• Sonuç bulunamadı

Epilepsi hastalarının yakınlarında anksiyete depresyon ve yaşam kalitesi üzerine etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Epilepsi hastalarının yakınlarında anksiyete depresyon ve yaşam kalitesi üzerine etkileri"

Copied!
40
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

I

T.C.

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ

TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİ ANABİLİM DALI

EPİLEPSİ HASTALARININ YAKINLARINDA

ANKSİYETE DEPRESYON VE YAŞAM KALİTESİ

ÜZERİNE ETKİLERİ

TIPTA UZMANLIK TEZİ

DR. GÜVEN ARSLAN

(2)

II

T.C.

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ

TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİ ANABİLİM DALI

EPİLEPSİ HASTALARININ YAKINLARINDA

ANKSİYETE DEPRESYON VE YAŞAM KALİTESİ

ÜZERİNE ETKİLERİ

TIPTA UZMANLIK TEZİ

DR. GÜVEN ARSLAN

Doç. Dr. YILDIZ DEĞİRMENCİ

(3)

III

ÖNSÖZ

Bir parçası olmaktan gurur duyduğum nöroloji kliniğimizin kurucuları olan değerli hocalarım Prof. Dr. Ayhan ÖZTÜRK ve Prof. Dr. Hulusi KEÇECİ’ye,

Uzmanlık eğitimim boyunca bilgi ve tecrübelerinden faydalandığım, her konuda samimi bir şekilde desteğini arkamda hissetiğim, birlikte çalışmaktan onur duyduğum sevgili hocam Doç. Dr. Yıldız DEĞİRMENCİ’ye,

Tez çalışmamda istatistik ve metodoloji alanında yardım aldığım, çok yoğun temposuna rağmen bana değerli vaktinden ayıran Doç. Dr. Mehmet Ali SUNGUR hocama,

Tez hazırlama aşamasında hastalarla iletişim kurmam konusunda bana çok büyük yardımları olan EEG teknisyenimiz Nilgün BOSTANCI’ya, yine poliklinikte tüm gün birlikte çalıştığımız poliklinik sekreterimiz Orhan ŞAHİN ve EMG teknisyenimiz Kamer ÖZKAN’a, yataklı servisimizde sekreterlik yapan Fatih BİLGİÇER’e,

En büyük destekçilerim olan, bu yoğun tempoda beni bir an olsun yalnız bırakmayan, varlıklarıyla hayatıma anlam katan sevgili eşim Ayşe ARSLAN ve güzel kızım Beren Sude ARSLAN’a

(4)

IV

KISALTMALAR

MRG : Manyetik Rezonans Görüntüleme BT : Bilgisayarlı Tomografi

EEG : Elektroensefalografi

ILAE : Uluslar arası Epilepsi İle Savaş Derneği (International League Against Epilepsy)

JTKN : Jeneralize Tonik Klonik Nöbet KPN : Kompleks Parsiyel Nöbet BPN : Basit Parsiyel Nöbet SF 36 : Kısa Form 36

HAM-A : Hamilton Anksiyete Ölçeği

(5)

V

ÖZET

Amaç: Bu çalışmada epilepsi hastalarının yakınlarında artmış olduğunu düşündüğümüz fiziksel ve psikolojik yükün hasta yakınlarının duygudurumları üzerinde etkisinin olup olmadığını ve yaşam kaliteleri üzerindeki yansımalarını saptamak amaçlandı.

Metod: Çalışmamızda hasta grubu, hasta yakını grubu ve kontrol grubu olmak üzere 3 ayrı grup oluşturuldu. Tüm grupların sosyodemografik özellikleri ile birlikte, hastaların epilepsi hastalığına ilişkin özellikleri kaydedildi. Veriler SPSS v22.0 veri tabanında incelenerek analiz edildi. Ölçek puanları bakımından grupların karşılaştırılmasında, iki grup için Independent Samples t test, üç ve daha fazla grup için One-Way ANOVA testi kullanıldı. Kategorik değişkenler arası ilişkilerin incelenmesinde verilerin dağılım şekline bağlı olarak Pearson chi-square veya Likelihood ratio testleri kullanıldı, sürekli değişkenler için Pearson korelasyon katsayısı hesaplandı. P değeri <0.05 olan değerler anlamlı farklı olarak kabul edildi.

Bulgular: Anksiyete ve depresyon ölçeklerinin puanlarına bakıldığında hasta yakını grubunda skorlar kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulundu.

Bu bulgu hasta yakınlarında artmış anksiyete ve depresyon durumuna işaret etmekteydi.

Yaşam kalitesini değerlendirmede kullandığımız SF 36 ölçek skorlarındaysa hasta yakını grubunda yaşamın her alanında olumsuz etkilenme saptandı.

Sonuç: Bu bulgular ışığında epilepsi hastası yakını olmanın başlı başına duygudurum ve yaşam kalitesini bozan bir faktör olduğu düşünüldü. Hasta yakınlarının duygudurum değişikliklerinin ve yaşam kalitesinde bozulmaların hastaların cinsiyetine, nöbet tipine, nöbet sıklığına bağlı olarak değişmediği görüldü.

(6)

VI

SUMMARY

Objective: In this study, it is aimed to evaluate the effects of increased physical and physiological burden of relatives of epileptic patients on their mood states and life qualities.

Method: Three seperate groups enrolled in our study which were the patient group, the relative group and the healthy group. Sociodemographic features of all three groups and epileptic disease features of the patients were recorded. Collected data was analysed in SPSS v22.0 program. Independent Samples t test was used for the comparison of scale scores of two groups and One Way ANOVA test was used for the comparison of three or more groups. Pearson chi-square or Likelihood ratio tests were used for the evaluation of relations between categorical variables. P values smaller than 0.05 were accepted as significant.

Findings: Scale scores of relatives indicated the increased risk of anxiety and depression as well as the deteriorated life quality in relatives.

Results: Having an epileptic patient amongst their relatives was found to be an independent risk factor for increased anxiety and depression in relatives of epileptic patients.

(7)

VII DİZİNLER

İçindekiler

ÖNSÖZ ... III ÖZET ... V SUMMARY ... VI DİZİNLER ... VII 2. GENEL BİLGİLER ... 1 2.1. Tanım ... 1 2.2. Tarihçe ... 2 2.3. Epidemiyoloji ... 2 2.4. Etiyoloji ve Sınıflama ... 3 2.5. Epileptogenez ... 8

2.6. Epilepsi hastalığının psikiyatrik yansımaları ... 9

2.7. Epilepside Yaşam kalitesi ...12

3. MATERYAL METOD ...12

3.1. Demografik veri formu ...13

3.2. Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HAD-A, HAD-D) ...13

3.3. Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği (HAM-A) ...13

3.4. Kısa Form (SF-36) ...14 3.5. İstatistiksel Analiz ...15 4. BULGULAR...15 5. TARTIŞMA ...24 6. SONUÇLAR ...26 7. KAYNAKLAR ...27

(8)

1

1. GİRİŞ VE AMAÇ

Epilepsi, nöroloji kliniklerinde en sık görülen kronik hastalıklardan biridir. Tekrarlayan nöbetlerle karakterize uzun süreli tedavi ihtiyacı olan bir nörolojik sendromdur (1). Gelişmiş ülkelerde epilepsi prevalansı 6/1000, gelişmekte olan ülkelerde ise 19/1000 olarak bildirilmiştir (1).

Nöbetlere bağlı olarak hastalarda görülen çeşitli motor bulguların yanı sıra non-motor bulgulara da rastlanmaktadır. Bu non-motor bulguların içinde duygudurum değişikliklerini de içeren psikiyatrik semptomlar önemli yer tutar (2). Epilepsi hastalarında psikiyatrik semptomların topluma göre daha sık saptandığı bilinmektedir (3). Epilepsi hastalarında psikiyatrik bozukluklar önemli oranlarda tanınamamaktadır ve tedavisiz bırakılmaktadır (4,5).

Sıklıkla izlenen psikiyatrik tablolar içinde anksiyete ve depresyon gibi duygudurum bozuklukları yer almaktadır (6,7). Hastaların duygudurumunu etkileyen bu kronik nörolojik hastalık nöbet sıklığı, şiddeti ve fenomenolojisiyle ilişkili olarak hastalarda dizabiliteye de yol açabildiğinden destek gerektirebilir (8). Hasta yakınları tarafından gerek fiziksel, gerekse psikolojik olarak sağlanan bu destek hasta yakınları üzerinde yük oluşturabilir. Bu fiziksel ve psikolojik yükün, özellikle hasta ile yakın iletişim içinde olan veya onlara bakım veren birinci derece yakınlarında duygudurum değişiklilerine yol açabileceği düşünülmektedir (9).

Buradan yola çıkarak bu tez çalışmamızda hastaların gerek fiziksel, gerekse psikolojik destek sağlayan birinci derece yakınlarında duygudurum düzey değişikliği olup olmadığını saptamak ve hastaların birinci derece yakınlarının bu değişikliklere bağlı olarak yaşam kalitelerinin etkilenip etkilenmediğini incelemek amaçlanmıştır.

2. GENEL BİLGİLER 2.1. Tanım

Epilepsi, aralarında en az 24 saat olmak kaydıyla provoke edilmeden meydana gelen en az 2 epileptik nöbet geçirme veya tek bir nöbet ve sonrasında ikinci bir nöbetin yüksek ihtimalle beklenmesi durumudur (10).

(9)

2

Epileptik nöbet çeşitli klinik tablolar halinde motor, duyusal, otonomik, bilişsel veya afektif bileşenlerden ve bu bileşenlerin kombinasyonlarından oluşabilmektedir. Aynı zamanda bilinç düzeyinde bozulmanın da eşlik edebildiği epilepsi kronik, paroksismal bir nörolojik bozukluktur (11).

2.2. Tarihçe

Epilepsi tarihten bugüne birçok dilde farklı kelimelerle anılmış olup aslında hastalığın en dramatik parçası olan klinik paroksizmlerinden adını almıştır. Yunanca'da "epi" ve "lipsis" kelimelerinden gelen epilepsi kelime olarak "tutmak, sarsmak" anlamlarına gelmektedir. Öyle ki diğer bir tabir olan "sara" kelimesi kökeninde "yere vurmak" anlamını taşır (12, 13). Bilinç kaybıyla da gidebilen bu hastalık geçmişte çoğu zaman kutsal bir olay olarak görülmüştür. İlk olarak Hipokrat'ın metinlerinde hastalığın doğadan geldiğini ve diğer hastalıklar gibi olduğunu belirttiği bilinmektedir. Sonrasında 19. yüzyılda günümüz modern tanımlamasına en yakın tanımlamayı ise İngiliz nörolog J. Hughling Jackson getirmiştir. Metinlerinde sinir dokunun ara sıra, aşırı ve düzensiz deşarjından söz etmiştir (14). Gelişen teknoloji ve artan bilgi birikimi ile zaman içinde epilepsinin doğası daha fazla anlaşılmaya başlanmış ve şimdiki halini almıştır.

2.3. Epidemiyoloji

Epilepsi nöroloji kliniklerinde en sık karşılaşılan hastalıklardan biridir. Prevelansı yaş ve coğrafi bölgelere göre; ayrıca yapılan çalışmaların niteliğine göre farklılık gösterebilir. Özellikle yaşamın ilk yılında en sık görülmekle birlikte, 20 yaş altı ve 55 yaş üstü olmak üzere bimodal dağılım gösteren hastalığın gelişmiş ülkelerde insidansı 50/100 000 olup gelişmekte olan ülkelerde insidans neredeyse bu oranın iki katındadır (15). Gelişmiş ülkelerde hesaplanan prevelans 6/1000 olup yine gelişmekte olan ülkelerde 19/1000 olarak hesaplanan prevelans çeşitli çalışmalarla ortaya konmuştur. Bunun nedeni olarak gelişmemiş ülkelerdeki kötü sağlık koşulları, doğum travmaları ve santral sinir sistemi enfeksiyonlarının sık görülmesi sayılabilir (16).

Epilepsi erkeklerde kadınlara oranla biraz daha fazla görülür. Aile öyküsünde epilepsi olan kişilerde epilepsi gelişme riski topluma göre yüksektir. Aynı zamanda bahsedilen epilepsi türü de riskin düzeyinin belirlenmesinde etkilidir. İdiopatik

(10)

3

epilepsilerdeki risk semptomatik epilepsilere göre daha yüksektir. Şüphesiz ki her iki ebeveynin de epilepsi hastası olması çocukta hastalık görülme riskini çok daha yukarılara çekecektir (17,18).

Epileptik nöbet tiplerine bakacak olursak parsiyel nöbetler en sık rastlanan nöbetlerdir. Sonrasında diğer nöbet tiplerinden jeneralize tonik klonik nöbetler, absans ve myoklonik nöbetler azalan sıklıklarda görülür (17).

2.4. Etiyoloji ve Sınıflama

Etiyolojik olarak epilepsi hastalığı primer idiopatik ve sekonder semptomatik epileptik sendromlar olarak sınıflanabilir (19). Yapılan çalışmalar ve araştırmalar sonucunda gelinen noktada günümüzde idiopatik epilepsi terimi artık yerini genetik epilepsiler terimine bırakmak üzeredir. Bu bağlamda birçok iyon kanalı defekti ve gen mutasyonları tanımlanmaya devam edilmektedir (59).

Semptomatik epilepsinin etiyolojisinde ise perinatal hastalıklar, mental retardasyon, serebral palsi, kafa travması, santral sinir sistemi enfeksiyonları, serebrovaskuler hastalıklar, beyin tümörleri, Alzheimer hastalığı, madde kullanımı ve ilaç intoksikasyonları sayılabilir (60).

Uluslararası düzeyde epilepsi sınıflamasında International League Against Epilepsy (ILAE) kuruluşunun revizyonlarla güncellediği sınıflama kullanılmaktadır. Epileptik sendromlar nöbet tipine veya sık görüldükleri yaş gruplarına göre kategorize edebilebilmektedir. ILAE nin sınıflamasını içeren Tablo 1a ve 1b de nöbet tipine göre epilepsi sınıflaması yer alırken Tablo 2. de yaş gruplarına ve Tablo 3. de etyolojik faktörlere göre epileptik sendromlar sıralanmıştır.

Tablo 1a: Nöbet tipine göre epilepsi sınıflaması

I. Jeneralize Nöbetler (bilateral simetrik ve fokal başlangıç olmaksızın) A. Tonik, klonik veya tonik klonik (grand mal)

B. Absans (petit mal) B1. Tipik absans B2. Atipik absans

B3. Özel tipler ( göz kapağı myoklonisi ve myoklonik absans C. Klonik

(11)

4

D. Tonik E. Atonik F. Myoklonik

II. Fokal (parsiyel) Nöbetler A. Basit (bilinç bozukluğu yok)

A1. Somatosensoriyal veya özel duyusal aura ile giden (vizüel, audituar, olfaktör, gustatuar, vertijinöz)

A2. Motor A3. Otonom

B. Kompleks parsiyel (bilinçte bozulma ile giden)

III. Sınıflandırılamayan Nöbetler

A. Fokal veya jeneralize olarak sınıflandırılamayan nöbetler, epileptik spazmlar

Tablo 1b: Revize edilmiş ILAE 2016 epileptik nöbet sınıflaması

Fokal Nöbetler Motor Nöbetler Jeneralize Nöbetler Motor Nöbetler Bilinmeyen Başlangıçlı Nöbetler Motor Nöbetler Tonik Atonik Myoklonik Klonik Epileptik Spazmlar Hipermotor Tonik Klonik Tonik Atonik Myoklonik Myoklonik Atonik Klonik

Klonik Tonik Klonik Epileptik Spazmlar

Tonik Klonik Tonik

Atonik

Epileptik Spazmlar

Fokal Nonmotor Nöbetler Absans Non Motor Nöbetler

Duyusal Kognitif Emosyonel Otonomik Tipik Atipik Myoklonik Gözkapağı Myoklonisi

(12)

5

Neonatal başlangıçlı epileptik sendromlar -Benign neonatal nöbetler

-Benign neonatal familiyal epilepsi (BNFE) -Ohtahara sendromu

-Erken myoklonik ensefalopati (EME)

Infant döneminde başlayan epileptik sendromlar -Febril nöbetler

-Febril plus nöbetler (FS+) -Benign infantil epilepsi

-Benign infantil familiyal epilepsi (BFIE) -West sendromu

-Dravet sendromu

-Infantın myoklonik epilepsisi (MEI) -Infantın migratuar fokal nöbetli epilepsisi

Çocukluk çağı epilepsileri -Febril nöbetler

-Febril plus nöbetler (FS+)

-Erken başlangıçlı çocukluk çağı oksipital lob epilepsisi (Panayiotopoulos sendromu)

-Çocukluk çağı absans epilepsisi

-Sentrotemporal dikenli benign epilepsi (BECTS)

-Otozomal dominant nokturnal frontal lob epilepsisi (ADNFLE) -Geç başlangıçlı çocukluk çağı oksipital lob epilepsisi (Gastaut tipi) -Myoklonik absanslı epilepsi

-Lennox-Gastaut sendromu -Landau-Kleffner sendromu

Adölesan ve erişkin başlangıçlı epilepsiler -Juvenil absans epilepsisi

-Juvenil myoklonik epilepsi -Jeneralize tonik klonik epilepsi

-Audituar özellikli otozomal dominant epilepsiler -Diğer familiyal temporal lob epilepsileri

(13)

6

Değişken yaş başlangıçlı epilepsiler

-Değişken odaklı familiyal fokal epilepsi -Progresif myoklonik epilepsiler

-Refleks epilepsiler

Karakteristik özellik kümeleri

-Hipokampal sklerozlu mezyal temporal lob epilepsisi -Rasmussen sendromu

-Hipotalamik hamartomlu jelastik nöbetler -Hemikonvulsiyon-hemipleji-epilepsi

Yapısal- metabolik nedenlere bağlı epilepsiler

-Kortikal gelişim anormallikleri (hemimegalensefali, heterotopiler v.b.) -Nörokutanöz sendromlar (tuberoz skleroz kompleksi, Sturge Weber v.b.) -Tümör -İnfeksiyon -Travma -Anjiyoma -Perinatal hasarlanma -İnme -Diğer

Nedeni bilinmeyen epilepsiler

Tablo 3: Elektroklinik sendromlar ve diğer epilepsiler (ILAE 2010)

Hipokampal Skleroz Kalıtılan Durumlar -Tuberoz skleroz

-Progresif myoklonik epilepsi -Metabolik sendrom

-Kanal hastalığı

-Mitokondrial bozukluklar -Kromozom anormallikleri -Genetik olduğu zannedilenler -Diğer

(14)

7 -Glioma -Disembriyoblastik nöroepitelyal tümör -Ganglioglioma -Diğer

Kortikal Gelişim Malformasyonları -Fokal kortikal gelişim malformasyonu -Hemimegalensefali

-Epidermal nevüsle birlikte kortikal gelişim malformasyonu -Şizensefali

-Lizensefali -Holoproensefali -Heterotopik gri cevher -Hipotalamik hamartom -İto’nun hipomelanozisi -Diğer

Vasküler Gelişim Malformasyonları -Kavernöz anjioma

-AV malformasyon -Sturge Weber sendromu -Diğer SSS Enfeksiyonları -Menenjit -Ensefalit -Apseler -Diğer

İmmun Aracılı SSS İnflamasyonu -Rasmussen ensefaliti

-Vaskülit -Diğer

Hipoksik İskemik Beyin Hasarı -Fokal iskemik enfarkt

-Difüz hipoksik iskemik hasar -Periventriküler lökomalazi -Hemorajik enfarkt

-Venöz sinüs trombozu -Diğer

(15)

8

-İntrakranial hemorajiyle birlikte kafa travması -Penetran kafa travması

-Kapalı kafa travması

Bilinmeyen Nedenli Yapısal Beyin Anormalliği

Bilinmeyen: Varolan bilgilerle etyolojik faktörün bulunamaması

2.5. Epileptogenez

Epileptik nöbet esnasında nöronların senkron veya asenkron repetetif anormal deşarjlarının olduğu bilinmektedir. Bu deşarjların altında yatan elektrofizyolojik mekanizmaların araştırılmasına günümüzde hala devam edilmektedir. Bu anlamda birçok farklı görüş ileri sürülmüştür (61).

İnhibitör bir nörotransmitter olan GABA'nın döngüsündeki yapısal veya işlevsel bir bozukluk nöronal hipereksitabiliteyi açıklayabilir. Glutamaterjik uyarımda artış ise hücre içi kalsiyum artışı ve eksitotoksisite ile epileptogeneze katkıda bulunabilir. Elbette ki iyon kanallarındaki veya nörotransmitter proteinlerindeki genetik defektler de hipereksitabilite ve uzamış depolarizan yanıt ile kendini gösterebilecektir. Nöronlarda aksonal veya dendritik morfolojik değişiklikler büyüme faktörleri ve modulatör hormonlar üzerinde çalışmaların yapılmasını gerektiren bulgulardır (61).

Fizyolojik olarak epileptik nöbet santral sinir sisteminin paroksismal yüksek frekanslı veya senkronize düşük frekanslı yüksek voltajlı elektriksel deşarjları sonucunda ani fonksiyon kaybı olarak tanımlanabilir. Bu deşarjlar kortikal hiperkesitabil alanlardan çıkmaktadır ve subkortikal alanları da kapsamaktadır (20).

Nöbet gelişimi için başlıca 3 durum gerekmektedir. Bunlardan birincisi patolojik uyarılabilir nöron grubu olmasıdır. İkincisi ise eksitatör mediatörlerin artması ve rekürren yolaklarla patolojik deşarjların yayılabilmesidir. Üçüncü ve son olarak inhibitör GABAerjik aktivitenin azalması nöbet gelişimi yönünde etkide bulunacaktır (20). Epileptik odaklar incelendiğinde nöronların kolay uyarılabilir olduğu gözlenmiştir.

(16)

9

Epilpsi mekanizması olarak çeşitli görüşler ileri sürülmüş olsa da nöronların kronik olarak kısmi depolarizasyonda kalmaları veya sitoplazmik zarlarının iyonlara aşırı geçirgen olması ön planda düşünülmektedir. Bu aşırı geçirgenlik hipertermi, hipoksi, hipoglisemi, hipokalsemi, hiponatremi gibi metabolik durumlarda veya fotik stimulasyon gibi tekrarlı uyarımlarda ve uykunun nöronların hipersenkronize olduğu dönemlerinde nöbet aktivitesinde artış olmasını desteklemektedir (61).

Kortikal odaktan çıkan patolojik deşarj çevresindeki inhibitör mekanizmaları yendiği takdirde kortiko-kortikal, kortiko-bazal ve interhemisferik yolaklarla jeneralize olur. Subkortikal ve beyin sapının etkilenimi ile bilinç kaybı, tonus artışı ve kısa süreli solunum arresti gelişir. Kan basıncı artışı, taşikardi, hipersalivasyon, midriasis gibi bulgular otonom etkilenimi göstermektedir. Jeneralize tonik kasılmalar ise yaygın kortikal tutulumu işaret etmektedir. Bu eksitasyonun yayılımından kısa bir süre sonra ise diensefalik inhibisyon başlar. Bu aktivite epileptik deşarjı ara ara bölerek tonik fazı sonlandırır ve klonik fazın oluşumunu sağlar. EEG kaydında bu geçiş çoklu dikenlerden diken dalgaya geçiş şeklinde izlenir. Azalarak klonik ataklar devam eder ve sonunda epileptik odaktaki nöronlar tükenmişlik durumuna gelir. MR’da görülebilen bölgesel ödem kan beyin bariyerinde geçici artışı göstermektedir. Bu olaylar aşırı olduğu takdirde postiktal paralizi veya afazi, stupor, hemianopsi gibi diğer fonksiyon kayıplarına yol açar (61).

2.6. Epilepsi hastalığının psikiyatrik yansımaları

Literatürde yapılan birçok çalışmada epilepsi hastalarında artmış psikiyatrik komorbidite değerlendirilmiş ve sıklık olarak %29-70 arasında oranlar belirtilmiştir (51-54). Ülkemizde 2009 yılında yapılan bir çalışmada temporal lob epilepsisi olan hastalarda en sık anksiyete bozukluğunun, juvenil myoklonik epilepsi hastalarında ise en sık duygudurum bozukluklarının görüldüğü saptanmıştır. Hesaplanan oranlar kontrol grubunun çok üzerinde bulunmuştur (55).

Bir çalışmada epilepsi hastaları uzun bir süre takip edilmiş ve normal popülasyona göre 4 kat artmış psikiyatrik hastalık geliştirmişlerdir (56).

(17)

10

Machanda ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada dirençli epilepsi hastalarında % 45 oranında psikiyatrik bozukluk saptanmıştır (57).

Epilepsi hastalarında ve özellikle parsiyel epilepsilerde psikiyatik hastalıklar topluma göre daha sık görülmektedir (3,21,22). Bu psikiyatrik hastalıklar içinde depresyon ve anksiyete gibi duygudurum bozukluklarının yanısıra kişilik değişiklikleri sayılabilir (21-24). İntihara kadar giden psikiyatrik tablolar görülebilir (25).

Psikiyatrik semptomlar görülüş zamanına göre periiktal ve interiktal psikiyatrik bulgular olarak iki grup altında sınıflandırılabilir (26).

İrritabilite, konfüzyon ve paranoid özellikler periiktal bulgular olup nöbet odağı ve yayılım yaptığı merkezlerle ilişkilidir (26).

Diğer kronik hastalıklara sahip hastalarda da görüldüğü gibi anksiyete ve fobik bozukluklar, minor ve major depresyon, obsesif-kompulsif bozukluk ve bipolar affektif bozukluk epilepsi hastalarında da interiktal dönemde sıkça görülmektedir (27).

Bu psikopatolojiyi açıklamak adına hastaların epilepsiye bağlı psikososyal etkilenimini araştıran bir çalışmada hastaların nöbetlerinin ansızın gelmesi ve bunu engelleyememeleri, utanç algısı, damgalanmışlık hissi gibi faktörler suçlanmıştır (28).

Bu etkilenimin ardındaki risk faktörleri hastalık süresi, şiddeti, nöbet tipi gibi klinik faktörler, eğitim düzeyi, sosyoekonomik durum, nöbet korkusu gibi psikososyal faktöler ve epileptik odağın lokalizasyonu gibi biyolojik faktörler olarak sıralanabilir (21).

Kişilik bozuklukları da epilepsi hastalarında normal populasyona göre daha sık görülür (24). En sık antisosyal, çekingen kişilik bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, şizoid, ve dissosiyal kişilik bozuklukları görülür (21,29).

(18)

11

Epilepsi hastalarının bir kısmında epileptik kişilik denen bozukluk görülür (23). Epileptik kişilik kavgacı, yapışkan sosyal ilişki olarak tanımalanan viskoz yapı, benmerkezli bir karakter olarak tanımlanır.(30).

Gastaut ve arkadaşlarının çalışmasında epileptik hastalarda hipoaktivite, hiposeksüalite ve artmış duygulanım saptanmıştır (31).

Antiepileptikler de hastaların kliniğini önemli oranda etkilemektedirler. Hastalarda en sık olarak davranışsal problemler ve afektif bozukluklara yol açarlar. Nadiren psikoz söz konusu olabilir (32). Hastalığın şiddeti, yüsek doz ve hızlı titrasyon ve çoklu ilaç kullanımı bu riskleri artırmaktadır. Bazı antiepileptikler ve duygudurum üzerine etkileri aşağıdaki tabloda (Tabl-4) özetlenmiştir (33).

Tablo 4: Antiepileptiklerin pozitif psikotrop etkileri

Depresyon Mani Bipolar

Bozukluk Anksiyete Karbamazepin 0 + + 0 Okskarbazepin 0 + 0 0 Valproat 0 + + 0 Lamotrijin 0 0 + 0 Gabapentin 0 - - +- Topiramat 0 - 0 0 Tiagabin 0 - 0 0 Levetirasetam 0 0 0 - Pregabalin - - - + Zonisamid - - - -

Hastalarda bu denli psikopatolojik değişikliklere yol açan bir hastalık olan epilepsi, bu hastalara bakım veren yakınlarını da psikiyatrik açıdan dolaylı olarak etkileyebilir ve gerek fiziksel gerekse psikolojik yük oluşturur. Bu anlamda epilepsi hastalarına bakım veren kişilerde artmış stres 2013 yılında yapılmış bir çalışmada gösterilmiştir (35). Hasta yakınları üzerindeki yükün artmış antiepileptik ilaç sayısı, hastaların düşük yaşam kalitesi skorları ve hasta yakınlarında düşük eğitim düzeyi ile paralel olduğu bildirilmiştir (34).

(19)

12

Hasta yakınlarına epilepsinin yaşamlarını en çok hangi alanlarda etkilediği sorulduğunda ise kesintisiz stresin olması ve hastalığa bağlı olarak meydana gelen maddi sıkıntıların duygudurumlarını ve psikiyatrik tablolarını etkilediği görülmüştür (36).

Literatür taraması ışığında hastaların bu etkilenimlerinin hasta yakınları üzerine yansımalarını gösteren yeterli çalışma olmadığı görülmüştür.

2.7. Epilepside Yaşam kalitesi

Yaşam kalitesini değerlendirmede Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı tanımlamaya göre bireylerin hedefleri ve beklentileri ışığında içinde bulundukları durumu nasıl algıladıkları göz önünde bulundurulmaktadır. Yaşam kalitesi algısı sayısız birçok etkene bağlıdır. Bunlar arasında kişinin psikolojik durumu, bağımsızlık derecesi, inançları, çevresi, sağlık durumu gibi faktörler sayılabilir (37). Epilepsi hastalarında ek olarak nöbetlerin tipi, sıklığı, önceden kestirilememesi , ilaç yan etkileri ve tedaviye uyum, iş bulmada ve çalışmada karşılaşılan problemler özel bir etki taşımaktadır (38). Bu nedenle epilepsi hastalarında yaşam kalitesinin ölçülmesi hastalık takibi ve hastaya getirdiği kısıtlamaları algılamada çok önemli bir yer tutmaktadır (39).

Literatürde epilepsi hastalarında yaşam kalitesini en çok etkileyen faktörler değişkenlik göstermekle birlikte en sık yaş, hastalık süresi, nöbet sıklığı ve depresyon suçlanmıştır (40-43).

3. MATERYAL METOD Bu çalışma,

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan 10/06/2015 tarih ve 72 karar no ile onay alınarak, Helsinki Deklarasyonu Kurallarına uygun olarak yapılmıştır. Çalışmaya katılan hasta, hasta yakınları ve sağlıklı gönüllülere çalışmanın detayları sözlü ve yazılı olarak anlatılmış ve onam formları alınmıştır.

(20)

13

Çalışma Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji polikliniğinde takipli, epilepsi tanılı 34 kişilik gönüllü hasta grubu, 34 kişilik hasta yakını grubu ve 27 kişilik gönüllü sağlıklı grup üzerinde yapılmıştır. Hasta, birinci derece hasta yakını ve kontrol grubunda sosyodemografik özellikler kaydedilmiştir. Hasta grubunda ek olarak nöbet sıklığı,hastalık süresi, nöbet tipi, aldığı ilaçlar, aile öyküsü, komorbid hastalıklar sorgulanmış, hastaların EEG bulguları ve varsa Magnetik Rezonans görüntüleme bulguları kaydedilmiştir.

Hasta, hasta yakını ve sağlıklı gönüllülerden oluşn 3 gruba, yüz yüze sorgulama ve değerlendirme yöntemiyle Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği, Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği ve Kısa Form 36 uygulanmıştır.

3.1. Demografik veri formu

Demografik veri formu hastanın ve çalışmaya katılan yakının kimlik bilgileri (yaş,cinsiyet,medeni durum vb.), hastalık süreleri, nöbet tipleri ve sıklığı, ilaç kullanım öyküleri, aile öyküleri ve varsa görüntüleme bilgilerini sorgulayan klinik formdur.

3.2. Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HAD-A, HAD-D)

Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği kendini değerlendirme ölçeği şeklinde tasarlanmış bir ölçek olup 14 sorudan oluşur. Tek sayılı sorular anksiyeteyi, çift sayılı sorular ise depresyonu değerlendirmektedir. Hastalardan sorulara cevap verirken yönergelerdeki hususlar doğrultusunda kendilerine en uygun seçeneği işaretlemeleri istendi. Puanlamadan sonra anksiyete ve depresyon için ayrı ayrı toplam puanlar hesaplanır. Ülkemizde yapılan çalışmalar sonucunda anksiyete için 10/11 puan ve depresyon için 7/8 puan üzerindeki puanlar anksiyete ve depresyon için risk göstergesi kabul edilmektedir.

Türkçe formun geçerlilik çalışması 1977 yılında Aydemir Ö. ve arkadaşları tarafından yapılmıştır (44).

3.3. Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği (HAM-A)

Toplam 14 sorudan oluşan deneklerde anksiyete düzeyini ölçmeye çalışan bir testtir. Her soru 0 ile 4 puan arasında değerlendirilir ve toplam alınır. Ülkemizde

(21)

14

yapılan çalışmalarda kesme puanı hesaplanmamıştır. Karşılaştırma amacıyla kullanılmaktadır.

Türkçe formun geçerliliği 1998 yılında Yazıcı MK ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada belirtilmiştir (45).

3.4. Kısa Form (SF-36)

Yaşam kalitesini ölçmede kullanılan kendini değerlendirme şeklinde tasarlanmış bir ölçektir. Fiziksel işlevsellik, fiziksel rol güçlüğü, ağrı, genel sağlık algısı, vitalite (canlılık), sosyal işlevsellik, emosyonel rol güçlüğü ve ruhsal sağlık olmak üzere 8 alt boyutu değerlendirir.

Türk toplumu için geçerlilik ve güvenilirlik çalışması 1999 yılında Koçyiğit ve arkadaşları tarafından yapılmıştır (46). Skor hesaplanması bir dizi işlemle yapılır. 1,2,20,22,34,36 numaralı soruların şıkları 1. şık 100 puan, 2. şık 75 puan 3. şık 50 puan 4. şık 25 puan ve 5. şık 0 puan olacak şekilde puanlanır. 3,4,5,6,7,8,9,10,11,12 numaralı soruların şıkları 1. şık 0, 2. şık 50, 3. şık 100 puan olarak puanlanır. 13,14,15,16,17,18,19 numaralı soruların şıkları 1. şık 0 ve 2. şık 100 olarak puanlanır. 21,23,26,27,30 numaralı soruların 1. şık 100 puan, 2. şık 80 puan 3. şık 60 puan 4. şık 40 puan ve 5. şık 20 ve 6. şık 0 olarak puanlanır. 24,25,28,29,31 numaralı soruların 1. şık 0 puan, 2. şık 20 puan 3. şık 40 puan 4. şık 60 puan ve 5. şık 80 ve 6. şık 100 puan olarak hesaplanır. 32,33,35 numaralı soruların şıkları 1. şık 0 puan, 2. şık 25 puan 3. şık 50 puan 4. şık 75 puan ve 5. şık 100 puan olarak puanlanır. Alt parametrelerin skorları ise şu formüllerle hesaplanır.

Tablo 5: SF 36 alt parametrelerinin skorlanması

Fiziksel Fonksiyon (3+4+5+6+7+8+9+10+11+12)/10 Fiziksel Rol Güçlüğü (13+14+15+16)/4 Emosyonel Rol Güçlüğü (17+18+19)/3 Vitalite (23+27+29+31)/4 Ruhsal Sağlık (24+25+26+28+30)/5 Sosyal İşlevsellik (20+32)/2 Ağrı (21+22)/2

(22)

15

Türk toplumu için her bir boyutun ortalaması ve standart sapmaları belirlenmiştir (47).

Tablo 6: Türk Toplumunda Ortalama Değerler ve Sapmalar

Değişken Kadın Erkek

PF 80.6 ± 21.7 87.2 ± 17.1 RP 82.9 ± 28.6 89.8 ± 19.3 BP 81.0 ± 20.2 85.1 ± 16.4 GH 69.1 ± 16.9 73.6 ± 14.9 VT 63.4 ± 13.7 65.7 ± 11.9 SF 90.1 ± 12.9 91.7 ± 12.8 RE 89.0 ± 22.5 92.8 ± 15.1 MH 70.1 ± 11.4 71.0 ± 10.6 3.5. İstatistiksel Analiz

Verilerin özetlenmesinde, sürekli değişkenler ortalama ± standart sapma, kategorik değişkenler frekans ve yüzde değerleri hesaplanmıştır. Ölçek puanları bakımından grupların karşılaştırılmasında, iki grup için Independent Samples t test, üç ve daha fazla grup için One-Way ANOVA testi kullanılmıştır. Kategorik değişkenler arası ilişkilerin incelenmesinde verilerin dağılım şekline bağlı olarak Pearson chi-square veya Likelihood ratio testleri kullanılmış, sürekli değişkenler için Pearson korelasyon katsayısı hesaplanmıştır. İstatistiksel analizler SPSS v.22 paket programı ile yapılmış ve anlamlılık düzeyi 0,05 olarak dikkate alınmıştır.

4. BULGULAR

Çalışmamıza aldığımız hastaların yaş ortalaması 30,47 ±13,39(18-72) bulundu ve hastalar ortalama 11,15 ±7,72(1-27) yıldır epilepsi hastalığı tanısı ile takip edilmekteydi. Çalışmamıza katılan hastaların meslekleri sorgulandığında büyük oranda çalışmayan kesim olduğu görüldü. Eğitim düzeyleri sorgulandığında ise çoğunluğun lise ve altı eğitim aldığı saptandı. Çalışma gruplarına ait sosyodemografik bilgiler ve hastalık süreleri Tablo 7 de özetlenmiştir.

Tablo 7: Hasta ve yakınlarının demografik bilgileri

Hasta Grubu Hasta Yakını

Grubu

Kontrol Grubu

(23)

16 (n=34) (n=34) (n=27) Cinsiyet Erkek Kadın %50 (n=17) %50 (n=17) %58 (n=20) %42 (n=14) %64 (n=22) %36 (n=12) Meslek İşçi Memur Serbest Meslek Emekli Çalışmıyor %8,8 (n=3) %8,8 (n=3) %11,8 (n=4) %5,9 (n=2) %64,7 (n=22) %20,6 (n=7) %0 (n=0) %11,8 (n=4) %5,9 (n=2) %61,8 (n=21) %51,9 (n=14) %14,8 (n=4) %3,7 (n=1) %11,1 (n=3) %18,5 (n=5) Eğitim Okur yazar İlköğretim Lise Üniversite %8,8 (n=3) %23,5 (n=8) %50 (n=17) %17,6 (n=6) %14,7 (n=5) %44,1 (n=15) %35,3 (n=12) %5,9 (n=2) %0 (n=0) %7,4 (n=2) %7,4 (n=2) %85,2 (n=23) Hastalık Süresi (Yıl) 11,15 ±7,724(1-27) - -

Hastaların nöbetlerine ait özellikler Tablo 8 de özetlenmiştir.

Tablo 8: Nöbet tipleri ve oranları

NÖBET TİPİ Hasta Sayısı Yüzde JENERALİZE TONİK KLONİK 20 %58,8 ABSANS 5 %14,7 BASİT PARSİYEL 1 %2,9 KOMPLEKS PARSİYEL 6 %17,6 TONİK 1 %2,9 REFLEKS EPİLEPSİ 1 %2,9

Magnetik Rezonans görüntüleme yapılmış hastaların %65 (n=13) inde patolojik bulgu görülmemişti. Ancak EEG bulguları değerlendirildiğinde patolojiye rastlanma oranı %55,9 (n=19) olarak daha yüksek bulundu.

Hastaların HAD, Hamilton anksiyete ve SF 36 sonuçlarının analizi aşağıdaki tabloda görüldüğü gibiydi.

(24)

17

Tablo 9: Hastaların test sonuçları

N Minimum Maximum Mean Std. Deviation

HADA ANKSİYETE 34 3,00 20,00 8,6176 3,48168 HADA DEPRESYON 34 1,00 15,00 6,5000 3,88665 HADA TOPLAM 34 5,00 31,00 15,1176 6,08408 HAMİLTON PSİŞİK 34 1,00 17,00 7,1176 3,85152 HAMİLTON SOMATİK 34 2,00 23,00 9,1471 5,54394 HAMİLTON TOPLAM 34 3,00 34,00 16,2647 8,36772 FİZİKSEL İŞLEVSELLİK 34 35,00 100,00 82,0588 15,47812 FİZİKSEL ROL GÜÇLÜĞÜ 34 ,00 100,00 46,3235 35,95681 AĞRI 34 32,00 100,00 69,2059 23,01091 GENEL SAĞLIK ALGISI 34 22,00 82,00 50,6471 12,74430 VİTALİTE 34 ,00 80,00 53,0882 20,63443 SOSYAL İŞLEVSELLİK 34 25,00 100,00 65,8088 22,88576 EMOSYONEL ROL GÜÇLÜĞÜ 34 ,00 100,00 50,0029 36,01301 MENTAL SAĞLIK 34 ,00 84,00 52,0000 19,39697

Hastaların HAD anksiyete puanı ortalaması 10 un altında bulundu ve anksiyete için risk saptanmadı. Aynı şekilde ortalama HAD depresyon puanı 7 nin altında bulundu ve depresyon için risk saptanmadı.

SF 36 sonuçlarının değerlendirilmesinde hasta grubunda fiziksel işlevsellik ortalama puanı 82,0588 olarak hesaplanmış Türk toplumu için belirlenen ortalama değerin (86,6) altında bulunmuştur.

Fiziksel rol güçlüğü değerlendirildiğinde 46,3235 ortalama değeri bulunmuş ve yine toplumun 89,5 ortalama değerinin altında bulunmuştur.

(25)

18

Ağrı skorlarında hastalarda 69,2059 ortalama puanı hesaplanmış ve toplumun ortalama 86,1 değerinin altında bulunmuştur.

Hasta grubunda genel sağlık algısı puanı ortalaması 50,6471 olarak hesaplanmış ve toplumun 73,9 ortalama değerinin altında bulunmuştur.

Vitalite skoru hasta grubunda ortalama 53,0882 görülmüş ancak toplumda ortalama 67,0 olarak belirlenmiştir.

Hasta grubunda sosyal işlevsellik puanı ortalama 65,8088 saptanmış ve toplumun 94,8 puanının çok gerisinde bulunmuştur.

Emosyonel rol güçlüğü puanı hasta grubunda ortalama 50,0029 olarak hesaplanmış ve toplumun ortalama 94,7 puanının çok gerisinde bulunmuştur.

Ruhsal sağlık puanı ortalaması ise hasta grubunda 52,0000 iken toplumda 73,5 olarak belirlenmiştir.

Bu sonuçlarla epilepsi hastalarının yaşam kalitelerinin yaşamın her alanında olumsuz yönde etkilendiğini söyleyebilmekteyiz.

Hasta yakını grubu sonuçları incelendiğinde ise:

Hasta yakınlarının yaş ortalaması 40,0±11,9 ve kontrol grubunun yaş ortalamasının 35,4±11,3 olduğu görüldü ve p=0,135 bulunarak aralarında anlamlı bir fark olmadığı saptandı (Tablo 17).

Kontrol grubumuzun çoğu %81,5 (n=22) çalışan kesim iken hasta yakını grubumuzda çalışmayanların oranı %61,8 (n=21) olarak daha fazlaydı. Aynı şekilde eğitim düzeyi kontrol grubunda daha yüksekti.

Korelasyon analizine bakıldığında hasta yakınlarının ölçek puanları hastanın yaşı ve hastalık süresi ile anlamlı bir korelasyon göstermediği görüldü (Tablo 10,11).

Tablo 10. Hastanın yaşına göre hasta yakınının test sonuçlarının korelasyon analizi

YAS

HADAANK_YAKIN Pearson Correlation -,030

(26)

19

N 34

HADADEP_YAKIN Pearson Correlation -,070

Sig. (2-tailed) ,693

N 34

HADATOP_YAKIN Pearson Correlation -,058

Sig. (2-tailed) ,744

N 34

HAMPSI_YAKIN Pearson Correlation ,148

Sig. (2-tailed) ,402

N 34

HAMSOM_YAKIN Pearson Correlation ,016

Sig. (2-tailed) ,930

N 34

HAMTOP_YAKIN Pearson Correlation ,072

Sig. (2-tailed) ,687

N 34

FIZFONK_YAKIN Pearson Correlation ,236

Sig. (2-tailed) ,179

N 34

FIZROLGUC_YAKIN Pearson Correlation ,007

Sig. (2-tailed) ,970

N 34

AGRI_YAKIN Pearson Correlation -,015

Sig. (2-tailed) ,932

N 34

GENSAG_YAKIN Pearson Correlation ,029

Sig. (2-tailed) ,871

N 34

VITALITE_YAKIN Pearson Correlation -,058

Sig. (2-tailed) ,743

N 34

SOSFONK_YAKIN Pearson Correlation -,208

Sig. (2-tailed) ,237

N 34

EMOROLGUC_YAKIN Pearson Correlation -,126

Sig. (2-tailed) ,479

N 34

MENTSAG_YAKIN Pearson Correlation -,094

Sig. (2-tailed) ,595

(27)

20

Tablo 11. Hastanın hastalık süresine göre hasta yakınının test sonuçlarının korelasyon analizi

SUREYIL

HADAANK_YAKIN Pearson Correlation -,038

Sig. (2-tailed) ,832

N 34

HADADEP_YAKIN Pearson Correlation -,140

Sig. (2-tailed) ,429

N 34

HADATOP_YAKIN Pearson Correlation -,103

Sig. (2-tailed) ,561

N 34

HAMPSI_YAKIN Pearson Correlation ,015

Sig. (2-tailed) ,935

N 34

HAMSOM_YAKIN Pearson Correlation ,035

Sig. (2-tailed) ,846

N 34

HAMTOP_YAKIN Pearson Correlation ,029

Sig. (2-tailed) ,872

N 34

FIZFONK_YAKIN Pearson Correlation -,111

Sig. (2-tailed) ,532

N 34

FIZROLGUC_YAKIN Pearson Correlation -,262

Sig. (2-tailed) ,135

N 34

AGRI_YAKIN Pearson Correlation -,319

Sig. (2-tailed) ,066

N 34

GENSAG_YAKIN Pearson Correlation -,112

Sig. (2-tailed) ,528

N 34

VITALITE_YAKIN Pearson Correlation -,200

Sig. (2-tailed) ,257

N 34

(28)

21

Sig. (2-tailed) ,222

N 34

EMOROLGUC_YAKIN Pearson Correlation -,224

Sig. (2-tailed) ,204

N 34

MENTSAG_YAKIN Pearson Correlation -,079

Sig. (2-tailed) ,659

N 34

Hasta yakınları ve kontrol grubunun karşılaştırmalı test sonuçları Tablo 12 de verilmiştir.

Tablo 12: Hasta yakını ve kontrol grubunun test sonuçlarının karşılaştırılması

Grup N Mean Std. Deviation P

HADA ANKSİYETE YAKIN Hasta yakın 34 8,6471 4,02930 0,014 Kontrol 27 5,8889 4,44049 HADA DEPRESYON YAKIN Hasta yakın 34 6,9706 4,01124 0,004 Kontrol 27 4,0000 3,56263 HADA TOPLAM YAKIN Hasta yakın 34 15,6176 6,91513 0,003 Kontrol 27 9,8889 7,40236 HAMİLTON PSİŞİK YAKIN Hasta yakın 34 6,7059 3,74594 0,016 Kontrol 27 4,0000 4,76364 HAMİLTON SOMATİK YAKIN Hasta yakın 34 8,5588 5,92985 0,002 Kontrol 27 3,7778 5,10907 HAMİLTON TOPLAM YAKIN Hasta yakın 34 15,2647 9,03632 0,003 Kontrol 27 7,7778 9,61303 FİZİKSEL İŞLEVSELLİK YAKIN Hasta yakın 34 72,3529 23,90750 0,001 Kontrol 27 89,4444 13,10705 FİZİKSEL ROL GÜÇLÜĞÜ YAKIN Hasta yakın 34 54,7059 35,28974 <0,001 Kontrol 27 85,1852 25,24806

AGRI YAKIN Hasta yakın 34 60,2059 19,89332

<0,001 Kontrol 27 81,3704 19,99451 GENEL SAĞLIK YAKIN Hasta yakın 34 47,7353 10,54086 <0,001 Kontrol 27 66,8148 16,21262

VİTALİTE YAKIN Hasta yakın 34 49,2647 21,81646

0,001 Kontrol 27 67,7778 20,01602 SOSYAL İŞLEVSELLİK YAKIN Hasta yakın 34 66,1765 20,99094 0,125 Kontrol 27 75,0000 23,25651

(29)

22 GÜÇLÜĞÜ YAKIN Kontrol 27 75,3111 37,66029 MENTAL SAĞLIK YAKIN Hasta yakın 34 56,1176 14,52222 0,001 Kontrol 27 72,2963 21,16386

Tablo 13. Hastaların cinsiyetlerine göre hasta yakınlarında test sonuçlarının kıyaslanması

CİNSİYET N Mean Std. Deviation P

HADA ANKSİYETE YAKIN ERKEK 17 7,8235 3,92485 0,239 KADIN 17 9,4706 4,07918 HADA DEPRESYON YAKIN ERKEK 17 7,2941 4,13468 0,645 KADIN 17 6,6471 3,98342 HADA TOPLAM YAKIN ERKEK 17 15,1176 6,59434 0,680 KADIN 17 16,1176 7,38988 HAMİLTON PSİŞİK YAKIN ERKEK 17 6,2941 4,13468 0,530 KADIN 17 7,1176 3,38900 HAMİLTON SOMATİK YAKIN ERKEK 17 8,2941 6,52653 0,799 KADIN 17 8,8235 5,45705 HAMİLTON TOPLAM YAKIN ERKEK 17 14,5882 10,15541 0,669 KADIN 17 15,9412 8,01928 FİZİKSEL İŞLEVSELLİK YAKIN ERKEK 17 72,0588 26,57882 0,944 KADIN 17 72,6471 21,73114 FİZİKSEL ROL GÜÇLÜĞÜ YAKIN ERKEK 17 55,8824 39,06066 0,849 KADIN 17 53,5294 32,24732

AGRI YAKIN ERKEK 17 57,5294 20,81201

0,441 KADIN 17 62,8824 19,17968 GENEL SAĞLIK YAKIN ERKEK 17 50,0588 10,08384 0,203 KADIN 17 45,4118 10,77067

VİTALİTE YAKIN ERKEK 17 49,7059 25,94890

0,908 KADIN 17 48,8235 17,54721 SOSYAL İŞLEVSELLİK YAKIN ERKEK 17 66,9118 21,62409 0,842 KADIN 17 65,4412 20,97683 EMOSYONEL ROL GÜÇLÜĞÜ YAKIN ERKEK 17 52,9353 47,22962 0,774 KADIN 17 49,0294 29,16500 MENTAL SAĞLIK YAKIN ERKEK 17 57,8824 12,09278 0,487 KADIN 17 54,3529 16,79636

(30)

23

Çalışmadaki hastaların nöbet tipleri sıralandığında %79,4 jeneralize % 20,6 fokaldi (Tablo 14a,b).

Tablo 14a. Hastalarda nöbet tipleri dağılımı

Frequency Valid Percent

JENERALİZE TONİK KLONİK 20 58,8 ABSANS 5 14,7 BASİT PARSİYEL 1 2,9 KOMPLEKS PARSİYEL 6 17,6 TONİK 1 2,9 REFLEKS EPİLEPSİ 1 2,9 Total 34 100,0

Tablo 14b. Hastalarda nöbet tipleri dağılımı

Nöbet Tipi Frequency Valid Percent

tip1 (parsiyel) 7 20,6

tip2 (jeneralize) 27 79,4

Total 34 100,0

Tablo 15. Jeneralize ve parsiyel nöbet geçiren hastaların yakınlarının test sonuçlarının karşılaştırılması

nobettipi_yeni N Mean Std. Deviation P

HADAANK_YAKIN tip1 (parsiyel) 7 8,7143 3,45033

0,961

tip2 (jeneralize) 27 8,6296 4,22582

HADADEP_YAKIN tip1 (parsiyel) 7 6,7143 4,88925

0,853

tip2 (jeneralize) 27 7,0370 3,85787

HADATOP_YAKIN tip1 (parsiyel) 7 15,4286 7,16140

0,937 tip2 (jeneralize) 27 15,6667 6,98900

HAMPSI_YAKIN tip1 (parsiyel) 7 7,4286 4,39155

0,575

tip2 (jeneralize) 27 6,5185 3,63075

HAMSOM_YAKIN tip1 (parsiyel) 7 10,8571 7,77664

0,256

tip2 (jeneralize) 27 7,9630 5,37431

HAMTOP_YAKIN tip1 (parsiyel) 7 18,2857 11,52843

0,328 tip2 (jeneralize) 27 14,4815 8,35911

(31)

24

FIZFONK_YAKIN tip1 (parsiyel) 7 80,7143 9,75900

0,306 tip2 (jeneralize) 27 70,1852 26,07244

FIZROLGUC_YAKIN tip1 (parsiyel) 7 50,0000 35,35534

0,699 tip2 (jeneralize) 27 55,9259 35,84253

AGRI_YAKIN tip1 (parsiyel) 7 54,2857 20,06418

0,385 tip2 (jeneralize) 27 61,7407 19,93758

GENSAG_YAKIN tip1 (parsiyel) 7 45,5714 6,13344

0,550 tip2 (jeneralize) 27 48,2963 11,43481

VITALITE_YAKIN tip1 (parsiyel) 7 37,1429 25,95784

0,100 tip2 (jeneralize) 27 52,4074 19,96971

SOSFONK_YAKIN tip1 (parsiyel) 7 69,6429 32,15939

0,740 tip2 (jeneralize) 27 65,2778 17,79063

EMOROLGUC_YAKIN tip1 (parsiyel) 7 42,8571 37,09990

0,541 tip2 (jeneralize) 27 53,0889 39,51099

MENTSAG_YAKIN tip1 (parsiyel) 7 53,1429 7,90419

0,551 tip2 (jeneralize) 27 56,8889 15,81949

5. TARTIŞMA

HAD anksiyete (p=0,014) ve depresyon (p=0,004) puanları incelendiğinde hasta yakını grubunda ortalama sonuçların kontrol grubuna göre anlamlı oranda yüksek olduğu saptandı. Epilepsili çocukları ve annelerini kapsayan bir çalışmada her 5 anneden 1 inde anksiyete ve depresyona rastlandığı görülmüştür (58)

Çalışmamızda Hamilton anksiyete ölçeği değerlendirmesinde hasta yakını ve kontrol grubu karşılaştırıldığında hasta yakını grubunda puanların anlamlı oranda yüksek olduğu ve bunun da hasta yakını grubunda artmış anksiyete riskine işaret ettiği belirlendi (p=0,003). Yine bu sonuç epilepsi tanılı çocukları ve annelerini içeren bir çalışmada saptanan artmış maternal anksiyeteyi destekler nitelikteydi (58).

Fiziksel işlevsellik puanı kontrol grubunda 89,4444 iken hasta yakını grubunda 72,3529 hesaplandı ve bu anlamlı fark (p=0,001) hasta yakınlarında kontrol grubuna ve topluma göre azalmış fiziksel işlevselliği göstermekteydi.

(32)

25

Fiziksel rol güçlüğü puanı kontrol grubunda 85,1852 iken hasta yakını grubunda 54,7059 olarak hesaplandı. Bu anlamlı fark yine hasta yakını grubunda kontrol grubuna ve topluma göre azalmış fiziksel rol değerini belirtmekteydi (p=<0,001).

Ağrı puanı kontrol grubunda 81,3704 iken hasta yakını grubunda 60,2059 olarak anlamlı oranda farklı bulundu. Bu sonuçlar hasta yakını grubunda ağrıya bağlı yakınmaların kontrol grubu ve topluma göre anlamlı oranda fazla olduğunu göstermekteydi (p=<0,001).

Genel sağlık algısı puanı kontrol grubunda 66,8148 iken hasta yakını grubunda 47,7353 olarak hesaplandı ve anlamlı farklı bulundu. Bu puanlar hasta yakınlarında kontrol grubu ve topluma göre genel sağlık algısında anlamlı düşüklük olduğunu belirtmekteydi (p=<0,001).

Vitalite puanı kontrol grubunda 67,7778 iken hasta yakını grubunda 49,2647 olarak görüldü ve anlamlı olarak farklı bulundu. Bu sonuçlar hasta yakını grubunda kontrol grubu ve topluma göre anlamlı olarak azalmış vitaliteyi göstermekteydi (p=0,001).

Sosyal işlevsellik puanı kontrol grubunda 75,0000 iken hasta yakınında 66,1765 olarak hesaplandı ve kontrol grubu ve hasta yakını grubu arasında anlamlı bir fark bulunmadı (P=0,125). Ancak iki gurubun skorları da genel toplum standartları ile kıyaslandığında azalmış sosyal işlevselliğe işaret etmekteydi (47).

Emosyonel rol güçlüğü puanı kontrol grubunda 75,3111 iken hasta yakını grubunda 50,9824 idi. Bu anlamlı fark hasta yakını grubunda kontrol grubu ve topluma göre anlamlı oranda düşük emosyonel rol edinimini göstermekteydi (p=0,017).

Ruhsal sağlık puanları kontrol grubunda 72,2963 iken hasta yakını grubunda 56,1176 olarak anlamlı oranda farklı bulundu. Bu sonuç hasta yakını grubunda ruhsal sağlık algısının kontrol grubu ve topluma oranla anlamlı oranda azalmış olduğunu belirtmekteydi (p=0,001).

(33)

26

Tüm bu sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde kontrol grubunun Türk toplumunun standartlarını taşıdığını ve hasta yakını grubu ile kıyaslamada referans olarak kullanılabileceğini; hasta yakını grubunun ise yaşamın tüm alanlarında kontrol grubuna ve topluma göre azalmış puanlara sahip olduğunu göstermekteydi. Literatür araştırmasında hasta yakınlarında yaşam kalitesi değişimlerini inceleyen yeterli sayıda çalışma bulunmadığından dolayı çalışmamızın sonuçlarını destekleyecek örnekler bulunamadı. Bir sonraki aşamada ise hasta yakınlarındaki bu farkın hastalardaki ne gibi değişkenlere bağlı olabileceği değerlendirildi.

Hastalarda farklı cinslere bakıldığında hasta yakınları arasında test sonuçlarında anlamlı fark görülmedi. Tablo 13.

Jeneralize nöbet ve parsiyel nöbet geçiren hastaların yakınlarında test sonuçlarında herhangi bir alanda istatiksel olarak anlamlı fark görülmedi. Ancak; fiziksel işlevsellik, genel sağlık algısı ve sosyal işlevsellik puanları jeneralize nöbet geçiren hastaların yakınlarında diğer hasta yakınlarına göre düşük bulundu ve bu grup hasta yakınlarında azalmış işlevselliği ifade etmekteydi (Tablo 15).

Çalışmamızda hastaların cinsiyetinin, nöbet tipinin veya nöbet sıklığının hasta yakınlarındaki kontrol grubuna göre anlamlı oranda anksiyete ve depresyon artışına, yaşam kalitesindeki bozulmaya hiçbir alanda etkisi olmadığı görüldü. Ayrıca anamnezinde antidepresan kullanım öyküsü olan üç hastanın sonuçları etkileyebileceği düşünülerek çıkarılmasıyla yapılan kontrollerde yine aynı sonuçlara erişildiği görüldü.

6. SONUÇLAR

Literatürde epilepsi hastalarının yakınlarında anksiyete, depresyon ve yaşam kalitesi üzerine yapılmış çalışmalar sayıca yok denecek kadar az bulunmaktadır. Oysa ki epilepsi gibi kronik bir rahatsızlığa sahip olan hastaların çevresinde bulunan yakınları depresyon ve anksiyete açısından risk altındadır ve yaşam kaliteleri belli ölçüde etkilenmektedir. Bu tez çalışmamızda bu etkilenmenin yaşamın hangi alanlarında daha fazla ön planda olduğunu, hastalarla ilgili ne gibi değişkenlere bağlı olabileceğini saptamaya çalışıldı. Hasta yakınlarında depresyon ve anksiyete

(34)

27

açısından risk artışı olup olmadığını göstermek ve varsa bu konuda nöroloji hekimleri için farkındalık oluşturmak amaçlandı.

Sonuç olarak kronik bir hastalık olan epilepsili hastaların hasta yakınlarının sosyal işlevsellik konusunda kontrol grubuna göre geride olduğu, anksiyete açısından da kontrol grubuna göre artmış risk altında oldukları bulundu. Epilepsinin toplumun önemli bir bölümünü ilgilendiren kronik bir nörolojik hastalık olması, gerek hastalarda gerekse onlara bakım veren, psikolojik ve fiziksel destek sağlayan yakınlarında duygudurum değişikliklerine yol açarak, hastalar kadar hasta yakınlarının da yaşam kalitesini etkileyebildiğinin görülmesi, hastalığa çok yönlü yaklaşım gerektiğini düşündürmektedir. Bu bağlamda, epilepsi hastalarının yakınlarında daha geniş ölçekli ve örnekli çalışmaların yapılması, bu kronik nörolojik hastalığın, hasta ve hasta yakınları üzerinde oluşturduğu psikososyal etkilenim ve yükün saptanarak uygun yaklaşımın belirlenmesine olanak sağlaması açısından önemlidir.

7. KAYNAKLAR

1. Emre M. Nöroloji Temel Kitabı. Ed: Velioğlu K. Epilepsinin tanısı ve ayırıcı tanısı. S 235, Ayrıntı Basımevi, Ankara, TÜRKİYE, 2013.

2. Devinsky O. Psychiatric comorbidity in patients with epilepsy: implications for

diagnosis and treatment. Epilepsy Behav 2003;4:2-10.

3. Emre M. Nöroloji Temel Kitabı. Ed: Cankurtaran E, Kulaksızoğlu I.B. Nörolojik hastalıkların psikiyatrik yansımaları. S 1450-1452, Ayrıntı Basımevi, Ankara, TÜRKİYE, 2013.

4. Wiegartz P, Seidenberg M, Woodard A. Comorbid Psychiatric disorder in Chronic Epilepsy. Neurology 53(51):3-8, 1999.

5. E.Işık. Organik Psikiyatri, Epilepsi ve Ruhsal Sorunlar 1999, S 305-317.

(35)

28

7. Collings JA. Psychosocial well-being and epilepsy: an empirical study. Epilepsia. 1990;31:418-26.

8 . Beghi E1. Addressing the burden of epilepsy: Many unmet needs. Pharmacol Res. 2016 May;107:79-84

9. Thompson R1, Kerr M2, Glynn M3, Linehan C4. Caring for a family member with intellectual disability and epilepsy: practical, social and emotional perspectives. Seizure. 2014 Nov;23(10):856-63.

10. Fisher RS1, Acevedo C, Arzimanoglou A, Bogacz A, Cross JH, Elger CE, Engel J Jr, Forsgren L, French JA, Glynn M, Hesdorffer DC, Lee BI, Mathern GW, Moshé SL, Perucca E, Scheffer IE, Tomson T, Watanabe M, Wiebe S. ILAE official report: a practical clinical definition of epilepsy. Epilepsia, 55(4):475-482,2014

11. Adams R.D, Victor M,Ropper AH. Epilepsy and disorder of consciousness: In: Principles of Neurology. Editors: Adams RD, Victor M, Ropper A.H. 7.edition. NewYork, nternational Edition 2001:329-404.

12. Aktin E. Epilepsinin Tarihçesi. Nöropsikiyatri Arşivi. 1965; 6: 57-65.

13. Elçiolu Ö. Geçmişte, günümüzde epilepsi (sar’a). Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi Salık Bilimleri Enstitüsü, Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı, Bursa 1987, 1-10.

14. Jackson JH. Selected writings. In: Taylor J, editor. On epilepsy and epileptiform

convulsions, Vol. 1. London: Hodder & Stoughton; 1931.

15. Yeni S.N. Epilepsi insidansı, prevalansı ve risk faktörleri: Epilepsi. Bora , Yeni S.N, Gürses C. 1. basım, İstanbul, Nobel Tıp Kitabevleri, 2008; 65-73.

16. De Bittencourt PR, Adamolekum B, Bharucha N, et al. Epilepsy in the tropics: I.

Epidemiology, socioeconomic risk factors, and etiology. Epilepsia 1996;37:1121- 1127.

(36)

29

practice. Ed. Walter G. Bradley, Robert B. Daroff, Gerald M. Fenichel, C. David Marsden. Butterworth-Heinemann ,Boston, 2000; 1745-1780.

18. Mumenthaler M, Mattle H, Taub E. Epilepsy. In: Other Episodic Disorders of Neurologic Function and Sleep Disorders. 4th edition, Editor: Mark Mumenthaler, Thieme Medical Publisher,Germany, 2004: p:495.

19. Baykan B, Gurses C. Epilepsi. Nöroloji .U stanbul Tıp Fak. Temel Klinik Bilimler Ders Kitapları. Editör: A.Emre Oge. Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul, 2004,s:279-309.

20. SAMUELS Martin A, Victor M,Ropper AH. Epilepsy and other seizure disorders: In: Adams and Victor’s Principles of Neurology 9th Edition. NewYork, 2009: S 318-356

21. Torta R, Keller R. Behavioral, psychotic and anxiety disorders in epilepsy: etiology, clinical features and therapeutic implications. Epilepsia 1999; 40(Suppl 10): S2-S20.

22. García-Morales I, de la Peña Mayor P, Kanner AM. Psychiatric comorbidities in epilepsy: identification and treatment. Neurologist 2008; 14(6 Suppl 1): 15-25. 23. Pizzi AM, Chapin JS, Tesar GE, Busch RM. Comparison of personality traits in patients with frontal and temporal lobe epilepsies. Epilepsy Behav 2009; 15: 225-229.

24. Gaitatzis A, Trimble MR, Sander JW. The psychiatric comorbidity of epilepsy. Acta Neurol Scand 2004; 110: 207-220.

25. Blumer D, Montouris G, Davies K, Wyler A, Phillips B, Hermann B. Suicide in epilepsy: psychopathology, pathogenesis, and prevention. Epilepsy Behav 2002; 3: 232-241.

26. Swinkels WA, Kuyk J, van Dyck R, et al. Psychiatric comorbidity in epilepsy. Epilepsy Behav. 2005;7:37-50.

27. Hermann BP, Whitman S. Behavioral and personality correlates of epilepsy: a review, methodological critique, and conceptual model. Psychol Bull 1984;95:451– 97.

(37)

30

28. Baker GA, Jacoby A, Chadwick DW. The Associations of Psychopathology in Epilepsy: A Community Study. Epilepsy Research 1996; 25: 25-39.

29. Mendez MF, Doss RC, Taylor JL, Arguello R. Relationship of seizure variables to personality disorders in epilepsy. J Neuropsychiatry Clin Neurosci 1993; 5: 283-286.

30. Tatlıdil E, Yılmaz A, Kumbasar H. Genel bir tıbbi duruma bağlı kişilik değişikliği. Türkiye Klinikleri Psikiyatri 2007; 3: 76-81.

31. Blumer D. Evidence supporting the temporal lobe epilepsy personality syndrome. Neurology 1999; 53(5 Suppl 2): S9-S12.

32. Trescher, William H, Ronald P Lescher. The Epilepsies. In: Neurology in clinical practice. Ed. Walter G. Bradley, Robert B. Daroff, Gerald M. Fenichel, C. David Marsden. Butterworth-Heinemann ,Boston, 2000; 1745-1780.

33. Schmitz B. Effects of antiepileptic drugs on mood and behavior. Epilepsia. 2006;47:2:28-33.

34. Karakis I1, Cole AJ2, Montouris GD3, San Luciano M4, Meador KJ5, Piperidou C6. Caregiver burden in epilepsy: determinants and impact. Epilepsy Res Treat. 2014;2014:808421.

35. Yusuf AJ1, Nuhu FT, Olisah VO. Emotional distress among caregivers of patients with epilepsy in Katsina State, Northern Nigeria. Afr J Psychiatry (Johannesbg). 2013 Jan;16(1):41-4.

36. Gibson PA1. Lennox-Gastaut syndrome: impact on the caregivers and families of patients. J Multidiscip Healthc. 2014 Oct 4;7:441-8

37. WHOQOL Group: What quality of life: World Health Forum 1996; 17: 354 -56.

38. Baybaş S, Dirican A. Epilepsili hastalarda Yaşam Kalitesi: Epilepsi. Editörler: Bora, Yeni S.N, Gürses C. 1. basım, stanbul, Nobel Tıp Kitabevleri, 2008; 727-34.

(38)

31

39. Adams R.D, Victor M,Ropper AH. Epilepsy and disorder of consciousness: In:Principles of Neurology. Editors: Adams RD, Victor M, Ropper A.H. 7.edition. NewYork, nternational Edition 2001:329-404.

40. Au A, Li P, Chan J, et al. Predicting the quality of life in Hong Kong Chinese adults with epilepsy. Epilepsy Behav. 2002;3:350–7.

41. Baker GA. Assessment of quality of life in people with epilepsy: some practical implications. Epilepsia. 2001;42:66–9.

42. Senol V, Soyuer F, Arman F, et al. Influence of fatigue, depression, and demographic, socioeconomic, and clinical variables on quality of life of patients with epilepsy. Epilepsy Behav. 2007;10:96-104.

43. Mollaolu M, Durna Z, Ekazan E. Epilepsili Hastaların Yaşam Kalitesinin QOLIE-89 (Epilepside Yaşam Kalitesi Ölçei) ile Değerlendirilmesi. Epilepsi 2001;7:73-80.

44: Aydemir Ö, Güvenir T, Küey L, Kültür S: Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği Türkçe Formunun Geçerlilik ve Güvenilirliği Türk Psikiyatri Dergisi 1977; 8: 280-287

45: Yazıcı MK, Demir B, Tanrıverdi N, Karaağaoğlu E, Yolaç P: Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği, değerlendiriciler arası güvenirlik vegeçerlik çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi 1998; 9: 114-117

46: Koçyiğit H, Aydemir Ö, Ölmez N ve ark. (1999) Kısa Form-36 (KF-36)’nın Türkçe Versiyonunun Güvenilirliği ve Geçerliliği.İlaç ve Tedavi Dergisi, 12: 102-106.

47. Demiral Y, Ergör G, Ünal B, Semin S, Akvardar Y, Kıvırcık B, Alptekin K. SF 36 yaşam kalitesi ölçeğinin genel toplum örneğinde güvenilirliği. 1. Sağlıkta Yaşam Kalitesi Sempozyumu Özet Kitabı. İzmir, Türkiye: Emek Matbaası; 2004: p. 45.

48. Pond DA, Bidwell BH. A survey of epilepsy in fourteen general practices: II. Social and psychological aspects. Epilepsia 1960;1:285–99.

(39)

32

49. Currie S, Heathfield KWG,Henson RA, Scott DF. Clinical course and prognosis of temporal lobe epilepsy. Brain 1971;94:173–90.47

50. Kogeorgos J, Fonagy P, Scott DF. Psychiatric symptom patterns of chronic epileptics attending a neurological clinic: a controlled investigation. Br J Psychiatry 1982;140:236–43.

51. Edeh J, Toone B. Relationship between interictal psychopathology and the type of epilepsy. Br J Psychiatry 1987;151:95–101.

52. Victoroff J. DSM-III-R psychiatric diagnoses in candidates for epilepsy surgery: lifetime prevalence. Neuropsychiatry Neuropsychol Behav Neurol 1994;7:87–97.

53. Jalava M, Sillanpaa M. Concurrent illnesses in adults with childhood-onset epilepsy: a population-based 35-year follow-up study. Epilepsia 1996;37:1155–63.

54. Stefansson SB, Olafsson E, Hauser WA. Psychiatric morbidity in epilepsy: a case controlled study of adults receiving disability benefits. J Neurol Neurosurg Psychiatry 1998;64:238–41.

55. Ertekin BA, Kulaksizolu IB, Ertekin E, et al. A comparative study of obsessive compulsive disorder and other psychiatric comorbidities in patients with temporal lobe epilepsy and idiopathic generalized epilepsy. Epilepsy Behav. 2009;14:634-9.

56. Jalava M and Sillanpaa M. Concurrent illness in adult with childhood-onset epilepsy: a population-based 35-year follow-up study. Epiepsia 1996; 37: 1155-1163.

57. Manchanda R, Schaefer B, McLachlan RS, Blume WT. Interictal psychiatric morbidity and focus of epilepsy in treatment-refractory patients admitted to an epilepsy unit. Am J Psychiatry 1992; 149: 1096-1098.

58. Elafros MA1, Sakubita-Simasiku C, Atadzhanov M, Haworth A, Chomba E, Birbeck GL. Stigma and psychiatric morbidity among mothers of children with epilepsy in Zambia. Int Health. 2013 Dec;5(4):288-94.

59. Lerche H, Jurkat-Rott K, Lehmann-Horn F. Ion channels and epilepsy. Am J Med Genet. 2001 Summer;106(2):146-59

(40)

33

60. Shorvon S., The concept of symptomatic epilepsy and the complexities of assigning cause in epilepsy. Epilepsy Behav. 2014 Mar;32:1-8.

61. Kandel ER, Schwartz JH, Jessel TM. Principles of Neural Science. Fourth Edition. Seizures and Epilepsy, 2000 S: 910-935

Referanslar

Benzer Belgeler

Migreni olanlarda depresyon ile fiziksel sağlık, psikolojik sağlık, sosyal ilişkiler ve çevre alanı gibi yaşam kalitesi parametreleri karşılatırıldığında depresyonu

Albinizmli bireylerde sağlıklı kontrollere ve vitiligolu bireylere göre, depresyon ve anksiyete düzeylerinin daha yüksek olduğu ve albinizmin öz- saygı ve yaşam

Beck Depression and Anxiety Scales (BDS and BAS) were used for the evaluation and measurement of symptoms related to depression and anxiety (higher the scores, more common

Objective: To determine the frequency and levels of anxi- ety and depression in pregnant women with hyperemesis gravidarum using the Beck Depression Inventory and the

Categorize words as physical appearance or personality ( 8X2=16 P)!. PERSONALITY

[r]

醫界危機的分析與關鍵因素 (五) 3 2 醫界忽略 發展規劃 的原則 4P + 2K 18 ~多談問題,少談功蹟~ 2K 4P Concept Plan Business Plan Action Plan Resource

manya’nın Solingen kentinde, ressam Gül Derman’ın serigrafi (ipek baskı) ve litografi (taş bas­ kısı) tekniğiyle çoğalttığı özgün baskıları