• Sonuç bulunamadı

Reel Döviz Kuru Oynaklığının Sektörel Doğrudan Yabancı Yatırımlar Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği1

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Reel Döviz Kuru Oynaklığının Sektörel Doğrudan Yabancı Yatırımlar Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği1"

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Araştırma Makalesi/Research Article

Reel Döviz Kuru Oynaklığının Sektörel

Doğrudan Yabancı Yatırımlar

Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği

1

Abuzer PINAR

*

Bahar ERDAL



Öz

Çalışmanın amacı reel döviz kuru oynaklığının doğrudan yabancı yatırımlar (DYY) üzerindeki etkilerini analiz etmektir. Sektörler, reel döviz kuru oynaklığı ve makroekonomik değişkenler ile etkileşimleri dikkate alınarak birincil (tarım, madencilik &taş ocaklığı), ikincil (imalat) ve üçüncül (hizmetler) olarak ayrılmıştır. Ampirik sonuçlar, reel döviz kuru oynaklığının imalat sektörüne gelen DYY’ler üzerinde pozitif etkilerinin olduğunu göstermektedir. Reel döviz kurunun hizmetler alt sektörlerine gelen DYY’ler üzerinde hem pozitif hem de negatif etkileri bulunmaktadır. Dışa açıklığın tarım dışındaki sektörlere gelen DYY’ler üzerinde pozitif etkileri bulunmaktadır. Fiyatlar genel seviyesi, imalat sektöründeki DYY’ler üzerinde negatif etkiye sahiptir. Reel GSYİH’nin hizmetler sektörüne gelen DYY’ler üzerinde pozitif etkileri bulunmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Doğrudan Yabancı Yatırım, Reel Döviz Kuru

Oynaklığı, Reel Döviz Kuru, Dışa Açıklık

      

1Bu çalışmada sunulan görüşler tamamıyla yazara ait olup, doğrudan kurumu ya da çalışanlarının görüşlerini temsil etmemektedir.  

*Prof.Dr., Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, SBF, Ekonomi Bölümü, abuzer.pinar@asbu.edu.tr; https://orcid.org/0000-0003-2208-1326 

Dr., Danışman, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, baharerdal410@gmail.com; https://orcid.org/0000-0002-0684-8999

(2)

Örneği

The Effects of Real Exchange Rate Volatility on Sectoral Composition of Foreign Direct Investment: Empirical Evidence from Turkey Abstract

The aim of this paper is to analyze effects of real exchange rate volatility on foreign direct investment (FDI). The sectors are separated as primary (agriculture, mining & quarrying), secondary (manufacturing) and tertiary (services) sectors by taking their interactions with real exchange rate volatility and macroeconomic variables into consideration. The empirical results show that real exchange rate volatility has positive effects on FDI inflows to the manufacturing sector. Real exchange rate has both positive and negative effects on FDI inflows to the services sub-sectors. Openness to trade has positive effects on FDI inflows to all sectors except for agriculture. General price level has a negative impact on FDI inflows to the manufacturing sector. Real GDP has positive effects on the FDI inflows to the services sector.

Keywords: Foreign Direct Investment, Real Exchange Rate Volatility,

Real Exchange Rate, Openness to Trade

JEL Classification Codes: F20, F21, F31

Giriş

Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de reel döviz kuru oynaklığının doğrudan yabancı yatırımlar (DYY) üzerindeki etkilerini ampirik olarak analiz etmektir. Ekonomi literatüründe, oynaklık kavramı yerine volatilite, dalgalanma veya belirsizlik kavramları da kullanılabilmektedir. Öncelikle DYY’nin tanımını yapmak uygun olacaktır. DYY, bir şirketin yabancı bir ülkede üretim yapmak amacıyla yabancı bir şirketi satın alarak, sermayesine ortak olarak veya yeni bir şirket kurarak yaptığı yatırımlardır. “Doğrudan” kelimesi, sermaye ile birlikte teknoloji, teknik bilgi (know-how) ve işletmecilik bilgisinin de geldiğini ifade etmektedir. Doğrudan yatırımlar, diğer sermaye çeşitleri olan banka kredilerine ve portföy yatırımlarına kıyasla daha uzun vadeli ve daha istikrarlı olup, spekülatif hareketlerden kolaylıkla etkilenmemektedir. Gelişmekte olan ülkeler açısından bakıldığında, doğrudan yatırımlar diğer sermaye akımlarına kıyasla daha istikrarlı olmaları ve ekonomik büyümeye çok yönlü katkılarda bulunmaları nedeniyle ayrı bir önem taşımaktadır.

DYY’lerin gelişmekte olan ülkelere sağlamış olduğu faydaları şöyle özetlemek mümkündür: DYY’ler, gelişmekte olan ülkelere yeni teknolojilerin transferini sağlayabilir. Yeni teknolojiler, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyümelerini olumlu yönde etkileyebileceği gibi doğal kaynakların da etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayabilir. Yeni teknolojinin kullanılması eğitimli işgücü gerektirdiğinden, gelişmiş ülkeler

(3)

teknoloji transferi yaptıkları ülkede işgücü eğitimi de yapar. DYY’den sağlanan kârlardan vergi alınması da gelişmekte olan ülkelerin vergi gelirlerini artırmaktadır.

1990’lı yılların başından itibaren birçok gelişmekte olan ülkede DYY’ler artan bir eğilim göstermiştir. DYY’ler finansal kriz dönemlerinde de dayanıklılıklarını ispat etmişlerdir. Örneğin, Güney Doğu Asya ülkelerinde 1997-1998 yıllarında yaşanan finansal kriz esnasında DYY’ler ülkeleri terk etmeyerek istikrarlı bir pozisyon sergilemişlerdir. Bunun aksine, portföy yatırımları ve kısa vadeli sermaye hareketleri aynı dönemde ülkeleri hızla terk etme eğilimi göstermişlerdir.

Öte yandan, reel döviz kuru oynaklığının yurt içi ve yurt dışı yatırım kararlarında olumsuz etkileri olabilmektedir. Reel döviz kuru oynaklığı, kaynakların sektörler arasında yeniden tahsis edilmesine ve ülkeler arasında yer değiştirmesine neden olabileceği gibi yatırımlar geri dönüşümsüz olduğunda, yatırım kararları için belirsiz bir ortam yaratabilmektedir.

Bu çalışmada, Türkiye’de reel döviz kuru oynaklığının ve makroekonomik değişkenlerin toplam ve sektörel bazda DYY’ler üzerindeki etkileri 2005-2016 yılları arasında ampirik olarak analiz edilmektedir. Sektörel bazda DYY verisi kullanılması ile döviz kurlarının ve makroekonomik değişkenlerin doğrudan yatırımlar üzerindeki etkilerinin daha iyi gözlemlenmesi beklenmektedir. Sektörler, Walsh ve Yu’da (2010) olduğu gibi döviz kuru oynaklığı ve makroekonomik değişkenlerden etkilenme dereceleri dikkate alınarak birincil, ikincil ve üçüncül olarak üçe ayrılmıştır. Birincil sektörler, tarım ile madencilik ve taşocaklığını içermekte olup, bu sektörlerin döviz kurları ve makroekonomik değişkenlerle daha az derecede bağlantıları bulunmaktadır. İkincil sektör imalat sektörü ve üçüncül sektör hizmet sektörünü içermekte olup, bu sektörlerin döviz kurları ve makroekonomik değişkenlerle daha fazla bağlantıları bulunmaktadır. Bu çerçevede, çalışmanın içeriği şu şekildedir: Bölüm 1’de literatür özeti sunulmaktadır. Bölüm 2’de, Türkiye’ye gelen DYY’lerin gelişimi anlatılmaktadır. Bölüm 3’de ampirik model ve Bölüm 4’de değişken tanımları ile veri kaynakları açıklanmaktadır. Bölüm 5’de ampirik sonuçlar sunulmakta ve son bölümde, çalışmanın genel sonuçları verilmekte ve değerlendirmeler yapılmaktadır.

1. Literatür Özeti

Eski yatırım teorileri, yatırım kararlarının risksiz bir ortamda yapıldığını varsayarken (Keynes, 1936; Duesenberry, 1958; Knox, 1952; Tinbergen, 1938; Branson ve Litvack, 1986; Hall ve Jorgenson, 1971; Jorgenson, 1963, 1967; Tobin, 1969; Hayashi, 1982), yatırımlara ilişkin yeni literatür yatırım

modellerine belirsizlik kavramını dahil etmektedir.2 Pindyck’de (1991)

belirtildiği üzere geçmişteki yatırım teorileri yatırım harcamalarının iki önemli özelliğini gözardı etmektedir: Birincisi, birçok yatırım harcamasının       

(4)

Örneği

geri dönüşümü bulunmamaktadır; yani batık maliyet olup yenilenmesi mümkün değildir. İkincisi, yatırımların, fiyatlar, maliyetler ve diğer piyasa koşullarına ilişkin yeni bilgileri beklemek opsiyonu kullanılmak suretiyle ertelenmesi mümkün olabilmektedir. Geri dönüşümsüzlük ve yeni bilgiler için bekleme seçeneğinin bulunması yatırımcıları makroekonomik değişkenler hakkındaki belirsizlikler karşısında daha duyarlı hale getirmektedir.

Pindyck (1991), yatırım harcamalarının risklere karşı oldukça hassas olduğunu belirtmektedir. Bu riskler; nakit akımlarını doğrudan belirleyen gelecekteki ürün fiyatları, girdi maliyetleri ve döviz kurlarındaki belirsizlikler ile gelecekteki vergi oranları ve düzenleyici politikalara ilişkin belirsizliklerdir. Makroekonomik politikanın hedefi yatırımları artırmak veya canlandırmak ise istikrar ve kredibilite, vergi oranları veya faiz oranlarından daha önemli olabilmektedir. Diğer bir ifade ile ekonomik ortama ilişkin belirsizlik yüksek ise vergilerin ve ilgili teşviklerin yatırımlar üzerinde önemli etkilerinin olabilmesi için çok yüksek oran veya miktarlarda olmaları gerekmektedir. Belirsizlik altında yatırımlara ilişkin teorik çalışmalar yatırım-belirsizlik ilişkisinin işareti hakkında farklı sonuçlar vermektedir. Örneğin, Abel (1983) ve Caballero (1991) pozitif bir ilişki bulurken Craine (1989) negatif bir ilişki bulmuştur.

Bu kapsamda, reel döviz kurlarındaki belirsizlik, yani döviz kuru oynaklığı, yatırım kararları için belirsiz bir ortam yaratmakta ve yatırımların geri dönüşümü olmadığında, yatırımcılar reel döviz kurları hakkında daha fazla bilgi sağlamak için yatırım kararlarını erteleyebilmektedir (Pindyck, 1991; Engel ve Hakkio, 1993; Erdal, 2001). Aizenman (1992), yurt içi ve yabancı yatırımların sabit döviz kuru rejiminde daha fazla miktarda olduğunu teorik olarak göstermiştir. Reel döviz kurları ile reel döviz kuru oynaklığının fiziksel yatırımlar üzerindeki etkilerini inceleyen ampirik çalışmalar az sayıdadır (Erdal, 2017; Campa ve Goldberg, 1995; Goldberg, 1993; Pindyck ve Solimano, 1993; Froot ve Stein, 1991; Luehrman, 1991). Mevcut ampirik çalışmalar, reel döviz kurları ile yatırım harcamaları arasındaki ilişki ve reel döviz kuru oynaklığının yatırım harcamaları üzerindeki etkileri hakkında farklı sonuçlar vermektedir.

Doğrudan yabancı yatırım kararlarını etkileyen faktörleri analiz eden ampirik çalışmalarla ilgili olarak Blonigen (2005), Schneider ve Frey (1985) ile Root ve Ahmed (1979) detaylı bilgi vermektedir. Döviz kurları ile ilgili olarak; Froot ve Stein (1991), Amerika Birleşik Devletlerinde (ABD) doların değer kaybetmesi ülkedeki varlıkların yabancı ülkelerdeki varlıklara göre daha ucuz olmasına neden olduğundan, yabancılar tarafından ülkede satın almaların ve yatırımların arttığını göstermiştir. Ahmad vd. (2016), gelişmekte olan Asya ülkelerinde, DYY’leri etkileyen değişkenleri incelemiş ve reel döviz kuru ile ekonomik büyümenin DYY’ler üzerinde olumlu etkilerinin olduğunu göstermiştir. Söz konusu çalışma, reel döviz kurunun yükselmesinin yani ulusal paranın değer kaybetmesinin DYY’lerin ülkeye

(5)

gelmesi için teşvik edici bir unsur olduğunu tespit etmiştir. Reel döviz kuru oynaklığının DYY’ler üzerindeki etkilerini inceleyen ampirik çalışmalar da farklı sonuçlar vermektedir. Örneğin, Campa (1993), ABD’de döviz kuru oynaklığının doğrudan yatırımları olumsuz etkilediğini ve bunun özellikle sabit fiziksel yatırımların ve maddi olmayan varlıkların ağırlıkta olduğu sektörlerde daha belirgin olduğunu göstermiştir. Öte yandan, Goldberg ve Kolstad (1995), ABD’de reel döviz kuru oynaklığının DYY’lerin artışına neden olduğunu göstermiştir.

Son yıllarda, DYY’leri etkileyen faktörler analiz edilirken sektör bazında DYY verisinin kullanılmasının daha sağlıklı sonuçlar verebileceği düşüncesi gündeme gelmiştir. Bu çerçevede, Walsh ve Yu (2010), 27 gelişmiş ve yükselen piyasa ekonomisi için 1985-2008 yılları arasında sektörel bazda DYY’ler üzerinde makroekonomik ve niteliksel değişkenlerin etkilerini incelemiştir. Ancak, makroekonomik ve niteliksel değişkenlerin her sektördeki etkilerinin farklı olduğu düşünülerek birincil, ikincil ve üçüncül sektörler olarak üçe ayrılmıştır. Birincil sektörler madencilik ve tarımı içermekte olup, bu sektörlerin makroekonomik değişkenler ile bağlantılarının yok denecek kadar az olduğu varsayılmaktadır. Diğer bir ifade ile makroekonomik faktörler DYY’lerin nerede yapılacağı hususunda ikincil derecede önem taşımaktadır. İkincil sektörler imalat sektörlerini içermekte olup, bu sektörlerde reel döviz kurunun önemli etkilerinin olduğu varsayılmaktadır. Üçüncül sektörler ise hizmet sektörlerini içermekte olup, bu sektörler üzerinde ekonominin dışa açıklık oranının ve döviz kurlarının oldukça etkili olduğu varsayılmaktadır. Söz konusu çalışmanın ampirik sonuçları bu varsayımları doğrulamaktadır.

Türkiye’de, makroekonomik değişkenlerin DYY’ler üzerindeki etkilerini inceleyen ampirik çalışmalar şöyle özetlenebilir: Polat (2015), 2007-2012 yılları arasında imalat alt sektörlerine gelen DYY’leri belirleyen faktörleri analiz etmektedir. Söz konusu çalışma, imalat alt sektörlerine gelen DYY’leri kârlılık oranlarının ve yatırım teşviklerinin olumlu yönde, üretim maliyetlerini etkileyen vergi oranları, enerji fiyatları ve ülke risk endeksinin olumsuz yönde etkilediğini tespit etmiştir. Öğrül ve Eryiğit (2015), 1995-2012 döneminde sektörel düzeyde DYY’ler üzerinde GSYİH’nin, ihracatın, rüşvet ve yolsuzluk endeksinin olumlu; ithalat, politik istikrar ve altyapı maliyetlerinin olumsuz etki yaptığını göstermiştir.

Topallı (2016), Türkiye ve BRICS ülkelerinde 1982-2013 döneminde DYY ile ekonomik büyüme ve ekonominin dışa açıklık oranı arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Söz konusu çalışma, BRICS ülkelerinde 1982-2013 döneminde ekonomik büyümeden DYY’ye tek yönlü nedensellik ve DYY ile dışa açıklık oranı arasında çift yönlü nedensellik bulmuştur. Türkiye için ise ekonomik büyümeden DYY’ye doğru tek yönlü nedensellik bulurken DYY ile dışa açıklık oranı arasında herhangi bir nedensellik tespit edememiştir. Eşiyok (2011), 1982-2007 döneminde 19 OECD ülkesinden Türkiye’ye gelen DYY’ler üzerinde Avrupa Birliği muhtemel adaylığının,

(6)

Örneği

politik istikrarın ve dışa açıklık oranının önemli etkilerinin olduğunu göstermiştir. Erdal ve Tatoğlu (2002), 1980-1998 yılları arasında toplam DYY’ler üzerinde piyasa büyüklüğünün, dışa açıklık oranının, fiziksel altyapının ve reel GSYİH büyüme oranının olumlu, döviz kuru istikrarsızlığının ise olumsuz etkilerinin olduğunu göstermiştir.

Bu çalışmada, daha önce Türkiye hakkında yapılan ampirik çalışmalardan farklı olarak ana sektörler döviz kuru oynaklığı ve makroekonomik değişkenlerden etkilenme dereceleri gözönüne alınarak birincil, ikincil ve üçüncül sektörler olarak üçe ayrılmakta, döviz kuru oynaklığı ve makroekonomik değişkenlerden etkilenmeleri sektörel bazda analiz edilmektedir. İkincisi, çalışmada, toplam DYY ve ana sektörlere gelen DYY’lerin yanısıra alt sektörlere gelen DYY’lere ilişkin de regresyon tahminleri yapılmaktadır. Üçüncüsü, çalışmanın kapsadığı zaman dilimi, kullanılan veri kaynağı ve regresyonlarda kullanılan bağımsız değişkenler daha önce ampirik çalışmalarla farklılıklar göstermektedir.

2. Türkiye’de Doğrudan Yabancı Yatırımların (DYY) Gelişimi

Türkiye’de sermaye hareketleri 1980 yılında başlayan ekonomik ve

finansal liberalizasyon ile birlikte başlamış ve 1989 yılında tamamlanmıştır.3

1980’li yılların ilk yarısında, uluslararası sermaye girişleri sınırlı olmakla birlikte 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren uluslararası sermaye girişlerinde önemli miktarda artış olmuştur. Para ve sermaye piyasalarının kurulması ile dış ticaret ve sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi sermaye akımlarının artışını pozitif yönde etkileyen faktörlerdir. 1990’lı yılların başından itibaren diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’ye gelen uluslararası sermaye akımlarında da artış yaşanmış olup, gelen uluslararası sermayenin önemli bir kısmını yabancı bankalardan sağlanan kısa vadeli sermaye akımları oluşturmuştur. Kısa vadeli banka kredileri, serbestleşmeye en hızlı ve en büyük miktarda cevap veren sermaye çeşidini oluşturmuştur. Uzun vadeli sermaye akımları ise bankalar ve özel sektör tarafından uluslararası piyasalardan sağlanan krediler olmuştur. Ülkeye gelen sermaye akımları, 1996 yılında maksimum seviyeye ulaşmış olup, 1991 yılında yaşanan Körfez Krizi ve 1994 yılında yaşanan finansal kriz esnasında net sermaye çıkışları olmuştur.

Bu dönemde, sermaye akımlarının içerisinde DYY’ler önemli bir paya sahip değildi. 1989-2003 yılları arasında gelen DYY miktarı yılda ortalama yaklaşık 1.000 milyon ABD doları civarında gerçekleşmiştir (Şekil 1). DYY’ler, istikrarlı makroekonomik politikalara sahip, kapsamlı özelleştirme programları uygulayan, finansal sistemleri belirli bir gelişmişlik düzeyine ulaşmış, yabancı sermayeyi özendiren yasal düzenlemelere sahip ülkeleri tercih etmektedir. Türkiye’nin liberalizasyon sürecinde ve bu süreçten sonraki ekonomik, finansal ve hukuki durumu gözönüne alındığında,       

(7)

yukarıda belirtilen özelliklerin çoğuna tam olarak sahip olunmadığı veya henüz gelişme çabası içinde olduğu görülmektedir.

Şekil 1: 1985-2016 Dönemi Gelen Toplam DYY Miktarı

Kaynak: İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD) ve EVDS-TCMB.

Türkiye’ye gelen DYY miktarında 2004 yılından başlamak üzere bir artış yaşanmıştır. Bu artışın nedenleri olarak 2004 yılından itibaren başlayan global likidite bolluğu ve Türk ekonomisinde sağlanan istikrarlı makroekonomik ortam gösterilebilir. 4875 sayılı Yabancı Doğrudan Yatırım Kanunu 05.06.2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Kanun’un amacı; DYY’lerin ülkeye gelmesini teşvik etmek, yatırımcıların haklarını korumak, yatırımcı ve yatırımın tanımını uluslararası standartlara göre düzenlemek, modernleştirilmiş politikalar ve süreçler ile DYY miktarını artırmak, DYY için onay-bazlı sistem yerine bildirim-bazlı sistem oluşturmaktır. 2000’li yılların ikinci yarısında milli gelirin %5’i seviyesine kadar çıkan DYY’lerin payı 2008 yılında yaşanan küresel kriz esnasında %1’lerin altına kadar düşmüş ve kriz sonrasından günümüze kadar olan süreçte %1-2 arasında istikrarlı bir seyir izlemiştir.

2.1. DYY’lerin Sektörel Bazda Değerlendirilmesi

Türkiye’ye 2005-2016 yılları arasında gelen DYY’ler ağırlıklı olarak hizmetler sektöründe yoğunlaşmaktadır (Şekil 2). 2005-2016 yılları arasında gelen toplam DYY’lerin yaklaşık %63’ü hizmetler sektörüne, %37’si sınai sektörlere ve binde 3’ü tarım sektörüne gelmiştir. Sınai sektörlerin %37’lik payı içerisinde madencilik ve taşocaklığı sektörü %2, imalat sektörü %23 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü %12’lik bir paya sahiptir. 99 125 106 354 663 788 910 911 746 636 885 722 805 940 783 982 3. 352 1. 137 1.752 2. 885 10. 031 20. 185 22. 047 19. 504 8. 411 9. 036 16. 171 13. 224 12. 905 8. 632 12. 077 7. 534 0 5.000 10.000 15.000 20.000 25.000 198 5 198 6 198 7 198 8 198 9 199 0 199 1 199 2 199 3 199 4 199 5 199 6 199 7 199 8 199 9 200 0 200 1 200 2 200 3 200 4 200 5 200 6 200 7 200 8 200 9 201 0 201 1 201 2 201 3 201 4 201 5 201 6 Mily on ABD D olar ı

(8)

Örneği

Şekil 2: 2005-2016 Dönemi Ana Sektörlere Gelen DYY Miktarı

Kaynak: EVDS-TCMB.

Hizmetler sektöründe en çok DYY’yi %58 ile finans ve sigorta faaliyetleri almış olup %13 ile bilgi ve iletişim ve %9 ile toptan ve perakende ticaret takip etmektedir (Şekil 3). Finans ve sigorta faaliyetleri içerisinde en çok DYY’yi bankacılık sektörü almış olup, 2005-2016 yılları arasında finans ve sigorta faaliyetlerinin almış olduğu toplam DYY’nin yaklaşık %78’i bankacılık sektörüne yapılmıştır. Bankacılık sektörüne gelen DYY’nin hizmetler sektörüne gelen DYY’ye oranı ise %46’dır. Finans ve sigorta faaliyetleri içerisinde bankacılıktan sonra sırasıyla en çok DYY alanlar sigorta, reasurans ve emeklilik fonları (zorunlu sosyal güvenlik hariç), holding şirketleri ve diğer finansal hizmet faaliyetleridir.

İmalat sektöründe en çok DYY’yi %24 ile gıda, içecek ve tütün ürünleri imalatı almış olup, onu %16 ile kimyasalların, kimyasal ürünlerin ve temel eczacılık ürünleri ile malzemelerinin imalatı ve %13 ile kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı takip etmektedir (Şekil 4).

0 1.000 2.000 3.000 4.000 5.000 6.000 7.000 200 5 ‐Q1 200 5 ‐Q3 200 6 ‐Q1 200 6 ‐Q3 200 7 ‐Q1 200 7 ‐Q3 200 8 ‐Q1 200 8 ‐Q3 200 9 ‐Q1 200 9 ‐Q3 201 0 ‐Q1 201 0 ‐Q3 201 1 ‐Q1 201 1 ‐Q3 201 2 ‐Q1 201 2 ‐Q3 201 3 ‐Q1 201 3 ‐Q3 201 4 ‐Q1 201 4 ‐Q3 201 5 ‐Q1 201 5 ‐Q3 201 6 ‐Q1 201 6 ‐Q3 201 7 ‐Q1 201 7 ‐Q3 Mily on ABD Dolar ı

(9)

Şekil 3: 2005-2016 Dönemi Hizmetler Alt Sektörlerine Gelen DYY Miktarı

 

Kaynak: EVDS-TCMB.

Not: Söz konusu dönemde, toplam 500 milyon ABD doları üzerinde doğrudan yatırım alan alt

sektörler grafikte yer almaktadır.

Şekil 4: 2005-2016 Dönemi İmalat Alt Sektörlerine Gelen DYY Miktarı

Kaynak: EVDS-TCMB.

Not: Söz konusu dönemde, toplam 500 milyon ABD doları üzerinde doğrudan yatırım alan alt

sektörler grafikte yer almaktadır. 3. Ampirik Model

Yabancı bir ülkede doğrudan yatırım yapılması kararlarını etkileyen makroekonomik değişkenler ülkelerin özelliklerine göre farklılıklar

3.974 7.411 5.130 775 11.139 49.235 38.414 7.825 1.852 1.144 2.955 764 687 2.057 500 10.500 20.500 30.500 40.500 50.500 60.500 TP. YD23 TP Y D 24 TP.Y D25 TP.Y D26 TP.Y D27 TP.Y D28 TP.Y D29 TP.Y D30 TP.Y D31 TP.Y D32 TP.Y D33 TP.Y D34 TP.Y D35 TP.Y D38 Mily on ABD Dolar ı 8.108 1.989 685 4.325 5.114 1.361 1.806 4.135 684 3.362 1.162 523 0 1.000 2.000 3.000 4.000 5.000 6.000 7.000 8.000 9.000

TP. YD06 TP. YD07 TP. YD10 TP. YD11 TP. YD12 TP. YD13 TP. YD14 TP. YD15 TP. YD16 TP. YD17 TP. YD18 TP. YD19

Mily

on ABD

Dolar

(10)

Örneği

göstermekle birlikte genel olarak bir ülkeye gelen DYY’leri belirleyen değişkenleri içeren fonksiyon şöyle yazılabilir:

DYYi,t = Bo+ B1REELFXt +B2REELFXtVOLt +B3FİYAT SEVİYESİt +

B4AÇIKLIKt +B5REELGSYİHt + B6DDYi,t-1 + ut

Bu denklemde bağımlı değişken (DYYi,t), i sektöründe t dönemindeki

doğrudan yabancı yatırım miktarını göstermektedir. Bağımsız değişkenler

ise REELFXt t dönemindeki reel döviz kurunu, REELFXVOLt t

dönemindeki reel döviz kuru oynaklığını, volatilesini veya dalgalanmasını,

FİYAT SEVİYESİt t dönemindeki fiyatlar genel seviyesini, AÇIKLIKt t

dönemindeki ekonominin dışa açıklık oranını, REELGSYİHt t dönemindeki

reel gayrisafi yurt içi hasılayı, DYYi,t-1 i sektöründe t-1 dönemindeki DYY

miktarını ve ut t dönemindeki hata terimini göstermektedir. Bu denklemde

yer alan bağımsız değişkenlerin katsayılarının işaretleri sektörel bazda değişiklik gösterebilmektedir. Bu çerçevede, bağımsız değişkenler ve katsayılarının sektörlere göre beklenen işaretleri şu şekilde açıklanabilir:

Reel döviz kuru, bir birim yabancı ülke parasının ulusal para cinsinden değerinin ülkelerin fiyat seviyesi oranlarına ayarlanması sonucunda bulunan döviz kurudur. Reel döviz kurunun işareti DYY alan sektörlere göre farklılık gösterebilmektedir. İmalat sektöründe, reel döviz kurunun yükselmesi yani ulusal paranın değer kaybetmesi, düşük ücretler, düşük maliyetli yatırımlar ve ihracat-odaklı üretim açılarından bakıldığında doğrudan yatırımların artmasını sağlayabilir. Froot ve Stein (1991), ulusal paranın değer kaybetmesinin DYY’leri artırdığını göstermiştir. Hizmetler sektöründe ise reel döviz kurunun yükselmesinin yani ulusal paranın değer kazanmasının DYY’leri artırması beklenmektedir. Çünkü hizmetler sektöründe kârların ve maaşların yüksek olması DYY’nin gelmesi için cazip bir ortam oluşturmaktadır. Tarım ile madencilik ve taşocaklığı sektörlerine gelen DYY miktarında ise reel döviz kurunun herhangi bir etkisinin olmaması beklenmektedir. Bunun nedeni ise tarım sektörünün ağırlıklı olarak yurt içi talebi karşılamak için üretim yapması; madencilik ve taşocaklığı sektörlerinin ise sermaye yoğun yatırımlar içermesi ve mevcut doğal kaynakları çıkarması ve işlemesi olarak açıklanabilir.

Bu çalışmada, Merkez Bankası tarafından hesaplanmakta olan TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru kullanılmaktadır. Reel efektif döviz kuru endeksi, Türkiye’nin fiyat düzeyinin dış ticaret yaptığı ülkelerin fiyat düzeylerine oranının ağırlıklı geometrik ortalaması alınarak hesaplanmaktadır. Reel efektif döviz kurunun yükselmesi Türk lirasının reel olarak değer kazanması, reel efektif döviz kurunun düşmesi ise Türk lirasının reel olarak değer kaybetmesi anlamına gelmektedir. Bu nedenle, regresyon tahminlerinde döviz kuru değişkeninin katsayısı değerlendirilirken bu husus dikkate alınmaktadır.

Reel döviz kuru oynaklığı değişkenine ait katsayının işaretinin negatif olması beklenmektedir. Reel döviz kuru oynaklığı, yatırımlar için belirsiz bir ortam yaratacağından yatırımcılar yatırım kararlarını erteleyebilmektedir

(11)

(Erdal, 2017). Öte yandan, reel döviz kuru oynaklığının DYY’lerin artışına neden olabileceği de tartışılmaktadır. Bunun nedeni ise döviz kuru oynaklığının ülkeye ihracat yapan yabancı firmalar için belirsizliği artırmaları ve bu firmaların ihracat yerine ülkeye doğrudan yatırım yapmaya yönelmeleridir (Goldberg ve Kolstad, 1995). Bu nedenle, katsayının işareti net etkiye bağlı olarak değişecektir.

İmalat sektörleri, ağırlıklı olarak ara mal ithal edip, ana mal ithal eden bir konumda olduklarından, reel döviz kuru oynaklığının negatif etkilerinin olması beklenmektedir. Hizmetler sektöründe ise reel döviz kuru oynaklığı ekonomide belirsizliği artırdığından, DYY’ler üzerinde negatif etkilerinin olması beklenmektedir.

Bu çalışmada hem geçmiş 6 ay hem de 12 ay reel döviz kuru verilerinin standard sapmaları hesaplanmak suretiyle iki farklı reel döviz kuru oynaklığı

hesaplanmıştır.4 Ancak, geçmiş 12 aya ait veriler kullanılarak hesaplanan

döviz kuru oynaklığı, regresyonların tahmin edilmesinde istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar verdiğinden, tahminlerde bu döviz kuru oynaklığı verileri kullanılmıştır.

Fiyat seviyesi katsayısının işaretinin negatif olması beklenmektedir. Fiyatlar genel düzeyinin yüksek olmasının ve yükselmeye devam etmesinin yatırım kararları üzerinde olumsuz etkileri olabilmektedir. Yüksek fiyatlar genel düzeyi, yatırımcılar için gelecekteki fiyatları, üretim maliyetlerini ve kârları belirsiz bir hale getirebileceğinden, yeni yatırımların yapılmasına engel olabilmektedir. Tahminler yapılırken enflasyon oranı da modele dahil edilmiş, fakat tüketici fiyat endeksi istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar verdiğinden regresyon tahminlerinde kullanılmıştır.

Ekonominin dışa açıklık oranı, ülke ekonomisinin uluslararası piyasalara açıklık oranı arttıkça uzmanlaşma ile birlikte verimlilik artacağından yatırımların da artması beklenmektedir. Dışa açıklık oranı değişkeni katsayısının işareti de sektörlere göre değişiklik gösterebilmektedir. Katsayının işaretinin hizmetler ve imalat sektörlerinde pozitif olması beklenirken tarım ile madencilik ve taşocaklığı sektörlerinde herhangi bir etkisinin olmaması beklenmektedir.

Reel GSYİH, ekonomideki bütün talep değişkenlerini kapsamaktadır. Fiziksel yatırımlar, çıktı miktarındaki değişikliklerin doğrusal (lineer) bir fonksiyonu olduğundan, reel GSYİH miktarındaki artışın fiziksel yatırımları artırması beklenmektedir (Erdal, 2017:62). Sektörel açıdan bakıldığında, reel GSYİH’nin hizmetler sektörüne gelen doğrudan yatırımlar üzerindeki etkisinin olumlu, reel GSYİH değişkeni katsayısının işaretinin pozitif olması beklenmektedir. İmalat sektörüne gelen DYY’ler üzerinde de reel GSYİH’nin olumlu etkileri beklenirken tarım ile madencilik ve taşocaklığı sektörlerinde herhangi bir etki beklenmemektedir. Yatırım kararları,       

4Reel döviz kuru oynaklığının hesaplanması yönteminde Erdal’dan (2017) faydalanılmıştır. Döviz kuru oynaklığının hesaplanması için E-Garch yöntemi de denenmiş ve hemen hemen bu yöntem ile aynı

(12)

Örneği

geçmişteki reel GSYİH değerleri dikkate alınarak yapıldığından, reel GSYİH’nin t-1 dönemindeki değeri yani gecikmeli değeri kullanılmaktadır.

Sektör i’de, t-1 dönemindeki doğrudan yabancı yatırım miktarı, mevcut sermaye stokunu göstermektedir. Neoklasik teoriye göre yatırım talebi, hedeflenen sermaye stoku ile gerçek sermaye stoku arasındaki farka eşittir. Geçen senenin hedeflenen sermaye stokunu gerçekleştirmek zaman alabileceğinden, değişkenin katsayı işaretinin pozitif olması beklenmektedir

(Erdal, 2017:63).

4. Değişken Tanımları ve Veri Kaynakları

Çalışmanın ampirik bölümünde, reel döviz kuru oynaklığının ve makroekonomik değişkenlerin 1.Çeyrek 2005-3.Çeyrek 2016 döneminde Türkiye’ye gelen toplam DYY ve alt sektörlere gelen DYY’ler üzerindeki etkileri analiz edilmektedir (Ana sektör ve alt sektörlerin listesi Ek 1’de sunulmaktadır). Bu analiz yapılırken en az 1.000 milyon ABD doları DYY alan alt sektörler incelenmektedir. 1.000 milyon ABD dolarından daha az DYY alan alt sektörler için de regresyon tahminleri yapılmış olmakla birlikte istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar elde edilememiştir. Şunu da belirtmek gerekir ki regresyon tahminlerine dahil edilmeyen alt sektörler ağırlıklı olarak yerel imalat ve hizmetler alanlarında faaliyet göstermekte olduğundan döviz kurlarındaki değişikliklerden fazla etkilenmeyebilirler (Ek 1). Yani, bu sektörlerin regresyon tahminlerine dahil edilmemesi çalışmanın ampirik sonuçları açısından önemli bir değişiklik yaratmayacaktır. Söz konusu analizi yapabilmek için aşağıda verilen denklem tahmin edilmektedir:

lnDYY i,t = Bo + B1lnREELFXt + B2lnREELFXVOLt + B3lnFİYAT SEVİYESİ t +

B4AÇIKLIKt +B5lnREELGSYİHt + B6lnDDYi,t-1+ ut

Denklemde, “AÇIKLIK” değişkeni oran olduğu için logaritması alınmamış, diğer bütün değişkenlerin logaritması alınmıştır. “ln” değişkenin logaritmik formda olduğunu ve “t-1” değişkenin t-1 dönemindeki değerini diğer bir ifade ile gecikmeli değerini göstermektedir.. Denklemde bulunan değişkenlerin oluşturulması ve veri kaynakları Tablo 1’de verilmektedir.

Tablo 1: Tahminlerde Kullanılan Değişkenler ve Veri Kaynakları

Değişken Adı Değişken Tanımı Veri Kaynağı

DYY i,t

Toplam ve sektörel bazda doğrudan yabancı yatırım miktarı (ABD doları cinsinden). Yurt dışında yerleşik kişilerin Türkiye’deki doğrudan yatırımlarının sektörlere göre dağılımı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Elektronik Veri Dağıtım Sistemi (EVDS).

1985-2005 arası yıllık FDI verisi İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatından (OECD) alınmıştır.

(13)

Değişken Adı Değişken Tanımı Veri Kaynağı

REELFXVOL t

TÜFE bazlı reel efektif döviz kurunun geçmiş 12 aya ait standart sapması

TCMB, EVDS

FİYAT SEVİYESİ t Türkiye’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)

AÇIKLIK t

Toplam dış ticaretin GSYİH’ye oranı (ithalat+ ihracat/GSYİH)

TCMB, EVDS

REELGSYİH t

Reel GSYİH= Cari GSYİH/TÜFE

(ABD doları cinsinden) TCMB, EVDS

5. Ampirik Sonuçlar

Çalışmanın ampirik bölümünde, DYY eşitliği, 2005 yılı 1.Çeyrek ile 2016 yılı 3.Çeyrek dönemi için toplam ve sektörel düzeyde çeyrek dönemlik veriler kullanılarak En Küçük Kareler Yöntemi-Ordinary Least Squares (OLS) ile tahmin edilmektedir. Bu zaman diliminin çalışmada kullanılmasının nedenleri şöyle özetlenebilir: Birincisi, bu dönemde serbest döviz kuru rejimi uygulanmaktaydı. İkincisi, 4875 no.lu Yabancı Doğrudan Yatırım Kanunu 05.06.2003 tarihinde yürürlüğe girdi. Üçüncüsü, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine adaylığı Avrupa Birliği üyeleri tarafından onaylandı. Bu gelişmelerin sonucunda, 2004 yılının sonlarından başlamak üzere Türkiye’ye gelen DYY’ler artmaya başlamıştır.

Öncelikle tahminlerde kullanılan değişkenler için Augmented Dickey Fuller (ADF) durağanlık testleri yapılmıştır (Tablo 2). DYY’nin toplam ve alt sektör değerleri (Diğer Finansal Hizmet Faaliyetleri hariç) ile reel döviz kuru oynaklığı değişkenleri düzeylerinde durağandır. Reel döviz kuru, fiyatlar genel düzeyi, reel GSYİH ve Diğer Finansal Hizmet Faaliyetleri DYY değişkenleri düzeylerinde durağan olmadığından birinci farkları alınıp durağan hale getirildikten sonra regresyon tahminleri yapılmıştır.

Tablo 2: ADF Durağanlık Test Sonuçları

Değişken Seviye Birinci fark

Reel Döviz Kuru -1,895 -6,388

Reel Döviz Kuru Oynaklığı -3,269 -

Fiyatlar Genel Düzeyi -1,896 -6,399

Reel GSYİH 0,840 -4,392

Dışa Açıklık Oranı -3,310 -

43: Toplam DYY -5,386 -

01: Tarım DYY -3,450 -

04: Madencilik ve Taş Ocakçılığı DYY -7,083 -

05: İmalat DYY -4,479 -

22: Hizmetler DYY -5,755 -

06: Gıda, İçecek ve Tütün Ürünleri DYY -5,745 -

(14)

Örneği

Değişken Seviye Birinci fark

11: Kok Kömürü ve Rafine Edilmiş Petrol Ürünleri

DYY -4,416 -

12: Kimyasallar, Kimyasal Ürünlerin Temel

Eczacılık Ürünleri ile Malzemelerinin İmalatı DYY -6,059 -

13: Kauçuk ve Plastik Ürünleri İmalatı -5,45 15: Ana Metal Sanayi ve Fabrikasyon Metal

Ürünleri DYY -10,454 -

17: Bilgisayar, Elektrik-Elektronik ve Optik

Ürünler DYY -4,579 -

18: Ulaşım Araçları İmalatı DYY -7,91

23: İnşaaat DYY -5,951 -

24: Toptan ve Perakande Ticaret DYY -6,507 -

25: Ulaştırma ve Depolama DYY -6,60

27: Bilgi ve İletişim DYY -11,809 -

28: Finans ve Sigorta Faaliyetleri DYY -5,413 -

29: Parasal Aracı Kuruluşların Faaliyetleri

(Bankalar) DYY -5,679 -

30: Sigorta, Reasurans ve Emeklilik Fonları

(Zorunlu Sosyal Güvenlik Hariç) DYY -5,642 -

31: Holding Şirketlerinin Faaliyetleri DYY -4,60

32: Diğer Finansal Hizmet Faaliyetleri DYY -1,95 -11,64

 

Not: ADF kritik değerleri %1 seviyesi için -3,58; %5 seviyesi için %2,92 ve %10 seviyesi

için -2,60’dır.

Toplam DYY ve ana sektörlere gelen DYY’lere ilişkin ampirik sonuçlar Tablo 3’de sunulmaktadır. Sınai sektörler hem birincil (madencilik ve taşocaklığı) hem de ikincil (imalat) sektörleri içermekte olduğundan, ampirik tahmin sonuçlarının sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için her iki sektör ayrı ayrı tahmin edilmiştir. Ampirik sonuçlar, beklendiği şekilde sektörel bazda farklılıklar göstermektedir.

Reel döviz kuru oynaklığı değişkeninin katsayısı, toplam DYY ve ikincil sektör olan imalat sektörüne gelen DYY’ler için pozitif ve istatistiksel olarak anlamlıdır. Bu sonuç, reel döviz kuru oynaklığının toplam DYY ve imalat sektörüne gelen DYY’leri artırdığını göstermektedir. Goldberg ve Kolstad (1995), reel döviz kuru oynaklığının ABD’ye gelen DYY’lerin artışına neden olduğunu göstermiştir. Eşiyok (2011) reel döviz kuru oynaklığının Türkiye’ye gelen DYY’ler üzerinde pozitif etkilerinin olduğunu göstermiştir. Reel döviz kuru oynaklığının, çalışmanın beklentileri doğrultusunda birincil sektörler olan tarım ile madencilik ve taşocaklığı sektörlerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Öte yandan, beklentilerin aksine, reel döviz kuru oynaklığının üçüncül sektörler olan hizmetler sektöründe herhangi bir etkisi tespit edilememiştir.

Ampirik sonuçlar, reel döviz kurunun toplam DYY ve ana sektörlere gelen DYY’ler üzerinde herhangi bir etkisinin bulunmadığını göstermektedir. Reel döviz kuru değişkeninin katsayısı toplam DYY ve

(15)

bütün ana sektörlere gelen DYY’ler için istatistiksel olarak anlamsızdır. Fiyatlar genel seviyesi değişkeninin katsayısı, toplam DYY’ler ile imalat sektörüne gelen DYY’ler için negatif ve istatistiksel olarak anlamlıdır. Çalışmanın beklentileri doğrultusunda, fiyatlar genel seviyesindeki artışların DYY’ler üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Yüksek fiyatlar genel düzeyi, yatırımcılar için gelecekteki fiyatları, üretim maliyetlerini ve kârları belirsiz bir hale getirebileceğinden, doğrudan yatırımların yapılmasına engel olabilmektedir. Ekonominin dışa açıklık oranının yine beklentiler doğrultusunda tarım sektörü hariç bütün ana sektörler üzerinde pozitif etkileri bulunmaktadır. Ekonominin dışa açıklık oranı değişkeninin katsayısı tarım hariç bütün ana sektörler için pozitif ve istatistiksel olarak anlamlıdır. Ülke ekonomisinin uluslararası piyasalara açıklık oranı arttıkça uzmanlaşma ile birlikte verimlilik artacağından yatırımların da artması beklenmektedir.

DYY alan ülkedeki toplam gelir veya toplam talep miktarının bir göstergesi olarak kullanılmakta olan reel GSYİH’nin toplam DYY ve hizmetler sektörüne gelen DYY’ler üzerinde pozitif etkileri bulunmaktadır. Ülkedeki toplam talep miktarının artması, hizmetler sektörüne gelen DYY miktarının artmasına neden olmaktadır. Sektördeki mevcut sermaye stokunu gösteren değişkenin katsayısı sadece tarım sektörü için pozitif ve istatistiksel olarak anlamlıdır.

Tablo 3: Toplam DYY ve Ana Sektörlere Gelen DYY’lere Ait Ampirik Sonuçlar Değişken Toplam DYY Tarım (Birincil) Madencilik&Taş Oc. (Birincil) İmalat (İkincil) Hizmetler (Üçüncül) ∆lnREELFX t-1 2,357 -1,853 4,076 1,396 4,473 (1,05) (-0,45) (0,89) (0,553) (1,35) lnREELFXVOLt 14,877** -16,66 -3,037 13,57** 7,452 (2,35) (-0,95) (-0,23) (1,97) (0,82) ∆lnFİYATSEVİYESİt -3,77** 22,47 0,37 -4,12** -2,55 (-1,88) (1,43) (0,09) (-1,72) (-0,86) AÇIKLIK t 0,036** 0,110 0,045** 0,028** 0,035** (2,64) (1,183) (1,78) (1,82) (1,87) ∆lnREELGSYİHt-1 2,274** -1,403 1,127 1,32 2,68** (2,57) (-0,206) (0,63) (1,31) (2,07) lnDDYi,t-1 -0,090 0,500** -0,17 0,25 0,02 (-0,58) (3,103) (-1,03) (1,63) (0,17) R2 0,37 0,30 0,096 0,37 0,18 DW 1,97 1,94 2,06 2,31 1,95

Not: ∆; değişkenin birinci farkını göstermektedir. Parantez içerisindeki değerler t-istatistik

değerleridir. **; %5 anlamlılık düzeyini göstermektedir.

İkincil sektör olarak sınıflandırılan imalat sektörünün alt sektörlerine ait tahmin sonuçları Tablo 4’de sunulmaktadır. Reel döviz kuru oynaklığının, kimyasallar, kimyasal ürünlerin, temel eczacılık ürünleri ile malzemeleri sektörüne gelen DYY’ler üzerinde pozitif etkileri bulunmaktadır. Öte

(16)

Örneği

yandan, reel döviz kuru oynaklığının imalat sektörünün diğer alt sektörlerinde herhangi bir etkisine rastlanmamıştır.

Reel döviz kuru değişkeninin katsayısı, bütün imalat alt sektörlerine gelen DYY’ler için istatistiksel olarak anlamsızdır. Bu sonuç, reel döviz kurunun imalat alt sektörleri üzerinde herhangi bir etkisinin bulunmadığını göstermektedir. Fiyatlar genel düzeyinin bilgisayarlar, elektrik-elektronik ve optik ürün sektörüne gelen DYY’ler üzerinde negatif etkilerine rastlanmış olup, diğer imalat alt sektörleri üzerinde herhangi bir etkisine rastlanmamıştır. Ekonominin dışa açıklık oranı değişkeni katsayısı, 2005-2016 yılları arasında en çok toplam DYY alan imalat alt sektörü olan gıda, içecek ve tütün ürünleri imalatı yanısıra kauçuk ve plastik ürünleri imalatı için pozitif ve istatistiksel olarak anlamlıdır.

Reel GSYİH değişkeninin katsayısı, ulaşım araçları imalatı sektörüne gelen DYY’ler için pozitif ve istatistiksel olarak anlamlıdır. Diğer imalat alt sektörleri üzerinde herhangi bir etkisine rastlanmamıştır. Sektördeki mevcut sermaye stokunu gösteren DYY’nin gecikmeli değerinin kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri ile bilgisayarlar, elektrik-elektronik ve optik ürünler alt sektörleri üzerinde pozitif etkileri bulunmaktadır.

Üçüncül sektörler olarak sınıflandırılan hizmetler alt sektörlerine ait tahmin sonuçları Tablo 5’de sunulmaktadır. Reel döviz kuru oynaklığının, hizmetler alt sektörlerinden sadece holding şirketlerinin faaliyetleri üzerinde negatif etkileri bulunmaktadır. Reel döviz kurunun inşaat sektörü ile sigorta, reasurans ve emeklilik fonları (zorunlu sosyal güvenlik hariç) üzerinde pozitif etkileri bulunmakta iken toptan ve perakende ticaret sektöründe negatif etkileri bulunmaktadır. Reel döviz kurunun yükselmesi yani ulusal paranın değer kazanması, inşaat ile sigorta, reasurans ve emeklilik fonlarına gelen DYY’leri artırmakta, toptan ve perakende ticaret sektörüne gelen DYY’leri ise azaltmaktadır.

Fiyatlar genel seviyesinin hizmetler alt sektörlerinden sadece toptan ve perakende ticaret sektörüne gelen DYY’ler üzerinde negatif etkilerine rastlanmış olup, diğer sektörlerde herhangi bir etkisine rastlanmamıştır. Bunun yanısıra ekonominin dışa açıklık oranı, inşaat ile sigorta, reasurans ve bireysel emeklilik fonlarına gelen DYY’lerin artmasına neden olmaktadır.

Ülkedeki toplam talebin bir göstergesi olan reel GSYİH’nin ise 2005-2016 yılları arasında en çok toplam DYY’yi alan finans ve sigorta faaliyetleri ve özellikle de bankacılık sektörünün faaliyetleri ve diğer finansal hizmet faaliyetleri üzerinde pozitif etkisi bulunmaktadır. Bu ampirik tahmin sonuçları çalışmanın beklentileri doğrultusundadır; ülkede toplam talebin veya gelirin artması bankacılık faaliyetleri ile finans ve sigorta faaliyetlerinin artmasına neden olmaktadır. Bu da söz konusu sektörlere gelen DYY miktarını olumlu yönde etkilemektedir. Sektördeki mevcut sermaye stokunu gösteren DYY’nin gecikmeli değerinin katsayısı, finans ve sigorta faaliyetleri ile alt bölümü olan diğer finansal hizmet faaliyetleri için pozitif ve istatistiksel olarak anlamlıdır.

(17)

A. PINAR, B. ERDAL Maliye Dergisi, Te mmuz-Aral ık 2018; 175: 31-54 47 Tablo 4: İma la t (

İkincil) Alt Sektörlerine Gelen

DYY’lere İli şk in Ampirik Tahminlerin Sonuçlar ı ln DYY i,t = Bo + B 1 lnRE ELF Xt + B2 lnREEL FXVOL t + B3 lnF İYA TSEV İYES İt + B4 AÇI K LIK t + B5 ln R E EL G SY İHt + B6 lnDDY i,t-1 +ut lnDYY i,t ∆ lnREE L FX t-1 ln REERFXVO Lt ∆ lnF İYA TSE V İYE S İt AÇIKL IKt ∆ lnREE L GSY İH t-1 lnDDY i,t-1 R 2 DW 05: İ m ala t Al t Se ktö rleri 06: G ıda, İ çecek ve T ütün Ür ünler i 5, 84 (1 ,26) 9, 62 (0 ,78) -6 ,31 (-1 ,5 8) 0, 05** ( 2, 08) 0, 45 (0 ,26) 0, 09 (0 ,65) 0, 23 2, 13 07: Tekstil ve Giyi m E şyala rı 0, 59 (0 ,11) -12, 15 (-0 ,8 8) 3, 11 (0 ,705) 0, 02 (0 ,80) 2, 97 (1 ,51) 0, 08 (0 ,52) 0, 09 1, 84 11: Kok Kö m ür ü v e Rafine E dilm iş Petr ol Ür ünler i -33, 62 (-1 ,2 3) 45, 75 (0 ,61) 15, 04 (0 ,62) 0, 21 (1 ,43) 7, 23 (0 ,68) 0, 34** (0,02) 0, 29 2, 15 12: Ki m yasallar , K im yasal Ü rünlerin Te m el Ec zac ıl ık Ü rünleri ile Malze m eler 2, 95 (0 ,61) 31, 59* * (2 ,39) -2 ,70 (-0 ,6 4) 0, 03 (1 ,35) 2, 43 (1 ,28) -0 ,09 (-0 ,6 0) 0, 20 1, 89 13: Kauçuk ve Plastik Ür ünler i İ ma la tı -1, 92 (-0 ,1 7) -1 ,32 (-0 ,0 4) 0, 90 (0 ,09) 0, 14** (2,59) 2, 86 (0 ,71) 0, 08 (0 ,54) 0, 20 2, 10 15: Ana M etal Sanay ii ve Fabr ikasy on Metal Ürünleri 1, 39 (0 ,22) -15, 06 (-0 ,9 0) 1, 41 (0 ,26) 0, 03 (0 ,94) 2, 65 (1 ,12) 0, 17 (0 ,99) 0, 09 2, 11 17: Bilgisay ar lar, E lektr ik-E lektr onik ve Optik Ürünler 0, 44 (0 ,09) -2 ,62 (-0 ,2 ) -10, 98** (-2 ,5 4) 0, 03 (1 ,17) 1, 22 (0 ,64) 0, 36** (2,31) 0, 35 2, 04 18: Ula şı m A raçla rı İ ma la tı -0, 99 (-0 ,2 8) 2, 36 (0 ,24) -1 ,81 (-0 ,5 8) 0, 02 (1 ,26) 2, 44** (1,78) -0 ,21 (-1 ,4 6) 0, 18 1, 96 Regres yon tahminler i, 2005 -2016 yı llar ı ara sı nda en az 1 .00 0 mily on ABD dolar ı top lam do ğrudan y at ır ım al an alt sek törler iç in yap ılm ış tı r. Sektör 14 ğer Metalik Olmay an Min er al Ürünler in İma la tı ” için düzen li zaman serisi v erisi olmad ığ ı i çin tahm in ya pı lama m ış tı r. **; de ği şkenin %5 sev iy esinde lı oldu ğun u ve ∆ ; d eğ iş ken in bir inci fark ın ı göstermektedir .

(18)

Reel Dövi z Kuru Oynakl ığ ın ın Sektörel Do ğr udan Y abanc ı Yat ır ım lar Ü ze rind

eki Etkileri: Türkiye Ör

ne ği 48 Maliye Dergisi, Te mmuz-Aral ık 2018; 175: 31-54 Tablo 5: Hizmetle r (Üçü ncül) Alt Sek törlerine Gel en DYY’l ere İ li şkin Amp

irik Tahminlerin Sonuçlar

ı ln DYY i,t = Bo + B 1 lnRE ELF Xt + B2 lnREEL FXVOL t + B3 lnF İYA TSEV İYES İt + B4 AÇI K LIK t + B5 ln R E EL G SY İHt + B6 lnDDY i,t-1 +ut lnDYY i,t ∆ lnREE L FX t-1 ln REERFXVO Lt ∆ lnF İYA TSE V İYE S İt AÇIKL IKt ∆ lnREE L GSY İH t-1 lnDDY i,t-1 R 2 DW 22: Hi zm et ler Alt Se kt örleri 23: İn şaat 6, 73** (1,91) 10, 65 (1 ,11) -1 ,48 (-0 ,4 7) 0, 04** (2,21) 0, 57 (0 ,41) 0, 01 (0 ,09) 0, 21 2, 07 24: T optan ve Per akende T icar et -7 ,30** (-1 ,8 2) -2 ,25 (-0 ,2 1) -6 ,36** (-1 ,8 8) 0, 008 (0 ,39) -2 ,49 (-1 ,6 6) -0 ,07 (-0 ,5 1) 0, 23 1, 92 25: Ula şt ırm a ve De pol am a 4, 88 (0 ,43) 21, 67 (0 ,72) 12, 81 (1 ,33) 0, 04 (0 ,77) 5, 21 (1 ,23) -0 ,02 (-0 ,1 7) 0, 11 1, 98 27: Bilgi ve İleti şim 8, 85 (1 ,03) 25, 12 (1 ,37) 0, 91 (0 ,15) 0, 002 (0 ,07) 0, 93 (0 ,72) 0, 03 (0 ,21) 0, 08 2, 08 28: F inans ve Sig ort a F aaliyet leri 4, 65 (1 ,04) 0, 14 (0 ,01) -3 ,21 (-0 ,8 2) 0, 02 (0 ,89) 4, 24** (2,45) 0, 26** (1,85) 0, 24 1, 62 29: Parasal Arac ı Kurulu şlar ın Faaliyet leri (bankalar) 4, 19 (0 ,65) 0, 002 (0 ,0001) -0 ,51 (-0 ,0 9) 0, 03 (1 ,14) 5, 17** (2,09) 0, 13 (0 ,90) 0, 13 1, 70 30: Sigorta, Reasu rans ve E m eklilik Fonlar ı (z or unlu har iç) 11, 33* * (1 ,82) -1 ,34 (-0 ,0 7) -2 ,99 (-0 ,5 5) 0, 06** (1,86) 2, 75 (1 ,13) 0, 04 (0 ,28) 0, 15 1, 95 31: Holding Ş ir ketler inin Faaliy etleri -30, 56 (-1 ,6 7) -115, 06* * (-2 ,1 9) -1 ,53 (-0 ,0 9) -0 ,12 (-1 ,2 4) -1 ,68 (-0 ,2 3) 0, 20 (1 ,44) 0, 27 1, 71 32: Di ğer Finansal Hiz m et Faaliyetler i 16, 95 (1 ,18) -20, 50 (-0 ,5 2) -6 ,88 (-0 ,5 4) 0, 11 (1 ,53) 17, 67* * (3 ,14) -0 ,62** (-4 ,7 3) 0, 43 1, 95 Not: Regres yon tahminler i, 2005 -2016 yı llar ı ara sı nda en az 1 .00 0 mily on ABD dolar ı top lam do ğrudan y at ır ım al an alt sek törler iç in yap ılm ış tı r. Sektör 33 “Gay rimenkul Faaliy etle ri” ve Sektör 38 “ İns an S ağ lı ğı ve S os ya l Hizm et F aali yet ler i” i çin düzen li za m an s eris i verileri olm ad ığ ı i çin tahm yap ıla ma m ış tı r. **; de ği şkenin %5 seviy esind e anlaml ı oldu ğun u ve ∆ ; d eğ iş ken in bir inci fark ın ı göstermektedir .

(19)

Sonuç

Bu çalışmada, reel döviz kuru oynaklığının ve makroekonomik değişkenlerin Türkiye’deki toplam DYY ile sektörlere gelen DYY’ler üzerindeki etkileri ampirik olarak analiz edilmektedir. Sektörlerin, döviz kuru oynaklığı ve makroekonomik değişkenlerden etkilenme dereceleri gözönüne alınarak birincil, ikincil ve üçüncül olarak üçe ayrılarak döviz kuru oynaklığından ve makroekonomik değişkenlerden etkilenmeleri analiz edilmektedir. Birincil sektörler, tarım ile madencilik ve taşocaklığını içermekte olup, bu sektörlerin döviz kurları ve diğer makroekonomik değişkenlerle çok az derecede bağlantıları bulunmaktadır. İkincil sektörler imalat ve üçüncül sektörler hizmet sektörü olarak sınıflandırılmakta olup, bu sektörlerin döviz kurları ve makroekonomik değişkenlerle daha fazla bağlantıları bulunmaktadır.

Çalışmanın ampirik sonuçları beklentiler doğrultusunda sektörlere göre farklılıklar göstermektedir. Genel olarak değerlendirildiğinde, ekonominin uluslararası piyasalara açıklık oranının Türkiye’ye gelen doğrudan yatırımlar üzerinde olumlu etkilerinin olduğunu görülmektedir. Reel döviz kuru oynaklığının, toplam doğrudan yatırımlar ve imalat sektörüne gelen doğrudan yatırımlar üzerinde pozitif etkileri bulunmaktadır. Bu sonuç, Goldberg ve Kolstad’ın (1995) sonucu ile örtüşmektedir. Bu pozitif etkinin nedeni olarak; reel döviz kuru oynaklığının ülkeye ihracat yapan yabancı firmalar için belirsizliği artırması ve bu firmaların ihracat yapmak yerine ülkeye doğrudan yatırım yapmaya yönelmeleri olarak gösterilebilir. Diğer ana sektörlere gelen doğrudan yatırımlar üzerinde döviz kuru oynaklığının herhangi bir etkisi tespit edilememiş olup, imalat alt sektörlerinden kimyasallar, kimyasal ürünlerin, temel eczacılık ürünleri ile malzemeleri sektörüne gelen DYY’ler üzerinde pozitif, hizmetler alt sektörlerinden holding şirketlerinin faaliyetlerine ait doğrudan yatırımlar üzerinde ise negatif etkileri tespit edilmiştir.

Reel döviz kurunun toplam DYY, ana sektörler ile imalat alt sektörlerine gelen DYY’ler üzerinde herhangi bir etkisi tespit edilememiş olmakla birlikte hizmetler alt sektörlerinden inşaat ile sigorta, reasürans ve emeklilik fonlarına (zorunlu sosyal güvenlik hariç) gelen DYY’ler üzerinde pozitif etkileri bulunmakta iken toptan ve perakende ticaret sektörüne gelen DYY’ler üzerinde negatif etkileri bulunmaktadır. Reel döviz kurunun yükselmesi yani ulusal paranın değer kazanması, inşaat ile sigorta, reasurans ve emeklilik fonlarına gelen DYY’leri artırmakta, toptan ve perakende ticaret sektörüne gelen DYY’leri ise azaltmaktadır.

Sektörler bazında değerlendirme yapıldığında, çalışmanın ampirik sonuçlarının Walsh ve Yu’nun (2010) sonuçları ile de örtüştüğü görülmektedir. Birincil sektör olan tarım sektöründe sadece mevcut sermaye stokunun, madencilik ve taşocaklığı sektöründe ise sadece ekonominin dışa açıklık oranının DYY’ler üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. İkincil sektör olan imalat sektöründe, reel döviz kuru oynaklığının ve ekonominin

(20)

Örneği

dışa açıklık oranının DYY’ler üzerinde pozitif, fiyatlar genel seviyesinin ise negatif etkileri bulunmaktadır. Üçüncül sektör olan hizmetler sektörüne gelen DYY’ler üzerinde ekonominin dışa açıklık oranının ve reel GSYİH’nin pozitif etkileri bulunmaktadır. Ekonomi dışa açıldıkça ve ekonomide reel talep arttıkça hizmetler sektörüne gelen doğrudan yatırımlar da artmaktadır. Hizmetler sektöründe ağırlıklı bir yere sahip olan bankacılık sektörüne gelen doğrudan yatırımlar da reel GSYİH’den olumlu yönde etkilenmektedir. Reel talebin veya gelirin artması, bankacılık hizmetlerine olan yurt içi talebi artıracağından, bankacılık sektörüne doğrudan yatırım yapılması yabancılar için cazip olabilmektedir.

Çalışmanın sonuçları genel olarak değerlendirildiğinde, doğrudan yatırımların ülkeye çekilebilmesi amacıyla ekonominin uluslararası piyasalarla entegrasyonunu devam ettirmek veya artırmak için serbest ticaret politikalarının uygulanmasına devam edilmeli ve yeni politikalar geliştirilerek uygulamaya konulmalıdır. İkinci olarak yurt içi talebin veya gelirin artırılmasını sağlayabilecek büyüme yönelimli politikaların uygulanması gerekmektedir.

Kaynakça

Abel, A.B. (1983), “Optimal Investment Under Uncertainty”, American Economic Review,73(1), 228-233.

Ahmad, F., Draz, M.U. ve Yang, S. (2016), Exchange Rate, Economic Growth and Foreign Direct Investment in Emerging Asian Economies: Fresh Evidence from Long Run Estimation and Variance Decomposition Approach (June 6), SSRN:https://ssrn.com/abstract=2818181

Aizenman, J. (1992), “Exchange Rate Flexibility, Volatility, and Domestic and Foreign Direct Investment”, IMF Staff Papers, 39(4), 890-922.

Blonigen, B. (2005), “A Review of the Empirical Literature on FDI Determinants”, NBER Working Paper No. 11299.

Branson, W.H. ve Litvack, J.M. (1986), Macroeconomics, New York: Harper & Row Publishers.

Caballero, R.J. (1991), “On the Sign of the Investment-Uncertainty Relationship”, American Economic Review, 81(1), 279-288.

Campa, J.M. (1993), “Entry by Foreign Firms in the US Under Exchange Rate Uncertainty”, Review of Economics and Statistics, 75(4), 614-22. Campa, J. ve Goldberg, L.S. (1995), “Investment in Manufacturing,

Exchange Rates and External Exposure”, Journal of International Economics, 38(3/4), 297-320.

Craine, R. (1989), “Risky Business: The Allocation of Capital”, Journal of Monetary Economics, 23(1), 201-218.

Duesenbery, J.S. (1958), Income, Savings and the Theory of Consumer Behavior, Cambridge, MA.

Engel, C. ve Hakkio, C.S. (1993), “Exchange Rate Regimes and Volatility”, Economic Review (Federal Reserve Bank of Kansas City), 43-58.

(21)

Erdal, B. (2001), “Investment Decisions Under Real Exchange Rate Uncertainty”, The Central Bank Economic Review, 2001-I.

Erdal, F. ve Tatoğlu, E. (2002), “Locational Determinants of Foreign Direct Investment in an Emerging Market Economy: Evidence from Turkey”, Multinational Business Review, 10(1), 21-27.

Erdal, B. (2017), The Effects of Real Exchange Rate Volatility on Sectoral Investment: Empirical Evidence from Fixed and Flexible Exchange Rate Systems, New York, London: Garland Publishing.

Eşiyok, B. (2011), “Determinants of Foreign Direct Investment in Turkey: A Panel Study Approach”, MPRA Paper, No. 36568 (https://mpra.ub.uni-muenchen.de/36568).

Froot, K.A. ve Stein, J.C. (1991), “Exchange Rates and Foreign Direct Investment: An Imperfect Capital Market Approach”, Quarterly Journal of Economics, 106(4), 1191-1217.

Goldberg, L.S. (1993), “Exchange Rates and Investment in the United States Industry”, The Review of Economics and Statistics, LXXV(4), 575-588. Goldberg, L.S. ve Kolstad, C.D. (1995), “Foreign Direct Investment,

Exchange Rate Variability and Demand Uncertainty, International Economic Review, 36(4), 855-873.

Hall, R. ve Jorgenson, D.W. (1971), “Application of the Theory of Optimal Capital Accumulation”, Gary Fromm, ed., Tax Incentives and Capital Spending içinde, Washington DC: Brookings Institution.

Hayashi, F. (1982), “Tobin's Marginal q and Average q: A Neoclassical Interpretation”, Econometrica, 50(1), 213-224.

Jorgenson, D.W. (1963), “Capital Theory and Investment Behavior”, American Economic Review, (Papers and Proceedings), 53(2), 247-59. Jorgenson, D.W. (1967), “The Theory of Investment Behavior”, In: Robert

Ferber, ed., Determinants of Investment Behavior, Cambridge, MA: NBER.

Keynes, J.M. (1936), The General Theory of Employment, Interest and Money, San Diego: Harcourt Brace Jovanovich.

Knox, A.D. (1952), “The Acceleration Principle and the Theory of Investment: A Survey”, Economica, New Series, 19 (75), August, 269-297.

Luehrman, T.A. (1991), “Exchange Rate Changes and the Distribution of Industry Value”, Journal of International Business Studies, 21, 619-649. Öğrül, E. ve Eryiğit, M. (2015), “The Factors That Affect on Foreign Direct

Investment in Turkey (Sectoral Comparisons)”, Theoretical and Applied Econonomics, Autumn, XXII, 3(604), 251-272.

Pınar, A. ve Erdal, B. (2016), Para Banka Mali Kuruluşlar ve Uluslararası Mali Sistem, Ankara: Turhan Kitabevi.

Pindyck, R.S. (1991), “Irreversibility, Uncertainty, and Investment”, Journal of Economic Literature, XXIX, 1110-1148.

(22)

Örneği

Pindyck, R.S. ve Solimano, A. (1993), “Economic Instability and Aggregate Investment”, NBER, Macroeconomics Annual, Cambridge, MA: The MIT Press, 259-303.

Polat, B. (2015), “Determinants of FDI to Turkey: A Sectoral Approach”, Journal of WEI Business and Economics, 4(1), 63-73.

Polat, B. ve Payaslıoğlu C. (2016), “Exchange Rate Uncertainty and FDI Inflow: The Case of Turkey”, WEI International Academic Conference Proceedings January 14-16, 2013, Antalya, Turkey.

Root, F. ve Ahmed, A. (1979), “Empirical Determinants of Manufacturing Direct Foreign Investment in Developing Countries”, Economic Development and Cultural Change, 27(4), 751-767.

Schneider, F. ve Frey, B.S. (1985), “Economic and Political Determinants of Foreign Direct Investment”, World Development, 13(2), 161-175.

Tinbergen, J. (1938), “Statistical Evidence on the Acceleration Principle”, Economica, 5.

Tobin, J. (1969), “A General Equilibrium Approach to Monetary Theory”, Journal of Money Credit and Banking, 1(1), 15-29.

Topallı, N. (2016), “Doğrudan Sermaye Yatırımları, Ticari Dışa Açıklık ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: Türkiye ve BRICS Ülkeleri Örneği”, Doğuş Üniversitesi Dergisi, 17(1), 83-95.

Walsh, J.P. ve Yu, J. (2010), “Determinants of Foreign Direct Investment: A Sectoral and Institutional Approach”, IMF Working Paper, WP/10/187.

(23)

Ek 1: Ana Sektörler ve Alt Sektörler TP.YD01: Tarım Sektörü

TP.YD02: A.Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık

TP.YD03: Sınai Sektörler

TP.YD04: B.Madencilik ve Taşocakçılığı TP.YD05: C.İmalat

TP.YD06: CA.Gıda, İçecek ve Tütün Ürünleri İmalatı TP.YD07: CB.Tekstil ve Giyim Eşyaları İmalatı TP.YD08: CC.Deri ve İlgili Ürünlerin İmalatı TP.YD09: CD.Ağaç ve Ağaç Ürünleri İmalatı

TP.YD10: CE.Kağıt ve Kağıt Ürünleri İmalatı ve Kayıtlı Medyanın Basılması, Çoğaltılması

TP.YD11: CF.Kok Kömürü ve Rafine Edilmiş Petrol Ürünleri İmalatı TP.YD12: CG.Kimyasalların, Kimyasal Ürünlerin Temel Eczacılık Ürünleri

ile Malzemelerinin İmalatı

TP.YD13: CH.Kauçuk ve Plastik Ürünleri İmalatı

TP.YD14: CI.Diğer Metalik Olmayan Mineral Ürünlerin İmalatı

TP.YD15: CJ.Ana Metal Sanayii ve Fabrikasyon Metal Ürünleri İmalatı (Makine Teçhizat Hariç)

TP.YD16: CK.Makina ve Teçhizat (Başka Yerde Sınıflandırılmamış) İmalatı

TP.YD17: CL.Bilgisayarların, Elektrik-Elektronik ve Optik Ürünlerin İmalatı

TP.YD18: CM.Ulaşım Araçları İmalatı

TP.YD19: CN.Mobilya İmalatı ve Başka Yerde Sınıflandırılmamış Diğer İmalat Sanayii

TP.YD20: D.Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı TP.YD21: E.Su Temini, Kanalizasyon, Atık Yönetimi ve İyileştirme

Faaliyetleri

TP.YD22: Hizmetler Sektörü

TP.YD23: F.İnşaat

TP.YD24: G.Toptan ve Perakende Ticaret TP.YD25: H.Ulaştırma ve Depolama

TP.YD26: I.Konaklama ve Yiyecek Hizmeti Faaliyetleri TP.YD27: J.Bilgi ve İletişim

TP.YD28: K.Finans ve Sigorta Faaliyetleri

TP.YD29: Parasal Aracı Kuruluşların Faaliyetleri (Bankalar)

TP.YD30: Sigorta, Reasurans ve Emeklilik Fonları (Zorunlu Sosyal Güvenlik Hariç)

TP.YD31: Holding Şirketlerinin Faaliyetleri TP.YD32: Diğer Finansal Hizmet Faaliyetleri TP.YD33: L.Gayrimenkul Faaliyetleri

TP.YD34: M.Mesleki, Bilimsel ve Teknik Faaliyetler TP.YD35: N.İdari ve Destek Hizmet Faaliyetleri

(24)

Örneği

TP.YD36: O.Kamu Yönetimi ve Savunma: Zorunlu Sosyal Güvenlik TP.YD37: P.Eğitim

TP.YD38: Q.İnsan Sağlığı ve Sosyal Hizmet Faaliyetleri TP.YD39: R.Kültür, Sanat, Eglence, Dinlence ve Spor TP.YD40: S.Diğer Hizmet Faaliyetleri

TP.YD41: T.Hanehalklarının İşverenler Olarak Faaliyetleri: Hanehalkları Tarafından Kendi Kullanımlarına Yönelik Olarak Ayrım Yapilmamıs Mal ve Hizmet Üretim Faaliyetleri

Referanslar

Benzer Belgeler

periprostatik alana enjekte edilen uzun etkili lokal anestetiklerin transrektal ultrasonografi eşliğinde yapılan prostat biyopsisi sırasında ve sonrasında etkinliğini

Bu işin ilklerinden olduğum ve Muhsin Bey ile birlikte çahştığım için çok gururluyum. Bu çok güzel bir

For ZigBee transmitters the battery is not rechargeable so to use the battery for longer duration the power dissipation inside the transmitter should be very low.

Bütün bu yayınlar daha çok Hacı Bektaş Velî etrafında olurken Bektaşilik konusuna çok az temas edildi.. Hâlbuki Bektaşilik bir bütün olarak ele alındığında, sadece

Görülmektedir ki, kısa vadeli sermaye hareketlerinin toplam sermaye hareketleri içindeki payının yüksek olması ve ulusal paraların reel olarak aşırı değerlenmesi,

Z2 sınıfı zeminlerdeki yığma yapılar için yapılan hasar tahmini sonuçlarına göre; envanter kapsamında değerlendirilen 741 adet yığma yapıdan, 207 adedinin çok ağır, 204

Bu amaçla homopolimerlerin ve kopolimerlerin THF içerisindeki (~1x10 -4 M) çözeltisi hazırlandı. Daha sonra homopolimerin % 10 ve % 20 spiropiran katkılı

Baykam, "68'li Yıllar" adım verdiği sergide yerel gerçeklikler kadar evrensel gerçekliklerle de uğraşıyor.. Kennedy'ye suikasttan Marilyn Monroe'nun esrarengiz