M u s i k i â l e m i m i z d e n . . .
ŞEVKİ BEY
r
Sadece otuzbir yıllık yaşamı
nın on yılında yüzlerce eser
vermiş; bir gece içinde sekiz,
hattâ on şarkı besteleyebilmiş
bir büyük bestekârdır Şevki
Bey. Bir kısmı günümüzde de
ayni zevkle çalınıp söylenen
ve dinlenen 211 şarkısının no
tası mevcuttur. Kaybolanlar,
notaya alınmadığından unutu
lup gidenlerin sayısının da en
az bilinenler kadar olduğu söy
lenir.
* yılında İstanbul'da V U İ I doğduğu, Rüştiye JJ, U öğrenim ini Fatih,te yaptıktan sonra Mı- zıka-i Hüm ayûn'a girdiği ve burada A rif B ey’den m usiki m eşkettiği bili nir. Hacı Arif Bey gibi büyük bir bes- kârın talebesi olm ası, bu değerli ho cadan çok şeyler öğrenm iş olduğu gerçeğini de yansıtır. Saray fasıl he yetinde hanendelik yaparken, yirmi- bir yaşında İlk bestelerini vermeye başlam ıştı. B ir kaç yılın içinde Türk m usikisinin en tanınm ış bestekârla rı a rasına k arışm ış bulunuyordu... Rind yara d ılışlı bir insandı Şevki Bey. Bu nedenle saray protokolüne bir türlü uyum sağlayam am ıştı. Bu gö revinden istifa edip İstanbul G üm rü ğüne katip olarak girm iş ve bundan sonra alabildiğine rind bir hayatın içine kendini kapıp koyuverm işti. Rioâl, zâdegân ve zengin safralarının aranan bir sim gesi olm uştu Şevki
Bey. iyi bir hânende idi, a yrıca biraz
lavta da çalardı. B estekârlığı ise ik i sinin de üstündeydi m uhakkak ki. Kabına sığam ayan coşkun bir ruhu vardı Şevki Bey’ in. İçki ile m usiki onu kendinden geçirm eye yeten iki ana unsur olm uştu hayatında. B ir iç ki sofrasında irticalen sekiz, hattâ on şarkı bestelediği çok görülm üştü. Bunların pek çoğu hemen notaya alınm adığı için kaybolup gitmişti.
UŞŞAK ŞARKI
Esîr-i zülfünüm , ey yüzü mâhım
G ece doğm uş benim saht-ı siyâhım
Güzel gün görm eden var iştibâhım
şak ve h ica zkâ r m akam larını daha fazla tercih ettiği anlaşılır. Tüm e- serlerinin ortak yanı ise aynı sıc a k ve sam im i duyguların notalar halin de d ile gelişidir.
A şkı, hasreti, hicranı ve hüznü teren nüm eden bir bestekâr olm asının, ya pıtlarının bu denli sevilm esinde ö- nemli etken olab ileceğ i düşünülür. A n ca k özel hayatında bir a şk m a ce ra sın a rastlanm az.
Şevki Bey önce elinden düşm eyen İç
ki kadehiyle, sonra da m usikisiyle co şup çağlam ış; her bestesinde, her güftesinde rastlanan um utsuzluk, belki de bu büyük bestekârın gen c e cik bir yaşta fâni dünyadan göç- m esoine neden olm uştu. Şevki Bey, 16 Temmuz 1891 günü Vergi M üdürü
Rahmi Bey'in Beylerbeyi'ndeki evin
de, bir İçki sofrasında mey ve m usi ki arasında âni bir kalp krizi sonucu hayata gözlerini yum duğunda sa d e ce otuzbir yaşındaydı.
Cenazesi bu evden kald ırılara k Bey lerbeyi ile Kuzguncuk arasındaki N a kka ş tepe m ezarlığında toprağa verildi. Kim i kim sesi olm adığından cen azesin e dostları ve hayranları sahip çıkm ışlard ı. M ezarının b a şın daki taşı da yakın dostu bulunan İs tanbul S a v c ısı şa ir Hâfid Bey’in d ik tirdiği bilinir.
G ünüm üze kadar ulaşan ve bugün d e ayni zevkle ç a lın ıp söylenen ve dinlenen eserleri arasında; U şşak m akam ında «Kimseler gelmez senin
feryâd-ı âteş bârına», yine ayni m a
kam da «Reng-i ruhsarına gülgûn dediler», yine ayni m akam da «Gülzâ- re nazar kıldım vlrâne misâl olmuş»,
H icaz m akam ında «Kış geldi, firâk
açmadadır sineme yâre», yine ayni
m akam da «Zannım bu ki cânâ, beni
kurban edeceksin», H üseynî m aka
mında «Hicrân oku sinem deler», ay ni m akam da «Nedir bu hâletln, ey
meh cemâlin», Hüzzam m akam ında «Küşâde taliim, hem bahtım uygun»,
Beyâtî m akam ında «Bir katre içen
o çeşme-i pür-hûn-i fenâdan», Hi
ca z m akam ında «Dil yâresini andı
racak yâre bulunmaz», U şşak m a
kam ında «Esir-i zülfünüm ey yüzü Notaya alınm ış olanların b ir kısm ı
da ellerde d a ğ ılıp ortadan yok ol muştu. Ve b irk a ç vefakâr dostunun him m etiyle toplanıp günüm üze ka d a r gelebilen sadece 211 şa rkısı ve b irk a ç saz sem aisi olabilm iştir ne çare.
Doğru dürüst bir m usiki tahsili oldu ğu söylenem ez. M usiki hakkındaki tüm bilgisi, M ızıka-I Hüm ayûn’da
Hacı Arif Bey'den bir hanende olarak
öğrendiklerinden ibarettir. A n cak m usikiyle dolup taşan engin ruhu ve büyük yeteneği onu Türk m usikisi nin gelm iş geçm iş en büyük beste kârları arasına sokm uştur.
Şevki B ey’in şa rkıla rın d a aşk tem a
sın ın ön plânda geldiği görülür. Ve m usikisi hasretiyle, hicranıyla, hüz nüyle aşkı terennüm eder. Büyük bestekârın şa rkıla rın ı 26 m akam da bestelem iş olduğu görülürse de
uş-G ece doğm uş benim baht-ı siyâhım
F irâkin le senin, ey şem s-i tâbân
Dem inde görm edim bir rûy-i rahşân
Banâ aşkın cihânı etti zindân
G ece doğm uş benim baht-ı siyâhım .
HİCAZ
ŞARKI
D il yâre sin i andıracak yâre bulunmaz
Dünyada gönül yâresin e çâre bulunmaz
Her derdin olur çâresi, m eşhur m eseld ir
Dünyada gönül yâresin e çâre bulunmaz
mâhım», yine aynı m akam daki «Câ- nım gibi sevdikçe seni gönlüm ey âfet», H icaz m akam ındaki «Ülfet et sem yâr ile ağyâre ne», M uhayyer
m akam ındaki «Oi gonca dehen bîr
gül-i handan olacaktır», Yegâh m a
kam ındaki «Âhım seni sinem gibi bi
zar eder etbet», Sebâ m akam ındaki «Mey içerken düştü aksin câmıma»
M uhayyer m akam ındaki «Şeb-i yel-
dây-ı hicrân içre kaldım» v.d. sa y ıla
bilir.
Tam 95 y ıl önce fâni dünyadan göçüp giderken, bestelediği binden fazla eserden ardında bıraktığı «¿bilinen» ler bunlar gibi 211 tanesi oldu. Fakat
Şevki Bey'in anısı bu bestelerde o-
lanca tazeliği ile y aşıyo r aram ızda. N ur içinde yatsın...
0 4
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi