• Sonuç bulunamadı

Şair Ahmet Muhip Dranas ne ile meşgul?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şair Ahmet Muhip Dranas ne ile meşgul?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

biliyor musunuz

c

haber bültenlerini büyük ilgiyle takip eder. Ço­ cukluğundan beri boş zamanlarını deniz bitki­ lerini incelemekle geçirmiştir. Su altı biyoloji­ siyle ilgili çalışmaları için bir de laboratuvar kurdurmuştu. Hirohito, haftanın iki gününü de burada geçirir.

Hirohito'nun eşi Imparatoriçe Nagako, soylu bir ailenin kızı değildir. On dört yaşında bir genç kızken, Hirohito ona âşık olmuş ve gele­ nekleri yıkmak pahasına onunla evlenmiştir. Pek sevişen ve anlaşan karı - kocanın bugün beş çocuğu hayattadır. Bunlardan otuz yedi yaşın­ daki Akhito, veliaht prenstir. Prenses Miçiko hariç diğer üç kız ise soylu olmayan kimseler­ le evlendikleri için sarayda veliaht prens ve Prenses Miçiko'yla aynı derecede saygı görmez­ ler. imparator ve imparatorlçe çocuklarıyle to­ runlarını sık sık sabaya davet ederler, impara­ tor ve ailesinin fertleri mütevazı bir hayat sür­ dükleri iddiasındadırlar. Ama bu ölçülü hayat bile devlet hâzinesine yılda on milyon dolara malolmaktadır.

imparator Hirohito konuşkan bir kimse değil­ dir. Duygularını söz yerine şiirle anlatmaya me­ raklıdır. Eski bir alışkanlıkla hep 31 hecelik şiirler yazar. Eşi Imparatoriçe Nagako, bugüne kadar pek çok devlet reisiyle eşini sarayında ağırladığı halde, şimdiye kadar Japonya dışına hiç çıkmamıştır. Bu, onun ilk dış gezisi olmak­ tadır. İmparatorun bu Avrupa gezisini yarı şa­ ka, yarı ciddî, karısının misafirliğe gitme iste­ ğine bağlayanlar da çıkmıştır.

— Imparatoriçe, kocasına «Beni de artık bir yerlere götürmedin» diye serzenişte bulunup, her fırsatta İmparatorun başının etini yediği için, Hirohito 2 500 yıllık gelenekleri çiğneme pahasına bu seyahati göze aldı, denilmektedir.

Güneşin Oğlu diye anılan Hirohito'nun nasıl karşılandığına gelince... İmparatorun soğuk bir sonbahar gecesi başlayan Avrupa gezisinin ilk merhalesi olan Ingiltere bölümünün hiç de iyi geçtiği söylenemez. Ingiliz halkının Japon misa­ firleri soğuk karşılaması, Ingiliz basınında İm­ paratoru kötüleyen yazıların yayınlanması, yet­ mişlik sakin görünüşlü İmparatorun üzerinde ne gibi bir etki yarattığı bilinemez. Ancak hesaplı Hirohito'nun her şeye rağmen önceden hazırla­ dığı gezi programını noktası noktasına tatbik etmeye kararlı olduğu muhakkaktır.

Şair Ahmet Muhip

Dranas ne ile

meşgul?

Henüz kitabını yayınlamadığı için şiirleri sa­ dece dillerde dolaşan ünlü şair Ahmet Muhip Dranas, radyoda «Fahriye abla»sı okuna dur­ sun, kendi şiirlerini bir yana bırakmış, şimdi Tevfik Fikret'in şiirleriyle uğraşıyor: Fikret'in ağdalı dilini sadeleştirerek güzel şiirlerini bu­ günkü nesillerin anlayabileceği hale getirmek.

Belki biliyorsunuzdur, bir genç şair, Tevfik Fikret'in dilini sadeleştireyim derken büyük şaire söylemediği ve asla söylemeyeceği sözler söyletmiş, Fikret'in şiirlerini sevenleri üzmüştü.

Anlaşılan, Ahmet Muhip şimdi Fikret'i tehlike­ de görüp onu kurtarmaya girişmiştir.

Anlattığına göre önce Fikret'in şiirlerini sade­ leştirirken onların vezinlerini de korumaya ça­ lışmış. Ama bu her zaman mümkün olmadığı için sonunda aruz veznini bir tarafa bırakıp, şairin söylemek istediklerini şairce, onun ağzı­ na yakışan bir hava içinde söylemekte karar kıl­ mış. işte size denemelerinden küçük bir örnek:

Tevfik Fikret'in kendisi için söylediği meş­ hur dörtlüğü:

Kimseden ümmid-i feyz etmem, dilenmem per-ü bâi, Kendi cev'im, kendi eflâkimde kendim

tâirim. İnhina tavk-ı esaretten girendir boynuma. Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.

Ahmet Muhip Dranas'ın sadeleştirmesi:

Kimseden bilgi ummam ben, dilenmem kol kanat Kendi ufkum, kendi gökkubbemds kendim

uçarım. Eğilmek tutsaklık boyunduruğundan ağır

gelir bana Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.

Ahmet Muhip bu dörtlük üzerinde daha çalış­ makta olduğunu söylüyor. Ama şiir, bu haliyle de Fikret'in havasında ve bu günün nesilleri için hayli aydınlığa kavuşmuş değil midir? Ah­ met Muhip bu işe devam etse ne iyi olacak!

Şimdi size bir de bizden bir sadeleştirme sunalım; Ziya Paşa'nın meşhur beytini hatırla­ yacaksınız:

Erişir menzil-i maksuduna aheste giden Tîz reftar olanın pâyine dâmen dolaşır.

Veznini bir tarafa bıraktıktan sonra sadeleş­ tirilmiş şekli şöyle oldu:

Ağır giden varacağı yere ulaşır. Hızlı gidenin ayağına eteği dolaşır.

Delikanlılarda yerlere kadar paltolar, genç kızlarda maksi etek modasından sonra, Ziya Pa- şa'nın bir aralık manasını kaybetmiş gibi görü­ nen bu meşhur beyti yeni şekliyle tekrar mana­ sına kavuşmuş olmuyor mu?

Her halde eski şairlerimizi ne dedikleri anla­ şılmaz birtakım sanatkârlar olmaktan kurtar­ mak gerekiyor.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toras Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Makedonya, Bitola’da (Manastır) yer alan Haydar Kadı Camii’nin 2014-2017 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü finansal desteğiyle Üsküp Milli

Müzayedede 17'nci yüzyıldan kalma tombak at alınlığı (sağda) ve tombak miğfer (altta) ile birlikte tombak üzengi, ibrik de satışa

Yeni DÜŞÜN- :ş CE’nin fikir yapısı Türk Devleti'nden, Türk milleti'nden ve || Türklükten yanadır...Ve Yeni DÜŞÜNCE komünizme olduğu şş kadar faşizme

J'ai eu l'occasion de vous rencontrer au Restaurant Iranien^ vous m'aviez demandé de vous procurer certains tableaux de Ziem, ainsi que d'autres concernant

Sanatçının otobiyografik olarak değerlendrdiği 'Kemerler' dizisine ait çalışmalar, o kemerin altından geçtikten sonra belleğimizde kalan imgeleri şekillendirmeye

1781 Tupac Amaru Revolution (Tupac Amaru Devrimi), Colombiya, 1781 Comunero Rebellion (Comunero Vergi İsyanı) ve son olarak Brezilya 1788-1789 Minas Gerais Conspiracy

Çünkü daha önce sağlık meslek liselerinde hemşire olmak için öğrenim gören kişileri eğiten hemşireler; hemşire yardımcılarının da görevlerinin aynı

Serum MDA seviyesi DMSO grubunda kontrol grubuna göre yüksek olarak bulundu ancak bu farklılık istatistiksel olarak anlamlılık göstermedi, DEN+Res 100, DEN+Res 75 ve