• Sonuç bulunamadı

Yeni Symposium Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Symposium Dergisi"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 109 Temmuz 2008 | Cilt 46 | Say› 3

Âcilde Zehirlenme Olgular› ve Özk›y›m

Zeynep Kekeç*, Azade Sar›**

* Doç. Dr. Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi Âcil T›p AD ** Uzm Dr. Çukurova Devlet Hastanesi Âcil Servisi

Tel: +093223386060/3544 Fax: +903223386900 E-mail: zkekec@ cu.edu.tr

ÖZET

Özk›y›m davran›fl›, ölüm-yaflam ikileminde ölümden yana tav›r almak olarak tan›mlan›r. Âcil servis-lerde özk›y›m amaçl› zehirlenme vakalar›na s›kl›kla rastlanmaktad›r. Özk›y›m giriflimcilerinin kul-land›klar› yöntemler genellikle kifliye yönelik zarar verici yöntemler de¤ildir. En s›k uygulanan öz-k›y›m giriflimi yöntemi ilâç al›m›d›r. Bu grup hastalarda özöz-k›y›ma yol açan etkenlerin belirlenmesi ve bu etkenleri giderici önlemlerin al›nmas›, özk›y›m giriflimini azaltaca¤› gibi bu insanlar›n yaflam kalitesini de yükseltecektir.

Klini¤imiz verilerine göre, özk›y›m girifliminde etkili faktörler de¤erlendirildi¤inde en yüksek oran-da görülen haz›rlay›c› etkenin, genç yafl grubunoran-da kifliler aras› iliflki problemleri, orta yafl grubun-da ise maddî nedenler oldu¤u görüldü. Özk›y›m girifliminde bulunan hastalar›n ortak özellikleri de¤erlendirildi¤inde ço¤unlu¤u genç yafl grubunda, bekâr ve kad›n idi. Zehirlenme amaçl› özk›y›m girifliminde bulunanlar›n ço¤unlu¤unu depresyon olmak üzere psikiyatrik hastal›k öyküsü vard›. Hastalar›n ço¤unlu¤u özk›y›m yöntemi olarak çoklu madde al›m› ile zehirlenme yolunu seçti¤i gö-rüldü. Hastalar›n tamam› Âcil Gözlem’de takip ve tedavi edilerek taburcu edildi. Özk›y›m amaçl› baflvuran tüm hastalar›n âcil serviste psikiyatrik de¤erlendirilmeleri yap›ld›.

Karfl›lafl›lan problemlerde çözüm yolunun bulunamamas› durumunda özk›y›m giriflimi hem bir al-ternatif çözüm yolu, hem de kendini ifâde etme flekli olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Kifliler aras› ya-flanan problemler ve maddî problemler, bu giriflimlerin en önemli nedenleri gibi görülmektedir. Bu kiflilere yard›mc› olabilmenin ve tekrar özk›y›m girifliminden koruman›n yöntemi, özk›y›m giriflimi nedeniyle baflvuran her hastan›n tedavisi tamamland›ktan sonra psikiyatri klini¤i ile görüflmesinin sa¤lanmas›d›r.

Anahtar Kelimeler: âcil servis, özk›y›m, zehirlenme ABSTRACT

Poisoning and Suicide In Emergency Department.

Suicide is defined as to prefer death in death-life dilemma. Poisoning is being faced by any agent that impacts functions of human bodies negatively. The most frequently reason is drug ingestion. Poisoning after suicide attempts are frequently seen in emergency departments. In such patients determining the factors that contribute suicide attempt and their prevention will decrease death after suicide attempts as well as increasing life quality.

According to our department data; the most common factors influencing suicide behavior, were the relationship problems in the young age groups and financial problems in middle age groups. Most of our patients were young and single females. The patients have psychiatric diagnosis, most-ly depression, in their medical history. Mostmost-ly poisoning cases preferred multiple drug ingestion as the method of suicide. All patients have admitted and treated in Emergency Observation Unit and then discharged. All patients who attempted suicide were consulted with psychiatry clinic in emer-gency department.

Suicide behavior is an alternative solution as well as the way of expressing oneself when there is no solution to the problems faced. The problems experienced between people and financial prob-lems seem like the most important reason in these attempts. The way to help and protect these people from repeated suicide attempts is referring all patients to psychiatric clinic after dischar-ging from at emergency department.

(2)

G‹R‹fi

Özk›y›m düflüncesi veya giriflimi nedeniyle âcil ser-vise baflvuran hastalarla s›kl›kla karfl›lafl›lmaktad›r (Yan-tural› 2000). Günlük pratikte özk›y›m ile efl anlaml› ola-rak bâz› terimler kullan›lmaktad›r. “Süisid” terimi Lâtin-ce “suicidum” kelimesinden gelir ve “kendini öldürme” anlam›ndad›r. Türkçe’de “özk›y›m” olarak da adland›r›-l›r. Halk aras›nda ise s›kl›kla intihar veya can›na k›yma gibi kelimeler kullan›lmaktad›r (Yantural› 2000).

Özk›y›m giriflimi veya kendi kendine zarar verme terimleri ölüme sebep olmadan kendi kendilerine ac› vermek kendilerini zehirlemek veya zehirlemeye çal›fl-mak olarak tan›mlan›r. Bu davran›fllar s›kl›kla duygusal karmaflada oluflur ve bir flekilde birbirleriyle ba¤lant›l›-d›r, ama öldürücü sonuçlara yol açmaz. Çok do¤ru bir görüfl olmasa da hastalar›n birço¤u kendilerini öldür-mek istemez (Kerkhof ve ark. 2000). Bu yüzden “kendi-ne zarar vermeyi düflünmek” terimi, kiflinin kendisi“kendi-ne ac› verici bir düflünceyi içermeyen davran›fllar› tan›mla-mak için kullan›l›r (Morgan ve ark 1976). Bununla bir-likte, öldürücü olan ve öldürücü olmayan özk›y›m dav-ran›fllar› aras›nda oldukça s›k› bir iliflki vard›r; kendini öldüren birçok insan›n öncesinde özk›y›m giriflimi veya kendine zarar verme düflüncesi vard›r. Bu yüzden Kre-itman ve arkadafllar› (1969) kiflinin kendini öldürme e¤iliminden çok, özk›y›m e¤iliminin bir derecesini ta-n›mlamak için “parasüisid” terimini kullanm›flt›r. Yine de “kendine zarar verme düflüncesi” ve “parasüisid” te-rimleri biraz kafa kar›flt›r›r, çünkü pratikte her ikisi de kendisini gerçekten öldürmek isteyen, ama giriflimde bulunmayan kiflileri kapsar (Kerkhof ve ark .2000). ‹ngi-liz terminolojisinde ise “parasüisid”, kendini öldürmek-ten çok, dikkati çekmek için yap›lan eylem olarak ta-n›mlanmaktad›r (McAlpine 1987).

Bunlar›n d›fl›nda t›bbî terminolojide özk›y›m ile ilifl-kili olarak çeflitli terimler kullan›lmaktad›r:

KRON‹K ÖZKIYIM DAVRANIfiI

Kiflinin tekrarlay›c› flekilde kendine karfl› y›k›c›, yaralay›c› eylemlerde bulunmas›d›r. Alkolik karaci-¤er hastal›¤› olan bir kiflinin afl›r› derecede alkol al-maya devam etmesi örne¤inde kronik özk›y›m dav-ran›fl› vard›r (Yantural› 2000).

Gizli Özk›y›m: Kiflinin kendine karfl› yapt›¤› y›k›-c›, yaralay›c› bir eylemi kaza olarak yans›tmas›d›r. Depresyonu olan bir kiflinin tek bafl›na iken trafik ka-zas› yapmas›n›n alt›nda özk›y›m düflüncesinin olma-s› buna örnek olarak verilebilir (Yantural› 2000).

Sessiz Özk›y›m: fiiddet unsuru olmadan yavafl yavafl kendini öldürme eylemi olarak tan›mlan›r.

Ki-flinin temel t›bbî tedavisine uymamas› veya kendini aç b›rakmas› buna örnek olarak verilebilir. Bu durum en s›k yafll›larda görülür ve tan› s›kl›kla atlan›l›r (Si-mon 1989).

Özk›y›m öncesinde genellikle y›llar süren özk›-y›m davran›fl›, plânlar› ve/veya ikazlar› vard›r. Öz-k›y›m girifliminde bulunanlar›n yaklafl›k yar›s›nda öyküde bir özk›y›m giriflimi vard›r. Erkeklerin ilk öz-k›y›m giriflimlerinde genellikle ölüm oran› yüksektir. Bu nedenle özellikle erkeklerde özk›y›m düflüncesi varl›¤›nda özk›y›m› engelleme çal›flmalar›na daha erken bafllan›lmal›d›r (Lonnqvist 2000). Özk›y›m›n baflar›l› bir flekilde engellenmesi, özk›y›m niyetinin varl›¤›n›n erken dönemde tesbiti ve erken müdahale ile olur (Isometsa ve ark. 1998).

Özk›y›m giriflimi, risk faktörleri ve koruyucu fak-törler aras›ndaki dengenin bozulmas› sonucu oluflur. Kiflinin, stres faktörleri ve yaflam›ndaki koruyucu faktörlerin varl›¤›na veya yoklu¤una ba¤l› olarak öz-k›y›m giriflimine e¤ilimi artar. Özöz-k›y›m düflüncesinin belirginleflmesi, risk faktörlerinin yo¤unlaflmas› ve koruyucu faktörlerin zay›flamas› anlam›na gelir. Ör-ne¤in yak›n birisinden ayr›lma, hem bir stres faktörü olarak hem de sosyal deste¤in zay›flamas› sonucu özk›y›ma e¤ilim yaratabilir ( Lonnqvist 2000).

Özk›y›m düflüncesi olan kifli son aflamada seçece-¤i yönteme karar verir. Bu aflamadan sonra kifliye müdahale flans›m›z s›n›rl›d›r. Bu seçene¤i etkileyen ana faktör “imkân”d›r. As›, tüm dünyada ulafl›lmas› en kolay ve bu nedenle en yayg›n olan özk›y›m yön-temidir. Birçok ülkede kolayl›kla silâh ruhsat› al›na-bilmesi özk›y›m e¤ilimi olan kifliler ve çevresindeki-ler için tehlikeli bir durum yaratabilir. Genç insanla-ra silâh ruhsat› verilmesinin önlenmesi özk›y›m oinsanla-ra- ora-n›nda azalmay› sa¤layabilir (Lonnqvist 2000).

Özk›y›m eyleminde ölüm riski ölüm niyetinin ciddiyetine, eylem ile oluflturulan zarar›n derecesine ve yöntemin ne kadar h›zla ölüme yol açmas›na göre de¤iflkenlik gösterir. Ateflli silâhlar, ciddi karbon mo-noksit zehirlenmesi ve as›, ölüm riski yüksek olan özk›y›m yöntemleridir. Yüksekten atlama veya hare-ket hâlindeki bir arac›n önüne atlama da oldukça za-rar verici yöntemlerdir. Zehirlenme ve bilek kesisi, uygun bir müdahale ile hastan›n kurtar›lmas› için bi-ze zaman sa¤layan, di¤erlerine göre daha avantajl› yöntemlerdir (Lonnqvist 2000).

“‹mitasyon” (taklit yoluyla özk›y›m giriflimi) bir kültür, toplum, kurum veya bas›nda aç›kça belirgin olan bir modelden özgül bir özk›y›m yönteminin ö¤-renilmesi anlam›na gelir. Duygusal aç›dan insanlar›

(3)

New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 111 Temmuz 2008 | Cilt 46 | Say› 3

etkileme potansiyeli yüksek olan bir özk›y›m modeli ayr›nt›l› olarak görsel ve iflitsel bas›n araçlar›nda su-nulursa taklit riski ortaya ç›kar (Schmidtke ve ark. 1998). Taklidin, özk›y›m yönteminin seçiminde özel-likle de okullarda, hastânelerin psikiyatri servislerin-de ve gençlerservislerin-de görülen özk›y›m üzerine artt›r›c› bir etkisi olabilir. Taklidin en iyi bilinen örne¤i Avru-pa’da yaklafl›k 200 y›l önce birçok kifli taraf›ndan okunan Goethe’nin “Genç Werther’in Ac›lar›” adl› eseridir. Sevdi¤i k›z taraf›ndan reddedildikten sonra kendisini öldüren kahraman›n özk›y›m› birçok kifli taraf›ndan taklit edilmifl ve bu durum birçok Avrupa ülkesinde kitab›n toplat›lmas›na neden olmufltur. Bu “Werther etkisi” ayr›ca Marilyn Monroe’nun ölü-münden sonra tekrar ortaya ç›km›flt›r; bunu takip eden on gün içinde özk›y›m oran› yaklafl›k %10 art-m›flt›r (Lonnqvist 2000).

Özk›y›m haberlerini sunarken eylemin tekrar tek-rar gösterilmemesi, uzun röportajlar›n yap›lmamas›, teknik ayr›nt›lar›n aç›klanmamas›, özk›y›m›n ola¤an bir olaym›fl gibi anlat›lmamas›, özk›y›m›n kiflisel problemler ile bir bafla ç›kma yöntemi olarak sunul-mamas› ve özk›y›m kurbanlar›n›n birer kahraman olarak gösterilmemesi gerekmektedir (The Center for Disease Control and Prevention. Program for the pre-vention of suicide among adolescents and young adults 1994).

Genellikle özk›y›m›n araflt›rmac›lar üzerinde bir etkisi vard›r. Özk›y›m sâ-dece âile bireylerini içeren tehdit edici bir olay de¤il; ayn› zamanda özk›y›m girifliminde bulunan kiflinin yak›n çev-resindeki insanlar› da etkileyen bir olayd›r. Özk›y›m giriflimi sonras› mü-cadele edilmesi gereken durumlar yas, utanma ve suçluluk duygular›d›r. Âci-len travmatik olay paylafl›lmal›, sosyal destek sa¤lanmal› ve e¤er gerekliyse sosyal deste¤e özk›y›m girifliminden sonra en az alt› ay devam edilmelidir (Lonnqvist 2000).

ÖZKIYIM EP‹DEM‹YOLOJ‹S‹

Dünyada her y›l bir milyondan faz-la insan özk›y›m girifliminde bulunur; bu, toplam ölüm oran›n›n yaklafl›k %1-2’sini kapsar. Özk›y›m, özellikle de genç eriflkinlerde erken ölümlerin önde gelen nedenlerindendir. Birçok Bat› ül-kesinde özk›y›m nedeniyle ölüm, trafik kazalar›ndan daha fazlad›r. Dünya Sa¤l›k Örgütü (WHO) istatistiklerine göre 1995 y›l›n-da bütün dünyay›l›n-da tamamlanm›fl özk›y›m oran› 16/100.000’dir. Bu, her y›l 1/6.000 insan›n özk›y›m girifliminde bulundu¤u anlam›na gelir (Simon 1989). Ergenlerde özk›y›m giriflimi ve özk›y›m› tamamlama oran› 200:1 iken, (Langley ve ark. 1984) bu oran erifl-kinlerde 8:1-33:1’dir (Paykel ve ark. 1974).

Avrupa, Birleflik Devletler ve Avustralya’da 1960 ve 1970’li y›llarda ilâç doz afl›m› ve kendi kendine zarar verme niyetlerinden dolay› hastânelerde teda-vi edilen insan say›s›nda belirgin bir art›fl oldu¤u be-lirtilmifltir. Birçok çal›flmada 1980’lerde özk›y›m gi-rifliminde bulunan kifli say›s›nda bir durgunluk göz-lenmifltir (Hawton ve ark. 1992, Platt ve ark. 1988). Bâz› bölgelerde 1990’lar›n bafl›nda bu say›lar artm›fl-t›r (Hawton ve ark. 1997). Genel olarak hastâneler-de, özk›y›m girifliminde bulunan ve tedavi edilen ki-flilerin tam say›s› yine de problemin boyutunu yeter-li derecede yans›tmamaktad›r. Ölüm oranlar› yük-sek olan özk›y›m giriflimleri en s›k Do¤u Avrupa ül-kelerinde görülmektedir. Tüm dünyada yafll› insan-larda özk›y›m giriflimi oran› genç yafl gruplar›ndan daha fazlad›r (Lonnqvist 2000). Bu durum Avustral-ya ve Yeni Zelanda’da farkl›d›r; buralarda son 20 y›l-d›r yafll›lardaki özk›y›m giriflimi oran› gittikçe düfl-mektedir. Bu durum, muhtemelen ileri yafl

grupla-New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 111

Tablo 1: Özk›y›m ‹çin Risk Faktörleri: Sosyodemografik Farkl›l›klar

Etken De¤iflken

Cinsiyet Erkek

Yafl ‹leri yafl

Sosyokültürel durum Düflük E¤itim durumu Düflük

Medenî durum Bekâr, ayr›lm›fl, boflanm›fl, dul Sosyal durum Tek bafl›na yaflama

‹fl durumu ‹flsiz, emekli, garanti alt›nda olmayan ifl Ekonomik durum Düflük (erkekler için)

Meslek Çiftçi, kad›n doktor, ö¤renci, denizci

Özel alt gruplar Ö¤renciler, mahkûmlar, göçmenler, mülteciler, dinî mezhep üyeleri

Özel kurumlar Hastâneler, hapishâneler, ordu

Bölge Kentsel-k›rsal yerleflimin düzensiz oldu¤u bölgeler

Mevsim ve zaman ‹lkbahar ve sonbahar, hafta sonu, akflamlar›, y›ldönümleri

Yaflam olaylar› Kay›plar ve ayr›l›klar, suçlar gibi kötü yaflam olaylar›

Sosyal destek Düflük Sosyal bütünlük Yok

(4)

r›nda hastal›klar›n erken teflhis ve tedavisi ve iyi bir sosyal güvencelerinin olmas› nedeniyle aç›klanm›fl-t›r (Goldney ve ark. 1998). Yafll›larda fiziksel hasta-l›klar ve duygusal semptomlar s›k görülebilir. An-cak önemli olan bu duygusal semptomlar›n fiziksel bir hastal›¤a ba¤l› olup olmad›¤›n›n saptanmas› ve ona göre tedavi edilmesidir. Ayr›ca fiziksel hastal›k-lara ba¤l› ohastal›k-larak kullan›lan ilâçlar da duygusal yan etkilere yol açabilirler. Yafll›larda alkol ve madde ba-¤›ml›l›¤› da s›kt›r ve bu ba¤›ml›l›k, altta yatan her-hangi bir probleme iflaret edebilir (Goldney 2002).

Genel olarak özk›y›m giriflimi oran› genç yafl gruplar›nda (15–24 yafl) düflüktür; ancak son 20–30 y›l içinde birçok Bat› ülkelerinde özellikle de genç er-keklerde özk›y›m oran› gittikçe artmaktad›r.

Günü-müzde genç eriflkin erkeklerde özk›y›m oran› hemen hemen orta yafll› erkeklerle ayn›d›r. Alkol kötüye kullan›m›n›n özk›y›m oran›nda art›fl›n olas› nedenle-rinden birisi oldu¤u düflünülmektedir. Genç eriflkin-lerde özk›y›m için di¤er risk faktörleri okul problem-leri, âilede özk›y›m öyküsü, zay›f iletiflim ve stresli yaflam biçimidir (Hawton ve ark. 1992). Annelik, ka-d›nlarda özk›y›m giriflimine karfl› koruyucu bir fak-tör olmakla birlikte, do¤um sonras› dönem depres-yonu özk›y›m giriflimi riskini art›rmaktad›r (Hoyer ve ark.1991).

Bilim adamlar›n›n özk›y›m ile ilgili yapt›klar› ça-l›flmalar›n sonuçlar› afla¤›da özetlenmifltir (Lonnq-vist 2000):

- Toplumda genel olarak özk›y›m düflüncesi ve özk›y›m giriflimleri oldukça s›kt›r.

- Genç eriflkinlerde özk›y›m oran› yüksektir ve bir-çok ülkede de h›zla yükselmeye devam etmektedir.

- ‹flsizlik, Avrupa’da özk›y›m için ana risk faktö-rüdür.

- Öldürücü özk›y›m yöntemlerine psikotrop veya analjezik ilâçlar, silâhlar ve motorlu araçlarla kolay-l›kla ulaflabilmektedir.

- Yüksek oranda alkol tüketimi ve artan madde kötüye kullan›m› özk›y›m oran›n› art›rmaktad›r.

- Depresyon ve flizofreni gibi ana psikiyatrik bo-zukluklar›n tedavi edilmemesi veya düzensiz tedavi edilmesi olumsuz bir etkendir.

- Görsel ve iflitsel iletiflim araçlar› taraf›ndan özk›-y›m modellerinin yans›t›lmas› olumsuz bir etkendir.

Tablo 2: Özk›y›m›n Klinik Belirleyicileri

Etken Risk Faktörleri

Âile öyküsü Özk›y›m davran›fl›, ruh sa¤l›¤› bozukluklar›

Ruh sa¤l›¤› bozukluklar› Herhangi bir bozukluk, depresyon, madde kullan›m›, kiflilik bozukluklar›, flizofreni

Psikiyatri birimleriyle iletiflim Herhangi bir iletiflim, son zamanlardaki iletiflim, taburculuk sonras› dönem, psikotropik ilâçlar

Psikiyatrik semptomlar Ümitsizlik, savunmas›zl›k, depresif veya psikotik semptomlar, anksiyete, sinirlilik, içe kapan›kl›l›k

Özk›y›m davran›fl› Öncesindeki özk›y›m giriflimleri, özk›y›m düflünceleri, ölme iste¤i, endirekt jestler

Bedensel sa¤l›k durumu Kanser, AIDS, inme ve epilepsi gibi ciddi fiziksel hastal›klar; kal›c› hastal›klar

Özk›y›m yöntemleri Öldürücü yöntemlere kolayca eriflebilme

Tablo 3: Ruh Sa¤l›¤› Bozukluklar›nda Özk›y›m Giriflimi S›kl›¤›n›n S›ralamas›

1. Öncesinde özk›y›m giriflimi 2. Anoreksia nevroza 3. Majör depresyon 4. Duygudurum bozukluklar› 5. Reaktif psikoz 6. Bipolar bozukluk 7. Distimi 8. fiizofreni 9. Anksiyete bozukluklar› 10. Kiflilik bozukluklar› 11. Madde ba¤›ml›l›¤›

(5)

Bu bulgular, toplumda h›zl› büyüme ile efl zaman-l› devam eden de¤iflikliklerin dengesizli¤e neden ol-mas› sonucu, toplum gelifliminin tamamlanma süre-cinin bozuldu¤unu göstermektedir. Bir grup insan bu geliflimden olumsuz olarak etkilenmekte ve bu gruptaki kiflilerde özk›y›m giriflimi riski artmaktad›r.

ÖZKIYIM PS‹KOLOJ‹S‹

Özk›y›m için erken psikolojik teoriler kifli kavra-m›na odaklanm›flt›r. Bunun klâsik bir örne¤i Fre-ud’un teorisidir; depresyonda kendi kendine zarar verici davran›fllar, sevilen bir nesnenin kayb› veya reddedilmesi sonucu oluflturulan sald›rgan davran›fl-lar› temsil eder. (Lonnqvist 2000).

Özk›y›m ile ilgili daha sonraki psikodinamik dü-flünceler kiflinin baflkalar›yla olan iliflkilerine yönel-mifltir. Özk›y›m kötü anne, ayr›l›k, bilinç durumunda de¤ifliklik ve kontrol kayb› olan durumlara uyumda baflar›s›zl›k, narsisist davran›fl› d›fla vurma ve utan-ma duygusunu tafl›yautan-mautan-ma, karutan-mafl›k iç dünyada kontrolü yeniden ele geçirme çabas› gibi olaylara karfl› sald›rgan bir davran›fl olarak görülür. Geliflim-sel ve uyumla ilgili olaylardaki baflar›s›zl›k olumsuz bir iç döngüsü oluflturur ve depresyon, umutsuzluk, fliddet, anksiyete, utanma ve suçluluk duygular›na neden olur. Genel olarak bilinmektedir ki tüm özk›-y›m davran›fllar›n›n özünde ortak bir neden olarak psikolojik y›k›m bulunmaktad›r; kifli, daha fazla ac›-ya daac›-yanamad›¤› zaman özk›y›m girifliminde bulu-nur. Yeni psikolojik teorilere göre özk›y›m›n çok yön-lü nedenleri ve özk›y›ma e¤ilim yaratan ve özk›y›m› tetikleyen faktörler aras›nda etkileflim vard›r (Farbe-row 1997).

ÖZKIYIM YÖNTEM‹N‹N ETK‹NL‹⁄‹N‹ BEL‹RLEYEN FAKTÖRLER

Özk›y›m giriflimleri, ölüm niyetinden yard›m için a¤lamaya kadar de¤iflkenlik gösteren çok farkl› dav-ran›fllar› içerebilir. Bu davran›fllar âni karar verilip uygulanm›fl veya uzun dönemde iyi plânlanm›fl ola-bilir ve farkl› fiziksel sonuçlar do¤uraola-bilir. Öldürücü-lük derecesi ve sonuçlar›n t›bbî olarak ciddiyet dere-cesi, niyete, seçilen yöntemin haz›rl›¤›na, uygulayan kiflinin yöntem hakk›ndaki bilgisine ve beklentilerine ve bazen baflkalar›n›n müdahalesi gibi di¤er faktörle-rin varl›¤›na ba¤l›d›r (Kerkhof ve ark. 2000).

Öldürücü olmayan özk›y›m davran›fllar›nda ger-çek niyeti de¤erlendirmek s›kl›kla güçtür. Psikiyatri klini¤ine yat›r›lma korkusu veya psikolojik savunma mekanizmalar› nedeniyle insanlar bâzen ölme

istek-lerini inkâr ederler veya saklarlar. Bâzen ise yard›m alabilmek amac›yla ölüm niyetlerini abartabilirler. Kiflinin kulland›¤› ilâçlar hakk›nda yeterli bilgiye sâ-hip olmamas› örne¤inde oldu¤u gibi bâzen de özk›-y›m girifliminde bulunan kifliler gerçekte ölmek iste-medikleri halde oldukça öldürücü, kendi kendilerine zarar verici durumlarla karfl› karfl›ya gelebilirler. Bu-nun aksine kendi kendilerine hafif zarar veren veya kendilerini hafif zehirleyen kifliler ölmeyi gerçekten istedikleri halde yöntemin öldürücülü¤ü hakk›nda yetersiz bilgiye sahip iseler ciddi bir zarar geliflme-den kurtulabilirler. Bu negeliflme-denlergeliflme-den dolay› eylemi gerçeklefltiren kiflinin seçti¤i yöntem, öldürücülü¤ü veya niyeti de¤erlendirmede güvenilir de¤ildir (Kerkhof ve ark. 2000).

ÖZKIYIM ÜZER‹NDE SOSYOLOJ‹K TEOR‹LER

Klâsik toplum bilimi, özk›y›m› bireysel de¤il sos-yal bir olay olarak görür. Özk›y›m girifliminde can al›c› noktay› kiflinin ahlaki e¤ilimi oluflturur. Ahlâkî e¤ilim, özk›y›m kurban›n›n yaflad›¤› veya içinde bu-lundu¤u toplumdaki de¤eri anlam›na gelir. Özk›-y›mlar, toplum ve birey aras›ndaki iliflkinin bir bo-zuklu¤u veya bulgusu olarak görülür. Durkheim, (Lonnqvist 2000) 1897’de özk›y›m üzerine yapt›¤› bir çal›flmas›nda dört temel tip tan›mlam›flt›r:

ANOM‹K ÖZKIYIM

Bu grupta güçsüzlük nedeniyle toplum taraf›n-dan daha fazla idâre edilemeyen veya d›fllanan birey-ler yer al›r. ‹flsiz ve alkolik olmalar› nedeniyle toplum taraf›ndan d›fllanan bireyler bu gruba örnek olarak verilebilir.

ALTRU‹ST‹K ÖZKIYIM

Toplumun, kiflinin kendi yaflam›n› sonland›rmas› için güçlü bir etkisinin oldu¤u durumu yans›t›r; Tita-nik gemisinin kaptan›n›n özk›y›m giriflimi bu gruba bir örnektir.

EGO‹ST‹K ÖZKIYIM

Di¤er kiflilerin kontrolüne veya düflüncelerine ba-¤›ml› olmayan bireysel bir karar ile uygulanan özk›-y›m giriflimidir.

FATAL‹ST‹K ÖZKIYIM

Toplumda kader oldu¤u kesin olarak ispat edil-mifl kat› toplum kurallar› sonucu uygulan›r. Toplum taraf›ndan köle olarak görülen bir kiflinin özk›y›m gi-rifliminde bulunmas› buna örnek olarak verilebilir.

(6)

Ayr›ca özk›y›mda, sosyal faktörlerin ortak etkile-rini daha çok vurgulayan yeni teoriler de vard›r. Sosyal izolasyon kavram› özk›y›m›n sosyo-ekolojik ve sosyo-psikiyatrik geçmiflinin anlafl›lmas›nda kli-nik olarak oldukça yararl›d›r (Maris 1981, Maris 1997).

SINIFLAND›RMA

Özk›y›m girifliminde bulunan kifliler üç grupta s›-n›fland›r›labilir: “›l›ml›” tip, “fliddetli” tip ve ikisinin aras›ndaki “kar›fl›k” tip (Kerkhof ve ark. 2000).

ILIMLI T‹P

Bu gruptakiler s›kl›kla, fliddet içermeyen yöntem-leri takiben hafif fiziksel yaralanmalara yol açarlar. Bunlar genellikle birileriyle birlikte yaflayan, yafllar› genç, olan ve ciddi özk›y›m niyeti olmayan kiflilerdir.

fi‹DDETL‹ T‹P

Daha çok zor yöntemleri tercih eden ve kendile-rinde ciddi fiziksel hasara neden olan kifliler bu grupta yer al›rlar. Bu kifliler ileri yaflta (40 yafl›n

üs-tü), kendi kendilerini teflvik eden, s›kl›kla yaflad›kla-r› belli bir yerleri bulunmayan, önceden özk›y›m gi-riflimi öyküsü olan, depresif, ilâç ba¤›ml›s›, fiziksel hastal›klar› olan ve önceden psikiyatrik tedavi gören kiflilerdir. Özk›y›m giriflimini tekrarlama riski en faz-la fliddetli tipe uyan kiflilerdedir.

KARIfiIK T‹P

Bu gruba uyan kifliler her iki tipin de özelliklerini tafl›d›klar›ndan bunun ayr›m› güçtür.

ÖZKIYIMIN BEL‹RLEY‹C‹LER‹ ÖZKIYIMIN NÖROB‹YOLOJIK TANIMLAYICILARI

Özk›y›m girifliminde bulunan hastalar›n yak›nla-r›nda, âilesinde özk›y›m giriflimi öyküsü olmayanla-ra göre özk›y›m riski daha yüksektir. Mevcut ruh sa¤l›¤› bozukluklar›ndan ba¤›ms›z olarak özk›y›m davran›fl›nda âilesel geçifl olabilir (Lonnqvist 2000). Evlât edinilen gruplarla yap›lan çal›flmalarda âile içindeki özk›y›mlarda âilevî veya çevresel faktörler-den çok, genetik faktörler belirleyicidir. Evlat edinil-mifl ve özk›y›m girifliminde bulunmufl kiflilerin biyo-lojik akrabalar›nda özk›y›m s›kl›¤›, evlat edinilmifl ve özk›y›m girifliminde bulunmayanlar›n biyolojik ak-rabalar›ndan daha yüksektir. Ayr›ca tek yumurta ikizlerinde birlikte özk›y›m riski, özk›y›m giriflimi ve özk›y›m düflüncesi çift yumurta ikizlerinden daha yüksektir (Roy ve ark. 1999).

Genellikle özk›y›m›n tek bir nedeni yoktur. Özk›-y›m girifliminde birçok belirleyici etken ve risk fak-törleri bulunmaktad›r (Tablo 1 ve 2) (Lonnqvist 2000). Risk faktörleri kültürel, sosyal, meslekî, psiko-lojik, biyolojik ve hâttâ genetiktir.

ÖZKIYIM KURBANLARININ TEMEL ÖZELL‹KLER‹

Özk›y›m riski yüksek olan insanlar genellikle or-ta yafll› veya yafll›, sosyoekonomik durumlar› düflük, zay›f, bekâr erkeklerdir ve âilelerinde ruh sa¤l›¤› bo-zukluklar› ve özk›y›m öyküsü oldu¤u dikkat çekmifl-tir. Genellikle bunlar tek bafllar›na yaflayan ve s›kl›k-la iflsiz veya iflleri tehlikede os›kl›k-lan kiflilerdir. Son dö-nemlerde belirgin bir yaflam stresi ve sosyal iliflkile-rinde zay›flaman›n mevcudiyeti, özk›y›m kurbanla-r›nda s›k görülen özelliklerdir. Birço¤unda depres-yon ve beraberinde de madde ba¤›ml›l›¤› veya kiflilik bozukluklar› vard›r. Hemen tüm yafll› kurbanlarda beraberinde bedensel bir hastal›k veya kal›c› bir sa-katl›k bulunur. Birço¤u özk›y›m düflünceleri

nede-Tablo 5: ‹lâçlara Ba¤l› Ölümlerin Türkiye’deki Da¤›l›m›

Özellikler Ölenlerin Ölenlerin

Say›s› Yüzdesi Yafl Gruplar› (y›l)

15–19 19 5.1 20–24 55 14.7 25–29 78 20.9 30–34 64 17.1 35–39 53 14.2 40–44 37 9.9 45–49 30 8.0 50–54 19 5.1 55–59 10 2.7 60–64 3 0.8 65 4 1.1 Bilinmeyen 2 0.5 Cinsiyet Erkek 323 86.4 Kad›n 51 13.6 Yerleflim Yeri ‹stanbul 286 76.5 Gaziantep 30 8.0 Antalya 6 1.6 Bursa 5 1.3 Adapazar› 5 1.3 Di¤er (22 flehir) 42 11.3 Kalan 54 flehir 0 0.0

(7)

New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 115 Temmuz 2008 | Cilt 46 | Say› 3 Tablo 6: Toksidromlar

Toksidrom Neden Olan En S›k Bulgular Ek Semptomlar ve Tedavi

Ajan Ölüm Nedeni

Opioid Eroin MSS depresyonu, Hipotermi, bradikardi. Ventilasyon, Morfin miyozis, solunum Ölüm; solunum arresti, nalokson

depresyonu akut akci¤er hasar› sonucu olabilir.

Sempato- Kokain Psikomotor ajitasyon, Nöbetler, rabdomyoliz, So¤utma,

mimetik Amfetamin diyaforez, takikardi, miyokard enfarktüsü. benzodiyazepinler hipertansiyon, hipertermi Ölüm; nöbetler, kardiyak ile sedasyon,

arest, hipertermi sonucu hidrasyon olabilir.

Kolinerjik Organofosfat Salivasyon, lakrimasyon, Bradikardi, miyozis/ Havayolunun ensektisidler diyaforez, bulant›, kusma, midriyazis, nöbetler, korunmas› ve Karbamat ürinasyon, defekasyon, solunum yetmezli¤i, ventilasyon, insektisidler kas fasikülasyonlar›, paralizi. atropin,

güçsüzlük, bronkore Ölüm; paralizi, bronkore pralidoksim. veya nöbetler nedeniyle

solunum arresti sonucu olabilir.

Antikolinerjik Skopolamin Bilinç durumunda Nöbetler, aritmiler, Fizostigmin Atropin de¤ifliklik, midriyazis; rabdomyoliz. (e¤er uygunsa),

kuru, k›rm›z› cilt, üriner Ölüm; hipertermi benzodiyazepinler retansiyon, ba¤›rsak ve aritmiler ile sedasyon, seslerinde azalma, sonucu olabilir so¤utma, destek

hipertermi, kuru yönetim

müköz membranlar

Salisilatlar Asprin Bilinç durumunda Düflük dereceli atefl, Çoklu doz aktif Keklik üzümü de¤ifliklik, respiratuar ketonüri. kömür, potasyum ya¤› alkaloz, metabolik Ölüm; akut akci¤er deste¤i,

asidoz, tinnitus, hasar› sonucu olabilir. hemodiyaliz, hiperpne, takikardi, hidrasyon ile

diyaforez, bulant›, idrar›n

kusma alkalinizasyonu.

Hipoglisemi Sülfonilüreler Bilinç durumunda Paralizi, konuflma ‹ntravenöz veya ‹nsülin de¤ifliklik, diyaforez, bozuklu¤u, davran›fl mümkünse oral

takikardi, hipertansiyon bozuklu¤u, nöbetler. glükoz içeren Ölüm; nöbetler, solusyonlar, s›k davran›fl de¤iflikli¤i kan glükoz sonucu olabilir. ölçümü, oktreotid. Serotonin Meperidin veya Bilinç durumunda Aral›kl› tüm vücut So¤utma, sendromu dekstrometor- de¤ifliklik, kas tremoru. benzodiyazepinler

fan ve MAOI; tonusunda art›fl, Ölüm; hipertermi ile sedasyon, SSRI ve TCA; hiperrefleksi, sonucu olabilir. destek yönetim,

SSRI/ TCA/MAOI hipertermi teorik olarak

ve amfetaminler; yararl› siproheptadin.

tek bafl›na SSRI

niyle daha önceden psikiyatri kliniklerine baflvur-mufl, ama düzenli psikiyatrik tedavi almam›fl ve ya-r›s› daha önce özk›y›m girifliminde bulunmufl kifliler-dir (Lonnqvist 2000).

ÖZKIYIMDA KÜLTÜREL FAKTÖRLER

Kültür, toplumda yaflam ve ölüm aras›ndaki ve ayn› zamanda özk›y›ma gidifl yönündeki temel dav-ran›fllar› belirler. Yüzlerce y›l önce birçok Avrupa

(8)

ül-kesinde özk›y›m yasad›fl› idi (Lonnqvist 2000). Din de, ayn› zamanda kifliler ve toplum aras›nda ana bü-tünlefltirici bir güçtü. Modern lâik bir toplumda din, birçok birey için özk›y›m giriflimi düflüncesinden koruyucu bir faktördür. Özk›y›m›n kültürel geçmifli nesiller boyunca aktar›lan derin bir yap›d›r. Kültürel faktörler ayn› zamanda, göçmenlerde daha belirgin olan özk›y›m davran›fllar›ndaki ani de¤iflikliklerden de korur; göçmenlerin özk›y›m tarzlar› ve oranlar› kendi kültürleri ile göç ettikleri bölgenin kültürü aras›nda bir yerlerdedir (Neeleman ve ark. 1997).

YAfiAM OLAYLARI ve SOSYAL DESTEK

Olumsuz yaflam olaylar›n›n fazlal›¤› ve son dö-nemlerdeki stres faktörlerinin varl›¤› özk›y›m önce-sinde s›kl›kla yaflanan karakteristik özelliklerdir. Ge-nellikle olaylar›n toplam etkisi y›k›c›d›r ve tek bir olumsuz yaflam olay›ndan çok daha önemlidir. ‹fl problemleri, âile içi uyuflmazl›k, bedensel hastal›klar, maddi s›k›nt›, iflsizlik, eflinden veya arkadafl›ndan ayr›lma, âilede ölüm ve hastal›klar›n varl›¤› özk›y›m giriflimi öncesinde en s›k görülen olumsuz etkenler-dir. Bedensel hastal›klar ve emeklilik, yafll› erkekler-de özk›y›m girifliminin önerkekler-de gelen neerkekler-denlerinerkekler-den iken; ayr›l›k, maddi s›k›nt›lar, ifl problemleri ve iflsiz-lik genç erkeklerde daha s›kt›r. Ciddi sakatl›¤a yol açan bedensel hastal›klar, özellikle buna depresyon belirtileri de efllik ediyor ise, yafll› erkek hastalarda özk›y›m için çok önemli bir risk faktörüdür. Son dö-nemdeki olaylarla iliflkili olan özk›y›m giriflimleri, genellikle erkeklerde daha s›k görülür. Baflar›s›zl›k veya istenilen sosyal durumun elde edilememesi er-keklere âit özel stres faktörlerindendir (Lonnqvist 2000).

Özk›y›m giriflimi, özk›y›ma zemin haz›rlayan olumsuz yaflam olaylar› ve kiflinin kendi davran›flla-r› ile iliflkilidir. Kiflilik özellikleri, hâttâ ruh sa¤l›¤› bo-zukluklar› s›kl›kla kurban›n karfl›laflt›¤› zorluklar› aç›klar. Alkol ba¤›ml›s› erkeklerde görülen özk›y›m girifliminde di¤er stres kaynaklar› iflsizlik ve maddî s›k›nt›lar iken; depresif, alkol ba¤›ml›s› olmayan er-kek kurbanlarda yaflam stresi daha çok bedensel has-tal›klar ile iliflkilidir. Olumsuz olaylar ve tek bafl›na yaflaman›n alkol ba¤›ml›s› erkeklerde özk›y›m girifli-mi oran›n› art›r›c› etkisi vard›r. Özk›y›m girifligirifli-minde bulunmufl alkol ba¤›ml›s› kiflilere ve yak›n çevresin-dekilere mümkün olan tüm sosyal destek sa¤lanma-l›d›r (Lonnqvist 2000).

Kad›nlarda psikososyal stres olaylar› özk›y›m ile daha az ba¤lant›l›d›r. Depresyon ve kifliler aras›

ilifl-kilerin kötü olmas›, kad›nlarda özk›y›m giriflimini daha s›k tetikleyen bir etkendir (Heikkinen ve ark. 1995, Lewis ve ark. 1998).

SOSYODEMOGRAF‹K ÖZELL‹KLER

Yaln›z yaflayan veya boflanm›fl insanlar WHO ça-l›flmalar›na s›k konu olan özk›y›m giriflimcileridir (Schmidtke ve ark. 1996). Hollanda’n›n bat›s›nda bir bölge olan Leiden’de özk›y›m giriflimleri boflanm›fl kad›nlarda ve boflanm›fl erkeklerde en yüksektir, ev-lilerde ise bu oran oldukça düflüktür (Arensman ve ark. 1982). Genel topluma oranla e¤itim düzeyi dü-flük, iflsiz ve bedensel hastal›¤› olan kiflilerde özk›y›m giriflimi oran› belirgin bir flekilde yüksektir.

Sosyoekonomik y›k›m, psikiyatrik problemlere ve özk›y›m giriflimi düflüncesine yol açabilir (Gunnel ve ark. 1995, Congdon 1996). Asl›nda özk›y›m giriflimi riski, sosyoekonomik durumun çok iyi veya çok kö-tü oldu¤u durumlarda yüksektir ve bu risk âni de¤i-fliklikleri (azalma veya artma yönünde) takiben art-maktad›r. Ayr›ca e¤itim düzeyleri yüksek veya dü-flük bireylerde özk›y›m giriflimi riskinin az oldu¤u belirtilmifltir (Tondo ve Baldessarini 2001).

C‹NS‹YET ve YAfi

Yap›lan bütün çal›flmalarda bayanlarda özk›y›m giriflimi oran›n›n erkeklerden daha fazla oldu¤u bu-lunmufltur. Ortalama olarak bayanlarda oran erkek-lere göre 1,5 kat daha fazlad›r. Amerika’da yaklafl›k her iki saate bir 15–24 yafl aras› genç eriflkinlerde öz-k›y›m giriflimi olmaktad›r. Ancak bu genç eriflkinler-de ölümle sonuçlanan özky›m giriflimi oran› 200:1 iken, (Langley ve ark. 1984 ) bu oran bütün toplum-da 8:1- 33:1’dir (Paykel ve ark. 1974). Genç yafl gru-bunda özk›y›m, kazalar ve ev kazalar›n› takiben ölüm nedenlerinden üçüncü s›rada yer al›r (Mitchell ve ark. 2005).

Amerika’da yafll› bireylerde özk›y›m giriflimi ora-n› oldukça yüksektir. Altm›fl befl yafl›n üzerinde özk›-y›m giriflimi oran› tüm toplumdan %50 daha yüksek-tir. Yafll›larda özk›y›m düflüncesi s›kl›¤› de¤iflkenlik göstermekle birlikte, bu kifliler özk›y›m düflünceleri-nin oldu¤unu gençlerden daha az kabûl ederler (Bla-zer ve ark. 1986, Duberstein ve ark. 1999). Epidemi-yolojik çal›flmalara göre gençlerde özk›y›m› kabûl et-me oran› %16 iken (Gaynes ve ark. 2004) bu oran yafl-l›larda %6’dan daha düflüktür (Schwab ve ark. 1972). Yafll›larda özk›y›m için risk faktörleri genç erifl-kinlerden farkl›l›k göstermektedir; bu grupta ço¤un-lukla yak›n zamanda sevdi¤i birisinin kayb›, fiziksel

(9)

hastal›klar›n varl›¤›, sa¤l›k durumunun zay›f olmas›, kontrol edilemeyen a¤r› veya kronik hastal›k, sosyal izolasyon ve yaln›zl›k, sosyal yaflamlar›nda belirgin bir de¤ifliklik ve s›kl›kla tan›s› konulamayan depres-yon özk›y›ma e¤ilimi artt›rmaktad›r (Mitchell ve ark. 2005).

RUH SA⁄LI⁄I BOZUKLUKLARI ve ÖZKIYIM

Birçok psikiyatrik durum çocukluk ça¤› ve genç yafl özk›y›m giriflimleri ve tamamlanmas›yla güçlü bir flekilde iliflkilidir. K›zlarda depresyon özk›y›m için tek bafl›na çok ciddi bir risk faktörü olmakla bir-likte, özk›y›m girifliminde bulunan erkekler manik atak, düflünce bozukluklar›, madde ba¤›ml›l›¤› ve sald›rganl›k gibi çok çeflitli psikiyatrik tan› ve semp-tomlara sâhip olma e¤ilimindedirler. Âilesinde özk›-y›m öyküsü olan erkeklerde, k›zlara göre özk›özk›-y›m düflüncesi ve giriflimi daha erken yafllarda bafllamak-tad›r (Parrish ve ark. 2005).

Zihinsel bozukluklar ve demans haricindeki tüm ruh sa¤l›¤› bozukluklar›nda özk›y›m riski artm›flt›r. ‹fllevsel zihinsel bozukluklarla birlikte madde ba¤›m-l›l›¤› da varsa özk›y›m riski iki kat artar; ayr›ca tek bafl›na madde ba¤›ml›l›¤›nda özk›y›m riski organik bozukluklara göre iki kat fazlad›r (Lonnqvist 2000).Çocukluk ça¤› ve gençlik dönemindeki özk›-y›m risk faktörleri aras›nda madde ba¤›ml›l›¤›; önce-ki özk›y›m giriflimleri ve depresyondan sonra üçün-cü s›rada yer al›r. Özellikle genç k›zlarda s›k bir du-rum olan intravenöz madde kullan›m› hem bir risk faktörü hem de özk›y›m› tamamlama yöntemidir (Parrish ve ark. 2005). Özk›y›m giriflimine en çok ne-den olan etken daha öncesinde özk›y›m öyküsünün varl›¤›d›r. Bu durumda özk›y›m riskini normâlden 40 kat artt›rmaktad›r (Tablo 3) (Lonnqvist 2000). Ano-reksiya nevroza ve majör depresyonda risk 20 kat ve di¤er duygu durum bozukluklar› ve psikozda ise 10-15 kat artm›flt›r. Anksiyete, kiflilik bozukluklar› ve madde ba¤›ml›l›¤›nda özk›y›m riski düflük seviyeler-dedir, ama beklenen de¤erden befl - on kat artm›flt›r. Madde ba¤›ml›l›¤›nda risk, maddenin cinsine ba¤l›-d›r; alkol, haflhafl ve nikotin ba¤›ml›lar›nda risk di-¤erlerine göre oldukça düflüktür (Harris ve ark. 1997). Ancak bir merkezî sinir sistemi bask›lay›c›s› olarak alkol depresyon ve anksiyetenin etkilerini flid-detlendirir ve karar verme yetene¤ini bozar (Parrish ve ark. 2005). Baflka bir kayna¤a göre ise alkol ba¤›m-l›l›¤› özk›y›m giriflimi riskini tek bafl›na %19–27 ora-n›nda art›rmaktad›r. Alkol ba¤›ml›s› olan hastalarda birçok risk faktörü tespit edilmifltir. Bu risk faktörleri

depresyon ata¤›, sosyal deste¤in zay›fl›¤›, iflsizlik, tek bafl›na yaflama, ciddi hastal›klard›r (Canapary ve ark. 2002). Alkol veya madde ba¤›ml›s› olan kifliler ayr›ca altta yatan bir depresif veya di¤er psikiyatrik hastal›¤› bu madde ile tedavi etme niyetinde olabilir-ler (Goldney 2002).

‹LESEL FAKTÖRLER

Özk›y›m nedeniyle ölen gençlerin kar›fl›k bir âile özgeçmiflleri oldu¤u görülmektedir. Boflanmay› taki-ben âilenin da¤›lmas› olumsuz bir etken olarak kabûl edilir. Özellikle birinci dereceden akrabalarda özk›-y›m öyküsünün varl›¤›, özk›özk›-y›m riskinde art›fla yol açar. Genç özk›y›m risk faktörleri aras›nda önde ge-len nedenlerden birisi de âile öyküsünde madde ba-¤›ml›l›¤›, flizofreni, bipolar bozukluk ve depresyon olmas›d›r (Parrish ve Tunkle 2005).

STRES FAKTÖRLER‹ ve SON DÖNEM TET‹KLEY‹C‹LER

Öldürücü yöntemlere kolayca eriflebilme ve cinsel travma öyküsü, âile içi fliddete mâruz kalma ve âile-de özk›y›m öyküsü genç özk›y›mlar› için di¤er risk faktörleridir. Gençlerde özk›y›m giriflimini tetikleyen olaylar; akranlar› taraf›ndan reddedilme, utand›r›c› olaylar ve duygusal yönden hayal k›r›kl›¤›na u¤rama nedeniyle bozulan iliflkiler; akademik yaflamda kar-fl›lafl›lan güçlükler, göç ve yetersiz âile deste¤idir. Ge-liflimsel olarak bu gibi krizlere mâruz kalan gençler âile bireylerinden çok, akranlar›ndan destek bulma e¤ilimindedirler. Ayn› yafltaki akranlar bu gibi kriz-lerde yeterli deste¤i sa¤layamayabilir veya kifliyi yanl›fl yönlendirebilirler. Kendi yafl grubundaki kifli-ler, özk›y›m riskini fark edemeyerek veya özk›y›ma e¤ilimi artt›ran bir yaklafl›mla yan›t vererek, gençle-rin ümitsizlik nedeniyle özk›y›m duygular›n› daha da fliddetlendirebilirler( Parrish ve Tunkle 2005).

Bâz› çal›flmalarda, cinsel uyum krizi ve genç özk›-y›mlar› aras›nda güçlü bir iliflki oldu¤u belirtilmifltir. Tahminlere göre homoseksüel gençlerde ciddi özk›-y›m giriflimleri dört misli daha fazlad›r (Parrish ve Tunkle 2005).

ÖZKIYIM G‹R‹fi‹M‹NDE KULLANILAN YÖNTEMLER

Kiflinin özk›y›m yöntemi seçiminde fizik koflullar, kiflinin fliddet ö¤eleri içeren bir ölüm seçme e¤ilimi ve ölüm fikrinin ciddiyeti gibi çeflitli faktörler rol oy-nar (Yantural› 2000). Örne¤in yüksek bina ve köprü-lerin bulundu¤u yerlerde yüksekten atlama s›k

(10)

lürken, ateflli silâhlar›n s›k bulundu¤u bölgelerde ateflli silâhlarla özk›y›m giriflimlerine daha s›k rast-lanmaktad›r. Evde ateflli silâh bulunmas› ba¤›ms›z bir risk faktörü olmakta ve genç eriflkinlerde özk›y›m giriflimi riskini 5–10 kat artt›rmaktad›r (Marzuk 1992). Özk›y›m girifliminde kullan›lan yöntemlerin ülkeler aras›nda farkl› olmas›, kolay eriflilebilen yön-temlerin farkl› olmas› nedeniyledir (Kerkhof 2000).

Özk›y›m giriflimcilerinin kulland›klar› yöntemler genellikle kifliye yönelik zarar verici yöntemler de¤il-dir (Kerkhof 2000). En s›k uygulanan özk›y›m girifli-mi yöntegirifli-mi ilâç al›m›d›r (%72); fakat ölüm ile sonuç-lanan özk›y›m giriflimlerinde en s›k kullan›lan yön-tem ateflli silâhlard›r (%70) (Birkhead 1993). En s›k kullan›lan ilâç grubu ise antidepresanlard›r. Trisiklik antidepresanlar›n s›k kullan›lmalar› ve potansiyel ölümcül etkilerinin yüksek olmas› nedeniyle bu grup ilâçlar ile olan özk›y›m giriflimleri daha ölümcül sey-retmektedir. Fakat son zamanlarda gelifltirilen ve an-tidepresan etkilili¤i trisiklik anan-tidepresanlar kadar güçlü olabilen fluoksetin, sertralin ve paroksetin gibi serotonin geri al›m inhibitörlerinin potansiyel ölüm-cül etkileri daha azd›r. Bu grup ilâçlar›n kullan›ma girmeleriyle ilâç al›m› sonucu görülen ölümlerin aza-laca¤› düflünülmektedir (Marzuk 1992).

WHO taraf›ndan yap›lan çok merkezli bir çal›fl-mada erkeklerin yüzde 64’ünün, kad›nlar›n yüzde 80’inin kendilerini zehirleme yöntemini seçtikleri tespit edilmifltir. Avrupa ülkelerinde özk›y›m giriflimi s›ras›nda kullan›lan yöntemler farkl›d›r. Örne¤in Ma-caristan’da erkeklerin yüzde 19’unun, kad›nlar›n ise yüzde 15’inin pestisid, herbisid veya di¤er toksik kimyasallar ile kendilerini zehirledikleri saptanm›fl-t›r. Yafll› erkeklerin ise genel olarak yüksekten atlama veya hareket halindeki bir arac›n önüne atlama yön-temlerini tercih ettikleri görülmüfltür. Eylem s›ras›n-da veya eylem öncesinde bilinçsiz hâle gelmek veya ölüm riskini artt›rmak amac›yla, bâzen özk›y›m giri-flimine bir haz›rl›k veya bir özk›y›m yöntemi olarak alkol al›nabilir. Oxford’da yap›lan bir çal›flmada öz-k›y›m girifliminde bulunanlar›n yüzde 28’inde alkol ve/veya ilâç kötüye kullan›m› tesbit edilmifltir (Kerkhof 2000).

B‹R ÖZKIYIM YÖNTEM‹ OLARAK ZEH‹RLENME

Kendi kendini zehirleme, özk›y›m giriflimi için s›kl›kla kullan›lan bir yöntemdir. “Zehir” terimi ilk olarak MS 1230 y›llar›nda ‹ngiliz literatüründe ölüm-cül kar›fl›mlarla haz›rlanan ilâç dozu veya yutumunu tan›mlamak için kullan›lm›flt›r (Oxford English

Dicti-onary 1989, Thompson 1931). Buna ra¤men zehirler ve zehirlenmenin geçmifli binlerce y›la dayan›r (Wax 2002).

Zehirlenme, bir canl› organizman›n, ifllevlerini olumsuz yönde etkileyen kimyasal ile karfl› karfl›ya gelmesi olarak tan›mlanabilir (Wax 2002). Zehirle-yici etkene mâruz kalma meslekî, çevresel, e¤lence sonucu veya t›bbî nedenler ile olabilir. Zehirlenme, zehirli maddenin farkl› girifl yollar› sonucu vücuda al›nmas› ile geliflebilir; zehir inhalasyon yolu ile, a¤›z, cilt ve müköz membranlar arac›l›¤›yla sindi-rim sistemi yolu ile veya enjeksiyon yolu ile al›na-bilir. Zehirler gaz veya buhar formunda ve tozda as›l› olarak havadan kaynaklanabilir. Kostikler ve-ya tahrifl ediciler cildi direkt olarak etkileyebilirler veya toksin, cilt boyunca geçip içyap›lar› etkileyebi-lir. Ayr›ca t›bbi ilâçlar›n veya suiistimal edilen ilâç-lar›n damar içi veya cilt alt› enjeksiyonlar› ile pa-renteral mâruziyeti de görülür (Hack 2004). Birleflik Devletler’de 2000 y›l›nda zehir merkezlerinde iki milyonun üzerinde kiflinin toksik maddeye maruz kald›¤› bildirilmifltir. Bunlar›n hemen hemen yar›s› alt› yafl›ndan küçük çocuklard›r. Bâz› uzmanlara göre Birleflik Devletlerde ölümlerin en s›k üçüncü nedeni zehirlenmelerdir. Zehre ba¤l› ölümlerin s›k-l›¤› 1985- 1995 y›llar› aras›nda Birleflik Devletler’de yüzde 300 artm›flt›r. Her ne kadar bu maruz kal›m-lar›n ço¤u kaza olarak bildirilse de ço¤u önlenebilir durumlard›r (Hack 2004). Son y›llarda âcil servise baflvuran hastalarda a¤›z yoluyla olan zehirlenme-lerde art›fl oldu¤u ve bu hastalar›n %3-15’inin ölümle sonuçlanan özk›y›m giriflimini tekrarlad›k-lar› ortaya ç›km›flt›r (Guthrie 2001). Amerika zehir dan›flma merkezi (AAPCC) raporlar›na göre 2002 y›l›nda iki milyon üç yüz seksen bin zehirlenme ol-gusu rapor edilmifl ve 2001 y›l›na göre zehirlenme olgular›nda %4.9 oran›nda art›fl olmufltur (Watson 2003).

Ülkemizde y›lda 150.000 zehirlenme olay›n›n meydana geldi¤i tahmin edilmektedir (Kalayc› 1994). Sa¤l›k bakanl›¤› verilerine göre 2001 y›l›nda Türki-ye’de 11.672 kifli zehirlenme nedeniyle sa¤l›k kuru-lufllar›na baflvurmufltur (Health Statistics Year Book 2000).

Son y›llarda Türkiye’de ilâçlara ba¤l› ölümlerin oran› artm›flt›r (Elmas 1993, Kolusay›n 1993, Colak 2006). ‹lâçlara ba¤l› ölümlerin araflt›r›lmas›nda en yararl› yöntem toksikolojik araflt›rmalar ve otopsiler-dir (Colak 2006). Bir ülkede ilâç sorunlar›n›n de¤er-lendirilmesinde en önemli nokta ilâçlara ba¤l›

(11)

ölüm-lerinin say›s›n› tesbitidir (Steentoft 2000, Kringsholm 1998).

Türkiye’de yap›lan bir çal›flmada 1997–2001 y›lla-r› aras›nda zehirlenmelere ba¤l› toplam 3875 ölüm vak’as› bildirilmifltir. Bunlar›n 374’ü (%9,7) ilâç doz afl›m› veya toksisitesine ba¤l›d›r. En yüksek ölüm oran› ‹stanbul’da (286 hasta; %76,5) bulunmufl, bunu Gaziantep (30 hasta; %8) takip etmifltir. ‹lâçlara ba¤l› ölümlerin yafl ortalamas› 34 olarak tesbit edilmifltir. Bunlar›n %71,9’u 40 yafl›n alt›ndad›r. Yap›lan bu ça-l›flman›n sonuçlar› Tablo 5’de gösterilmifltir (Colak 2006).

Mafenson ve Greensher, belli toksinler sonucu geliflen belirti ve semptomlar›n gruplar›n› tan›mla-mak için toksik sendromlar kelimelerinden “toksid-rom” terimini türetmifllerdir (Mofenson ve Greens-her 1970). Tüm yaflam belirtileri içinde klinik ola-rak en duyarl› göstergeler tipik olaola-rak nab›z ve kan bas›nc›d›r. Baflvuru sonras›nda hasta de¤erlendiri-lirken toksidromlar oldukça yararl›d›r. Bununla birlikte al›nan veya maruz kal›nan maddenin ger-çekte ortaya ç›k›fl flekli tan›mlanan bu sendromlar-dan çok farkl› bir flekilde de olabilir (Mofenson ve Greensher 1970, Goldfrank 2002). Tipik toksik sendromlar› Tablo 6’da aç›klanm›flt›r (Hack ve Hoffman 2004).

Karfl›lafl›lan problemlerde çözüm yolunun bulu-namamas› durumunda özk›y›m giriflimi hem bir al-ternatif çözüm yolu, hem de kendini ifâde etme flekli olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Kifliler aras› yaflanan problemler ve maddi problemler, bu giriflimlerin en önemli nedenleri gibi görülmektedir (Kekeç 2000). Bu kiflilere yard›mc› olabilmenin ve tekrar özk›y›m girifliminden koruman›n yöntemi, özk›y›m giriflimi nedeniyle baflvuran her hastan›n tedavisi tamamlan-d›ktan sonra psikiyatri klini¤i ile görüflmesinin sa¤-lanmas›d›r.

Özetle âcil hekimi için önemli olan, zehirlenme olgular›nda özk›y›m niyeti ve düflüncesi olanlar›n de¤erlendirilmesi, özk›y›ma haz›rlay›c› etkenlerden düzeltilebilir veya önlenebilir olanlar›n tesbiti ile tek-rarl› ve ciddi baflvurular›n önüne geçilmesidir. Özk›-y›m düflünceleri olan hastalar›n bu düflüncelerini ne zaman eyleme dönüfltürecekleri veya dönüfltürüp dönüfltürmeyeceklerinin tesbiti oldukça zordur. Bu nedenle özk›y›m amaçl› zehirlenme olgular›nda tok-sik madde al›m›na ait klinik bulgu ve belirtilerin âcil t›bbi tedavisi yap›l›rken, ayn› zamanda psikiyatri konsültasyonu ve sonras›nda psikiyatrik deste¤in devam› oldukça önemli gibi görülmektedir.

KAYNAKLAR

Yantural› S (2000) Acil Serviste ‹ntihar Düflüncesi Olan Hastaya Yaklafl›m. Acil T›p Dergisi, 3. Âcil T›p Sempoz-yumu Özel Say›s›: 246–253.

Kerkhof AJ, Arensman E (2000) Attempted suicide and de-liberate self harm: epidemiology and risk factors. Gel-der MG, Lopez JJ, Andreasen N, editors. New Oxford Text Book of Psychiatry Volume 1, 1039–1045.

Morgan HG, et al (1976) Deliberate self harm: a follow up study of 279 patients. Brit J Psychiatry; 128: 361-368. Kreitman N, et al. (1969) Parasuicide. Brit J Psychiatry; 115:

746-747.

McAlpine DE (1987) Suicide: recognition and manage-ment. Mayo Clin Proc; 62: 778.

Simon RI (1989) Silent suicide in the elderly. Bull Am Acad Psychiatry Law; 17: 778.

Lonnqvist JK (2000) Epidemiology and Causes of Suicide. Gelder MG, Lopez JJ, Andreasen N, editors. New Ox-ford Text Book of Psychiatry Volume 1, 1033-1039. Isometsa ET, Lönnqvist JK (1998) Suicide attempts

prece-ding completed suicide. Brit J Psychiatry; 173: 531-536. Schmidtke A, Schaller S. (1998) What do we know about media effects on imitation of suicidal behaviour: state of the art. In suicide prevention: a holistic approach; 121- 137. Kluwer, Dordrecht.

The Center for Disease Control and Prevention. Program for the prevention of suicide among adolescents and young adults. (1994 )Morbidity and Mortality Weekly reported; 43:3-7.

Langley GE, Byatti NN (1984) Suicides in Exe Vale Hospi-tal 1972- 1981. Br J Psychiatry; 145: 463-467.

Paykel ES, et al. (1974) Suicidal feelings in the general po-pulation: a prevalence study. Br J Psychiatry; 124: 460-469.

Hawton K, Fagg J (1992) Trends in deliberate self- poiso-ning and self injury in Oxford, 1976-1990. Brit Med J; 304: 1409-1411.

Platt S, et al (1988) Recent clinical epidemiological trends in parasuicide in Edinburgh and Oxford: a tale of two cities. Psychological Med; 18: 405-418.

Hawton K, et al (1997) Trends in deliberate self harm in Ox-ford, 1985-1995. Brit J Psychiatry; 171: 556-560. Goldney RD, Harrison J (1998) Suicide in the elderly: some

good news. Aust. J Ageing; 17: 54-55.

Goldney RD (2002) A global view of suicidal behaviour. Emergency Med; 14: 24-34.

Hoyer G, Lund E (1993) Suicide among women related to number oft children in marriage. Arch Gen Psychiatry; 50: 134.

Appleby L (1991) Suicide during pregnancy and in the first postnatal year. BMJ; 302: 137.

Farberow NL (1997) The Psychology of Suicide: Past and the Present. Suicide: Biopsychosocial Approaches.

(12)

sis AJ, Soldatos CR, Stefanis CN, editors. Amsterdam: Elsevier, 147-163.

Maris RW (1981) Pathways to suicide. Baltimore: John Hopkins University Press.

Maris RW (1997) Social and familial risk factors in suicidal behavior. Psychiatric Clin North Am; 20: 519-550. Roy A, et al (1999) Genetics of suicide in depression. J Clin

Psychiatry; 60 (Suppl 2): 12-17.

Neeleman J, et al (1997) Tolerance of suicide, religion and suicide rates: an ecological and individual study in 19 Western countries. Psycholog Med; 27: 1165-1171. Heikkinen ME, et al (1995) Social factors in suicide. Brit J

Psychiatry; 167: 747-753.

Lewis G, Slogget A (1998) Suicide, deprivation and unemp-loyment: record linkage study. Brit Med J; 317: 1283-1286.

Schmidtke A, et al (1996) Attempted suicide in Europe: ra-tes, trends and sociodemographic characteristics of su-icide attempters during the period 1989-1992. Results of the WHO/ EURO Multicentre Study on Parasuicide. Acta Psychiatrica Scandinavica; 93: 327-338.

Arensman E, et al (1982) Medically treated suicide at-tempts: a four year monitoring study of the epidemi-ology in the Netherlands. J Epid Commun Health; 49: 285-289.

Gunnel DJ, et al (1995) Relation between parasuicide, suici-de, psychiatric admission and socioeconomic depriva-tion. BMJ; 311:226-230.

Congdon P (1996) Suicide and parasuicide in London; a small- area study. Urban Studies; 1: 137-158.

Tondo L, Baldessarini RJ (2001) Suicide: causes and clinical management. Eriflim (www.medscape.com). Eriflim ta-rihi 15.03

Mitchell AM, et al (2005) Suicide assessment in hospital emergency departments: implications for patients sa-tisfaction and compliance. Top Emerg Med; 27: 302-312. Blazer DG, et al (1986) Suicide in late life: review and

com-mentary. J Am Geriatr Soc; 34: 519-525.

Duberstein PR, et al (1999) Age and suicidal ideation in ol-der depressed inpatients. Am J Geriatr Psychiatry; 7: 289-296.

Gaynes BN, et al (2004) Screening for suicide risk in adults: a summary of the evidence for the U.S. Preventive Ser-vices Task Force. Ann Intern Med; 140: 822-837. Schwab JJ, et al. (1972) Suicidal ideation and behaviour in

a general population. Dis Nerv Syst; 33: 145-148. Parrish M, Tunkle J (2005) Clinical challenges following an

adolescent’s death by suicide: bereavement issues fa-ced by family, friends, schools and clinicians. Clin Soci-al Work J; 33: 81-102.

Harris EC, Barraclough B (1997) Suicide as outcome for mental disorders: a meta- analysis. Brit J Psychiatry; 170: 205-208.

Canapary D, et al (2002) Assessing risk for completed

su-icide in patients with alcohol dependence: clinicians vi-ews of clinical factors. Prof Psychol Res Pract; 33: 464-469.

Marzuk PM, et al (1992) The effect of access to lethal met-hods of injury on suicide rates. Arch Gen Psychiatry; 49: 451.

Birkhead GS, et al (1993) The emergency department in surveillance of attempted suicide: findings and metho-dologic considerations. Public Health Rep; 108: 323. Oxford English Dictionary (1989) 2nd Edition. Oxford:

Cla-rendon Press.

Thompson CJ (1931) Poisons and Poisoners. London: Ha-rold Shaylor.

Wax PM (2002) Historical principals and perspectives, Goldfrank L R, Flomenbaum N E, Lewin N A, How-land M A, Hoffman R S, Nelson L S. Toxicologic Emer-gencies. 7th edition, United States of America: Apple-ton & Lange,:1.

Hack JB, Hoffman RS (2004) Toxicology and Pharmaco-logy. Tintinalli JE, Kelen GD, Stapczynski JS, Emer-gency Medicine 6th edition, New York: Mc Graw Hill CO; 156: 1015–1022.

Guthrie E, et al (2001) Randomized controlled trial of brief psychological intervention after deliberate self- poiso-ning. BMJ; 323:135-138.

Watson WA, et al (2003) 2002 Annuel Report of the Ameri-can Association of Poison Control Centers Toxic Expo-sure Surveilence System. Am J Emerg Med; 21:353-411. Kalayc› AG. (1994). Çocukluk ça¤›nda zehirlenme

nedenle-ri. Yeni T›p Dergisi; 11: 4

Health Statistics Year Book 2000.( 2001).Ankara: Republic of Turkey Ministry of Health.

Elmas I, et al (1993) Deaths from overdose drug use. Kolu-say›n O, ed Poster Presentation Book: 7th National Fo-rensic Meeting, November 1- 5, Antalya, Turkey; 275-278.

Kolusay›n O, et al (1993) Narcotic drugs- associated deaths in the forensic autopsy material in Istanbul (in Tur-kish). J Forensic Medicine; 9:45-51.

Agritmis H, et al (2002) Deaths of drug addict between 1998- 2000. Canturk G, Agritmis H, editors. Congress Book: Annuel Forensic Medicine Meetings, May 16- 19, Antalya, Turkey; 167-174.

Colak B, et al (2006) Deaths from drug overdose and toxi-city in Turkey 1997- 2001. The American Journal of Fo-rensic Medicine and Pathology; 27(1):50-54.

Steentoft A, et al (2000). Heroin related deaths in New So-uth Wales, Australia, 1992-1996. Drug Alcohol Depend; 60:141-150.

Kringsholm B. (1998) Deaths among drug addicts in Den-mark in 1968- 1986. Forensic Sci Int; 38:139-149. Mofenson HC, Greensher J (1970) The nontoxic ingestion.

Pediatr Clin North Am; 17:583-590.

(13)

Goldfrank L R, Flomenbaum N E, Lewin N A, How-land M A, Hoffman R S, Nelson L S. Toxicologic Emer-gencies. 7th edition, United States of America: Apple-ton & Lange; 255-256.

P›nar A, et al (1993) Acute poisoning in ‹zmir, Turkey- a

pi-lot epidemiologic study. J Toxicol Clin Toxicol; 31:593-691.

Kekeç Z ve ark (2000) Özk›y›m giriflimi nedeniyle acil ser-vise baflvuran hastalarda haz›rlay›c› etkenler. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 1:157–161.

Referanslar

Benzer Belgeler

Olgu I: Yirmidört yaşında bayan başvurudan 4 saat öncesi özkıyım amaçlı 20 adet Xanax 0,5 mg tablet (toplam 10 mg alprazolam) alan hasta bilinci kapalı olarak acil

Bugün de 'betonla ve demirle yapı yapıldığı için, niçin o memleketin ve o milletin âdetleri, vaziyet, ik- lim ve ihtiyaçları göz önünde tutulmadan he- pmiz ayni mimariye

Şimdi, Avrupalı meslekdaşlarile boy ölçüşe- bilecek kratta genç mimarlarımız var Bu böyle olduğu halde, Ankara'da yapılan büyük binala- rın hepsi hâlâ bir iki

ÇEKÜL Vakfı Bölge Koordinatörü mimar Zafer Okuducu’nun “Koruma Politikalarında Kamu-Yerel-Sivil-Özel Birliktelik” başlıklı sunumuyla güne başlayan

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Obruk Mağara Araştirma Grubu ve ÇEKÜL Vakfi ortakliğinda 5 yildir devam eden yer alti çalişmalariyla da gündemde olan Koramaz Vadisi;

Malatya Toplantısının Düşündürdükleri Tarihi Kentler Birliği Malatya Bölge Toplantısı bu yüzden, Yukarı Fırat Havzası içinden farklı yerel yönetici, kanaat önderi,

“UNESCO’ya bağlı olan Dünya Miras Komitesi tarafından belirlenen ve bulundukları ülkenin hükümeti tarafından korunması garanti edilen, tüm dünya için önemli bir

28 Eylül’de The Green Park Pendik Otelde yapılan törene Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir