30 NİSAN 1987
7 % ’!!) 0 Cko
\ ^
i
KÜLTÜ«
Y4YIN DÜNYASINDA İNCELEME ARAŞTIRMA
YÖNETEN ŞAHİN ALPAY
Unntıılaıı
ad am : Yusuf A kçura
François Georgeon, Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri: Yusuf Akçura (1876-1938), Çev. Alev Er, Yurt Yayınları, Ankara 1987. 167 s.
ZAFER TOPRAK
Niyazi Berkes, doğumunun 100. yılı nedeniyle Ziya Gökalp’e ayrılan l.Ü. İktisat Fakiiltesi’nin
Sosyoloji Konferansları dergisin
de (1976) yer alan makalesinde, Gökalp’e “çok yakın tüyebildiği
miz, Türk ulusçuluğu tarihinde onun kadar yeri olduğunu san dığım ikinci adam” dediği Yusuf Akçura’mn neden unutulduğunu
sorar. Makaleyi bitirirken, “onu
bu yazıyla hatırlatmayı bir ödev saydım” der.
Yüzüncü doğum yıldönümün de Yusuf Akçura’yı hatırlayan bir diğer kişi François Georgeon’dur. O sırada Paris Sosyal Bilimler Yüksek Etütler Okulu öğrencisi olan Georgeon, Bennigsen’in yö netiminde Akçura üzerine bir doktora tezine başlamıştır. Türk iye’ye gelir; İstanbul’da Fransız Anadolu Tetkikleri Enstitüsü nde üç yıl kalır ve tezini 1979’da bitirerek Paris Bilimsel Araştır malar Ulusal Merkezi’nde Tür kiye uzmanı olarak çalışmaya başlar.
Fransa’nın sayılı Türkologla- rından biri olan Georgeon 1980’lerin başından beri Osman- lı-Türk sosyal ve entelektüel ta rihine özgün katkılarda bulun maktadır. Ahmet Ağaoğlu üze rine yapmış olduğu son çalışma Akçura’nın çağdaşı bir diğer dü şünürümüzün bilinmeyen boyut larım gündeme getirmektedir.
Çalışmanın önemi
Berkes’in hatırlatması ertesi Akçura üzerine bir kıpırdanış iz lenir. 1978’de Türk Kültür Yayı nı, Türk Ocaklan’mn 1928’de ya yımladığı Türk Yılı kitabından Akçura’nm Türk milliyetçiliği ile ilgili bölümlerini Türkçülük baş lığıyla basar. Atatürk’ten övgüyle söz eden bölümleri makaslaya rak yayımlayan editör, tanıtım yazısında şu satırlara yer verir: “Kitabın yayımlandığı 1978 yılın da, yani zamanımızda Türkçülük ve panturanizm akımı doruk noktasına ulaşmış, genç nesiller, Türklüğün kurtuluş amaçlarını seri halinde çıkan kitaplardan öğrenmeye başlamışlardır. Türk çülük fikrinin bu kadar geniş bir tabana yayıldığı günümüzde, Türkçülüğün tarihi üzerine bir kitaba büyük bir ihtiyaç vardı.
rin arasında onun adına rastlan maz” Ancak Türk milliyetçiliği nin oluşumunda Akçura’nun yadsınamaz bir yeri vardır.
Akçura’nın milliyetçiliği
Akçura, milliyetçiliği maddi temellere dayandırır. Osmanlı Devieti’ni bir “ulusal burjuvazi” temeli üzerine oturtmanın öne mini vurgulayan Akçura, Balkan Harbi’yle birlikte bir Türk orta sınıfının güçlenmekte olduğunu vurgular. Georgeon, Akçura’nın materyalist açılımını çok iyi ya kalar. Bu bağlamda Akçura için “Başta Türk Yurdu’nun kurul ması olmak üzere, bütün çaba sını bu ulusal burjuvazinin nasıl geliştirileceği sorununa harcadı; Tatar burjuvazisi modelini örnek alarak, ideolojik bir çerçeve çiz meye çalıştı” der.
Akçuıa’ya göre eğer Türkler kendi içlerinden Avrupa serma yesinden de istifade ederek bir
T Ü R K M İL L İY E T Ç İL İĞ İN İN K Ö K E N L E R İ
■■ YUSUF AKÇURA
- I1B78 • 1935)
François Georgeon’un Akçu ra üzerine eseri başlıca iki açıdan önemlidir. Türkiye’nin yakın ta rihinin bu ünlü kişisini akademik bir çalışmayla bizlere tanıtması, bir boşluğu doldurmaktadır, öte yandan Türkiye’de son derece cı lız olan biyografi çalışmalarına örnek olacak bir araştırmadır.
Türk Tarih Kurumu’nun ilk başkanı olan Akçura’yı ölümün den (1935) 1976’ya kadar Muhar
rem Feyzi Togay dışında hatırla
yan olmaz. Akçura’nın yakın or- kadaşı Togay, 1944’te Yusuf Ak
çura: Hayatı ve Eserleri adlı bir
tanıtıcı kitap yayımlar. Bugüne değin Akçura ile ilgili temel baş vuru kitabı bu küçük derlemedir. Hakkım yemeyelim; yine do ğumunun 100. yılında TTK, Ak çura’mn Üç Tarz-ı Siyasef’ini
Enver Ziya Karal’m önsözüyle
ilk kez Latin harfleriyle yayım lar. Ancak, TTK’nin, ilk başka nı anısına bir armağan çıkarmak ya da Akçura’nın Osmanlı Dev-
leti’nin Dağılma Devri’ni yeniden
yayımlamak akla gelmez. Bu ve fa borcu 1985’te yerine getirilir.
Türkiye’de 12 Eylül
öncesi pantürkizm
heveslilerinin sahip
çıkma çabalarına
karşın 1940’ların
pantürkizminde
Akçura’nın yeri
yoktur. Akçura,
pantürkizm özleminin
gerçekleşemeyeceğini
çok erken tarihlerde
anlar. Georgeon’un
belirttiği gibi “Ne
Rus Devrimi’ni izleyen
yıllardaki pantürkizm
maceracılarının ne de
Turan özlemi çekenlerin arasında onun adına
rastlanamaz. ” Ancak Türk milliyetçiliğinin
oluşumunda Akçura’nın yadsınamaz bir yeri
vardır.
Biz bu gaye ile, bu fikrin ilk us talarından Dr. Yusuf Akçura’nın kitabını yayımlamayı uygun bul duk!’
Bu “tahrifat”a uğramış eser, orijinal şekliyle 1981’de Nejat Se-
fercioğlu’nun derlemesiyle Kül
tür Bakanlığı tarafından ‘Yeni
Türk Devletinin Öncüleri-1928 Yılı Yazıları’ başlığı altında yeni
den yayımlanır.
Türkiye’de 12 Eylül öncesi pantürkizm heveslilerinin sahip çıkm a çabalarına karşın 1940’ların pantürkizminde Ak- çura’nm yeri yoktur. Akçura, pantürkizm özleminin gerçekle şemeyeceğini çok erken tarihler de anlar. Georgeon’un belirttiği gibi, “Ne Rus devrimini izleyen yıllardaki pantürkizm maceracı ları ne de Ttıran özlemi çekenle
“sermayedar burjuva sınıfı” çı karmayacak olursa, yalnız asker, memur ve köylüden güç alan Os manlI - Türk topluluğu çağdaş bir devlete dönüşemez. Osmanlı Devieti’ni ancak Türk burjuva zisinin doğuşu kurtarabilir. Türk burjuvazisinin gelişimi sekteye uğramayacak olursa, Osmanlı Devleti sağlam temeller üzerine oturur.
Öte yandan Akçura, dünya sa vaşının neden olduğu çarpıklık ları görür ve popülist tavrını ko yar: “Her yerde ve her zaman ol duğu gibi, Türk kapitalizması dahi, ilk devresinde kâr ve zevk ten gayrı esas ve gaye” gözetmez. Nitekim Cumhuriyet yıllarında Mesai Kanunu’nu hazırlar ve ya sallaşması için yoğun çaba sarf eder.
Akçura kuşkusuz dönemin sayılı aydınlarından biridir. Onun en telektüel boyutunu Maarif Veka- leti’nin 1923’te yayımlanan Mu-
assır Avrupa’da Siyasi ve İçtimai Fikirler ve Fikri Cereyanlar baş
lıklı eserinde de görmek , müm kündür. Marx’ın öğretisi ve emek-değer kuramı bu denli kapsamlı bir biçimde Türkiye’de ilk kez, TBMM yayını olarak bu eserde yer alır. Dönemin sosya listleriyle karşılaştırıldığında bu alandaki birikimiyle Akçura’nın “eski tüfeklere”fark attığı açık ça görülür.
Akçura, narodnikî bir popü lizmden yanadır. Türk Yurdu ve
Halka Doğru dergilerinde yer
---- 4MV ‘ ‘ ‘ alan yazıları, TBMM’deki çalış maları bu tavrı ortaya koyar. Bu açıdan Gökalp’in ve Atatürk’ün solidarist popülizmine ters düşer. İleriki yıllarda “unutulması”nm bir nedeni de bu olsa gerekir. İki dünya savaşı arası kriz dönemi dir. Batıda dünya buhranı baş- göstermiştir. Türkiye’de Tek- Parti uzlaşmacı, dayanışmacıdır. Toplumsal sımf unsurunu işleyen Akçura popülizmi, dönemin ko şullarıyla bağdaşmaz.
Berkes’e göre, “toplumsal sınıf olayına, tarihsel nedenlerle ya bancı olan, ‘sınıf kavramını an layamayan Osmanlı aydınlarına kıyasla Yusuf Akçura ileri, Ba tılı kafalı bir özellik gösterir!’ Ge orgeon’un eseri bu Tatar köken li düşünürün Batı ile olan diya logunun öyküsüdür. Rusya’da ve Fransa’da milliyetçiliği yakından izleme ve öğrenme olanağı bulan Akçura, Türkiye’de ulus-devlet oluşumu için strateji belirlemek te ustadır. Akçura milliyetçilik çözümlemesinde tarihe belirleyici bir yer tanır. Ancak, Akçura’da tarih, geçmişe her ne pahasına olursa olsun sahip çıkmaktan çok, onu eleştirmek ve yeni açı lımlara yön vermektir.