\
olduğu için Namık K t m İ n ve Rıfat Bey topal lenk ahfadından birine vprriin UÎÜi aa T)rnur. gülerek nakletmiştl. Rıfat Bev ik in ^ w ? Idu.âunu
Maliye Nazırı İken Cevat Beve veraçm ak °/-arak Nezaretin müsteşarlığına rıza gösterecek ora®
s bSi^ıav r » « aK,
’/
<Uld" ‘
bir km ,3 £ ? t M S ? £ £ £
ne gelip bu seter de babamın âmiri olacaktı: V. Mehmediıı 1909 başlarında cülûsundan az son ra babamın ihraz ettiği Rüsumat limiııliği doğru dan doğru .> Sadarete bağlı iken Cavid Bey za manında Mâliyeye bağlı bir umum müdürlük ol muştu. Bu itibarla da, babam gribe tutulup ya taktan çıkamadığı bir cuma günü, mahiyetini bil mediğim mühim ve müstacel bir iş hakkında yazdığı bir tezkereyi elime vererek beni Rıfat Beyden cevabını almak üzere evine, aldanmıyor sam Şişlide, evimize pek yakın olan evine yolla m işti. Menemenli ailesinden bir zat, babam Maari! Mektupçusu iken kaleminin yıllarca müdürlüg nü etmiş merhum şair Tahir Bey de annemi» ailesine damat olduğu İçin, arada pek uzak t sa bile bir münasebet yok değildi Bu sebeple vazifeyi kabulde tereddüt etmemiş, Rıfat Beyit evinde de yukarı çıkarılarak yazı odasına alın mıştım.
Az sonra da kapı açılıp ağır ve sallantılı yü rüytisü He Rıfat Bey içeri girdi. Ev içinde başın da fes, sırtında da açık renk bir pardesü var dı. Büyük yazı masasının başına geçip oturduk tan ve babamın mektubunu zarfı açıp okuduk tan snora cevabı yazı üe vermiyerek gür ve va kur bir sesle:
Oğlum, pederinize işin söyledikleri ve is tedikleri safhada bulunduğunu söylersiniz. Ken dilerine teyidi tekrimat ederim.
Dedikten sonra da beni yolcu etmişti.
Eve dönüşümde pedere bu (teyidi tekrimat) ı biraz yadırgadığımı söyleyince Sırrı Bey biraz ,
acı bir gülüşle gülerek: t
«— Vaktiyle olsaydı teyidi tekrimat değil, t takdimi ihtiramat değil, doğrudan doğruya arzı ] tazimat ederdi!» demişti. Böyle demesi de, ye- , nl âmirinden beş altı yaş genç olmasına rağ men vezirlikten öncele! en büyük sivil rütbe olan j bâlâlığa ondan on yü önce erişmesinden, rical j araşma girdiği için bu (teyidi tekrimatı) pek ha- { Cif bulmuş olmasından İleri geliyordu!
Küçük Said Paşanın 1914 de vefatlyle boşa- lan Avan Reisliğine Rıfat Beyin tayin ediliver- , mesi üzerine âzası arasında eski sadrâzam ve t şeyhülislâmlar, vezirler ve müşirler bulunan aya nın da aynı (teyidi tekrimat, takdimi ihtiramat ve arzı tazimat) tâbirlerini dolayısiyle tekrar et tiklerini, yani dokuz kere sadrâzam olmuş Said Paşanın yerini alan bu yeni reisi küçümseyerek mırıldanmış olduklarını duymuştum.
Menemenü-zade Rıfat Beyi bir kere de Ayan Meclisinde müzakereleri dinlemeğe gittiğimde uzaktan görecektim. Riyaset kürsüsüne sallan- ■ılı, fakat pek vakur çıkmış ve müzakereleri Said Paşa gibi idareden ziyade kendi konuşarak de til, fakat pek ciddî ve dikkatli, idare etmişti. Saltanatın sukutunu idrâk etmiş ve Cumhuriye tin ilânından bir hayli sonra unutulmuş bir hal de, fakat hatırlanmak için vesileler icadına da tenezzül etmemiş olarak ölmüştür. Kendisinin divan edebiyatı vadisinde güzel bir kıt’asmı oku yalı uzun yıllar geçmişken hatırlıyorum...