• Sonuç bulunamadı

Türk Tarım Ürünlerinin Gıda Sanayiinde Değerlendirilmesi İmkanlarının Arttırılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk Tarım Ürünlerinin Gıda Sanayiinde Değerlendirilmesi İmkanlarının Arttırılması"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk

Tarım Ürünlerinin

Gıda Sanayiinde

Değerlendirilmesi imkanlarının Arttınlması

Doç. Dr. Necla PUR Marmara Üniversitesi

İ:ktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

1 - TARIMIN TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

Türkiye, 78.057 bin hektarlık yüzölçümü, 52 milyonu aşan nüfu-su, 28,5 milyon hektar tarım arazisi, 22 milyon hektar çayır ve mer'ası, 85 milyon küçük ve· büyükbaş hayvan varlığı ve zengin su koynakları

.ile Avrupa ve Ortadoğu'nun en büyük tarım potansiyeline sahip bir ülkesidir.

Coğrafi konumu yönünden orta iklim kuşağı içinde bulunan ve çok çeşitli iklimlerin hüküm sürdüğü Türkiye'de hem çok çeşitli ta-rımsal ürünler elde edilebilmek hem de bir bitkinin çok sayıdaki tür-lerini yetiştirebilmek mümkün olmaktadır. Yapılan araştırmalardan an-laşıldığına göre Türkiye'de 6500'den fazla bitki türü

mevcut

olup no-hudun bilinen türünün 29'u, mercimeğin 58 türünden 24'ü, sert buğ­ dayın 10 tip ve 31 türü, yumuşak buğdayın 34, çavdarın 45, ,üzümün ise 250 - 300 çeşidi Türk'iye'de üretilebilmektedir.

Her türlü ürünün ekolojisi ile tarımsal kaynakları büyük olan Türkiye'de yetiştirilen bitkiler genellikle üstün niteliklere haiz. olup, büyük bir çoğunluğu diğer ülkelerdeki türlerine göre çok daha de-ğerli özelliklere sahip bulunmaktadırlar. Örneğin, Türkiye'de üretilen arpalarda protein miktarı, susam, kabuk, hardal ve anasonlardaki yağ miktarı diğer ülkelere göre çok daha fazladır. Keza üzüm, incir, fın­ oık, portakal ve şeftali gibi ürünlerin kaliteleri başka ülkelerle kıyas­ lan'omayacak kadar üstün ve hoş olup özellikle enginar, biber ve bam-ya türlerinde Türkiye adeta bir ayrıcalık sahibidir.

Kısacası çok yönlü ve çok boyutlu özelliklere sahip Türk tarım sektörü, Türkiye ekonomisinin adeta bir bel kemiğini teşkil etmekte

ve

bitkisel ürünler, hayvansal ürünler, su ürünleri ve orman ürünle-rinden oluşan tarımsal ürünler, Türkiye'nin gelişme hızı, istihdam

(2)

dü-zeyi, dış ticaret dengesi ve iç fiyat istikrarı ve nihayet Türk halkının yeterli nitelik ve nicelikte beslenmesi ile çok yakından ilgili bulun-maktadır.

Nitekim, her yıl nisbi bir azalış göstermesine rağmen tarım sek-törünün Türkiye'nin milli gelirindeki payı 1985 yılında bile 1986 yılı sabit fiyatlarıyla % 21 dolaylarında bulunmaktadır. Oysa bu oran A.B.D., B. Almanya, İngiltere, Kanada, Fransa, Japonya, Belçika, İsveç gibi ülkelerde % 2 - 5 Avrupa Ekonomik Topluluğu'nda ise ortalama

% 4 dolaylarındadır.

Keza, Türkiye ihracatının yaklaşık % 25'ini doğrudan tarım ve hayvancılık ürünleri oluşturduğu gibi % 70 dolaylarında oldukça bü-yük bir paya sahip bulunan sinai ürünler ihracatının da pek büyük bir çoğunluğunu basit veya sınırlı bir biçimde atelye veya fabrikalarda işleme tabi tutulmuş tarımsal kökenli ürünler oluşturmaktadır. Nite~ kim, 1984 yılında Türkiye'nin sanayi ürünü adı altında gerçekleştirdiği ihracatın % 15,7'si tarıma dayalı işlenmiş ürünler, % 26,3'ü ise doku-macılık ürünleridir.

Öte yandan, ·Türkiye nüfusunun çok büyük bir kısmının kırsal alanlarda yaşaması toplam işgücü arzının pek büyük bir çoğunluğu­ nun tarım sektöründe bulunması da tarım sektörünün Türkiye eko-nomisindeki yerini ve önemini acık bir biçimde vurgulamaktadır. Zira,. Türkiye nüfusunun % 60'dan fazla bir kısmı geçimlerini ve gelirlerini tarımsal faaliyetlerden sağlamakta, sanayi sektöründe 1.962.7 bin ki-şinin istihdam edilmesine karşılık, tarım sektöründe 9.420.4 bin kişi istihdam edilmekte veya bir başka deyişle TürkiyE?'deki toplam işgücü ·arzının % 12,5'inin sanayi sektöründe bulunmasına karşılık % 59,9'u

tarım kesiminde bulunmaktad.ır.

il - TARIM SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI

Tarım sektörünün Türkiye ekonomisindeki yerını ve önemını or-taya koyan sayısal ifadelere rağmen üzüntüyle belirtmek zorunluluğu vardır ki, Türkiye bugünkü topografik durumu ve özellikle verimliliğe etkili olan faktörlerin yeterli nitelik ve nicelikte olmamaları nedeniyle ne yazık ki henüz daha gerçek c:ınlamında bir tarım ülkesi hüviyetini kazanamamıştır.

Daha acık bir ifade ile Türkiye halen tarımda kendine yeterli 7 -8 ülkeden biri iken, eğer tarım sektörünün bugün içinde bulunduğu çok

(3)

yönlü ve çok boyutlu sorunlar kısa bir sürede tutarlı ve o•umlu bir çözüme kavuşturulamçızsa Türkiye'nin tarım ürünleri ihraç eden bir ülke olmaktan çıkıp başta gıda maddeleri olmak üzere pek çok tarım ürünü ithal eden bir ülke durumuna düşmesi kaçınılmaz bir zorunlu-luk olacaktır.

Çünkü, Türkiye topraklarının yaklaşık üçte ikisi yüksek eğim, dağ~ lık, kayalık, taşlık ve aşırı aşınma gibi nedenlerle tarıma elverişli de-ğilken yalnızca üçte birlik bir bölümü verimli ve tarıma elverişli top-raklardan oluşmaktadır. Öte yandan tarl'a arazisi olarak kullanılan toprakların tamamı da her yıl ekilmeyip, üçte bir ölçüsündeki bölümü yağışların azlığı ve toprakların verimsizliği nedeniyle nadas adı altın­ da dinlendirilmeye bırakılmaktadır.

Doğa koşullarının yetersizliği, bu yetersizliği giderebilecek ön-lemlerin alınamaması ve özellikle bilimsel çalışmalara yeterince önem verilmemesi Türkiye topraklarının verimsiz olmasının başlıca neden-leridir. Türkiye topraklarının yıllardan beri üretime konu olması top-raklardaki organik maddelerin büyük ölçüde azalmasına neden ol· muştur.

Yapılan toprak etüdleri sonuçlarına göre tarım orazisinin % 5,7'si birinci sınıf, % 17'si ikinci sınıf, % 44'ü üçüncü sınıf, % 33'ü dör-düncü sınıf topraklar olup toplam tarım arazisinin % 70'i kurak, yarı kurak ve_ soğuk bölgelerde bulunmakta, toplam tarım arazisinin · % 30'u % O - 3 eğimli, % 70'i ise, % 3'den fazla eğimli olup % O - 1 eğimli arazide su erozyonu hemen hemen hiç görünmezken % 1 - 3 eğimli arazide hafif, % 3'den fazla eğimli arazide yüksek derecede su erozyonu görülmektedir. Bu duruma göre, Türkiye .. tarım arazisinin.

6 milyon hektarı orta, 4 milyon hektarı şiddetli, 8 milyon hektarı da çok şiddetli bir erozyonla karşı karşıya bulunmaktadır.

Öte yandan, binlerce yıldan beri ürün alınan ve genellikle karşı­ lığında bir şey verilmediği için verim yeteneğini büyük ölçüde yitirmiş ve bitki - besin maddesi yönünden çok fakir düşmüş Türkiye toprak-larının tarıma açık alantoprak-larının ancak % 7,2'sinde sulu tarım yapıla­ bilmekte ve Türkiye Avrupa'da en fazla kimyasal gübre tüketen Hol-ıanda'dan yaklaşık olarak 75 kez, Avrupa'da en az kimyasal gübre tüketen İspanya'dan ise yaklaşık olarak 5 kez daha kimyasal gübre tüketmektedir. Bu nedenlerle de Avrupa Ekonomik Topluluğu ülkele;. rinde hektar başına 4700 kg. buğday, 1800 kg. tütün, Yunanistan'da hektar başına 2880 kg. buğday ve 1410 kg. tütün elde edilirken,

(4)

Tür-kiye'de hektar başına ortalama ,1838 kg. buğday ve 1151 kg. tütün elde edilmektedir.

Keza Türkiye'de tarımsal ürüne zarar veren çeşitli hayvanlar, has-talıklar ve yabancı otlarla gereği kadar mücadele edilememesi de ta-rımsal gıda maddeleri üretiminin yaklaşık % 20 - 50 oranında azalma-sına neden olmaktadır. Çünkü, yapılan araştırmalara göre, tarla fa-rel~rinin tahıla verdikleri zarnr yaklaşık '600 - 700 bin ton, ağaç sin-caplarının badem, ceviz ve kayısı meyvelerine verdikleri zarar yak-. laşık % 50 oranında, sürme hastalığının verdiği zarar yaklaşık % 25

oranında, tütün mildiyösünün tütünde yaptığı azalma yaklaşık % 15 -25 oranında, zeytin sineğinin ise yalnız Ege bölgesinde zeytin ürünü-ne verdiği zarar yaklaşık % 30 dolaylarındadır.

Türkiye'de geniş bir hayvan populasyonu mevcut olduğu halde hayvancılık faaliyetinin en ilkel bir biçimde ve çoğunlukla mer'a hay-vancılığına dayalı olarak yapılması da kaçınılmaz bir sonuç olarak hayvanlardan elde edilen gıda maddeleri üretiminin çok düşük ol-masına neden olmaktadır. Zira, bir sığırın canlı ağırlığı Fransa'da 519 kg., Batı Almanya'da 51 O kg. ve İngiltere'de 467 kg. iken bu ağırlık Türkiye'de 190 kg., bir sığırın karkas ağırlığı Fransa'da 300 kg., Batı Almanya'da 269 kg. ve İngiltere'de 254 kg. iken bu ağırlık Türkiye'de 91 kg. inek .başına yıllık ortalama süt miktarı ise, Hollanda'da 4200 kg., Danimarka'da 3.900 kg. ve İngiltere'de 3.857 kg .. iken bu miktar Tür-kiye'de 581 kg.'dır.

Görüldüğü üzere Türkiye'nin tarım sektörü, hiç de küçümsen-meyecek nitelik ve nicelikte çok yönlü ve çok boyutlu sorunlarla kar-şı karkar-şıya bulunmaktadır. Bundan dolayı da hem tarım sektöründe. her yıl elde edilen toplam gelirler, Türkiye'nin ekonomik gelişmesinin tarıma dayalı olarak gerçekleşmesini güçleştirmekte ve hatta imkôn-sız kılmakta hem de hızlı bir artış gösteren Türkiye nüfusunun bes-lenmesi yönünden hic €le küçümsenmeyecek sorunların ortaya çık­ masına neden olmaktadır .

. 111 - TARIM ÜRÜNLERİNİN SANAYİ SEKTÖRÜNDE

DEGERLENDİRİLME ZORUNLULUGU

Türkiye'nin demokrasi düzeni içerisinde istikrarlı ve sürekli bir gelişme düzeyine ulaşabilmesi ve ekonomik sorunlarını olumlu bir çözüme kavuşturarak toplumsal refahını sağlaması ve

(5)

yaygınlaştır-ması ise herşeyden önce yatırımlarının ve sanayi kesiminin zorunlu kıldığı hammadde, makina ve teçhizat gibi Türkiye'de üretilemeyen mamul ve yarımamul malların yeteri ölçüde ve sürekli bir bicimde Türkiye'ye ithal edilebilmesine bağlıdır.

Oysa Türkiye ekonomisinin belkemiğini oluşturan tarım sektörü, .

içerdiği çok yönlü ve çok boyutlu sorunlar nedeniyle böyle bir ithalatı finanse edebilecek bir Oretim yapısına sahip bulunmamakta ve öne-mi vurgulanabilecek birkaç madde dışında {pamuk, tütün, fındık, üzüm gibi) üzerinde bir işle:m yapmadan doğrud_an doğruya ihraç edHme-leri halinde Türkiye büyük ölçüde döviz girdisi sağlayabilecek

ta-rımsal ürünler ne yazık ki söz konusu olmamaktadır.

Bu nedenledir ki, Türk tarım_ ürünlerini sanayi kesiminde nihai ma-mul haline dönüşünceye kadar işleyerek değerlendirmek ve ancak ondan sonra, işlenmiş ve sınai ürün haline gelmiş bu ürünleri ihraç ederek önemli bir döviz girdisi . sağlamak ve böylelikle Türkiye için hayati ve hatta ondan da daha ileri bir ölçüde önem taşıyan ithalôtı gerekli nitelik ve nicelikte gerçekleştirm~k Türk ekonomisi için ka-çınılmaz bir zorunluluktur.

Bu gerçeğin kabul edilmesi halinde ise akla ilk önce Türkiye'de üretilen çok çeşitli ve çok kaliteli ve özellikı·e gıda maddesi haline dönüştürülmeye çok elverişli tarım ürünlerini Tük gıda sanayii sek-töründe işleyerek değerlendirmek ve ancak bu işlemden sonra, ta-rımsal nitelik yerine sınai nitelik kazanmış ve nihai mamul haline dö-nüşmüş olan yeni ve daha büyük değerdeki gıda ürünlerini ihraç et· '

mek düşüne.esi gelmektedir.

Zira, konus_u insanların beslenmesine ait bitkisel ve hayvansal ürünleri işleyerek mamul halde iç ve dış pazarlara sunmak olan «Gıda sanayii», Türkiye'nin tarımsal ürünlerini değerlendirmek suretiyle;

- Çiftçi, sanayici, işçi, tüccar ve ihracatçı gibi geniş bir halk kitlesinin uğraşı ve gelir sahası olmakta,

- Tarım sektörünün gelişmesine, ihracat' gelirlerinin artmasına ve istihdam düzeyinin yükselmesine neden olmakta,

- Türk halkının ve diğer ülke halklarının gıda ve beslenme so-runlarının çok daha tutarlı ve sağlıklı bir biçimde çözümlenmesine imkôn vermekte ve böylelikle Türk ekonomisinde çok büyük ve çok önemli bir yere sahip bulunmaktadır.

(6)

Biiindigi üzere, lnsanlar:ın gıda maddeierlne duydukları ihtiyaç, onların doğuşuyla başlayan ve bütün hayatları boyunca süregelen, kaçınılması veya ihmal edilmesi mümkün olmayan bir zorunluluktur. Çünkü, insanoğlunun büyüyebilmesi, gelişebilmesi, varlığını sürdü-rebilmesi ve nihayet fizyolojik görevlerini yerine getisürdü-rebilmesi öncelik· le yeterli nitelik ve nicelikteki gıda maddelerini tüketebilmesine bağ­ lıdır.

insan hayatı cin büyük ve hayati bir önem taşıyan beslenme so-runı.,mun çözümlenebilmesi ve dolayısıyla ·gıda maddelerinin yeterli ni-telik ve nicelikte sağlanabilmesi ise her şeyden önce tarım ürünlerinin gıda sanayiinde değerlendirilebilmesine bağlı bulunmaktadır.

iV - TÜRK GIDA SANAYİİ VE SORUNLARI

Türkiye'de gıda maddeleri sanayinin konusuna, Türk tarım ürün-lerinin üretim, nitelik ve niceliklerine göre daha çok şeker ve şekerli mamull.er sanayii, çay sanayii, süt ve süt mamulleri sanayii (tereyağı, p~ynir ve yoğurt imali), meyve, sebze ve konserve sanayii (meyve ve sebze suları dahil), et ve et mamuller sanayii (kurutmak, füme·, tuz-lama, salamura, sucuk, salam ve pastırma), un ve unlu maddeler (un, makarna, pirinç unu), bitkisel yağ sanayii (yemeklik likit yağlar ve margarin yağlar), .zeytin ve zeytniyağı sanaıyii gibi faaliyet dalları gir-mektedir.

Ancak Türk gıda sanayi bazı dallar dışında Türkiye'nin nüfus ar-tışı, kentleşme, sanayileşme ve gelir artışından kaynaklanan iç talep ile kendisi için öngörülen ihracat hedefini gerçekleştirebilecek bir ge-lişme gösterememekte dolayısıyla Türkiye'de yeterli nitelik ve nice-likte üretilen tarımsal ürünlerin bu sanayi dalında olması gereken bir biçim ve boyutta değerlendirebilmesi de mümkün olamamaktadır. 1

Emek -yoğun ve 'katma değeri yüksek bir yatırım türü olmasına

rağmen gıda sanayiinde Türk tarımsal ürünlerinin olması gereken bir

bicim ve boyutta değerlendirilememesinin çok çeşitli nedenleri var-dır. Bu nedenlerin başlıcaları şunlardır :

A - GIDA SANAYİİNDEN KAYNAKLANAN $,ORUNLAR

1) Mevcut ,Qıda sanayiini n önemli bir bölümü standart ve dış pazarlarda rekabet edibelecek kalitede, sağlığa uygun, yeterli ölçüde üretim yapabilme imkônındqn yoksun bulunmaktadır.

(7)

2) Mevcut ·gıda sanaylinin önemii bir bölümü yaklaşık

%

;50 ve ve hatta daha altında bir kapasite ile çalışmakta (un, bitkisel yağ, meyve suyu ve kurutulmuş sebze ve konserve sanayii .gibi), dolayı­

sıyla bu sanayi dalında yetersiz ölçüde ve yüksek maliyette ürün

üre-tilmektedir.

3) Mevcut gıda sanayiinin önemli bir bölümü (et, süt ürünleri,

zeytinyağı, zeytin ve şekerleme sanayii gibi), modern ve ihracata

dö-nük kapasitelerde kurulmamıştır.

4) Gıda ürünlerinin üretim ve pazarlama aşamalarında büyük ve

önemli yerleri olan soğuk zincjr ve depolama (özellikle depolama

te-sislerinin yetersizliği dolayısıyla başta yaş meyve ve sebze olmak

üze-re tarımsal gıda maddelerinin fiziksel ve ekonomik yönden uğradığı

kayıp pek büyüktür.) gibi altyapı. tesisleri yeterli nite_lik ve nicelikte

mevcut değildir.

5) Gıda sanayiinde etkin ve önemli yerle~i. olan kayıpların

ön-lenmesi kalitenin yükseltilmesi, ambalajlama, pazar araştırması,

sa-nayiin yönlendirilmesi ve istikrarlı bir pazarın sağlanması gibi

faali-yetlere gerek kamu kuruluşları, gerekse özel sektör tarafından

ge-rekli titizlik gösterilmemektedir.

6) Gıda sanayii üretiminde büyük bir öneme haiz olan düzenli ve

etkin bir kamu denetimi yok denecek kadar az olup (zira temel gıda

maddelerinin büyük bir kısmı bazen insan sağlığına zararlı maddeleri

içermektedir.), günün ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte bir «Gı­

da Yasası» veya bir «Gıda Maddeleri Tüzüğü» mevcut değildir.

B - TARIM SEKTÖRÜNDEN KAYNAKLANAN SORUNLAR

1) G·ıda sanayiinin ihtiyacına cevap verebilecek nitelik ve

nice-likte tarımsal ürün üretimini gerçekleştirebilecek tutarlı bir tarım

po-litikası uygulanmamaktadır. ·

2) Gösterilen ve küçümsenmeyecek çabalara rağmen tarım

sek-törü hôlô daha istenilen nitelik ve nicelikte modernleşememiştir.

3) Yeni girdi ve araçlar yeteri kadar kullanılamamakta, üretim

teknolojisinden olması gereken düzeyde yararlanılmamakta ve

özel-likle yüksek verim ve kalitede ürün verebilecek islah edilmiş tohum

(8)

4) Küçük toprak sahipleri ile küçük çiftçiier tarafından elde edi-len tarımsal ürünler, gıda sanayiine zamanında ve olması gereken bir biçimde yönlendirilememekte bu nedenle de bu tür üretimde bü-yük ölçüde ürün ve kalite kaybı söz konusu olmaktadır.

5) Gıda sanayiinin uygun kalitede ve miktarda hammadde

te-minini garanti altına alacak çiftçi - sanayici işbirliği organizasyonu ve böyle bir organizasyonu gerçekleştirebilecek ve işletebilecek nitelik ve nicelikteki kuruluşlar (kooperatifler gibi) yeteri ölçüde kurulama-maktadır.

Görüldüğü üzere. Türk tarım ürünlerinin gıda sanayi inde yeteri kadar değerlendirilememesinin gerek gıda, gerekse tarım sektöründen

kaynaklana~ sorunları hiç. de küçüm.senmeyecek kadar çok ve büyük boyutludur. Bu nedenledir ki, söz konusu Türk tarım ürünlerinin gıda

sanayi'inde yeterince değerlendirilebilmesi için gerek gıda

sanayiin-den, gerekse tarım sektöründen kaynaklanan sorunları öncelikle ele

almak ve bu sorunları en kısa bir sürede, sürekli, istikrarlı ve, olması

gereken bir düzeyde ve olumlu bir ôlçüde, tutarlı bir çözüme kavuş­

turmak kaçınılmaz bir zorunluluktur.·

V - SORUNLARIN CÖZÜMLENMESİ İLE İLGİLİ ÖNERİtER

Gıda sanayii ile tarım sektöründeki sorunların çözümlenebilmesi

başlıca şu hususların gerçekleştirilebilmesine bağlı bulunmaktadır.

Şöyle ki:

A) . Gıda Sanayii So·runıa,rının Cözümlenmesi ile İlgili Öneriler 1) Bitkisel ve hayvansal ürünleri işleyerek değerl~ndiren ve üre-timini mamul halde iç ve dış pazarlara sunan «Gıda sanayii'nin stan-dart, sağlığa uygun, yeterli ve dengeli bir beslenmeye imkôn veren, düşük maliyetli ve dış pazarlarda rekabet edebilecek kalitede üretim

yapabilmsi için bir «Gıda Sanayii Politikası» santanmalıdır.

2) Atıl kapasite ile çalışan gıda sanayi kollarında (un, bitkisel yağlar, meyve suyu ve konsantreleri, meyve, sebze konserveleri, ku-rutulmuş sebze gibi) kapasiteden yararlanma oranları arttırılmalı ve

kapasitelerin rasyonel kullanılmasına. önem verilmelidir.

3) Kapasite artımına neden oı·acak yeni ve tevsii yatırımlar özen-dirilmemeli, kamu fabrika ve işletmelerine qzel kesimin ortak

(9)

olma-sına çalışılmalı ve gıda sanayii konusunda kamu kesimi, hammadde

arzının Elüzenlenmesi, piyasa istikra'rının sağlanması,

denetim, eği­

tim, araştırma ve sanayii yönlendirme faaliyetleriyle

görevlendirilme-lidir.

4) Gıda sanayiinin hommaddesini sürekli, uygun nitelikte ve

ye-terli ölçüde sağlayabilmek için üreticilerin kooperatifler veya üretici

birlikleri .çerçevesinde örgütlenmeleri teşvik edilmeli ve bu· amaçla kurulmuş kooperatiflerin veya üretici birliklerinin ihracata

y0nelme-leri sağlanmalıdır. ·

5) İç pazar taleplerini aşan ürünlerin ihracata yöneltilmesine

önem verilmeli ve özellikle dökme ve yarı işlenmiş gıda m·addesi

ih-racatı yerine nihai tüketiciye sunulmaya hazır

perakende ambalajlı

mamul gıda maddesi ihracatına çalışılmalı ve bu amaçla da

dış pa-zarlarda Türk marka ve 'kalitesinin tanıtılması sağlanmalıdır.

6) . Gıda maddeleri ihracatının arttırılması uygun tür, kalite ve fiyatla sürekli· ve güvenilir bir arzın sağlanabilmesine bağlı olduğun­

dan, gıda sanayiinde ileri teknoloji, optimum ölçek ve kapasitenin

rasyonel kullanılmasına önem verilmeli (özellikle et, süt ürünleri,

zey-tinyağı, zeytin ve şekerleme sanayiinde) ve

ayrıca tarımsal üretim

kooperatifleri ile bütünleşmiş· gıda kompleks sanayilerinin oluşması­

na çalışılmalıdır.

7) Dış pazarların istediği nitelik nicelik ve fiyattan sürekli ve

güvenilir bir arzın sağlanabilmesi için gerekli pazar araştırması

ya-pabilecek etkin bir organizasyon ve örgütler oluşturulmalıdır.

8) Ambalajlama konusunff büyük bir önem verilmeli ve bu amaç-la bu konuda danışmanlık, enformasyon ve eğitim hizm~ti

verebile-cek bir «merkez» oluşturularak ambalaj malzemesi standartları

ha-zırlanmalı ve uygulanmalıdır.

9) Soğukta muhafaza konusu ciddi bicimde ele alınmalı

ve am-balajlamada olduğu gibi soğukta muhafaza konusunda da danışman­

lık, enformasyon ve eğitim

hizmeti verebilecek bir «Merkez» oluş­ turulmalıdır.

10) Gerek ambalajlama gerekse soğukta muhafaza konularında

teknik bilgi yetersizliğini gidermek için ilgili Üniversiteleı; ile teknik

liselerde özel bölümler veya özel programlar uygulanmalıdır.

(10)

«Gıda

Maddeleri

f

üzÜğÜ»

yerine

sağlık anlayışına

uygun,

tutarlı

ve

kapsamlı ve özellikle işlerliği olan yeni bir «Gıda Maddeleri Tüzüğü»

hazırlanmalı ve gıda kontrolu konusunda çeşitli kuruluşlara verilmiş

görevler bir mezkezde ·toplanarak gıda sanayiinin teknolojik ve kalite

iyileştirilmelerine yön verecek bir «Türk Gıda Kodeksi» uygulanma

alanına konulmalıdır.

12) Gıda ürünleri tüketiminin arttırılabilmesi ve özellikle tüketi.

min yurt yüzeyine dengeli bir biçimde dağılması ve dolayısıyla geniş

halk kitlelerine yaygınlaştırılabilmesi için devlet ve yerel -yönetimler

tarafından denetim altında bulundurulmalı, tutarl.ı bir dağıtım 'kanalı

kurulmalı,· başta okullar ve askeri birlikler olmak üzere toplu insan

barındıran yerlerde gıda maddeleri tüketimi teşvik edilmeli ve

devlet-çe desteklenmelidir.

13) Avrupa ve .A.B.D.'nde olduğu gibi yıkanmış, temizlenmiş ciğ

olarak veya haşlandıktan sonra dondurulmuş yemek üreten· gıda

sa-nayii geliştirilip yaygınlaştırılmalı ve böylelikle hem bu sanayi dalına

konu olan pırasa, ıspanak, çilek, vişne, kay·ısı. kiraz ve elma gibi

mey-ve mey-ve sebzelerle deniz ürünleri mey-ve kurbağa bacağı ile salyangoz gibi

besin madçfelerinin tüketimi arttırılmalı hem de dondurulmuş gıda

ürünleri ihracatı yapılarak önemli bir döviz girdisi elde edilmelidir.

14) Türkiye'de halen süt üretiminin yalnızca

.

% 3:7'si sanayide

değerlendirilebilmekte, pastörize ve sterilize süt tesisleri yetersiz olup

kapasite kullanma oranı

%

40 dolaylarındadır. Bu nedenledir ki hem

süt üretimini doğal şartlara bağlı olmaktan kurtarabilmek hem de süt

ve sütten mamul ürünlerin üretirr:ı_ini arttırabilmek için ülkenin çeşitli yerlerinde yeni süt toplama ·ve işleme. tesisleri kurulmalı, özel te~eb­

büse ait coğu ilkel durumda bulunan imalathanelerde niteliği

düzel-tici ve maliyet düşürücü ö_nlemler alınmalı, ucuz kredi sağlanmalı süt

fabrikalarından uzak bölgelerdeki süt üreticilerinin oluşturacakları

kooperatifler veya üretici birliklerini-n süt ürünleri üretebilmeleri

özen-dirilmeli ve nihayet, süt ve süt ürünleri üreten sanayi in rasyonel

ka-pasitede foaliyet gösterebilmelerini dolayısıyla daha fazla süte

ta-lepte bulunabilmelerini sağlamak amacıyla eğitim· kurumları,

hasta-neler, bakım_ evleri ve fabrikalar askeri birlikler gibi toplu yaşamın

söz konusu olduğu yerlerde süt içilmesi devle(tce desteklenmelidir.

15) Konserve sanayiin.de firmalar genellikle

% 50

dolayında bir

kapasite ile çalışmakta ve Türk konserve ürünlerinin kalitesi dış

(11)

fi-yatların yüksekliği, konserve teknolojisinin gelişmemesi, ambalaj

so-runun ç,özümlenmemesi nedeniyle konserve ihracatı olması gereken

ölçüde gerçekleşememekte dolayısıyla meyve sebzenin bu sanayi

da-lında yeterince değerlendirilmesi söz konusu olamamaktadır.

Bu nedenledir ki, konserve' üretimini ve dolayısıyla hem ic

tüke-timi hem de ihracatı sürekli ve istikrarlı kılabilmek için sanayi

girdi-lerinin maliyetlerini düşürücü önlemler alınmalı, konserve sanayicileri

ile tarım üreticileri arasında yakın ve tutarlı bir işbirliği sağlanmalı ve

konserve tüketimini teşvik edici ve tanıtıcı girişimlerde bulunulmalı

ve hiç kuşkusuz, uluslararası standartlara uygun üretim yapılmalı,

üre-tim teknolojisi geliştirilmeli ve ambalaj sorunu (özellikle maliyetin,

% 50'sini ambalaj

masraflarının oluşturduğu meyve sanayii dalı gibi)

çözümlenmelidir. ·

16) Gıda sanayii üretiminin yaklaşık % 40'ını un ve unlu

madde-ler oluşturduğu halde bu dalda hem iç pazar hôlô daha sınırlı hem de

ihracat olması gereken düzeyin çok altındadır. Bu nedenle unlu

mad-deler üretimini arttırmak 'için ürün maliyetlerini kısa sürede ve

olum-suz yönde etkileyen buğday fiyatları istikrarlı bir düzeyde tutulmalı,

makarna üreten tesisler yenileştirilmeli ve iç ve dış taleplere uygun

yeni_ makarna türleri üretilmeli, bisküvi ihracatında vergi iadesi ihdas

edilmeli, bÜyük sermayeli ve moc;fern teknoİoji ile bisküvi üretimi

ya-pan kuruluş1ar teşvik edilmeli, ürün maliyetini arttıran katkı

madde-lerindeki yüksek gümrükler azaltılmalı ve nihayet bu sanayi dalında

büyük bir önem taşıyan container taşımacılığı geliştirilmelidir.

17) Türkiye hayvan varlığı yönünden dünyada altıncı sırada yer

alır.ken, et üretimi ve tüketimi yönünden kırkıncı sırada yer almakta

ve et sanayii Türkiye ekonomisinde ancak % 5 dolaylarında bir ağır­

lık taşımaktadır. Bu nedenle, et ve et mamulleri sanayiini geliştirmek

dolayısıyla büyük hayvan varlığı bu sanayi dalında daha iyi bir

bi-çimde değerlendirebilmek için besiciliğe ve et üretimine önem

veril-meli, kalite yem üretimi sağlanmalı, mevcut tesisler teknolojik

yön-den modernleştirilmeli, et mamulleri üreten firmalar kredi ve

süb-vansiyonlarla desteklenmeli istikrarlı bir fiyat ve alım politikası

uy-gulamalı, maliyetleri düşürücü önlemler alınmalı ve nihayet canlı

hay-van ihracatı yerine et ve et ürünleri ihracatı özendirilmelidir.

· 18) Türkiye zeytin ekili alan yönünden dünyada üçüncü, ağac

varlığı yönünden dördüncü sırada olmasına rağmen, bu sanayi dalın­

(12)

ko-nusu olabilmekte dolayısıyla da zeytin ürünü bu sanayi dalında ye-teri ölçüde değerlendirilememektedir. Bu nedenle, hem iç tüketimi hem de ihracatı a,rttırmak ve böylelikle zeytin ürününün bu sanayi da-lında değerlendirilmesi imkônını arttırabilmek için zeytinyağı sanayiini koruyucu ve geliştirici bir teşvik politikası uygulanmalı, üretimde modern tekniklerin kullanımına önem verilmeli, pirna yağı ve diğer yan ürünler değerlend.irilmeli, daha kaliteli ve daha düşük maliyetli üretim yapılqbilmesi sağlanmalı ve ayrıca zeytinyağı ihracı için Avru-pa pazarları yanında (Arap. ülkeleri gibi) ye.ni pazarlar bulunmalı ve nihayet küspe içinde kalan ve küspelerle birlikte yurt dışına ihraç edi-len ya~ miktarı en düşük bir düzeye kadar indirilmelidir.

B) Tarım Sektöründeki Sorunların Çözümlenmesi ile· İlgili Öneriler 1) Gıda sanayiini isteklerine cevap verebilec.ek nitelik ve nice-likte bir üretimi sürekli ve istikrarlı bir biçimde gerçekleştirebilmek için öncelikle tarımsal ürünlerin arttırılmasını ve tarımsal üretim tek-niğinin iyileştirilmesini dolayısıyla tarımsal yapının yeniden düzenlen-mesini temel ilke ve amaç alan tutarlı ve kapsamlı bir «tarım politi-kası» ve bu politikanın alt kesimlerini oluşturacak madde politika-ları saptanmalı ve politikaların içersinde de en büyük ve en önemli yer gıda san.ayiine yönelen tarımsal ürünlere verilmelidir.

2) Tarımsal ürün fiyatları tarımsal üretimdeki dalgalanmaların olumsuz etkileri.nden kurtarılmalı v_e bu amaçla tutarlı ve istikrarlı' bir fiyat politikasının uygulanmasına çalışılarak destekleme alım bi-C'lmleri ile taban fiyatlarının saptanması, tarımsal üretimde verimliliği arttıracak ve özellikle gıda hammaddesi üreten üreticileri özendirici bir düzeyde olmalıdır.

3) Tarımsal gıda maddeleri üreten çiftçilerin, kooperatifler veya üretici birlikleri biçimindeki örgütlenmeleri temin edilernk bu koope-ratiflerin ve üretici birliklerin bir yandan gıda maddeleri üreten sanayi kuruluşları ile bütünleşmeleri sağlanırken diğer yandan da koopera-tiflerin ve üretici birliklerin ihracata yönelmeleri özendirilmelidir.

4) Tarımsal üretimde ve özeliikle tarımsal gıda maddeleri üre-timinde sözkonusu olan sulama, güqreleme, tohumluk, zararlılarla müeadele ve kredi gibi, ürünlerin verimliliğini ve kalitesini büyük öl-çüde etkileyen girdiler za'manında ve makul bedelle sağlanmalı ve · bu konudaki sorunlar hızla çözümlenmelidir.

(13)

5) Tarımsal üretim, iç ve dış pazqrın tüketim eğilimlerine uygun bir biçimde çeşitlendirilmeli ve özellikle meyve suyu ve konserve sanayiinin ihtiyacı olan türlerin üretimi ozendirilmelidir.

6) Hayvansal gıda ürün artışını sağlamak için Et ve Balık Ku-rumu kombinalarındaki mevcut kesim, dondurma ve donmuş muhafa-za birimlerini optimal büyüklüklere ulaştırmalı, tüm karma yem gir-dilerinin yurt içinde rasyonel kullanıminı mümkün kılan alım. depola-ma ve pazarlamayı düzenleyici örgütler geliştirilmeli ve özellikle kar-ma yem üretimi arttırılarak kullanımı yaygınlaştırılmalı ve karma yem-lerde sübvansiyon politikası uygulanmalıdır.

Sonuç

Son yıllarda, dünya ekonomik hayatında tarımsal ürünlerin ve özellikle gıda maddelerinin kazandığı değer Türk tarım ürünlerinin gıda sanayiinde değerlendirilmesi konusunun ele alınmasını kaçınıl­ maz kılmıştır. Zira tarım ürünlerinin gıda sanayiinde değerlendirilmesi imkônlarının arttırılması suretiyle hem tarım sektöründe ve bu sek-törün dallarını oluşturan bitkisel üretim, hayvancılık, su ürünleri ke-simlerinde henüz kullanılmayan büyük bir potansiyel güçten yeterin-ce yararlarnlmış, hem de ciddi bir beslenme sorunu ile 'karşı karşıya bulunan çok sayıdaki ülkelerin ihtiyaçlarını karşılayarak sağlıklı ve dengeli bir ekonomik kalkınma düzeyine ulaşılmış olunacaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

TR71 Bölgesi illerinde kuru fasulye üretim durumu TR71 Bölgesinde yıllara göre kuru fasulye ekim alanı, üretim miktarı ve birim alandan elde edilen tane verimi

İnkübasyon sıcaklığı, inkübasyon süresi ve kültür inokülüm oranı değerlerini bulanıklaştırmak için 3 ayrı bulanık küme (üçgen üyelik fonksiyonu)

Aksaray, Karaman, Konya ve Niğde illerini kapsayan KOP (Konya Ovası Projesi) Bölgesi geniş tarım alanlarına sahip olması ve bu alanların kimyasal gübre ve pestisitlerle

Ayrıca, incelenen işletmelerde, aile işgücünün işletme dışı tarımsal ve tarım dışı bir işte çalışmakta olduğu aile üyelerinin çalıştığı başlıca tarım dışı

Analiz sonucuna göre eğitim düzeyi, yaş ve gelir durumunun genel olarak tüketicilerin balık eti tüketim tercihlerinde etkili olan üç önemli faktör

Bu çalışmanın amacı, Siyah Alaca ırkı ineklerde 305 günlük laktasyon süt verimi üzerinde etkili olan faktörlerden laktasyon sırası (LS) ve buzağılama

Çizelge 4 Antalya iklim koşullarında havalandırma sıcaklığının 26°C'ye ayarlandığı plastik serada mayıs ayında farklı havalandırma açıklık oranlarına bağlı

Peker (2012) tarafından yapılan araştırmada, Konya ilinde domates yetiştiriciliği yapan üreticilerin %61,89’u ilaçlamada doz ayarlarını ilaç üzerinde bulunan