. ... * «
» m
m
« « «
Direktörümüz A G Â H SIRRI L E V EN D
Ders yılı sonunda
Çocuk Babalarile konuşma
Hayatta gençlerle beraber bulunmak kadar insanı hisli, heyecanlı ve hareketli bulunduran bir şey olmıyor. Hususile bu yakınlık, leylî bir mektep içinde geceli ve gündüzlü beraber yaşa yacak kadar daimî ve sürekli olursa, insan her dakika teessürî bir âlemin içinde yaşadığını duyuyor. O zaman mürebbi de, kendisinin bazı kere çocuk, bazı kere delikanlı, bazan da olgun bir adam vasfını aldığını ve mütemadiyen vaziyet ve hareketinin değiştiğini görüyor. Yalnız degişmiyen bir hassa kalıyor : his ve heyecan!... Unutmadığı bir nokta kalıyor: vazife ve mesuliyet!..
Ancak itiraf etmek lâzımgelir ki, bu vazifenin icap ettirdiği mesuliyeti yüklenmek çok ko lay bir iş değildir. Muhtelif muhitlerden muhtelif hayat şartları içinde yetişerek gelmiş, birbirine zıt terbiye almış çocukları bir arada bulundurmak ve bunları tek bir terbiye prensibi etrafında toplıyarak onlara bu günkü Cümhuriyet Türkiyesinin istediği vasıfları verebilmek zennedildiğin- den çok güçtür. Bununla beraber mürebbiye kıymet verdiren de bu güçlük değil midir ?.. Fakat güç te olsa, vazifesinin ehemmiyetini bilen bir mürebbi için muvaffakiyet, her zaman kendini takip eden bir kıymet sayılabilir.
Genç, onun dikkat ve ihtimamı altında büyüyecek, günden güne gelişecek, kötü temayülle rini birer birer bırakacak, iyi vasıflarını inkişaf ettirerek gelişecek ve nihayet - herkesin kullan dığı tabirle — adam olacaktır. Buna şahit olmak az zevk mi ?
Herkes ekdiğini biçer; tabiri, mürebbiler için söylenmiş gibidir. Mürebbinin aldığı netice, yetiştirdiği fidanın mahsulünden başka bir şey değildir. Ne yazık ki çok kere mektep ve muhit değiştirme yüzünden başkasının ekdiğini başkası biçiyor. Onun için çocuk babalarına düşen en önemli vazife, çocuk kadar mürebbiyi de takib etmek, çocuğunu teslim ettiği müessesenin ma hiyetini tanımaktır. V e yine çocuk babalarına yapabileceğim en büyük tavsiyelerden biri de he nüz bir ortamektep veya bir lise talebesi olan çocuğunu, onun istediği mektebe değil, kendi araştırması neticesinde tercih ettiği mektebe vermektir. Ancak bu suretle babalık ve velilik va zifesini yapmış sayılabilir.
*
* *
Mektebimiz bu yıl, on beşinci faaliyet yılını tamamlamış bulunuyor. Memleketin kültür haya tında on beş yıllık bir ömür! Bu, bir müessesenin hayatı için önemle kaydedilmesi lâzımgelen bir hâdisedir. On beş yıl, memlekete genç yetiştiren bir müessese ! Bundan bize bir ifıihar hissesi çıkabilir. Fakat tununla asıl haklı olarak övünecek olanlar, o gençler ve o gençlerin veli leridir. Biz, ömrümüzün geçip gittiğine acınmıyarak, sadece alâkalı bir mürebbi sıfatile o gençlerin istikballerini sevinçle takip ediyor ve bunu kâfi bir saadet biliyoruz.
D irektör
I
Öğretmenlerimiz
Tabiiye FAIIİRE BATTALGİL Fransızca VAH AB BERKEN Coğrafya RAUF SEĞMEN Coğrafya NAFİZ DANİŞMEN Kimya REŞAT ALASYA Fizik CELÂL ERKMAN Riyaziye REFİK URANFelsefe H. NİMETULLAH ÖZTÜRK Felsefe ZİYAEDDİN FAHRİ - FINDIKOĞLU Edebiyat
SABRI ESAT SİYAVUŞGİL
Kimya SUPHİ IIAHYANCI Tabiye ABİDİN ÖZGER İngilizce NEVİN A KM AN
Öğretmenlerimiz
Askerlik KEMAL TOK Riyaziye BEYAZ/D GENÇEL ResimKEMAL' EMİN BARA
Musiki A L İ DİNÇSES Türkçe MELİHA SARP Jimnastik SAMİ KARAYEL Coğrafya II. RAİF A YYILDIZ
Dikiş ADİLE A K BULUT
Tarih Yurdbilgisi RAŞlT ERMAN îlkkısım Fransızca HABİB GERMİYANLIGİL Okul doktoru A D N A N URAZ îlkkısım LEMAN ERKAN îlkkısım MEL A H A T TÜTENER îlkkısım MEVHİBE ŞENDURAN Muallim muavini A L İ NAZIM
Muallim muavini Muallim muavini
Dahiliye şefi A . MUHSİN A K YÜREK
Kâtip
SAFİYE ULUS A Y Muhasib
A . ZEKİ
İaşe memuru MAHMUT ÖN DİN
Kütüphane memuru SALİH OĞ AN
M E Z U N L A R 1934 - 35
İA R İK HALİL NUSRET CEMAL
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi