üslup getir­ miş bu yolla. Hem de her zamanki yalın ve abartısız diliyle. Bunun dışında çok sayıda kişisel sergi,

kar-Ceramics was a neglected area o f modem art in Turkey, and Füreya Koral had to battle with many technical problems, not least the lack o f the right equipment.

She blazed the trail for other Turkish ceramic ar­ tists, who describe her as their "patron saint". Many young students at the Academy o f Fine Arts were

inspired by her work.

Between the late 1950s and the mid-1970s, Füreya Koral's work was shown at num erous one-man and mixed exhibitions, and she undertook a suc­ cession o f commissions for wall panels in hotels, banks and shopping centres, such as the Istanbul Manifaturacılar Çarşısı, Divan Hotel, Ankara Mar­

mara Hotel, and the İş Bankası Ayazpaşa branch. Walls covered in decorative ceramic tiles were a long-standing tradition in Turkish architecture, but Füreya Koral's panels with their plain

unclutte-8 3

(3)

ma sergiler, 1981 Kültür Bakanlığı Ödülü, Neşe Er- dok'la paylaştığı 1986 Se­ dat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü Füreya'nın sanatçı kariyerinin par­ çaları şüphesiz.

1973 yılında İstanbul Por­ selen Fabrikası'nda da de­ ğişik çalışm alar yapmış. Kahve ve çorba takımları hazırlamış. Böylece sanat­ çı elini endüstriyel serami­ ğe de değdirmiş.

Füreya'nın 1980'den sonra yapmaya başladığı evler de önemli bir yer tutuyor son dönem çalışm aları arasında. Seramik sanat­ çısı C and eğer Furtun, Füreya'nın bu evlerde fan­ tastik d ü n yasın ın tüm öğelerini birarada sundu­ ğunu söylüyor:

"Evlerin içindeki insanla­ rı, duvardaki a ğ açları, damlardaki kuşları ve ba­ lıkları ile her biri ayrı bir öykü taşıyan dünyalar su­ nar bize. Bana göre kuşlar Füreya Koral'ın özgür ru­ hunu, ağaçlar dengeli yal­ nızlığını, figürleri ise her zaman inandığı insanca değerleri yansıtmaktadır." diyor.

Kuş gerçekten sanatçı için önem li bir m otif. İsv iç­ re'deyken çamurla yaptığı ilk figür de bir kuşmuş. Bunu düşününce 40 sera­ m ik sa n a tçısın ın Füre- ya'nın Maçka Sanat Gale­ risindeki 40. sanat yılını kutlama sergisi için kuş m otifi taşıyan p an olar yapmış olmaları da ayrı bir anlam taşıyor.

Füreya Koral bugün tam 82 yaşında. O bir sembol. Ö zellikle de Türk sera­ mikçileri için. Sanatıyla, m ücadeleleriyle, çalışma aşkıyla, zarafetiyle gençler için öncü ve lider olma

özelliğini sürdürüyor. •

red, style were a new con­ cept.

In 1973 she trie d h er hand at in d u stria l de­ sign, with coffee and so­ up services designed f o r Istanbul Porcelain F ac­ tory.

In 1981 she was awar­ ded the Ministry o f Cul­ ture Prize, follow ed in 1986 by the Sedat Simavi Foundation Visual Arts Prize which she shared

with Neşe Erdok.

Füreya Koral began to make her ceramic houses in the 1980s. According to the ce ra m ic artist C a nd eğer Furtun, they combine all the elements o f a fantasy world: "The people, the trees against the walls, a nd the birds and fish on the roofs ma­ ke each house a miniatu­ re world telling its own story. I think, that birds reflect Füreya Koral'sfree spirit, the trees h er self- sufficiency, and the fig u ­ res the human values by which she sets such sto­ re".

B irds in d e e d m ean a great deal to Füreya Ko­ ral. The first ceramic f i ­ gure she sculpted in Swit­ zerland was a bird, and it is significant that the wall p a n els which she has done fo r the exhibiti­ on at Maçka Art Gallery celebrating her 40th j u ­ bilee include bird motifs. Today Füreya Koral is 82 years o f age.

She is a symbolic figure, particularly fo r Turkish ceramic artists. Her unti­ ring determination, her dedication to h er work and her charming perso­ nality a re a n ideal to which y o u n g e r artists

rightly aspire.

8 5

S K Y L IF E KASIM N O V E M B E R 1992

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Fa­ kat Yunus Emre için dört bin liralık anıt - kabir inşası üzerinde dur­ mak için, bu kadarı da kâfi.. Yunusa bir kıymet biçmek için bir komisyon

Papiller karsinom boyun metastazına bağlı cilt fistülü ve yara lo- jundaki canlı larvaların görünümü..

The present study focused on the effect of a dihydropyridine (DHP) calcium antagonist, nicardipine, on intracerebro- ventricular applied iron-induced Purkinje cell

Ebû Hayseme (v.234/848) 11 , bu rivayetin senedinin muztarib olduğunu ifade ederek tarihçilere göre Mekke’nin fethinde el-Velîd’in çocuk olduğunun doğru olmadığını

As a result of testing H1, which intends to put forth whether there is a significant difference between the intrinsic reward practices of the firms according to

To study the effect of different levels of gamma irradiation on the hatching ability of Nematodirus sp.. To study the infectivity of irradiated larvae; goats were into

İs­ tanbul’u konu alan resimleri, böylesi birkaç sergiyi dolduracak Bedri Rahmi’den, İstanbul’u yaşarken ve düşlerinde yüzlerce kez resmeden Abldin Dino’

Tablo 5.1’de gösterildiği gibi karışık cezaevlerinde kadın ve çocuk için bölümü olan cezaevleri zamanla gelişerek ceza mimarlığı açısından mimari planlamaya