T
ANZİM AT inkılâbı, Türkiye'nin“Yakın - Şark medeniyeti,,
çerçevesinden ayrılarak, Avrupa
medeniyeti manzûmesine katıl
mak için attığı ilk kuvvetli adım dır.
Bu hareketin, Türkiye’nin ken di isteğiyle başarılan bir inkılâp tanınması onun muvaffakiyeti sa yılır. Hakikatte Tanzimat İnkılâbı, Avrupa medeniyetini temsil eden devletlerin Osmanlı İmparatorlu ğuna revâ gördükleri çeşitli bas kılar karşısında yapılmıştır. İnkı lâbı “Avrupa medeniyetinin, Os manlI İmparatorluğuna kendisini hattâ zorla kabul ettirmesi,, şek linde tarif edenleri haklı çıkara cak sebebler çoktur.
Bu böyle olduğu halde Tanzi m at İnkılâbı Türk iktidar ve siyâ set târihi bakımından hakîkî bir zaferdir. Çünkü bu inkılâp, İmpa ratorluğun için için ve kuvvetle duyduğu fakat bir türlü ifâdelen- diremediği büyük ve hayâtı bir ihtiyacın ksırşılîğıdır. Esâsen bü tün büyük inkılâplar, milletlere
emredilerek değil, millet vicda
nından yükselen emirleri dinleye rek yapılanlardır.
Tanzimat İnkılâbının o kadar güç şartlar içinde o kadar çok muvaffak oluşu, ancak bu şekilde, karşılık olduğu adlî, hukukî. İk tisadî ve içtimâi ihtiyaçların ge nişliği ve derinliğiyle izah oluna bilir.
Aynı inkılâbın Türkiye için
hayret edilecek bir ciddiyet ve basîretle başlayıp devam etmesi, bu inkılâbı yalnız bir büyük ada mın değil, birkaç büyük adamın hattâ birçok büyük adamların hep birlikte idâre etmesindendir. Şu dem ek ki, Tanzimatm temel dire ği Mustafa Reşid Paşa, eğer inkı lâba susadığını hissettiği devlet ve milleti böyle bir mâcerâya sev- kederken tamâmiyle yalnız başı na kalsaydı; etrafında söz anla - tacak kimse bulamasa, kendi ce sur ve uzak görüşlerini anlayacak
çapta münevver devlet adamla- riyle işbirliği yapmasa; bilhaısa
eserini devam ettirecek büyük
devlet adamlarının yetişmesinde
bilfiil ve bilerek âmil olmasaydı, Tanzimat İnkılâbı aynı ölçüde ba şarılı, hele devamlı bir eser ola mazdı.
-k
Tanzimat İnkılâbını yaratan ve
devam ettiren devlet adamları,
ne yaptıklarını, niçin yaptıklarını çok iyi bildikleri için muvaffak olmuşlardır. Yaptıklarına mâcerâ çehresi vermeden; çeşitli ve aşırı heveslere kapılmadan, hele y a p -
tıklariyle mağrur olmadan, he -
deflerine ölçülü ve şuurlu a d ım »
larla yürümeleri, onların üstün
vasıflarıdır. Bu inkılâbın, toprak larında yalnız bir millet yaşayan bir vatan coğrafyasında değil: ül kelerinde birçok milletler yaşayan
bir İmparatorluk coğrafyasında
o kadar vakur ve ağırbaşlı bir zaferle neticelenmesi aslâ kolay hâdise değildi.
Bugünkü Türkiye’nin, eski
‘ Y a k ın - Şark medeniyet,, i ne mensup bütün milletleri en az va rım asır geride bırakmış yeni bir medeniyet anlayışında bulunması, bir çok da bu sağlam ve hayırlı başlangıcın tesiriyledir.
k
Tanzimat öncesi yıllarla Tanzi m atm ilk çağları Türkiye’de böv- le bir inkılâbı yapacak ve yaşata cak yeni ve aydın sınıfı nasıl ye tiştirm iştir? Meselâ inkılâbın te mel direği dediğimiz Mustafa Re
şid Paşayı yetiştiren muhit ve
âmiller nelerdir? Reşid Paşanın
etrafında hükümdar ve devlet a- damı olarak kimler onu anlamış,
ona anlayışla yardımda bulun
muşlardır ?
Bir milletin kalkınma ve yücel mesinde daima ön plânda ve iyi tutulması lâzım gelen halk sın ı fının. önce orta sınıf halkı oldu ğunu Tanzimat ricâli nasıl anla mışlar ve Türk orta sınıfı, inkı
lâbın tutunma ve yasamasınla
niçin ve nasıl müessir olm uştur?. Tanzimat ricâli, Türkiye’ yi içinde bulunduğu müşkül şartlar arasın da nasıl tanımışlar, siyâsî ve as
kerî bir dünyâ ablukası içinde
Türkiye’nin hangi yollardan vü -
rürse kurtulup yaşayabileceğini
nasıl ve ne ölçüde görebilmişler d ir?
Bütün bunlar ve bunlara ben zer daha birçok siyâsî, idâri,
?.s-Nihad Sami
B A N A R L I
kerî, ekonomik, adlî ve kültürel problemler, Türkiye’ de her veni neslin iyi bilmesi ve devletin ya rınına bu bilgilerle hazırlanması
gereken mühim târih ve devlet
meseleleridir.
k
Bugün, bu ve bunun gibi mü him bazı Tanzimat problemlerini daha kuvvetle çözebilmemize hiz met edecek, meselâ Tanzimat İn kılâbını ve onun büyük yaratıcısı
Mustafa Reşid Paşayı daha ya -
kından tanımamızı kolaylaştıra -
cak, vesiklara müstenid, sağlam bir esere kavuşmuş bulunuyoruz.
“Mustafa Reşid Paşa V e Tanzi mat,, adlı bu büyük eseri hazır layan, İstanbul Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu Profesörlerinden Reşad Kaynar’dır.
Yalnız birinci cildi 656 sayfa tutan bu mühim monografi, on -
dan bizzat istifâde edeceklerle
daha yakından konuşan bir eser dir. Kitabm müellifi, büyük Tan zimat problemini, onun nasıl vu
kua geldiğini bizzat anlatmaya
kalkmamış, mevzuunu gerçekten
takdire değer bir bilgi ve usta lıkla, bu konuya âid en mühim vesikaları konuşturarak anlatmış tır.
Başvekâlet ve Topkapı Sarayı
arşivlerinde on yıl süren bir ça lışma esnâsmda Tanzimata ve o-
nun yaratıcısına âid vesikaları
bir bir inceleyen müellif, bize Tanzimat ricâlinin bu ıslahatı na sıl, hangi atmosfer içinde, hangi
/ ı 3 j f i ş ı - " ' v idealle yaptıklarını, fermanları, lâyihaları, târih sayfalarını, dev letler arasında teâtî edilen diplo matik nota ve tahrirâtı ve daha birçok yazılı vesikayı oluş ve ya zılış târihlerine göre sıralayarak tanıtmaktadır.
Eserde Mustafa Reşid Paşanın yetişmesi, ilk memuriyet hayâtı; birinci, ikinci Paris Elçiliği, Lon dra Elçiliği, Hariciye Nazırlığı;
Gülhâne Hatt-ı Hümâyunu’nun
hazırlık safhası, ilânı, esasları, hattın iç ve dış tesirleri; Tanzimat fermânmın ve Tanzimat ıslahatı - nm dahilî tenkidi; bu târihlerde vukua gelen en mühim dahilî % - haricî hâdiseler; Mısır meselesi,
Lübnan meselesi; Reşid Paşanın
Yunan devletiyle mücadeleleri;
Tunus, Cezair meseleleri ve daha birçok problemler bu eserde, ger çekleri ortaya koyan en ciddî ve sikaların dili ve ışığı altında ince lenmiş ve tanıtılmıştır.
Eserin birinci cildi, Reşid Paşa nın ikinci defa Hariciye Nazırlığı na tâyini ile bitmekte ve bu bü yük adamın Türkiyede yaptığı ve yaptırdığı diğer mühim hâdiseler,
kitabm ikinci cildine bırakılmış
bulunmaktadır. Türk Tarih Kuru mu yayınlan arasında intişar e- den bu ciddî kitabın hakîkî bir himm et mahsulü olduğu ve yine hakîkî bir ilim ve inkılâp aşkıvle
hazırladığı her sahifesinde göze
çarpan vasfıdır. Müellifini ilim ve tarih kütüphanemize böyle bir e- ser kazandırdığından dolayı teb rik etmek, Türkiye’de gerçek il - min ancak ona âşık olanlar elinde kaldığı bir devirde, insan içinde
övünç duyguları uyandıran bir
haz ve bir vicdan vazifesi olmak tadır.
Kişise* ArşivleeHn M ,inlini Oıül)ı_yi— Taha Toros Arşivi