• Sonuç bulunamadı

Türk medeniyetine dair yanlış görüşler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk medeniyetine dair yanlış görüşler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk medeniyetine dair

yanlış görüşler

II

.

/ --- Y A Z A N :

^

I

P rof. Hilmi Ziya Ülken |

t ¿tu* tfr/

Geçen hafta Toynbee’nin u mumî tarih şe masında hakkı mızdaki iyi ni yetli, fakat yan

-lış mütalâalarından bahsetmiştim. Bu sefer Jacques Pirenne’in «umumî ta­ rih» inin bize ait sayfalarında gayri İlmî tarafgirane, hattâ en hafif tabi riyle yanlış ve kötü görüşlü yazıları­ nı bahis mevzuu edeceğim. (J. Pıren- ne, Les grands courants de l’histoire universelle. F.d. d. Baconniere, Neu­ châtel) şarkiyatçılık ve Türk tarihçi­ liğinin hayli genişlediği, tarihimiz hakkında bitaraf ve İlmî birçok eser lerin yazıldığı, hattâ dostça neşriya­ tın başladığı bir devirde orta çağ zihniyetini devam ettiren bu tarzda eserlerin hâlâ ilim muhitinde yer bulabilmesi cidden şaşılacak bir şey­ dir. Bu kitabı bir makaleye mevzt yapmaklığım bilhassa esefle karşı­ lanacak olan bu vaziyetten ileri gel- i mektedir.

Tanılmış bir tarihçinin oğlu o- lan bu zat henüz iki cildini neşret­ tiği umumî tarihinde objektif metoda riayet ettiğini,, fasılların darlığına rağmen bol vesikalara dayandığını ileri sürmektedir. Vâkıa üç cilt içerisine bütün dünya tarihini sıkış­ tırmak çok güçtür. Bununla beraber müellifin tafsilâttan kaçınmasına mu kabil mevzuuna ait esaslı neşriyatı görmüş olması tarihî vakalârı hazır- lıyan İçtimaî şartları daima gözönün de bulundurması gibi vaitler, eğer tutulmuşsa - itimat telkin edecek ma hiyettedir. Biitün bunlara rağmen şimdiden söyliyelim ki, eserin bizi a- lâkadar eden kısımları bu meziyet - lerden tamamen mahrumdur.

Müellif bizden bahsettiiğ her yer­ de vaitlerini tamamen unutuyor. İ- limle, objektiflikle alâkasını kesiyor. Büyük bir kısmı bize ait olan ikinci cilt hemen tamamen ilim metodla - riyle hiçbir suretle telif edilemiye - cek sübjektif, indî mütalâalarla, ta­ rafgirane ve düşmanca ifadelerle do ludur. O derecede ki, bu eserin asrı­ mızda bir ilim adamı tarafından ya­ zıldığına inanmak kabil değildir. F.v- velâ J. Pirenne’in haklınızdaki bu yanlış ve haksız hükümleri vermesi­ ne sebep olan zihniyet üzerinde bir parça durmalıyız. Tiirkler asırlarca müddet İslâm âleminin müdafii ol­ dukları ve bu medeniyet uzun müd det bu millet sayesinde ayakta dur­ duğu için, bir kısım mutaassıp

garp-1i müverrihin aleyhimizde bulunma­ sı âdeta teamül haline gelmişti. Fa­ kat geçen asır sonlarından beri bu kaideyi bozan istisnalar gittikçe ço­ ğalmaya başladı. Her şeye rağmen Lamartine, Hammer, M. Asin Pala- cios, yakın zamanlarda Vamhery, F.d Chavannes, Thomsen, Babinger, Mas signon ve daha birçoklan bu züm - reye girmektedir.

Bugün ciddî tetkikleriyle tamlan şarkiyatçılar ve türkologlardan belli başlıları tarihimizi meziyet ve ku - surlariyle birlikte gören objektif ilim adamlarıdır. Bu inkişaf, hiç şüphe yok ki, haçlı seferleri zamanındaki husumet zihniyetinin tarihe karışmış olmasından, bugünün müverrihlerin­ de her şeyden evvel İlmî zihniyetin hâkim bulunmasından ileri gelmek­ tedir. Buna, hayatlarının bir kısmını Türk kavimleri arasında geçiren ve onlara karşı dostluk ve senpati duy- gulariyle bağlı olan tanılmış bazı şarkiyatçıları da katmk lâzımdır. Bu inkişfın halk tabakalarına çabuk yayılabileceği iddia edilemez. Bu hu susta biribirinden oldukça uzak ve mühim tarihî gerginliklere sahne ol - muş cemiyetler arasında değil, eski­ den beri garp medeniyetinin ve hıris tiyanlığın uzuvları olan Milletler a- rasında bile İçtimaî gerginliklerin «Peşin hükümler» halinde devam et mekte olduğunu görüyoruz. Bugün gerek ilim muhiti, gerek medeni mil­ letlerin müşterek bir teşekkülü olan Unesco bu meseleyle meşgul olmak­ ta ise de, halkın gayri şuuruna kadar işliyen âmillerin ufak tefek gayret - Icrle ve derhal halledilebileceğini zan netmek fazla iyimserlik olur. Ancak 17 nci asırda Leibnizin temenni et­ tiği bu tarzda bir salâhı hiç değilse ilim muhitinden beklemiye hakkı - mız vardır.

Eğer orada da şimdi hah -

settiğimiz neviden suçmelerle karşı­ laşırsak müteessir olmamak ve me - deni zihniyet namına isyan duyma - mak kabil olmuyor.

1. J. Pirenne Türk tarihinden bah­ sederken daima asabileşiyor, ve ilim ; zihniyetini bir tarafa bırakıyor, Sel çıık imparatorluğu bahsinde, hakkı­ mızda ağır isnatlarda bulunuyor: «yedinci asırdan onuncu asra kadar Bağdat halifeliği hem garbe hem

u-zak şarka doğru uzanmış olduğu sı­ rada Selçukiler Avrupayı Asyadan ayırdılar. Onlar arasında geçilemez bir duvar çektiler» diyor. Halbuki Abbasî İmparatorluğunun her tarafa uzanışı bilhassa Türkler sayesinde mümkün olmuştur. Abbasî idaresin­ de İranlılar ve Türklerin nüfuzu bü­ yüktü. Abbasîler zamanındaki İslâm ilminde azaplar kadar İranlılar ve Türklerin de yeri vardır. Barthold «İslâm medeniyeti tarihi» nde bu ha kikati açıkça gösteriyor ÎFuat köp­ rülü notları ve düzeltmeleriyle onu tamamlıyor). Burada her iki mille­ tin İslâm medeniyetindeki rolleri hak kında tafsilât vermiye lüzum görmü­ yorum. Sultan Sencer zamanında En veri yetişti. Mahmut Gaznevî za­ manında Firdevsî yaşadı. Nizamul- mülk ve Melikşah ilk İslâm üniversi­ tesini kurdular ve İlmî sistemleştir - diler. Selçukiler haçlar akmlarına karşı hem vatanlarını, hem İslâm dünyasını müdafaa ettiler.

2. J. Pirenne İslâm medeniyetinin sukutuna sebep olarak Türk - Mo­ ğol istilâsını gösteriyor. Eski Türk tarihlerinin kısmı âzami Mogollar hakkında aynı mütalâadadır. Moğol­ larla Türkleri karıştırmak büyük bir tarihî hatadır. Bununla beraber Mo gollar Türkleştikten ve İslâmlaştık -1 tan sonra bu medeniyete hizmet et­ mişlerdir. Gazan handan itibaren İl­ ham devleti İs­

lâm medeniyeti­

ne ilim, sanat ve mimarî sahasında çok faydalı ol­ muştur.

3. Türklerin haçlı seferlerine kar­ şı mukavemeti yüzünden medeniye­ tin dokuz asır geciktiğinden bahse­ diyor. Türkler vatanlarım ve İslâm medeniyetini müdafaa ettiler,. Vatan müdafaasını bir kusur gibi göster - mek makul hiçbir müverrihin aklına ; gelmemiştir. Kaldı ki, bu müdafaa

garplilerin Hint yolunu bulabilmek için başka çarelere başvurmalarına, bu suretle kıtaların keşfine ve bü­ yük mahreçlerin ele geçmesine se­ bep olmuştur. Yani böyle bir mü­ dafaa garbin dinamizmini arttırma-

j

sı bakımından, neticede, faydalı ol- j muştur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Effects of crossb- reeding indigenous Hair Goat with Saanen on carcass measurements and meat quality of kids under an intensive production sys- tem. Carcass quality characteristics

Sonuçlar, yıllar önce öne sürülmüş, çok büyük kütleli karadeliklerin binlerce karadelik tarafından çevrelendiğini öne süren bir kuramı destekliyor.. Hailey

Mermer yatakları bakımın­ dan olduğu kadar, mermer cins­ leri açısından da zengin bir top­ rağa sahip olduğumuz halde, çağdaş heykel yapım ında bu

側,其中半數會有精子量減少的情形,陰囊的靜脈曲張被認為是男性不孕的主要原因

Cenazesi 6.8.1993 günü (bugün) saat 11 .OO’de Mimar Sinan Üniversitesi’nde düzenlenecek törenden sonra Şişli Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip

Askerî bandonun arkasında merhumun tabutunu taşıyan top arabası, onun arka­ sında Başvekâlet, Büyük Millet Meclisi, Halk Partisi umumî kâ­ tipliği, Ankara

Besteci olarak hafif, ve pop, aynı zamanda yerli ezgilerle çağdaş müzik ürünleri yanısıra, tiyatro-müzikli oyun, müzikal, film ve reklam müziği türlerinde

Kadmlatla arası boş değildi- Kendisi bıiıun sebebi üzerinde as- lâ durmak.’ İstemiyordu- Yalnız bir defasında, 944 yılı eylülünde bir vesiyle ile,