• Sonuç bulunamadı

Yüzde yüz Özal

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yüzde yüz Özal"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

b

m

Yüzde yüz Ozal

B

AŞBAKAN Özal’ın gazası

mübarek oldu: Enflasyon, zaferden zafere koşuyor. 1988’in son günlerinde bi­ le petrol ve elektrik yeni zamlara kavuştu. Vergiler yine gemi azıya alıyor.

Beş yıldır, milletimize “ Enflasyonu düşüreceğim, düşürdüm ” diye masal­ lar okuyan sevimli başbakanımız, enf­ lasyonun yüzde yüze merdiven daya­ masını başardı.

Kendisini m illetçe kutlamalıyız. Çünkü enflasyon tırmandıkça faizler yükseliyor, tüccarlar daha fazla kaza­ nıyor, zenginler daha zengin oluyor... Vatandaşın cebinden çıkan para artma­ sına arttı ama, cebe giren para da art­ tı, değil mi, efendim?

Enflasyon yükseldikçe ülkemiz kal­ kınıyor: Yüzde yüze yaklaştı ya, Sayın Özal’a sorarsanız Türkiye yüzde yüz ilerledi demektir. Hele enflasyon yüz­ de İki yüze çıksın, yüzde iki yüz ölçü­ sünde kalkınmış olacağız. Bunun için­ dir ki Özal ile şakşakçıları, fütursuzca enflasyonist bir politika uyguluyorlar. Ya da her şeyi yüzlerine gözlerine bu­ laştırdılar: Beceriksizlik şampiyonu oldular.

Belki Mart’taki seçimlerden sonra, ANAP’ın iktisadi programı değişecek. Ama, bir değişme olursa enflasyon hı­ zı düşer mİ, Allah bilir? Şunu da unut­ mamak gerek: Mart’taki seçimlerden sonra belki ANAP düşecek.

Özal, ta beş yıl önce enflasyonu dü­ şürmek vaadi ile iktidara gelm işti. Dü­ şürmek şöyle dursun, beş yılda, enflas­ yon hızını dört katına çıkardı. Halkın gözünden düşmesi, çok büyük ölçüde, bu yüzden olmuştur. Belini doğrultmak için, mucizeler yaratması gerekecek.

1960’larda Amerika'da yaygın ilgi gören ve cumhurbaşkanlığına aday ol­ mak için çırpınan senatör Eugene McCarthy demişti ki:

"B ir başkan adayının halkın hatır­ layacağı sözler söylemesi tehlikelidir.” Özal'ın enflasyonu düşürmek vaa­ dini Türk halkı hatırlıyor... Bakkala, zer­ zevatçıya, çarşıya her gittiğinde hatır­ lıyor... Kasaba gidebilirse, çıkarken her­ halde Özal’ın adını saygıyla, sevgiyle anmıyor.

Enflasyon yüzde yüz... Ve Özal, en büyük vaadinde yüzde yüz başarısızlı­ ğa uğradı... Bu gidişle, ya enflasyon dü­ şer, ya da Başbakan...

“ Balık Baştan” : Herkesin kendi ulu­ sal kültürüne sahip çıkması güzel şey... Ama, şoven bir anlayışla gerçekleri bir kenara itip her şeyi biz icat ettik, öte­ kiler bizden aldılar, çaldılar diye düşün­ mek yanlış. Bir ara, insanlık Türklerle başladı, dünyanın ilk dili Türkçedir, uy­ garlık bizim eserimizdir gibi iddiaları­ mız vardı.

Geçenlerde bir arkadaş, Amerikan seçimlerinin yenik adayı Michael Du- kakis’in (Dukakis’i hatırlıyor musunuz?) bir konuşmada “ Grekçe bir söz vardır:

“ Balık, baştan kokar” demiş olmasına içerlemiş. "Nasıl olur?" diyor. “ Bu bir Türk atasözüdür. Olsa olsa Yunanlılar bizden alm ıştır."

Milattan önceki kaynaklarda, eski Yunancada var bu söz. Erasmus, on al­ tıncı yüzyılın başında, Latince ye şöy­

le çevirmiş: “ Piscis primum a capite fo- ®|

etet.”

Arkadaşa hatırlatıyorum. “ Eski Yu­ nanca da olabilir bizim atasözümüz" di­ yor: “ Eski Yunanlılar da, bütün ırklar gi­ bi, bütün insanlık gibi, Türk kökenli de­ ğil miydi?"

PTT: Posta, telgraf, telefon hizmet­

lerinde bir hayli düzelme olduğu ger- | |

çek... Ama, bozuk giden işler de az de­ ğil. Kimisinin nedeni, hükümetin genel politikası... Kimisi PTT kuruluşu için­ den geliyor... Bazıları da beşeri neden­ lerden...

Kızım Defne Dümer, geçenlerde ba­ na, yeni çıkacak bir kitabımın provala­ rını postalayacaktı. Kırk sayfa kadar prova... “ Basılı malzeme" olarak gön­ derilmesi gerekiyor. Postanedeki me­ murlar kabul etmemişler. Çünkü bir sayfada iki üç kelime ile düzeltme işa­

reti varmış. Defne tatlı dille sorunu çö- f |

zümlemeye uğraşmış. Memurlar Nuh | |

diyor, peygamber demiyor. Olmamış da olmamış. Uzun süre uğraştıktan sonra, kızcağız postalamaktan vaz­ geçmiş.

Taksim Postanesi'nde olmuş bun­ lar... Ben de aynı postanede, önceki yıl­

larda, çok tatsız durumlarla karşılaş- | |

mış, hakarete uğramıştım. Biliyorum, | |

bu pahalılıkta, bu asap bozucu çalışma ortamında, memurların da sinirleri ger­ gin ama... Vatandaşa hakaret etmek, iş­

leri yokuşa sürmek, kösteklemek yan- m

Iış bir davranış...

.

Bir acayip durum da, yurt dışına

postalanacak olan kasetler... Bunların §§

kontrolden geçmesi gerekmektedir Bir mektuba yazdığınız sözleri, bir kasete okusanız, devlet o kaseti dinliyor, son­ ra postalanmasına izin veriyor (ya da vermiyor). Düşününüz, bir müzik kaseti yurt dışına gidecek olsa devletin san­

süründen geçmesi şart. Birkaç ay ön- | |

ce, bir devlet kuruluşu bana kısacık bir müzik kaseti postaladı. Bir başka ku- ruluş, o kaseti dinlemiş, onaylamış, belge tanzim etmiş, damgalamış ve uzun bir gecikmeden sonra sunturtu bir müsaade ile havale etmiş.

Devletin, PTT'nin korktuğu nedir §§

ki?

PTT’nin P'si pandomima, T'si tena-

Ş |;

kuz, ikinci T’si de tırpan...

Devletin görevi, halkın işini kolay- lıkla, süratle yapmak olmalıydı. Tersi­

ne, devlet vatandaşlarının sesinden, | |

sözünden korkuyor. Bazı memurlar, kendi dertleri yüzünden, başka vatan­ daşlara eziyet ediyorlar. Ve politikacı­ lar, asıl reformun halka hizmet edecek

bir devlet düzeni yaratmak olduğu ger- § |

çeğini görmezlikten geliyorlar.

İstanbul Şehir üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

During laparotomy, the liver was determined to be enlarging and diffuse neoplastic formations were detected in all lobes (Figure 3).. Tumor surgery on the liver

Bakterilerin sınıflandırması ve adlandırması için kullanılan konvansiyonel yöntemlere alternatif ola- rak moleküler tanı yöntemleri geliştirilmiş, bunlar arasında da 16S

Bunlar›n gezegen yap›s› denklemlerinin öngördü¤ünden daha fliflkin olabilmeleri, ancak derindeki katmanlar›na daha fazla ›s› girifliyle mümkün olabilir.

1950’- lcrin sonunda Almanca dil kurslarını başlatan, daha ileri yıllarda da Tiirk- Alman kültür işbirliği ko­ nusunda yoğun çalışmalar başlattı. Anhegger,

Çünkü böyle bir durum caiz olsaydı, din içerisinde (müctehid tarafından) bir şerîat vaz'ı da caiz olurdu. 123 Mâverdî'nin kendisi de ancak aslî delillerden birine

Yabancı okullara bin zor­ luk çıkartılırken Galatasaray gibi, Kabataş gibi, İstanbul ve Haydarpaşa liseleri gibi mües- seselerin ellerinden özellikleri alınmış,

Şehrimizin baha biçilmez kıy­ mette eserlerinden olan Emiıgân korusu İçindeki tarihî Pembe köşk bu sabah saat 6.30 da çıkan bir yangın neticesinde kül

mebusu olarak girmiş, İstanbul’un müttefikler tarafından işgali üzerine, eşi Halide Adıvar’la Anadolu'ya geçerek ilk Büyük Millet Meclisi Hükümetinde