• Sonuç bulunamadı

Kadında Disparoni ve Hemşirelik Yaklaşımı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kadında Disparoni ve Hemşirelik Yaklaşımı"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kadında Disparoni ve Hemşirelik Yaklaşımı

Evşen NAZİK *, Gülşen ERYILMAZ**

ÖZET

Disparoni, cinsel eylemde sürekli ve tekrarlayan genital ağrı olarak tanımlanmaktadır. Kadınların yaşadığı en yaygın cinsel disfonksiyonlardan biri olan disparoni hem organik hem de psikiyatrik hastalıklar sonucu ortaya çıkabilen bir semptomdur. Genellikle kadınlar tarafından bildirilmemesi nedeniyle disparoninin sıklığını belirlemek oldukça güçtür. Disparoninin görülme sıklığının %3-43 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Disparoni çiftlerin evliliğini, cinsel yaşamlarını olumsuz etkilemekte ve eşler arasında problemlere neden olabilmektedir. Bu yazının amacı ağrılı cinsel ilişkinin sınıflandırılmasını, tanımlarını, etiyolojisini, görülme sıklığını, kadınların yaşamını nasıl etkilediğini gözden geçirmek ve hemşirelik yaklaşımının önemini vurgulamaktır.

Anahtar kelimeler: cinsel işlev bozuklukları, ağrılı cinsel ilişki, hemşirelik yaklaşımı

ABSTRACT

Dyspareunia in Women And Nursing Approach

Dyspareunia is defined as recurrent persistent genital pain during intercourse. Dypareunia, one of the most common sexual dysfunction experience by women, is a symptom of a variety of disease states with components of both psychological and organic dysfunction. The incidence of dyspareunia is difficult to determine because many women do not report. Prevalence estimates for dyspareunia range from 3 % to 43%. Dyspareunia negatively can affect marriage of couple and sex life and it can cause problems between couple. The objective of this article is review classification, definitions, etiology, prevalence of dyspareunia, how it affects on lives of women and to emphasize nursing approach.

Key words: sexual dysfunction, painful intercourse (dyspareunia), nursing approach

GİRİŞ

Cinsellik, yaşamın doğal bir parçası ve temel insan gereksinimlerinden birisidir. Dünya Cinsel Sağlık Birliği (World Association for Sexual Health (WAS)) cinselliği her insanın kişiliğinin ayrılmaz bir parçası olarak tanımlar ve cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel rol, cinsel yönelim, erotizm, haz, yakınlık ve üreme kavramlarını içerdiğini bildirir (World Association for Sexual Health 2011). Dünya Sağlık Örgütü cinsel sağlığı "“cinsel açıdan fiziksel, psikososyal ve sosyokültürel tam olarak iyi olma hali ve bunun devamlılığı” olarak tanımlar (World Health Organization 2011). Bu iyilik hali bozulduğunda cinsel disfonksiyonlar ortaya çıkar.

Anatomik, fizyolojik veya psikolojik etmenler sonucu cinsel reaksiyon siklusunda ortaya çıkan ve cinsel performansı etkileyen aksaklıklar cinsel disfonksiyon olarak adlandırılmaktadır. Cinsel işlev bozuklukları genel gruplandırmalarda; istek, uyarılma, orgazm ve ağrı ile ilgili olarak sınıflandırılmaktadır (İncesu ve Yetkin 2001). DSM-IV (Fourth Edition of Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders 1999) ve ICD-10’a (10 th Revision of İnternational Statistical Classification of Diseases and Related Health Problems ) göre seksüel ağrı bozuklukları; disparoni, vajinismus ve diğer seksüel bozukluklar olarak üçe ayrılmaktadır.

*Araştırma Görevlisi Dr, Çukurova Üniversitesi Adana Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü **Doç. Dr, Atatürk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü

(2)

Disparoni terimi 1874 yılında Barnes tarafından tıp literatürüne sunulmuş ve ağrılı birleşmeye sebep olabilecek durumları tanımlamak için kullanılmıştır. Daha geniş bir tanım olarak, her yaşta kadının cinsel ya da cinsellik dışı faaliyetlerini etkileyen, farklı yerleşimleri ve şekilleri olabilen tekrarlayan ya da kronik urogenital ağrı olarak tanımlanabilir (Butcher 2003; Morris ve Mukhopadhyay 2006). Disparoninin görülme sıklığı %3-43 arasında tahmin edilmekte ve Kuzey Avrupa ülkelerinde, Amerika Birleşik Devletleri'ne kıyasla daha düşük oranlar verilmektedir. Ayrıca incelenen populasyona göre de sıklık değişebilmektedir (Weijmar Schultz ve Basson 2005). Disparoni sıklığı; Kadri, McHichi Alami, McHakra’nın (2002) çalışmasında 728 Moroccan kadının %7’sinde, Deldhi’de infertilite tedavisi alan kadınların %58’inde (Jain, Radhakrishnan ve Agrawal 2002), Avustralya’da yapılan bir çalışmada % 14.1 (Pitts, Ferris, Smith, Shelley ve Richters 2008), Hindistan’da yapılan çalışmada %12.6 (Padmadas, Stones ve Matthews 2006), İran’da yapılan çalışmada %54.5 olarak bulunmuştur (Sobhgol ve Alizadeli Charndabee 2007).

Türkiye’de toplumsal, kültürel, sosyal etmenlerin ve dini inançların etkisi nedeniyle cinsellik, rahatça soru sorulamayan, konuşulamayan bir konu olmaya devam etmekte ve halen tabu olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle Türkiye’de disparoninin sıklığını belirlemek güçtür. Doğan’ın çalışmasında (2009) kadınların %47.2’sinde, Esin ve Bulduk’un çalışmasında (2004) kadınların %27’sinde, Şimşek, Özdemir, İncesu, Karakoç ve Özkardeş’in çalışmasında (2003) kadınların %7.8’inde disparoni sorunu olduğu saptanmıştır. Ayrıca Gürel ve Atar’ın (1999) grandmultipar ve pelvik relaksasyonu olan kadınlarda yaptığı çalışmada disparoni sıklığı %30.6, Efe’nin gebelerde yaptığı çalışmada (2006) gebelerin %46.8’inin değişik derecede disparoni yaşadığı saptanmıştır.

Disparoni, yüzeyel ve derin disparoni olmak üzere ikiye ayrılır. (Ferrero, Ragni ve Remorgida 2008; Sadovsky 2000).

Yüzeyel disparoni; vajina girişinin etrafında meydana gelen ağrıdır ve psikolojik faktörlerle ilgili

olduğu düşünülmektedir. Semptomlar; yanma, kaşınma ve sızlama tarzındadır ve kadınlar sıklıkla cinsel birleşme esnasında patlama hissi duyarlar. Ağrı tekrarlayıcıdır, perinenin herhangi bir alanında hissedilebilir ve sadece seksüel uyarılarla değil, günlük yaşamın her anında ortaya çıkabilir. Örneğin; yürüyüş gibi non-seksüel aktivite esnasında ortaya çıkabilir (Butcher 2003; Ferrero ve ark 2008). Yüzeyel disparoniye neden olan birden fazla faktör vardır. Ancak sebepleri belirlemek zordur. Yüzeyel disparoninin etiyolojisinde; lokal travmalar, hymen yırtıkları, labia majörlerin arka kısmında laserasyon, vulvitis, genital herpes, üretritis, atrofik vulvitis, vajenin yetersiz kayganlaşması, şiddet deneyimleme (şimdi ya da geçmiş ), uyarılma bozuklukları, yetersiz ön sevişme, yetersiz kayganlaşan kondomların kullanılmasıyla oluşan irritasyon, kondom kullananlarda latex alerjisi, genital yollardaki konjenital anomaliler (kalın hymen, vajinal septum gibi), lichen sklerozis gibi deri reaksiyonları rol oynamaktadır (Canavan ve Heckman 2000; Steege ve Zolnoun 2009).

Derin disparoni; genellikle organik nedenlerden kaynaklanan ve cinsel birleşme esnasında oluşan

pelvik ağrı olarak tanımlanır. Ağrı cinsel birleşme esnasında, alt karın bölgesinde yaygın olarak hissedilir. Bu durum yaygındır ve PID (Pelvic Inflamatuar Disease), herhangi bir jinekolojik, pelvik veya abdominal cerrahi, postoperatif adhezyonlar, endometriozis, genital veya pelvik tümörler, irritabl barsak sendromu, üriner yol enfeksiyonu,adneksiyall patoloji, kronik servisit, üretral bozukluklar, over patolojileri, uterusun retroversion pozisyonunda olması ve pelvik relaksasyon derin disparoniye neden olabilir (Heim 2001; Morris ve Mukhopadhyay 2006).

Disparoninin organik ya da psikolojik olduğunu ayırt edebilecek deneysel ya da teorik olarak geçerli tanı yolları bulunmamaktadır. Modern cinsel terapilerde disparoni tanısının karmaşıklığı göz önünde bulundurularak biyopsikososyal bir yaklaşıma önem verilmektedir. Disparonide jinekolojik muayene gereklidir ancak tedavi tamamen her kadına özel ve multidisipliner olarak planlanmalıdır. Organik bir sebep yoksa , kadının ağrıyı nasıl anlamlandırdığı, cinsel hayatının ve eşiyle ilişkilerinin ne kadar etkilendiği ön planda tutularak dinamik psikoterapiden, çift terapisine, bilişsel davranışçı yaklaşımlardan topikal uygulamalara kadar uzanabilen geniş tedavi seçenekleri vardır (Akbaş, Akbaş ve Yaluğ 2007).

(3)

Kadında Disparoni Ve Hemşirelik Yaklaşımı….213

Hemşirelik Yaklaşımı

Cinsellik kadının yaşamında yer alan ve yaşam kalitesini etkileyen önemli bir kavramdır. Disparoni nedeniyle kadınların fiziksel, psikolojik ve sosyal yaşamlarında birçok sorun ortaya çıkmaktadır. Yapılan çalışmalarda disparonisi olan kadınlarda; anksiyete bozukluğu, depresyon, obsesif kompülsif davranış, hostilite gibi psikolojik sorunların yanı sıra cinsel uyarılma sorunları ve evlilik sorunları saptanmıştır (Schultz, Basson, Binik, Eschenbach, Wesselman ve Van Lankveld 2005, Kaya, Ünal, Özenli, Gürsoy, Tekiner ve Kafkaslı 2006). Bu sorunların giderilmesinde kadınların profesyonel yardıma gereksinimleri olmaktadır. Hemşireler sağlık ekibinde kadınlarla daha yakın ve doğrudan ilişki kuran, bakım sürecinde eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunan profesyonel meslek elemanlarıdır. Bu nedenle hemşireler kadınlara cinsel yaşamla ilgili sorunlarda yardım etmede anahtar role sahiptirler.

Cinselliğin sağlık bakımının önemli bir parçası olduğu tüm sağlık profesyonelleri tarafından benimsenmiş olmasına karşın sağlık çalışanlarının zaman sınırlılığı, cinsel fonksiyonlara ilişkin bilgi-eğitim eksikliği gibi nedenlerden dolayı cinsel sorunları görüşmede zorluk yaşadıkları görülmektedir. Oysaki kadınların cinsel yaşamla ilgili sorunlarının erken dönemde saptanıp çözüme ulaştırılmasının kadın sağlığının gelişmesi ve yaşam kalitelerinin yükseltilmesinde etkili olabileceği düşünülmektedir. Hemşireler disparonisi olan kadınların tedavisinde, danışman ve eğitici olarak rol almaktadır. Danışmanlık gerek iyileştirici, gerekse koruyucu sağlık hizmetleri alanında çok önemlidir(Earle 2002; Gamel, Davis ve Hengeveld 2008). Cinsel danışmanlıkta en güç kısım görüşmenin başlatılmasıdır. Bu konuda Annon J. (1976) tarafından geliştirilen P-LI-SS-IT modelinin uygulanması, cinselliği tartışmada yol gösterici olmaktadır. P-LI-SS-IT modeli dört basamaklı yaklaşımdan oluşur (Bernhard 2002; Taylor ve Davis 2006).

İzin verme (P-Permission): Modelin ilk basamağı kadın ve eşinin cinselliğe yönelik duygu, düşünce

ve endişelerini ifade etmelerine izin vermeyi kapsar. Kadının sağlık ekibi içinde ilk iletişim kuracağı kişi hemşire olduğu için, bu basamak genellikle hemşirenin sorumluluğundadır. Bu basamakta önemli olan iyi bir öykü almak ve iletişim becerilerini doğru kullanmaktır. Cinsel öykü almak çok özel bir konudur. Öykü alırken yaklaşımın ve soru sorma tarzının hizmet alımını etkileyeceği unutulmamalıdır (Karakoyunlu ve Öncel 2009).

Disparoninin değerlendirilmesinde öykü alınırken kadının kendini rahat hissedeceği bir ortamda mahremiyet ve gizliliğe önem verilerek yargılamadan sorular sorulmalıdır. Ağrıyı sorgularken predisposan, şiddetlendiren ve sürdüren faktörler ayrıntılı olarak değerlendirilmeli, beraberken anlatılamayan birtakım sıkıntılar da olabileceğinden eşler mutlaka ayrı olarak da değerlendirilmelidir. Psikoseksüel öyküde kadının geçmişinde bir seksüel şiddet olup olmadığı, cinselliğe bakışı, istek, uyarılma ve orgazm bozukluğu olup olmadığı sorgulanmalıdır. Ağrının lokalizasyonu, tipi (yanıcı, künt), ağrının ne kadar devam ettiği, yeterince ıslanma olup olmadığı, ilişki sırasında ağrı hissettiğinde nasıl tepki verdiği (devam ediyorlar mı, bırakıyorlar mı vs.), ağrının genel olarak eşiyle ilişkisinde nasıl bir rol oynadığı gibi sorular mutlaka cevaplanmalıdır (Akbaş ve ark 2007).

Sınırlı Bilgi (LI-Limited Information): Disparoni, nedenleri ve uygulanacak tedaviye yönelik bilgi

vermeyi kapsar. Hemşirenin iyi bir danışmanlık yapabilmesi için, konu ile ilgili yeterli bilgiye sahip olması gerekir. Amaç, kişinin fonksiyonlarının şimdiki durumunu, zaman içindeki değişikliklerini ve her iki eşin doyum düzeyini saptamaktır. Bu aşamada hemşireler yanlış bilgileri açığa çıkarma ve mitleri ortadan kaldırma konusunda bilgi kaynağı olmalıdır. Bu amaçla, kadınlara konu ile ilgili broşür ve kitapçıklar verilebilir (Taylor ve Davis 2006).

Özel Öneriler (SS-Specific Suggestions): Cinsel yaşam kalitesini arttırmak için özel stratejileri ve

eğitimin bir kısmını içerir. Hemşireler holistik bakıma inanırlar ve seksüel sağlığın geliştirilmesini kadınların yaşam kalitesinin bir yönü olarak düşünürler. Ayrıca tıbbi ve farmakolojik bilgileri bakıma entegre edebilirler. Bu bilgilerle psikoemosyonel duyguları daha iyi belirler ve anlar (Earle 2001). Bu aşama örneğin, disparoniye neden olan vajinal kuruluğu gidermede kullanılabilecek kayganlaştırıcıların tartışılmasını içerir.

(4)

Yoğun Tedavi (IT-Intensive Therapy): Daha ayrıntılı danışmanlık gerektiğinde, kadın ve eşini konu

ile ilgili danışmana göndermeyi ifade eder.

Disparoniye yönelik hemşirelik yaklaşımı; cinsel sağlığın değerlendirilmesi, sorunun belirlenmesi,

uygun hemşirelik girişimleri ile sorunun çözümlenmesi ve cinsel sağlığın sürdürülmesi aşamalarını içermektedir. Disparoninin herhangi bir fiziksel sebebi yoksa psikolojiktir ve anksiyete ve strese bağlı olabilir. Bunun için de kadının psikolojik danışmanlık alması sağlanmalıdır (Kütmeç 2009).

SONUÇ

Bu yazıda cinsel disfonksiyonlardan olan disparoninin sınıflandırılması, etiyolojisi, görülme sıklığı, kadınların yaşamını nasıl etkilediği ve hemşirelik yaklaşımından bahsedilmiş, mevcut çalışmalar gözden geçirilmiştir.

Disparoni kadınlar için son derece özel, rahatsız edici, fiziksel ve sosyal açıdan yıkıcı etkileri olabilen bir sağlık sorunu olup, kadınların kendine olan güvenlerini ve yaşam kalitelerini düşürmekte, ruhsal durumlarını da önemli derecede etkilemektedir. Bu nedenle bütüncül hemşirelik yaklaşımı çerçevesinde kadınların cinsel sorunlarını rahatlıkla ifade edebilmelerini sağlayacak uygun ortamların oluşturulması, cinsel fonksiyonlarının değerlendirilmesi, eğitimlerde cinsel sağlığın korunmasına yönelik eğitimlere daha geniş yer verilmesi önerilmektedir.

KAYNAKLAR

Akbaş B, Akbaş F, Yaluğ İ (2007). Vajinismustan Disparoniye Cinsel Ağrı Bozukluklarının

Etiyolojisi, Ayırıcı Tanısı ve Tedavi Seçenekleri Üzerine Bir Gözden Geçirme. Turkiye Klinikleri J Gynecol Obst, 17.

Bernhard LA (2002). Sexuality and sexual health care for women. Clinical obstetrics and

Gynecology, 45(4), 1089-1098.

Butcher J (2003). A psychosexual approach to managing dyspareunia. Practitioner, 247(1647):484-9,

493-5.

Canavan TP, Heckman CD (2000). Dyspareunia in women. Postgraduate Medicine 108(2).

Dogan S (2009) .Vaginismus and accompanying sexual dysfunctions in a Turkish clinical sample. J Sex Med. Jan;6(1):184-92.

Esin N, Bulduk S (2004). Kadın sağlığını geliştirme programı: halk sağlığı hemşireliği uygulaması. STED 13 (7): 246- 248

Earle S (2001). Disability, faciliated sex and the role of nurse. Journel of Advanced Nursing

36(3):433-440.

Efe H (2006). Gebeliğin kadın cinselliği üzerindeki etkileri. Uzmanlık tezi,

http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/tez/pdf/kadin_hast/dr_hasan_efe.pdf))

Ferrero S, Ragni N, Remorgida V (2008). Deep dyspareunia: causes, treatments, and results. Curr

Opin Obstet Gynecol. 20(4):394-9.

Gamel C, Davis B, Hengeveld M (2008). Nurses' provision of teaching and counselling on sexuality:

a review of the literature. Journal of Advanced Nursing. 18 (8): 1219 – 1227.

Gürel H, Atar Gürel S (1999). Dyspareunia, back pain and chronic pelvic pain: the importance of

this pain complex in gynecological practice and its relation with grandmultiparity and pelvic relaxation. Gynecol Obstet Invest. 48(2):119-22.

Heim LJ (2001). Evaluation and differential diagnosis of dyspareunia. American Family Physician;

63(8): 1535.

(5)

Kadında Disparoni Ve Hemşirelik Yaklaşımı….215

Jain K, Radhakrishnan G, Agrawal P (2002) Infertility and psychosexual disorders: relationship in

infertile couples. Indian J Med Sci. 54(1):1-7.

Kadri N, McHichi Alami KH, McHakra Tahiri S (2002). Sexual dysfunction in women: population

based epidemiological study. Arch Womens Ment Health. 5(2):59-63.

Karakoyunlu F, Öncel S (2009). Cinsel fonksiyon bozukluklarında kadına ait hemşirelik bakım

süreci örneği. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 12: 3

Kaya B, Ünal, S, Özenli Y, Gürsoy N, Tekiner S, Kafkaslı A (2006). Anxiety, depression and sexual dysfunction in women with chronic pelvic pain. Sexual Relationship Therapy. 21 (2): 187-196

Kütmeç C (2009). Kadınlarda Cinsel Fonksiyon Bozukluğu ve Hemşirelik Bakımı. Fırat Sağlık

Hizmetleri Dergisi, 4 (12).

Morris E, Mukhopadhyay S (2006). Dyspareunia in gynaecological practise. Current Obstetrics and

Gynaecology. 16, 226-233.

Padmadas SS, Stones RW, Matthews Z (2006). Dyspareunia and urinary sensory symptoms in

India: population-based study. J Sex Med. 2006; 3(1):114-20.

Pitts MK, Ferris JA, Smith AM, Shelley JM, Richters J (2008). Prevalence and correlate.s of

three types of pelvic pain in a nationally representative sample of Australian women. Med J Aust. 4;189(3):138-43.

Sadovsky R (2000). Management of dyspareunia and vaginismus. American family physician, 61(8)

:2511.

Schultz WW, Basson R, Binik Y, Eschenbach D, Wesselman U, Van Lankyeld J (2005). Womens sexual pain and its management. J Sex Med, 2: 301-316

Sobhgol SS, Alizadeli Charndabee SM (2007). Rate and related factors of dyspareunia in

reproductive age women: a cross-sectional study. Int J Impot Res. 19(1):88-94.

Steege JF, Zolnoun DA (2009). Evaluation and treatment of dyspareunia. Obstet Gynecol.

113(5):1124-36

Şimşek F, Özdemir YÖ, İncesu C, Karakoç B, Özkardeş S (2003). Çoğul disiplinli bir cinsel işlev bozuklukları merkezine başvuran 1,002 olgunun sosyodemografik ve klinik özellikleri. Üroloji Bülteni, 14 (3): 137-144.

Taylor B, Davis S (2006). Using the extended PLISSIT model to address sexual healthcare needs.

Nurs Stand. 28;21(11):35-40

Weijmar Schultz W, Basson R (2005). Women's sexual pain and its management. J Sex Med.

2(3):301-16.

World Association for Sexual Health. Working definitions after WHO technical consultation on

sexual health. http://www.worldsexualhealth.org/who_def.asp (erişim: 02.02. 2011).

World Health Organization. Sexual health: Working definitions.

http://www.who.int/reproductive-health/gender/sexual_ health.htm (erişim: 13.02. 2011).

İletişim adresi:

Arş. Görv. Dr. Evşen NAZİK

Çukurova Üniversitesi Adana Sağlık Yüksekokulu Balcalı Kampüsü ADANA Tel: 0 (322) 338 6484-1311

Fax: 0 (322) 3386970

Referanslar

Benzer Belgeler

Matthews (1993) believes that it is also critical to know the physical, emotional, sexual, and psychological abuse history of the abuser in childhood, adolescence, or adulthood

Ancak yapılan kalitatif ve kantitatif çalışmalarda cinselliğin, yaşamın sonunda da önemini sürdürmekte olduğu ve tüm hastaların, kendileri- ne bakım veren

• HPV genellikle cinsel yolla, enfekte kişilerin deri ve mukoz membranlarına direkt temas ile

(2010) kalıcı stoması olan eşlerin yaşam kalitesini değerlendirmek amacıyla yaptıkları çalışmada; kadın ve er- kek eşlerin tümü kocasının/karısının ameliyatından önce

[4,5] Bu nedenle bu süreçte COVID-19 po- tansiyel zararlı sonuçlarını azaltabilmek adına günümüzde önerilen en güvenli cinsel aktivite ise kendi kendine (solo) veya

Okullardaki eğitimlerin amacı genel olarak, çocukla- rın yaş ve gelişim düzeylerine uygun, sağlıklı büyüme ve gelişme, hijyen, riskli davranışlar, cinsel sağlık

İnfertil kadınların kontrollere göre daha sık cinsel ilişki oranları vardı ve evlilik oranları daha fazlaydı. Depresyon bazal oranlarında,

Pelvik radyoterapinin kadın cinsel sağlığına etkisi Radyoterapi hastanın genel sağlık durumuna, kanserin türüne ve şiddetine göre intrakaviter (brakiterapi) ya da