• Sonuç bulunamadı

Başlık: ANKARA'DA KÖPEKLERDE GİARDİA CANİS'İN YAYILIŞI VE BUNUN HALK SAĞLIĞI YÖNÜNDEN ÖNEMİYazar(lar):BURGU, Ayşe Cilt: 26 Sayı: 3.4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001007 Yayın Tarihi: 1979 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: ANKARA'DA KÖPEKLERDE GİARDİA CANİS'İN YAYILIŞI VE BUNUN HALK SAĞLIĞI YÖNÜNDEN ÖNEMİYazar(lar):BURGU, Ayşe Cilt: 26 Sayı: 3.4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001007 Yayın Tarihi: 1979 PDF"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A.

D.

Veteriner Fakiiltesi Genel Pr.razitoloJi ve Helmilltoloji Kürsüsü Prof Dr. Nevzat Giiralp

ANKARA'DA KÖPEKLERDE GİARDİA CANİs'İN YAYILIŞI

VE BUNUN HALK SAGLIGI YÖNÜNDEN ÖNEMİ

Ayşe BURGU*

The distribution of Giardia canis in Ankara dogs and its public health significance.

Sunınıary: The oceurreııce

if

Giardia carıis in dogs reported for the first time in Turkey. The examination

if

faeces of these arıimals 8 out

if

237

feecal samjJles (3.37 %) were found harbouring the cysts

if

this parasite. Özet: Türk~)'e'de Giardia canis kistlerine köpek dışkısında rastlandığı ilk kel.:.bildirilmiştir. Köpeklerden alınan dışkı ö'mekleri'tin bakısı sonucu 237 köpekten 8 inin

(%

3.37) G. eanis ile eı!fekte oü:.'uğ,:sa/Jümmışiır.

Giriş

Giardia cımıne bağlı olan parazitlere bütün omurgalılarda ve parazit bir nematod'ta (VincIla sp.) rastlandığı, genellikle ince bar-saklarda lokalize olan bu flegellata'ların insanlarda uzun zamandır bilindiği ve ilk kez 1859'da Lambl tarafından saptanarak Ccrcomonas intestinalis olarak adlandırıldığı, i882 de Kunstier tarafından Giardia, 1888 de Blanchard tarafından Lamblia ~dları verildiği ve bu iki is-min hala birbirinin sinanimi olarak kullanıldığı belirtılmiştir (3, 12,

16, 18, 20).

Memelilerde 2 Giardia türü bulunduğunun kabul edildiği, lJUn-lardan birinin G. murİs (fare, rat ve hamsterlerde), diğerinin G. duo-denalis (tavşan, rat, şinşilla, sincap, fare, insan ve muhtemelen sı-ğır, köpek, kedi ve kobayda) olduğu kaydedilmiştir (12,16). Buna

bağ-*Ankara Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Genel Parazitoloji ve Helmintoloji Kür-süsü Dr. AsistaIll, Ankara.

(2)

Ankara'da KöpeklcrdeGiardia Canis'in ... 185

lı olarak ilk kez Bemrick (2), köpeklerdeki Giardia'ları G. duodenalis canis olarak bildirmi~tir.

Ancak bazı Giardia türlerinin konakçı özelliklerinden, örneğin köpek, kunduz ve diğer bazı hayvanların, insanların Giardia enfek-siyonlarında direk veya indirek enfebiyon kaynağı olabilmelerinden, Giardiose'un bir zoonoz olarak kabul edilebileceği görüşü gittikçe kuvvetlenerek güncelliğini korumaktadır (2 ı).

Önceleri yapay vasatlarda üretilemiyen Giardia'lar bugün bir-çok yapay vasatta ba~arı ile kültüre edilebilm~ktedir (7, ı ı, ı6, 20). Giardia eanis'in ilk kez i88i'de İngiltere'de Grassi tarafından kö-pekIerde görüldüğü, daha sonra Hegner'in geniş olarak bu parazitin özelliklerini bildirdiği, genellikle duodenum ve inee barsaklarda ya-~ıyan bu parazitkrin, bağlı olduğu einsin özelliklerini ta~ıdığı, kist-lerin 6.6-9 mikron geni~, 11-15 mikron uzun, trofozoit'kist-lerinin ise iı--ı 7 mikron uzun, 7-1 i mikron genj~ olduğu bildirilmiştir (3, 12, 16, ı8,

20).

Giardia eanis'in yayılı~ı Ohio'da

%

ı 7.7 (S), Minnesota'da

%

7.66 (ı), New Jersey'de

%

1.8 (13), aynı ~elıirde ba~ka bir ara~tırma-ya göre

%

25.8-26.3 (4), Viyana'da

%

15.33-18.57 olarak bildiril-mi~tir (ı8).

Kedilerde Giardia'ların G. canis'e oranla daha az yaygın oldu-ğu (9), Minnesota'da kedilerin

%

3.05 inin enfekte bulunduğu bil-dirilmi~ (ı I), Hitehcock (ıo), 6.1 günlük bir kedinin ince barsak, ka-lın barsak ve sekum doku kesitlerinde G. cati trofozoit'lerine rastlan-dığını kaydetmi~tir.

G. canis'in saprofit kabul edildiği ve klinik semptomlara neden olmadığı bildirilmi~tir (2). Bazı ara~tırıcılar (S, 6,8, 9, ı8) ise, Giardia canis'in köpeklerde bazen kronik diarelerden sorumlu olduğunu, en-teritis tedavisi yapılan köpekıerin çoğunda bu parazite rastlandığını, enfekte köpeklerde peklik ve ishalin birbirini izlediğini bildirmişler, insanlarda görülen allerjik belirtilerin, ekzema ve sinirsel semptom-ların ise köpeklerden bildirilmediğini kaydetmişlerdir.

Lamblia mUl'is ile enfekte farelerde enfeksiyon oranının genç farelerde ya~lılara, karbonhidratlı gıda ile beslenenlerde proteinle beslenenlere göre daha yüksek bulunduğu bildirilmi~tir (ı 9). Benzer şekilde G. canis'in genç köpeklerde daha çok bulunduğu (ı, ı8), karbonhidrattan zengin besinlerle beslenen köpeklerde de,

(3)

protein-186 Ayşe Burg.!

le beslenenlere oranla daha kolay yerleştiği, parazıtlerin karbonhid-ratla beslenen köpek!crde midenin takriben 20-60 cm. gerisinde, yo-ğun proteinle beslenenlerde ise 50-80 cm. gerisinde yerleşti ği belir-tilmiştir (ı2, ı6).

Giardia canis enfeksiyonlarında kistlerin katı ve şekilli dışkılar-da, trofozoit'lerin sulu, lapa kıvamda olan taze dışkılarda bulunduğu bildirilmiş, kistlerin en iyi ZnS04 santrifüj flotasyon metodunda

görüldüğü, özgül ağırlığı 1.28 olan

(%

45) ZnS04 ile santrifüj

flo-tasyonda ozmotik basınçtan ötürü kistlerin iç kısımlarının, yarımay şeklinde büzüştüğü, ancak bunun G. canis kistlerini en yoğun topla-yan metod olduğu ve büzüşmüş kistlerin de tanımda kolaylık sağladı-ğı bildirilmiştir. Trofozoii'lerin görülmesi için natif preparatların hazırlanması ve lugol solüsyonu ilave edilerek preparatların kontras-tının sağlanması gerektiği, bu gibi durumlarda trofozoii'lerin öldüğü ve hareket etmedikleri belirtilmiştir (ı, 3, 5, ı2, ı3, ı8).

Enfekte köpeklerde dışkıda herzaman kistlere rastlanmadığı, bu bakımdan enfeksiyondan şüpheli bir köpektc tek bir .dışkı bakısı-nın yetersiz olacağı, köpek dışkısından kistlerin kaybolmasının belir-li bir siklusa bağlı olmakmın kendiliğinden oluştuğu bildirilmiştir

(2, 5). Bemrick (2), yaptığı çalışmada bir köpeğin 38 ay, diğer köpek-lerin 6 ay veya biraz daha uzun süre enfekte kalabildiğini kaydetmiş-tir.

Giardia canis'in sağıtılmasında Quinacrine ve Metronidazole bileşiklerinin kullanılmasından başarılı sonuç alındığı bildirilmiştir (8, 9, 18).

Yurdumuzda Merdivenci (ıs), ı976-ı978 yılları arasında in-sanlarda değişik yaş gruplarında yapılan 6 parazitolojik yoklama ça-lışmasından 2 sinde Giardia'ların bildirilmediğini, 4 ünde G. intes-tinalis'in yaygınlığının

%

2.8-23.9 arasında değiştiğini ilgili literatür-lere bağlı olarak çizclge halinde belirtmiştir. Aynı yazar (14), G. mu-ris'e İstanbul'da lağım kerneleri ve farelerde ince barsakta, G. duo-denalis'e htanbul'da eveil tavşanda aynı organda rastlandığını be-lirtmiş, Özkoç (ı 7), Marmara bölgesinde 4 kuzuda postmortem yok-lamalarda G. caprae trofozoit ve kistlerine rastlandığını kaydetmiş-tir.

Yurdumuzda G. canis Hegner, 1922'nin köpeklerde bulunuşu ile ilgili herhangi bir yayın bulunmamaktadır.

(4)

Ankara'da Köpeklerde Giardia Caııis'in ...

Materyal ve Metod

187

Araştırmamızda materyalolarak, fakültemiz kliniklerinden yol-lanan veya doğrudan laboratuvarımıza getİrilen 86 köpek dışkısından, ayrıea Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat Bahçesinden 72, Ankara Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğünde gözlem altına alınmış 1°, Ankara üniversitesi Tıp Fakültesi Hayvan Yetiştirme ve Temin la-boratuvarından 39 köpekten alınan dışkılardan yararlanılmış, araş-tırma süresince toplam 237 köpeğin Giardia canis yönünden dışkı yoklamaları yapılmıştır.

Laboratuvarımıza gönderilen dışkılar dışında, diğer köpeklere ait dışkılar naylon torbalar içine alınarak laboratuvara getirilmiş, köpekleri n ırk ve yaşları olanaklar ölçüsünde kaydedilmiştir.

Laboratuvara getirilen dışkılar

%

45 lik ZnS04 la (özgül

ağırlı-ğı i.28) santrifüj flotasyon metodu iLChazırlanmış ve G. canis kistle-ri yönünden kontrol edilmiştir. Pozitif olaylarda ve dışkının yumuşak olduğu dört dışkı örneğinde ise natif preparatlar da hazırlanmıştır. Natif preparatlara bir damla lügol solüsyonu damlatılarak prepara

t-ların kontrastı sağlanmış ve G. canis kist ve trofozoit'leri yönünden

25 X8 büyütmeli mikroskopta kontrol edilmiştir.

Çalışma süresince izleme olanağı bulduğumuz bir köpekte, dış-kının yumuşak olduğu iki örnekten ve bu köpeğe bir gün öncesinden pürgatif verildikten bir ve iki gün sonra alınan dışkılardan froti ha-zırlanarak, barsak protozoonları için spesifik olan Heidenhain Fe-hematoksilin boyası ile boyanmış ve immersiyonla bakıları yapıla-rak trofozoit'ler aranmıştır.

İzleme olanağı bulduğumuz bu olayda G. canis kistlerinin dışkı ile çıkarılma ve tekrar kaybolma periyodunu ortaya koymak amacı ile 26 kez ZnS04 santrifüj flotasyon metodu ile dışkı yoklaması

yapıl-mıştır.

ZnS04 santrifüj flotasyon metodu ile dışkının pozitif bulunduğu

8 ayrı günde gram dışkıdaki G. canis kist sayısını saptamak amacı ile sayım yapılmıştır. Kist sayımı için ı gr. dış kı tartılmış, 100 cc. suda süspamiyon haline getirilmiş, her defasında iyiee karıştırılan dışkı süspansiyonundan io defa i!LO cc. miktar pipetle alınmış, iügol il:l-vesinden sonra lam lamcl arasında 25 X8 mikroskop büyütmesinde kistler tek tek sayılmıştır. Bulunan kist sayısı 100 ile çarpılarak gram dışkıdaki toplam kist sayısı belirlenmiştir.

(5)

18B Ayşc Burgıı

Ayrıca enfekte bir dışkının ZnS04 santrifüj, NaCl1-ı-ZnCI?

sant-rifüj ve Fülleborn doymuş tuzlu su flotasyon metodları ile aynı gün karşılaştırmalı yoklaması yapı.mıştır.

Sonuçlar

çalışmamız sırasında kürsümüze yollanan 86 dışkıdan 3 ünde, Hayvanat Bahçesinden alman i2 dışkıdan 4 ünde, A.Ü. Tıp Fakülte-sı Hayvan Ye1ı~tirme ve Temin Laboratuvarından alınan 39 dışkıdan ı inde Giardia canis kistlerine rastlanmış, Ankara Belediyesi Veteri-ner İşleri Müdürlüğünden alınan 40 dışkıda G. canis kistlerine rast-lanmamıştır. Bu suretle bakısı yapılan toplam 237 köpek dışkısından 8 inde

(%

3.37) G. canis kistleri saptanmıştır (Cetvel ı).

Cctvel i. Köı-ck dışkılarında Giardia canis kist olguları.

Dışkının alındığı yer Dışkı sayısı Enfekte bulunan dlŞkl

sayısı % si

Laboratuvarımıza yollanan 86 3 3.48

---Hay\'anat Bahçcsi 72 4- 5.55

---

---A.Ü. Tıp Fak. Hay. Ycl. ve

Tcmin Laboratuvarı 39 i 2.56

---Ank. BL. Vet. ışi. Md. lüğü 40 -

-Toplam 237 8 3.37

:Materyal ve metod bölümünde bildirildiği gibi ZnS04 santrifüj

flotasyon metodu ile hazırlanan dışlularda Giardia canis kistleri iç yapıları karakteristik yarım ay şeklinde büzüşınüş olarak koıayhkla tanımlanabilmiştir (Resim ı,2). Kistlerin uzunluklarının ı 1.2-14.4 mikron, genişliklerinin ise 7.3-8.0 mikron olduğu saptanmıştır.

Dışkılarında G. canis kistlerine rastlanan 8 köpekten .5 inin i ya-şında veya daha küçük, 3 ünün bir yaya-şından büyük olduğu belirlen-miştir (Cetvel 2).

Kontrol edilen 237 köpek dışkısından 4 ünün sulu, diğerlerinin ve enfekte bulunan 8 köpek dışkısmın ise katı ve şekilli olduğu görül-müştür.

Dışkısında G. canis kistleri saptanan 8 köpekten 3 ünün dışkısın-da başka parazit yumurta, kist veya oocyts'ine rastlanmamış, diğer-lerinin dışkı yoklama sonuçları Cetvel 2. de belirtilmiştir.

(6)

Ankara'da Klipekıerde "inrdia Canis'in ..•

Cetvel 2. Dışkısında Giardia canİs kistleri saptanan köpeklerin yaş, cins ve dışkı

yoklama sonuçları.

189

Dışkının alındı~ı yer Enfekte höpeğin

No. su Yaşı ve cinsi DIŞkl yoklama sonucu

---

---

---

---

---i 4.5 aylık, yerli Sarcocystis, Toxocara spp. Laboratuvara yollanan 2 6aylık, yerli

-

----3 5 aylık, lerrİer Toxocara spp.

----4 yavru, kurt Sarcocystis, İsospora, Toxo-ca ra spp.

----

---

----_._---5 ı yaşıııdan bü- Sarcocysıis, tsospora, Toxo-yük, puantel' eara spp.

Hayvanat Balıçesi

---6 i yaıından bü- -yük, !danda sc-tel'

----

---

---ı yaş---ından bü-7 yük, trJ. seler

---

----

---

---A.ü. Tıp Fak. Hayvan i yaşında, yerli Sarcoeystis, Toxoeara spp. Yetiştirme ve Temin La- 8 Toxascaris leonİ:1a,

Taenia-boratu\ arı spp.

Çalışma süresince İzlenebilen enfekte bir köpektc (No. i) ZnS04

santrifüj flotasyon metodu ile 26 kez yapılan dı~kı yoklamasından 15

inde

(%

57.69) Giardia canis kistlerine rastlanmış, i i İ

(%

42.30) negatif bulunmuştur.

Bu köpek'e, pozitif bulunan 15 dışkı örneğinden 8 inde sayım yapılmış ve gram dışkıdaki kist sayısının 200-8700 arasında dcğişıi-ği saptanmıştır. Dışkıda kist sayısının artışında, azalmasında veya tamamen kaybolmasında periyodik bir durumun söz konusu elmadı-ğı görülmüştür.

Aynı gün ZnS04, ZnCIı

+

NaCIı ve Fülleborn doymuş tuzlu

su flotasyon metodları ile hazırlanan enfekte bir dışkıda her üç yok-,lamada da Giardia canis kistlen görülmüştür. Ancak ZnS04

santri-füj flotasyon metodunda diğer metodlar;], özellikle Fülleborn doymuş tuzlu su flotasyon metoduna oranla daha fazla sayıda kiste rastlan-mıştır.

Enfekte köpeklerde ve izleme olanağı bulduğumuz köpektc ha-zırlanan natif ve boyalı preparatıarda G. canis (rofüzait'lerine rast-lanmamıştır. ı Nolu köpeğe pürgatif verdikten bir ve iki gün sonra hazırlanan preparatlarda da trofozoit formlar görülmemiş, bu

(7)

gün-190 Ayşe Burgu

lerde ZnS04 santrifüj flotasyon metodu ile yapılan bakılarda kist

formlara da rastlanmaml~tlr.

İzleme olanağı bulduğumuz ve ilk yoklamada 4.5 aylık olan yer-li bir köpek, 7 ay dı~kısı ilc kist çıkarmaya devam etmi~tir.

Tartışma

Giardia eanis'in yayılı~ını Catteott (5), Ohio'da

%

17.7, Bemrick (ı), Minnesota'da

%

7.66, Leobenberg ve Waits (ı3), New Jersey'de

%

'1.8, Burrow ve Lillis (4), aynı şehirde

%

25.8 ile

%

36.3, Pfeiffer ve Supperer (ı8), Viyana'da

%

ı5.33 ile

%

18.57 olarak bildirmi~-lerdir. Biz bu çalışmamızda bakısı yapılan 237 köpek dışkısından 8 inde

(%

3.37) G. canis'e rastladık.

G. canis enfeksiyonlarında kistlerin katı ve şekilli dı~kılarda, tro-fozoit'lerin ise sulu, lapa kıvamındaki taze dışkılarda bulunduğu be-lirtilerek, birçok araştırıcı (I, 4, 5, i8) yaptıkları çalışmalarda trofo-zoit'lere de rastladıklarını bildirmi~lerdir. Yaptığımız çalı~mada kont-rol edilen 237 köpek dı~kısından 4 ünün sulu, diğerlerinin ve enfekte bulunan 8 köpek dı~kısının ise katı kıvamda olduğu görülmü~, dı~kı-ların hiçbirinde trofozoit formlara rastlanmamıştır.

Köpeklerde G. canis trofozoit ~ekiııeri ince barsakta iken, dı~kı-da herzaman kistlere rastlanmadığı, enfeksiyondan şüpheli bir köpek-te köpek-tek bir dı~kı bakısının yetersiz olacağı ve köpek dışkısından kist-lerin kaybolmasının bir siklusa bağiı oımaksızın kendiliğinden meydana geldiği bildirilmi~tir (2, 5)' çalışmamızda da izleme olanağı buldu-ğumuz bir köpekte 26 kez yapılan dı~kı yoklamasından 15 inde

(%

57.69) G. canis kist formlarına rastlanmış, i i inde

(%

42.30) bunlara tesadüf edilmemiştir.

Pfciffcr ve Supperer (I8), de enfekte köpeklerde gram dışkıdaki kist sayısının belirlenmesinin klinik anlamda pratik bir değer ta~ıma-dığını, çalışmaları sırasında hiç bir klinik belirti göstermeyen bazı kö-pekIerde, dı~kı sayımlarında gram da i00.000 in üzerinde kiste rast-landığını bildirmişlerdir. çalı~mamızda da izleme olanağı bulduğu-muz bir köpektc pozitif bulunan i5 dı~kı örneğinden 8 inde dışkıdaki kist sayısının 200-87o0 arasında deği~tiği saptanmış, dı~kıdaki kist sayısının artmasında, azalmasında veya tamamen kaybolmasında peri-yodik bir durum söz konusu olmadığı görülmüştür.

Bemriek (2), G. canis ilc enfekte bir köpeğin 38 ay süre ile enfek-te kaldığını, diğer köpeklerde de enfeksiyonun 6 ay veya biraz daha uzun süre devam ettiğini, ancak bunun başlangıçtaki enfeksiyonun bir

(8)

Ankara'da Köpeklerde Giardia Canis'in ..• 191

devamı olup olmadığının açık bulunmadığını bildirmiştir, Çalışma-mızda ilk yoklamada pozitif bulunan 4.5 aylık olan yerli bir köpeğin 7 ay kadar dışkısı ile kist çıkarmaya devam ettiği görülmüştür.

Bemrick (1), G. lamblia'nın çocuklarda daha yaygın bulunması gibi G. canis'in de genç köpeklerde daha çok bulunduğunu belirtmiş, yaptığı çalışmada enfekte bulduğu köpeklerin

%

7°.i inin 6 aylık veya daha genç,

%

85.1 inin 12 aylıktan daha küçük olduğunu kay-de tm iş, köpeklerin cins ve cinsiyetleri ile parazit enfeksiyonu arasında bir ilişki olmadığını bildirmiştir. Benzer şekilde Pfeiffer ve Supperer (ı8), dışkı yoklamalarına göre enfekte buldukları 23 köpekten i7 sinin 6 aylıktan küçük, 4 ünün 6 ay ile i yaş arasında, 2 sinin 1-2 yaş ara-sında olduğunu, diğer yaş gruplarında ise enfeksiyona rastIamadık-larını bildirmişlerdir. Çalışmamızda da enfekte bulunan 8 köpekten 5 inin i yaşında veya daha küçük, 2 ~inin i yaşından büyük olduğu görülmüştür. Enfeksiyona değişik ırktan köpeklerde rastlanmış an-cak bütün olaylarda cinsiyetler saptanmadığı için enfeksiyonun cin-siyetle olan ilişkisi belirlenmemiştir.

Birçok araştırıcı (I, 3, 5, 8, 9, 18) rutin diagnostik metodların G. canis'i ortaya koymaya yeterli olmadığını, flotasyon veya santri-füj flotasyon metodlarında trofozoit'lerin bozulduklarını, ancak ZnS04

santrifüj flotasyon metodunun G. canis kistlerini en yoğun toplayan metod olduğunu, ozmotik basınçtan ötürü kistlerin iç yapılarının yarımay şeklinde büzüştüğünü ve kistlerin tanımlanmasında kolaylık sağladığını bildirmişlerdir. Yurdumuzda şimdiye kadar G. canis olgusu bildirilmemiş olması, çalışmamız sırasında da köpeklerde G. canis'i

%

3.37 bulmamız bunu kanıtlamaktadır. Ayrıca aynı gün ZnS04, ZnClı

+

NaClı ve Fülleborn doymuş tuzlu su flotasyon me-todları ile hazırlanan enfekte bir dışkının yoklamasında, ZnS04

sant-rifüj flotasyon metodunun diğer metodıara özellikle Fülleborn doy-muş tuzlu su flotasyon mefoduna oranla kistleri daha yoğun toplama-sı ve kistlerin iç yapılarındaki yarımay şeklindeki büzüşme ile tanım kolaylığı sağlaması açısu:ıdan daha üstün olduğu görülmüştür.

Bemrick (2), G. canis'1c enfekte köpeklerde Arecoline hydrob-ronıide'i 5 lb. vücut ağırlığına o.i gr. dozda oralolarak verdiğinde köpeklerin dışkısında trofozoit'lere rastlandığını bildirmiştir. Çalış-mamızda Arecoline hydrobromide kullanılmamakla beraber, enfek-te bir köpcğe puı'gatif verildikenfek-ten i ve 2 gün sonra alınan dışkıların kontrollerinde gene trofozoit'lere rastlanmamış, ayrıca kistler de gö-rülmemiştir.

(9)

192 Ayşe BlIrglı

İlgili literatürlerde Giardia ile enfekte köpeklerde dı~kı bakıla-rında saptanan diğer parazidere ilgili detaylı bilgi olmama.kla bera-ber, çalı~mamızda enfekte 8 köpeğin 3 ünün dı~kısında ba~ka parazit yumurta, kist veya oocyH'ine rastlanmamı~, 4 ünde Sareocystis, 2 sinde İsospora, 5 inde Toxocara spp. ve Toxascaris leonina, 1 inde Taenia spp. yumurtaları görülmü~tür.

Literatür

1- Benırick, W.

J.

(1961): A note on the incidence of three species oj Ciardia in Minnesota.

J.

ParasiL, 47, 87-89'

2- Benırick, W.

J.

(1963): Observations oj dogs inJected with Ciardia.

J.

ParasiL, 49, 103~-~°32•

3- Boch,

J.

und R. Supperer (I 977): Veterinarmedizinische Parasito-logie. Verlag Paul Parey, Berlin und Hamburg.

4- Burrows, R. B. and W. G. Lillis (1967): İntestinal protozoan iı!fec-tions in dogs.

J.

Am. yeL med. Ass., 150, 880-883.

5- Cattcott,

J.

E. (1946): The incidence of intestinal proto;:.oain the dog.

J.

Am ..•..eL med. Ass., 108, 34-36.

6- Christie, D. W., R. S. Anderson, E. T. BeD and G. L. Gallag-her (I 97i): Ulmation of the ileum and giardiasis in a beagle. Vet.

Rec., 20, 214-215.

7- Danciger, M. and E. A. Meyer (1971): The in vitro growth res-ponse ojCiardia trophozoitesfrom the rabbit .

.J.

Protozooı', 18, 3i1-3i3. 8- Eckert,

J.

(1972): Parasitosen von Hund und Katze. Kleintier Prax.,

17, 97-124.

9- Gaafer, S. M. (1964): Internal parasitism oj smail animals. Vet. Med., 59, 807-913'

10- Hitchcock,

J.

D. (1956): Habitat of Giardia in the kitten .

.J.

Para-sit., 42, 286.

i1- Karapetyan, A. (1962): /ı,/iitro cvlıivaıion of Ciardia duodenalis.

J.

Parasit., 48, 337- 340.

12- Levine, D. N. (1961): Prolozoan parasiles oj domestic animals and oj man. Burgess Publishing Company, Minnesota.

13- Leobenberg, D. and

J.

A. Waitz (1977): Irıtestinal helmintiıs and prolozoa oj New .lersey dogs.

J.

ParasiL, 63, 1139-114°.

(10)

Ankara'da Köpeklerde Ciardia Canis'in ..•

14- Merdivenci, A. (197°): Türkiye parazitleri ve parazitolojik yayınlan,

İstanbul, Univ., Cerrahpaşa Tıp Fak. Yayın., No, 1610. 15- Merdivenci, A. (1979): Dünya foc~k yılında foeuklanmızda barsak

asalakları bulaşmalanna genel bir bakış. Türkiye Parazitoll)ji Derg. i, 21-30.

16- Mİınioğlu, M., K. Göksu ve F. Sayın (1968): Veteriner ve Tıbbi Protozooloji. I. Genel Protozooloji ve (jzel Protozooloji (Mastigophora,

Sareodina). Ankara Univ. Vet. Fak. Yayın., 232, Ders kitabı 134.

17- Özkoç, Ü. (1974): Türkiye'de kuzularda yeni bir parazit protozoon, Giardia eaprae (Nieschulz, 1923!. Pendik Vet. Kont. Araş t. Enstit. Dcrg., 7, 223-228.

18- Pfeiffer, H. und R. Supperer (1976): Gber den Giardiabefall der Hunde und sein Auftreten in (ısterreich. Wien. tierarztI. Mschr., 63, 1-6.

ıg- Se~neider, C. C. (1961): Infektionsversuehe mit Lamblia muris.

LI. Der Einfluss der Erniihrung und anderer Faktoren auf der

Infekti-onsverlauI. Z. Tropenmed. Parasit., 12, 368- 385.

20- Wenyon, C. M. (1965): Protozoolog). A. manual for medical men, veterinarians and zoologists. Vol. 1. Bailliere, Tindaıı and Cassel Ltd., London.

21- Wolff, K. und

J.

Eekert (1979): Giardia-BeJall bei Hund w:d Katze und dessen mögliche Bedeutung für Menehen. Parasitologie. Ver-lag Paul Parey, Berlin und Hamburg. (Nachdruck Von BerI. Münch. Tierarztl. Wschr., 23, 479-484.)

(11)

194

-l. ..

Ayşe Burgı1

Resim i. Giardia eanis kistleri (X 200)

Giardia eanis eysts.

) "

..

J ,--

)-

~-...

Resim 2. Giardia eanis kİstleri (X (00) Giardia eanis cysls.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayrıca örgüt kültürü tipleri ile bireysel yenilikçiliğin boyutları arasındaki ilişki incelendiğinde en dikkat çekici bulgu, fikir önderliği ile klan

finansal politikalarının eleştirildiğini, ülkede yaşananların ürkütücü olduğunu, demokrasi kültürünün ve girişimcilik ruhunun öldürülmesinde suçun tek

3-6 cm arasındaki çapa sahip insidentaloma- lardan 50 yaş altındakilere cerrahi rezeksiyon uy- gulanırken , 50 yaş üzeri diğer yöntemlere(hor- mon takibi,görüntüleme

Fikri Özer (1912-1993) Tıp Tarihi Enstitüsü Direktörlüğüne vekaleten atan- dılar. Tıp Tarihi Kürsüsü, 22.5.1974 tarihinde, Genel Şirürji Kürsüsü ile birleş-

Temuçin Faik ERTAN (Ankara Üniversitesi) Prof.. George GAWRYCH (Baylor Üniversitesi)

ilk y›llar›nda, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin yeniden yap›land›r›lmas›nda çal›şmalar yapan ve 1924 Paris Olimpiyat Oyunlar›’na kat›lan Selim S›rr›

"Kimi yerlerde Halkevlerini mebusluğa atlamak için bir nevi binek taşı sayanlar çıkmıyor değildi. Hatta, bir aralık bunların sayısı göze

Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsünün amaçları, genel olarak yönetmeliğinde şu şekilde belirtilmiştir; Türk İstiklal Savaşı, Türk İnkılâbı ve Türkiye