t
I
,ı "t i'T T T .SAYI: 33 SAYFA: 161
l Milli yet
a h iü a J U e I 24 NİSAN 1988 24 NİSAN 1988M illiy e t BÜtlÜllfite
I SAYI: 33 SAYFA: 17»Mazhar-Fuat-Özkan
ve parçaları Sufi,
Eurovîslon a hazır
I L K I O
İŞTE EUROVISION
ŞARKIMIZ
İİS& Beste: M.F.Ö. Söz: Mazhar Alanson Düzenleme: Albert BoekholtSUFİ
Heyya heyya heyya Heyya heyya heyya Bir denize açılmış sufi Ne sonu var ne sahili Aşka aşık olmuş o besbelli Deli m i divane mi
Dşnce the dance of sufi sufiya Aşka aşık olmuş sufi
Dance the dance ot sufi sufiya Sufi su fi sufi sufi sufi
Bu sesler bu sözler bizim değil Bunu aşıklar b ilir
Gül de bir bize diken de bir Bunu aşıklar b ilir
Sufi sufi sufi sufi sufi
Gülen bir dünya olmaz mı dersin İnsan insanı sevmez m i sufi Gül de bir bize diken de bir Bunu aşıklar b ilir
Bu sesler bu sözler bizim değil Bunu aşıklar b ilir
Dance the dance of sufi sufiya Sufi sufi sufi sufi sufi
Heyya heyya heyya Sufi sufi sufi sufi sufi
Yollan Dublin, hedefleri İlk ona girmek, şarkıları Sufi
—30 Nisan gecesi, Türkiye'nin kalbi onlarla atacak—
1985’teki yarışmada 14. olan üçlüden Mazhar,
“O yıl
giysilerimiz uzun süre konuşulmuştu. Yeniden o imajı
vermek istiyoruz. Bizi ekranda gören Avrupalı,
‘Aaa,
Şirin üçlü!.. ’ desin, yeter” diyor ve umutlu konuşuyor
»Haluk AKTAR
ZUN süreden beri müzik dün- I I J yasında esen “ Eurovision fır-
tınası” 30 Nisan Cumartesi ge
cesi sona erecek. İrlanda’nın başkenti Dublin’de yapılacak olan Eurovision Şarkı Yarışması’nda Mazhar-Fuat-Öz- kan üçlüsü “ Sufi” adlı besteyle ilk 10’a girmek için uğraş verecek.
Sizler bu satırları okuduğunuz sıra da Türkiye adına yarışacak Mazhar- Fuat-Özkan, “ planlarda bir değişiklik
yapdmamışsa” Londra üzerinden Dub
lin’e uçmuş olacaklar.
Mazhar Alanson, Fuat Güner ve
Özkan Uğur’la yarışma öncesinde siz
ler için konuştuk. Sanatçılar, yarışma için nasıl hazırlandıklarını, neler yap tıklarını, yapmak istediklerini anlattı lar ve “ Sufi” yi nasıl değiştirdiklerini açıkladılar...
DEĞİŞİK BİR SUFİ
Eurovision’un Türkiye finalinde “ Sufi” nin birinciliği tartışılmış, şarkı
“ Eurovision kalıplarından uzak” bu
lunmuştu. Tanıtım filminde ise karşı mıza bambaşka bir “ Sufi” çıktı. Eski si gitmiş, Eurovision kalıplarına uydu rulmuş bir melodi çıkmıştı ortaya.
MFÖ için giysi ve görüntü çok önemli
— Bu yıl giysileri b ir müteahhit hazırladı—
Fuat Güner, yapılan değişiklikleri
şöyle özetliyordu:
— “ Parçanın melodi ve armonisi aynı. Yalnızca çok küçük bir ekleme yapıldı. Aranjman ve ritm değişti. Ke man partileri yeniden yazıldı. Yarışma sırasında nefesliler de eklenince Sufi yepyeni bir hale gelmiş olacak.”
“ Sufi değişti” dedik. Peki, müzika-
lite açısından hangisi daha iyi? Bu so ruya da şöyle yanıt veriyor Fuat:
—“ İlk Sufi çok ‘Amerikan’dı. Can
lı çalınıp söylenince biraz kayıplara uğ radı. Ama eğer Eurovision’a değil de Amerika’da bir yarışmaya katılıyor ol saydık kesinlikle değişiklik yapmaz, ilk halini götürürdük. Eurovision standart ları bellidir. Çok kaliteli bir parçanın şansı yoktur. Kalıplan bellidir. Biz de bu kalıplarla oynadık. Oryantal rifler- le, vokallerle oynadık ve Sufi’yi bu hale
getirdik. Parçaya yalnızca ‘Dance The
Dance Of Sufi, Sufiya’ bölümlerini ek ledik. Sufi’yi Amsterdam’a götürdüğü müzde aranjör bile senkopları anlaya madı. Kısaca şöyle özetleyebilirim: Ne bizde, ne de Avrupa’da fazla sanat al gılanamıyor.”
SUFİ Mİ, SOFU MU?
Hatırlanacağı gibi, Türkiye finalin den sonra “ Sufi” için “ tekke müziği”
denmiş, “ sofu” olarak yorumlanmış tı. Bu yorumlar şarkının söz yazarı olan
Mazhar Alanson’u çok üzmüş. “ Ben
Sufi’yi kesinlikle sofu anlamında kul
lanmadım” diyor
Mazhar
ve gerisinişöyle getiriyor:
—“ Her şeyden önce şunu belirtmek te yarar görüyorum: Sufi sözcüğünün yalnızca sofu anlamına gelmediği kesin.
Çünkü İslamiyetten öncesine dayanı yor. Hatta yapılan araştırmalara göre
A yasofya’nm ‘Sofya’sının temeli sufi.
Ben Sufi’yi ‘imbikten geçirilmiş, damı
tılmış kişi’ olarak kullandım ...”
Bu arada, Fuat giriyor söze:
—“ Bugün bu konuda araştırma ya panlar, Sufi’nin ne anlamda kullanıl dığını biliyorlar. Konuyu Mazhar dışın da ben de araştırdım. Kapsam son de rece geniş. Hatta bazı kaynaklara göre
Sokrates zamanında kullanılan ‘filo-
zofi’ yani bilgiye âşık kişiden geliyor. Bütün dünyada bu konuda yazılmış sa
yısız kitap var. ‘Sufi’yi ‘sofu’ olarak de
ğerlendirmek yanlış.”
T A N IT IM VE KOSTÜ M LER
Son günlerini tanıtım dosyalarının hazırlanması ve kostümlerle geçirdiMazhar-Fuat-Özkan üçlüsü. Tanıtım
dosyalarının kusursuz olması için son derece titiz davranıldı. Ekip elemanla rının belirttiğine göre, TRT de bu ko nuda üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. Kimse “ Aman ucuz olsun” demedi.
Mazhar-Fuat-Özkan’m tanıtım dos
yalarını bir ajans hazırladı. İçinde yer alan fotoğrafları Hüsnü Atasoy çekti. Dosyanın içinde bir 45’lik plak, “ Su-
fi” nin Türkçe, İngilizce, Fransızca söz leri, ekip elemanlarının tek tek biyog- rafgileri ve MFO’nun geçmişi yer alı yor. Bu dosyalar bin tane hazırlandı.
Ekibin yarışma giysilerine gelince...
Özkan Uğur’un gözleri hemen parlıyor.
“ Üçer kostüm hazırlandı. Hepsi de bir
birinden şık” diyor.
Fuat, “ Kostümlerimizi Ankara’dan Ertan Özyiğit hazırladı. Belki şaşıracak
l a * *
Mazhar-Fuat-Özkan, 7985’te Âşık Oldum'la yarışmış ve büyük ilgi görmüştü
SAYI: 33 SAYFA: 181
M illiy e t
tth tü a lite
I 24-NİSAN 1988smız ama Ertan Özyiğit’in gerçek mes
leği modacılık değil müteahhitlik” der
ken, Mazhar da, ‘‘Ertan arkadaşımız bu işi zevk için yapıyor. Bu yüzden de yarışma giysilerimiz için çok zaman harcandı, üstünde uzun uzun çalışıldı”
şeklinde konuşuyor.
H A ZIR LIK LA R İY İY D İ
Mazhar-Fuat-Özkan bu yıl yarışma
öncesi hazırlıklarının çok iyi yürüdüğü nü önemle vurguluyorlar. Fuat giriyor söze:
— “ Avrupa ülkelerine S u fi’nin Türkçe ve İngilizcesini içeren makara bantlar yolladık. İsveç, Hollanda, Yu goslavya, İtalya, Fransa, Belçika, A l manya, İrlanda ve İsviçre’ye bantları mız gitti. Bazı ülkelere video kaset gön derdik. Avrupa’nın bütün ülkelerinde izlenebilen Sky Channel’a da bant git ti.”
Burada Mazhar söz alıyor:
— “ TRT bu yıl yarışmayı çok cid diye aldı. Çok da yardım etti. Maddi açıdan hiçbir kısıtlama olmadı. Sufi’ nin bant kayıtları Amsterdam’daki YVisseloord stüdyosunda yapıldı. Önce aranjör Türkiye’ye geldi. Kendisine parçamızı dinlettik. Bunun yanında çe
şitli Türk Müziği dinlettik. ‘Eğer biz
den bir şeyler katılacaksa, uydurma olmasın’ istedik. Sonunda istediğimiz sonucu da aldık.”
Televizyon kulağa ve göze seslendiği için koreografı de çok önemli. Bu ko nuda da Özkan konuşuyor:
— “ Koreografiınizi Debbie Ray-
nolds hazırladı. ‘Diday Diday Day’ın-
kini de o hazırlamıştı. Abartılmış hiç bir şey yok. Son derece basit bir kore ograf! uygulayacağız. Çok şirin bazı ha reketler var ki, bunların sempati top layacağına inanıyoruz.”
M FÖ 'yü t a n ıy a lım
E
UROVISION Şarkı Yarışması’nda ülkemizi ikin ci kez tem sil edecek olanMazhar-Fuat-Özkan, 15 yıldan bu yana çe şitli müzik olaylarında yer alı
yor. Eserlerin sözve bestelerini kendileri yapıyor. Bu da onlara değişik
b ir boyut sağlıyor. Topluluğun ikin ci albümü olan “Ele Güne Karşı" 26 hafta listelerde “1 numara” kaldı. Grubun önemsediği en önemli konular ka lite li pro düksiyon ve ka lite li b ir ses. Eurovision’da 1985 yılında “Âşık Oldum" ile yarı şan Mazhar-Fuat-Özkan müzik çalışmalarına konser, plak ve film yapımları ile devam ediyor. Şim di kısaca ekibin elemanlarını tanıyalım:
Mazhar Alanson: 1950 doğumlu Mazhar, ekibin söz yazarı, bestecisi, solis
ti ve gitaristi. Evli ve ik i çocuk babası olan Mazhar Alanson, Ankara Devlet Kon- servatuvarı Tiyatro Bölümü'nü bitirdi. Devlet Tiyatroları'nda 5 yıl başroller alan Alanson, çalışmalarını 1980’den bu yana profesyonel müzisyen olarak
sürdü-Ekip, çok önemli görevi üstlenen ve yarışma sırasında büyük orkestrayı yö netecek olan Turhan Yükseler’e de çok güveniyor.
rüvor.
' Fuat Güner: 1948 doğumlu olan Fuat, ekibin bir başka söz yazarı, besteci
si, so listi ve gitaristi. Evli ve b ir çocuk babası olan Fuat Güner, inşaat mühen d isliğ in i 5 yıl sürdürdükten sonra MFÖ He profesyonel çalışmaya başladı.
Özkan Uğur: Grubun en genç elemanı. 1953 yılında doğdu. 1970 yılından
bu yana da MFÖ He ilg ili çalışmalarını basgitarist, so list ve besteci olarak sür dürüyor.
1985 VE "Â Ş IK O LD UM "
Mazhar-Fuat-Özkan üçlüsü Eurovi
sion’da ilk kez yarışmıyor. Topluluk 1985’te “ Âşık Oldum” ile yarışmış ve o yıla kadar toplanan en yüksek 34 pu anı alarak 14. olmuştu.
Fuat: “ Beyaz giysilerimizle, orijinal
şapkalarımızla ilgi toplamıştık” diye
söze giriyor. Sonra Mazhar sürdürüyor:
— “ O yıl çok kişiyi tamdık. Giysi lerimiz uzun süre konuşulmuştu. İşte yeniden o imajı vermek istiyoruz. El bet taklit ederek değil, başka şekilde.
Bizi ekranda gören AvrupalI, ‘Aaaaa,
o şirin üçlü’ desin yeter. Bunu başara bilirsek de puan toplarız. Diday Diday Day’ın plağı İskandinav ülkelerinde pi yasaya çıkmıştı. Sky Channel de o yı lın birincisiyle yalnızca bize yer vermiş
ti. Bunların çok yararlı olacağına ina nıyoruz.”
GÖNÜLLERDEKİ A SLAN
Her yiğidin gönlünde bir aslan ya tar deyişinden hareket ederek Grup MFO’ya soruyoruz:— “ Yarışmadan nasıl bir sonuç al mayı düşünüyorsunuz?”
Açıklamaları ortak:
— “ Belki klasik olacak ama önce likle en büyük amacımız, ülkemizi tam bir başarıyla temsil etmek. Öteki par çalan izledik. Onlardan aşağı kalır ya nımız yok. Kendimizi ezdirmeyelim ye ter. Türkiye’nin bugüne kadar aldığı en yüksek puanı toplamak ve ilk 10’a gir
mek de en büyük amacımız.”
Şöyle bir soru akla geliyor: ” MFO ilk girdiğinde Eurovision’da iyi bir so nuç aldı. Daha doğusu Türkiye açısın dan iyi puan topiadı. Bu kez daha az puan alırsa ne olur? Böyle bir yanşma- ya yeniden girmek risk değil mi?”
Yanıt yine ortak:
—“ Evet risk. Ama denemeliyiz. Biz Sufi’ye güveniyoruz.”
İşte böyle diyor Mazhar-Fuat-Öz
kan. 6 gece sonra Dublin’de Türkiye
adına yarışacaklar. Dileyelim amaçla rı gerçekleşsin, bugüne kadar alınmış en yüksek puanla ve de en iyi dereceyle Türkiye’e dönsünler f
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ros Arşivi