• Sonuç bulunamadı

Yahya Kemal ve mazi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yahya Kemal ve mazi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

V A T A N

A

L B

K © n u

Yahya Kemal

ve Mazi

Yazan: CAHİT TANYOL

eçenlerde adımlar mecmua­ sında Bay Muzaffer Şerif, yeni şiir hakkında bazı mütalâalar ileri sürmekte ve Yahya Kemali ma­ ziye hasret çeken bir insan olarak göstermiye çalışmakta idi.

Yahya Kemali maziye mal etmiye uğraşanlar zaten- hiç eksik- olmuyor, onu irtica ile ithama kadar bile gidi­ liyor. Bu nevi iddialar Yahya Ke­ mali ve sanati anlamamaktan doğan bir zevk ve anlayış hatasıdır ki ha­ kikatte tashihe bile değmez Fakat Muzaffer Şerif değerinde bir ilim a- damı da bu ayni fikirleri benimserse o zaman meseleyi münakaşa etmek zarureti başgöstcrir.

Bu tarzda düşünenler maîi mef- humile neyi kasdediyorlar? Halle mazi arasında bir hudut çizmek ki­ min elinden gelir? «Hal» içinde de­ ğil, maziden devir aldığımız bir âlem içinde yaşadığımızı her an idrâke mecbur olmuyor muyuz?

«Mazi», bütün mevcut varlıkların kökü ve kaynağıdır. «Hal» ise «ma­ zi» denilen âlemden meçhul olan is­ tikbale geçişi temin eden mevhum bir noktadır. İmticlad olmadığı için onda yaşamak mümkün değildir. Biz ancak «hal» den izafi olarak bahse­ debiliriz. Bütün- '.ayatırrıızda ve bü­ tün bir zaman oluşu içinde elele koş tuğumuz bir menkıbeler ve macera­ lar diyarı olan bu mazi olmadan mev cut hayatın ne izahı mümkündür, ne de onsuz halden lezzet almıya im­ kân vardır.

Yahya Kemal hakkında «Maziye hasret çekiyor» derken nasıl bir mâ­ na kasdediliyor? Bunu tayin etme­

den ileri sürülen her iddia yersiz ve mânasızdır. Bu sözden zaman b a­ kımından bir yakınlık ve uzaklık anlamak mı icap ediyor? Yahya Ke­ mali, niçin İstanbul fethinden ilham alıyor da daha yakın bir hâdiseden almıyor, diye mi itham etmeli?

Mazide iyi ve kötü hâdiseler bir arada akarlar Kötülerine saplanıp kalan kimselere, hâdise isterse bugün cereyan etmiş olsun, mürteci ve geri deriz. Fakat bir milletin mânevi tas­ fiyesinden geçerek onun cevherini meydana getiren vasıfları ebedî bir ömre kavuşturmıya çalışan insanlara rastlarsak bunlar da ne kadar uzak bir maziden bahsederlerse etsinler, daha güzel bir yarının mübeşşirle- ridir.

İşte Yahya Kemal o t.ıübeşşirlerden dir. Türk semasının altına bir «Sü- leymaniye» azametile çökmüş olan bu yüksek hilkatli adamda bütün medeniyetimizi yeniden yaşar bulu­ yoruz. Haksızlığa ve garaza kapıl­ madan, Yahya Kemali kötü bir ma­ zi hayranlığı ve irtica ile damgaia- mıya kim cüret edebilir? Onun eser­ lerinden mazinin kötü taraflarına has ret çeken tek bir satın kim göstere- gilir?

Abâ var, post var, meydanda er yok, Horasan ilinden bir haber yok! Uzun yollarda durdum bir eser yok! Diyarı Rum’a gelmiş enbiyadan..

Sanat zevkine ruhlarını tıkamak istiyenlere bu mısra'ların üzerinde uçuşan o sihirli ve olgun havayı an- latmıya çalışmak, bir sağıra Beetho­ ven’in senfonisini dinletmiye benzer.

Ne yapsanız onlar bu şiirde «Aba» ve «post» kelimelerinden başka bir şey göremiyecek ve belki de şairi, tekke ve dervişilik propagandası yapıyor, diye mahkemeye verilme­ sini istiyeceklerdir.

Son Fransız şiirinin en ileri ge­ lenlerinden biri olan Faul Claudel'in katolik mistizmini diriltmiye çalışan bir papaz ağzile konuştuğu halde hiç kimse, kendisine mürteci demeği ak­ lına getirmez. Ayni şehilde garp şii­ rinin zirveleri üstünde altın bir sis tabakası halinde dalgalanan Paul Valery’nin şiirleri, modası geçmiş bir vezinle söylendiğinden dolayı hiç bir kötülemiye maruz kalmış değildir. Goethe, Yahya Kemali tenkit edenle­ rin istedikleri tarzda şiirler söyliyen bir şair için: «Ona acıvorum, bir fır­ kaya intisap etse daha iyidir» der. Muzaffer Şerife göre bizim yeni ve büyük şiirimiz Yahya Kemal gib: Çamlıca tepesinden yalnız İstanbul! gören bir şairden gelmiyecek «köy­ lerde çalışan, didinen, nefret eden in- sanların hayatlarım delinden derim duymıya çalışan gençler» tarafmdaı meydana getirilecektir. Varsın böyb gençler de çıksın, böyle şiirler yaz smlar... Zevkte ve sanatte inhisar a ramak ve sanat toleransından bu ka­ dar uzaklaşmak gibi bir hareket Mu­ zaffer Şerif gibi bir ilim adamından gelmemeliydi.

Şiirin sırf insamn sübjektif halle­ rine inhisar etmesini istemek hiç ha­ tırımdan geçmez. Ben ulu orta hür­ riyet sahası olan şiire, kayıtlar kon­ masına ve şairlere akıl hocalığı ya­ pılmasına itiraz ediyorum.

Cahit TANYOL

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Tam tutulma ortası: 22.13 Tam tutulma sonu: 23.03 Parçalı tutulma sonu: 00.02 Yarıgölge tutulma sonu: 01.01.. Tutulma, parçalı tutulmanın başlayacağı 20.23’ten sonra

İstanbul’a dün sabah gelen ve Karaköy Yolcu İskelesi kıyısına demirleyen dünyanın en büyük beş yıldızlı yüzer oteli Grand Princess, basm.. mensuplarına Setur

Ancak, Ratip Efendi dü~manlar~~ taraf~ndan olmad~k iftiralara u~ra- m~~~ ve bu iftiralar onun önce görevinden azledilmesine, daha sonra Rodos'a sürülmesine ve daha sonra da

To investigate whether there is a predictive effect of NF-kappaB, survivin, and Ki-67 expressions on pathological response and disease relapse in breast cancer (BC) patients.. Ki-67,

Cinsiyet grupları ile çocukların obez olma durumu arasında yapılan karşılaştırmada obez erkeklerin oranı daha fazla olduğu halde istatistiksel olarak anlamlı

Ünlü ozan ve libretto ya­ zarı Hofmannsthal, Strauss'a yazdığı mektuplardan birinde şöyle der: «Salome'ye egemen olan renk menekşeydi; Elektra'- yı gri ve

Ümit ALEMDAROGLU İZMİR-Ayvalık’da de nizi kirlettikleri gerekçe­ siyle kapatılan 16 zey­ tinyağı fabrikasının sa­ hip ve yöneticileri fab­ rikalarım yeniden

İstanbul Belediyesi tarafından devralındığı 1937yılından beri boş kalan ve harabeye dönen İlidir Kasrı, 1982yılında Kurum tarafından onarılmaya başlanmış