• Sonuç bulunamadı

II. Meşrutiyet Döneminde Osmanlı Devleti'nde Arşiv Çalışmaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "II. Meşrutiyet Döneminde Osmanlı Devleti'nde Arşiv Çalışmaları"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

OSMANLı DEVLETFNDE ARŞLV

ÇALıŞMALARı^)

Atilla ÇETİN

I smanlı Devleti'nde, Selçuklular ve diğer Türk-Müslüman dev­ letlerinden gelen, eski bir devlet an'anesi olarak, daha ilk devirlerden itibaren, arşiv fikrinin mevcut olduğu bilinmektedir. Devlet işlemlerine ait belgelerin tamamı, önem derecesine ba­ kılmaksızın, pek kıymetli olmayan müs­ veddeler de dahil olmak üzere, titizlik­ le saklanmış ve korunmuştur. Günümü­ ze ulaşan belgelerin tanzim ediliş tarz­ ları ve yazışmalarda geçmiş muamelâta yapılan atıflardan, derkenarlardan, ar­ şivlere verilen önem ve değer anlaşıl­ maktadır.

İstanbul'un Fethi'ne kadar. Bursa ve Edirne'de arşivler teşekkül etmiştir. İs­ tanbul'un Fethi'nden sonra ilk arşiv Yedikule'de idi. Topkapı Sarayı'nın in-şaasmdan sonra, Divan-ı Humâyûn'un yanında yer aldı. Osmanlı zihniyetinde kâğıt, özellikle yazılı kâğıt, saygı gös­ terilen bir meta' olduğundan, vesikalar titizlikle saklanıyordu. Osmanlı Dcvle-ti'nin Divan-ı Hümâyûn, Defterhâne Bâb-ı Deftert gibi merkezi devlet ku­ ruluşlarının arşiv malzemeleri; Topkapı Sarayı, Atmeydanı, Tomruk Dairesi, Çadır Mehterleri Kışlası, Bâb-ı Humâ­ yûn'un üst kat odaları gibi yerlerde ba­ zı mahzenlerde saklanmıştır, lö.yüzyıl, Osmanlı arşivciliğinin en haşmetli dev­ ridir. 18. yüzyıldan itibaren Bâb-ı Asaft veya Bâb-ı A l i önem kazanmaya başla­ yınca, Paşakapısı'nda Sadaret Arşivleri teşekkül etmeye başladı.Bu arada, ih­ mal, önemsememe, yangınlar, kötü de­ polama şartları, ilgisizlik gibi sebep­ lerle, bir kısım arşiv malzemeleri tahri­ be uğradı. Savaşlarda devlet erkânı da

bulunduğundan, yenilgiler esnasında bazı defterler ve siciller savaş meyda­ nında kalmış ve düşman eline geçmiş­ tir.

Osmanlı Devleti'inde modern an­ lamda devlet arşivinin düzenlenmesi tanzimat döneminde oluşmuştur. Musta­ fa Reşit Paşa'nın himmetiyle 1262/1846 yılında, Osmanlı Devlet Arşivi olan Hazine-i Evrak kurulmuştur. Bundan yaklaşık 1,5 yıl kadar önce. Maliye Nazırı Serveti Paşa'nın 1261/1845 ta­ rihinde Topkapı Sarayı'nda Maliye ile ilgili bazı belge ve defterleri düzenle­ me çalışması arşiv faaliyetlerinin ilk müjdecisi olmuştur. 19 zilka'de 1262/8 Kasım 1846 tarihli İrade-i Seniyyesine göre, Hazine-i Evrak'ın kuruluş amacı, "mühim işlere ait ve devletin senetle­ rinden sayılan resmi belgelerin bir yerde toplanması ve korunması maksa­ dıyla tesis olmuştur. "Hazine-ı evrak'ın teşkilinde. Personel, kanunt mevzuat ve bina konulan birlikte düşünülmüş ve o zamana göre çağdaşlarından hiç te geri kalmayacak tarzda çözümlenmiştir. İngiliz Devlet Arşivi'nin 1838'de reor­ ganize edildiği hatırlanılırsa, 1846 geç bir tarih değildir. Nitekim modern ar­ şiv binası mimar Fossati'ye yaptırıl­ mıştır. IS.Şaban 1266/29 Haziran 1850 tarihli "nizamnâme-i mahsûs" ile çalış­ ma sistemi ve işleyişi düzenlenmiştir. Modern arşivçiliğimizin ilk önemli şah­ siyeti, Hazine-i Evrak Nazır'ı (sonra müdürü) Esseyyid Hasan Muhsin

Efen-(*) İatanbul Vakıflar B a ş m ü d ü r l ü ğ ü n ü n 30 Mart 1985 fUnU dtisenlediği 'Arfivcilik ve D ö k ü m a n t a ı y o n Paneli'nde tebliğ olarak sunulmuftur.

(2)

40 ATİLLA ÇETİN di'dir. Sonradan Bâb-ı Ali Hazine-i Ev­

rakı olarak anılan bu arşiv, diğer Os­ manlı arşivlerine örnek ve model oldu. Osmanlı taşra teşkilatında "Paşa Di-vanı'nında tutulan kayıtlar ve kadıla­ rın teşkil ettiği Şer'iyye Sicilleri ma-hallt arşivleri teşkil etmiştir. 19.yüzyıl-da teşekkül eden muhtelif nezaretlerin ve vilâyetlerin kendi bünyelerinde olu­ şan arşivler kurulmuş ve gelişmiştir..

ILAbdülhamit devrinde Yıldız Sara-yı'nda düzenli işleyen ve muntazam bir saray arşivi vücut bulmuştur. Maliye Nezareti ve Şer'iyye Sicilleri arşiv bi­ naları yapılmıştır.

ILMeşrutiyet dönemi( 1908-1922) Os­ manlı arşivciliği bakımından birçok ye­ nilikler ve canlılıklar getirmiştir.

Abdurrahman Şeref Bey'in vak'anüvisliğe tayini, Tarihi Osmant E n -cümeni'nin kuruluşu,Encümen'e ilmt bir dergi mahiyetinde Tarih-i Osmant Encümeni Mecmuası'nın yayma başla­ ması, Türk milliyetçiliği ile birlikte oluşan miUt tarih şuurunun gerektirdi­ ği bir ihtiyaç olarak arşivler önem ka­ zandı. Yabancıların yazdığı Osmanlı ve Türk tarihinde görülen hata ve yanlış­ ların ancak arşivlerimizdeki malzeme i-le düzeltii-lebii-leceği anlaşıldı. Doğru bir Osmanlı tarihi yazılması için çalışmala­ ra kaynak olmak üzere, arşivler saha­ sında bij canlılık meydana getirdi. Ar­ şivlerin toplanması, korunması, tasnifi, araştırmalara hazır hale getirilmesi ve tekâmülü için büyük gayretler sarfedil-di. Hazine-i Evrak'ın kuruluşundan bu yana olduğu gibi, arşivler sadece bir i-dart hizmet unsuru olarak değil, tarih ve sosyal incelemeler için bir başvuru alanı olarak düşünülmeye başlandı. Bu bakış açısı, ILMeşrutiyetin getirdiği ilk yenilik oldu. Bunun sonucu nerelerde hangi mahzenlerde, depolarda birikmiş, terkedilmiş arşiv malzemelerinin bulun­ duğu araştırıldı. Topkapı Sarayı'nda ve Bâb-ı âli mahzenlerinde bulunan tariht belgeler ortaya çıkarılmaya çalışıldı. Topkapı Sarayı'nda Fatih Sultan Meh-med zamanından Tanzimat'a kadar ce­ reyan eden resmt muamelâta ait olup, Kubbealtı'na yakın mahzenlerde, uzun yıllardan beri metrûk kalmış bulunan

tariht belgeler ve defterler 1325/1909 senesinde Bâb-ı âli'dc Sadrazam Cevaî Paşa tarafından kütüphane olarak yap­ tırılmış olan binaya (Halen Başbakan­ lık Arşivi'nin deposu) taşındı. Bu mal­ zemelerin tasnif ve tertibi, Tarih-i Os­ mant Encümeni Reisi vak'anüvis Ab­ durrahman Şeref Bey'in nezaretinde, Hazine-i Evrak Müdürü Refik Bey ile Arif Bey'e havale olundu. Refik ve A -rif Beyler müştereken hazırladıkları raporda, evrakın tariht kıymetini, tas­ nifte tutulacak çalışmaların esasını ar-zcttiler. Abdurrahman Şeref Bey de 27 Kânun-u sâni 1325/9 şubat 1910 tarihli, Sadâret'e muhatap takririnde, konunun önemini kesinlikle vurguladı. Tasnifin süratle bitirilmesi için 40-50 k i ş i y e ihtiyaç vardı. Cevat Paşa Kütüphanesi'-nin darlığı ve malt zorluklar gözönUne alınarak şimdilik Refik ve A r i f Bey'in maiyetinde, devâir-i Hükümette icra kı­ lınan tensikat sonucunda kadro hari­ cinde kalan zevattan 10 kişi istihdam edildi. 60 bin kuruş tahsisat ayrıldı. Belgelerin, padişahların saltanat süre­ lerine göre ayrılarak, tomar halinde .sandıklara ve raflara yerleştirilmesine

ve tanzimine başlandı.

Tarih-i Osmant Encümeni Mecmua­ sı'nın ilk sayısında çıkan makale, Abdurrahman Şeref Bey'in "Evrâk-ı attka ve vesâik-i tarihiyemiz" adlı yazısıydı. Bu yazı, bu dönem tarihçi­ lerinin arşivlere başvurarak Osmanlı tarihini yazma arzularını dile getirdiği gibi, arşivlerin perişanlığını, arşiv ve arşiv malzemelerinin zenginliğini belir­ tip, yeni dönemde arşivlere verilen şu­ urlu değerin bir deliliydi. Mecmuada birçok araştırıcı önemli belgeler y a y ı n ­ ladılar. Bazı tarihçiler Viyana, Paris gibi şehirlerdeki arşivleri ziyaret et­ tiler. Arşiv binalarının planları ve mo­ dern koruma bakım üsullerine ilgi duy­ dular.

Tarih-i Osmant Encümeni Reisi A b ­ durrahman Şeref Bey'in 24 mart 1330/6 nisan 1914 tarihli Sadâret'e muhatap mâruzâtında, tasnif edilen e v r â k ı n hü­ kümetin vesâik-i resmiyesinden bulun­ duğu cihetle Hazine-i Evrâk'a ait ol­ duğunu, Hazine-i Evrâk Müdürü R e f i k Bey'in bir süre sonra tasniften ç e k i l

(3)

-d i ğ i n i , gerekli tahsisattın 1327 senesin-de S â d a r e t b ü t ç e s i n d e n M a a r i f bütçesine a k t a r ı l d ı ğ ı n ı , tahsisat nakli keyfiyeti­ nin, m a s r a f l a r ı n tesfiyesine m ü t e a l l i k bir muamele-i hesabiye'den ibaret ol­ d u ğ u n u , işin mahiyetinin değişmediğini b i l d i r d i . A y r ı c a , m e ş g u l i y e t i n i n , ev­ r a k ı n tasnifiyle f i i l e n ve m ü t e m a d i y e n u ğ r a ş m a s ı n a kat'iyyen mani o l d u ğ u n u , e v r a k ı n aidiyeti cihetiyle Hazine-i Ev­ r â k M ü d ü r i y e t i n e havale b u y u r u l m a s ı n ı istedi. S a d â r e t , tasnif işini, Daire-i S a d â r e t E v r â k , Hazine-i E v r â k m ü d ü r ­ leri ile Amedt-i D i v a n - ı H ü m â y û n Mua­ vininden m ü r e k k e p bir heyete havale etti. Hazine-i E v r â k M ü d ü r ü Refik Bey, Dairei S a d â r e t Evrak M ü d ü r ü Faik Bey ve Amedt-i D i v a n - ı H ü m â y û n M u a v i n i Mehmet K a d r i imzalı bir heyet raporu ile t a h s i s a t ı n S a d â r e t bütçesine kon­ ması, 40-50 kişiye i h t i y a ç olmakla be­ raber ş i m d i l i k mevcut 12 kişiyle i k t i f a edilmesi g e r e k t i ğ i b e l i r t i l d i . Bu suret­ le, T a r i h - i Osmant E n c ü m e n i ' n i n tasnif işiyle a l â k a s ı kesilerek, yeni bir ekip ç a l ı ş m a l a r ı s ü r d ü r m ü ş t ü r .

4-5 Ocak 1911'de Bâb-ı âli y a n g ı n ı e s n a s ı n d a Hazine-i e v r â k da b ü y ü k bir t e h l i k e a t l a t m ı ş , önemli malzemeler a-cele ile başka bir yere taşınmıştır.Dev-r i n bazı detaşınmıştır.Dev-rgi ve m e c m u a l a taşınmıştır.Dev-r ı n d a yan­ gını ve a r ş i v l e r i taşıma olayını göste­ ren f o t o ğ r a f l a r y a y ı n l a n m ı ş t ı r . Yanan Dahiliye Nezareti ve Ş u r â y ı Devlet bö­ l ü m l e r i n d e bir kısım arşivler harap ol­ muştur. Ç ı r a ğ a n Sarayı y a n g ı n ı n d a baş­ ta 1876 Meclis-i Mebusân z a b ı t l a r ı ol­ mak ü z e r e bazı belgeler y a n m ı ş t ı r .

Bu arada, 1329/1913 y ı l ı n d a . H a r i ­ ciye Nezareti arşivi yeniden ve modern tarzda d ü z e n l e n m i ş t i r . Bâb-ı âli Hazine-i E v r â k ı ' n ı n alt katı HarHazine-icHazine-iye NezaretHazine-i Hazine-i E v r â k ı ' n a tahsis edilmiş, orada mevcut Hazine-i E v r â k ; Hariciye, Şurâ­ yı Devlet ve Dahiliye Nezareti'ne (De-vâir-i erb'a) bazı e v r â k ve vesâik-i ka­ dîme serapa sandık ve torbalar içinde ve perişan bir halde olarak Hariciye Nezareti bodrum k a t ı n d a b i r i k m i ş t i r . Hariciye Nezareti arşivi "Arşivist", " E n d i k a t ö r " gibi arşivcilik tabirlerini k u l l a n ı y o r d u . Kısaca, Hariciye Nezareti A r ş i v i ' n e yer bulunurken ve bir arşiv

yeniden d ü z e n l e n i r k e n , eski bazı arşiv malzemeleri ancak başka bir bodrum kata taşınabilmiştir. Ancak b u n l a r ı n önem ve değeri hemen takdir edilmiş olacak k i , her daire namına ayrılma­ ları, m ü h i m l e r i n i n özel y a p t ı r ı l a c a k karton ve kutulara konması için 6 veya 7 memur istihdamı, 40 bin kuruşluk masraf yapılması. Sadâret, Şurâyı Dev­ let, Dahiliye ve Hariciye Evrâk Mü­ d ü r l e r i t a r a f ı n d a n Sadâret'e istida o-lundu. 20 K â n u n u sâni 1329/2 Şubat 1914 'te Maliye Nezareti'nden tahsisat alınıp, bu malzemelerin korunması sağ­ landı. Bu arada "Hazine-i Evrâk Islahâ-tı" adı ile arşivde de düzenleme ve ko­ ruma çalışmaları yapıldı.

Bâb-ı âli Hazine-i E v r â k ı ' n d a , T ü r k araştırıcılar yanında, y a b a n c ı tarihçiler vc şarkiyatçılar da çalışmalara başladı­ lar. Macar İmre Karaçun, Bulgar V l a d i ­ mir Todorov Hîndalov ilk i l m t araştır­ maları yaptılar.

II.Meşrutiyetle b i r l i k t e başlayan çok p a r t i l i dönemde, partilerin ve siyasî k u r u l u ş l a r ı n p r o g r a m l a r ı n d a , k ü l t ü r l e i l g i l i olarak k ü t ü p h a n e ve arşiv konu­ l a r ı n a yer veriliyordu. İttihat ve Te­ r a k k i Partisi'nin görüşleri Tanin Gaze-tesi'inde y a y ı n l a n d ı . Başka basın organ­ l a r ı n d a arşivlerin önemi, lâyık olduk­ ları seviyeye yükseltilmesi hususunda ilginç yazılar neşrediliyordu. 24 mart 1914 t a r i h l i İ k d a m Gazetesi'ndcki bir başmakalede "Devlet e v r â k ı n ı n Meşruti­ yete lâyık bir surette halledilmesi" arzu edilmekte ve arşivlerin korunması için, "..Hıfz-ı evrâkı ne kadar muntazam bir usule rabt eder isek o kadar mede­ nî, muntazam yaşamaya, tarihini yaşat­ maya h a h i ş k a r bir millet olduğumuzu isbat ederiz. E v r â k ı n ı muhafaza etmeyi bilmeyen bir devlet, o h ü k ü m e t Mcfâ-h i r - i maziyesini kendi eliyle imMcfâ-ha et­ miş olur." denmekteydi.

İtalyan Savaşı, Balkan Savaşı vc I.Cihan Savaşı Osmanlı Dcvleti'ni vc m i l l e t i n i büyük güçlükler vc sıkıntılar içine soktu. 1915'te İstanbul'un bir d ü ş m a n istilâsına maruz kaldığı günler­ de, h ü k ü m e t ve en önemli arşiv malze­ melerinin, ata yadigârı bu eşsiz hazi­ nelerin daha emin bir yere taşınmasını

(4)

42 ATİLLA ÇETİN ihmal etmedi. 1331-1332 y ı l l a n içinde

Hazine-i E v r â k ' t a k i özellikle Divan-ı H ü m â y û n ' a ait bazı önemli defterler ve malzemeler 208 sandık içinde Konya'ya nakledildi. Tehlike geçince tekrar geri getirildi. Meclis-i Vükelâ kararlarından anladığımıza göre, taşıma Anadolu Os­ manlı Demiryolu Şirketi tarafından ya­ pıldı.

Savaş yılları içinde Sadâret, Dahili­ ye, Hariciye Nezaretleri ve Şurâyı Dev­ let Hazine-i Evrâklarının "Bâb-ı âli Ha­ zine-i Evrâk Müdüriyet-i Umumiyyesi" adı altında birleştirilmesi ve daha geniş bir teşkilât olması düşünüldü. İlgili ze­ vattan bir komisyon kuruldu. Bir n i ­ zâmnâme projesi hazırlandı. 1916-1917'-deki bu girişim bir sonuç vermedi. Sa­ vaş gaileleri, maddt güçlükler ile, ar­ şivler hakkında bu geniş proje uygula­ namadı.

Geniş bir coğraft alanda savaşan Osmanlı Devleti'nin, bazı askert ih­ tiyaçlar sonucu. Harbiye Nezareti bün­ yesinde 1335/1916 yılında Tarih-i Harp Şubesi ve Harb Hazine-i Evrâk-ı teşkil edildi. Tarih-i Harb Şubesi'nin Bâb-ı âli Hazinc-i Evrâk'ında ve şubelerinde mahfuz bulunan vesâikten, askerlikle i l g i l i olanların, Harb Hazine-i Ev-râk'ına nakline dair isteği oldu. Konu Meclis-i Vükelâ'da göVüşüldü. Ancak, Bâb-ı âli Hazine-i Evrâk'ında muhafa­ zası muktezi vesaikin ncv ve mâhiyyeti 18 şaban 1266/29 Haziran 1850 tarihli nizamnâme-i mahsûs ile tekerrür etmiş o l d u ğ u n d a n ve iradâtı seniyye ile mel-f û mel-f l a n n ı n asılları verilmeyip musaddak suretlerinin makbuz senedâtı mukabi­ linde tevdi edildiği "Hazine-i Evrâk M ü d ü r ü t a r a f ı n d a n mütalâa olunduğun­ dan, buna itibar edildi. Böylece bit kabine, 1266/1850 yılındaki bir nizâm­ nâmeye itibar ve Hazine-i Evrâk Müdü­ r ü n ü n mütalasını makbul sayarak, bel­ gelerinin o r i j i n a l i n i arşivden çıkar­ mama faziletini gösterdi. Olay, arşivci­ l i k tarihimizde çok ilgi çekicidir.

Taşra vilâyet,kadılık ve ordu arşiv­ leri 1911-1918 yılları arasında en fazla tahriplere uğrayan arşivler oldu. Bir kısmı savaş sırasında düşman orduları­ nın vandalizmine kurban oldular. Bir

kısmı işgal kuvvetlerinin eline geçti. Bir diğeri cehaletin tahribine maruz kaldı. Pek az kısmı hamiyetli idareci ve askerlerin gayretiyle k u r t a r ı l a b i l d i . Ör­ nek olarak, Balkan devletleri o r d u l a r ı Makedonya'daki vilâyetlere girince, bir çok şer'iyye sicili tahribe u ğ r a d ı . Araplarla meskûn v i l â y e t l e r d e , Osmanlı k a y ı t l a n pek fazla itibar görmedi. Bu tür arşivlerin bir k ı s m ı n ı n akıbeti meçhuldür.

Bâb-ı âli kütüphanesinde mevcut ev-râk-ı attka ve vesâik-i tarihiyenin, tas­ nif işinin tekrar ele alınması için, m ü ­ verrih Ahmet Refik Bey'in teşebbüsü üzerine Maarif-i Umumiyye N a z ı r ı Mustafa Reşid Bey,II K â n u n u evvel 1336/12 Aralık 1920 tarihli t a k r i r i ile yeni bir komisyon kurulmasını Sadâ-rat'e teklif etti. Komisyon üyeleri A l i Emirt Efendi, Efdaladdin Bey, R e ş a d Fuad Bey, müverrih Ahmed Refik Bey, Ahmed Tevhid Bey, Hoca H ü s a m c d d i n Efendi olacaktı. Sadâret t a r a f ı n d a n uygun görülen bu teklif üzerine A l i Emirt Efendi başkanlığında V e s â i k i Tarihiyye Tasnif Encümeni adı a l t ı n d a yeni bir tasnif heyeti k u r u l m u ş oldu. Reşad Fuad Bey hastalığını öne s ü r e r e k çekildiğinden, yerine K ı r k k i l i s e eski mutasarrıfı Azmi Bey tayin edildi. En­ cümen için Hazine-i E v r â k ' t a uygun bir yer hazırlandı. Sadâret bütçesine 3350 lira ödenek kondu. A l i E m i r t Efendi'-nin ilk raporunda, son sekiz yılda ya pılan çalışmaların genel bir değerlen dirmesi yapıldı. Yeni heyetin e v r a k ı , padişah saltanat sürelerine göre tasnif etmesi kararlaştırıldı. 172 bin k ü s u r evrak, tekrar tutulan 78 deftere kayd ile 975 kartona yerleştirildi. Nisan 1340/192re kadar süren bu ç a l ı ş m a l a r , tahsisat konusunda zuhur eden b i n b i r anlaşmazlığa mebni, A l i Emirt Efendi'-nin istifası ve bazı üyelerin işe devam etmemeleri üzerine sona ermiştir. Daha sonra İbnülemin Mahmud Kemal Bey başkanlığında bir heyet k u r u l m u ş ve saltanat yıllarına bakmadan 22 konu başlığı altında belgelerin tasnifi ya­ pılmıştır. Her i k i tasnif orijinalitesi bozulmadan halen Başbakanlık A r ş i v i ' -nde Emirt ve İbnülemin tasnifi a d l a n ile araştırmalara açıktır.

(5)

ll.Meşrutiyet d ö n e m i n d e Bâb-ı âli Hazine-i E v r â k m ü d ü r ü olan zevat şunlardır: Refik Bey, Siret Bey, R e f i k Bey (2.defa), Celâl Bey ( m ü d ü r v e k i l i ) . Kadri Bey, Mahmud Nedim Bey. Hepsi­ ni rahmetle a n ı y o r u z .

Yine bu d ö n e m d e , resmt dairelerde giderek kullanılması y a y g ı n l a ş a n a n i l i n boyalı m ü r e k k e p l e r i n z a r a r l a r ı n a ve za­ manla k a y b o l m a l a r ı n a karşı, ileride ar­ şiv malzemesi olacak ve a r ş i v l e r d e sak­ lanacak belgelerin geleceğini temin i -çin, yerli is m ü r e k k e p l e r i n i n kulla­ nılmasını sağlamak yolunda önemli ça­ balar gösterilmiştir. K o n u Ş u r â y ı Dev-let'in Mülkiye Dairesinde 10 m a y ı s 1328'de kesin olarak k a r a r l a ş t ı r ı l m ı ş ve Sadâret'in 14 Mayıs 1328/mayıs 1912 ta­ r i h l i emri ile bilumum D e v â i r i merke-ziyeye bildirilmiştir. T a ş r a t e ş k i l a t ı n a Dahiliye Nezaretine emir g ö n d e r i l m i ş ­ tir.

Sonuç olarak, ILMeşrutiyet d ö n e ­ minde, önemli arşiv ç a l ı ş m a l a r ı y a p ı l ­ mıştır. Arşivler yeniden d ü z e n l e n m i ş , yeni arşivler k u r u l m u ş , yeni tasnif fa­ aliyetleri ile b i r l i k t e , t a r i h î a r a ş ­ tırmalardan y e r l i y a b a n c ı i l i m a d a m l a r ı istifade etmişler, d a ğ ı n ı k , m e t r û k ve ihmale uğramış kıymetli arşiv malzeme­ leri derlenmeye gayret edilmiştir. Arşiv malzemeleri i l m t a m a ç l a r l a y a y ı n l a n ­ mıştır. Savaşlar önemli arşiv k a y ı p l a ­ rına yol açmıştır. ILMeşrutiyet baş­ langıcında 600 y ı l d a n fazla bir maziye sahip bulunan Osmanlı Devleti'nin, varlığını s ü r d ü r m e sebepleri a r a s ı n d a , düzenli işleyen bir b ü r o k r a s i ve devlet nizamı için, arşivlerin i y i k u r u l m a s ı ve kullanılması d ü ş ü n c e s i n i n temelde var olması gerektiği ş u u r u n u n yeniden can­ landırılmaya çalışıldığı a n l a ş ı l m a k t a ­ dır.

K A Y N A K L A R :

Abdurrahman Şeref: "Evrâk-ı attka ve vesâik-i tarihiyemiz", Tarih-i Osma-nt E n c ü m e n i Mecmuası,! (Nisan 1326), s. 9-19.(Yeni Yazısı: İsmet Binark, T ü r k

Kütüphaneciler Derneği Bülteni, X X I X , 1

(1980), s. 23-38).

Atillâ Çetin: "Osmanlı Devlet Arşi-v i ' n i n k u r u l u ş u Arşi-ve tasnif çalışmaları",

Türk Dünvası Araştırmaları Dergisi. 21

( A r a l ı k 1982), s.96-126.

Atillâ Çetin: "Arşivlerimiz h a k k ı n d a İ k d a m Gazetesinin bir yazısı ve düşün­ d ü r d ü k l e r i " , Türk Kütüphaneciler Derne­

ği Bülteni, X X X I I , 4 (11983), s. 168-176.

Atillâ Çetin: "Osmanlı arşivciliğine toplu bir bakış", Türk Kütüphaneciler

Derneği Bülteni, X X X I I I , 2 (1984), s.

168-176.

Atillâ Çetin: "Les Archives de la Prdsidece du Conseil â istanbul". Etudes

Mâdivevales et Patrimoine Tıırc. Paris

1983, s.27-54. Editions du CNRS. Atillâ Çetin: "Les Archives de Tur-quie. A p e r ç u historique et perspectives"

Collection Turcica I V , Paris 1984, s.

161-178.

Atillâ Çetin: II.Meşyrutiyet Döne­ minde Arşivlerimize A i t Belgeler, İs­ tanbul, 1985. VII+64 s. Türk Dünyası

Araştırmaları Vakfı y a y ı n ı No:12.

Salhaddin Elker : "Mustafa Reşid Paşa ve T ü r k Arşivciliği", IV.Türk Ta­

rih Kongresi Tebliğleri, Ankara 1952, s.

182-189.

Musa K â z ı m : "Vesâik-i tarihiyemiz", T a r i h - i O s m a n î E n c ü m e n i Mecmuası, I , 2 (1329), s.64-69. (Yeni yazısı: İsmet B i ­ nark, Türk Külüphanecller Derneği Bülte­

(6)

44 ATİLLA ÇETİN

B E L G E ; 1

(7)

• 4

k i

RESİM - 1 : Evrak-ı Resmiyenm y a n g ı n d a n kurtuluşu.

RESİM - 2 : Evrak-ı Resmiyenin y a n g ı n d a n kurtuluşu.

t

(8)

46 ATİLLA ÇETİN

7

m

RESÎM - 3 : Devlet Arşivleri Binası giriş kapısı

)

RESİM - 4 : Arşiv'in 1. nolu deposu RESİM - 5 : Topkapı Sarayı Kubbe Alü evrak o d a s ı .

I R E S İ M - 6 :

Referanslar

Benzer Belgeler

yüzyıllarda Osmanlı Saray sanatına ait küçük eser­ lerde moda olan bitkisel süslemelerle bezenmiş bu kilimlerin dokuma teknikleride farklı olup daha çok geometrik motiflerin

Osmanlı İmparatorluğu'nda Dîvân-ı hümâyûn toplantıları teşrîfâtının çok tafsilâtlı olduğunu görmekteyiz. Teşkilâta ve teşrîfâta verilen önem yüzyıllar

"OsmanlIyı eğitmek üzere gönderildiği halde, az sonra, görev gereği değil, İçtenlikle, Ihtldâ eden, fes takıp göğsüne nişanlar dizen, bir konağa damat

İsyanın dini ve kültürel sonuçlarına baktığımızda ise: Anadolu’da mezhepler ayrımının ortaya çıktığını görürüz. Eski geleneklerini sürdüren göçebe Türkmen

Sonuca daha sağlıklı ve amacımız doğrultusunda gidebilmek için Tanzimat dönemi fikir akımlarıyla, Said Halim Paşa’nın görüşlerini vermeye çalıştığımız

Osmanlı devlet fabrikaları işletme yazınında sınırlı olarak ele alınmıştır. 1838 yılında imzalanan İngiliz Ticaret Anlaşmasının sonuçları Osmanlı Devleti

haberi üzerine Maarif Nezaretine gönderdiği yazıda “evvel ve ahir arz olunduğu üzere mefahir-i milliyemizden olan bu gibi atik kalelerin hedmi caiz olamayacağının

Rumeli Üsküp eşrafından merhum İzzet Bey ile merhume Gülferide Hanım’ın evladı, merhum ve merhumeler Tahsin, Asım, Bahri, Fuat ile Leyla, Yakut, Mihriban Hanımların