• Sonuç bulunamadı

Theodor W.Adorno:"örselenmiş bir hayat"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Theodor W.Adorno:"örselenmiş bir hayat""

Copied!
31
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Marmara lletiSim Dergisi, Say: I, Arat* 1992

THEODOR W. ADORNO:

"0RSELENMI$

BtR

HAYAT"*

"Das Leben lebt nicht"(|.).

-

F. Kiinberger Yazan:

Martin

JAY

Qev.: Unsal

OSKAY**

Sununt: Adorno, 1920'lerden 1960'lann sonuna dekyasanu ile za-nmntmtztn iinemli entellektiiel tanrklarmdan

biri

olabilmiE

bir

di$iiniir. Miizik sosyolojisindcn IletiSinE, estetikten pt'atik

ile

ptca;lS arastndaki iliskilere, siizel 1a da sdzel olmayan dil kullarunturla top-lunmn de{iEik kesinilerini bir ara!a geliren diiS-ingelerin divalektik

E i)z iinil e n i nt i nd e ki y dnt enbil int sor unl ar t na de k bi r Eok konul ard a

6ncii gal rynwlart strastndaki bir tarnrnada,"Gelecekten biil iiniiyle unrudu kesnrck do{ru deSildir. Qiinkii, tgklar si;ndii[iinde sinenru-lurda

lnla

dpiisenler

wr"

deli$i, ya da, "en totaliterci ydnetinilerde bile insantn yalnrzca topluntsal boyutuna indirgenenteyece{i" tezi gd:dn ii nd e t u t ultl u { u nda, onun, kolay bir iy i nrserl i g i n t ent el i nd e ki

kiitiinserlikten Eok, herEeyi en olunsut yanlart ile de olsa derinden irdeleyen zor bir

iliassyli{in

yarutay oldu{unu gdriiyoruz. Alman kiiltiir felsefesi ve Frankfurt Okulu ii=erine galrynalan ile

ytkinli

gitri karutlanus Anterikan siyasel bilinrcisi Profesdr Martin Jay bu yatxnda Adorno'nun diisiince hawn ile, ddnemini ve kigisel lwyatrnt birlikte ele alryor, irtleliyor. (U.O)

Adorno'nun, Sulu Kamp Verlag yayrnevi tarafindan onun kitaplanmn tamtr-mmda srk srk kullarulan,

kiqililini

ve btittin bir yagam dyktisiinii gok anlamh bir bi-gimde yansrtan iinlti bir foto$afi vardu. Orta yaglannrn sonlannda gekilmig bu

fo-tolrafinda Adorno, yiiziinii sola d6ndiirmUgtiir. Igrk bagrnm yalnrzca <in tarafina

*

Martin Jay'in Adomo'nun entellekttiel biyografisi olarak yazdrir ADORNA kitabrrun ilk kiltimtidiir. Pelikan, 198?.

**Prof. Dr. Unsal OSKAY, MAITMAIL{ UNIVERSITESI, lletigim Fakiiltesi, Rd - TV, B<iltim Bagkant.

(2)

dtigmtigti.ir ve bir kulalr g6ri.ini.ir krsmen. Alnrnrn az yukarsrndan gekilmiq bu

fo-tolrafta biitiin dikkatimiz onun y0ztindeki htiziinde toplanrr. Dudaklarr aqa[rya

krvnmh, incecik bir agfthk aizrnda" kurumug gibi. Resimde gOrebildilimiz rgrk diigmiiq tek gdzti, onun, kendi igini dinleyen bakrqlannr yansrtrnakradu. Bagrnrn gcilgelenmiq arka krsmr ise htizi.inl0 diigiincelerinde yitip gitmig gibidir. Kimi zaman

diler

fotolraflarrnda gcirdti!i.imtiz gcizliikleri yoktur. Kendini dinlemektedir, artft

higbirqeye kaprlmryormug gibidir. Resmin bir ttim olarak bizde brraktr[r etki gok giigltid0r.Adorno'nun yeterince anlahlamamrg kendi zamanrnrn dehgetinin

olu$tur-dulu

kederi dizginlemeye, kendi iginde dinginleqtirmeye gahgtrlrnr diiqtindi.irtir. Adomo'nun "6rselenrniE bir hayattan kaynaklanan diigiinceleri"nin olugturdulu "me-lankoli bilimi" y0ziiniin bu gcir0ntimiinde ifadesini buhnug gibidir. Onun rimrti bo-yunca yorumlamaya" anlatrnaya gahEh!r sosyal fizyognorni kendi iizgiin gehresinde yansrmr$trr. Trpkr,

bir

zarrranlar Sarnuel Beckett'in gehresi

igin yazdrlr

gibi, "Gozyaglanmrz ne denli aksa da yiizi.irniiden zuhr eritip iz buakamaz. yalnrzca gehre-mizdir onlan eleveren , gcizyaglanmrzrn kuruyup gegtigini sandr!unu"(2).

11

Eyliil

1903 giinti Frankfurt arn Main'da do[dufunda Theodor Ludwing Wiesengrund'un birgtin bu denli hiizi.inlti bir hayat yaqayacalr olasr bile delihniq gibi goriiniiydordu. Adorno zengin. dinini deliqtirip AhnanlaEmrg bir Yahudi olan qarap tiiccan Oscar Wiesengrund ile, eski bir Cenovah aileden gelen Korsika do[umlu eEi Maria Calvetti-Adomoirun tek gocuklanydr. Geng "Teddie"nin gocukluk yrllarr. aile-si. gcrek ekonomik ycinden. gerekse kiilti.irel ydnden Birinci Dtinya SavaEr <incesinde-ki yrllarda ancak 0st-burjuvazi arasrrrda bulunabilecck kadar rahar ve g0venliydi. Her ytini.iyle gocuklulu, anrlarryla hayaturrn sonraki yrllannda karErlagacalr dtiE kurkhklanm yargrlayacalr bir mutluluk dcinenti olnu$tur. Babasr bir anlamda biraz uzak bir baba idi. Arna, Adorno'yu otuz yedi yagrndayken doluran annesi ona, geg yaElarda gocuk sahibi ohnuE gofu kadrnlar gibi, gok y:rkrn bir ilgi gcistennigtir. Annesi ve annesinin aile ile birlikte ya$ayan lrigi evlenmemiE krz kardc;i Agathe, Adomo'ya ilk yaElanndan itibaren hayatr boyunca si.irecek bir rniizik sevgisi aErlanrr;lardr.Agar he ve Maria Calvetti'ler, iki kzkardeg olnrak. iyi yeri$mi$ nrtizisyendiler. Annesi pro-fesyonel bir ses sanatgtst. teyzesi ise tinlii soprano Adelina Patti'ye birgok resitallerin-de eqlik etmig iyi bir piyanistti. Adomo, Paul Hindemith'in de hocasr Bcrnhard Sek-Ies'ten piyano derslcri ahnrgtr. Yrllar sonra. Thomas Mann'r. Beethoven'in gahnmasr gergekten giig olan Opus I 1

l

Sonatim icrasryla btiy0leyecek kadar iyi bir piyanisrti Adorno.

Mi.izikteki ve entellekti.iel alandaki ilk elitirni ve yetkinlili ile kendisini bu iki alanda geligtirmesi igin gevresi onu hep telvik etmigtir. Onbeg yagrndaykeq aile dost-lan olan ve Adomo'dan on dcirt yE btiyiik Siegfried Kracauer'in <inciilti[tinde Alman klasik felsefesi iizerinde gahgmaya; haftada bir giin Kantin birinci critique'ini oku-maya baglamrqtr. Krsa stire sonr4 Adomo, weimar Almanyasrnm en cinemli kiilttir

kitikgisi

ve cinde gelen film teorisyeni olan KracauerUen felsefe metinlerini tarihsel ve toplumsal gergeklerin belgeleri olarak agrmlamayr <i$enmigtir. Bunun yarusra, bu

(3)

metinlerde drtiik bir bigimde yeralan insanrn gektigi, ya{adrgr ac ara; yani, idealist diittinc€ sistemlerinin gekilen acrlann Tannsal bir smav. bir liituf oldulunu ileri siiLre-rek transfigiirc etmeye gal$tlg! ama bunu tam olarak higibir zaman ba5aramadr$ acr-Iara karqr derinlikli bir duyarllk kazanm$trr. Sonraki yrllarda Adomo ile Kracauer arasmdaki dostlukta birgok gerginlikler(3) olmuqsa da. bu ilk hocasrnm anri-idealist ve mikolojik kiiltiir

kitili

anlayrqrmn e&ileri onun biiriin entellekriiel hayafi boyun-ca va!LErm sii{ditmiistijr.

1921 yrlmda, Adorno, FranKurt'taki Kayzer Wilhelm Jimnazyumunu bitir-miq, kentin yeni kurulan ve birgok ydnden yenilikgi olan Johalnn WolfganS Goerhe Universitesine baqlaml$tln. Biri Drlavurumculuk iizerine,biri de kendi piyano ho-casryla(4) birlikte yazdrgl bir opera iizerine yaynlanmrl iki makalenin yazan ol:uak ba!ladrEr bu iiniversitede. daha 9ok. felsefe, toplumbilim, psikoloji ve rniizikle

ilgili

dersler ahnrl; ve iig yrl sonra. 1924'te, daha yinni

bi

yaqrn&yken felsefe doktoru ol-muStur. Adomo doktora tezini orlodoks olmayai bir yeni-Kantcr diiliiniir Hans Cor-nelius'un yiinetirninde yazmrltr. Cornelius rncslek hayatlnln ilk yrllannda Machin emnirio-criticisrr'iyle ve (lsvigreli Richard) Avenarius ile ilgilenerck dik*atleri

gek-nr{;

bu arada materyalizmi savunan

Leni

in de hrgrnrna ulrayan bir

bilin

adamrydr. Bununla berabcr. Comelius. Weimar Curlhu.iyetinde yctiFn bir solcuydu. Politik yakrnhklan, gevrcsel ilitkileri heniiz giiglenrnemiq bulunan Adorno. l,enin'in ele;tirr-lerirri bir yana buakmakta frula bir gijgltik gekrncden doktora tczini Cornelius ile o giinlcrdc hcrkesin ilgisini geken Ednund Hussel'i[ fenomelolojisi(5) iizerine yazma-ya biL!lamr$trr.

Adomo'nun 1922 yrhnda Conrelius'un Hussserl iizerine yaphlr senlinerlerin-de tanrqtrlr Max Horkheirner de Lenin'in bu ele$tirilcrinden etkilenlncurilrir. Ador-no'dan hig de geri kalmayan bir aile onarnrndan gelen -babasr Stu[garlh zengin brr Yahudi tekstil fabrikatdriiydii- Horkheirner dc. sava$ln iincesindeki yrllarda gogu burjuva gocuklannrn

igisili

geken ve etik yam agLr basan dzgiirltikgii bir sosyalizm, den yanaydr. Yayurlarnnamrl birkag novella nrn(6) yazafl olan Horkltcimer de, Ador-no ilc ortaklala, aynr estctik ilgilenimler igindcydi. Vc yeni arkadatr gibi, itnceleri.

ikisilin

dc hocalarr olan Adhemar Gelb'in savundugu Ceslaltgl psikoloji allayrgr y<iniinde ohnak iizere. psikolojiye kar!r biiytik bir ilgi duyuyordu. Daha sonralan ise,GcstaltgrhIr agrp psiko-analize ilgi duynaya ba$lamrltr.Horkheimcr, Adomo'dan sekiz yal biiyiiktii. Ama ikisinin de arasmda losa siirede baqlayan entellekriiel ortak gahqma anlayr$ yakla$* yanm

yiizy

siirebilmiltir. Onlann y.$adrF

yiizy

da bu denli yaratrcr ve iiretken bEka bir dosduk drnegi bulabilmek gugtii!.

Univeniteyi bitirmesinden krsa siire iince Adomo, Alban Berg'in yeni operasl Wozzeck'ten pargalalln icra edilditi bir konsere gitmi$ ve bu op€radaki olaganiistii gitcii hig gegikmeden faiked€bilrn(tir. Wozzeck'ten palgalan icra eden ve h€m Ador-nohun hem de Berg'in dostu olan arkadagrmn aracdlgl ile Belg ile bululup tanrtan Adomo, Berg'i kendisini Viyana da iiFenci olarak kabule ikna etrniqtn. Ocak 1925'te

(4)

Viyana'ya gelen Adomo burada Amold Schoenberg'in etrafrndaki yenilikgi besteciler gevresine gilmiltir. Bu gevrenin tartr$malara yolagan "yeni miizik"leri o sualal atonal miizik agamasrnr geride buakarak on iki ton dizilenimine yiinelmiS bulunuyordu Adoruo, iizellikle Schoenberg'in ve izleyicilerinin erken diinem "dllavurumcu-luluna" yalonLk duymaktaydr. Bu miizik anlayrqrnr. ilk olarak, Viyana'da yayrnlanan Anbruch.ve Pult und Taktslack gazetelerindeki katkrlanyla baqlayan ve birbirini izle-yen birgok makale ve kitabrDda biittin hayatr boyunca

tari\m{,

incelem\ ve savun-mu{tur. Miizigin drlavu.umcu yanndan gok, biligscl (mgnitive) boyutuna 6nem ve-ren Adomo, bununla birlikte. drgavurumcu atonalileyi bestecinin duygusal (emotio-nal) itzneliEinil iiriini.i olduf,u igin kabullenmiq delildir. Tersine. Adomo bu miizik anlay$mr

miizilin

kendi iginde nesnel olarak igkin bulunan elilimlerin; yani kar-maqrk ve dolayh yollarla toplurnsal yiinsemeleri pekala ortaya konulabilecek olan eEilimlerin bir gelilimi saymritr, Schoenberg'in altmr$lncr yalStinii igin yazrlan ve "Diyalektik Besteci'(7) baglkh daha sonraki bir makalesindc ise Adomo, Schoen-berg'i burjuva tonalite ilkesini reddettigi igin ve trph diyalektik diiliincenin burjuva iktisadmm sdzde-doEalcrhftnur (pseudo-naturalism) igy0zunii ortaya kopgu gibi

to-nalite anlayrlrrrn

dolalhk

iddiasrnrn asrlsrzhgrnr

telhir cttiEi igin

olumlu karsrlamr$tlI.

Adomo'nun, bu "yeni nlijzik"i tr6yle felscfi tcmclli ferimlcrle yorumlayur. ne var ki, Viyana'daki hocala tun gdziindc olra Pck birqey de kazandrnnamrltr. Arka-dalr Ernst lftcnok'in daha sonra onun iginsdyleyeceli gibi. bu' "bir bakrrna. diilUnce-lerini ifadede fazla scrbest gcng ' onlar igir qok teorik diiliinen vc siyasal ydlden ken-di

bildili

gibi diigilnmcyi fazla scvcn biriydi. Berg bilc. Adomo'uun daha sonalan ka-bul ettini gibi. bu hrgrn ciddiyellc irkiltici bir$cylerle karlla$m\ 8ibiydi 1927 yrhnda Adonro bilirnsel gahqrnalaflm surdiirmek igin FranKurt a dbnmiiltiir' Bununla bera-ber. 1928'dcn 1932'ye kadar sijren A4hugh:daki edittjrliiliiiniin tersine, Viyana ile olan baElafl bozulmarnrlhr. Bestecilik iilreniDinin sonunda Adorno iyi bir besteci olamamr!tlr(9).Fakat Viyana'da giildiiEii rnusiki Ogrenimi sonraki yrllannda yaza-cag biitiin eserlerinde. yalnrzca kiilliirel bir pgil1l|l!3@ui olarak deEil. tcorik bir mo-dcl olarak da gok dnemli etkilcrde bulu[mugtur. Daha sonraki ytllarda pek gok yo-rumcununiiarct edcceli iizere, Adomo'nun fclsefesi Schocnberg ekoliiniin bestelcmc tekniklerinden gok geylcr alan 'atonal" bL fesefe olmullur. Adomo. <iz-ellikle de bir

kompozirdr olarak Schoenberg'in yaptrlr miizigin hakikat igeriEi iizcrindeki rsran-ndan; yani. lingiustikteki benzeriyle ifade edersek, Adomo'nun Viyanasrndaki birey diEer dnemli dii$iiniir Karl Kraus'un teorilerinde rastlaoao bu rsrardan etkilenmiEtil.

Viyana'daki gegici ddneminden sonra, yirmi diirt yagrndaki Adorno'nun ditndiiEii entellektiiel gewe, iiniversite qevresinden 9ok daha genil bir gevreydi. Horklreimer ile dostlulu sayesinde, yeni kurulmu! bulunan ve o giinlerde Avusturyalt

Marxist i99i harekederi tarihgisi Carl Griinberg'in balkanhgrm yaptrgr Sosyal Angtuma Enstitiisti ile de, uzaktan da olsa, bir ililki,bir yaknltk ktumultu. Kncau-er'in aracrhtryla da daha itnceden 1921

y

mda bu Enstitiini.in iiyelerinden bir

dileri

(5)

ile, edebiyat sosyoloEu Leo Lowenthal ile tanr$m$; onunla hayatr boyunca siirecek bir dostluEu ballaknrqtr. Adomo, fiilen, 1932

y

ma kadar Enstitii igin herhangi birqey yazrp yayrnlamamrq ise de, Enstitiiniin dergisi alan Zeitschrift

Fiir

Sozialfors-qhung'un(10) kuruluS yrlddniimii sayrsmda "M0zi!in Toplumsal Durumu" bagLkh makalesiyle yaptrlr ka&r yayrnlandirnda, zaten. 1920'lerin sonlarmdan beri bu cn-tellekttiel gevreden sayrhyordu. Aym giinlerde. dostlan arasmda o gunlerin Berlin'in-den bir grup heterodoks Marxist de yer alnu! bulunuyordu. Ernst Bloch, Bettoll

Brech! Kurt Weill ve hepsinden iinemlisi Walter Benjamin bunlar arasurdaydt. Ador-no'nun o yllardaki yazrlanndq gergekte on yrl iincc Bloch'un [qpyq114-Sg!g adL Qaltmasrm ve Ceorge Lukacs\n

Tidl.1gSttulBililgilni

okudulu giinlerde ballayan Marxisme karqr yakrnlgrnrn izleri gdriihnektedir. Hcr nc kadar arkada5lanntn daha aktivist olan politik yaklatnnlanna kartr, aircllikle bu arkadallan Sovyetler

Birli[i'ni

ve ALnan Korniinist Partisi'ni savunduklarr srrada hep belirli bir mesafc igindc ol-mulsa da. bu yrllardan ilibiucn Adomo, dostlanmn Hegelci bir yakla$nnla yaptrklarr Marx yorumlanna gok Wyler borglu olan bir tiir igkin (inrmanent) ide'oloji eleltirisinc baslamrltr. Bu agldan da Adomo ile Horkhcirncr arasurda

bi yaknl*

vardr. Hork-heimer'in felscfi anlayrgr da, Schopenhaucr'a duydulu belirli

bi

sempatiyc rafmcn. ayrr ydnde bir geli$im gizgisi izlerrcyc br4lam4trr. Ne var ki. Adorno'nun Hegelgil Mnrxisrn'e

ba!Ll!r.

higbir zaman igin. Enstitiidcn yeni arkadagt Herbert Marcu-se iinkii gibi kayltsrz

lartsz,

\ntiminccsine" olrnanuqtl-t.l920 lerin sonlanndan itiba-rcn gal$malannda Marxin yeni onaya Qftan clyazmalaturdan gok agrkga etkilcndi!i

giiriilcn Marcuse'iin bu elyazrnalitrna karqr duyduEu heyccan ve iltiyakt Adomo'nun tbzla paylEmadr!r agrkrrr.

Adomo nun yeni yeni {ekillenen kcndi di.iliince ve yakla:;trmnrn ilk ifadesini.

l9l7dc

yazdrpr. balansru Hahilitations.chrilt

iolan

A;krrrcl AlirlTeorisi de Bilirl

qalh Konsepti"nde( I 1) buhnaktaytz. Comclius igin yazrlmtg bu gah{mada yalnrzca Adornoirul hocaslnrn hcErodoks neo-KantgrhIt ilc Marxisrn arasrnda

delil;

fakat, aym zamanda. bunlar vc iiremli biryok tartrtmalara yol agtutg bulunan Sigmund Fre-ud'un psikoanalizi arasrndaki yakrnlftlar iizcrinde durulmaktaydr. Frankfun'taki

ilk

yrllaflnda Adorno Gcstaltqrhk ile de tanr;mr;tr. Ama, Frcud un diil0nceleriyle tan4nrasr ancak Viyana'daki yrllanndai ya da. pek lniimkiiDdiir ki, Bcrlin e yaPtrir sonraki gczileri slrasrnda olnrul'tur. SchocnbcrS Inlizigini yorumlarna bigimindc ol-du-Eu gibi, Adorno. bilingaltrnrn igeri!ini rasyolrcl bir diiliimnc eylcmine konu krla-bilmekte bir ydntem olarak miiziEin biligsel implikasyonlarrna dnem vermillir. $agrracak higbir yanr yok:Cornclius bu gahlmayr giivensizce izlemiti Adorno'ya yitDelttiEi Marxist nitelikteki elelliriler ise fazlasr ile halsrz ve tutarsr olmultur. So-nugta, Adorno

!g!iahgg!!!i

(iiniversite diizeyinde dcrs verebilme haklo) kazanabil-mek igin bagka bir konu almak zorunda kalmrqtr.

Adomo'nun yeni qahqmast, Weimar Cumhuriyetinin en ttnde gelen Seng

(6)

zofu Madin Heidegger'in etrafrndaki gevrelerde iizellikle etkin olan ve o giinlerde ye-niden keqfedilen filozof Siiren Kierkigaard iizerineydi. Comelius iiniversiteden ayn-hp Finlandiya'ya gittiEi igin Adorno'nun tezini, artrk, teoloji profesdrit Paul Tillich

yitnefinckteydi, Adomo'nun Kierkegaard eleltirisi olan bu tezi Kierkeeaard:Estetigin lnsaas( 12)

ballg

r tagrmaktaydr. QahSma Adono'nun varoluEguluk iizerine yaza-cagr birgok

eleltiel

analizil ilkiydi. Bugahlmasr ile Adomo varolulguluEun sorgu-Ianmasr gereken siyasal irnplikasyonlalnr ilk farkedenlerden biri olumultur. Hegel'in hcrgeyi kapsayan bir rasyoncl sistem adrna ortadan kalkmasrm hakL giirdiiAii ileri siiriilcn "ijznel dolaylnsrzhtr" Kierkegaardin savunma bigimine karqr gtkryordu Adomo. lusanr somul tarihsel ortamtndan grkanp soyutlayan Kierkcgaardtn ilznel partikiilarizmindcki soyut tek yaDhLF gdslenneye gahtryordu. Kicrkegaard'm ruh-sal igsellik alaDr. Adorno'ya giire, gitgide insatu holnutsuz krlan

d{

diinyaya kar$r bir srErnak gibi Sdriincn 19. yijzyrl burjuva ailelerin ev-igi diiDyalaruun idcolojik bir yansunasrydr. Kierkcgaard Hegel'in iizneler ile nesnelerin bir ve aym oldulu varsayr-lan idealisl iizdellik reo siDe saplantp kahDaklan kagrnmaktaydr. Fakat yalfizca spi-ritualize edilmil <izlcyi ontolojik olarak cinernli saydr& iqin, fiilen. varolan toplumsal Eeli;kilcrc bir sdzdc-uyumluluk kazandfmrl oluyordu. Bu yetersiz ve inandmcr ol-nrayan uyumluluk. Kicrkegsardin kendisi islcrnese de. nesncsiz

b

saf ij2nellik diya, lektigine saplamp kaldr!r iEin, gene bir iizdeglik teorisi olup g*ryordu.

Sonraki yrllarda sanatrn biligsel (cognativc) giicti lizcrine yapacaEr vurgula-malann habcrcisiyrni5gesine. Adorno, gehymcnin esrelrk asauralarrnr 9!-k-:C!.A-d.3 dinsel a$malarrna oralla daha detersiz saydrlr igin Kicrkcgaard! aEr Fkilde cle!rir-rnekleydi. Kicrkegaard estclik bilincin duyusal ve matcryal ilgilenirnleri bi.rbirinden ayut ederredilini ilcri sr.ircrek geliEmenirr estctik alamasxu criksel ve dinsel altuna, lardan daha delersiz sayryordu. Oysa, Adonro eslclik a{amayl. tarn da bu

iizelli!in-den dolayt daha

iiiliin

buluyor ve reel diinyanlr hcntiz uyuluma kavultunrlamarnrl

gelir;kilcrire

ililkin

olarak csretik alamanrn daha sahih

bir bilgi

edinmernizr

sa!ladr!rnr vurguluyordu. Kierkegaard'rn insanrn "yaratrksal dolayrrnsrzhfrru" yansrttrEr igin k.uir

E*ilgl

ricy, Adomo'ya gdre, Danirnarkah tilozofun ele alp deEer-lendimlek degil. kcDdisindcn uzak tuturak istelidi nrodern diirremin tarihseldzcllik vc ko$ullarmr daha dotru

bir

bigirnde ortaya koymug oluyordu.

Adorno'nun

H3bllililiglt

rezi olarak kabul edilen Kierkegaard iizerine bu gallmasr 1933 yrhnda, tam da Hitlc. in iktidara geldiEi ve kaderil gizgisini

degiltir-digi giinlerdc yayrnlanmrqtu. Bu nedenle Adomo'nun Kierkegaard ve varoluEguluk iizerine yaptrgr bu galgma, trpkr 1931 yrh Mayrs aymda Frankfud tlniveFitesi'nde felsefe dersleri verme yetkisi kazandgrmda yaptrgr dnemli konulmanm metni gibi. Almanya'tun o giinlerinde kayda de[er higbir etkiye yol agmam{rlr. Adomo'nun bu

ilk dersi "Felsefenin Giinc€lliEi"(13) bathgmr ta{ryan bir konulmaydr. Adorno'nun bu konulmasmrn metni onun yagadrlr yrllar boyunca higbir zaman yayrnlanmarnqsa

(7)

da , sonraki yrlllarda geliqtireceli btitiin gahqmalannda temel yaklagrmrmn ilk haber-cisi ve ifadesi bu metin olmuqtur. Adomo'nun bu ilk felsefe deninin metninde, kendi-sinin1928 yrhnda Ahnan Trajik Dramasrnrn Kdkeni baEhkh gahgmasrnr okuyup de-rinden

etkilendili

arkadagr

walter

Benjamin'in kendine rizgii felselesinin gok

alrhkh

izleri gciriilrnektedk. Benjamin'in etkisi, Adomohun weimar cumhuriyeti-nin tiikeniEicumhuriyeti-nin yaklaqtrlr g0nlerde yaptrlr bir diler <inernli konuEma olan "Dolal

ra-rih Fikri"nde de (14) komplike bir bigimde, ama apagrk, g<iriilmekredir. Bu ko-nugmasrnm metni de. Adorno'nun <iliimiine kadar. yayrnlanrnayr beklenrigtir. Fakat bu konuqmadaki cinemli noktalarrn

golu

daha sonraki gahgmalarrnda, dzellikle 1966'da yayrnlanan magnum opus'ti olan Negarif Diyalektikte gok agrk bir bigimde yer almrgtr. Yrllar iginde Adorno'nun yaprrlr vurgularnalarda ni.ians deliqiklikleri ebette ollnultur. Ama. otuz yagura bile gehneden yazrlrnrg bu ders ve konuEma rnetin-lerindcki temel nitelikteki gizginin sonraki olgunluk yrlllanndaki gahErnalannda hep devam ediqi dikkat gekicidir.

Nazilerin iktidan ele gegirmeleri ile birlikte. Adorno'nun bir Ahnan akade-misyeni olarak geleceli gitgide tehlikeli grir0nrneye baglamrgtrr. Horkheirner'in ba;rnda bulundu!u enstitti Ahnanya'dan kagnrak zorunda kalan

ilk

bilirnadarnlarr topluklarutdan biri ohnuqtur. Enstitii 6nce Cenevre'ye. sorua New York'a gegerek Co-lurnbia Universitesi ile krsrni bii ballantr kurrnuqtur. Aynca paris'teki Eubesini agrk tutarak Zeitschrift'i savar;a kadar burada yayrnlarnaya devarn etrnig. Avrupa ile ba!larurur biiliin bijtiine bitnrediiini gdsrermek istercesine. Londra'daki gubesini de faal tutrnuqtur. Enstitti ile ortaklaqa gahgrnalar yapan bilim adamlarrnrn birgolu,

Adorno da aralannda ohnak iizere . irnkanlannrn sonuna kadar Avrupa'da kalnrEtr. Gergekten. Adomo gocukga bir umutla Nazilerin gegici bir olay olduluna ve Alnran-ya'daki kariycrine dcinebileceline epey bir siiire inanuuEtr. Universite diizcyinde ders venne yetkisini hemen viyana'ya transfer etrne giriqiminde bulunmuii. fakat daha sonra gegici bir stire Ingiltere'de rrriilteci olarak yar;arnrq; Oxford'daki Merton Kole-ji'ndc akademik stattisii "advanced student" diizeyine inrniEtir. Bu yrllarda Ahnan-ya'ya, <iz-ellikle 1937 yrhnda evleneceli Gratel Korplus'u ziyaret igin Berlide sft

sft

gelip gitrniqtir.

Adomo'nun yetersiz Ingilizcesi entcllektiiel ilgilenirnlerini pek paylagmadr!r Oxford'daki felset'eciler toplululu ile lazla bir temasrnn olrrradrluu gclsterrnekte arna, lngiltere'deki zamanrnr, yeniden.

ilk

giinlerde ilgilendigi Husserl iizerine galEarak gegirmig; 1956'da yaynlanacak olan ve lngilizce'ye yaprlabilecek kadanyla

Metaqitique of Epistemology(15) diye gevrilebilecek kirabrnrn

ilk

taslalrnr Ox-fordda bu yrlarda yazmrEtrr. Kierkegaard i.izerine yaptrlr gahEmasrnda oldulu gibi, Adorno bu gahgmasrnda da Hussserl'in metinlerinde agrklanamaz

gibi

gciriinen bogluklann

ve

antinomilerin altrndaki toplumsal temelleri ortaya grkarmaya gahEmrEtr. Adomo bu gahgmasrnda yalmzca epistomolojik diiEii'nce ile srnuh

(8)

yan bir "metacritique" kavramrm kendisine odak almrghr. Husserl'in fenomenolojisr-nin burjuva idealizmindeki giiktigiin en geligkin 6me[i olduf,u sonucuna varan Ador-no, onun tarihsel ilgilenim konulannr evrensel ve aqkrnsal hakikatlere eriqme amact-yla ele almaktaki rsrannr ise Avrupa'daki orta srnrfin kendi iizgtil bunahmrmn birtiire-vi saymrqtr. Ozellikle Husserl'in sonul (ultimate) felsefi temellere; aEkrnsal ilk ilkele-re varma arzusu iizerinde vurgulamada buluuan Adorno, bunlarla, Husserl'in eski cilrencisi Heidegger'in insamn Varhk'a (Being) agrhErmn restorasyonuna duydulu <izlem arasrnda bailantr oldulunu ileri s0rm0gtiir. Herikisini de toplumsal realiteyi grirmemek ve niyetleri bu olmadrlr halde, ttrttik bir bigimde iizneye <incelik vermekle suglamrgtr. Bununla berabet Adomo'ya gore, epistemolojik arayrsmr tam bir ontolo-jiye vardmnadrlr igin Husserl'in kendisi <ilrencisi olan Heidegger'den daha tistiindifu. Husserl'in Adomo Ingiltere'de iken yayrnlanan tinemli Eahgmasr3gupa-Bililnlginfu! Bunahmr ve A$krnsal Felsefe de birEok yorumcuya gtire Frankfurt Okulununkine Eok benzeyen pozitivizm ve bilirncilik eleqtirisi bulunrnaktaydr. Fakat Adorno, Husserl'in 1931'den sonra yazdrlr 0zerinde tartrEmamayr yellemiqtir. Fenornenolojik gelenelin igerilindeki,dzellikle Husserl'in bilirnsel diigiinmenin zamanca tincesindeki Lebens-welt (ya5am d0nyasr) konseptindeki(16) elegtirel potansiyele dikkati gekerek bu gele-nele yardrm elini uzatan, gok daha sonralan, ikinci kuEaktan Elegtirel Kurarncrlardan Jiirgen Habennas olnuqtur. Adorno, son drinem burjuvazisinin s<iylediklerini gdzii yllmaz bir bigimde ele ahp igyiiz0n0 ortaya serdili igin Husserl'e hayranhk duymak-taydr. Aynr Adorno'nun idealist felsefesinin mtirnkiin herhangi bir gtiziim

sunabil-dilini

higbir zaman kabul etmedifini de unutmamahyrz.

Horkheimer ve Marcuse. zamanla. ilk drinemlerinde ilgi duyduklan. rizellikle Marcuse'iin Weimar Curnhuriyetinin son yrllannda Heidegger'in cilrencisi iken daha yakrnbir ilgi duydutu fenomenolojiye karqr fazla bir ilgi duynaz olmuglardu. Ador-no'nun Enstitii'deki arkadaElarr ile ballantrsr onun Oxford'daki yrllarrnda da bi.iti.in yolunlulu ile devarn etmiqtir. Bu yrllardaZgklUi&'e iki makale yazrmgtu.Ve iki yrl sonra yayrnlanan "M0zi!in Fetig Karakteri ve Dinlemenin Gerilemesi..."(17) incele-meleri. Enstitiintin o yrllarda yapmakta oldulu en <inernli araqtrrna olan ve 1936'da yayrnlanan Otorite ve

Aile

Uzerine Qalrqmalar'dan (Adorno'nun dolaysrz higbir katkrsrolmamrqsa da) ana konseptleri psikolog Erick Fromm tarafindan geligtirilmiE xAdomo ile Lazarfeld arasrndaki bu tartrgmalarla ilgili olank.

fu

Unsal Oskay*M![ik ve Yabancrlasma: Aristo, Huizinga ve Adomo Agrsrndan Bir Oncalr.snra (Ankara: Dost Kita-pevi, 1982), ss.77-78.

**Benjamin'in bu "fada iyimserlifi" 1930lardan <ince ve hemen sonraki ydlarda yazdrlr "Mekanik Yeniden-Oretim Qalrndaki Sanat Qahgmasr" makalelsi ile, "Fotogratrn Krsa Tari-hi" yaalannda gdriiliiyor. Sonraki gahgmalannda, Benjamin de. teknolojinin ktiltiirii demok-ratikleEtirmesinin ggSSdqi4g ile aynr gey olamayacalr gii'rtigiine varmrgtrr.fu: W. Benja-min,E$etizeEdll4ql5J(ag!0, Der. U. Oskay, (Ankara: Dost Kitapevi, 1982). llk yaz, "Wal-ter Benjamin Uzerine".

(9)

bulunan bu aratturnadan Adomo etkilenmt, iizellikle sado-mazolistik karakter kav-ramr Adomo'nun fahlmalannda yer almrlhr.

Adomo, 1930'lann ortalannda. o srralar Paris'te bulunan ve qehrin Ondoku-zurcu yiizyrldaki tarihi iizerine yaphEr,fakat higbir zaman bitiremedi!i kapsamh gallgmasr PglsgggryClK l8) ile ugraJan Benjamin ile Enstitii arasmdaki gok yitnlii, fakat sorunlu yanlan olan

iligkilerle

de melgul olma durumunda kalmrgtrr. GiiDiimiizde iizerinde gok durulan bir

dizi

mektupla bu

iki

arkada! Benjami['in

aragrnnasrndaki temel formiilasyonlan tartllmrllar; bu arada. Marxist estetiEin

br-gok sorunlannr elealmrglard(

l9).

Bcnjamin'in militan politikaya ilgi duymaya ve Brecht'in fazla sofistikeolmayan teorisine yaklagrnaya baglamasrndan telaF diilen

Adomo. arkadaqnm daha rince yazrp Zeitschrift'de yayrnladrlr "Mekanik Yenidcn Uretim Qalrnda Sanat Qd{masr tJzcrinc" baglkh makalesinc dolayL yoldan bir

yanrl oltnak iizere "Fetiq Karakteri Uzcrine" balhkh incclernesini yazmrttf(20). Adorno. bu arada. Horkhcimcr'i izlcmckte ve Ensititiintin Ncw York'a

ta!r

nasrndaki Bcnjarnin'in

isteksizli!i|i

paylagrnaktaydr. "Jazz Uzcrine"

ball*ll

makalesini Hektor Rottweiler takrna isrni ile yayrnlarken de bir imkan dofabile-ce!ini. Almanya'daki itinin ba$r a ddncbilcce!ini umuyordu. Cergeklen, bu yrllar igindc babasurdan gelen soyadt Wiescngrund'u brrakrp aunesinin soyadtnl almastnl

da.

bir

baSka miilteci olan Hannah Arcndt ipbirlikgi

bir

mantalitenin belirtisi

saymrgtu(21). Fakat o yrllarda durunun hig de iyi olmadrlrr ; Enstitiinor miidirr yardnncrsr Fiedrich Pollock'un gcrckli grirdiiliirde yaztlara takina adlan keldisinin

koyduEunu aglklamrs bulundulunu (22) biliyoruz. Aynca. lurast da gergektir ki. Adonro nc olursa olsun Avrr-rpa ilc olan ball:uurr koparnuk istcmiyordu. Jazz Uzeri-lg_adh bu makalcsinden a9*ga anla!rldr!r gibi. Amcrikan

kiiltiirii

c kary higbi!

yaklllft

duymuyordu. Onun bu duyguru hayah boyunca kurtulamadrEl bir iinyargr gibiydi.

Bunulla bcrabcr. Hazirar 1937dc Horkheiner'in galnsl iizerine New York'a yaptrlr losa ziyaret sonunda. Avrupa'daki erncllckliiel uErErnr

Bilelik

Dcvlctlerdc de siirdiirebilrregi konurunda umutlarmaya batl{mrftr. Aym yrl Horkheimer bir telg-ratla Adorro iqin bir i$ olanaErnrn ofiaya Qrktrlrnr bildirdilinde fazla bir tereddiit gdstermeden bu teklifi kabul enniilir. $ubar 1938'de Amerika'ya gelditinde ise, Paul Lazarsteld'in yijnettigi Princcton Universitesinin Radyo Aralhrmasr Projesinin miizik btiliimiiniin pan-time miidiirliiEii olan bu iEin tam da onun istediEi tiirden bir

it

olmadrEmr anlamrltr(23). Amerika'ya Avusturya'dan iltica etmi{ bulunan Paul

La-za$feld amprik sosyal bilim tekniklerinde usta bir bilim adamrydr. Adorno'dan miizikle ve kide kiilriirii ile ilgili spekiilasyonlannr bu tekniklerden yanrlanarak test

*Bu tederin cevirisi icin, Bknz: w. Benjarnin, EststizgEdilsirlage, ss.l65-182. 147

(10)

eknesini istemekteydi. Lazarfeld'in apolitik gdriinen "administrative research" an-layry

ile

Adorno'nun eleltirel alternatifi arasrndaki uyugmazhk, bu

igbirlilinin

batanh olmasnl dnleyecek kadar dncmliydi*. Ador|o. esas olarah $eysellelme (rei-fication), meta fetigizmi ve yanLqbiling konularna iliqkin Hegclgil Marxist diiqiince-lerini test etrnek

igir

leyselle;menin, meta feti;izminin ve yanhq bilincin kurbanla

olan insanlar iizerinde soru kaErdl uygulamanrn

higbir

anlarnr olmayacagr g<iriigiindeydi. lsteksizce de olsa,ilk kez amprik ara;tnna ydntemlelini kullanma ye-tenctini kazandrlr bu araltmada Adomo'nun iqine l9lO yrlnda son verilmiJ; pro1e-yi dcstekleycn Rockefcller VaKr Adomo'nun balmda bulundugu miizik bdliimiine para talrsisinden vazgegmiqti. Adorno ise. bu projedeki yanm kalan gahiimalaflndan sonra clindcki bilgilcrden radyodaki miizik yaylnlan ve mtizilin radyodan dinlcnmc bigimi iizerine diirt rnakale grkarrnasrnr bilmigtir(24).

Adornolrun ve Horkheirner'in Enslitii ile olan baElafinrn ne dcnli giiQlti ol-dulr-r gelre bu yrllarda keidini g6stcrnrcye ba$lann{tr. 1939

yrl

sonlarurdan 19,11

yrlura kadar

@

ba;hfr ilc yayrnlarran f9459.

!![in

son iki cildindc Adonroirun Wagncr. Kierkcgaitd. Spengler vc Vcblcn iizeri-ne yazdr!r makalclcri grkmrltrr(25). Bu yeni gal$malanDda Adorno'nun gitgide Horklrcirncr'e yakrnlatrh!r gttriiLDektcdir. Omcgin. Wd!ncr uzcrine rDi*alcsi de. cr, ken ddncm burjuva kiiltiirtindeki proto-talisi dgcll'r 0,acrindc durulan Horkhcimcr'in

l936dayayurlarrmrq'EgoizmvcOzgtirliikHarckcti"(:6)ba$llkhmakalesinden8c-nii ijlgiidc yararlanrldrsr Bitriilmektedir. llk kez Horkheimer ile b<iylcsine yakur bir qahlma ortanrna girc[ Adomo, Bcnjarnin den dewaldrgl bazr kavramlanir da haalif-ten Bdzdcu gegirip dcli;tirmcyc

ballamrltr.

Adomo. Benjamin'in kcndisininkile gdre daha iyimscr ollrn politik anlayr;rnr vc rnodcrn lcknolojinin kitle k0ltiirii yalarnr-na yapacalr progressile etkilcri fazla olunrlu bulmasrnr payla$marnakla da kalm-ryor**. Bcnjamin'ii llcr zaman bclir[ bir ho|rutsuzluk duydulu Hegcli yeniden oku-maya ballamr|i bulunuyordu. Sonugta ise. Adomo aktif. dtili.ince eylcrnini siirdiircn bir dzneyc viuryordu. Benjarnin isc. daha objcktivist vcccrgckii$tiicii eiilirnleli ncde-niyle.Adornoirun ortndan kalktnakla oldulunu sdylcdili bu dznenin hcDUz yitip

git-rnedilini

savunuyordu. Her ne kadar Adorno

kollcktif bir

meta-ijzlre olarak dii:iiiDiilen vc proletarya'ya yak{trnlan. gok daha Hegcl'e yakrn Lukacs'gr anlayr;r payla$mimrktai Ii&at gcne de iiznclligin hie dclilsc birey olarak muhalazasrnda rsrar ebnckteydi. BcDjamin bu

gijriillcri

payla$mamaktaydr.

Paradoksal bir bigimde. o gtinlede Hitler-Stalirr inifakr yi.iziinden gok gegiren Benjamin 1930'lann ortalanndaki militan tutumundan uzakla$rak yazdr!rycni yazr-larnda agftga tcolojik motiflere yer vermeye ballamrq; bir kez daha" Adomo'nun ru-tumuna

yaklqr

olmultu. Eyliil 1940'da Amerika'ya gitrnek iizere yola g*rrEr gijnler-de lspanya,Fransa srnrnndaki intihanndan az itnce, Ensritii ile

il\kileri

yo!un-laqmrqken Benjamin onsekiz

biiliimliik

"Tarih Felsefesi (Jzerine Tezler"ini* 148

(11)

yazm\tr. EnsritiinUn, 19.12

y

lnda, onun iiliimu dolaylslyla smrh sayrda bir edisyon olarak yayrnladr!(27) bu parlak gal$mada Benjamin Mdxist gelenelin en temel an-layrglanndan biri olan tarihsel gelilme inancma kargr grkryordu. Benjamin, baskr altr-nda yalayanlann kefaretinin (redemption), ancak ve ancak, tarihin siirilp giden

aL;rlnr; akrgrnrn fu229i9(ya da $imdinin zamanr) mesihgil bir kesintiye ulratrlabil, mesi ile; b<iylelikle, bonrboE akrp giden konolojik za{anln tersi olan, mistik nitclik-tcki-'11gtlgry ile elde cdilebilecelini savunuyordu. Hegelgil diyalekrilc daima

yalo-hk duyan vc Benjarnin'in hig vazgc9nrediii anti individualismini hcp kulkuyla

karlrlayan Adomo, Ujyleli-kle, ilk kez onunla geli{meci tarih anlayunm (p.ogressive historicism) cleltirilmesinde aynl gdrii$ii paylagmr; oluyordu. Aynca. Adorno,

IgZ

lglde

tarihsel gelilme inancr

ile Dolairrn

tahakkii

alrna ahntnasr arasrndaki baglalltrnln vurgulanmrl olugunu da. kcndi gciru5ii de bu olduEu igin.

olunlu

karqrhyordu. Tarihsel gelilme vc DoEairln tahakkiimii oltona almrirna, Adomo'ya gdrc. Marx\an gok, For.rricr gibi iitopyacr sosyalistler kary glkml$lardr. Vc bunlann yanrslla Bcnjamin in karamsar g6zlclni0e de sonuna kadar kahlmaktaydr Adorno: ''Uygarhla ait tek

bi

bclge yoktur ki, ayu zamanda bii barbarLk belgesi de olmamrl olsur"(28).

Adorrro'yu gok sarsan Bcnjnmidin intihanndan sonraki on yrlda yazrLrr;

Adorno'nun EaL;rnalarrnrr 9o!urrda.

elile

o srralarda gegrnig bulunan !3q5gggg.

l!gl!'in

clyarna mchinde de ycr alan BcDjnmin'in bu dii\iiDceleri iiz_erindc srk slk du-ruhnultur. 19.11 yrhnda Adorno. arkadarilarr Horkheimer ve Pollock ilc bcraber

ol,

mak igin Giincy Kalifonriya'ya gitmiStir. Horkheimcr'in Kalifomiya'ya ycrlc5rncsi isc sa!Llnrn bozulnasr ncdcniylcydi. l9-11'dcn 19,14 e kadar Adorno vc Horkficimcr birliklc qal)aruk, bclirgin bir biEirndc. Bcnjarnin'in ijmriiniin sonlannda yazdrEr de-rirtlikli diiliinceleriuden

ctkilcmlil

bulutun orlak gdriil ve tutumlanru olurirurup ka-lcrne ahuqliudr. llk kez 19.47'dc yayrnlauan. l-akal

l960l

a kadar [)ijk kinlseniD oku-madrir Aydrllannrrnrn Divalckli!i birqoklarr igin Fralkfurl Okulunun Marxiztrt ile, hatla Marxisrnin hctcrodoks lbrnrluryla bilc paylErnndr$ gciriillcrin; vc tynca BcD, jamin in daha rnilitan oldulu yrllar cinccki giinlerirrde "sol mclankoli'(29) diycrck

clcgtirdili gririiglerin dile getirildili bir gahqrna o[nultur. Adomo vc Horkheimcr'in bu dcgi$inlcrinin ekonomik tc lclini ise. Pollock un lgl159lu!['re yayulanan "dcvlct kapitalizmi" iizcrine birkag makalcsi(30) olulturuyordu. Bu makalelcrdc kapiraliz-min biittin gelilkilerini gdz0rnc kavulturduiu ileri siiriilmemckle birlikte.devlctill ekonomiye mijdahalcsiyle kapitalizmin bu geligkileri biinycsinde barxldrrabilmc ve bunlan sonsuza dek biiyiik dlgiide etkisiz krlabilme olanalrnr bulduEu savunulmak-taydr. Pollock'a gdre, artrk yap abilecek olar segim kapitalizm ya da sosyalizm arasr-nda deEil; demokatik ya da lotaliterci bir devlet kapitalizmi arasmdaydl

Aydrnlanmamn Diyalektili'ndc Horkheimer ve Adomo Batr toplumunun,

i-gindeki yabanc atmadan dzgiirle$imci potansiyelinin temellerini giirtitiip

y

(makta

(12)

olduEu sonucuna vanyorlardl. Adorno ve Horkheimer, Marx'a olduEu kadar Nietzs-che ve Weber'e kadar uzanan bir anlay$la -aragsallalm{, iiznel anlamtyla- rasyoneli-tenin iginde bulunulan bunahmm oluqumundaki umulmadrk habis etkisini inceliyor-lardr. Akhn, Alnan idealist felsefesinde

y9!]q4[!

denen 6zdekqi ve sentetik bir akla ddniiltip. daha gok analitik Verstand (intellect ya da anlama) denen akrldan uzak-lattrkQa , aynr yrl Horkheirner'in yazdrgr kitabtrba5hfrndan ahnan

bir

stizciikle, gcilgelenip siind0Etinii (eclipscd)

ileri

siiriiyorlardr (3 I ). Rasyonalite insanr mitik

diiliinceden kunarmayr amag

edi

rken, kendi kendisinin tutsa$ olup g*mriitr. Aydr-nlanma. iki temel nedenden dolayr, tam kendisinin tersi birdurumun ortaya g*ma-sma yol agml$11. Birincsi olan araqsal akrl, herEeyin evrensel aLl-veri$'in hizmetinde ol-dulu ve lrergeyin bir balka leyin soyut e$egcrine indi.rgcndili deli5im (exchange)

il-kesiyle yakrndan baElantllydr. Ya d4 Adomo'nun

s*

sft kullandrEr sdz-ciiklerle.nite-liksel olarak farkllar vedzde!-olmayan varlftlar, zorla. nicel bir ddclliEe siiriiklen-mi! bulunuyordu. Bu olgunuDu kurbanlarmrn en <lncmlisi ise, burjuvaziniDir yiiksel-mesindcki lg1qlg diinerrrde olqrnug bulunan

![!g!!!jp13!!B

bireydi. Hork]reimer ve Adomo biricikligc sahip bircyin eriyip yok olugunu gok incelikli bir biqirnde ele alnrrllar: bireyliEin ortadan kalkrqrndan duyduklan lrtiznti yansrtttftlan kadar. tek baqrna bu olgunun da snnrlrllklannl Btjriip bunun da dncrnini vurgulaml$lardl. Bu an-laurdaki burjuva drinerninin vaadi olan bireyligin. criyip ortadai kalkrnasrmn yerine konmak istcnen kollektif sdzdc-tiznellik forrrrlarlndan higbirisi c fazla bir umut ba$arnadrkla nr da belirtmiq bulunuyorlardr.

Arapsal akhn kendi isteEille ters diilen fahripkar elkileri[i11 ikiuci nedcni ise,aragsala$mrl akhn Dola'nrn tahakkiim altrna ahnmrsr ile olan ya.lirn ballantrsrydr.

Do!a alcmi, nitcliksel farkLhklan bilinrsel kontroladrna yitirime

u!ratlhul

tasnife miisait varhklara indirgcndikge. ncsncler iizcrindc tcsis olllnan subjcklif tahakliim, dznclerin leyselle$me aracrhEryla tahakkiim altrna ahtunasrmn da

yollan

aQlnrttr. lnsanrn drqrndaki do!al drinyanxr tahakkitm allrna almmasr.insamn kcndi igindcki dolal yarlarm ve giderek biitiin bir toplumsal diinyannr da denetim alhna ahnrnaJrna imkan vcrrniqti. Horkheimer ve Adorno. fa;izmin insanrn baskrlanrrrg mitik gcg-miqinin ycniden satha grhgr oldulunu: Fagizrnir doEarln dg ahlr olarak da incelenip anlalrlnbileccEini sijyliiyorlardr. Fagizmin, nitckim. aragsal akhn Dola ve insanrn igindeki do!al yanlar tizerinde tahakkiim kurm:Ikla

gelillirip

kullandr!r araglann go[unu kullanrnakta olduEuna dikkat gckiyorlardr. Bu yiizden de Aydrnlanma felse-fesinin savundulu "geligme" kcndisinin anlitezi dcnecek birdurumun olugumuna yol agmrg; modem kontrol tekniklerini kullanabildili i9in, gelmig gcamil biitiin barbarh-klardan daha acrmasrz ve daha kaba bir baibarLla gelip dayanmrgh. Bilim insanrn rn daha insan olmasrna yarayan benzersiz bir gtig olacafrna, bu ycni insanrnrn in-sanhirnr yitirmesinin (dehumanization)

ilk

tohumlannr orlaya

alrnrlt.

Biitiin bu olumsuz deiiqimlerin iinkoqullarrndan biriyse, Dola'mn heniiz aragsallalt{llrnr$ aklm tahakkiimii altma almmadrtr eski &inemleri hatrlayabilrnemiz igin gerekli olan

(13)

bellegimizin silinip yok edilmesiydi. Gergekten de, "biitiin bi! $eyselleltirme" diye rsrarla vurguluyordu Horkheimer ve Adomo srk stk ahntrda bulunulan bir yazllan-nda, "bil unutmadrr"(32).

Kapitalist diinyanln demokratik denetr iilkelerinde, aydrnlanmanln diyalek-tiEi, bu unutrnayr. bu iilkelerin kargrtr olan otoriteryan 0lkelerdekinden daha yumuqak ve daha ince yollarla yapryordu. Fakat sonuglar bu 0lkelcrde de eqit derecede esef edi-lecek sonuglar oluyordu. Horkheimer ve Adorno'nun "kiiltia endiistrisi" dedikleri diizeneklcrin kullanrlmasryla, kitle

bilinci

insanlamr eleEtirel di\iinebilme yete-negini b0tiintiyle kazryrp yokcdecek kadar Inanipiile edebilmekte garplklalttmak-taydr. Daha itnceleri saE kanat

diiliiriirlcrin

kitle kiihiiriinc ydnelttiklcri eleqtirilerde rastlanabilecck bir tutkuyla. Adorno ve Horkheimer pop0ler eilence ve eElendirim uygulamalarnnn. kavranmasr zor yol ve ycintemlerle, tnijltcrilerini ifsad cltiEini; on-larr belenice geriletip diiliik dtizeylere indirdiEini sityliiyorlardr. Standartlaltrma ve sdziirnona b;eyselle$tirme yolu ile kitle ki.ilriirii asrlsrzbir bigimde kilisel bclenilere ccvap veme olanaEl buluyordu. Apagft bir bigimde kiiltiiriin her dii?.cyi Marxln daha

19. yiizyrlda Bitriip teihis ettiEi metalatma olgusunun "hiilulve islilasma" ugralnrt bu-lunuyordu. Adomoirun "ydnetim aluna ahnrn$ dijnya" dcdiEi, Marcusc'ii[ daha son-raki yrllarda iinlii deyi$iylc "lck-boyutlu loplum" da idcolojinin bu hayatrn her ycrine srzmasl ve lraya! nijfuzu altma almasr o boyutlara varmDtl

ki,

direnmc. adeta, bi.iluniiyle yokedilmi$ri.

Kiiltiir

erdiistrisinin kurbanr olan bu8iiniin insanlarrtu karaktcrize edelr "bagkalarrna uyma mantalilcsi" (ticket mentality). Horkhcimer vc Adomo'nun ilcri siirdiiEiiDc g6rc,

faliznin

bcslenip buyijlncrini saElayan anti-Semitik maitalileye yalirn bir rnarnalitcydi. Anti-scrnitiz-m, bu atldan itibatcn'

art*

Enstitijniin dncrnlc il-gileDmcye balladrgr konulardan biri oluyordu. O zamana dck Enstitii. biiliin l930lu yrllar boyunca anti-semilizmi Marxizm'in bilinen deEcrlclldinne bigirni iginde dil\tirrniistnr(33). Savat yrllannda ise. hig liiPhcsiz kapitaliz rdc Yahudilcrin oy-nadrklan ekonorrrik rolii hig ihmal etInedcn. alrti-Sernitianil gok daha dcrinlerde yer alinr vc gok daha gc$itlilik gttsleren kdkcnlci iizerildc dc durrnak gcrckligini farket-mi;lerdi. Adomo ve Horkheirner.gok daha bulanrk saydrklrur "Yahudi soruntr" ycrirre "anli-scmiriklik sorunu"nuo 1alrr olarak anla!llabilmesi i9ir. bu soruuun. daha kap-samh olan "aydrilanmanrn diyalektili sorunu" aqrsrlrdan ele almmasr gcrcktilirri de rsrar etmekteydi. Yahudilcr,Adorno ve Horkheimer'in ileri siirdiigiinc giire' Batr dunyasrnda

dilerlililin

(othemcss) ve farkh kalmrqhlrn giderilmesi en giig kahntrlan olduEu igin, aragsal ra.syonalitenin totaliteryan nitelikteki "atzdelle$irme" prensibi-nin baq hedeh olmuq bulunuyorlardr.

Aydulanmanm Diyalektigi'nin Lco lrwenthal'in yardmlanyla yazrlan teo-dk krsmr olan "Antii-semitizmin Ogeleri", dolayh bir bigimde' Enstitiiniin aym

(14)

lan ele alan amprik bir araltrrma projesi iizerindeki gahtmalanyla tamamlanm{h. 1944

yrlnda.

Amerikan Yahudi Komitesi, Horkheimer'yeni kurulan Bilimsel

Araltrma Departmanrnrn bagrna gegmesi igin istihdam etmilti. Horkhcimer'in

di,

rektdrliiEiinde bu depanrnan. en bi.iyiik iiriinii grorilervan Kisihk(34) olan birgok cilt-lik Onyargr Konusunda Qahsrnalar'a batlam$tl- Bu projede gall$malara Enstitti,den katrlan

el

iinemli

kili

Adomo idi. Bu bir dizi incelelne vc atalturnayr Horkheimer ve Adorno. Nevitt Salford'un. Daniel Levinsonin ve Else Frcnkel-Brunswik'in

yiinet-tikleri Bcrkcley Universitesi Kamuoyu eahqma Grubu ile birliktc yiiriirmiiilerdi,

Adorno. fiilen amprik nitelikleki testlerin goEunu ortaklaia 9ah$trEr arkada$lanna brakmrlsa da. Arnerika'ya ilk geliqinde Lazarsfeld'in kcndisinden bu tiir araltmna yapmaslnr isledili vakit bu yttnteme duyduEu kar$thEl

art*

eskisi kadiu duyrnamak-taydr. Bununla beraber, proje. sonuglarnl yorumlannraslnda psikoanalitik kategoriler de kullandrgr igin. d0zata dala{oplamakla kalnu5 de!ildi. Bu konuda ise, daha 6nce Erich Fromm'un Enstitiiniin Otorite ve Ailc Uzcrine Qah;malarina yapll!l ka!k,. hig dciilse krsrnen, Enslirij igin bcr model olmultu. Gegen yrllar igindcyse. cski arka, dallan Fromrn dan a)e mrl, orunla

ililkilcrini

kesmig bulunuyorlardr.

Unlii

'F Skalasr" diyc bildi!imiz (F. burada FaUizmin rumuzu oluyordu) bir dizi bclirticilcr inla cden Adomo ve gablnrx dikadallafi olorilcryanizmc kiulr 6rriik

e!ilirnicril

ortaya g*arrhnasrnda kullanabilcccklcri bir araltlrIna

teknili

geliftrr-rillcrdi. Biiyiik bir dzenlc uyguladrklan soru knlrllanndan sonra, tamanll!yrcr nilc-likte derinlcmcsine rniilakatlar yaprlrnrl; bunlardan eldc cdilen sonr_rglar isc, Ador-nohun kiilriircl vc loplumsal gclilli

olguln

incelcrkcn usrala{trlr yrinrernlcrlc ve biz-zal Adorno tarafrndan delcrlcDdirilip yoru tlannDltr. Adornoirun analizindcki en oncrnli nokta, alrr;rhnr$ $cylerc bagllllk (convclitionalirln). olorilcye itaatk:u.|k ve ki, nisizrn (cynicisur) gibi kendi aralarurda ballrlrlr bir kiime

itzcllilin

antidcrnokralil

karakter yaprsrnrn gdstergcsi oldugu sayrllrsrydr. Bir dizi araltrrmadaD olu$an bu gahSma. hcrren. gig gdriilmedik tarl$malara yol nErnll; bu aratrrmnya karlr grkan, larxr golu clcllirilcrini otorireryanizmin cizncl ve piskolojik nedcnlcrine fazla ijuenr

vcrildi!i

noktasrnda yoEunlattrrm!llardr. Erlstiriilriin eski qahlmalanndaki Marxisr kiike lcrin bu ycnigahgnrada. Ororirc ve Ailc l]zcrine Cahsnralar'daki kadar agrk ve gdriiniir olnadr!r dolrudur. Fakat Adomo larafindan yazrlan seksiyonlann biraz dik_ katli bir gtizlc okunmasryla herner a[la$rlitcaEl iizerc. EDstitii bu ycni gahlmasrnda da sorunun dzncl faktdrlcri kadar ncsncl litktdrleri iizcrinde dc vurgulanlada bulunmayr illllral etmcrnilti. Bu gahgmanrn gergekten ironik sayrlabilccck

b;

etkisi de Ador_ no'nun adml. birqok Arnerikaltnm gdziinde. en azurdan pr:k fazla hoglanmadrlr arnp-rik aragtuma yandagrna g*armasr olmuqtw.

Adorno'nun bu tutumu onun Kaifomiya daki

y

lannda tamamladr$ diEer

i4

gal{masmda daha da dolaysrz bir bigirnde itbdesini bulmu$ru!: Modem Miizigin Fel-* lngilizcesinde "patlem" oluyor e.

(15)

sefesi. Filmler lcin Bestecilik (Hans Eisler ile birlikte yaz mrqtu) ve Minima

Mora-!b(35). 1941 yrlmda ise. Adomo, uzunca bir makale olan "schoenberg vc llerlemc"yi yazmrltu. Bu qallmastnda Adomo hem besteciye dudulu hayranhgrnr dile getirmi$; henr de , incelikli bir dille, onun enson miizik yaptun r yol agabileceli etkilere dikkat gekmek istemi$lir. Adonro bu yaz$lnda on iki ton sistemirin Schoe berg'in bazr izle-yicilerince yeni bir konrpozisyon sistemine ddnii$tiir0ltnesinin, ballangrglaki eski

atonalite anlayrlrllrn dzgiirlcqirnci etkilcrini tehlikcye diiliirdii_Eiinii ileri siirmiiltiir. 1948 yrlurda isc, Adomo. 20. yiizyrlm bir digcr biiyiik bcstccisi olan ve Afihur

burle

tarafrndanSchoenberg'in tam da kar:ir kutbu sayrlan

Igor

Srravinsky iizerine benz_eri

bir |nakale yazrnrlrrr.

Giri;

nireli!indeki bir makalc ilc birlikre bu iki yazrsr 1948 yrlnda

![g!qll

MiiziIin

Fclscfesi balhlryla yayrnlanrnr$; Adorno da bu gal$rna-laflnrn Avdrnlannranrn

Divalcktili

igin yazrlnr;"uzatrnall eklcr,'sayllabilccelini

stiylemi$tir.

Adonro, Schoenbcrgden kala|lafl n etkilcri konusunda ku:ikulu olmaklabera-ber, Stravinskyyc kcsinliklc karsrydt.Bu ikincisi, Adomo'ya gcirc, Schoentrrg,in acr-lannr kaydettili vc karlil gtktrgr iiznclliEin hedcr cdilmesinc karqr duydugu iiziintiiyri unutuyor; ha a ellcnip ciinlbiil ediyordu. Stravinsky'nin arkaik. neo-klasik formu restore edi$i, Wagncr'i bile gcridc brakacak kadar. gcg,ddDcm burjuva toplurnunun otorileryaniani ilc kurulrDu| iirtiik bir dz-dellcqrneyi ifadc cdiyordu. Bririin modcmisr e!ilimlcrirre ra!ntclr. Srrrvi[sky,ncsncl

olulk.

volkisch vc hatta nco falisr eEilimlcr_ Ic uyurn igindcydi.

$aqrlacak yanr yok:Robcn Craft Bibi Stravinsky hayranlan Adornolrun ana-lizlcrini son dcrccc clc{tirlli$lerdir(36).Schocnbcrg de. gcnc Kaliforniyada rnijltccr olaak bulunan tan rdr!r Thornas Mannln l9.17 dc yayurlamn Doktor Faustus(3 7) ro-rttlnrnr yazarken olda gdrdii!ii Adornohun yazrsrnrn daklilo cdiluri; rnctnini oku-du!undl bc[cnmcmiStir. Eski ciircncisinin dclcrlcndirntclcritrdcki cleqriri

nitcli!irr-dcki ycrleri tarkcdcn Schoenhcrg. aynca, Mrnnin romandala bal karaktcr Adrian Lc,

verkiihn'iin

mtizilc

ililkin

diiliincclcrinin kaynalt olarak kendisini giisrcrnrcnril oluluna da

krllmrltr.

Schoenbcrg. bu dargrnhkla. Adonro'yu. hcrkesc agrLnanr:rsr gerekcn m0ziic

ilitkin \rlilrr

miizi!il1 dr:irndaki instnlara agan bir'inuhbir" olarak nilelcndirmilrir. Miizikal lcrnitnln s6zscl gostcrirni olarnk Adornoirun royadr Wicn-sergrund u kullanarak ona liikranlarlnr ilade eden ronlancl, daha sonraki baskrlarda bu mtiziEin asrl kaynaIlnrn adulr vererek Schocnbcrg'i ho!nut etmek islemiitir.

Adorno

bir

ba|ka lanrdtk miilteci olan Marxist besteci Hanns Eisler'in miiziEine kary daha da

ihtiyatl

bft tutum igindeydi. Hans Eisler ile 1925'te Berg

arac

rlr

ile onunla tanr$hnldlErndan beri arkadaqllErnr siirdiiriiyordu. Ba$langlgta Schoenberg'in "yeni miizifinin" izleyicilerinden olan Eisler, daha sonra. bu miizik an-laygrnr fazla segkinci bularak ona kargr gkmrl; giiftelerini Brechrin yazdg "proleter

(16)

koro" pargalan beslelemeye yitnelmitti,

Zdgqbli(leki

ilk makalesinde Adomo bu ajitasyon amagh, arna olumlamacr nitelikieki

miiziii

ihtiyatla karqrlamr!; bu miizifin,

Hindemith tiirii bestecilerin reaksiyoner "cemaat miiziEi"ile baglant$r olduEunu ileri siirmii$tii. Eisler ise, olanlardal birkag yrl sonra, Brecht'e Enstittiniin tam da Brecht'in "Tui" romanrndaki "karEr grkmak ister gibi giiriindiikleri giigler taraflndan beslenen yalancl radikal entellekliicllcrin toplandrgr bir yer" olduEuDu

yazmllt[.

Bununla bcraber, birlikte ya$drklan miiltecilikgiinlerinde Adorno ve Eisler aralanndaki giiriiq aytrl*larrxl bir yana brakar:rk 19.141e. bu miiltecilcrin birgok pro-jesini c<irnertge finanse eden ve galrlmalardan hig habcri olmayan Rockefeller Vakfinrn destekledili film mtiziEi

tize

ne birlikte galr$mrilardr.

Kikp.

standard-laltrrlmll

nrijziksel stereotiplerin tipik bir Adorno eleEtirisinin ve bll liir miiziklerin mekanizmalarmrn te!hir edilerek deEersiz klhnabileceEi yolundaki Brechtgil yak-laqrrnu bir alaqrmr olmuitur. Adorno kitabrn, bu. pratige ytinclik amas tayyan boyu-tundan holnutsuzluk duymultur.-E!b!.9!hi!LKq!.!Dgz!!gd* lq17 yrhnda yaymlam-rken Eisler'in kudeqi Gerhard komijnist gevrelcrle yalonhlr

ncdc

ylc suglanmrltu. Endiqeyc kaprlan Adomo yazarlarrndan biri oldulu kilabtn kapalrndan ismini

sildir-millir. Bir yrl sonra ise.Eisler Do!u Alrranya'ya ycrlclmi$; Adomo'dan hig sdz ettne-dcn. burada, kitabrn giizden gegirihnig

ycni

basn rnr

hazulalnrlrr.

Kitabrn oluqurnund:Lki Adornohun

rolii.

ancak.

kitap

1969'da Balr Alrnanya da yayF nlandrIrnda tarn olarak 6nlairltnrltlr.

Bu tiir olaylardan. iiykiilerdcn anlayabildilirniz miiltccilcr arrsrndaki acr ve-rrci ili,pl ilcr. hclki dc onurr 195 I yrlrncla yayrrrlanon

Miqi!::r-Mptdii!-Qtrglm4i;3ir

Hiivaltan Diisiincelcr'indeki 153'iincii albrizrn:ulnda dilc gctirilcn tniiltccilik yalamr-na ili;ikin iusanr dcrindcr elkilcyeo diiliincelcrini| te relini oluqturmakladr.

Ador-no\run Qalllnralarl araslnda Nictzschc'ye

cn

yakrD olanr sayabilccelinriz bu gahqmasr. tiznel ve ironik bir biiginrde. onuD siirekli rntiltecililini dilc gcrinncktedir.

Adonlo Enstitii arkadallannur yanma

gcldililde

Arncrikan vatandaiihErnr almr5sa da. bu yeni ortamda kendisini higbir zantan gergekten rahal hissctrncnri$tir. Mijhecilerir hcp kendi dururnlarrnr

diitiiliip

kendilerille acrmaktan ilcriyc

gilme-diiini

giircn ve Avrupa'dan Amcrika'ya iltica edcmeyen Bcnjamin gibi dostlarrnm baqlarrna gclcnlcri lrig unutmayan Adorno. rniiltccilik luyalrnda "her mi.illcci cnlel-lcktiielin. islisnasz. ataErlanmrshla uEradrgrnr; kcDdinc olan saygrsrnr korumak igin kaprlarul biitiin birdl! diinyaya kapamad*ga. AdornoiruD kendisi de dahil. bunun kagmrlmaz oldugunu"(38) yazrnqtrr.

Birgok yorumcunun, Adorno'nun, tislubu bakrmrndan, en geliqkin eseri saydrlr Minima Moralia ayru zamanda, onun bEka yedetde gok daha uzun metinler halinde yazdrlr arg0manlanm gok parlak bir bigimde ve krsa metinler halinde ifade ettigi kitabr oltnugu!. Onun en belenilen ifadelerinden belki de ba$ta geleni ise,

(17)

gel'in tam tersi bir gdlii$ii ifad€ eden ve Lukacsln Hegelgil Marxisminden ve Horkhe-imer'in erken dcinemdeki g<iriiglerinden uzakla{mr$ bulu duEunu yansrtan "biitiin olan, asrlsudr"(39) savr olmu{tur. Kracauer ve Benjamin'in mikrolojik vurgulayr-mlarr, holistik aldatrcr sdzlere kar;r duyduklan ku1ku, Minima Moralia ile.artrk, Adorno'nun dii!iincesinde de en yiiksek ifadesini bulmultur. Gene Mi11ituS-tr4gg:

!b'da Adomo igkin ideoloji elegtirisinin; yani, o gtilllere dek Adorno'nun da bi.itiin galynalannda uyguladrlr gibi, ideolojilcrilr kendi iddia ettikleri gergekle;mc bigirn-leri ile karg attmlmasr n yalanan Siiniin diinyasmdagereeklen ele;tircl bir manivela olma giicunu yitirdiEini yazmrgtr. lro0irrin ilettiEi tu

ki.

' diye yazryor

Adomo."ide-oloji ile realite arasrnddki farkhhk kayboluyor. ldeoloji, realitenin tam bir dublikas-yonu olarak rcalitenin olumlanmasnlr ytikleDip kendi varLlma son verebilmiE bulu-nuyor... lronicinin trmaklannr gegirip tulunabileceEi tek bir kaya gatlaEl bile

kal-mamIltr buEriniin kurulu diizclilrde"(4O).

Bu grjzlemlerin acl verici ronuglanna kargt herhangi bir kurtulull varsa. o da, dolayl olalak. "gegerli sayrlabilccck bir idrakin bir alullaltmna ttgesillc, nesneyi he-dcflcrken oru aFcak kadar uitaklai Sijrebilmcye. olgusalu

alrhl

rdan bilerek kur-tulabilmeye muhtag olduEunu"(41) kabulle elde edebilccckti. B<iylcce. Aydrrrla-E-autrDiy3blli.E j ve Mijr!lt-a-!44!4lb gibi gahglnalarrn kesin Sibi Sdziikcn kiuam-sarlArtra raErnen. Adomo radikal bir deiir;rnenin hala rniimkiin olduEu yolundaki umudunu higbir znrlan tam olarak tcrketmcmis oluyotdu. Hcr nc kadar srk sik di.inyayr aldatrrncr bir s;slern L!!rblgx!u:tg!Zal3!I4e4!B4g) olarak nitclcndinnilse dc, anlaiirlrp rcddedihrcyecek bir diinya oldusunu da kesirl bil nlutlakg

*la

sijylcmiii

dclildl. l95l

yrlnda yazrlan "Freudgu Tcori ve Fa)ist PropaBandanrn Yaptsi'nda* bir yerde sdylcdigi gibi. ideolojik olarak ve psikolojik olarak kontrolii sallnyan ta-hakkiirn "sdylencnlcrin asrlsrz oldulunun bir an

la

.rna varllmasryla sona erebili; bu tahakkiim, sonunda. kendi yrkrmt ile sonuglanabilirdi."(42)

Hig dc!ilsc krsrnen. bu. hergeydcn clini ctciirri qckr cyi reddcdil yiiziindcn-dir ki Horkheirncr vc Pollock ile birlikte Adorno l9'19 da Ahranya'ya diirrmeyi ve Enstit0yti ye[idcD

ku

nRyr kar rlaltrrlnrttlr. Marcusc. Lowenthnl ve Enstiliidcki Erich Fromm. Karl Augusl

willlbgel.

Franz Neumnntt ve Otto Kirchheirner Bibi biitiin cski arkadallai. artft cl^-yce tiunnrp ycr edindiklcri /lncrika'da kalmayr yclle-mi$lerdir, Biiti.in arkadaglan arasrnda yalntzca bir

kili

iktisalgr Henryk crossIrrann Almanya'mn tdltinmesiidcn sonra Rus txilgesine yerle;rnigtir. Bu da. Sovyct tarzl Marxism e duyduklafl kalllthEm devam ettigini gdslenni$tir.

Y

lar sonra. Frankfut Okulu Avrupa'da itzgtirlelimci sosyalist hareketlerin giiglii bir uyarrcrsr durumuna geldiEinde Komiinist siizciiler Okula karqr duyduklan husumeti ifade etmeye ba5lamrglardr(43).

Yeniden kurulan Sosyal Aralnrma Enstitiisiiniin finrnalarla dolu geleceEini

(18)

1949'da kestlebilmek giigtii. Weimar kiiltiiriinden hayatta kalabilmit bu

diiliiniirle-rin ddniiqiinii heyecanla bekleyen FranKurt kenti Horkheimer ve arkada$latr se-vingle kar$rlamrltr. Krsmen, Amerikan

Ytksek

Komiseri John

J.

McCloy'un salladrir fbnlarla kurulan Enstitii.

l95l

ythnda, bombalarla

y*

mrq cski binasrndan fazla uzrak olnayan bi-r ba5ka bilada kaprlannt resmen aqmrgtr. A),nl yll, Horkheimer Universitenin rekt<trliigiinc segilmiq;

ikiyrlhk

siiresi dolunca Frankfurr kenri in en biiyiik onur nilanr olan Goethc Madalyasr ile taltif edihniq; daha sonra aynr nilan Adorno ve Lowcnthal'e de verilmiEtir.

Hatrrlanacalr gibi. Adorno Almauya ya diiDmeyi hcp islemilti. Bunun batta gelen nedeni, anadilinin diyalcktik diiliinceyi ifadcdc en uygun iletiqirr aracr ol-dr]luna inarurasrydr. Hacker Vakftrln yaptrgl lropiilcr kiiltiiri.in sosyal plikolojik ana-lizi ara5trrurasrnda (14) gahqnrak igin t952'dc bL

yrlh!rla

gcue Amedka'ya gclmilse dc Adornoirul. hig deEilse diiz anlamda. miiltecilik hayatr

arl*

bitmil oluyordu. Fa-kal. daha derir)den. kiiltiirel vc psikolojik olarak diiliiniilecek olursa, "yiinetim

alt

a ahnnn! dijnya da kendisini higbir ycrdc vatanrndayrrrq gibi hissedemcyili ylizi.inden gcnqli!ini ya;adr!r kentc ditndiigiinde bile igindc bulundu!u ortamdaD huzur duya-mamaktaydl.

lronik olan odur ki. bu huzursuzlu!u ilk duymasl. Adomo'nun vc gah!ma ar, kadaqlarrrn ALnanya'yil l930laJm sonlannda(45) Adornobun tsrarla kar!r grktlEr arDprik araltrnna tekniklcrini gelirntek ve uygularnak

isl!'dili

giinlerdc olmultur. Yrllardar bcri srradan olgulann sistclnalik bir biqimde garprtrldrlr. gdnnc?dcn

gclin-di!i

Alnanya'da bu tiir arar;trnna tckniklcri. tcorik bir gcrgevc iginde kullanrldrklaJl siircce. gok yararlr gelitmclcrc yol agabilecekti. Batr Almarya'da, krsa bir siirc sorua. "gerekli dcrsin alrnamadrEl'!1rn anlatrlacalt bir gegm\lc ilgili olarak yalanun amnezi ile mijcadcle cdebilr ek igin AluaulafiNazi ddncminin

gikin

ve acr vcrici realitclcri ve bunlarrn igirrdc bulu|ulan zamana olan uzanhlan halilll)da eEilmek gereknrektcy-di. Bu arnaEla. Ensritii 1956 yrhnda Rudolt Cunzcrt'in balkarh!llda, ilzcllikle amp-rik arallrrmilar yapacak bir biiliim kunnuqtur. B6yle yapmalla. Eustitti. Ql]Jl31g1 Uzerinc Cahsmalur dizisinde

geli!lirdili

ydtemlcri AlmaDya'da 6grctrncyi: Allnanla-ra falizmc yakrnLk duyntalarrlrn dcrinlcriudeki nedcnlcri. bunun kayuaklarmr dlrcu'r)ck vc anlumakta yard ncr oLDayr iimit etmckleydi.

Adomo vc arkadallal. Almanya'daki yeui izleyicilerini bu aurag igin psika-nalizin derilikli

bakl

iarztndan da yararlanmak gerekrigine ikna ermeye

gahqmrqlard-(46).

Amcrika'da Freud deliltirilmesi olanaksz bir drl realiteye uyumlanmayr

tel-kin eden

$g$!g!e'nun

anti-politik bir savunucusu olarak tanmmlt ve tanltlml$tr. Fromm'un ilk dtinemdeki Freud ile Marx'rn sentezini yapma girigiminin e&ileri bile, eski gallma arkada$larmrn qimdiki di\iincelerine gdre(47), o biiyle birpeyi amagla-madlgl halde, status ouo'nun anti-politik savunulrnast yiiniinde olmurtu. Fakat, Nazi

(19)

ddneminde psikanalizin dejenere bir "Yahudi bilimi" olarak baskr altmda turuldulu

Almanya'da psikanalizden yararlanmamn gok itnemli faydalan olabilecekti. psikana, lizden yararlanmak yalnzca Hitler'in Alnanlan nasrl peline takabildilini anlamayr kolayla{tlrmakla kalmayacak; saval sonrasrmn Almanlarma, Frankfurt Okulundaki psikiyatrislerle Enstitiinun dostlan Alexander ve Margarete Mitscherlich'in ortak de-yigiyleAlman halkrndaki "iiziilebilme kabiliyersizliEiri"(48)irdeleyip incelernekte yardlmcl olacaktr. 1956'da Enstitii, Freud'un dogumunun yiiziincii

y

rndan yararla-narak

bf

konfcrans diizenlemh: bu konfcrans ErikErikson veFranzAlexander gibi ijDcrnli analisllcrin ilBisini

gekmlri..

Konferansr dilkatle izleyenlerden biri olan Jiirgen Hatrrrnas'm sonralan anlathErna gdre, "'Bugiinkii Freud' baqhkh bu konfe-rans sayesinde gengAlrnau akademisyenler ilk kez Sigmund Freud unyalayan bilim_ sel vc errellektiiel bir gelene!in kurucu atasr oldudunu duymu!. 6grennlilrir(49).

Konfcransa kahlanlardan biri olan Herbert Marcuse'iin Eros ve UvsarLk ki-tablrda dncrnle vurguladr!r gibi, Frankfurt OkulununMarxiznlit) ve Frcud uo scntezi-ni amaglayan gclcDe!iuilr daha radikal. hatta iitopyan uzanhlafl (impicarions) isc. Amerika'dan AlInanya'ya ddncn Horkheirns ve Adomo tarafurdan eqit dcrccede vur, BUlanmrl dclildi. Ccrgektcn. Emnstitiiniin Almanya'ya diincn Uycleri cski gaL;rna, lanlrnr N'larxisl yanlannr lanltmakta iiJkck davranmrglardf. Frankfurt un Tonlunrbili rne Katkrlan ba;LIr alnnda yeni bir diziyi ba;lanrklannda. Nazizm analizlcrini biiyiik

dl!iidc lckelci kapiializm olgusu agrsrndan oldu!u igin fazla basil (ya da l9-50'lerill So!uk Savag aturosferi igilde fazlasr ile trhrik edici) buldukur Franz Ncumrmr'trtlq-hcnroth'u(50) gibi vaktiylc ErslirijniiD dcsrckledili projclerirr gcvirisi|i yaptrrmanllp, bu t0r gah;malan diziyc almarnUlardf. Bu gckingenliklcrinc bir balka cjnrck de Ens-litijniin kollekrifolarak yazdrlr Toolumbilirnrn S,rrunlan (A\pccl o f Socioh)gy)(51) dizidc kitlclcr konusunda bir bdliimiin bulutmaslna

kaqrlk.

srnrflar ilc

ilgili

bir

bdliirniin bulunmayr!rdu. Daha

l95l

gibi crkcn sayrlabilccek giillerdc biic.Anlcri ka'da kalan EDstitij iiyclcri (Frankfurt'la ycniden ballayan gah;malardaki-9) lrafifrcu dc olsa, oryanlirsyon

dciitikli!ini

tarkelmillcrdir. Horkheirler'in arllk gok atclli bir biqirndc savuuur oldu!u antprit arir$trrma tckniklcriniD Elc;tirel Tcori ilc pck fazla

uyulmadrlrrdrr

$ikayct

edc

Lo$'cnlhal'e

Eisliliiniir

Dircktdrtj Horkhcintcr !u yanrtl vcrmi$tir: "Biz br-rrada iyi

yyler

igin uira;ryoruz: bircyin balrrnsrzh!1.

Aydr-nh

ma diiliinccsi. at gdzliigij rakriaya malrkurn cdiltncrni; bir bilirn. Siz vc diEcr ar-kadallanrmz bizlerin burada yapnlakta oldulunruz amprik sosyal arattumalantr nasrl

$ylq

oldulunu gdrscniz. inanryorum ki. her$eyi kendi gaizlerinizle gcirebilcceliniz

igirl

ba{ka tiirli.i diiliincceksiniz"(52).

AydrnlanmanrnDivalektiii'nin onak yazan olan Horkheimer'in "Aydrnlama diiliincesini"desteklemesi bile,bu demokalik bir Almanya'mn yeniden kurulmasr igin olsa dahi, Enstitiiniin burjuva deEerlerine duydugu eski

kar

rlftran ne kadar uzaklaltrlrnl giistermekteydi, Horkheimer'in bu konuda ne kadar dikkatli oldulunu

(20)

giistercn simgesel bir olay da, siyasal baktmdan daha sa$lcr olabilecek niteklikteki Zeitschrift ciltlerini, Habermas'a gtjle, "Enstitiintin kilerinde bir sandrk iginde saklar masr; sandrlrn giviyle gakrhp kapatrlmrq olmasl; kimsenin bunlan eriSememesiy-di"(53). Gergekten de, 1968 yrhna kadar Horkheimer gegmig diinemdeki makaleleri nin yeniden yayrnlanmaslna izin vermemistir. 1968'de ise bir ilnsiiz ekleyerek, "Elegtirel Teorinin deliqmil bulunan bugiinkti larihsel ko$ullar altrnda diiliincesiT-ce ve dolmatik bir bigimdc uygulanrnasrnrn Eleltirel Teorinin reddettiEi ve ortadan kalhnasma galrrftrgr siireci hrzlandrrmaya yarayaca!i'(54) uyaflslnda bulunmultur. Ve hatta bu iinstizle eski yaa ve gah;Inalanntn yeDidcn yayrnlanmasrna

izil

verdili

1968 yrlmda bile, 1939'da yayurLurdrlr[da tarh$nlalara yol agan ve iginde Horkhei-mer'dcn en slk yaprlan ahnllardan biri olan "Kapitalizrndcn scizetmcye yanalma-yamn fagizm hirl<krnda da konuy-rnamasr gerekir"(55) scizlerinin yer aldrlI "Yahudi-ler ve Avrupa" ba!hkh makalesinin ycniden yaytnlanmaslna karll koymuqtur'

Fakai, l960lann sonlannda Enstitiinijn daha agrk ve belirgin bigimde MaJ-xist nitclik ta;ryan 1930'lardaki ve l9l0'lardaki yazr ve gall!malarlun Alman Yeni Solculan Iarafrndan korsan yayurlan yaprlrnaya ba;larnIStr. lllcgal,

f*at

gok Eeni! iilqiide yaynnr yaprlan bu eski metinler "Frankfurt Okulu'irun (bu isirr bilc ancak l96o'larda onaya g*rnrq ve

kiyle

adlandfrlnraya 1960'lrrda ballamtllardf) hem or-todoks Marxism'in. hem dc liberal demokasilcrin uzla;Inaz bir eligtiricisi sayrlmasr-na neden olmultur. Mircuse'iin hala atclli bir bigimdc savundu!u Ele;tircl Teorilrrrt iitopyan yarlan ycniden incelenip Bdzlcn ScgirilDeye; Almanya'dnki <izgiirlclirrrci sol'uD birgok talebinde bu galUmalardan yar:trlanrLnaya

ballalnrttr'

Adornohun bu gelilmclere ka*rsr, dalta tinccki gah$malanlrn yeniden yayr-nlanmasrna isteksiz-ce izin vennenin otesindc olnullur. Horklcirnca'in tcrsinc. Ador-no miiltecilik giinlcriide yazdrgt ve yftrcr etkileri ohbilccck galrr;rnalaflnrn yaymlan-masrna izin verirken hig de gekingcnlik gcislcrmcnitlir(56). Horkeimcr ile o srralar hcr zamanliinden daha yakrn

ililkiler

iginde olduuiu haldc, atkada;rnrn bir baknna srEmacal< yer arar Bibi dine ytinelmesinide Adonto payla;tnanuqtu. Altrca. varolan

dii

yadaki sosyalist sisleme dc kapilalist sisleme de Adonlo Frankfurt'a dijlrdiikten sonra d.r eskisi gibi cliltiriler y6nelnncye Jcvirrn ctrtriltir- Onrcgrn. 195: yrLrlda. hala Horklcrmcr'in l9.16 da yayrnhnal E!gi41yg-01jd-qk

fu3lg1intalalc.indcn

erin-lcnrncyedev;uncdcnWasncr'inEigrlg!d!i]]]19!ill!.I&

kitabnrla-mamlarnrqtu(57), Aytrca. Adomo'nun bu kitab rda Horkhcirner'in etkisi kadar. Wag-ner

miizilildeki

fantazmagorik yanlan ag*larnakta kullandrll Marxln meta fetit{iz-minin ve Lukacs'rn qeyselleErne (reihcation) nosyonunun da etkileri gdriilmektedir.

1955 yrhnda, Mannheim, Spengler, Veblen, Katka, Stefan George, Hof-mannsthal, Schoenberg, Huxley, Bach gibi sanatcl ve diitiintirler ile jazz'm da aralan-nda yer aldrlr qok deliqik konularda yaalan igelen makaleler kolleksiyonu olan

&i&

(21)

malar: Kiihiirel Elestiri ve ToDIum u{58} vavnlanmlsrtr. Bu kitaDlaki toolanrnrs ma-kalelerin ba$nda yer alan

"Kiiltiirel

Elegtiri ve Toplum" makalesinde Adorno, 1930'larda Horkheimer ve Marcuse'iin"olumlamacr kiiltiir"(59) dedikleri

kiilrii!

ha-yatna Enstitiiniin sert eleltirilerini siirditmiiltiir. Yiiksek ktiltiirii maddi ilgilenimle-rin iisttinde yer alan bil kerte olarak giisteren bu kiiltiifiin fetil karakterini rsrarla red-deden Adomo, "diyalcktik eleliirinin

kiiltitel

eleltiriden farkhhlrmn. kultiirel

elelri-riyi kiiltiir nosyonunun kcndisinin redde uiratrhp,y tekbir ki.iltiir olarak ele ahnacagr noktaya kadar

vardtr

"(60) oldugunu ileri siirmiiltiir. Nazilerin yaptrlr Yahudi krrrmlanmn

kiiltiirel

etkileri iizerinde dururken de Adorno,

diler

Enstitii arka-da5larmrn iki savaq arasr ddnemde kiiliitiiriin bu sahtekarca

alrlltlnmlatnr

ted igin siiylediklerinin gok daha 6tesinegegmiltir. Benjamin'in "Tarih Felsefesi Uzerine Tez-ler"indeki delinme bigirninin bir yankrsryrnrq gibi, Adorno'nun vardrlr sonug da, kiiltiirel eleltirinin, kiiltiir ve barbarhErn diyalektilinin son agamast ile yiizyiize gel-mek zorunda bulunduEu olmultur. Auschwitz'den sonra giir yazmak barbarlkh bu yiizdcn. Ve bu durum, aflft

iiir

yaznann uigin imkansrz olduguru da her$eydcn daha iyi agfJryordu. Entellektiiel gcli$mcyi olu$turucu iiEclerinden biri kabul eden mutlak gcyselleqme, bugiin insar zihuini biitiiniiyle dziimsemeye hazulantnaklayd(61).

&iZE4k[

da, aynca, Adonro ilk kez aynntdr bir bigimde Benjamin'i incele-mektcydi. Aynr yrl, kans rGretel ile birliktc,Benjamin'inyazrlanndan bir kolleksiyon yayrnlamrqtr(62). Adonrohun Benjarnirr iizerine yazdrlr makale, Bcnjarniriin Ger-gekiistiiciilere sempatisi bircysel cimellile kar$r duyduEu a$rn kaertlEr balta olmak iizere, gelitli agrlardan elc$tirilmcsinc yer verilmekle birlikte, Benjarnin'in 20. yiizyrl Almanya'slnln en dzgiin

kiiltiir

eleritiricisi olarak tanrnmasrna ve iineminin an-lagrlmasra yardrrncr olrnugtur. Sonraki yrlllarda Adorno, Benjamin'i. bile bile, Mar-xist-olmayan ydnlerire aErlft verecek leklide tamtm\ olmakla eleltirihni$e de onu en afrr biqimdc elcqtircnler bilc, Gershom Scholem ile birlikte, Adomo'nun

Bcnja-rnidi hig de hakkr oluuyan unuluhnullukan kurtarmaltaki roliinii kabul ctmck zo-runda knlnn!lardrr.

Ayrrca I'ir1ok hrrkrnlrldln Bcnj:r|rin'ir agtr!r yolun

b

dcvirmr snyrhbilccck kcndiradikal

ktlliir elcltirilcri

i birl)n)nrclus Bibi usanrni&slzrr siirdiircn Adorno, bu ydndcn dc. orlu cli$tircl)lcrir bilc llrkdirini kazinmrltrr, 1956 yrLnda Llvunsuzluk-Iar:Yiinetim

Allrln

AhnrnU Diinyida lt'liizik ve 1958 yrlnda d<irt cilLlik Edebiyat k91i[e-L{aj.li{:rn ilk cildi ile bqlayan bu ditneminde Adomo miizik vc edebiyatla

it-gili

konularda qaErlacak kadar gok sayrda monografiler

ve

makaleler

yayr-nlamrgtr(63). Yeni gahlmalan ile, vaktiyle ba;layrp bitiremediEi ya da gdze garpma-yacak yerlerde yayrnlanmrq yazrlannr bir araya getirecek pkilde, petpese,

&!-Kq!:

figiirasvonlar (1959). Mahler:Bir Miiziksel Fizvognomi (1960). Edebivat Uzerine Notlar

II

(lq61J- Miizik Sos!,olojisine

Ciril

(19521. Miidahaleler:Eleltirel Dokuz Model (1963). Miizik Nasrl Dinlenmeli:

Miiik

Praxisi Uzerine Pedaeojik Notlar

(22)

tTlrloyal

Musical Coacht&dacseical Wrilins\ on Musical haris) ( 1963). Ouasi una Fantasia: Miizik Uzerine Yazrlar

II

(1963). Miizipin Momentleri: 1928'den

l96l've

Yeni Yavrnlanmrl Makaleler t 1964). Edebivat Uzerine Notlar

III

(1965). Model Olmaksrzln: Parva Aesthetica (1967i. Berts: En KUcUk Gecislerip Ustasr (1968). Imoromotus: Yeni Yayrnlanan Miizik Makalelerinin lkinci Dizisi (1968). Anahtar Siizciikler: Elestirel Modeller TI (1969) ve Yeni

Miizilin

CanaLcr Noktalan (1969X64) kitaplarrnr yayrnlamrlhr. Bunlarrn drqrnda. aynca, 1969 yrlnrda tildiigiinde, 1970 yrhnda Estetik Teori bar;hlr altrnda yayrrlaran toplu gahqmalaumr meydana getirecek olan birkag ciltlik elyazrnasr inceleme ve makalcsi de hazularnrg bulunuyordu.

Adorno kiiltiirel sorunlara ili$kin biitiin bu gahlmalan ile Alman

kiiltiir

ha-yalnr zenginlc$tirirken, bir yandal da, savaq sofiasi Alman toplumbiliminin derlenip toplanmaslnda aktif bir bigimde yer alme; yardrm ve katkrlalnr kesiksiz bir bigimde siirdiirmii$tiir. Burada da Adomo'nun gal{malarmdaki radikal boyut hiQbir zaman solgunla$mamrUtr. "Toplum" diyordu, "bugiin de srnrf toplurnu olmaya devam edi-yor. Trpkr. bu kavramrn ortaya gfthgr giinlerdeki gibi"(68). Gergekren dc, 1950'lerin sonlarrnda Adomo. Amerikan sosyal bilinr aragtrma tekniklerinin Almanya'da tanrt, rlmasr konusundaki Enstiti.iniin ilk gtinlerdeki hcvesini elcstirmeye baElauuqtr. Bu iq ba;ar mrq, hem de fazlsr ile ba;anlmrg: amprisizm teoriyi tamamlamak ycrine. onun ycrini almaya baglamrltr. 1957

yrlnda

"Toplumbilinr ve Amprik Aragtuma"(66) baglkll bir makale yazan Adomo, teorik nitelikteki argiimanlar ile amprik nitelikteki arSiimanlann aynr diizlemde

birbiri

pc$isrra eklemlencbileceii sayrlhsrna kartr

E*mrltr.

O lalihten iki yrl once toplurubilim ile psikoloji arasmdaki karmag* iligki-lcriu ele aLndrlr bir tanrlmadaki buna berzer bL karqr grkrgrndar(67) hareketle, reel dtinyadaki ayr rklann ve tczadlann varltEr nedeniyle, kendi iqinde uyuma kavultu-rulnug bir yciutembilim anlayrlnrn yetcrsiz kalacalrm ileri siinntiltiir. Bu nedeile. belirli tiirdcn miiziklcrc kargr dinleyicilerirr tcpkile De ililkiD olarak arnprik rcknikle. srnrrL bazr gcrqeklcrit

alhlllntaslnl

sa!lasalar bilc. uriizi!itr kendisinin neden ol-rlu!Lr tcmcl ctkilcli agri.t glknrrr]lkl.r yctelsiz kni:IcaklNrdtr. Biililn olau. as srz"

ola-bilirdi. An)u, bijlilnrln bijl0DtiilcDDlil boyullannr kavrayabilrnck igin lrcr

iki

yilk-la:;rrndan da yaratlanrnak gcrekrnckteydi. Nc ki. bu biraraya gctirilnre, bu iki yak-lir5unur diirndiiz birleqtidlip tckbi yijn{crDbilin gibi kabul cdilnrcsi (mcdiationi) qck-lirldc degil; dDyii?dcki uyumlululunu ardmdaki gdziirnlencmemil gcrilirni kaydcde-bilecek bir yrldlz kiimesi ya da giig-alam (force-field) qeklinde olmahyd(68).

Bugiin geriye ddniip baktr!rmrzda" Adorno'nun makalesinin Alman akade-mik diinyasmr l960larda ikiye bcilecek olansen brtrlmalarn habercisi ilk taanuz ni-teliginde oldugunu

git

iyoruz. Tart$maya

kat

anlarm

higbli

kendisini pnzitivist olaak kabul ebnedigi halde bugiin "pozitivizrn tartUmasi' diye bilinen bu tarttgmalar, resmen, 1961

y

mda Tiibingen'de yap an Alman Toplumbilim Demeginin

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu işi başarabilmek için önce Türk milletine millî birlik ve beraberlik bilinci aşılamak, sonra da batının yönelttiği suçlamalara cevap vermek durumunda kalan

Atatürk'ün insan aklına, çağdaş bilime ve teknolojiye verdiği büyük değer; asker olarak, devlet kurucusu ve devlet yöneticisi olarak, devrimci ve düşünce adamı olarak

Bunun yapılabilmesi için bütün Batılı araştırmacıların eşzamanlı olarak söz konusu eserleri, yazıldıkları dönemin tüm özelliklerine uygun bir

“Masal Araştırmaları Sahasına Toplu Bir Bakış ve Türk Halk Masallarının İç Yapısı ve Kahramanları Üzerine Bir Deneme” (Basılmamış mezuniyet tezi, İstanbul 1943),

Bazı kaynaklar Sümmânî’nin bâde içtikten kısa bir süre sonra hemen Erzurum’a gittiğini orada Erbâbî 4 ile atışma yaptığını söylerler.. Bu konuda merhum

2 Tahir Alangu. Yunus Emre ile ilgili iki farklı yorum tarzı olduğunu söyler. Bunlardan ilki Ziya Gökalp ile Ömer Seyfettin'e ikincisi ise Abdulbaki Gölpınarlı'ya aittir.

Dil ile toplum ve o toplumun kültür düzeyi arasındaki bu §a§maz sıkı bağlantı dolayısıyla, dil toplumun sadık bir aynası olarak kabul edilmektedir. Öte

çoğunun daha ahenkli , daha manalı , daha güzelolması , yani mükemmelliği yakalaması için üzerinde en az beş sene çalışıldığını , hatta yirmi senede