• Sonuç bulunamadı

Adulthood Obesity: A General Review for Biological and Psychological Treatment

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Adulthood Obesity: A General Review for Biological and Psychological Treatment"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yetiþkinlerde Obezite: Biyolojik ve Psikolojik

Tedaviler için Genel Bir Gözden Geçirme

Adulthood Obesity: A General Review for Biological and Psychological

Treatment

Melis Sedef Kahraman1, Seher Olga Güriz2, Kadir Özdel2

1Psk., Adalet Bakanlýðý, Ankara Adliyesi, 6 Aile Mahkemesi, 2Uz.Dr., Saðlýk Bakanlýðý Dýþkapý Yýldýrým Beyazýt Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Ankara

SUMMARY

The objective of the review is to provide general infor-mation about approaches for biological and mostly psy-chological treatments of obesity conceptualized as a dis-order which has biological, psychological and social components. Another aim of the current review is to fill the gap in the literature regarding these approaches. In order to find out the relevant literature, the search was conducted based on the Pub Med, Web of Science and Google Scholar data bases. The combination of key words consisting of "obesity", "diet", "surgery", "treat-ment", "cognitive", "behavioral", "pharmacological", and "psychotherapy" and their Turkish counterparts were used during the literature search. Up to date papers and re-testable data were included in this article. It can be concluded that various treatment modalities in treat-ment of obesity are significantly beneficial. However it does not seem to be the case that one obesity treatment is useful for everyone. It is reported that pharmacother-apy and surgical interventions were effective especially for some patient sub-groups such as the people with morbid obesity. Rather than the people with morbid obesity, the other sub-groups need multi-treatment methods. In this regard, the foremost approach which is the psychological method is required to be integrated into the treatment of obesity. Although these kind of combined interventions show favorable results, further psychological interventions should be improved for pre-vention of relapse of obesity after desired results achieved with the help of diet. When relatively long term effects of interventions are considered, public based pre-vention studies may be more promising in terms of decreasing the prevalence of obesity.

Key Words: Obesity, treatment, psychotherapy.

ÖZET

Bu gözden geçirmenin amacý biyolojik, psikolojik ve sosyal bileþenleri olan bir bozukluk olarak kavramsal-laþtýrýlan obezitenin tedavisiyle ilgili biyolojik, aðýrlýklý olarak da psikolojik yaklaþýmlara dair genel bir çerçeve çizmek ve Türkçe yazýnda bu alanda görünen boþluðu doldurmaktýr. Bu amaçla PubMed, Web of Science ve GoogleScholar veri tabanlarý esas alýnarak alandaki yazýn taranmýþtýr. Taramada "obezite", "diyet", "cerrahi", "tedavi", "biliþsel", "davranýþçý" ,"ilaç" ve "psikoterapi" anahtar sözcükleri ve bu sözcüklerin Ýngilizce karþýlýklarý çeþitli kombinasyonlarda kullanýlmýþtýr. Tarama sonucun-da güncel yayýnlar ve tekrar edilebilirliði olan veriler göz-den geçirmeye dahil edilmiþtir. Birçok yöntemin obezitenin tedavisinde anlamlý bir düzeyde yararlý olduðu söylenebilir. Ancak obeziteyle mücadelede tek bir yöntemin tüm kiþilerde baþarýlý olmasý mümkün gözük-memektedir. Özellikle morbid obezler gibi bazý hasta gru-plarýnda farmakolojik ve cerrahi tedavilerin uygulan-abilirliði ve etkinliði tespit edilmiþtir. Ancak bu gruba girmeyen hastalarýn birçoðunda psikolojik yöntemler baþta olmak üzere birden fazla yöntemin bir arada kul-lanýlmasý gerekmektedir. Her ne kadar bu tedavi kombi-nasyonlarýndan olumlu sonuçlar alýndýðý gözlenmiþ olsa da özellikle diyetle saðlanan baþarýnýn devam etti-rilmesinde daha etkin psikolojik yöntemlerin geliþtirilme-sine ihtiyaç vardýr. Tedavinin uzun süreli etkisinin göreceli baþarýsý göz önüne alýndýðýnda toplumsal düzeyde yapýlacak önleyici çalýþmalarýn obezitenin görülme sýk-lýðýný azaltmak adýna umut verici olabileceði düþünülebilir.

Anahtar Sözcükler: Obezite, tedavi, psikoterapi. (Klinik Psikiyatri 2014;17:28-40)

(2)

GÝRÝÞ

Vücutta, saðlýðý bozacak þekilde, aþýrý yað birikme-si olarak tanýmlanan tablo obezite olarak adlandýrýlýr. Yetiþkin erkeklerde vücut aðýrlýðýnýn %15 ila 18'i, kadýnlarda ise %20 ila %25'ini yað dokusu oluþturmaktadýr. Bu oranýn erkeklerde %25, kadýnlarda ise %30'un üzerine çýkmasý, diðer bir deyiþle hesaplanan beden kitle indeksi puanýnýn 30 üzerinde olmasý obezitedir. Beden kitle indeksi puaný 25 ile 30 arasýnda olan yetiþkin bireyler ise "fazla kilolu" olarak kabul edilir (Dünya Saðlýk Örgütü 2014). Bu gözden geçirmenin amacý obezite ile mücadelede kullanýlan týbbi ve psikolojik yön-temler hakkýnda genel bilgi vermek ve özellikle son yýllarda ön plana çýkan psikolojik müdahalelerin özelliklerini ve obezite üzerindeki etkilerini tartýþ-maktýr.

Yöntem

Obezite tedavisinde kullanýlan fiziksel ve psikolojik tedavileri araþtýrmak üzere Internet tabanlý bir lite-ratür taramasý yapýlmýþtýr. Að üzerinden ulaþýla-madýðýnda kaynaklarýn basýlý þekillerine ulaþýlarak bilgiler elde edilmiþtir. Literatür taramasý için PubMed, Web of Science ve GoogleScholar veri tabanlarý esas alýnmýþtýr. Taramada "obezite", "diyet", "cerrahi", "tedavi", "biliþsel", "davranýþçý" ,"ilaç" ve "psikoterapi" anahtar sözcükleri ve bu sözcüklerin Ýngilizce karþýlýklarý çeþitli kombinas-yonlarda kullanýlmýþtýr. Tarama sonucunda mümkün olan en güncel yayýnlar deðerlendirmeye alýnmýþtýr. Verilerin yüksek nitelikte olmasýný saðla-mak amacýyla tekrar edilebilirliði olan veriler göz-den geçirmeye dahil edilmiþtir.

Sonuçlar

Obezite çaðýmýzýn en ciddi saðlýk problemlerinden biri olup yaygýnlýðý günden güne artmaktadýr. Dünya Saðlýk örgütü verilerine göre, obezitenin dünyada görülme sýklýðý 1980 yýlýndan 2008 yýlýna neredeyse iki katýna çýkmýþtýr (Dünya Saðlýk Örgütü 2014). Ülkemizde obezite oldukça kaygý verici bir biçimde yaygýnlaþmaktadýr, 2010 yýlýnda Saðlýk Bakanlýðý tarafýndan yürütülen Beslenme ve Saðlýk Araþtýrmasý ön çalýþma raporunda obezitenin görülme sýklýðý %30.3 olarak tespit

edilmiþtir (Türkiye Halk Saðlýðý Kurumu 2014). Ön raporda, Dünya Saðlýk Örgütü’nün kadýnlarýn erkeklere göre obeziteye daha yatkýn olduðu yönündeki tespiti ile de uyumlu olarak kadýnlarda obezitenin görülme sýklýðý %41 iken, erkeklerde görülme sýklýðý %20.5 olarak belirlenmiþtir (Türkiye Cumhuriyeti Saðlýk Bakanlýðý 2014). Diðer yandan Satman ve ark.’nýn ulusal düzeyde yürüttükleri TURDEP I (1997-1998) ve II (2010 Ocak-2010 Haziran) araþtýrmalarýnýn sonuçlarýna bakýldýðýnda, obezitenin görülme sýklýðýnýn 12 yýllýk dönemde %40 oranýnda arttýðý tespit edilmiþtir (Satman 2013).

Türkiye Cumhuriyeti Halk Saðlýðý Kurumu tarafýn-dan obezitenin oluþmasýnda baþlýca risk faktörleri: aþýrý ve yanlýþ beslenme alýþkanlýklarý, yetersiz fizik-sel aktivite, yaþ, cinsiyet, eðitim düzeyi, sosyo-kültürel etmenler, gelir durumu, hormonal ve metabolik etmenler, genetik etmenler, psikolojik problemler, sýk aralýklarla çok düþük kalorili diyetler uygulamak, sigara ve alkol kullanmak, kul-lanýlan bazý ilaçlar (antidepresan vb), doðum sayýsý ve doðumlar arasý süre olarak sýralanmýþtýr (Türkiye Halk Saðlýðý Kurumu 2014). Ekonomik Kalkýnma ve Ýþbirliði Örgütü (OECD) tarafýndan 2012 yýlýnda hazýrlanýlan obezite raporuna göre obezite erkeklere göre kadýnlarda, fakir ve eðitim düzeyi düþük gruplarda daha sýk görülmektedir, buna karþýlýk erkek obezitesi kadýnlara göre daha hýzlý büyümektedir. Erkol ve Khorsid (2004), obez bireylerle normal bireyleri karþýlaþtýrdýklarý araþtýr-malarýnda ev hanýmý olmanýn ve ailede obez birey ya da bireylerin bulunmasýnýn obeziteye zemin hazýrlayan psikososyal faktörler olduðunu tespit etmiþler; buna karþýlýk medeni durum, aylýk gelir düzeyi, eðitim düzeyi, aile tipi, kiþinin sigara ya da alkol kullanmasý gibi bazý psikososyal deðiþkenlerle obezite yönünden normal ve obez bireyler arasýnda anlamlý fark gözlememiþlerdir. OECD raporuna göre obez bireyler daha az üretken olduklarý düþüncesi ile iþverenler tarafýndan daha az tercih edilmekte bunun yaný sýra normal kilolulara göre daha az maaþ almaktadýrlar (2012).

Obezite yalnýzca fiziksel bir problem olmakla kalmayýp ayný zamanda psikososyal bir sorun olarak da tanýmlanmaktadýr (Shaw ve ark. 2005, Zametkin ve ark. 2004). Ancak alan yazýna

(3)

bakýldýðýnda bu konu ile ilgili çeliþkili veriler mev-cuttur. Akýl saðlýðý ve obezite konusunda yapýlan kesitsel bir araþtýrmada yaþ, cinsiyet, algýlanan sosyal destek ve fiziksel saðlýða baðlý yaþam kalitesi deðiþkenleri kontrol altýnda tutulduðunda akýl saðlýðý ile obezite arasýnda bir iliþki olmadýðýný ancak yapýlan iliþkisel analizde fiziksel saðlýðýn obezite ve akýl saðlýðýna baðlý yaþam kalitesi arasýn-da aracý deðiþken olarak ortaya çýktýðý tespit edilmiþtir (Knoesen ve ark. 2012). Ayný konuda yapýlan bir meta analiz çalýþmasýnda ise normal kilolu bireyler (BKI 18-24.99) ile obez bireylerin (BKI 30-34.99) katýldýðý 24 çalýþma gözden geçiril-miþ ve sonuçta cinsiyet hesaba katýlmadýðýnda, az bir farkla da olsa obez bireylerin normal bireylere göre daha yüksek yaþam kalitesi bildirdikleri gözlenmiþtir (Magallares ve Pais-Riberio 2014). Friedman ve Brownell (1995) bu sonuçlarýn obez bireylerle, obez olmayan bireylerin karþýlaþtýrýldýðý daha sýnýrlý çalýþmalar olduðunu ve bu bulgularýn çalýþmalarýn sýnýrlýlýklarý ile yakýndan ilintili olduðunu savunmaktadýrlar ancak yaptýklarý meta-analiz çalýþmasýnda obezite ile depresyon ve anksiyete arasýnda onlar da anlamlý bir iliþki tespit edememiþlerdir. Ruhsal rahatsýzlýklardaki obezite sýklýðýný ele alan bir çalýþmada ise obezitenin en sýk þizofreni ve depresyon hastalarýnda görüldüðünü ortaya koymuþtur (Allison 2009).

Endokrin sistem, kardiyovasküler sistem, solunum sistemi, gastrointestinal sistem, deri, genitoüriner sistem ve kas iskelet sistemi obeziteden olumsuz biçimde etkilenir ve Dünya Saðlýk Örgütü'ne göre obezite kardiyovasküler hastalýklara, diyabete, kansere ve pek çok kas iskelet rahatsýzlýðýna yol açmaktadýr. Dünya Saðlýk Örgütü her yýl 2.8 milyondan fazla yetiþkinin fazla kilolu ya da obez olmakla baðlantýlý saðlýk problemlerinden dolayý hayatýný kaybettiðini açýklamýþtýr. Diðer yandan Türkiye Halk Saðlýðý Kurumu ise fazla kilolu olmanýn her yýl Avrupa Bölgesinde 1 milyondan fazla ölümün sorumlusu olduðunu öne sürmekte-dir. Dünya Saðlýk Örgütüne göre obezite, kardi-yovasküler hastalýklar, diyabet, iskelet bozukluklarý ve bazý kanserler için baþlýca risk faktörlerindendir (2014). Obezite, Dislipidemi, Hipertansiyon Çalýþ-ma Grubu ise obeziteye baðlý geliþen hastalýklarý iki ana grupta toplamýþtýr, bunlar temelde yað dokusu kütlesinin artmasýna baðlý geliþen sorunlar

(obskrüktif uyku apnesi sendromu, osteoratritler) ve yað hücrelerinin metabolik ve salgýsal iþlev deðiþiklikleri sonucu geliþen saðlýk sorunlarýdýr (insülin resistansý, tip II diyabet, tromboz ve prokoagülan durumlara yatkýnlýk, kardivasküler hastalýklar, hipertansiyon, meme kanseri) (Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneði 2014). Amerikan Kalp Vakfýna göre obezite her ne kadar sayýsýz hastalýkla birlikte görülse de kardiyo-vasküler hastalýklar için kendi baþýna bir risk fak-törü niteliðindedir (1998). Interheart çalýþmasýnda ilk myokard infarktüs geçirme riskinin %20'sinin obeziteye baðlanabileceði sonucuna ulaþýlmýþtýr. Obezite, Dislipidemi, Hipertansiyon Çalýþma Grubu ise kroner kalp hastalýðý riskinin beden kitle oraný 0.8' üzerine çýktýðýnda hýzla arttýðýný bu artýþýn da obezitenin kan besýnçý ve lipidler üzerindeki olumsuz etkisi ile açýklanabileceðini, diðer yandan obez bireylerde kalp yetersizliði riskinin obez olmayanlara göre iki kat fazla olduðunu ve obez bireylerin yarýsýnýn hipertansif olduðunu belirt-miþlerdir (Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneði 2014).

Obezite, Tip 2 diyabet için önemli bir risk faktörü olup tip 2 diyabetiklerin %90'ý obezdir (Akal Yýldýz 2012). Obezite, Dislipidemi, Hipertansiyon Çalýþ-ma Grubu, tip II diyabetin tüm etnik gruplarda obezite ile güçlü iliþkisi olduðunu ve obezite dere-cesi arttýkça tip II diyabet riskinin de arttýðýný, tip II diyabetin %80'den fazla obezite ile görüldüðünü belirtmiþlerdir (Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneði 2014).

Obezitenin Tedavisi

Obezitenin tedavisi Antik Yunan'da Hipokrat'a kadar dayanýr, Hipokrat'a göre obezite için "çare" çok çalýþmak, sert bir yatakta uyumak, günde bir kez yemek, yaðlý yiyecekler tüketmek ve bir gün içinde olabildiðince uzun süre çýplak olarak çalýþ-maktýr (Wadden 2001).

Dünya Saðlýk Örgütü, obeziteyi dünya çapýnda bir salgýn olarak tanýmlamaktadýr ve obezitenin tedavi edilebilir dahasý önlenebilir bir saðlýk sorunu olduðunu öne sürmektedir. Türkiye Halk Saðlýðý Kurumuna (2014) göre obezitenin tedavi yollarý þunlardýr; týbbi beslenme (diyet) tedavisi, egzersiz

(4)

tedavisi, davranýþ deðiþikliði tedavisi, farmakolojik tedavi ve cerrahi tedavi.

Obezite, Dislipidemi, Hipertansiyon Çalýþma Grubu, BKI puaný 25'in üzerinde olan ve bel çevre-si kadýnlarda 80 cm, erkeklerde 94 cm'den fazla olan bireylerin obezite için riskli grubu oluþtur-duðunu ve eþlik edebilecek saðlýk sorunlarýnýn hekimlerce deðerlendirilmesi gerektiðini öne sür-müþlerdir (Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneði 2014).

Týbbi beslenme (diyet) tedavisi:

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneði'ne göre diyet obezite tedavisinde basit, kolay uygulan-abilir, ucuz ve güvenli bir yoldur (2014). Bu teda-vide amaç alýnan enerji ile harcanan enerji arasýn-da bir açýk oluþturarak vücudun yað depolarýnarasýn-da azalma saðlamaktýr. Þiþmanlýkta diyet tedavisinin günümüzde geçerli þekli; yüksek posa ve düþük yað içeren besinlerden (tam tahýl, az yaðlý et ve süt ürünleri, çeþitli türde sebze ve meyveler ile düþük enerjili içecekler) oluþan diyetin hastaya önerilme-sidir. Hasta tedavi sýrasýnda basit karbonhidratlar-dan uzak durmalý ve enerjinin %15-%20'si protein-den saðlanmalýdýr. Bu tür diyetlerin yalnýzca kilo üzerinde deðil kan lipidleri ve kan basýncý üzerinde olumlu etkileri olduðu gözlenmiþtir (Akbulut ve Rakýcýoðlu 2010).

Tedavinin temel ilkeleri, vücut aðýrlýðýný arzu edilen düzeye indirmek, kiþinin bütün besin öðesi gereksinimlerini yeterli ve dengeli bir biçimde karþýlamak, kiþiye yanlýþ beslenme alýþkanlýklarý yerine, doðru beslenme alýþkanlýklarý kazandýrmak ve son olarak vücut aðýrlýðý arzu edilen düzeye geldiðinde, tekrar aðýrlýk kazanýmýný engellemek ve sürekli ayný düzeyde tutmaktýr. Bu kapsamda yapýlan tedavide ilk olarak kiþinin beslenme alýþkanlýklarý ve besin tüketimi deðerlendirilir, bunun için kiþinin bir günü hafta sonu olmak üzere en az üç günlük besin kayýtlarý istenir ve hastanýn yeme düzeninde yapýlacak deðiþiklikler buna göre belirlenir (Akbulut ve Rakýcýoðlu 2010).

Egzersiz Tedavisi:

"Fiziksel aktivite" enerji harcamasýna neden olan, iskelet kaslarý tarafýndan oluþturulan herhangi bir

fiziksel hareket olarak tanýmlanýrken "Egzersiz" ise fiziksel aktivitenin bir bölümü olarak görülür ve fiziksel uygunluðun bir ya da birçok bileþenini geliþtirmek için yapýlan, planlý ve tekrarlý bedensel hareketler olarak açýklanmaktadýr (Pekmez ve ark. 2012). Türkiye Halk Saðlýðý Kurumu'na göre (2014) bir yetiþkinin her gün 30 dakika orta þiddette egzer-siz yapmasý gerekmektedir, bu düzeydeki egzeregzer-siz kiþinin ortalama 200 kcal enerji tüketmesini saðlar. Obez kiþilerin tedavisinde de bu bireylerin her gün fiziksel olarak aktif olmalarý amaçlanmaktadýr ancak enerji harcamasý kiþinin vücut aðýrlýðýna, aktivitenin þiddetine ve kiþinin saðlýk durumuna göre belirlenmelidir (Türkiye Halk Saðlýðý Kurumu 2014). Bu nedenle egzersiz yapmaya baþlamadan önce bir doktora danýþmak ve egzersiz planýný bir spor eðitmenin tavsiyeleri doðrultusunda belir-lemenin önemi göz ardý edilmemelidir. Obezitenin tedavisinde yürüyüþ ve direnç egzersizlerinin yaný sýra günlük yaþam aktivitelerinin arttýrýlmasý hedef-lenmektedir. Türkiye Halk Saðlýðý Kurumu'na göre kiþi en az haftanýn beþ günü mümkünse her gün, günde bir kez 40-60 dakika ya da iki kez 20-30 daki-ka olmak üzere fiziksel aktivitede bulunmalý ve azami oksijen tüketimi %50 ile %70 arasýnda olmalýdýr (Türkiye Halk Saðlýðý Kurumu 2014). Diðer yandan Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneði (2014) obez kiþilerin basit ve yürüyüþ gibi emniyetli egzersizlerle aktiviteye baþlamalarýný, baþlarken haftada 3 gün 10 dakika yürüyüþ yapmalarýný, zamanla bunun haftada en az beþ gün 30-45 dakikaya çýkarýlmasýný tavsiye etmek-tedir. Planlý egzersizin yaný sýra yürüme mesafesin-deki yerler için taþýt kullanýlmamasý, asansör yerine merdiven kullanýlmasýnýn, arabanýn gidilecek yer-den uzak bir yere park edilmesi, otobüsten bir durak önce inilmesi bu kiþilerin günlük yaþamlarýný daha aktif kýlmak adýna yapýlabilecek basit deðiþik-liklerdir. Ancak yapýlan araþtýrmalar yoðun olmayan egzersiz programlarýnýn kilo verdirici etki-sinin ýlýmlý olduðunu göstermiþtir (Miller ve ark. 1997, Garrow ve Summerbell 1995, Ballor ve Poehlman 1994).

Obez bireylerde bir yandan enerji harcamasý art-týrýlýrken diðer yandan yaralanma riskinin en düþük düzeyde tutulmasý çok önemlidir. Önerilen egzersiz programýnýn kiþiye özgü ve uygulanabilir olmasýnýn yaný sýra, eðlenceli ve bireyin günlük yaþam

(5)

alýþkan-lýklarý ile uyumlu olmasý dikkat edilecek diðer önemli noktalardýr. Egzersiz tedavisi yað dokusunu ve karýn bölgesindeki yaðlanmayý azaltýr, bu tedavi sýklýkla diyet tedavisine destekleyici nitelikte öner-ilir, böylece diyet sýrasýnda ortaya çýkabilen kas kütle kayýplarýnýn da önüne geçmek mümkün olur (Türkiye Halk Saðlýðý Kurumu 2014).

Farmakolojik Tedavi:

Obezitenin tedavisinde kullanýlan ilaçlar enerji alýmýný azaltmaya yönelik olarak santral (merkezi) ve periferik (çevresel) olmak üzere ikiye ayrýlýr. Santral etkili olanlar sibutramin, rimonobant ve ferntermin benzeri ilaçlar iken periferik etkili olan orlistat'týr. "Sibutramin" norepinefrin, serotonin ve daha az oranda da dopamin geri alým inhibitörü olarak etki gösterir ve gýda alýmýný azaltýr. "Rimonabant" ise Cannabinoid 1 Reseptörü'nde özgül olarak bloke eder. Ýþtah ve vücut aðýrlýðýnýn düzenlenmesinde rol oynadýðý düþünülmektedir. Fentermin sempatomimetik bir ajandýr, gýda alýmýný erken dönemde tokluk saðlayarak azaltýr ve alýþkanlýk yapýcý etkileri olduðu için sadece kýsa dönem tedavide önerilmektedir. "Orlistat" bir lipaz inhibitörü olup gastrik ve pankreatik lipazlarý inhibe ederek diyetle alýnan yaðlarýn emilimini bozarak etki gösterir (Gülçelik ve ark. 2007). Bunlar dýþýnda depresyon tedavisinde kullanýlan bupropion gibi antidepresanlar, diyabet tedavisinde kullanýlan metformin, epilepsi tedavisinde kullanýlan topiramat da obezitenin far-makolojik tedavisinde üzerinde çalýþýlan ilaçlar arasýndadýr (Bahçeci ve ark. 2009). Ýlaç tedavi-lerinin hedefi, 3-6 ay içerisinde baþlangýç vücut aðýrlýðýnýn %5'inden fazlasýnýn verilmesi ve bu kilo-nun korunmasýdýr (Gülçelik ve ark. 2007).

Craighead ve Agras, obezitenin tedavisinde lanýlan iþtah kapatýcý ve antidepresan ilaçlarýn kul-lanýmýnýn kiþinin kendisini kýsýtlamasýný iyileþtirdiðini ancak bunun davranýþsal tedavi ile kullanýlmasýnýn önemli olduðunu ve ilaçlar býrakýldýðýnda kiþilerin yeniden kötüye gidebilecek-lerini ortaya koymuþlardýr (Craighead ve Agras 1991).

Türkiye Halk Saðlýðý Kurumu'na göre (2014) obezite tedavisinde ilaç kullanýmý hafif ve orta

derecede aðýrlýk fazlalýðý olan bireyler için uygun deðildir. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneði (2014) ise hiçbir ilacýn dozla iliþkili kilo kaybý, ulaþýlan hedef kilonun devamlýlýðýný saðlaya-bilme, kronik olarak kullanýldýðýnda güvenilir olma ve kötü kullaným ya da baðýmlýlýða yol açmama ölçütlerini bir arada saðlayamadýðýný, bu yüzden obezite tedavisinde ilaçlarýn tek baþlarýna kullanýl-mamasý gerektiðini savunmaktadýr.

Craighead ve Agras'a göre obezitenin uzun süreli farmakolojik tedavisi davranýþçý tedaviler ile birlik-te verildiðinde yalnýzca davranýþsal birlik-tedavi verilen ancak olumlu sonuçlar alýnamayan bireyler için yararlý olabilir (Craighead ve Agras 1991).

Cerrahi Tedavi

Obezite cerrahisinde alýnan gýdalarýn ya da besin-lerden alýnan enerjinin azaltýlmasý için mide ve ince baðýrsaða bir giriþimde bulunulur; bu amaçla gast-roplasti ameliyatlarý, gastrik bantlama, gastrik balon, Jejenoileal ve Roux-en Y gastrik bypass gibi yöntemler kullanýlýr. Cerrahi yöntemlerin etkili olmasýna karþýn bu tedavinin ancak BKÝ'i 35-40 arasýnda olan, obezite ile iliþkili hastalýk için yüksek risk taþýyan hasta grubuna uygulanmasý önerilmek-tedir (Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneði 2013).

Gloay ve ark. (2013) 11 farklý araþtýrma ve 796 kiþinin (BMI skorlarý 30-52 arasýnda olan) verileri-ni dahil ettikleri meta-analiz çalýþmasý sonucunda bariatrik cerrahi tedavisinin, cerrahi olmayan tedavilere göre daha fazla kilo kaybý saðladýðý (ortalama 26 kilo), Tip II diyabet ve metabolik sendromda daha fazla gerilemeye yol açtýðý, hasta-larýn yaþam kalitelerinin daha fazla artmasýna olanak saðladýðý ancak demir eksikliði anemisine yol açtýðý bulgularýna ulaþmýþlardýr.

Obeziteye Psikoterapötik Yaklaþým

1950'lerde obezite psikanalitik teori ile bilinçdýþý çatýþmalarýn rol aldýðý temel bir kiþilik probleminin alameti olarak açýklandý (Brownell ve Wadden 1992). Sorunun temelinde oral fiksasyonun ya da üzüntü ve yetersizlik duygularýnýn yiyerek telafi edilmesinin yattýðý düþünüldü ve sorunun

(6)

çözümünde hastanýn kilo vermesi gerekli görüldü (Wadden 2001).

1960'lara geldiðimizde þiþmanlýk içsel bilinçdýþý çatýþmalar yerine gözlenebilir olan davranýþlarla ilintilendirildi. Ýlk olarak Ferster ve ark. davranýþçý ilkelerin obezite tedavisine uygulanmasýný önerdi-ler (Wadden 2001). Bunun üzerine davranýþçýlar obeziteyi öðrenilmiþ bir bozukluk olarak açýkladýlar ve fazla yemenin koþullama ilkeleri ile açýklanabile-ceðini öne sürdüler; buna göre önce nötr bir uyaran yeme davranýþý ile eþleþiyor, ardýndan yeme açlýðýn olmadýðý durumlarda da ortaya çýkmaya baþlýyor (Wadden ve Stunkard 2002). Bu görüþ ile ilgili ilk deneysel kanýtlar Stuart tarafýndan 1967 yýlýnda yayýnlandý. Stuart, 8 obez bireyin katýldýðý, 30 dakikalýk bireysel seans olarak yapýlandýrdýðý çalýþ-masýnda, her katýlýmcý ile 26 seans gerçekleþtirdi ve bir yýllýk izlemin sonunda katýlýmcýlarýn kilolarýnda ortalama 17.2 kiloluk bir azalma tespit etti, bu yüz-den Stuart'ýn bu çalýþmasý bir devrim niteliðindeydi ve pek çok çalýþmanýn öncüsü oldu (Wadden 2001). Yýllar içinde bu tedavi biçimi gözden geçirildi, 1970'lerde obezitenin tedavisinde davranýþçý grup tedavileri ortaya çýktý. 1980'lerde ise çok düþük kalorili diyetler ve tedavinin önemli bir bileþeni olarak egzersiz gündeme geldi. Sosyal destek ve sýkça yapýlan takip ziyaretleri de kilo koruma stratejileri arasýna dahil oldu (Wadden 2001). 1980'li yýllarda Beck ve Ellis'in çalýþmalarý biliþsel davranýþçý modeli ortaya koydu (Beck 2011, Ellis 1986). Bu model, düþüncelerin, tutumlarýn ve inanýþlarýn kiþilerin duygu ve davranýþlarý üzerinde belirleyici etkisi olduðunu öne sürüyordu (Türkçapar 2008). Obezitenin biliþsel davranýþçý tedavi modelinin öncüleri Dunkel ve Glaros oldu. Her ne kadar o güne dek obezitenin tedavisinde biliþsel tekniklerin uygulanmasý baþka araþtýrma-cýlar tarafýndan gündeme getirilmiþ olsa da Dunkel ve Glaros 1978 yýlýnda biliþsel tekniklerin obezite tedavisinde etkililiði üzerine karþýlaþtýrmalý bir çalýþma tasarladýlar, metodolojik bazý problemler nedeni ile sonuçlar eleþtirildi (Wadden 2001). 2000'lerin hemen baþlarýnda, Cooper ve Fairburn obezitenin tedavisine yönelik biliþsel davranýþçý yönelimli bir program ortaya koydular. Onlara göre obezitenin biliþsel davranýþçý tedavisinin tek hedefi yeme ve egzersiz davranýþlarýnda deðiþim saðlamak deðil bu davranýþlarý devam ettiren biliþsel

deðiþik-likleri yaratmaktý (Fabricatore 2007, Cooper ve Fariburn 2001, Cooper ve ark. 2010).

Yukarýda bahsi geçen literatür özetinden anlaþýla-bileceði gibi obezitenin tedavisi aþamasýnda uygu-lanmasý önerilen psikoterapötik desteðin yöntemi ve protokolü konusunda, halkýn kolaylýkla ulaþa-bileceði resmi ve resmi olmayan kaynaklarda çeliþkili bilgiler mevcuttur. Bu derleme yazýsýnýn amacý da alan yazýnýnda bahsi geçen biliþsel ve davranýþçý yöntemlerin arasýndaki fark ve benzer-likleri ortaya koymak iki tedavi türünün etkiliði konusunda bir karþýlaþtýrma yapmaktýr.

Davranýþçý Tedaviler ve Ötesi: Obeziteye Biliþsel Davranýþçý Yaklaþým

Obezitenin davranýþçý tedavisi temelde klasik ve edimsel koþullama ilkelerine dayanmaktadýr, tedavi hastaya uygun olarak hazýrlanmýþ bir diyet ve eg-zersiz programýnýn tamamlayýcýsý olarak uygulanýr; bu yüzden bu tedavi türü dünyanýn her yerindeki pek çok ticari kilo verme programý tarafýndan da kullanýlmaktadýr (Wadden 2001).

Tedavi kapsamýnda hastalarýn saðlýk durumlarý göz önüne alýnarak kadýnlar için 1000-1200, erkekler için ise 1200-1600 kcal arasýnda bir yeme prog-ramýnýn oluþturulmasý ilk aþamadýr, bu program ile amaç günlük 500 ila 1000 kalorilik bir açýðýn oluþ-turulmasý ve bireyin haftalýk 0.5-1 kg kaybetme-sidir. Tedavi temelde hastanýn kilosunun %10'unu kaybetmesini hedefler. Diyet programýnýn yaný sýra günlük 30 dakikalýk bir egzersiz veya fiziksel aktivite tavsiye edilir (Wadden 2001, Fabricatore 2007, Garaulet ve Perez de Heredia 2009). Obezitenin davranýþçý tedavisinde amaç hastanýn yeme ve egzersiz davranýþýnda deðiþim yaratmaktýr ve bunun için hastadan þu becerileri edinmesi bek-lenir; "Kendini Ýzleme, Hedef Belirleme, Dürtü-Kontrolü, Davranýþsal Yerine Koyma, Pozitif Pekiþtirme" (Wadden ve Stunkard 2002, Fabrica-tore 2007).

Kendini Ýzleme; bu beceri tedavinin temel prensip-leri arasýnda yer almakta olup alýnan gýdalarýn ve yapýlan egzersizin günlük olarak kaydýnýn tutul-masýný içerir. Kiþi yediklerinin yaný sýra, yedikleri ve içtiklerinin kalori deðerlerini, zamanýný dahasý yemeden önceki açlýk hissi, duygularý, yeme

(7)

sýrasýn-da yaptýðý aktiviteleri, yanýnsýrasýn-da olan kiþileri vs. kayýt altýna alýr. Bu þekilde hastanýn yediklerine iliþkin farkýndalýðýnýn artmasý, yeme davranýþýný olumsuz etkileyen durumlar hakkýnda farkýndalýk kazan-masý amaçlanýr. Hasta, ölçme araçlarýnýn (mutfak tartýsý, ölçü kaplarý vs) kullanýmý, paketli besinlerin besin deðerlerini içeren etiketlerin okunmasý ve kalori sayma kýlavuzlarýnýn kullanýmý konusunda eðitilir (Fabricatore 2007, Garaulet ve Perez de Heredia 2009).

Hedef Belirleme; hastalardan tedavinin baþýndan itibaren spesifik, zaman-sýnýrlý ve gerçekçi hedefler koymalarý beklenir. Davranýþçý terapist hastaya bu konuda rehberlik eder (Fabricatore 2007).

Dürtü-kontrolü; bu yöntem temelde hastanýn fazla yeme ve hareketsizlik gibi istenmeyen davranýþ-larýný tetikleyen uyaranlarý ortadan kaldýrýlýp, istendik davranýþlarýnýn ortaya çýkmasýný tetikleyen uyaranlarýn ulaþýlabilirliðinin arttýrýlmasýný hedef-ler. Bu noktada hasta yemek yediði yerleri sýnýr-landýrmak, yavaþ yemek, baþtan çýkarýcý yiyecekleri evinde bulundurmamak ya da kolay ulaþýlabilir bir yerde tutmamak, yeme kayýtlarýný yemek yediði alanda kolay görebileceði bir noktada tutup hemen kaydetmek gibi tedavinin hedefi olan diyete uyumu arttýrabilecek bazý küçük çevresel deðiþiklikleri uygulamasý konusunda cesaretlendirilebilir. Bunun yaný sýra hastanýn yeme kayýtlarýna dayanarak yeme ile doðrudan ilintili olmasa da yeme davranýþýný tetikleyen uyaranlar ile yeme davranýþý arasýndaki baðlantýlarý kesmesi gerekmektedir ve terapistin görevi bu baðlantýlarý hastaya fark ettirerek hasta ile iþ birliði içinde gerekli çevresel düzenlemeleri belirlemektedir (Fabricatore 2007, Garaulet ve Perez de Heredia 2009).

Davranýþsal Yerine Koyma; kiþinin yeme dürtüsünü kontrol edebilmesi adýna yapýlan çevre-sel düzenlemeler gerekli ve önemli olsa da yeme isteði ile ilintili bütün uyarýcýlarý ortadan kaldýrýl-masý konusunda yeterli olmayabilir. Örneðin pek çok kiþi duygusal bir uyarana tepki olarak yemek yer. Bu noktada davranýþçý terapistler yeme ile ilin-tili olmayan uyaranlara yeme dýþýnda alternatif bir davranýþýn geliþtirilmesinde hastaya rehberlik et-meye çalýþýrlar. Bu noktada alternatif davranýþýn hastanýn pasif kaldýðý müzik dinlemek gibi aktivite-lerden ziyade hastayý aktif olarak yapacaðý yazmak,

ev iþi yapmak, egzersiz yapmak, el iþi yapmak gibi davranýþlardan seçilmesi tavsiye edilir (Fabricatore 2007).

Pozitif Pekiþtirme; hastanýn hedeflerine ulaþtýkça kendisini yeme ile ilintili olmayan bazý ödüllerle pekiþtirmeyi öðrenmesi hedeflendir. Bu noktada hastanýn kendisine alacaðý bizzat belirleyeceði bazý ufak hediyeler yaný sýra terapist ve hastanýn hedef koyma aþamasýnda mutabýk kaldýklarý kiþinin iste-diði bir þeyi satýn almasý ya da istenilen bir aktivitenin gerçekleþtirilmesi ödül olarak kullanýla-bilir. Bunlarýn yaný sýra hedef kiloya ulaþýlýnca kazanýlan puanlar ya da diploma benzeri belgeler de ödül niteliðinde yararlý olabilir (Garaulet ve Perez de Heredia 2009).

Bu yöntemlerin yaný sýra "saðlýklý beslenme ve egzersiz konusunda eðitim" ve "biliþsel yeniden yapýlandýrma" da obezitenin davranýþçý tedavisi sýrasýnda sýklýkla kullanýlan yöntemler arasýnda sayýlýr. Diyet ve egzersiz konusunda yapýlan eðitim-ler kapsamýnda hastalar saðlýklý beslenme ilkeeðitim-leri, obezitenin yarattýðý saðlýk komplikasyonlarý ve riskler, egzersizin kilo vermeye etkisi, egzersizin saðlýklarý üzerindeki olumlu etkileri konularýnda bilgilendirilirler. Davranýþçý tedavilerde biliþsel yeniden yapýlandýrma ise istenmeyen davranýþlarý ortaya çýkaran biliþsel süreçlere müdahale aþa-masýnda kullanýlýr. Burada temel amaç biliþsel bir deðiþiklikten ziyade davranýþsal bir deðiþimin önünde duran biliþsel engelleri kaldýrmaktýr (Fabricatore 2007, Garaulet ve Perez de Heredia 2009).

Obezite için uygulanan davranýþçý tedavi 20 hafta boyunca haftalýk 60-90 dakikalýk seanslar halinde bireysel ya da grup tedavisi ile gerçekleþtirilebilir, gruplar 8-20 kiþi arasýnda olabilir. Pek çok grup programýnda bir davranýþçý terapistin yaný sýra bir beslenme uzmaný, egzersiz koçu gibi konuya göre deðiþen uzmanlar yer alabilir. Obezitenin davranýþçý tedavisinde seanslar yapýlandýrýlmýþtýr; her seans yeme kayýtlarý ve diðer ödevlerin kont-rolü ile baþlar, terapist bir kilo kontkont-rolü becerisini tanýtýr ve hastalarýn yaþadýklarý problemlerle ilgili çözümler getirilmeye çalýþýlýr, seansýn bitimine doðru yeni spesifik davranýþsal hedefler belirlenir ve bu doðrultuda verilen ödevlerle seans son-landýrýlýr. Grup seanslarý sýrasýnda katýlýmcýlara

(8)

kendi özel sorunlarýna yönelik genel bir strateji sunan sorun çözme eðitimi verilir (Cooper ve ark. 2010, Cooper ve Fairburn 2001, Fabricatore 2007). Obezitenin tedavisine yönelik biliþsel davranýþçý terapi uygulamalarý, kiþide sorunu sürdüren biliþ-lerin ele alýnmasý ve bu biliþbiliþ-lerin yerine iþlevsel alternatif yeni biliþlerin konmasý esasýna dayanýr. Diðer yeme bozukluklarýnda karþýlaþýlan ve kiþi-lerde söz konusu bozukluðun ortaya çýkmasý veya sürdürülmesine katkýda bulunan düþünce hatalarý obezitenin ortaya çýkýþý her nasýl olursa olsun, sürdürülmesinde rol oynamaktadýr. Beck'e (2007) göre bu düþünce hatalarý ya hep ya hiç biçiminde düþünme, olumsuz geleceði önceden görmek, gele-ceði abartýlý olumlu görmek, duygusal çýkarsama, zihin okuma, kendini kandýrma, iþlevsel olmayan kurallar, haklý neden ileri sürmek, abartýlý düþün-medir. Beck bu amaçla motivasyon artýrýcý müda-haleler, kendini izleme, çevrenin uygun þekilde düzenlenmesi, kilo verme amaçlý diyet baþlanmasý, saðlýklý bir diyetle ilgili psikoeðitim verilmesi, egzersiz yapma konusunda danýþanýn desteklen-mesi, diyet ve egzersiz programlarýna baðlý kalma konusunda kiþilere engel olan baltalayýcý düþüncelere karþý koyma gibi müdahaleleri içeren bir kendine yardým programý oluþturmuþtur (Beck 2007).

Obezitede yeniden kilo alýmýnýn psikolojik yor-dayýcýlarýný belirlemeye yönelik yapýlan bir çalýþma-da, zayýflama merkezlerine devam edip kilosunun %10'unu vermiþ 44 kadýn ile hemen kilo verme-lerinin ardýndan ve bir yýl boyunca her iki ayda bir görüþülmüþ, sonunda yeniden kilo alýmýna iliþkin yordayýcýlardan en önemlilerinden birisi ya hep ya hiç tarzý düþünme olarak saptanmýþtýr (Bryne ve ark. 2004).

Hastalara seanslar esnasýnda bu iþlevsel olmayan hatalý düþüncelerini tanýmalarý öðretilir. Daha sonra bu düþünceler gerçeðe uygunluðu ve iþlevsel-liði açýsýndan uygun tekniklerle gözden geçirilip çürütülür. Yerine bunlara alternatif olacak yeni iþlevsel biliþlerin oluþturulmasý gündeme alýnýr. Bunun yaný sýra duygusal sorunlarla baþa çýkma ve sorun çözme becerilerinin öðretilmesi de amaçlanýr. Yeni öðrenilen beceriler uygun ev ödev-leriyle pekiþtirilir ve danýþanýn verdiði kiloyu uzun süre korumasý için de müdahaleler biliþsel

davranýþçý terapi yaklaþýmýnýn odaklandýðý konular-dandýr (Cooper ve ark. 2002, Beck 2007).

Sözü edilen biliþsel davranýþçý tedavi modeli birey-sel, grup veya kiþinin kendi kendine uygulamasýna yönelik kendine yardým programlarý aracýlýðý ile uygulanabilir.

Cooper ve Faiburn (2001) bireysel uygulanabilecek bir program öne sürmüþlerdir. Araþtýrmacýlar mev-cut uygulamalarda eksik kaldýðýný düþündükleri enerji açýðýnýn sürdürülmesini gerektiren kilo kay-býna ulaþma amacý ile kaybedilmiþ kiloyu koruma amacý arasýnda açýk bir ayrým yapýlmamasý üzerinde yoðunlaþmýþlardý. Onlarýn gözlemlerine göre; hastalar diyete baþlamalarýnýn 4-6 ayýnda kilo kaybý oranýndaki azalmaya baðlý ne kilo hedeflerine ne de kilo kaybetmeye baðlý diðer hedeflerine ulaþamayacaklarýný fark etmeleri sonucu, kilolarýný kontrol etme giriþimlerinin önemli ölçüde çabaya deðmeyeceðine inanmakta ve sonuç olarak zorlan-mayý ve diyet programýna devam etmeyi býrakmak-tadýrlar.

Cooper, Fairburn ve Hawker (2002) oluþturduklarý modeli "kilo kaybý fazý" ve "kilo kuruma fazý" olmak üzere iki temel fazdan ve dokuz modülden (1. Tedaviye baþlama, 2. Kilo kaybýný saðlama ve koru-ma, 3. Kilo kaybýnýn önündeki engelleri ele alkoru-ma, 4. Aktiviteyi arttýrma, 5. Beden algýsý endiþelerini ele alma, 6. Kilo hedeflerini ele alma, 7. Birincil hedef-leri ele alma, 8. Saðlýklý beslenme, 9. Kilonun korunmasý) oluþmaktadýr. Birinci fazýn amacý hem kilo kaybý saðlamak hem de ulaþýlan kilonun korun-masýnda ortaya çýkabilecek potansiyel engelleri belirlemektir; bu engeller davranýþsal ve biliþsel olarak ele alýnýr. Bu fazýn sonlandýrýlmasýndan itibaren hastanýn artýk kilo kaybetmesi deðil kilo-sunu korumasý hedeflenmelidir, dolayýsýyla ikinci fazda hastalara biliþsel ve davranýþsal olarak kay-bettikleri kiloyu uzun dönem baþarý ile korumalarý konusunda yardým edilir.

Bu modelin etkililiðinin test edildiði çalýþmada 150 katýlýmcý davranýþçý terapi, yönlendirilmiþ kendine yardým grubu ve yeni tedavi modeli gruplarýna rast-gele daðýtýlmýþ, kilo verme aþamasýnda davranýþçý tedavi grubu ve yeni tedavi modeli grubundaki hastalar aðýrlýklarýnýn yaklaþýk %10'unu kaybe-derken yönlendirilmiþ kendine yardým grubunda bu oranýn daha düþük olduðu tespit edilmiþtir.

(9)

Katýlýmcýlar üç yýl boyunca izlenmiþ ve çalýþmanýn sonunda katýlýmcýlarýn büyük çoðunluðunun davranýþçý tedavinin uygulandýðý grupla benzer þe-kilde verdikleri kilonun neredeyse tamamýný aldýk-larý tespit edilmiþtir (Cooper ve ark. 2010). Bu sonuç ise kilo kaybetme ve verilen kilonun uzun vadeli korunmasý konusunda biliþsel müdahalelerin de uzun vadede beklenen sonuçlarý vermeyebile-ceðini düþündürmektedir.

Biliþsel davranýþçý terapi ilkelerini kullanan grup uygulamalarýnda sýklýkla kullanýlan programlardan bir tanesi LEARN isimli programdýr. Aslýnda kiþi-lerin kendi kendikiþi-lerine uygulamalarý için tasarlan-mýþ bir program olmasýna raðmen bireysel ve grup tedavi programlarýnýn bir parçasý olarak takip edilmiþtir. LEARN 16 haftalýk, kalori sýnýrlamasý olan, beslenme ile ilgili eðitimin yaný sýra, kendi izleme, yemek yeme süresinin uzatýlmasý ve yenilen porsiyonlarýn düzenlenmesi gibi davranýþ müda-halelerini içermektedir (Brownell 1987).

Eichler ve ark. (2007), yetiþkinlerde kilo verme konusunda biliþsel davranýþçý tedavilerin ilk basamakta uygulanabilirliðini araþtýrmýþlardýr. Çalýþmalarýnda LEARN programýndan yola çýkarak geliþtirilmiþ BASEL programýný kullan-mýþlar; bu program standart davranýþsal stratejileri kapsamasýnýn yaný sýra, kiþilerin hedeflerine ulaþa-madýklarý durumlarda negatif düþüncelerini deðiþtirmelerine yönelik eðitimi içermektedir. 8-10 kiþilik gruplara haftalýk olarak uygulanan 90 dakikalýk 16 yapýlandýrýlmýþ seansýn uygulandýðý çalýþmaya, beden kitle indeksi 25 ve üzerinde olan 191 katýlýmcý alýnmýþtýr. Katýlýmcýlardan 147'si bir yýl boyunca izlenmiþ olup çalýþma sonucunda klinik olarak anlamlý bir düzeyde kilo kaybý (4 kg) saðladýklarý tespit edilmiþ ve kilo kaybý konusunda birinci basamak düzeyinde biliþsel davranýþçý prog-ram yürütmenin uygulanabilir olduðu sonucuna ulaþýlmýþtýr (Eichler ve ark. 2007).

Bir baþka çalýþmada (Agras ve ark. 1997) katýlým-cýlar iki gruba ayrýlmýþ ve bir gruba LEARN pro-gramýna baðlý kalarak 12 seanstan oluþan biliþsel davranýþçý grup terapisi verilirken diðer grup kont-rol grubu olarak belirlenmiþtir. Tedavi grubunun yarýsýnda týkýnýrcasýna yeme bozukluðu saptanmýþ olup, bu katýlýmcýlar çalýþmadaki tedavi pro-tokolüne öncelikle týkýnýrcasýna yeme bozukluðu

açýsýndan tedavi uygulandýktan sonra dahil edilmiþlerdir. Araþtýrma sonuçlarýna bakýldýðýnda, biliþsel davranýþçý tedavi grubunda ortalama 9.4±7.5 kg kayýp, BMI puanlarýnda ise 3.48 ± 2.70 kg/m2'lik bir düþmenin olduðu gözlenmiþtir, kont-rol grubunda ise anlamlý bir kilo kaybý gözlen-memiþtir. Saðlýkla ilintili hayat kalitesi puanlarýnýn ise bütün tedavi gören katýlýmcýlar için ortalama %5-19 iyileþtiði tespit edilmiþtir. Týkýnýrcasýna yeme bozukluðu olan obez hastalarda kilo kaybýnýn olmayanlara göre daha düþük olduðu gözlenmiþtir. Stahre ve Hallström, 2005 yýlýnda yaptýklarý bir çalýþmada, týkýnýrcasýna yeme bozukluðunu ve obeziteyi biliþsel davranýþçý yöntemlerle tedavi etmek amacýyla geliþtirilen bir program kullan-mýþlardýr. Söz konusu program 30 saatlik bir içerik-ten oluþmakta olup gruplarda uygulamak üzere tasarlanmýþtýr. 3'er saatlik oturumlar halinde 10 haftaya yayýlmýþ þekilde uygulanan program kap-samýnda biliþsel psikoterapi ve psiko-eðitimin yaný sýra yiyecekler, diyet ve beslenme ile bilgiler içer-mektedir ancak bu program temelde yeme davranýþýndan ziyade iþlevsel olmayan yeme davranýþýnýn altýnda yatan olasý nedenlere odaklan-maktadýr. Program kapsamýnda kendini kontrol, düþük kendine güven ve stres deneyimleri ile ilgili yetersizliklere özel olarak vurgu yapýlmýþtýr. Çalýþ-maya katýlan 105 hasta biliþsel grup tedavi prog-ramý ve bekleme listesi olarak iki gruba ayrýlmýþtýr ve sonuçta tedavinin bitiminde çalýþma grubunun ortalama 8.5 kilo kaybettiði tespit edilmiþtir. 18 ayýn sonunda ise tedavi grubunun ortalama 10.4 kilo kaybederken kontrol grubu 2.3 kilo artýþ göstermiþtir. Bu programýn uyarlanmýþ bir halinin kullanýldýðý 2007 yýlýnda yayýnlanan bir baþka çalýþ-mada ise 15 kiþi biliþsel terapi ve psikoeðitim prog-ramýný tamamlarken 20 kiþilik kontrol grubu ise orta yoðunlukta fiziksel aktivite ve davranýþçý tekniklerin uygulandýðý bir programý tamam-lamýþlardýr. Çalýþma sonunda tedavi sonu ortalama kilo kaybý 8.6 kiloyken 18 ay sonunda izlem süreci-ni tamamlayan 13 kiþi için ortalama aðýrlýk kaybý 5.9 kilo olarak tespit edilmiþtir. Kontrol grubunda ise tedavi sonundaki ortalama kilo kaybý 0.7 kilo ve 18 aylýk izlem sürecini tamamlayan 16 kiþinin orta-lama kilolarý 0.3 kg artmýþtýr.

(10)

araþtýrmayý amaçlayan Werrij ve ark.’nýn yaptýklarý çalýþmada iki gruba ayrýlan 204 katýlýmcýya, grup beslenme tedavisi yaný sýra biliþsel tedavi ya da fiziksel egzersiz verilmiþ baþta her iki grubun da anlamlý ölçüde kilo kaybettiði tespit edilse de, birinci yýlýn sonunda fiziksel egzersiz grubunun kay-bettikleri kilonun %25'ini alýrken, biliþsel terapi grubunun verdikleri kiloyu koruduklarý gözlen-miþtir (Werrij ve ark. 2009).

Önen Sertöz ve Elbi Mete (2005) 15 ve 13 kiþilik iki ayrý gruba 8 hafta boyunca biliþsel davranýþçý tedavi uygulanmýþ ve tedavi bir yýla tamamlanmýþtýr. Biliþsel davranýþçý terapi boyunca yeme davranýþý ve bunu anlamaya yönelik haftalýk ev ödevlerinin yeme kontrolüne etkisi, fiziksel egzersizin önemi, biliþsel deðiþim-problem-çözme becerisi geliþtirme ve bunun yeme davranýþýna uyarlanmasý, negatif beden algýsýnýn deðiþtirilmesine odaklanýlmýþtýr. Sekiz haftalýk seanslarýn sonunda hastalarýn beden kitle indekslerinde ve kilolarýnda anlamlý bir azal-manýn yaný sýra psikiyatrik belirtilerinde gerileme saðlanmýþtýr.

SONUÇ VE TARTIÞMA

Görüldüðü gibi obezite çaðýmýzýn en ciddi ve en zor tedavi edilebilen saðlýk problemlerinden biridir. Obezite tedavisi aþikâr þekilde hiç kolay deðildir ve genellikle beklenenden daha kötü sonuçlar elde edilmektedir. Çünkü obez kiþiler her ne kadar zor-lukla da olsa kilo verebilseler de indikleri kiloda kalmakta belirgin olarak zorlanmaktadýrlar ve kay-bettikleri kilonun büyük bir bölümünü ilk üç yýl içerisinde yeniden almaktadýrlar (Cooper ve ark. 2010). Henüz bu durumun nedeni tam olarak açýk-lanabilmiþ deðildir.

Obezitenin ortaya çýkýþýnda pek çok etiyolojik fak-törün rol oynadýðý düþünülmektedir (Andersen 2003) diðer yandan genetik faktörlerin obeziteye katýlýmý yüzde 40 ile 70 arasýnda tahmin edilmekte-dir (Hainer ve ark. 2008). Bu noktada en temelde göz önüne alýnmasý gereken nokta obezitenin kro-nik ve uzun süreli tedavi gerektiren bir hastalýk olduðu gerçeðidir. Stephens ve ark. (2014) son dönemde yapýlan meta-analiz ve sistematik gözden geçirme çalýþmalarýný inceledikleri çalýþmalarý sonunda diyet tedavisinin fiziksel tedaviye göre daha etkili olduðunu, diyetin yaný sýra farklý bileþen

içeren tedavilerden daha olumlu sonuçlar alýndýðýný ortaya koymuþlardýr. Yine ayný çalýþmada far-makolojik ve cerrahi tedavilerin özellikle morbid obezlerde olumlu sonuçlar verdiði ortaya konmuþ-tur (Stephens ve ark 2014).

Obez hastalarýn tedavisinde multidisipliner bir yak-laþýmýn gerekliliði aþikardýr zira aksi bir yaklaþým tedavide baþarý þansýný düþürdüðünden hem hasta-larda hem de tedavi verenlerde umutsuzluða neden olabilmektedir. Diðer yandan konu ile ilgili tedavi veren profesyonellerin hasta için uygun tedavi hedefleri belirleme, motivasyonu saðlama, güncel bilgilerin aktarýmý, istenen hedeflere ulaþmak için belli tekniklerin kullanýmý ve hastanýn öðrendikleri-ni uygulamasý konusunda destek olma gibi bazý becerilere sahip olmasý gerekmektedir (Garaulet ve Perez de Haradia 2010, Garaulet ve Perez de Heredia 2009).

Ortaya çýkýþ nedeni her ne olursa olsun bu hasta-larda psikolojik yaklaþýmlar kilo verme ve verilen kiloyu korumada önemlidir. Tek baþýna düþük ener-jili diyet uygulamasý durumunda ilk 6 ayda yalnýzca %5'lik bir aðýrlýk kaybý saðlanabilirken diyet tedavi-sine ek olarak davranýþ deðiþikliði tedavisi ve fizik-sel aktivite yani kombine tedavi ile bu oran %10'lara kadar çýkabilmektedir (Akbulut ve Rakýcýoðlu 2010). Yürütülen davranýþçý tedavi gruplarýný tamamlama oranlarýnýn %80'lerin üzerinde olduðu ve bu tedavilerle hastalarýn kay-bettikleri kilonun vücut aðýlýklarýnýn %10'u civarýn-da olduðu pek çok araþtýrmacý tarafýncivarýn-dan ortaya konulmuþtur (Garaulet ve Perez de Heredia 2009). Ancak davranýþsal tedavilerin baþlýca sýnýrlýlýðý veri-len kilonun daha ilk yýllarda yeniden alýnmasý ve takip eden dönemde verilen kilonun çoðunun yeniden kazanýlmasýdýr (Cooper ve Fairburn 2001, Brownell ve Wadden 1992, Wadden 2001). Davranýþçý tedavilerin sözü geçen bu sýnýrlýlýklarý araþtýrmacýlarý kilo kaybýnýn yaný sýra kaybedilen kilonun korunmasýný amaçlayan bir program geliþtirmeye itmiþtir. Cooper, Fairburn ve Hawker her ne kadar verilen kilonun uzun süre korun-masýný saðlamak amacýyla buna yönelik bir prog-ram geliþtirmeye çalýþsalar da üç yýlýn sonunda elde edilen sonuçlar davranýþçý yöntemle elde edilen sonuçlardan farklý olmamýþtýr. Sonuçta bu üç araþtýrmacý yeme bozukluklarýnda elde edilenin

(11)

aksine, obezitenin biliþsel tedavisi sonucunda kalýcý davranýþsal deðiþiklikler elde etmenin oldukça zor olduðu çýkarýmýna varmýþlardýr (Cooper ve ark. 2010). Cooper ve ark.’nýn aksine Werij ve ark. biliþ-sel tedavilerin tedavinin sonlandýrýlmasýndan sonra da devam eden etkilerini gözlemiþler ve bu gözlem-leri sonucunda biliþsel davranýþçý tedavigözlem-lerin global obezite salgýný ile savaþmamýz açýsýndan yeni bir strateji niteliðinde olabileceðini öne sürmüþlerdir (Werrij ve ark. 2009). Konu ile ilgili çeliþkili bulgu ve çýkarýmlar ele alýndýðýnda obezitenin biliþsel davranýþçý tedavisinin etkililiði üzerine daha fazla araþtýrma yapýlmasýnýn gerekliliði aþikardýr. Teknolojinin geliþmesi ile birlikte hareketsizleþen yaþamlarýmýz ve gýda sektörünün günden güne endüstriyelleþmesi ile yüksek kalorili, yaðlý ya da karbonhidratlý gýdalara kolay ulaþýmýmýz toplumu obeziteye itmekte ve obez kiþilerin sürdürdükleri sedanter yaþam stilini devam ettirmelerini kolay-laþtýrmaktadýr. Toplumsal olarak planlý ve ciddi

düzenlemeler yapýlmadýðý takdirde obez popülas-yonundaki artýþýn önlenemez biçimde artabildiði dünyanýn pek çok ülkesinde gözlenen bir gerçektir. Ülkemizde bu kapsamda yapýlan düzenlemeler (okullarda gazlý içeceklerin satýþýnýn yasaklanmasý, okullarda fast food ürünlerinin satýþýnýn yasaklan-masý gibi) ve toplumsal olarak baþlatýlan bazý kam-panyalar (Saðlýk Bakanlýðý tarafýndan baþlatýlan "Obezite Mücadele Hareketi Kampanyasý" gibi) mevcuttur. Ancak maalesef bu kampanyalarýn etki-liliðine iliþkin yapýlan bir çalýþma yayýnlanmýþ deðildir ve bu noktada söz konusu kampanya ve düzenlemelerin toplum üzerinde olumlu etki gös-terdiði ancak "umulabilir".

Yazýþma adresi: Psk. Melis Sedef Kahraman, Adalet Bakanlýðý, Ankara Adliyesi, 6 Aile Mahkemesi, Ankara, sedefy82@gmail.com

KAYNAKLAR Agras WS, Telch CF, Arnow B ve ark. (1997) One-year

follow-up of cognitive-behavioral therapy for obese individuals with binge eating disorder. J Consult Clin Psychol, 65:343.

Akal Yýldýz E (2012) Obezite ve tip 2 diyabet. Saðlýk Bakanlýðý Yayýn no:729, Ankara.

Allison DB, Newcomer JW, Dunn AL ve ark. (2009) Obesity among those with mental disorders: a National Institute of Mental Health meeting report. Am J Prev Med, 36:341-350. Akbulut G, Rakýcýoðlu N (2010) Þiþmanlýðýn beslenme tedavisinde güncel yaklaþýmlar. Genel Týp Dergisi, 20. Andersen R (2003) Obesity: Etiology, assessment, treatment and prevention. Human Kinetics Publishers.

Bahçeci M, Tuzcu A, Arikan Þ ve ark. (2009) Obezite Rehberi. Hipertansiyon, Obezite ve lipid metabolizmasi hekim için taný ve tedavi rehberi. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneði, Ankara, 64-65.

Ballor DL, Poehlman ET (1994) Exercise-training enhances fat-free mass preservation during diet-induced weight loss: a meta-analytical finding. International journal of obesity and related metabolic disorders: journal of the International Association for the Study of Obesity, 18:35.

Beck JS (2007) Beck Diet Solution, Ferhan Köroðlu (Çeviren), HYB Basým Yayýn, Ankara, 2010

Beck JS(2011) Cognitive behavior therapy: Basics and beyond. Guilford Press.

Brownell K(1987) LEARN Program for Weight Control. Clinical Nutrition Insight, 13: 6.

Brownell KD, Wadden TA (1992) Etiology and treatment of obesity: Understanding a serious, prevalent and refractory dis-order. J Consult Clin Psychol, 505-517.

Byrne MS, Cooper Z, Fairburn CG (2004) Psychological predic-tors of weight regain in obesity. Behav Res Ther, 42:1341-1356. Craighead WL, Agras SW (1991) Mechanisms of action in cog-nitive-behavioral and pharmacological interventions for obesity and bulumia nevrosa. J Consult Clin Psychol, 59:115-125. Collins RL, Rothlbaum ED, Wilson G T (1986) The compera-tive efficacy of cognicompera-tive and behavioural approches to the treat-ment of obesity. Cognitive Therapy Research, 10:299-318. Cooper Z, Doll HA, Hwaker MD ve ark. (2010) Testing a new cognitive behavioural treatment for obesity: A randomized con-trolled trial with three-year follow-up. Behav Res Ther, 48:706-713.

Cooper Z, Fairburn CG (2001) A new cognitive behavioural approch to the treatment of obesity. Behaviour Research and Therapy, 39:499-511.

Cooper Z, Fairburn CG, Hawker DM (2002) Cognitive-behav-ioural treatment of obesity. In T.A. Wadden & A.J. Stunkard (Eds.), Mesut Çetin (Çev. Ed.), Yýltem Matbaacýlýk, Ýstanbul, 2007.

Dünya Saðlýk Örgütü (WHO) (2014) Obesity: Situation and Trends, (Online), Ulaþýlabilir: http://www.who.int/gho/ncd/-risk_factors/ obesity_text/en/, (19 Temmuz 2014).

Eckel RH, Krauss RM (1998). American Heart Association call to action: obesity as a major risk factor for coronary heart dis-ease. Circulation, 97:2099-2100.

(12)

Eichler K, Zolller M, Steurer J ve ark. (2007) Cognitive_behav-ioural treatment for weight loss in primary care: a prospective study. Swiss Med Wkly, 137:489-495.

Ellis, AE, Grieger RM (1986) Handbook of rational-emotive therapy, Vol. 2. Springer Publishing Company.

Erkol A, Kroshid L (2004) Obezite; Predispozan faktörler ve sosyal boyutun deðerlendirilmesi. SSK Tepecik Hast Derg, 14:101-107.

Fabricatore AN (2007) Behaviour therapy and cognitive-behav-ioral therapy of obesity: Is there a difference. J Am Diet Assoc, 107: 92-99.

Garaulet M, Perez de Heredia F (2009) Behavioural therapy in the treatment of obesity (I): new directions for clinical practice. Nutricion Hospititalaria, 24:629-639.

Garaulet M, Pérez de Heredia F (2010) Behavioural therapy in the treatment of obesity (II): role of the Mediterranean diet. Nutricion Hospititalaria, 25:9-17.

Garrow JS, Summerbell CD (1995) Meta-analysis: Effect of exercise, with or without dieting, on the body composition of overweight subjects. Eur J Clin Nutr, 49:1-10.

Gloy VL, Briel M, Bhatt DL ve ark. (2013) Bariatric surgery ver-sus non-surgical treatment for obesity: a systematic review and meta-analysis of randomised controlled trials. BMJ: Br Med J, 347.

Gülçelik NE, Gürlek A, Usman A (2007) Obezitenin medikal tedavisi. Hacettepe Týp Dergisi, 38:212-217.

Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü (2014) Türkiye Beslenme ve Saðlýk Araþtýrmasý 2010: Beslenme duru-mu ve alýþkanlýklarýnýn deðerlendirilmesi sonuç raporu. T.C. Saðlýk Bakanlýðý Yayýn no: 931.

Hainer V, Toplak H, Mitrakou A (2008) Treatment modalities of obesity. What fits whom? Diabetes Care, 31: 269-277.

Fabricatore AN (2007) Behavior therapy and cognitive-behav-ioral therapy of obesity: Is there a difference? J Am Diet Assoc,107:92-99.

Friedman, MA, Brownell KD (1995) Psychological correlates of obesity: moving to the next research generation. Psychol Bull, 117: 3.

Knoesen NP, Mancuso SG, Thomas S ve ark. (2012) Relationship between severity of obesity and mental health: an Australian community survey. Asia Pac Psychiatry, 4:67-75. Magallares A, Pais-Ribeiro JL (2014) Mental Health and Obesity: A Meta-Analysis. Appl Res Qual Life, 9:295-308. Miller WC, Koceja DM, Hamilton EJ (1997) A meta-analysis of the past 25 years of weight loss research using diet, exercise or diet plus exercise intervention. International journal of obesity, 21:941-947.

Nauta H, Hospers H, Jansen A (2001) One year follow up effects of two obesity treatments on psychological well?being and weight. Br J Health Psychol, 6:271-284.

Obezite Çalýþma Grubu (2014) Obezite taný ve tedavi kýlavuzu. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneði, Miki Matbaacýlýk, Ankara.

Pekmez CT, Özdemir G, Ersoy G (2012) Obezite tedavisinde egzersizin önemi. International Journal of Human Sciences [Online], (9)2, 141-160.

Rapaport L (1998) Integrating cognitive behavioural therapy into dietetic practice: a challange for dietitians. J Hum Nutr Diet, 11:227-237.

Rapaport L, Clark M, Wardle J (2000) Evaluation of a modified cognitive-behavioural programme for weight management. International Journal of Obesity Realted Disorders, 24: 1726-1737.

Safer DL (1991) Diet, behaviour modification, an exercise, a review of obesity treatments from a long term perspective. South Med, 84:1470-91.

Satman Ý (2013) Twelve-year trends in the prevalance and risk factors of diabetes and prediabetes in Turkish adults. Eur J Epidemiol, 28:169-180.

Shaw K, O'rourke P, Del Mar C, Kenardy J (2005) Psychological interventions for overweight or obesity. Cochrane Database Syst Rev, 2.

Stahre L, and Hallstrom T (2005) A short-term cognitive group treatment program gives substantial weight reduction up to 18 months from the end of treatment. A randomized controlled trial. Eat Weight Disord 10:51-58.

K Stephens S, J Cobiac L, Veerman JL (2014) Improving diet and physical activity to reduce population prevalence of over-weight and obesity: An overview of current evidence. Preventive medicine, 62:167-178.

OECD (2012) OECD Obesity Update 2012 (Online), Ulaþýlabilir: http://www.oecd.org/els/health-systems/obe-sityandtheeconomicsofpreventionfitnotfat.htm (29 Temmuz 2014).

Önen Sertöz M, Elbi Mete H (2005) Obezite tedavisinde biliþsel davranýþçý grup terapisinin kilo verme, yaþam kalitesi ve psikopatolojiye etkileri: Sekiz haftalýk izlem çalýþmasý. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 15:119-126.

Türkçapar MH (2008) Biliþsel Terapi/ Temel Ýlkeler ve Uygulama (5'inci baský), HYB Yayýnlarý, Ankara.

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneði (2014) Obezite Tedavi Kýlavuzu ve Yaþam Tarzý Önerileri, (Online), Ulaþýlabilir: http://www.turkendokrin.org/files/pdf/Obezite.pdf (29 Temmuz 2014).

Türkiye Halk Saðlýðý Kurumu (2014) Obezite nedir? (Online), Ulaþýlabilir: http://beslenme.gov.tr/index.php?lang=tr-&page=38, (19 Temmuz 2014).

Wadden TA (2001) Obesity, Behavioral treatment of. International Encyclopedia of the Social and Behavioural Sciences, 10771-10775.

Wadden TA, Stunkard, AJ (2002) Handbook of obesity treat-ment. Guilford Press.

Werrij MQ, Jansen A, Mulkens S ve ark. (2009) Adding cogni-tive therapy to dietetic treatment is associated with less relapse in obesity. J Psychosom Res, 67:315-324.

Yusuf S, Hawken S, Ôunpuu S ve ark. (2004) Effect of poten-tially modifiable risk factors associated with myocardial

(13)

infarc-tion in 52 countries (the INTERHEART study): case-control study. The Lancet, 364:937-952.

Zametkin AJ, Zoon CK, Klein HW ve ark. (2004) Psychiatric

aspects of child and adolescent obesity: a review of the past 10 years. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 43:134-150.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu bağlamda obezite oluşumunda önemli rolü olan adiposit sinyal proteinlerinin fonksiyonu ve regülasyonu, adipositlerin diferansiyasyonu ve vücut yağ dağılımının

2000 yılı takibindeki bul gu la rın analizi bu inceleme- de ele al ınmaktadır. Bu yazı, erişkin halkımı zı tems il eden 2500'e yakın katıhıncıyı içeren bir

çoğunda glikoz intoleransı ve insülin direnci olduğu, bazı hipertansiflerde de diğerlerinden daha yüksek plazma insülin değerleri tesbit edildiği bildirilmiştir

Kilo vermekten çok verilen kiloyu geri almadan hayatı aynı şekilde idame etmek daha zordur.. Dolayısı ile kilo ile kişinin tek başına mücadelesi genellikle başarısız

(52) evaluated the success of the root canal treatment applied using the calcium hydroxide- iodoform-zinc oxide eugenol paste on 242 deciduous molar teeth at the end of 33,5

Çalışmamızda öğrencilerin cinsiyetlerine, gelir durumları- na ve anne ya da babada obezite varlığına sigara ve alkol kullanımına, düzenli öğün tüketimine, düzenli

 Prescribing the multi-purpose, personal- ized, modified, aeroplates exercise pro- gram (Type of exercise, number of ses- sions, severity and duration of exercise

Sağlıklı aile tanımında yer alan, ebeveyn- ler ve çocuklar arasında daha fazla iletişim olması, daha düşük ağırlık ve daha fazla fiziksel aktivite, problem çöz- me,