• Sonuç bulunamadı

Relationship Between Eating Behaviors of Nursing Students and Orthorexia Nervosa (Obsession with Healthy Eating): A Cross-Sectional Study

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Relationship Between Eating Behaviors of Nursing Students and Orthorexia Nervosa (Obsession with Healthy Eating): A Cross-Sectional Study"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hemşirelik Öğrencilerinin Yeme Davranışları ve Ortoreksiya Nervoza

(Sağlıklı Beslenme Takıntısı) İlişkisi: Kesitsel Bir Çalışma

Relationship Between Eating Behaviors of Nursing Students and Orthorexia Nervosa

(Obsession with Healthy Eating): A Cross-Sectional Study

Hülya ARSLANTAŞ,1 Filiz ADANA,2 Serdal ÖĞÜT,3 Dilek AYAKDAŞ,4 Azime KORKMAZ5 SUMMARY

Objectives: This cross-sectional study aimed to determine eating be-haviors and the prevalence of orthorexia nervosa (ON) among nursing students, factors associated with eating behaviors and ON, and the re-lationship between eating behaviors and ON.

Methods: The study sample included 181 students selected using a method for a sample with a known population with 90% power range and 95% confidence level. The data were collected using a Personal In-formation Form, Eating Attitude Test (EAT-40), and Orthorexia-11 Scale (ORTHO-11). The resulting data were evaluated using SPSS 15.0, a soft-ware package for statistics. The data were analyzed using Student t test, chi-square test, and Pearson correlation analysis in frequency, mean, and percentage, and the type 1 error level was accepted to be p>0.05. Results: Of the students, 84.5% were found to be at risk according to EAT-40, and 45.3% were found to be at the risk of developing ON. Their EAT-40 mean score was 17.76±12.34 and ORTHO-11 mean score was 27.34±4.53. The students’ sociodemographic characteristics and their EAT-40 mean score were compared, and the prevalence of eating disorders was found to be higher among those whose fathers completed primary school or had higher education, who watched their calorie intake, and who had a fear of gaining weight. Furthermore, the students’ sociodemographic characteristics and ORTHO-11 mean score were compared, and those who cared about proper nutrition and had a fear of gaining weight had a higher tendency to develop ON. A low negative correlation was found between EAT-40 and ORTHO-11 (r=–.162; p=0.027).

Conclusion: Almost three thirds of students were found to be at risk of eating behavior; nearly half of them were found to be at risk of develop-ing ON. Those with a fear of gaindevelop-ing weight had a higher tendency to both have eating disorders and develop ON.

Keywords: Nurse; orthorexia nervosa; student; eating behavior.

ÖZET

Amaç: Çalışma hemşirelik bölümü öğrencilerinde yeme davranışları

ve ortoreksiya nevroza(ON) sıklığını, yeme davranışları ve ON ile ilişkili faktörleri, yeme davranışları ve ON ilişkisini belirlemek amacıyla kesitsel olarak yapılmıştır.

Gereç ve Yöntem: Araştırmada evreni bilinen örnekleme yöntemi ile

%90 güç ve %95 güven aralığında 181 öğrenci örneklemi oluşturmuştur. Veriler Kişisel Bilgi Formu, Yeme Tutum Testi (YTT-40) ve Ortoreksiya-11 Ölçeği (ORTO-11) ile toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS istatistik paket programı 15.0’da değerlendirilmiş ve istatistiksel analiz olarak sıklık, orta-lama, yüzde, student-t test, ki kare, Pearson korelasyon analizi kullanılmış olup, tip 1 hata düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir.

Bulgular: Öğrencilerin %84.5’inin YTT-40 açısından, %45.3’ünün de ON

açısından riskli olduğu görülmektedir. Öğrencilerin YTT-40 puan orta-lamalarının 17.76±12.34, ORTO-11 puan ortaorta-lamalarının ise 27.34±4.53 olduğu bulunmuştur. Öğrencilerin özellikleri ile YTT-40 puan ortalama-ları karşılaştırıldığında; baba eğitimi ilkokul ve üstü olanortalama-ların, aldığı ka-loriye dikkat edenlerin, şişmanlama korkusu olanların yeme bozukluğu sıklığı yüksek bulunmuştur. Öğrencilerin özellikleri ile ORTO-11 puan ortalamaları karşılaştırıldığında ise; doğru beslenmeye önem veren ve şişmanlama endişesi olanların ortoreksiya eğiliminin daha fazla olduğu görülmektedir. YTT-40 ve ORTO-11 arasında negatif yönlü düşük düzey-de ilişki (r=-.162; p=0.027) bulunmuştur.

Sonuç: Öğrencilerin yaklaşık dörtte üçünün yeme tutumu açısından,

yarıya yakınının da ON açısından riskli olduğu, şişmanlama korkusunun hem yeme tutumu bozukluğuna hem de ON’ ya yatkınlığı arttırdığı bu-lunmuştur.

Anahtar sözcükler: Hemşire; ortoreksiya nervoza; öğrenci; yeme davranışı. 1Adnan Menderes Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi, Ruh Sağlığı ve

Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı, Aydın

2Adnan Menderes Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi, Halk Sağlığı

Hemşireliği Anabilim Dalı, Aydın

3Adnan Menderes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme

ve Diyetetik Bölümü, Aydın

4İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ruh

Sağlı-ğı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı, İzmir

5Afyon Kocatepe Üniversitesi, Psikiyatri Kliniği, Afyonkarahisar İletişim (Correspondence): Dr. Hülya ARSLANTAŞ.

e-posta (e-mail): hulyaars@yahoo.com

Psikiyatri Hemşireliği Dergisi 2017;8(3):137–144

Journal of Psychiatric Nursing 2017;8(3):137–144

Doi: 10.14744/phd.2016.36854

Geliş tarihi (Submitted): 20.02.2017 Kabul tarihi (Accepted): 20.07.2017

Giriş

Her canlının yaşamını devam ettirebilmesi için zorunlu bir gereksinim olan beslenme insanlarda büyüme, gelişme ve üreme gibi süreçlerde besin öğelerinin yeterli ve dengeli tüketimi olarak tanımlanmaktadır. Bu besin öğelerinin eksik ya da dengesiz kullanılması birçok sağlık probleminin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Bununla birlikte beslen-menin fizyolojik olduğu kadar, sosyolojik ve psikolojik bir olgu olduğu da kabul edilmektedir.[1,2]

Yeme bozukluğu terimi Huse ve Lucas (1984) tarafından ortaya atılmış ve “Hastalığa ya da beslenme yetersizliğine neden olabilen yeme alışkanlıklarındaki sapmalar’’ olarak

(2)

tanımlanmıştır. Yeme bozukluğu yaşayan kişilerde; yemek yeme alışkanlığı, vücut ağırlığı ve fiziksel görüntüsü ile il-gili düşünce ve yemek yeme davranışında bozukluklar or-taya çıkabilmektedir.[3-5] Yeme davranışlarındaki atipik

bozuklukları tanımlama çalışmaları gelişmiş ülkelerde gi-derek artmaktadır. Her ne kadar DSM-V tanı kategorilerini yenilemiş ve genişletmiş olsa da ortoreksiya gibi bazı yeme bozuklukları ihmal edilmiştir.[6-12]

Ortoreksiya terimi ilk olarak 1997’de Bratman ve Knight tarafından,[13] sağlıklı beslenme obsesyonunu tanımlamak için

kullanılmış olup; bu durum aşırı ve zaman tüketici bir şekilde sağlıklı beslenmeyle meşgul olma ile karakterizedir. Sosyal işlevlerin bozulmasına da neden olabilen bu hastalıkta, bi-reyler sağlıklı beslenme konusunda katı kurallar çerçevesinde yaşamlarını sürdürmektedirler.[14-18]

Donini ve ark.[9] obsesif kompülsif kişilik özelliğine

il-ave olarak, fanatik bir şekilde sağlıklı beslenme alışkanlıkları olarak tanımladıkları ortoreksiyanın sıklığını genel nü-fusun %6.9’u olarak bildirmişlerdir. Ortoreksiya nevroza (ON) için yüksek risk grupları kadınlar, adölesanlar, sağlık eğitimi alan öğrenciler,[19-23] spor yapanlar (vücut geliştirme,

atletizm),[10,11,16,18,22,24] erkekler (pratisyen hekimler ve tıp

öğrencileri),[9,21,25,26] diyetisyenler,[22,26,27] fitness merkezine

gidenler[22,28] ve bunların yanı sıra performans sanatçıları[25]

şeklinde olup farklı çalışmalarda farklı sosyodemografik özel-likler bildirilmektedir.

Bratman ve Knight[13] Sağlıklı Beslenme Bağımlıları

kitabında (Health Food Junkies) ABD’de ortoreksiya sıklığının kaygı verici olduğunu belirtmiştir. Donini ve ark.[9]

ortoreksiya oranını erkeklerde, yaş ortalaması yüksek ve eğitim durumu düşük olanlarda daha yüksek bulmuşlardır. Korinth ve ark.[19] Almanya’daki beslenme bilimleri öğrencilerinde

diyet kısıtlamasını, ortoreksiya nervoza eğilimini ve sağlıklı beslenme seçimlerini değerlendirdikleri çalışmada beslenme öğrencilerinin daha yüksek diyet kısıtlaması özelliği gösterdiğini bildirmişlerdir. Avusturya’da yapılan çalışmada, diyetisyenlerin %12.8’inin dört veya daha fazla ortoreksiya nervoza semptomu gösterdiği bulunmuştur.[18]

Bağcı Bosi ve ark.[20] stajyer doktorların %45.5’inin kendi

beslenme alışkanlıklarına aşırı hassas olduklarını ve ORTO-15’ten 40’ın altında puan aldıklarını bulmuşlardır. Fidan ve ark.[21] tıp öğrencilerindeki ortoreksiya sıklığını %43.6 olarak

bildirmişlerdir. Bu araştırma ayrıca erkek tıp öğrencilerinde ortoreksiya sıklılığının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Ortoreksiyalı bazı insanlar; genetik yatkınlığa, mükemmel-liyetçi kişiliğe, gerçekçi olmayan taleplere, yanlış bilgile-ndirilmelere veya sosyal baskılara bağlı olarak sağlıksız be-sinlerle ilgili olarak endişe yaşamaktadırlar.[15] Macaristan’da

yapılan bir araştırmada, üniversite öğrencilerinin %56.9’unda ortoreksiya nevroza eğilimi olduğu; ayrıca ortoreksiya,

beslenme ve beden imgesinde bozulma arasında ilişki olduğu gösterilmiştir.[24] Bo ve ark.[25] beslenme (Diyetetik)

ve vücut bakımı (Egzersiz ve Spor Bilimleri) ile ilgili ders alan üniversite öğrencilerinde yeme bozuklukları ve or-toreksiya eğilimleri sıklığını sırasıyla %9.1 ve %25.9 olarak bulmuşlardır. Beslenme öğrencileri 2 kat yüksek yeme bozukluğu riski göstermişlerdir.

Sağlıklı beslenme hakkında eğitimli olan bireylerin hizmet verdikleri gruplara yönelik olduğu kadar kendileri için de sağlıklı beslenmeye önem verdikleri ve bunun da beslenme obsesyonuna yol açabildiği bildirilmektedir.[20,23,29] Sağlıklı

beslenmeye önem verilmesi nedeni ile yiyeceklerin nasıl hazırlandığını düşünmek veya günün büyük bir çoğunluğunu yiyecekleri düşünerek geçirmek, yeme bozukluklarının or-taya çıkmasına neden olabilecek önemli risk faktörlerini oluşturmaktadır.[29] Sağlık alanında eğitim almaları nedeniyle

hemşirelik öğrencileri de beslenme ile ilgili risk gruplarından birini oluşturmaktadırlar. Ülkemizde ON ile ilgili olarak Sağlık Yüksekokulu hemşirelik ve ebelik öğrencilerinde yapılmış tek bir araştırmaya,[23] uluslararası literatür de

ise herhangi bir araştırmaya rastlanmamıştır. Bu nedenle hemşirelik öğrencileri ile ilgili olarak hem uluslar arası hem de ulusal literatüre katkı sağlamak, sağlık eğitimi aldıkları için risk grubunu oluşturmaları nedeniyle geleceğin sağlık bakım vericileri olacak olan öğrencilerin ON riskini belirle-menin, yeme tutumunda bozulmaya ve ON eğilimine neden olan faktörleri saptamanın önemli olduğu düşünülmüştür. Bu nedenle bu araştırmada hemşirelik bölümü öğrencilerinde yeme davranışları ve ON sıklığını, yeme davranışları ve ON ile ilişkili faktörleri, yeme davranışları ve ON ilişkisini be-lirlemek amaçlanmıştır.

Bu amaç doğrultusunda araştırma soruları;

1. Hemşirelik bölümü öğrencilerinin yeme davranışları ve ortoreksiya nervoza sıklığı nedir?

2. Hemşirelik bölümü öğrencilerinin yeme davranışları ve ortoreksiya nevroza ile ilişkili faktörler nelerdir?

3. Hemşirelik bölümü öğrencilerinin yeme davranışları ve ortoreksiya nervoza puan ortalamaları arasında ilişki var mıdır? olarak belirlenmiştir.

Gereç ve Yöntem Katılımcılar

Kesitsel olarak planlanan bu araştırma Aydın ilinde Mayıs 2014’de bir Devlet Üniversitesinin Hemşirelik Bölümü öğrencileri ile yürütülmüştür. Araştırmanın evre-nini Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümünde öğrenim gören 340 öğrenci, örneklemini ise %90 güç ve %95 güven aralığında evreni bilinen örnekleme yöntemi ile hesaplanan 181 öğrenci oluşturmuştur. Anketler sınıf ortamında ve gö-zlem altında uygulanmış, uygulama öncesi ilgili kurumdan

(3)

ve öğrencilerden yazılı izin alınmıştır. Anket uygulaması 30 dakika sürmüştür. Veriler Kişisel Bilgi Formu, Yeme Tutum Testi (YTT-40) ve Ortoreksiya-11 Ölçeği (ORTO-11) ile toplanmıştır. Araştırmada sosyodemografik değişkenler bağımsız, YTT-40 ve ORTO-11 puanları bağımlı değişken olarak alınmıştır.

Kullanılan Araçlar

Kişisel Bilgi Formu: Öğrencilerin yeme tutumunu ve beslenmeye ilişkin takıntılarını etkileyeceği düşünülen ilgili literatür[17,30,31] taranarak oluşturulan form dokuz sosyo

de-mografik, iki sağlık durumu, altı beslenmeye ilişkin soru ol-mak üzere toplam 17 soruyu içermektedir.

Yeme Tutum Testi-YTT-40 (The Eating Attidute Test-40): Anorektik hastaların yemek yeme ile ilgili davranış ve tutumlarını, normal bireylerde var olan yeme davranışlarındaki olası bozuklukları değerlendirmek amacıyla Garner ve Gar-finkel (1979)[32] tarafından geliştirilmiştir. Türkçe geçerlik

ve güvenirlik çalışması Savaşır ve Erol (1989)[33] tarafından

gerçekleştirilmiştir. Toplam puanın düzeyi, psikopatolojinin düzeyi ile doğrudan ilişkilidir. YTT-40 klinik düzeyde bozuk yeme davranışı ile ilgili yatkınlığı ve tutumu belirlemektedir. Altı basamaklı likert tipi yanıt formu 40 madde içerir. Kesme noktası 30 puandır. Puan artışı yeme davranış bozukluğu riskindeki artışla ilişkilendirilmektedir. Ölçeğin Cronbach Alpha’sı 0.70 olup[33] bu çalışmada Cronbach Alpha 0.84

olarak bulunmuştur.

Ortoreksiya-11 Ölçeği (ORTO-11): Bireylerde sağlıklı beslenme takıntısının belirlenmesine yönelik geliştirilmiş bir ölçek olan ORTO-15, Bratman (2000)[13] tarafından

hazırlanan 10 soruluk Ortoreksiya kısa soru kağıdında yer alan ifadelerin, Donini ve ark. (2004)[34] tarafından geliştirilmesi ve

değiştirilmesi ile oluşturulmuştur. Orijinal haliyle ORTO-15 ölçeği ilk olarak İtalya’da geliştirilmiş, Ortoreksiya Nervoza eğilimini değerlendirmek için düzenlenmiş 15 maddelik bir kendini değerlendirme aracıdır. Her bir ifade 4’lü likert tipi derecelendirme ile değerlendirilir. Ölçeğin Türkçede kullanımı için sadece 0.50 ve üzeri değerli faktörlere yüklenen mad-deler seçilerek 11 madde belirlenmiş ve Türkçede ORTO-11 şeklinde kullanımına karar verilmiştir. Türkçeye uyarlaması Arusoğlu ve ark. (2008)[16] tarafından yapılmış ve

ORTO-11 olarak uyarlanmıştır. Düşük puanlar ortorektik eğilimi göstermektedir. Ölçeğin Cronbach Alpha’sı 0.62 olup[35] bu

çalışmada Cronbach Alpha 0.64 olarak bulunmuştur. İşlem Yolu

Araştırma için uygulama öncesi ilgili kurumdan izin ve uygulamanın başında katılımcılardan bilgilendirilmiş yazılı onam alınmıştır.

İstatistiksel Değerlendirme

Araştırmadan elde edilen veriler SPSS istatistik

pa-ket programında (Version 15.0, Chicago IL, USA) değerlendirilmiştir. Çalışmanın başında normal dağılım anal-izleri yapılmıştır. Bu kapsamda Gauss eğrisi değerlendirilmiş ve ortalama puan, minimum ve maksimum puan genişliği, Kolmogorov-Smirnov testi anlamlılık düzeyi hesaplanmış; dağılımın normal dağılım eğrisi içinde yer aldığı belirlenmiştir. Frekans, yüzde değerler, ortalama, student-t test, ki kare,

Tablo 1. Öğrencilerin tanıtıcı özellikleri

Öğrencilerin kişisel özellikleri n %

Sınıf 1.Sınıf 53 29.3 2.Sınıf 36 19.9 3.Sınıf 43 23.8 4.Sınıf 49 27.1 Cinsiyet Kadın 141 77.9 Erkek 40 22.1 Medeni durum Bekar 178 98.3 Evli 3 1.7 Yaşadığı yer Evde 122 64.7 Yurtta 59 32.6

Anne eğitim durumu

Okur yazar/İlkokul 118 65.2

Ortaokul/Lise 63 34.8

Baba eğitim durumu

Okur yazar/İlkokul 78 43.1

Ortaokul/Lise 103 56.9

Anne calışma durumu

Çalışıyor 12 6.6

Çalışmıyor 169 93.4

Baba çalışma durumu

Çalışıyor 115 63.5 Çalışmıyor 66 36.5 Gelir durumu Düşük 45 24.9 Orta 129 71.3 Yüksek 7 3.9 Kronik hastalık Var 27 14.9 Yok 154 85.1

Sürekli ilaç kullanma

Var 18 9.9

Yok 163 90.1

Doğru beslenmeye önem verme durumu

Veriyor 135 74.6 Vermiyor 46 25.4 Günlük öğün sayısı 1-2 45 24.9 3-4 119 65.7 5 ve daha fazla 17 9.4

Fast food tüketimi

Var 114 63.0

Yok 67 37.0

Kaloriye dikkat etme

Var 50 27.6

Yok 131 72.4

Yiyeceğini önceden planlama

Var 16 8.8

Yok 165 91.2

Şişmanlama endişesi

Var 99 54.7

(4)

Pearson korelasyon analizi testleri kullanılmış ve tip 1 hata düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir.

Bulgular

Araştırmaya katılan öğrencilerin %77.9’u (n=141) kız ve %29.3’ü (n=53) birinci sınıftır. Öğrencilerin %98.3’ü (n=178) bekar, %67.4’ü (n=122) evde yaşamakta, %65.2’sinin (n=118) annesi ilkokul ve altı, %56.9’unun (n=103) babası ortaokul ve üstü eğitim düzeyine sahip, %93.4’ünün (n=169) annesi çalışmamakta, %63.5’inin (n=115) babası ise herhangi bir işte çalışmaktadır. Öğrencilerin % 71.3’ü (n=129) ailenin gelir düzeyini orta olarak belirtmiştir. Araştırmaya katılan

öğrencilerin %14.9’u (n=27) kronik bir hastalığa sahip olduğunu ve %9.9’u (n=18) sürekli ilaç kullandığını ifade etmiştir.

Öğrencilerin %74.6’sı (n=135) doğru beslenmeye önem verdiğini, %65.7’si (n=119) günde 3-4 öğün beslendiğini, %63.0’ı (n=114) günlük beslenmelerinde fast- food tükettiğini, %72.4’ü (n=131) aldıkları yiyeceğin kalori miktarına bakmadığını, %91.2’si (n=165) yiyeceği besini ön-ceden planlamadığını, %45.3’ü (n=82) şişmanlama endişesi olmadığını belirtmiştir (Tablo 1).

Öğrencilerin %84.5’inin (n=153) YTT-40 açısından, %45.3’ününde (n=82) ON açısından riskli olduğu görülme-ktedir (Tablo 2).

Öğrencilerin YTT-40 puan ortalamalarının 17.76±12.34, ORTO-11 puan ortalamalarının ise 27.34±4.53 olduğu bulunmuştur (Tablo 3).

Öğrencilerin özellikleri ile YTT-40 puanları karşılaştırıldığında; baba eğitimi ilkokul ve üstü olanların, aldığı kaloriye dikkat edenlerin, şişmanlama korkusu olanların yeme bozukluğu sıklığı yüksek (p<0.05) bulunmuştur (Tablo 4).

Öğrencilerin özellikleri ile ORTO-11 puanları karşılaştırıldığında; doğru beslenmeye önem veren ve şişmanlama endişesi olanların ortoreksiya eğiliminin daha fazla olduğu (p<0.01) görülmektedir (Tablo 5).

Tablo 2. Öğrencilerin Ortoreksiya-11 ve Yeme Tutum

Testi-40 puan yüzdeleri

Ortoreksiya-11 Ölçeği >27 ≤27 99 (%54.7) 82 (%45.3) Yeme Tutum Testi-40 ≥30 <29

153 (%84.5) 28 (%15.5)

Tablo 3. Öğrencilerin Ortoreksiya-11 ve Yeme Tutum

Testi-40 puanları

n Min. Maks. Ort.±SS

Ortoreksiya-11 Ölçeği 181 17.00 41.00 27.34±4.53 Yeme Tutum Testi-40 181 2.00 58.00 17.76±12.34

Min: Minimum; Maks.: Maksimum; Ort.: Ortalama; SS: Standart sapma.

Tablo 4. Öğrencilerin Özellikleri ile YTT-40 Puanının Karşılaştırılması Öğrencilerin özellikleri Yeme Tutum Testi-40 Ölçeği

29 ve altı 30 ve üstü Toplam Test p

n % n % n %

Baba eğitim

İlkokul ve altı 72 47.1 6 21.4 78 43.1 6.340* 0.012 İlkokul ve üstü 6 52.9 22 78.6 28 56.9

Alınan kaloriye dikkat etme

Var 35 22.9 15 53.6 50 27.6 11.154* 0.001 Yok 118 77.1 13 46.4 131 72.4 Şişmanlama endişesi Var 33 21.6 16 57.1 49 27.1 15.172* 0.001 Yok 120 78.4 12 42.9 132 72.9 *c2 test.

Tablo 5. Öğrencilerin Özellikleri ile Ortoreksiya-11 puanının karşılaştırılması

Öğrencilerin özellikleri Ortoreksiya-11

n Ortalama±SS Test p

Doğru beslenmeye önem verme Var 135 26.68±3.97 9.342* 0.003 Yok 46 29.26±5.50

Şişmanlama endişesi Var 49 25.77±4.07 1.516* 0.004 Yok 132 27.92±4.57

(5)

Öğrencilerin YTT-40 ve ORTO-11 puan ortalamaları arasında negatif yönlü düşük düzeyde ilişki bulunmuştur (Tablo 6).

Tartışma

Hemşirelik bölümü öğrencilerinin yeme davranışları ve ON sıklığını, yeme davranışları ve ON puan ortalamalarını, yeme davranışları ve ON ile ilişkili faktörleri, yeme davranışları ve ON arasındaki ilişkiyi belirlemeye yönelik yapılan bu çalışmada araştırma bulguları aşağıdaki şekilde tartışılmıştır.

Öğrencilerin %84.5’inin YTT-40 açısından riskli olduğu görülmektedir. Duran[23] Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinde

ortoreksiya nervoza (sağlıklı beslenme takıntısı) riskini ve etkileyen faktörleri araştırmak amacıyla yaptığı çalışmasında öğrencilerin YTT-40 puanına göre %10.9’unun yeme bozukluğu için risk altında olduğunu saptamıştır. Çeşitli gruplar üzerinde yapılan çalışmalarda 30 kesme noktasına göre YTT-40 puanı açısından %3.8 ile %31.8 arasında riskli gruplar bildirilmiştir.[5,36-39] Bizim çalışma

bulgu-muzda öğrencilerin yeme tutumundaki bozukluk açısından yaklaşık üç ile yirmi beş kat arasında riskli olmasının nedeni araştırma örnekleminin çoğunluğunun kadınlardan oluşmuş olmasından kaynaklanmış olabilir. Ayrıca medyanın son yıllarda sıklıkla ideal kadın profiline yönelik olarak zayıf, es-tetik, ince bir görünüm çiziyor olması da bunda etkili olmuş olabilir.

Öğrencilerin %45.3’ünün ON açısından riskli olduğu görülmektedir. Aksoydan ve Camcı’nın[27] çalışmalarında

sanatçıların %56.4’ü ON açısından riskli bulunmuşlardır. Ramacciotti ve ark.[40] İtalya’da genel nüfus örnekleminde

yaptıkları çalışmada ON sıklığının %57.6 olduğunu ve kadınların erkeklere göre ON açısından iki kat risk altında olduklarını bildirmişlerdir. Bağcı Bosi ve ark.[20] tıp

doktorlarında yaptıkları bir çalışmada ON sıklığını %45.5, Fidan ve ark.[21] %43.6 olarak bulmuşlardır. Ergin[22] yapmış

olduğu çalışmada sağlık personeli olan grupta %60.1 sıklıkta ON riskine rastlamıştır. Alvarenga ve ark.[29] Brezilyalı

di-yetisyenlerde %81.9 sıklıkla ON belirtileri görüldüğünü saptamışlardır. Mc Inerney-Ernst’in[38] çalışmasında

üniver-site öğrencilerinin %83’ünde ON eğilimi gözlenmiştir. Varga ve ark.[41] ise öğrencilerin % 56.9’ unda ON eğilimi olduğunu

bildirmişlerdir. Shah’ın[42] yaptığı çalışmada öğrencilerin

%69’unun ortorektik özellikte olduğu saptanmıştır. Ramac-ciotti ve ark.nın[40] 2011 yılında gerçekleştirdikleri çalışmada

da katılımcıların %57.6’sında ON tanısı varlığı saptanmıştır. Varga ve ark.[41] ON ile ilgili boşlukları ve yapılan çalışmaları

incelemek amacıyla yaptıkları literatür incelemesinde genel popülasyon için ortoreksiya yaygınlık oranını %6.9 ve yüksek riskli gruplar (sağlık bakım profesyonelleri, sanatçılar) için bu oranı %35 ile %57.8 arasında bildirmişlerdir. Başka bir çalışmada atletlerde yeme bozukluğu riskinin %14 düzeyinde olduğu bulunmuştur.[30] Çalışmamızda ON riskinin diğer

çalışma bulguları ile benzer olduğu bulunmuştur. Genel an-lamda çalışma bulgularımız farklı gruplar üzerinde yapılmış olan alan yazın bulguları ile paralel özellik taşımaktadır. Alan yazında hemşire ve hemşirelik öğrencileriyle yapılan çalışmaların sınırlı sayıda olması nedeniyle çalışmamızın bulgularını başka hemşirelik öğrencilerindeki çalışma bulgularıyla karşılaştırmak mümkün olmamıştır.

Öğrencilerin YTT-40 Puan ortalamalarının 17.76±12.34, ORTO-11 puan ortalamalarının ise 27.34±4.53 olduğu bulunmuştur. Ünalan ve ark.[5] öğrencilerin YTT puan

ortalamasını 20.9±9.3; Usta ve ark.[34] 15.66±8.50,

Du-ran[23] 18.43±10.56 olarak bildirmişlerdir. Bağcı Bosi ve ark.

[20] katılımcıların ORTO-15 puan ortalamasını 39.87±0.22,

Duran[23] Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin ortorektik

be-lirti puan ortalamasını ise 26.95±5.11 olarak bildirmiştir. Örneklem grubumuzun ortorektik eğiliminin benzer özellikteki öğrencilerle yapılan[23] çalışmadaki

ortorek-tik eğilimle yaklaşık olarak aynı olduğu, Bağcı Bosi ve ark. nın[20] tıp doktorlarında yaptıkları çalışma bulgusu ile

ben-zer olmadığı görülmektedir. Bunun nedeni çalışmamızda örneklemi oluşturan öğrencilerin farklı meslek eğitimi alıyor olmalarından ve dörtte üçten daha fazlasının kadınlardan oluşmuş olmasından kaynaklanabileceği gibi ergenlik döne-minde olmaları nedeniyle daha fazla bedensel görünüşlerine dikkat ediyor olmalarından da kaynaklanmış olabilir. Ayrıca araştırmada kullanılan ölçeklerin farklılığı da bunda rol oynamış olabilir.

Araştırmada, katılımcıların özellikleri ile YTT-40 puanları karşılaştırıldığında; baba eğitimi ilkokul ve üstü olanların, aldığı kaloriye dikkat edenlerin, şişmanlama korkusu olanların yeme bozukluğu sıklığı yüksek bulunmuştur. Gezer ve Kabaran[43] yaptıkları çalışmada kız, anne eğitimi ilkokul

üstü, fast-food besin tüketen, yediği besinin kalori miktarına bakan, yiyeceği besini önceden planlayan, günde beş ve üzeri öğün besin tüketen ve şişmanlama endişesi olan öğrencilerin YTT puanlarının yüksek olduğunu bulmuşlardır. Benzer şekilde Ulaş ve ark.[44] kadın olmanın ve diyet yapmanın olası

yeme bozukluğu riskini artırdığını bildirmişlerdir. Ünalan ve ark.[5] yaptıkları çalışmada kız, normal kilolu, yurtta kalan,

ilçede yaşayan öğrencilerde olası yeme bozukluğu görülme oranını yüksek bulmuşlardır. Kadıoğlu ve Ergün[45] yaptıkları

Tablo 6. Öğrencilerin Yeme Tutum Testi-40 ve

Ortoreksiya-11 puanları ilişkisi

Ölçek Ortoreksiya-11

r p

Yeme Tutum Testi-40 -.162* 0.027

(6)

çalışmada kızlarda YTT puan ortalamasının erkeklere göre yüksek olduğunu ancak fark bulamadıklarını, ebeveynlerinin eğitim düzeyi düşük olanların, aşırı kilolu/obez olanların, vü-cut ağırlığından memnun olmayanların, yeme bozuklukları açısından riskli bulunduğunu bildirmişlerdir. Büyüköztürk ve ark.[46] cinsiyetin, yaşanılan yerin yeme tutumu üzerinde

etkisinin olmadığını bildirmişlerdir. Literatürde ebeveynlerin eğitim düzeyi arttıkça gençlerin doğru beslenme davranışları gösterdikleri ve beslenme hakkında bilgi düzeylerinin arttığı belirtilmiştir.[47,48] O’dea ve ark.[49] üniversite öğrencilerinde

kilo verme düşüncesi olanlarda yeme bozukluğu oranını daha fazla bulmuşlardır. Duran[23] çalışmasında kilo alma/verme

için herhangi bir yöntem uygulayan bireylerin yeme tutum testi puan ortalamalarının kilo alma/verme için herhangi bir yöntem uygulamayanlara göre daha yüksek olduğunu bildirmiştir.

Çalışma bulgularının bazılarının aldığı kaloriye dik-kat etme ve şişmanlama korkusu açısından bulgularımızı destekler nitelikte olduğu[23,42,43,48] bazılarının da

desteklemediği[5,44] görülmektedir. Çalışmamızda örneklem

grubunun çoğunluğunu kadınların oluşturması ve kadınların beden imajı ile ilgili algılarındaki hassasiyet bunda etkili olmuş olabilir. Ancak bu arada kadın olma faktörünün diğer çalışmalarda olduğu[5,43] gibi yeme tutumunda belirleyici

olmaması da çelişkili bir bulgu gibi görünmektedir. Ancak bizim çalışmamıza benzer şekilde Kadıoğlu ve Ergün’ün[45]

yapmış olduğu çalışmada da yeme tutumunda cinsiyet fak-törünün belirleyici olmadığı bildirilmiştir.

Çalışmamıza ebeveyn eğitimi açısından bakıldığında baba eğitiminin bazı çalışmalara paralel olarak yeme tutu-munda etkili olduğu ancak anne eğitiminin etkili olmadığı görülmüştür. Çalışma bulgularımızın tersine bazı çalışmalarda anne eğitimi yeme tutumunda etkili olup bazı çalışmalarda da ebeveynlerin eğitim seviyesinin yüksekliğinin[47,48]

ebev-eynlerinin eğitim düzeyi düşük olan üniversite öğrencilerinin yeme bozuklukları ile karşılaşma riskinin[44] daha fazla

olduğunun önemli olduğu vurgulanmıştır.

Doğru beslenmeye önem veren ve şişmanlama endişesi olan öğrencilerin ortoreksiya eğiliminin daha fazla olduğu görülmektedir. Duran[23] kilo alma/verme için herhangi

bir yöntem uygulayan bireylerin, Arusoğlu ve ark.[16] tıbbi

olarak sürekli diyet tedavisi uygulayan bireylerin ortorek-siya testi puanlarını yüksek bulmuşlardır. Özkan ve ark.[50]

yaptıkları çalışmada erkek olmanın, ON eğilimini azalttığını bulmuşlardır. Ergin[22] ile Ramacciotti ve ark.nın[40] yapmış

oldukları çalışmada sosyodemografik özellikler ile ON sıklığının anlamlı farklılık göstermediği belirtilmiştir. Fidan ve ark.nın[21] yapmış oldukları çalışmada erkek öğrencilerde

ON eğilimi istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek-tir. Bir risk grubu olarak sağlık personeli çalışanlarının ON yatkınlığının fazla olduğu (%99) ancak bu gruba ait

olma-yan katılımcılarda da %98.5 sıklığında ON eğilimi olduğu belirlenmiştir. Almanya’da üniversite öğrencilerinde yapılan bir çalışmada ileri sınıflardaki beslenme öğrencilerinin daha sağlıklı besin seçimleri gösterdiği bulunmuştur.

[19] Çalışma bulgularımız Ergin[22] ile Ramacciotti ve ark.

nın[40] yapmış oldukları çalışmadakine benzer şekilde

so-syodemografik özellikler ile ON sıklığı arasında anlamlı farklılık göstermemiştir. Özelliklede bazı çalışmalarda erkek olmanın[21,50] ON eğilimini tetiklediği bildirilmesine rağmen

bulgularımıza benzer şekilde Varga ve ark.[41]

Brytek-Ma-tera ve ark.[17] erkekler ve kadınlar arasında ORTO-11 için

anlamlı fark bulmamışlardır.[17,22] Sosyo demografik özellikler

ve ON arasında anlamlılık bulunmamasının nedeni farklı sosyodemografik gruptaki bireylerin beslenme konusunda birbirlerini etkilemesinden ve görsel-yazılı basının beslenme konusundaki yayınlarının etkisinden kaynaklanıyor olabilir.

YTT-40 ve ORTO-11 arasında negatif yönlü düşük düzey-de ilişki bulunmuştur. Bu çalışmada ORTO-11 ölçeğindüzey-den alınan puanlar azaldıkça, bozukluğa olan yatkınlık arttığından korelasyon katsayıları eksi olmasına karşın pozitif olarak yorumlanmış ve değerlendirmeler bu esasa göre alınmıştır. Duran’da[23] Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinde yaptığı

çalışmada YTT-40 puanları ile ORTO-11 puanları arasında pozitif yönde ve anlamlı düzeyde ilişki bulmuştur. YTT-40 ve ORTO-11 arasındaki ilişkinin incelendiği yapılan bütün çalışmalarda yeme tutumunda bozulma arttıkça ortorektik belirti düzeyinde de bir artış olacağı bildirilmiştir.[16,36,37,39,41,42]

Bu kapsamda ortoreksiya nervoza riski düşük olan bireylerin daha dengeli beslendikleri öngörülebilir. Ortorektik birey-lerin güvenli bulmadıkları, sağlıksız olarak gördükleri besin-lerin tüketiminden kaçınmaları bu nedenle tükettikleri besin çeşidini kısıtlamaları enerji ve besin öğesi alımında yetersiz-liklerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ortoreksiya ner-voza, hazırlanma şekline ve hazırlanma sırasında kullanılan materyallere göre bazı besinlerin tüketiminden kaçınma,[13]

sadece çiğ sebzelerle beslenme, yemeklerini belirli bir renkte yeme gibi davranışların ortaya çıkmasına neden olabilmek-tedir.[15] Ortorektikler, mükemmelliğe ulaşma çabalarından

ötürü diyetlerini giderek kısıtlama eğilimi göstermekte ve bu diyetlerindeki besin çeşitliliğinin azalması ile sonuçla-nabilmektedir.[11,51]

Sonuç ve Öneriler

Öğrencilerin yaklaşık beşte dördünün YTT-40, yaklaşık yarısının da ON açısından riskli olduğu görülmektedir. Öğrencilerin YTT-40 puan ortalamalarının 17.76±12.34, ORTO-11 puan ortalamalarının ise 27.34±4.53 olduğu bulunmuştur. Öğrencilerin YTT-40 puan ortalamalarını baba eğitimi ilkokul ve üstü olmanın, aldığı kaloriye dik-kat etmenin ve şişmanlama korkusu olmasının arttırdığı bulunmuştur. Öğrencilerin ORTO-11 puan ortalamalarını doğru beslenmeye önem vermenin ve şişmanlama endişesinin

(7)

arttırdığı bulunmuştur. Yeme tutumunda bozulma arttıkça ortorektik belirti düzeyinde de artış olmaktadır.

Toplumun yeterli ve dengeli beslenmesini sağlayarak sağlığın korunması, geliştirilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması için gerekli eğitimi alan hemşirelik bölümü öğrencilerinin sağlıklı beslenme ile yeme tutum ve davranışları aldıkları eğitimden etkilenebilmektedir. Öğrencilere stresle baş etme yöntemleri öğretilerek, aşırı yeme ya da yemeyi reddetme gibi davranışlara sebep olan anksiyete ve stresin azaltılması sağlanabilir. Sağlık davranışlarının kazandırılması açısından öğrencilerin öz-etkililik düzeyleri saptanabilir. Sağlıksız kilo kontrol yöntemlerine yönelik bilinci artırıcı eğitimlerin üniversite öğrencilerinde yaygınlaştırılması yararlı olacaktır. Yeme tutumlarını etkileyen etmenler ko-ruyucu hizmetlerin sunumunda ve sağlık merkezlerinde erken tanıda kullanılabilir. Öğrencilerin beslenme konusun-da bilinçlendirilmesi ve riskli grupların yeme bozuklukları açısından ele alınması ve buna yönelik önlemlerin alınması önemli görünmektedir.

Araştırmanın Sınırlılıkları

Araştırmaya katılan az sayıdaki erkek öğrenci sebebi ile cinsiyetin etkili bulunamaması ve araştırmada anketlerde öğrencilerin beden kitle indekslerinin yer almaması olarak belirlenmiştir.

Ayrıca ON ile ilgili araştırmalar sınırlı olduğu ve hemşirelik öğrencilerinde yapılmış tek bir çalışmaya rastlandığı için giriş ve tartışma bölümünde başka gruplarda olan bilgilere ve bulgulara yer verilmek zorunda kalınmıştır. Bunun yanı sıra hemşirelik öğrencilerinde ON ile ilgili ulaşılabilen çalışmalar oldukça az sayıda olduğu için bu çalışma ile alan yazına önemli bir katkı sağlanacağı düşünülmüştür.

Kaynaklar

1. Çalıştır B, Dereli F, Eksen M, Aktaş S. Muğla Üniversitesi öğrencilerinin beslenme konusunda bilgi düzeylerinin belirlenmesi. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi 2005;2:1–8.

2. Baysal A. Genel Beslenme. Ankara: Hatipoğlu ve Selvi Yayınevi; 2014. 3. Huse DM, Lucas AR. Dietary patterns in anorexia nervosa. Am J Clin Nutr

1984;40:251–4.

4. Abraham S. Eating Disorders. USA: The facts Oxford University Press; 2008. 5. Ünalan D, Öztop DB, Elmalı F, Öztürk A, ve ark. Bir grup Sağlık Yüksekoku-lu öğrencisinin yeme tutumları ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları arasındaki ilişki. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2009;16:75–81. 6. Walker DC, Anderson DA, Hildebrandt T. Body checking behaviors in men.

Body Image 2009;6:164–70.

7. O’Brien KM, Vincent NK. Psychiatric comorbidity in anorexia and bulimia nervosa: nature, prevalence, and causal relationships. Clin Psychol Rev 2003;23:57–74.

8. American Psychiatric Association. Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM–5). Arlington: Association AP; 2013.

9. Donini LM, Marsili D, Graziani MP, Imbriale M, et al. Orthorexia nervosa: a preliminary study with a proposal for diagnosis and an attempt to mea-sure the dimension of the phenomenon. Eat Weight Disord 2004;9:151–7. 10. Catalina Zamora ML, Bote Bonaechea B, García Sánchez F, Ríos Rial B.

Or-thorexia nervosa. A new eating behavior disorder? Actas Esp Psiquiatr 2005;33:66–8.

11. Mathieu J. What is orthorexia? J Am Diet Assoc 2005;105:1510–2. 12. Anred. Less-well-known eating disorders and related problems. Available

at: https://www.anred.com/defslesser.html. Accessed Oct 2017, 16. 13. Bratman S, Knight D. Health food junkies: overcoming the obsession with

healthful eating. New York: Broadway Books; 2000.

14. Bratman S. Original essay on orthorexia. Available at: www.orthorexia. com. Accessed Jun 8, 2011.

15. Evilly S. The price of perfection. British Nutrition Foundation (Nutrition Bulletin) 2001;26:275–6.

16. Arusoğlu G, Kabakçi E, Köksal G, Merdol TK. Orthorexia nervosa and adap-tation of ORTO-11 into Turkish. Turk Psikiyatri Derg 2008;19:283–91. 17. Brytek Matera A. Orthorexia Nervosa an eating disorder,

obsessive-com-pulsive disorder or disturbed eating habit? Archives of Psychiatry and Psy-chotherapy 2012;1:55–60.

18. Kinzl JF, Hauer K, Traweger C, Kiefer I. Orthorexia nervosa in dieticians. Psychother Psychosom 2006;75:395–6.

19. Korinth A, Schiess S, Westenhoefer J. Eating behaviour and eating disor-ders in students of nutrition sciences. Public Health Nutr 2010;13:32–7. 20. Bağci Bosi AT, Camur D, Güler C. Prevalence of orthorexia nervosa in

resi-dent medical doctors in the faculty of medicine (Ankara, Turkey). Appetite 2007;49:661–6.

21. Fidan T, Ertekin V, Işikay S, Kirpinar I. Prevalence of orthorexia among medical students in Erzurum, Turkey. Compr Psychiatry 2010;51:49–54. 22. Ergin G. Sağlık personeli olan ve olmayan bireylerde ortoreksiya nervoza

sıklığı araştırması. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beslenme ve Diyetetik Anabilim Dalı; 2014.

23. Duran S. The risk of orthorexia nervosa (healthy eating obsession) symp-toms for health high school students and affecting factors. Pamukkale Medical Journal 2016;9:220–6.

24. Varga M, Máté G. The relationship of profession and tendency to orthorex-ia nervosa in a Hungarorthorex-ian sample. The 17th International Conference on Eating Disorders; Congress Centrum Alpbach. Tirol, Austria. Abstract book 200. p. 57.

25. Bo S, Zoccali R, Ponzo V, Soldati L, et al. University courses, eating prob-lems and muscle dysmorphia: are there any associations? J Transl Med 2014;12:221.

26. Billings T. Other Types of Eating Disorders. Available at: http://www.some-thing-fishy.org. Accessed Sep 16, 2014.

27. Aksoydan E, Camci N. Prevalence of orthorexia nervosa among Turkish performance artists. Eat Weight Disord 2009;14:33–7.

28. Martins MCT, Alvarenga MS, Vargas SVA, Sato KSCJ, et al. Orthorexia nervosa: reflections about a new consept. The Revista de Nutrição 2011;24:345–537.

29. Alvarenga MS, Martins MC, Sato KS, Vargas SV, et al. Orthorexia nervosa behavior in a sample of Brazilian dietitians assessed by the Portuguese version of ORTO-15. Eat Weight Disord 2012;17:e29–35.

30. Eriksson L, Baigi A, Marklund B, Lindgren EC. Social physique anxiety and sociocultural attitudes toward appearance impact on orthorexia test in fitness participants. Scand J Med Sci Sports 2008;18:389–94.

31. Rangel C, Dukeshire S, MacDonald L. Diet and anxiety. An exploration into the Orthorexic Society. Appetite 2012;58:124–32.

32. Garner DM, Garfinkel PE. The Eating Attitudes Test: an index of the symp-toms of anorexia nervosa. Psychol Med 1979;9:273–9.

33. Savasir I, Erol N. Yeme tutum testi: anoreksiya nervoza belirtileri indeksi. Psikoloji Dergisi 1989;7:19–25.

34. Donini LM, Marsili D, Graziani MP, Imbriale M, et al. Orthorexia nervosa: a preliminary study with a proposal for diagnosis and an attempt to mea-sure the dimension of the phenomenon. Eat Weight Disord 2004;9:151–7. 35. Arusoğlu, G. Sağlıklı Beslenme Takıntısı (Ortoreksiya) Belirtilerinin

(8)

Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Diyetetik Programı; 2006. 36. Duran S, Ergun S, Çalışkan T, Karadaş A. Hemşirelik öğrencilerinin yeme

tutumları ile problem çözme becerileri arasındaki ilişki. Sted 2016;25:6– 12.

37. Usta E, Sağlam E, Şen S, Aygin D, ve ark. Hemşirelik öğrencilerinin yeme tutumları ve obsesif-kompulsif belirtileri. Sağlık Bilimleri ve Meslekleri Dergisi 2015;2:187–97.

38. McInerney-Ernst EM. Orthorexia nervosa: Real construct or newest social trend? Doctoral dissertation. Kansas City: University of Missouri-Kansas City; 2011.

39. Erol A, Toprak G, Yazıcı F, Erol S. Üniversite öğrencilerinde yeme bozukluğu belirtilerini yordayıcı olarak kontrol odağı ve benlik saygısının karşılaştırılması. Klinik Psikiyatri 2000;3:147–52.

40. Ramacciotti CE, Perrone P, Coli E, Burgalassi A, et al. Orthorexia nervosa in the general population: a preliminary screening using a self-administered questionnaire (ORTO-15). Eat Weight Disord 2011;16:e127–30.

41. Varga M, Dukay-Szabó S, Túry F, van Furth EF. Evidence and gaps in the literature on orthorexia nervosa. Eat Weight Disord 2013;18:103–11. 42. Shah SM. Orthorexia nervosa: healthy eating or eating disorder? Masters

Thesis. Illinois: Eastern Illinois University; 2012.

43. Gezer C, Kabaran S. Beslenme ve diyetetik bölümü kız öğrencileri arasında görülen ortoreksiya nervosa riski. Süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2013;4:14–22.

44. Ulaş B, Uncu F, Üner S. Sağlık yüksekokulu öğrencilerinde olası yeme bozukluğu sıklığı ve etkileyen faktörler. İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2013;2:15–22.

45. Kadıoğlu M, Ergun A. Üniversite Öğrencilerinin Yeme Tutumu, Öz-Etkililik ve Etkileyen Faktörler. Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Der-gisi 2015;5:96–104.

46. Büyüköztürk H, Çolak Ş, Görgülü F, Saraçoğlu E, ve ark. Bir Grup Üniver-site Öğrencisinde Yeme Tutumuyla İlişkili Faktörler. Available at: http:// www.tip.baskent.edu.tr/egitim/mezuniyetoncesi/calismagrp. Accessed 2013.

47. Neumark-Sztainer D, Wall M, Story M, Fulkerson JA. Are family meal pat-terns associated with disordered eating behaviors among adolescents? J Adolesc Health 2004;35:350–9.

48. Sanlier N, Yabanci N, Alyakut O. An evaluation of eating disorders among a group of Turkish university students. Appetite 2008;51:641–5.

49. O’dea JA, Jennifer A, Abraham S. Food habits, body image, an weight con-trol practices of young male and female adolescents. Australian Journal of Nutrition And Dietetic 1996;53:32–9.

50. Özkan AN, Ülkücü A, Kanter T, Tapan ME, et al. Evaluating orthorexia ten-dency among Trakya University Medical School students. Turkish Medical Student Journal 2015;1–4.

51. Kratina K. Orthorexia nervosa. National Eating Disorders Association (NEDA) 2006;1-2.

Referanslar

Benzer Belgeler

Considering the level of knowledge and education background on eye diseases and rational use of drugs among the students at the beginning and those at the end of the course and

The aim of this research is to increase the knowledge of students by giving nutrition education via playing a game and to transform the education information into

2509 students, out of 3200, participated in the smoking questionnaire survey in the Faculty of Education of Celal Bayar University, in Manisa, Turkey at the beginning of

Üniversite öğrencileri ile yapılan bir çalışmada 32 cinsiyet, sağlık yüksekokulu öğrencileri ile yapılan çalışmada 34 yaş, okunan bölüm, gelir

Bu çalışmada, üçüncü basamak bir sağlık kuruluşuna gebelik takibi amacıyla başvuran kadınların, gebelik öncesi danışmanlık alma ve gebeliklerinin planlı olma

Materials and Methods: Preclinical (n=659) and clinical (n=336) term medical students were asked to fill in an eating habits questionnaire, a physical activity inquiry, along with

Orçun (2019) Entropi ve WASPAS yöntemlerini kullanarak enerji sektöründe faaliyet gösteren 5 işletme için finansal performans değerlendirmesi yapmış ve bu sektörde faaliyet

Bipolar duygulaným bozukluðu tanýsý konan olgularýn daha çok kadýn (n=4, %66,7), þizofreni ve organik olmayan psikotik pozukluk tanýsý alan olgularýn ise daha çok erkek