• Sonuç bulunamadı

Başlık: SYANÜRLERİN ÇİZGILİ KASLARIN ELEKTRİKSEL UYARILMA VE KÜRARİZASYONU ÜZERiNDEKİ ETKİSİYazar(lar):OZAN, Kemal Cilt: 20 Sayı: 2.3 Sayfa: 313-326 DOI: 10.1501/Vetfak_0000002408 Yayın Tarihi: 1973 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: SYANÜRLERİN ÇİZGILİ KASLARIN ELEKTRİKSEL UYARILMA VE KÜRARİZASYONU ÜZERiNDEKİ ETKİSİYazar(lar):OZAN, Kemal Cilt: 20 Sayı: 2.3 Sayfa: 313-326 DOI: 10.1501/Vetfak_0000002408 Yayın Tarihi: 1973 PDF"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A. Ü. Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Kürsüsü Prof. Dr. M. Şahin Akman

SYANÜRLERİN ÇİZGILİ KASLARIN ELEKTRİKSEL UYARILMA VE KÜRARİZASYONU UZIERiNDEKİ

ETKISI Kemal Ozan*

Effet des Cyanures sur la Stimulation El&trique et la Curarisation des Muscles StrUs

R&Iıım: Nous avons recherche les effets pharmacologiques des cyanures sur l'exci-tation electrique et la curarisation des muscles stries. La conclusion obtenue d'experiences faites sur des preparation isolees du nerf phrenique-diaphragme du Rat sont les suivants: 1. Le cyanure de potassium augmente l'amplitude des contractions provoquees par des stimulationes directes, d'environ deux fois plus que l'amplitude de celles provoquees par des stimulationes indirectes (figure: 1 et tableau: I).

2. Lorsque les preparations stimulees successivement par la voie directe et indirecte sont curarisees, les contractions directes augmentent sous l'effet du cyanure de potassium. D'autre part, les reponses bloquees fi la stimulation indirecte reapparaisent. Ainsi le d-tu-bocurarine n'empeche pas l'effet du cyanure; au contraire ce dernier presente une action anti-curarisante (figure: 2,3).

3. L'ensemble des resultats que nous avons obtenus est examine â. la lumiere des rec-herches publiees et il nous semble possible d'admettre, en effet que le cyanure de potassium, inhibiteur du sodium-pompe accroit la contractilite de la fibre musculaire striee en entravant les phenomenes de repolarisation et ainsi en prolongeant la depolarisation.

Özet: Syanürlerin çizgili kasların elektriksel uyarılması ve kürarizasyonu üzerindeki, farmakolojik etkilerini araştırmak amaciyle, izole Rat frenik sinir-diyafram kası preparas-yonunda yaptığımız deneyler neticesinde:

1. Alternatif olarak iki kanallı bir elektronik stimülatör ile yapılan direkt ve endirekt stimulasyonlarla yazdırılan kasılmalar üzerinde, potasyum syanür direkt elektriksel uyar-manın sebep olduğu kasılmaları, endirekt uyarmanın sebep olduğu kasılmalara oranla iki misli daha fazla ve net bir şekilde arttırmaktadır (şekil 1, tablo 1).

2. Direkt ve endirekt stimülasyonla kasılmaları yazdırılan Rat frenik sinir-diyafram kası preparasyonunda, d-tübokürarin tesiri altında endirekt kasılmaları bloke edilmiş kas-

(2)

314 Kemal Ozan

larda, potasyum syanür direkt stimülasyonun sebep olduğu kasılmaları net bir şekilde art-tırmakta ve kürar'ın bloke ettiği endirekt stimülasyonla ilgili kasılmalar da, kısmen yeniden başlamaktadır. d-tübokürarin, potasyum syanürün kontraksiyonları arttırıcı etkisine mani olmadığı gibi, aksine potasyum syanür kürarın etkimesi üzerinde bir dekürarizasyon tesir yaparak, anti-kürar bir etki göstermektedir (Şekil 2,3).

3 . Diğer yayınlanmış araştırmaların ışığı altında, potasyum syanürün gözlenen etkisinin "syanürlerin kaslarda sodyum-pomp fonksiyonunu kısmen aksatmak veya tamamen bloke etmek suretiyle, depolarizasyonun uzaması ve repolarizasyonun ise gecikmesi" neticesi, çizgili kasların kontraksiyonlarını arttırdığı kanısına vardık.

Giriş

Syanürlerin çizgili kasların kontraksiyonlarına etkimeleri üzerin-deki araştırmalar oldukça yenidir. Valette ve Ozan'ın4'6' 9'1 0'11'12

1962 den beri yaptıkları çalışmalar, syanürlerin çok zayıf dozlarının, çizgili kaslarda potasyum klörür gibi kontraktüran maddelerin sebep olduğu kasılmaları çok şiddetli bir şekilde arttırdığını gösterdi.

Sod-yum fluor, 2-4—dinitrofenol, sodSod-yum azid v.b. maddelerin de aynı

şekilde etkidiğini gözleyen araştırıcılar, bu fenomeni metabolik in-hibitörlerin sodyum-pomp adı altında anılan aktiv iyon taşıma meka-nizması üzerindeki tesirlerine atfetmektedirler 5' 4' 6' 11' 12

Bu kez, çalışmamızda, potasyum ve sodyum iyonlarının hücre

zarlarından aktiv olarak taşınmasını bloke eden syanürlerin, elektro-farmakolojik yöntemlerle, çizgili kaslarda elektriksel uyarma ile sebep olunan kasılmalar ve bu kasılmaların kurarizasyonu üzerindeki etki-lerini araştırdık.

Materyal ve Metod

Deneylerimizi 1946 da Bulbring'in i ortaya koyup Chou2 tara-fından ele alınarak geliştirilen Rat frenik sinir-diyafram kası prepa-rasyonu tekniğini bazı değişikliklerle uygulamak suretiyle gerçekleş -tirdik.'

Rat izole frenik sinir-diyafram kas

ı

preparasyonu :

20o gram civarında ratlar başlarına vurulup, boyun damarları kesilmek suretiyle

öldü-rülür. Öldürülmeyi müteakip hemen göğüs açılıp, tercihan sol veya

sağ frenik sinir uzunluğu boyunca disseke edilir. Frenik sinir ve sinirin uyardığı diyafram yarısı, kostalarla teşkil ettiği kenarla birlikte çı -karılır. Frenik sinir-diyafram içinde 25 ± i°C ısıda, fizyolojik sıvı* bulunan ı oo cc hacmindeki bir izole organ küvüne yerleştirilir. Di- * Fizyolojik sıvının formülü: Nael 9 g; KCl 0,2 g; CaCl 2 anhydre 0,24 g; NaHCO, 0,5 g; Glucose 1 g; Eau bidist. q.s.p 1 It.

(3)

Çizgili Kasların Elektriksel Iiyarılma ve Kürarizasyonu... 315

yafram kası, kostalarla teşkil ettiği kenarı yardımı ile cam bir tüpe

tespit edilir. Bu cam tüpün üst kısmı içinde % 5 CO2 ve % 95 02

karışımı bulunan bir gaz tüpüne bağlı olup, banyonun içindeki ucun-dan çıkan CO, ve 02 karışımı preparasyonun havalandırılmasını, ayni zamanda banyo sıvısı içine ilave edilecek ilaçların çabuk karış -masını temin eder. Diyafram kası uç kısmından bir iplikle myografa bağlanarak kasılmalar yazdırılır.

Elektrotlar

ı

n ba

ğ

lanmas

ı

:

Deneylerimizde, klasik tip elektrotlardan farklı, kendi isteğimiz ve tarifimize göre yaptırdığımız değişik tip elek-trotlar kullandık. 8 Endirekt stimülasyon için, bir elektrot frenik

sini-rin ucuna; direkt stimülasyon için ise bir başka elektrot, diyafram

kasına tespit edildi.

Kas

ı

lmalar

ı

n _yazd

ı

r

ı

lmas

ı

:

Diyaframın yaptığı izotonik kasılmalar, mekaniksel olarak, bir stile yardımı ile, Juan marka, elektrikle çalışır ve istenilen vitese ayarlanabilen bir kimografın silindirine sarılmış isli bir kağıt üzerine yazdırıldı. Elde edilen traseler özel bir solüsyondan* geçirilmek suretiyle tespit edildi.

Preparasyonun elektriksel olarak uyar

ı

lmas

ı

:

Frenik sinir-diyafram preparasyonlarını elektriksel olarak stimüle etmek için elektronik sti-mülatör kullandık. Bu alet, genel olarak rektangüler şoklar şeklinde elektrik empülziyonları doğuran elektronik bir sistemdir. Deneylerimi-zin ekserisinde kullandığımız tek (relax) şokta, normal olarak

rektan-güler empülziyonlar muntazam aralıklarla, deneyi yapanın hiç bir

müdahalesi olmaksızın tekrar edilir. Bu şekilde aletin çalışmasına (re-

vaziyeti denir ve aletten çıkan empülziyonlar frekans, müddet

ve genişlik bakımından düzenlenebilir.

Deneylerimizde genellikle 2 ila ı o volt şiddetinde ve ı ms müdde-tinde ve dakikada 12 şok frekanslı rektangüler akım kullandık.

Sonuçlar

. Potasyum syanür'ün direkt ve endirekt stimülasyona ercisi :

Potasyum syanürün direkt ve endirekt yolla yapılan kasılmalara farklı etkiyip etkiyemeyeceğini, materyal ve metod kısmında açıkladığımız şekilde iki yollu bir stimülatörden çıkan uyarmaları bir defa kasa, bir defa

da sinire göndermek suretiyle, alternatif olarak ve dakikada 12 cps

frekans ile rat frenik sinir-diyaframında sebep olunan kontraksiyonlar üzerinde inceledik. Şekil. ı de görüldüğü gibi KCN direkt stimülas-

* Trase tespit solüsyonu : Colophon 60 g; Huile de ricin 10 ml; Ether 10 ml; Alcool 96

(4)

316 Kemal Ozan

yonun sebep olduğu kasılmaları, endirekt stimülasyonun yaptığı ka-sılmalara oranla daha net bir şekilde arttırmaktadır.

TABLO. I

Patasyum syanürün direkt ve endirekt Stimülasyonlo yapılan kasılmalar üzerindeki etkisi.

KCN dozu I İ

Direkt kasılma artış yüzdesi

Endirekt kasılma artış yüzdesi 0,2 mg 0,3 mg I İ 46 84 22 37

Tablo. I'in incelenmesinden de anlaşılacağı gibi

"syanür direkt

elektriksel uyar

ı

m

ı

n sebep oldu

ğ

u kas

ı

lmalar

ı

, endirekt uyar

ı

m

ı

n sebep oldu

ğ

u

kas

ı

lmalara oranla a

ş

a

ğı

yukar

ı

iki misli daha fazla ve net bir

ş

ekilde artt

ı

r-maktad

ı

r".

2 .

Potasyum syanürün kürarizasyon üzerindeki etkisi :

Direkt ve endi-rekt stimülasyonla yazdırdığımız kasılmalar üzerine şekil 2. de görül-düğü gibi 4. ı o-7 g tübokürarin tesir ettirmek suretiyle, endirekt stimü-lasyonun sebep olduğu kasılmaları bloke ettik. Kürar bilindiği gibi sinir yolu ile gelen endirekt uyarmalara kasın vereceği cevabı bloke eder. Fakat bu bloke kas, direkt• olarak uyarılırsa kasılır. Şekil 2 de görüldüğü gibi endirekt kasılmaları kürar tesiri ile bloke edilmiş fakat

direkt kasılmaları devam eden kürarize bir diyaframa 0,4 mg. KCN

tesir ettirdiğimizde, direkt kasılmalar yine artmakta ve bloke olmuş

endirekt kasılmalar da kısmen geri dönmektedir (Şekil 2 ve 3).

Şu halde, şekil 2 ve 3'de görüldüğü gibi.

"kürar potasyum syanürün

kas

ı

lmalar

ı

artt

ı

r

ı

c

ı

etkisine engel olmad

ığı

gibi, aksine potasyum syanür kürar

üzerine k

ı

sm

ı

bir dekürarizasyon tesir yaparak, anti-kürar bir etki

göstermekte-dir".

Tart

ış

ma

Yaptığımız deneyler, KCN'ün dakikada 12 cps ve 9 voltluk rek-tangüler akımla, alternatif olarak direkt ve endirekt bir şekilde yapılan mükerrer stimülasyonların sebep olduğu kasılmaları net bir şekilde arttırdığını gösterdi. Ancak direkt stimülasyonun sebep olduğu kası l-malar, frenik sinir yoluyla yapılan endirekt stimülasyon neticesi yaz-dırılan kasılmalara oranla çok daha net bir şekilde artmaktadır.

Mo-tor sinir yoluyla yapılan stimülasyonlar neticesi meydana getirilen

kasılmalarda, kasılmaların artmasına sebep olan değişiklikler ya ten-bihin sinirden kasa geçtiği özel bölgede, terminal plakta veya kasın

(5)

Çizgili Kasların Elektriksel Uyarılma ve Kürarizasyonu... 317 bizzat kendi yüzeyinde meydana gelebilir. Birinci halde bu tesir en-direkt stimülasyonda; oysa ikinci halde yani değişikliklerin kas

üze-rinde meydana geldiği durumlarda ise direkt stimülasyonda endirekt

stimülasyondakinden daha iyi meydana çıkar 6. Şu halde potasyum

syanür direkt stimülasyonun yaptığı kasılmaları daha net arttırdığına göre bu tesir büyük bir ihtimalle kasın bizzat kendisi üzerindeki değ

i-şikliklerden ileri gelmektedir. Diğer taraftan kürar tesiri altında, en-direkt stimülasyonun sebep olduğu kasılmaları bloke edilmiş kaslarda, potasyum syanürün direkt stimülasyonla yapılan kasılmaları arttı r-ması yine tesirin direkt olarak kaslar üzerinde yerleştiğini teyid et-mektedir. Bu sebeple ve diğer çalışmalardan alınan neticeler de 3' 4' 5' 6'

7' 8' 9' 12' 11

dikkate alınarak: KCN'ün yukarıda sonuçlar kısmında

gözlediğimiz etkisini "syanür gibi hücre metabolizması inhibitörleri, hücrelerde aktiv sodyum ve potasyum taşınmasını kısmen aksatmak

veya bloke etmek suretiyle hücrelerde depolarizasyon'un uzamas ı ve

repolarizasyon'un ise gecikmesi neticesi kaslarda kontraksiyonların

artmasına sebep olurlar" şeklinde izah etmek yerinde olur kanısı n-dayız.

Literatür

. Bulbring, E. (1946): Observations on the isolated phrenic nerve diap-hragm preparation of the rat. Brit. J. Pharmacol., I, 38-61.

2 . Chou, T. C. (1947): A method of estimating curare-like activity on the isolated phrenic nerve diaphragme preparation of the Rat. Birt. J. Pharmacol. -2, 1.

3. Ozan, K. (1964): L' action des inhıbıteurs enzymatiques sur la sensibi-liti de l'il6on isoli de Cobaye â l'histamine. C. R. Acad. Sc. Paris, 259, 2312-2314.

4. Ozan ,K. (1965): Etude des effets de divers inhibiteurs du metabolisme cellulaire sur l'action d'agents pharmacologiques contracturaht la fibre musculaire lisse et stri6e. Vet. Fak. Dergisi., XII (ı-2), 124-130. 5. Ozan, K. (1965): Action des cyanures sur la sensibilite< du muscle isold

de ver de terre â Pion potasyum. Vet. Fak. Dergisi., XII (4), 287-299. 6. Ozan, K. (1965): Etude des effets de divers inhibiteurs du metabolisme

cellulaire sur l'action d'agents pharmacologiques contracturant la fibre lisse et stride. Th6e pr6ent& â. la Faculte des Sciences de l'Uni-versite de Paris, pp. 91, 1965.

7. Ozan, K. (1966) : Potentialisation de l'action de la sftotonine ,bar in-hibition de la respiration cellulaire. Vet. Fak. Dergisi, XIII (2), 21

7

- 221.

(6)

318 Kemal Ozan

8 . Ozan, K. (1969): Sodyum-Pomp inhibitörü syanürlerin elektriksel uyar-ma, nöro-muskuler iletim, kas kasılması, tetanoz ve aksiyon akımları

üzerindeki etkisinin araştırılması. Doçentlik tezi. A. Ü. Veteriner Fakültesi Dekanlığı, Ankara, p. 128.

9. Valette, G., Ozan, K. (1964): Effet des cyanures sur le rectus abdo-minis de Grenouille. C. R. Acad. Sc. Paris, 258, 1648-1650.

ı o . Valette, G., Ozan, K. (1964): Effet du fluorure de sodıum sur le rectus abdominis de la Grenouille. C. R. Acad. Sc. Paris., 258, 4382- 43 8 3.

. Valette, G. ,Ozan, K. (1964): Actions des inhibitions enzymatiques sur la sensibilit6 a l'ion potassium de la fibre musculaire lisse ou stri6e. J. Physiol. 56, 455.

12. Valette, G., Ozan, K. (1964): Action of enzymatic inhibitors on muscle fibre sensitivity to potassium ion. Nature, 204, 586-587. razı "Dergi razı Kuruluna" 251711973 günü gelmiştir.

Şekil 1. Alternatif olarak direkt-endirekt yolla yapılan stimülasyonun diyafram kasmda sebep olduğu kasılmalar. Preparasyon 9 voltluk rektangüler akımla dakikada 12 cps frekans ile stimüle edildi. KCN birinci okta 200 t.ı. ve ikinci okta 300 1.ı. miktarında 5 dakika müddetle tesir ettirildi. Y işaretli oklar, banyo sıvısının değiştirilerek preparasyonun yıkanmasını

(7)

Çizgili Kasların Elektriksel Uyarılma ve Kürarizasyonu 319

Şekil 2. 9 volt rektangüler akımla, 12 cps /dk frekansla, direk ve endirekt yolla stimüle edilen kürarize diyaframın kasılmaları üzerine KCN etkisi.

Şekil 3. A ve B'de, 9 volt rektangüler akımla dakikada 12 cps frekansla direkt ve endirekt yolla stimüle edilen kürarize Rat diyaframımn kasılmaları üzerine KCN ün etkisi.T: 3.10 -7g tübo-kürar. CN: 0,3 mg KCN 5 dakika müddetle tesir ettirildi. Beyaz nokta preparasyonun

(8)

A. Ü. Veteriner Fakültesi Protozooloji, Tıbbi Artropodoloji ve Paraziter Hastalıklarla Savaş Kürsüsü

Prof Dr. Kamil Göksu

ANKARA KEÇISI HYPODERMOSİS'İ ÜZERINDE ARAŞTIRM ALAR*

III. Przhevalskiana silenus'un (Brauer) Yayılış

Durumu

F. Sayın** M. Mimioğlu* * İ. Meriç***

Ş. Dinçer** N. Sincer*** M. Örkiz***

The Occurrence of Przhevalskiana silenus in Angora Goats in Turkey

Summary: During the years of 1970 and 1972 a study was carried out on the

occur-rence of Przhevalskiana silenus in Angora goats in Central Anatolia in Turkey. A total of 765 slaughtered animals were inspected throughout four seasons for 2 years to determine the distribubution of this parasite. In addition its incidence was observed on 8640 Angora goats in pasture.

The study showed that P. silenus invasion in Angora goats appeared to be very prevelant in Central Anatolia. Certain flocks were found to be infested with the larvae of this parasite to an extent of 94 percent. In a number of cases 40 to 43 larvae have been recovered from a single animal. The examination of the larval specimens which were received from the pro-vinces of Diyarbakır, Samsun, Siirt, Muğla, Antakya, Eğridir, Çanakkale, Bursa, Afyon, Is-parta, Sivas, Hakkari and Niğde revealed that this species was also prevalent in these places (fig. 1).

Özet: Orta Anadolu'da (Ankara, Eskişehir ve Yozgat) Ankara keçisinde P. silenus'un

enfestasyon oranı üzerinde bir çalışma yapılmıştır. Bunun için mezbahada kesilen 765, satın alınan 47 ve merada bulunan 8640 hyvan üzerinde inceleme yapılmıştır.

Ankara keçisinin % 94 e kadar P. silenus ile enfekte oldukları, her hayvanda en az 1, en çok 43 adet larvanın bulunduğu bu çalışma ile ortaya çıkmıştır.

* Bu çalışma, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu tarafından desteklen-miştir (Proje No. VHAG-79).

** Ankara Üniversitesi, Protozooloji, Tıbbi Artropodoloji ve Paraziter Hstalıklarla savaş Kürsüsü.

(9)

Ankara Keçisi llypodermosis'i... 321 Ayrıca bu parazitin Diyarbakır, Samsun, Siirt, Muğla, Antakya, Eğridir, Çanakkale, Bursa, Afyon, Isparta, Sivas, Hakkari ve Niğde gibi illerde kıl keçi veya Ankara keçilerinde enfestasyona sebep olduğu, adı geçen yerlerden gönderilen numunelerin muayenesinden an-lasılmıstır.

Giriş

Przlıevalskiana türleri, palearktik bölgenin güney kesiminde ve

Kuzey Afrika'da bulunan ülkelerde görülür. Omurgalı

hayvanlar-dan Antilopinae ve Caprinae aile bölümlerine bağlı türlerde hypoder-mosis meydana getirirler 2 °. Caprasoyunabağh hayvanlarda 3 Przhe-valskiana türünün (P. silenus, P. aegagri, P. crossi) bulunduğu bildiril-mişse de ı 8'2 o, bunların

P.

silenus ile sinonim oldukları son yapılan çalışmalardan anlaşılmıştır4' 5'14'19.

P. silenus'un Sicilya, Mısır, Dalmaçya, Suriye, İspanya, Kenya, Somalya, Libya2 9 ve Bulgaristan'da ı 8 bulunduğu, Anadolu 6' 7' 8'1 3'1 7,

Afganistan ve Rusya'nın Orta Asya kesiminde 4'1 4 keçilerde yaygın

olduğu bildirilmiştir. Keçilerden başka koyun4'24 ve ceylanlarda da bu türe raslanmıştır2o. Aynı tür Grit2 ° ve İsrail'den2 Hypoderma ae-gagri, Kıbrıs'dan I H. aeratum ve Hindistan'dan 3'1 0 '11'15'16'17 H. crossi adı altında rapor edilmiştir. Hindistan 3'10'11, İsrail2 ve Kıbrıs' da 1 keçilerde çok yaygın olduğu, koyun, sığır ve bazan çoban köpek-lerinde dahi enfestasyon meydana getirdiği' bildirilmiştir.

Materyal ve Metod

Bu araştırma Ankara keçisi populasyonunun yoğun olduğu Orta

Anadolu'da (Ankara, Eskişehir, Yozgat) yapılmış; Nisan 197o'

den, Ekim, ı972'ye kadar devam etmiştir. Bu süre içinde hemen her

hafta mezbaha ve Lalahan'a, her ay Eskişehir'e, ara sıra Yozgat'a

gidilmiştir. Mezbahada, kesilen hayvanlar; Lalahan, Eskişehir ve Yoz-gat'ta genellikle canlı ve bazan da kesilmiş hayvanlar ele alınmıştır. Böylece değişik yaş ve cinsiyette 864o canlı ve 765 kesilmiş Ankara keçisi muayene edilmiştir. Ayrıca satın alınan 47 keçi üzerinde,

can-hyken ve bunlardan 37 si kesildikten sonra gerekli incelemeler yapı

l-mıştır.

Keçilerde parazitin enfestasyon durumunu tayin etmek için özel-likle Ankara ve Eskişehir yöresinde haftada ı defa olmak üzere, toplam

olarak her ay 36o canlı hayvan muayene edilmiştir. Bunlar en az

2 sezon merya çıkmış olanlar arasından seçilmiştir. Satın alınarak fakül-tede muhafaza edilen 47 hayvan da her gün bu maksatla muayene edilmiştir.

(10)

322 F. Sayın - M. Mimioğlu - İ. Meriç - Ş. Dinçer - N. Sincer - M. Örkiz Yapılan muayenelerde canlı hayvanlarda larva şişlikleri araş -tırılmış, bunların adedi tesbite çalışılmıştır. Bununla birlikte değişik

tarihlerde mezbahada kesilmiş olan hayvanların derisi yüzüldükten

sonra deride larvalar ve bunlardan hasıl olan delikler, ösofagus ve di-yaframada larvalar araştırılmış ve sayıları tesbite çalışılmıştır.

Ayrıca bütün il veteriner müdürlüklerinden, resmi bir yaz ı ile bölgelerine ait mezbhalarda kesilen keçilerin

Przhevalskiana

enfestas-yonu yönünden kontrol edilmesi ve enfekte hayvanlardan toplanan larvaların kürsüye gönderilmesi istenmiştir.

Sonuçlar

Ankara keçilerinde

Przhevalskiana silenus'un

enfestasyonunu tesbit için canlı ve kesilen hayvanlar üzerinde yapılan muayenelerin sonuç-ları cetvel ı de gösterilmiştir. Bu cetvelde 2 yıl içinde aynı aylarda muayene edilen hayvanların toplam sayısı ve bunların enfestasyon oranı bildirilmiştir.

CETVEL 1

Ankara Keçilerinde P. silenus'un Enfestasyon Oranını Gösteren Cetvel

Aylar

Muayene edilen hayvan sayısı

I.arva bulunan hayvan sayısı

Canlı hayvan Ölü Hayvan Canlı hayvan Ölü hayvan Nisan 720 46 24 (% 3) 11 (% 23) Mayıs* 720 46 O "5 (0X,

ı

o)

Haziran* 720 42 0

7 (% 15) Temmuz* 720 52 0 — 26 (% 50) Ağustos* 720 59 0 — 58 (% 47) Eylül 720 68 0 — 43 (% 63) Ekim 720 88 0 — 61 (% 68) Kasım 720 73 56 (% 7) 37 (% 50) Aralık 720 75 154 (% 21) 67 (% 89) Ocak 720 69 598 (% 83) 62 (% 90) Şubat 720 72 532 (% 73) 68 (% 94) Mart 720 75 54 (% 7) 52 (% 69) Toplam 8640 765 * Ölü ve deforme olmuş larvalar

Bu cetvelde görüldüğü gibi Mayıs ayından Kasım ayına kadar canlı hayvanlarda deri altında şişliklere raslanmıştır. Halbuki bu süre içinde kesilen hayvanlardan bazılarında larvalar bulunmuştur. Fakat cetvel 2 de belirtildiği gibi Eylül ayına kader raslanan larvaların

(11)

Ankara Keçisi Hypodermosis'i... 323

enfestasyonla ilgili olmad

ı

klar

ı

anla

şı

lm

ış

t

ı

r. Eylül, Ekim, Kas

ı

m ve

Aral

ı

k aylar

ı

nda bulunan larvalardan baz

ı

lar

ı

n

ı

n canl

ı

ve baz

ı

lar

ı

n

ı

n

rezorbe edilmi

ş

ölü larva kal

ı

nt

ı

lar

ı

oldu

ğ

u görülmü

ş

tür. Kas

ı

m ay

ı

n-dan Nisan ay

ı

na kadar canl

ı

hayvanlarda larva

ş

i

ş

likleri tesbit edilmi

ş

ve kesilen hayvanlarda fazla say

ı

da canl

ı

larva bulunmu

ş

tur.

Enfestasyon oran

ı

n

ı

tayin etmek için yap

ı

lan çal

ış

malarda canl

ı

hayvanlar

ı

n muayenelerine nazaran kesilen hayvanlar

ı

n muayeneleri

daha çok güvenilir sonuçlar vermi

ş

tir. Zira canl

ı

hyvanlar

ı

n

palpas-yonla yap

ı

lan muayenelerinde deri alt

ı

nda bulunan, di

ğ

er nedenlere

ba

ğ

l

ı

ş

i

ş

liklerle, larva

ş

i

ş

liklerini ay

ı

rmak veya göç halinde bulunan

larvalar

ı

n varl

ığı

n

ı

anlamak, ço

ğ

u zaman mümkün olamam

ış

t

ı

r.

Ge-rek canl

ı

ve gerekse kesilen hayvanlarda Ocak ve

Ş

ubat aylar

ı

nda

ya-p

ı

lan muayenelerde bulunan enfestasyon oran

ı

gerçe

ğ

e en yak

ı

n

ola-n

ı

d

ı

r. Zira daha önceki aylarda hayvan vücuduna yeni girmi

ş

genç

ve küçük larvalar

ı

her an yakalamak zordur. Daha sonraki aylarda

olgunla

ş

m

ış

larvalar hayvan vücudunu terkederek topra

ğ

a dü

ş

mek-

`..tedir. Nitekim, cetvel

2

de belirtildi

ğ

i gibi, Nisan sonundan, A

ğ

ustos

sonuna kadar olan süre içinde, kesim sonunda muayene edilen

hayvan-lar

ı

n hiçbirisinde canl

ı

larva bulunamam

ış

t

ı

r. Bu durum yumurtadan

ç

ı

k

ı

p hayvan vücuduna yeni girmi

ş

, henüz geli

ş

imini tamamlamam

ış

,

göç halindeki larvalar

ı

yakalaman

ı

n zorlu

ğ

u ile izah edilebilir. Ocak

ve

Ş

ubat aylar

ı

nda kesilen hayvanlar

ı

n her birinde en az

ı

ve en çok

43 adet 3. devre canl

ı

larva elde edilmi

ş

tir.

CETVEL 2

Iki Sene Içinde Aynı Aylarda Toplanan Larvaların Canlı veya Ölü Olduklarını Gösteren Cetvel

Aylar Toplanan larva sayısı Canlı larva sayısı Ölü Larva sayısı Nisan 10 10 0 Mayıs 4 0 4 Haziran 6 0 6 Temmuz 22 0 22 Ağustos 48 0 48 Eylül 90 8 82 Ekim 284 48 236 Kasım 260 150 110 Aralık 480 460 20 Ocak 332 332 0 Şubat 644 644 0 Mart 664 664 0 Nisan 2116 Toplam 2644 528

(12)

tolteııkt ç•Lftaıkkide Q Bursa e Rr*kara. f tiSehır N eyon 11(7rtC1 Niğde Clıye,;:o.■•■ t S.1:t Ant• o.

s4oz qcı} Sivas ■ n1 ,4:. 4Qrı -

324 F. Sayın - M. Mimioğlu - İ. Meriç - Ş. Dinçer - N. Sineer - M. Örkiz

Przhevalskiana silenus'un

Ankara, Eskişehir, Yozgat dışında Siirt'te

Ankara keçisinde; Diyarbakır, Samsun, Muğla, Antalya, Eğridir,

Çanakkale, Bursa, Afyon, Isparta, Sivas, Hakkari, Antakya ve Niğ

-de'de kıl keçilerinde enfestasyon meydana getirdiği adı geçen yerlerin mezbahalarından alınıp gönderilen larvaların muayenelerinden an-laşılmıştır (Şekil ı).

Şekil 1. Türkiye'de P. silenus'un bulunduğu illeri gösteren harita. Tartışma

Przhevalskiana silenus'un

palearktik bölgenin güney kesiminde ve

Kuzey Afrika'da yer alan ülkelerde bulunduğu ve özellikle keçi

ye-tiştirilen ülkelerde bu parazitin yaygın olduğu bildirilmiştir21. Gerçek-ten keçiler üzerinde yapılan araştırmalar bu parazitin Özbekistan'da 4

% 50-86, Afganistan'da s % 2o-8o, Hindistanda 3 % go oranında

enfestasyon meydana getirdiğini, Pakistan, Irak 5, İsrail2, Kıbrıs'

gibi ülkelerde de çok yaygın olduğunu göstermiştir. Palearktik böl-gelerin güney kesiminde bulunan Türkiye'de bu parazitin varlığı bazı

araştırıcılar 5' 7' 9'1 0 '14' 1 5 tarafından bildirilmiştir. Fakat geniş çapta bunun prevalans ve insidensi üzerinde durulmamıştır. Bu araştırma ile bu parazitin Türkiyede'de yaygın olduğu ortaya çıkmıştır. Özel-likle Ankara keçisinin fazla yetiştirildiği Ankara, Eskişehir, Yozgat gibi Orta Anadolu illerinde enfestasyon oranının % 94 e kadar çı k-tığı, fakat bu bölgeler arasında enfestasyon oranı bakımından önemli bir fark olmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca Çanakkale, Bursa, Eskişehir,

Afyon, Isparta, Muğla, Antalya, Niğde, Sivas, Samsun, Diyarbakır,

(13)

Ankara Keçisi Hypodermosis'i... 325

tiftik keçilerinde bu parazitin yaygın olduğu kesimden sonra yapılan muayenelerden anlaşılmıştır. En az bir sezon veya daha çok meraya çıkmış yaşlı hayvanlarda, ı veya 1,5 yaşındaki gençlere nazaran daha çok parazit bulunduğu görülmüştür. Bunun mevcut bir bağışıklıktan

çok genç ve aktif hayvanların yumurta bırakan sineklerden

kendi-lerini daha iyi koruyabilmelerinden ileri geldiği düşünülebilir. Bir hay-van üzerinde bulunan larva sayısının 1-43 arasında değiştiği anlaşı

l-mıştır. Bu durumun Özbekistan'da4 976, Hindistan'da 16 150-2o0,

Afganistan'da 6 I o-300 olduğu bildirilmiştir. Ancak yaşla parazitlilik derecesi arasındaki bağıntıya ait bir kayda raslanmamıştır.

Literatür

Austen, E. E. (ı 931): A new species of warble-fly (Diptera, family Tachinidae, subfamily Hypoderminae, genus Hypoderma) which altack

goats in Cyprus. Bull. Ent. Res., 22, 423-428.

2 . Cwillich, R., Shimshoni, A. (1965): The identification of the fly

Przhevalskiana eagagri on goats in Israil. Ref. Vet., 22 (4) , 258-260.

3 . Davenport, C. (193o): A not on the occurence of Hypoderma crossi in goats in Beluchistan and the question of the fitness of the meat for

hu-man consuption. Trans. Roy. Soc; Trop. Med. Src. London, 23,

42 5 -4 26 .

4 Grunin, K. J. (1965) : Hypodermatidae in Lindler. Die Fliegen der Palaearktischen Region. 466. E. Schwazerhartsche Verlags-buchanlung Stuttgart, pp. 154.

5 . Kurtpınar, H. (1 : 947) Anadolu ehli hayvanlarında görülen Hypoderma nevileri, iktisadi önemi ve mücadelesine dair en uygun tedbirler üzerine

araştırmalar. Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Basımevi, pp. 6o.

6. Madel, G. (1969): Die Ziegendasselfiliege Crivellia silenus in

Af-ganistan. Angew. Parasit., ı o: 204-2 I I .

. Mimioğlu, M. M. (1966): Sığır ve Ankara keçilerinde nokra

(Hypo-dermosis). Ankara Üniversitesi Veteriner ve Ziraat

Fakülte-leri Basımevi, pp. 43.

8. Oldroyd, H. Şahsi kominikasyon.

9. Öncül, S., Meriç, İ. ve Sincer, N. (1966): Ankara keçilerinde

görülen Przhevalskiana silenus (Brauer) larvalarına Neguvon'un etkisi

üzerine bir araştırma. Lalahan Zoot. Araşt. Enst. Derg., VI, 3-4,

(14)

326 F. Sayın - M. Mimioğlu - I. Meriç - Ş. Dinçer - N. Sincer - M. Örkiz

o . Öncül, S., Meriç, I. ve Sincer, N. (1965) : Ankara keçilerinde tesbit edilen Przhevalskiana silenus (Brauer) üzerine bir araştırma. Lalahan

Zoot. Araşt. Enst. Derg., V, 3-4, 59-69.

. Patton, W. S. (1922): Hypoderma crossi sp. n. parasitic in its larval stages in cattle and goats in the Penjah. Ind. J. Med. Res., ı o, 573-578. 1 2 . Patton, W. S. (1936): Studies in the higher Diptera of medical and veterinary ımportance. The warble flies of the genus Hypoderma. Ann. Trop. Med. parasit., 30, 453 -468 .

13 Popov, A., Petkova, A., and Vulchovski, Y. (1 : 967) Results of oxwarble fly control in Bulgaria. Vet. Sbir. Sof., 64, 1, 13-18 (Vet. Bull., 37, ı o, 4229, 1967).

14 . Sayın, F., Meriç, t., Köseoğlu,

H.,

Sincer, N. and Ayabakan,

Ş. (1 9 72): The use of Neguvon fir control of grubs in Angora goats.

A. Ü. Vet. Fak. Derg., XIX, 3, 338-348.

15. Sayın, F., Mimioğlu, M., Dinçer, Ş., Meriç, İ., Sincer, N. ve Örkiz, M. (1971): Ankara keçilerine bulunan Crivellia silenus'un biyolojisi üzerine araştırmalar. T. B. T. A. K. III. Bilim Kongresi Veterinerlik ve Hayvancılık Konuları Tebliğ Özetleri. Ankara, 25-27 Ekim.

16. Soni, B. N. (194o): Preliminary observations on the bionomics of the goat warble-fly (H. crossi, Patton). Ind. J. Vet. Sci., ı o, 280-283.

17. Soni, B. N. (194o): The structure of the mouthparts of young larval forms of H. crossi Patton. Ind. Vet. Sci., ı o, 291-292.

18. Soni, B. N. (1942): Eggs of the goat warble fly (H. crossi, Patton). Curr. Sci., ıl, 28o-28 ı

19. Van-Emden, F. I. (195o): The idantity of the species of Hyoderma

(Dipt.)

attacking goat. Bull. Ent. Res., 41, 223-226.

20. Wetzel,

H.

Şahsi kominikasyon.

21 . Zumpt, F. (1965): Myiasis in man and animals in the old world. Butterworts, London, pp. 267.

Referanslar

Benzer Belgeler

(Re)Making and Undoing of Peace/Conflict (Eds.) Tuğrul İlter, Hanife Aliefendioğlu, Pembe Behçetoğulları, Nurten Kara Famagusta: Eastern Mediterranean University

Yiroloji Anabilim DallLıboratuvarınd~1 kullanılmakta olan cp BVDV f\iADL-Ank.lab ve nep BVDV su~u 0712/80/Hannover-i\nk.Lıb vinıslarınıı] 15 değı.~ik Moah'a

Kedi ve küpeklerden izole edilen Ecoli suşlarından.. saptanan CNF loksini ile sorhaz

uzun kpmiklerde mediıller kanalın çok geniş_ kemik korteksinin çok ince ve kemikleri n pnömotik özellikte olması nedeiliYle intramediiller pın.. plak ve ekstemal

Bu araştırmada perikardiyal emzyonun en iyi saptandığı yer olarak bildirilen (8) sol vent- riki.iIün 2D ve M-mod yöntemiyle yapılan eko- kardiyografik muayenesinde perikardiyal

rardaki biyokimyasal değişikliklerin incelendiği bu çalışmada, sağlıklı ve böbrek fonksiyon bo- zukluğu bulunan köpeklerin serum ve idrarında üre, kreatinin, protein,

AIso, the aim of the present study was to identify the distribution of eosinophil granulocytes and plasma ceııs wilhin jejunal mucosa of the dogs naturaııy infected with..

Akkaraman, lvesi ve Konya Merinosunda kollagen iplik demetlerinin dört mevsimde de gevşek, diğer mevsimlere göre yazın biraz daha sıkı olduğu, yağ hücrelerinin dört mevsimde