TT-Yeşil Bursanın Sihirli Öyküsü
“22”
3
H
ayâl Oyunu adıyla anılan ve halk arasında «Karagöz» diye adlandırılan gösteriyi bulup ortaya çıkaran kişi o- larak tanınan Şeyh Küşterî ayni za manda büyük bir hayır sahibi, kera metleri bulunan bir kişidir de.. Türk filozofları ve velîleri arasında önemli bir yeri bulunan bu zatın Ho rasan'da doğduğu ve öğrenimini bu gün İran sınırları içinde bulunan Küşter’de yaptığı İçin «Küşterî» adıy la anıldığı bilinir.OsmanlIların ilk devirlerinde; Anado lu'ya göçen ve burada çevrelerini aydınlatmaya başlayan Horasan e- renlerinin Oğuz ilinin tasavvuf görüş lerini de birlikte getirdikleri görülür, işte Şeyh Küşterî de bunlardan biri dir. Orhan Gazi zamanında Bursa’ya gelerek burada Karaşeyh Mahallesi ne yerleşen ve bir zâviye kurup hal kı irşada başlayan Şeyh Küşterî, ay ni zamanda hayal oyunu ile de çev resine apayrı bir aydınlık saçmıştı. Şöyle anlatılır ki:
Bir gün müridlerinden biri Şeyh Küş- teri'ye şöyle bir sual soracak olur: — «Şeyhim, bize irşadlarınızla Hak yolunu anlattınız. Sayenizde uhrevî âlemi tanır olduk. Fakat bu dünyevî âlem ve hayat nedir?...»
Bunun üzerine Şeyh Küşterî başın dan sarığını çıkarıp çözerek bununla odanın bir köşesine bir perde kurar, arkasına bir mum yakar. Sonra sağ elini mum ile perde arasında tutup oynatmak suretiyle bir takım gölge ler düşürür perde üzerine:
— «işte, şu gördüğünüz perde, dün yadır. Arkasında yanan ışık ise gü neştir, ruhu temsil eder. Şu elimin gölgesi ise hayattır, cisimdir...» diye konuşur ve sözünün burasına geldi ğinde üfleyip mumu söndürür ve ko nuşmasına devam eder «Gördünüz mum, üflenince sönüyor. Ve bu ışık sönünce de göige ortadan kaybolu yor. işte hayat dediğimiz şey budur Ruh söndüğü anda cisim de kaybo lur. Bâkl kalan ise sadece perdedir. Perde, dünyadır ve cümle insanlar bu perdede oynaşan birer hayaldir ler. Perdenin yaratıcısı ise Cenab-ı Hak'tır...»
Sonra Şeyh Küşterî konuşmasını da ha da derinleştirir:
— «Bu perde dört köşedir. Her kö şesinin bu alemde bir başka mnâası vardır. Birinci köşe, şeriat kapısıdır, İkincisi tarikat kapısı, uçüncüsü ha kikat kapısı, dördüncüsü ise marifet kapısıdır... Dünyada başkaca kapı da yoktur...»
Bu sıralarda Şeyh Küşteri'nin dergâ hına devam eden ve İri kara gözle rinden ötürü arkadaşları arasında Karagöz adıyla anılan Balı Celebzâ- de Kambur Ahmed adında bir tas us tası ile çok yakın arkadaşı olan Hacı ivaz adında bir başka usta daha bu lunuyordu. Ahmed Efendi, başına Bektaşî tacı olan Elfi Horasanî tac giyerdi. Hacı ivaz'ın başında da
Nak-Karagöz ile Hacivad'ın Bursa Çekirge yolunda bulunan anıtlaşmış kabirleri üzerindeki tasvirleri...
şî Külâhı olan müjganlı tac bulunur du.
Son derece hazırcevap ve şakacı yaradılıştaki bu iki arkadaşın birbir- leriyle yaptıkları sohbetler inşaatta çalışan işçiler arasında pek hoşa gi derdi. Orhan Gazi tarafından Bursa' da yaptırılan camiin inşaatında çalı şan bu iki arkadaşın aralarındaki sohbet ve münakaşalar bazen öyle sine bir hal alırdı ki, diğer işçiler işi gücü bırakıp onların çevrelerini sa rarak bu sohbetleri katıla katıla gü lerek dinlemekten iş yapamaz olur
lardı.
Cami inşaatının gecikmesine öfkele nen Sultan Orhan, buna Karagöz a- dındaki ustanın sebep olduğunu an layınca rivayete göre kendisini he men oracıkta astırmıştı. En candan arkadaşının ölümü karşısında ta rif siz kederlere kapılan Hacı ivaz da alıp başını gitmiş ve bir daha görün memişti.
Ancak Sultan Orhan, inşaatın gecik mesinin gerçek sebebinin bu olma dığını anlayınca büyük üzüntüye ka pılmış ve yaptığı adaletsizlikten ötü
rü büyük vicdan azabına kapılmıştı. Ve bu iki ameleyi çok iyi tanıyan Şeyh Küşterî'yi huzuruna çağırtarak onlar hakkında bilgi almış, tuhaf ko nuşmalarını dinlemek istemişti. Ve söylendiğine göre; Şeyh Küşterî bu iki candan arkadaşın deve deri sinden birer suretini yapıp bunları hayâl perdesi arkasında ve mum ışı ğı önünde oynatıp konuşturmak su retiyle onları yâd etmeye başlamış ve padişahın pek hoşuna giden bu «Hayâl Oyunu» kısa zamanda tüm çevreye yayılmıştı.
ŞEYH KOSTERİ ve KARAGÖZ
Yazan: Cem ATABEYOĞLU
10
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi