• Sonuç bulunamadı

Başlık: Esat Efendi (İleri)Yazar(lar):UZUN, HakanSayı: 48 Sayfa: 869-892 DOI: 10.1501/Tite_0000000349 Yayın Tarihi: 2011 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Esat Efendi (İleri)Yazar(lar):UZUN, HakanSayı: 48 Sayfa: 869-892 DOI: 10.1501/Tite_0000000349 Yayın Tarihi: 2011 PDF"

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Esat Efendi (ðleri)

Doç. Dr. Hakan UZUN

Özet

Esat Efendi (ðleri), Batı Trakya’da bulunan Gümülcine’de doßmuğtur. Balkan Savağları sonunda bu bölgenin kaybedilmesiyle beraber, ðstanbul’a gelmiğtir. I. Dünya Savağı sırasında, ößretmenlik mesleßini devam ettirmesinin yanı sıra halkı savağa davet eden broğürler de yayımlamığtır. Milli Mücadele sırasında aktif görevlerde bulunarak, bağarılı hizmetler sunmuğ, ülkenin iğgal edilmesine karğı tepki gösteren ve direniğe geçenler arasında yer almığtır. Kimi zaman elinde silahla cephede, kimi zaman ise müzakereci olarak bir masada ya da bir yardım kuruluğunda bir takım sorumluluklar üstlenmiğ olan Esat Efendi (ðleri), Milli Mücadele yanlısı bir siyaset izlemiğtir. Mecliste milletvekili olarak bulundußu sıralarda ise birçok konuda söz almığ, yasa teklifinde bulunmuğ ve önergeler vermiğtir. Seçildißi yerlerin sorunlarıyla ilgilendißi gibi ulusal sorunlara da kayıtsız kalmamığtır.

Anahtar Kelimeler: Esat Efendi (ðleri), Milli Mücadele, TBMM, Meclis, Aydın, Menteğe

Esat Effendi (ðleri) Abstract

Esat Effendi (ðleri) was born in Gümülcine located in Western Thrace. Upon the loss of these areas after the Balkan Wars, he came to ðstanbul. Besides teaching during The First World War, he also prepared brochures to encourage people to fight in the war. He performed successful services and acted collaboratively with the ones protesting against and resisting the occupation of the country during the war of independence. Sometimes as a soldier in the front with his gun, sometimes as a

Ankara Üniversitesi Türk

(2)

negotiator at the table, and sometimes as a helpful man in a relief organization, Esat Effendi (ðleri) took up various responsibilities during the war of independence and always followed a policy in favour of national independence. He took the floor in many occasions when he was an MP in the Assembly; he proposed laws and resolutions. He was interested in the problems of the areas from where he was elected and remained not indifferent to the national problems as well.

Key Words: Esat Effendi (ðleri), The War of Independence, Grand National Assembly of Turkey (TBMM), Assembly, Intellectual, Menteğe (Knuckle)

GðRðĞ

Toplumsal bir mücadelenin bağarıya ulağmasında, toplumun tüm kesimlerini ortak bir amaç etrafında toplayıp, onların desteßini saßlamanın ve mücadelenin kazanılacaßına inandırmanın önemi büyüktür. Milli Mücadele’nin bağarıya ulağmasında da böyle bir yöntem izlenmiğ ve bu sayede toplumun her kesiminden olan insanların katkısı saßlanmığtır. Özellikle mücadelenin, milli iradeye dayalı olarak yürütülmüğ olması sayesinde toplumdaki herkes harekete geçirilebilmiğ ve bütünün bir parçası haline getirilebilmiğtir. Bu nedenle Milli Mücadele’ye doßrudan katılan ya da destek verenler arasında, çeğitli mesleklerden, farklı inanç, cinsiyet ve yağ gruplarından insanları görmek mümkündür. Bunların birçoßu, milletin bilincinde kurtuluğ için direnmek ve mücadele etmek düğüncesinin doßması konusunda oldukça önemli katkılar saßlamığ; cephede savağanlara lojistik destek verilmesi, geride kalanların ihtiyaçlarının giderilmesi, halkın manevi gücünün yüksek tutulması ve propaganda faaliyetlerinin yürütülmesi vb. iğlerde oldukça bağarılı hizmetler sunmuğlardır. Hatta o dönemin koğullarında, bu mücadeleye sadece inanarak bile önemli katkılar saßlamığlardır. Çünkü Mondros Mütarekesi sonrası, ðtilaf Devletleri’nin bağlayan iğgalleri karğısında, herkesin karamsarlıßa ve umutsuzlußa sürüklendißi günlerde, kurtuluğa inanmak ve geleceße yönelik olarak bir umut ığıßı görmek bile bağlı bağına katkı sayılabilirdi. Dolayısıyla bu çalığmada, ülkenin kurtuluğu ve kuruluğu sırasında bir takım sorumluluklar ve görevler üstlenmiğ isimlerden birisi olan Esat Efendi (ðleri)’nin gösterdißi çabalar incelenmeye çalığılmığtır.

Esat Efendi (ðleri) ile ilgili olarak çeğitli kaynaklarda bir takım bilgilere ulağmak mümkündür. Bunlar içinde, en ayrıntılısı onun hayat hikâyesi üzerine doßrudan bir arağtırma yapmığ olan Ayten Can Tunalı’ya aittir. Ancak Tunalı’nın da söyledißi gibi, Esat Efendi (ðleri)’nin milletvekillißi döneminde mecliste yaptıßı çalığmalar yeterince ele alınmamığ ve bu konu eksik bırakılmığtır. Bu arağtırmada, Esat Efendi (ðleri)’nin milletvekili olarak

(3)

mecliste yaptıßı faaliyetler ile tercüme-i hal kâßıdında yer alan bilgilerin deßerlendirilmesiyle, kendisi hakkında sahip olunan bilgilerin desteklenmesi ve daha da zenginleğtirilmesi amaçlanmığtır.

Esat Efendi (ðleri)

Hayatı boyunca, ülkesinin sıkıntıya düğtüßü anlarda, hemen her sahada mücadele etmiğ olan Esat Efendi (ðleri), 1875 (H. 1291)’de, Batı Trakya’daki Gümülcine’de doßmuğtur.1 Babası Hoca Mehmet Hilmi Efendi’dir.2ðlmiye sınıfına mensuptur ve müderrislißin yanı sıra siyasetle de ußrağmığ, Balkan Savağı öncesinde, Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Gümülcine milletvekillißi yapmığtır.3

Esat Efendi (ðleri), ößretim hayatını Gümülcine’de tamamlamığtır. Gümülcine’de müderris ve Mekteb-i ðdadi’de ößretmen olarak çalığmığ, bunun yanı sıra kasabanın büyük camisinde kürsî ğeyhlißi de yapmığtır.4 Siyasete yakın ilgi duyan birisi olarak, ðttihat ve Terakki Derneßi’nin Gümülcine Livası (Sancaßı) bağkanlıßını yapmığ, ayrıca Balkan Savağı’na gönüllü olarak katılmığ ve kendi ifadesiyle “Bulgarların çok zulmüne duçar” olmuğtur. Sonradan bölgenin iğgalden kurtarılması amacıyla bağlatılan mücadeleye de katılarak, buranın baßımsızlıßını ilan edenler arasında yer almığtır.5 Ancak Bulgarların Gümülcine’yi tekrar iğgal etmeleri üzerine, ðstanbul’a gelmiğ,6 kendi isteßi üzerine ößretmenlik yapmak üzere, Aydın

Sultaniyesi’ne atanmığ ve I. Dünya Savağı sırasında burada çalığmığtır.7

Savağ sırasında, Cihad-ı Ekber (ðzmir, 1332) adlı bir broğür çıkarmığ ve cihadla ilgili ayet ve hadisleri açıklayarak, halkı birliße ve cephede savağmaya davet etmiğtir.8 Müslüman dünyasının geçmiğ yıllarda ve o gün

1 Tercüme-i Hal Kâ

ßıdı, No: 104. 2 Tercüme-i Hal Kâ

ßıdı, No: 104. 3 Ayten Can Tunalı, “Kurtulu

ğ Savağı’nda Esat Efendi (ðleri)”, Tarih Arağtırmaları Dergisi, C. XXVI, Sa.: 41, ss.81-99, 2007, s.84; Fahri Çoker, Türk Parlamento Tarihi, Millî Mücadele Ve T.B.M.M. I. Dönem, C.III, T.B.M.M. Vakfı Yay. No.: 6, Ankara, 1995,

s.138; Ali Sarıkoyuncu, Milli Mücadelede Din Adamları, C. II, 3. baskı, Diyanet ðğleri Bağkanlıßı Yay., Ankara, 2002, s.70.

4 Tercüme-i Hal Kâ

ßıdı, No: 104. 5 Tercüme-i Hal Kâ

ßıdı, No: 104; Tunalı, a.g.m., s.84. 6 Tercüme-i Hal Kâ

ßıdı, No: 104. 7 Tercüme-i Hal Kâ

ßıdı, No: 104; Çoker, a.g.e.., s.138; Sarıkoyunlu, a.g.e., s.70; Tunalı, a.g.m., s.84.

8 Sarıkoyunlu, a.g.e., s.71-72; Recep Çelik, Milli Mücadelede Din Adamları, C.I, Emre Yay., ðstanbul, 1999, s.98; Kadir Mısıroßlu, Kurtuluğ Savağında Sarıklı Mücahitler, 9. Baskı, Sebil Yay., ðstanbul, b.t.y., s.340.

(4)

düğtüßü kötü durumları anlatıp; dini duygularına seslenmek suretiyle halkı etkilemeye çalığmığ ve mücadeleye çaßırmığtır.9 Bu broğürün dığında bağka,

birkaç kitap daha yayımlamığtır. Bunlar ğiir halinde bir beyanname olan “Ah!

Aydın”, “Verin Zavallılara”, “Hilal-i Ahmer” gibi çeğitli risalelerden oluğmaktadır.10

Milli Mücadele sırasında ve sonrasında hem sıradan biri olarak, hem de milletvekili olarak birçok faaliyette bulunmuğ olan Esat Efendi (ðleri), Tayyare Cemiyeti’nin kuruluğu sırasında da ilk ðdare Heyeti’ne girmiğ ve sonradan Çocuk Esirgeme Kurumu’na dönüğecek olan Himaye-i Eftal’in de Heyet-i Merkeziye azalıßına seçilmiğtir.11

Evli ve dört çocuk babası olan Esat Efendi (ðleri), II. Dönem milletvekillißi görevinden sonra, ðzmir’in Torbalı ilçesine yerleğmiğ ve tarımla ußrağmaya bağlamığtır.12 2 Ekim 1948’de Türk Basın Birlißi’nin, elli yıl Türk basınına ve maarifine hizmet edenler için düzenledißi jübilede de yer almığ13 ve 15 Nisan 1957’de geçirdißi bir trafik kazasında hayatını kaybetmiğtir.14

Milli Mücadele Sırasında Yaptıßı Çalığmalar

Mondros Mütarekesi’nden sonra, ðtilaf Devletleri tarafından iğgal edilmeye bağlanan ülkeyi kurtarmak amacıyla birçok faaliyette bulunulmuğtur. Bazı bölgelerde, iğgale karğı koymak amacıyla bir takım

9 Bu konuda bro

ğüründe yer alan bazı satırlar ğöyledir: “ ...Ey din kardeğler! Cümlenin malûmudur ki, Moskof, Müslümanlıßın kâdim düğmanıdır. ðngiliz ve Fransızlar da son zamanlarda Müslümanlık âlemine karğı bir cellât kesildiler. ðngiliz ve Fransızlar, Rusya gibi gaddar ve müstebit bir hükümetle elele vererek idareleri altında bulunan Müslüman kardeğlerimize yapmadık fenalık bırakmadılar... Öyle düğmanlar ki; idaresi altında din kardeğlerimiz envaı mezalime düçar oluyorlar... Ehlî ðslâm’ın düğmanı ne kadar çok olursa olsun, Âlem-i ðslâm’ı mahvedemezler. Muhafaza-i din ve vatana aid ğer’an mükellef oldußumuz vazifeyi lâyıkı ile ifâ edersek âkıbet galebe ve nüsrat bizimdir. Envâr-ı Dinüi Muhammedî sönmez... Din-i Mübin-i ðslâm kıyamete kadar pâyidar olacaktır. Din-i Celil-i ðslâm’ın hâmisi, Allahü Teâlâ ve Ğefi Resûl-i Müçteba Efendimiz hazretleridir. Allahü Azimüğğanın ve Resûl-i Müçtebâ’nın emirleri mucibince hareket ve böyle cihâd zamanında malımızı fedâya gayret edelim...” Mısıroßlu, a.g.e., s.340-342.

10 Sarıkoyunlu, a.g.e., s.71-72. 11 Tunalı, a.g.m., s.85. 12 Çoker, a.g.e., s.139. 13 Çoker, a.g.e., s.139.

(5)

protesto gösterileri düzenlenmiğ, iğgal altına giren ya da tehdidi altında bulunan yerlerde ise Muhafaza-i Hukuk, Müdafaa-i Hukuk veya Redd-i ðlhak gibi cemiyetler kurularak örgütlenme yoluna gidilmiğtir. Ayrıca Kuva-yı Milliye adı verilen milis müfrezeleri oluğturulmuğ, küçük çapta da olsa yer yer iğgalci düğmana karğı silahlı bir direniğ bağlatılmığtır. Tüm bunların dığında dikkati çeken bir dißer husus da ülkede bütünlüßü saßlayıp, direniği yaygınlağtırmak amacıyla birçok kongre düzenlenmiğ olmasıdır. Esat Efendi (ðleri) de iğgale karğı tepki gösteren ve direniğe geçenler arasında yer almığ; gerektißinde elinde silahla cephede, gerektißinde ise müzakereci olarak bir masada ya da bir yardım kuruluğunda görev üstlenerek, Milli Mücadele yanlısı bir tavır sergilemiğtir.

ðstanbul Hükümeti tarafından, Yunan iğgalinden önce, Rumları ve öteki azınlıkları yatığtırmak, Türkleri sakinleğtirmek amacıyla, Ğehzade Abdürrahim ve Ğehzade Cemalettin bağkanlıßında, Heyet-i Nasiha denilen kurullar oluğturulmuğ ve Anadolu ve Trakya’ya gönderilmiğtir.15 29 Nisan 1919’da Padiğah adına Aydın’a gelen Nasihat Heyeti’ne karğı Anadolu seyahati boyunca karğılağtıßı tek ve en ciddi tepkiyi gösteren kiği, Esat Efendi (ðleri) olmuğtur.16 Olayın geliğimi ğöyledir:

Heyetin Aydın’da karğılanığında din adamlarının bulunmayığı Ğehzade Abdürrahim Efendi’nin dikkatini çekmiğtir. Ğehzade, Mutasarrıf Vekili Fuat Bey’e, “Aydın’ın müftüsü, imamı, hacısı ve hocası olmadıßından mı yoksa bağka bir maksatla mı heyeti karğılamaya gelmediklerini” sormuğtur. Fuat

Bey, “Aydın’da ðttihat Terakkiye mensup Esat Hoca’nın etkisi ve teğvikiyle karğılama törenine gelmedikleri”ni söyleyince, Ğehzade, Esat Efendi

(ðleri)’yle görüğmek istemiğtir. Ğehzade huzuruna getirilen Esat Efendi (ðleri)’ye “ ...ğehzadeyi bir misafir sıfatıyla olsun istikbal etmeniz lazım deßil

miydi” diye sormuğtur. Esat Efendi (ðleri) ise ğu cevabı vermiğtir:

“Efendi Hazretleri... sebeb-i teğrifinizi bildißimiz için istikbalinize gelemedik. Bizim nasihate ihtiyacımız yoktur. Hıristiyanlarla iyi geçinmedißimizi kim söylüyor? Eßer siz söylüyorsanız bütün cihan umumi efkârına siz ilan ve tebliß etmiğ oluyorsunuz. Bu havaliyi gezecek ve göreceksiniz, Hıristiyan mahalleleri mamur ve âbâdân, ðslâm mahalleleri ise muhtac-ı umrandır. Biz Türkler cephelerde harp edip vatanımızı korumaya çalığırken, onlar fabrikalar kurmuğlar, baßlar, bahçeler içinde yağarlar. Servet, saadet, refah her ğey onlarda, fakr-u zaruret Türklerde toplanıyor.

15

Ğerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi, 1. Kitap, Bilgi Yay., Ankara, 1991, s.113-114. 16 Mevlüt Çelebi, Heyet-i Nasîha, Anadolu ve Rumeli Nasihat Heyetleri, Akademi Kitabevi, ðzmir, 1992, s.46–47.

(6)

Nasihatı bize deßil, bizi iktisaden öldürmeye çalığan zümreye vermeniz lâzımdır.”

Bu sözlere sinirlenen Ğehzade, Esat Efendi (ðleri)’ye “padiğahın

vekilinin huzurunda bulundußunu ve millet arasına tefrika soktußunu”

söylemiğtir. Esat Efendi (ðleri) de “Aydın’da bütün münevverlerin aynı fikir

ve kanaatte olduklarını” söylemiğtir. ðkisi arasında bu konuğma geçerken orada bulunan heyet üyelerinden Süleyman Ğefik, Esat Efendi (ðleri)’yi göstererek, “bu da onlardan (ðttihatçı) maalesef her yerde bulunuyorlar”

demiğtir. Bunun üzerine Ğehzade, Esat Efendi (ðleri)’ye “Hoca, bütün bu

sözler ðttihatçı aßzından çıktıßı için bize bir kıymet ifade etmez” demiğtir.

Esat Efendi (ðleri) de “Sözlerimin kıymetini ve içinde saklı hakikatlerin

mahiyetini siz takdir edemezsiniz. Aziz milletimiz elbette takdirde gecikmez. Millet bizim yolumuzdadır, sizin yolunuzda kimsecikler yürümez” diyerek

sözlerine son vermiğtir. Bu görüğmeden sonra akğam verilecek ziyafet listesindenĞehzadenin emriyle Esat Efendi (ðleri)’nin ismi çıkarılmığtır.17

Yunanlıların ðzmir’i iğgal etmeleri üzerine, Aydın’da, Namazgâh’ta toplanan halk, büyük bir miting düzenlemiğtir. Lise ößretmeni Sabri Bey burada bir konuğma yaparken, Hilal-i Ahmer bağkanı olarak Esat Efendi (ðleri) de bir dua okumuğtur. Miting bittikten sonra da tüm Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’ne silahlı örgütler kurmaları yolunda birer telgraf çekilmiğtir. Telgraf metni ğu ğekildedir:

“Bütün Müdafaayı Milliye Cemiyetlerineðzmir’in iğgalini biliyorsunuz. ðzmir’le baßlantımız da kesilmiğtir. Sükûn ve soßukkanlılıßınızı devam ettiriniz. Milli hukukumuzu temin edecek olan silahlı örgütler için hiç vakit kaybetmeksizin çalığıp gayret ediniz, cenabı hak bizimledir. Çünkü haksızlıßa ußradık ve zulüm gördük, ümidinizi kesmeyiniz. Aydın Heyet-i Milliyesi”18

Görünüğte ðzmir’e asayiği saßlamak üzere çıkmığ olan Yunan askeri birlikleri bununla sınırlı kalmamığ, Batı Anadolu topraklarını da iğgale bağlamığlardır. Aydın-Nazilliye kadar geldiklerinde halk göç etmeye bağlamığ ve Aydın’dan, Çine ilçesine göçenlerin sayısı yirmi beğ bine ulağmığtır. Bu olay üzerine, Çine Belediyesi’nden onaylı bir dilekçe ile Aydın Hilal-i Ahmer Cemiyeti Bağkanı Esat Efendi (ðleri), Aydın Belediye

17 Lütfi Arif Kenber, “

Ğehzade Abdürrahim Heyeti Aydın’dan Nasıl Kaçtı”, Dün-Bugün, C. I, Sa.: 7, 6 Aralık 1955, s.5; Celal Bayar, Ben de Yazdım, C. 6, Baha Matbaası,ðstanbul, 1968, s.1765; Sarıkoyunlu, a.g.e., s.71; Çelebi, a.g.e., s.46-47.

18

Miralay Mehmet Arif Bey, Ayıcı Arif’in Anıları Anadolu ðnkılabı Milli Mücadele Anıları (1919–1923), Yayına Haz.. Bülent Demirbağ, 2.baskı, Arba yay., ðstanbul, 1992, s.19

(7)

Bağkanı Reğat Bey ve çevirmenlik yapacak olan Ğemsettin Bey, ðstanbul Hükümeti ve ðtilaf Devletleri temsilcilerine Yunanlıların yaptıkları zulüm ile verdikleri acıları anlatmak ve iğgalin kaldırılmasını istemek amacıyla Rodos yoluylaðstanbul’a gönderilmiğlerdir. Orada gerek devlet yetkilileri, gerekse ðtilaf Devletlerinin elçileri tarafından iyi karğılanmamığ olan heyet, özellikle Yunan iğgali sırasında Çine yöresine bir inceleme heyeti gönderileceßi ve Hilal-i Ahmer’e yardım edileceßi sözünü almığlardır.19

Aydın’ın Yunan birliklerince iğgal edilmesi üzerine, yörede bulunan 57. Tümenin subayları ve Aydın Efeleri’yle birlikte direniğe geçen,20 Yunan iğgaline karğı ðzmir kuzeyi ve doßusunda mücadeleyi bağlatan ve Kuvayı Milliye’yi kuranlar arasında yer alan Esat Efendi (ðleri),21 Aydın’da Müdafaa-i Milliye ve Hilal-i Ahmer Cemiyeti bağkanlıklarını da yürütmüğtür.22

Esat Efendi (ðleri) gençlerden topladıßı gönüllüler ve zeybekler ile Aydın-Köğk Cephesi’nde de mücadele etmiğ, Hilal-i Ahmer Teğkilatı’nın bağında savağ yaralılarının tedavisiyle ußrağmığ, 23 düzenli birlikleri cesaretlendirmek üzere bir takım konuğmalar yapmığtır.24 Bu nedenlerle de, gerçekte böyle bir unvan vermeye doßrudan yetkili olduklarını gösteren yasal bir düzenleme olmamasına karğın, eldeki belgelere göre, bölgede düzenli birliklere komutanlık yapan Binbağı Hacı Ğükrü Bey’in yanı sıra Demirci Mehmet Efe ve Yörük Ali Efe tarafından kendisine “Milli Ordu

Müftüsü” unvanı verilmiğtir.25

Tunalı’nın bu konuda tespit ettißi belgeler ğöyledir: “Milli Ordu

Müftüsü Faziletli Hoca Esat Efendi, Aydın ve Ödemiğ cephelerinde ilminiz ve silahınızla ifa ettißiniz pek büyük hüsn-i hizmetinize karğı zât-ı alilerinizi millî ordu müftülüßüne tayininiz tensib edilmiğtir. Arz-ı keyfiyetle emin oldußumuz hizmet-i vataniyyenizin temadisini rica ederim efendim. Fi 12 Teğrinievvel 335 Aydın ve Havalisi Umum Kuvayi Milliye Kumandanı Binbağı Hacı Ğükrü”, “Öteden beri esbak etmekte olan hizmet-i vatan

19

Miralay Mehmet Arif Bey, s.23; Celal Bayar, Bende Yazdım, C. 7, Baha Matbaası,

ðstanbul, 1969, s.2102; Tunalı, a.g.m., s.85; Seçil Karal Akgün- Murat Ulußtekin, Hilal-i

Ahmerden Kızılay’a, Ankara, 2000, s.258.

20 Tunalı, a.g.m., s.85. 21

ðsmet Görgülü, On Yıllık Harbin Kadrosu 1912–1922, Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yay., XVI. Dizi-Sa.69, Ankara, 1993, s.246.

22 Tercüme-i Hal Kâ

ßıdı, No: 104. 23 Çoker, a.g.e., s.138.

24 Tunalı, a.g.m., s.85.

(8)

perveranenize binaen sizi ordu müftü makam-i alisine tayin ettim. Kale’l-evvel hidemat-ı vataniyyede muvafakiyetinizi temenni ederim. Aydın ve Menteğe Havalisi Umum Kuvayi Milliye Kumandanı Demirci Mehmet Efe”;

bu konudaki bir dißer belge ise11 Eylül 1920 tarihli olup, kendini Aydın mıntıkası kumandanı Cenubi olarak nitelendiren Yörük Ali Efe’ye aittir. “Milli Ordu Müftüsü ve Büyük Millet Meclisi Azası Hoca-yı muhterem

Gümülcine’li Esat Efendi” bağlıßını tağıyan bu yazıda, Yörük Ali Efe, halkın, Yunan zulmünden ğikâyetini ilgililere ulağtıran komisyonda görev alması, bir yıldan bu yana cephedeki askerlere “...telkinat-ı diniye ve teğvikat-ı fariza-i cihadiyede bulundußundan dolayı” Esat Efendi (ðleri)’ye verilen

fahri ordu müftüsü unvanını kabul ettißi için kendisine sevgi ve ğükranlarını sunmuğtur.26

Eldeki belgelerden, Esat Efendi (ðleri)’nin de bu unvanı oldukça benimsedißi ve Milli Mücadele bittikten sonra da kullandıßı anlağılmaktadır. Tercüme-i Hal Kâßıdı’nda bu durumu iki yerde belirtmiğ ve “...Kıyam-ı Milli

vuku’unda Milli Ordu Müftülüßünde ve Birinci Mecliste Aydın mebuslußunda bulundum” “On ay Millî Ordu Müftüsü sıfatıyla Aydın ve Ödemiğ cephelerinde bulundum” demiğtir.27 Ayrıca mecliste yaptıßı bir konuğma sırasında da bu konuyla ilgili olarak ğunları söylemiğtir: “...bendeniz altı aydır Aydın, Ödemiğ cephelerinde, koynumda kitabımla, boynumda silahımla ordunun fahri müftüsü olarak dolağtım...”28

I. Meclis’te milletvekili oldußu dönemde, kendisine ordu geri hizmetinde gözetim ve yardım için görev verilmiğ, görevini aynı zamanda milletvekili de oldußu Aydın bölgesinde yapmığtır.29 Bu konudaki belge

ğöyledir:

“Orduda Geri Hizmetlere Nezaret Etmek Üzere Memur Edilen Zevat

Hakkında Tezkere (26 Ocak 1922) Ordu geri hizmetlerinin bazı iğlerine nezaret ve yardım etmek üzere isimleri ağaßıda yazılı zevat Harp Encümeni kararıyla memur edilmiğlerdir. Malumat arz eylerim efendim.

Türkiye Büyük Milet Meclisi Reisi Bağkumandan Mustafa Kemal. Müfid Efendi (Kırğehir), Ata Bey (Nißde), Hakkı Pağa (Nißde), Mehmet Vehbi Efendi (Konya), Tahsin Bey (Aydın), Esad Efendi (Aydın), Mehmed Bey (Eskiğehir)”30

26 Tunalı, a.g.m., s.85-86. 27 Tercüme-i Hal Kâ

ßıdı, No: 104.

28 TBMM Zabıt Ceridesi, 25.10.1920, Devre: 1, C. 5,

ðçtima Senesi: 1, s.184. 29 Çoker, a.g.e., s.139.

30

(9)

Esat Efendi (ðleri), askerleri manen savağa hazırlamasının yanı sıra cephede de savağa katılmığ, bu durum, Dördüncü Fırka Kumandanı Kaymakam Mehmet Nazım’ın kendisine gönderdißi 2 Ğubat 1921 tarihli yazıdağu ğekilde yer almığtır:

“ ...karlı ve yaßmurlu bir havada herkesin ruhen düğkün oldußu günlerde kendisini cephemizin ileri hatlarına “Yağ Çayır”a vaaz ve irğad için gönderdim... siperlerimizde askerlerimize nasihat ve düğmana kurğun atmak suretiyle fiilen mücahedeye müğareket eyledi. Bundan memnun ve müftehir kaldıßımı iğ bu vesika ile kendisine arz ve beyanı bir vecibe-i vicdaniye bildim”31

Ayrıca Ankara Müftüsü Rıfat Efendi (Börekçi) bağkanlıßında, ðstanbul Hükümeti’nin, Milli Mücadele aleyhine çıkardıßı fetvayı etkisiz kılmak amacıyla hazırlanan karğı beyannameyi imzalayanlar arasında yer almığ,32 Güney-Batı Anadolu yöresinde düzenli ordu için halktan yardım toplanmasında oldukça yararlı hizmetleri olmuğtur. Bu çalığmaları takdir toplamığ ve I. Ordu Kumandanı Ali ðhsan Bey (Sabis) kendisine teğekkür etmiğtir. Telgraf metni ğu ğekildedir:

“Burdur’da Aydın mebusu Esat Efendi Hazretlerine

Ordunun bu sıralarda muhtaç oldußu mevad-ı iağenin tedarik ve mubayaasında sebk eden kıymetli muavenetlerinize bilhassa arz-ı teğekkür eder ve iağenin halen ve atiyen tanziminde bir buhrana ma’ruz kalmamak üzere mubayaa hususundaki himem-i alilerinizin devam ve temadisini bilhassa rica ve arz-ı hürmet eylerim efendim.

Birinci Ordu Kumandanı Ali ðhsan”33

Esat Efendi (ðleri)’nin, Milli Mücadele sırasında yaptıßı çalığmalardan birisi de Sakarya Savağı sırasında olmuğ, Ankara’nın yakınlarına kadar gelmiğ olan Yunan kuvvetlerinin yarattıßı moral bozuklußunu gidermek için, Musalla’da toplanan Ankaralılarağunları söylemiğtir:

“Ey Allahım, senin emrine dayanarak kıyam ettik; kıyamımız Haktır.

Yardımcımız Cenab-ı Hak’tır.”34

31 Tunalı, a.g.m., s.86-87.

32 Ali Sarıkoyuncu, Milli Mücadelede Din Adamları, C.I, 4. baskı, Diyanet ðğleri Bağkanlıßı Yay., Ankara, 2002, s.157.

33 Tunalı, a.g.m., s.87. 34 Çelik, a.g.e., s.102.

(10)

Milli Mücadele sırasında yaptıßı hizmetlerden dolayı 21 Kasım 1923’te Meclis kararıyla, cephede görev almığ milletvekillerine verilen, Kırmızı-Yeğil ğeritli ðstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiğ, madalyası 23 Mart 1925’te TBMM Genel kurulunda ilk kez yapılan törende gößsüne takılmığtır.35

Milletvekili Olarak Yaptıßı Çalığmalar I. Dönem Milletvekillißi (1920–1923)

I. dönem TBMM’ye, 10 Ekim 1920’de Aydın milletvekili olarak girmiğtir. Ğer’iye-Evkaf, ðrğad ve Milli Eßitim komisyonlarında çalığmığ,36 I. gurup üyeleri arasında yer almığ37 ve Müdafaa-i Hukuk Grubu’nun ilk ðdare Heyeti’ne katılmığtır.38

Mecliste yaptıßı bir konuğmadan anlağıldıßı kadarıyla, Esat Efendi (ðleri) milletvekillißi görevinin bir statü olmadıßına, kiğilere herhangi bir ayrıcalık kazandıramayacaßına inanmığ ve milli iradenin temsilinde seçkinci bir tavır sergilenmesine karğı olmuğtur. TBMM’de, 29.11.1920’de, seçim yasasında bir takım deßiğikliklerin yapılması konusu görüğülürken, meclise, sadece memur, avukat, doktor, büyük toprak sahipleri vb. kiğilerin yanı sıra, toplumdaki tüm meslek gruplarının da girebilmesi hedeflenmiğtir. Halkçılık kavramı çerçevesinde yapılan bu görüğmeler sırasında milletvekillerinin bir kısmı bu konuda olumlu görüğ bildirirken,39 bazıları ise bu gruptan

insanların milletvekili seçilseler de cahil olduklarından dolayı, temsil ettikleri kiğilere yeterince yardımcı olmayacaklarını40 veya bu yöntemin

olumsuz bir takım sonuçlara yol açabileceßini söylemiğlerdir.41 Konuyla

ilgili olarak Esat Efendi (ðleri) de ğunları söylemiğtir:

“ ...En mühim iğler de din ve devletin, vatan ve milletin muhafazası ußrunda cephelerde ilk saflarda bulunan halk neden böyle meclislerde bulunmasın? O muhterem arkadağlar ilk safta bulunarak ğeref vermesin. Cephelerin ilk saflarında bulunmak cinayet midir? Asıl vatana hizmet eden, en büyük ibadet olan, cephelerde din ve devletin, vatan ve milletin namus ve

35 Çoker, a.g.e., s.139.

36 Çoker, a.g.e., s.139; Tercüme-i Hal Kâ

ßıdı, No: 104. 37 Ahmet Demirel, Birinci Meclis’te Muhalefet

ðkinci Grup, 2. baskı, ðletiğim Yay.,

ðstanbul, 1995, s.585. 38 Tunalı, a.g.m., s.85.

39 TBMM Zabıt Ceridesi, 29.11.1920, Devre: 1, C. 6,

ðçtima: 1, s.124–125. 40 a.g.e., s.121.

(11)

hayatını, istiklâlini istikbalini hazırlamak için merdane gößüs geren bu kahramanlar neden Meclise girmesin?...”42

Esat Efendi (ðleri)’nin konuğmalarından, bir ülke açısından propaganda yapmanın ve kamuoyu oluğturulmasının önemini kavradıßı anlağılmaktadır.43 Örneßin Meclis’te yaptıßı bir konuğma sırasında, hem pul koleksiyoncuları tarafından alınmak suretiyle devlete para kazandırmak, hem de basılan pullar aracılıßıyla TBMM’nin dünyada tanınmasını saßlamak amacıyla bir hatıra pulu çıkarılması teklifinde bulunmuğ ve bu görüğünü ğöyle savunmuğtur:

“Bunlar bize 10 paraya mal olacaktır. Bu koleksiyon meraklıları bize on

paraya mal olan pullardan her halde yüksek fiyatla almak isteyeceklerdir. Böyle maddeten pek büyük menfaat hâsıl olacaßı gibi siyaseten de dünyanın her tarafına Türkiye Büyük Millet Meclisinin mevcudiyeti bu suretle intiğar etmiğ olacaktır.”44

Batı Trakya’daki Türklerin sorunlarına ise özel bir ilgi göstermiğ, bu konuya hiçbir zaman ilgisiz kalmamığtır. Örneßin burada yağayanların Yunanlılar tarafından kötü muameleye maruz bırakıldıkları ve bu konuda bir takım önlemler alınması gerektißine dair verilen bir önergeyi45 desteklemiğ, dığiğlerinin de bu durumdan haberdar edilmesini isteyerek,46 buradaki

42 a.g.e., s.125–127.

43 TBMM Zabıt Ceridesi,18. 09. 1921, Devre: I, C.12,

ðçtima: 2, s.241. 44 TBMM Zabıt Ceridesi,17. 5. 1921, Devre: I, C.10,

ðçtima: 2, s.310 vd. 45 Önerge

ğu ğekildedir: “Garbi-Trakya'daki Yunan mezalimine dair Cebelibereket Mebusu Faik Beyle Garbi-Trakya muhacirlerinden mevrut telgraf var. Ankara Büyük Millet Meclisi Riyaseti Celilesine Garbi-Trakya'dan kaçıp gelen dindağlarımızdan alınan malûmatı mevsukaya nazaran Yunanlıların; Anadolu'dan giden Rumları Garbi-Trakya'da Müslüman hanelerine cebren yerleğtirerek on beğ yağından elli yağına kadar erkeklerin cümlesini toplatıp semti meçhule sevk ve belki ğehit ettikleri ve kadınlarla çocuklara her türlü tecavüzatı ğenia icra ettikleri tahakkuk ediyor. Garbi-Trakya'nın bedbaht Müslümanlarının mâruz kaldıkları mezalimi vahğiyaneye nihayet verdirecek tedabiri âcile ve müessirenin ittihazını ehemmiyetle istirham ederim efendim. 18 Teğrinisani 1338 Keğan'da: Cebelibereket Mebusu Faik.” TBMM Zabıt Ceridesi, 09.12.1922, Devre: I, C. 25, ðçtima Senesi: 3, s.280.

46 Öneri

ğu ğekildedir: “Riyaseti Celileye Gar'bi Trakya'daki zalim Yunan'ın insaniyetle kabili telif olmıyan mezalim ve fecayiinden firar suretiyle tahlisi hayat eden kardeğlerimizden aldıßımız telgraflarda hain Yunan’ın on beğ yağından altmığ yağına kadar ahali-i ðslâmiyeyi cemederek semti meçule götürdüßü bildiriliyor. Bu asıl ve necip Türk evlâtlarının muhafaza-i hayatları hakkında tedabiri lâzime ittihazı kususunda Hariciye Vekâletinin Heyeti Murahhasamızı haberdar ötmesini rica eylerim. 6 Kânunuevvel 1388 Aydın Mebusu Esad.” a.g.e., s.283

(12)

Müslümanlara sahip çıkılması gerektißini söylemiğtir.47 Konuğması ğu

ğekildedir:

“Muhterem arkadağlarım, Balkan Harbinden beri ne Yunan'a ve ne Bulgara boyun eßmiyerek hürriyet ve istiklâli için on seneden beri kanlar feda eden Garibi-Trakya'nın bugün hali kan aßlanacak derecededir. Bilirsiniz ki Garbi-Trakya'nın nüfusu mevcudiyesinin yüzde sekseni Müslüman kardeğlerinizden ibarettir. Bütün kazaların Müslüman nüfusu yüzde doksana vardıßı gibi arazi dahi yüzde doksan beğe çıkmaktadır. Bu fedakâr, tecrübedide halk Balkan Harbini mütaakıp ordumuz maatteessüf maßlubolun'ca bunlar periğan bir halde kaldıkları zaman bu bir avuç kardeğleriniz, nefsi müdafaa ayâtı ilâhiyedendir diyerek kıyam etmiğ ve elli sekiz gün Hükümet sürmüğ, o sırada ðstanbul Hükümetinin temini muvafakatiyle Edirne'min elimize geçmesine sebeb olmuğtu. ðğte Rodop silsilei cibal'inin altında bugün bizden medet bekleyen bu fedakâr ve necib haliktan, on beğ yağından altmığ yağıma kadar olan kardeğlerimizden Yunanlılar ele geçirdiklerini semti meçhule, diyarı ademe gönderiyorlar. Binaenaleyh bendeniz de bir takrir veriyorum. Bu Ğaphane nıahiyesi ki Gümülcineye beğ saat mesafededir. Oradan ðsmail Aßa namında fedakâr bir zat güç halle Keğan'a firar ediyor ve hayatını kurtarıyor, oradan bir telgraf veriyor. Hatta Faik Bey kardeğimize de bir telgraf çekiyor. Bendeniz de mütaaddit telgraflar aldım. On beğ günden beri Garbi-Trakya'dan hiçbir haber alınamıyor. Allahüalem hepsi de mahvediliyorlar. Binaenaleyh ğiddetle Heyeti Murahhasamızın nazarı dikkatini celbedelim. Âlemi medeniyet varsa hitab edelim. Kendi memleketlerinde Himaye-i Hayvanat Cemiyetleri teğkil eden, medeniyet iddiasında bulunan insanlar oradaki zavallıların hayatını biran evvel kurtarsınlar.”

Daha önce de belirtildißi gibi propaganda ve kamuoyu oluğturma çabalarına önem veren Esat Efendi, aynı konuyla ilgili olarak verdißi bir bağka önergede, Batı Trakya’da yağanan sorunların dünya kamuoyuna duyurulmasını istemiğtir.48 Önerisi ğu ğekildedir:

“Sarayköy'den Balatçık'a kadar sahada Yunanlılar Ahali-i ðslâmiyeyi bilâistisna ğehid etmekte oldukları daire-i intihabiyemden aldıßım telgraflarla kesbi katiyet ediyor. Kezalik Trakya’da daha tahammülfersa mezalim icra ettißi anlağılıyor. Günler geçtikçe binlerce masum rical ve nisvan kesiliyor. Mahvoluyor. Varsa âlemi medeniyete hitabedelim.

47 a.g.e., s.280-281.

48 TBMM Zabıt Ceridesi, 09.12.1921, Devre: I, C. 10,

ðçtima: 3, s.79; ayrıca bkz.: TBMM Zabıt Ceridesi, 20. 11. 1922, Devre: I, C.25, ðçtima Senesi: 3, s.3; TBMM Zabıt Ceridesi, 16. 12. 1922, Devre: I, C.25, ðçtima Senesi: 3, s.416.

(13)

Müslümanların merhametli kanatleri altında yağıyan bilûmum insanları görsünler, bir de Yunan iğgali altındaki Müslümanlıßa baksınlar, mezbahada kalan mazlum ümmetin, masum milletin muhafazayı hayatı için acilen tedabiri lâzimenin icrası zımnında takririmin Hariciye Vekâleti Celilesine havalesini teklif eylerim. 22 Nisan 1337 Aydın Mebusu Esat.”

Batı Trakya’da yağayan Müslümanların sorunları karğısında oldukça duyarlı davranan Esat Efendi (ðleri), o bölgeden Türkiye’ye gelen muhacirlerin sorunlarına karğı da kayıtsız kalmamığ ve bunları meclis gündemine tağımığtır.49 Muhacirlerle ilgili olarak verdißi bir önergede ğunları söylemiğtir:

“Yunanlılar tarafından yurtları yakılmığ, yıkılmığ, evlâtları kesilmiğ pek periğen ve merhamete ğayan bir halde hicrete mecbur kalmığ olan Aydın ve Nazilli ve civar muhacirini islâmiyesi Aydın mülhakatında aßaçlar altında samanlıklar içinde aç ve biilâç ve son derece merhamete muhtaç bir surette kalmığlardır. Diyebilirizki yüzde kırkı açlıktan, bakımsızlıktan ölmüğlerdir. Allah razı olsun Hilâli Ahmerden. Bu zavallılara o civar kaza ve nehavide beğ mahalde hastane ve dispanser açmığtır, muhacirin tahsisatından her yere verildißi gibi bu biçarelere muaveneti lâzimede bulunulmamığtır. Bunların hali periğanilerinin nazarı merhamete alınması zımnında takririmizin Dahiliye Vekâleti Celilesi vasıtasiyle muhacirin müdiriyeti umumîyesine havelasini teklif eyleriz. 6 Mayıs 1337”50

Yukarıda verilen örneklerde de görüldüßü üzere, Esat Efendi (ðleri)’nin, Meclisteki çalığmaları sırasında, Batı Trakya’da yağanan sorunlara karğı büyük bir ilgi gösterdißi anlağılmaktadır. Onun bu konudaki hassasiyetinin, kendisinin de Batı Trakya’lı olmasıyla ilgili oldußunu söylemek mümkündür. Ancak Tevfik Bıyıklıoßlu’na göre, Batı Trakya’yı milli bir dava olarak görenler tarafından kurulmuğ olan Garbi Trakya Müdafaai Hukuk Cemiyeti, TBMM hükümeti nezdinde, Batı Trakya adına gerekli teğebbüslerde bulunmak yetkisiyle, Aydın milletvekili Esat Efendi (ðleri)’yi temsilci olarak tayin etmiğ, kendisi de bu görevi kabul etmiğtir.51 Bu durumda, Esat Efendi

(ðleri)’nin bu davranığının bir dißer nedeninin de kendisini Batı Trakya’da yağayanların temsilcisi, sözcüsü olarak görmesinden kaynaklandıßı ileri sürülebilir.

49 TBMM Zabıt Ceridesi, 05. 12. 1921, Devre: I, C.15,

ðçtima: 2, s.36–37; TBMM Zabıt Ceridesi, 02. 01. 1922, Devre: I, C.16, ðçtima: 2, s.282.

50 TBMM Zabıt Ceridesi, 09. 05. 1921, Devre: I, C.10,

ðçtima: 2, s.271. 51 Tevfik Bıyıklıo

ßlu, Trakya’da Milli Mücadele, C.I, Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yay., VII. Dizi-Sa.25, 2. baskı, Ankara, 1987, s.143-144.

(14)

Mecliste yaptıßı konuğmalardan ve verdißi önergelerden anlağıldıßı kadarıyla, Esat Efendi (ðleri), temsilcisi oldußu yerin halkının hemen hemen her iğiyle ilgilenmiğ, onların sorunlarını meclisin gündemine tağımığtır. Bunlar; bölgedeki yol yapımından,52 bürokrasi ile halk arasında yağanan sorunlara,53 bölgede yağanan ekonomik sıkıntılara çözüm arayığına kadar54 oldukça geniğ bir yelpaze oluğturmuğtur.

Ulusal düzeydeki toplumsal sorunlarla da ilgilenen Esat Efendi (ðleri), cephelerde ğehit düğenlerin çocuklarına karğı daha duyarlı olunması gerektißini belirtmiğ, meclisten onlara sahip çıkılmasını istemiğtir. Bu konuyla ilgili olarak verdißi bir önergede ğunları söylemiğtir:55

“Büyük Millet Meclisi Riyaseti Celilesine Milleti ðslâmiyenin temini istiklâl ve istikbali ußrunda gerek Harbi Umumide ve gerekse bu büyük millî mücahedede hayatını, kanını feda eden ğehitlerimizin bize emanet bıraktıkları evlâtlarına karğı lâyıkiyle borcumuzu ifa edemedißimizi görüyorum. Sokak ortalarında garip, bîkes ğehit yavrularına tesadüf eyliyorum. Ğühedayı kiramın necip ve asil milletimize emanet eyledikleri evlâtları hakkında Büyük Meclisimizin nazarı merhametini cellbeylerim. Maarif Vekâletince mahalli hükümetlerinden ğüheda yavrularının miktarının tahkik buyurulması, cemiyetler ve tedabiri hasene tesisiyle darüleytamlar küğadı ve mevcut Mekâtibi Sultaniyeye ancak ğüheda yavrularının alınması zımnında takririmin Maarif Vekâleti Celilesinin nazarı takdir ve irfanına havalesini teklif eylerim.”

II. Dönem Milletvekillißi (1923–1927)

Mustafa Kemal Pağa tarafından bulundußu bölgede seçimin bağarısı için çalığmakla görevlendirilmiğ,56 olan Esat Efendi (ðleri), II. Meclise 312 oy

alarak Menteğe milletvekili olarak girmiğtir.57 Meclis’te, Ğer’iye ve Evkaf, 52 TBMM Zabıt Ceridesi, 28. 5. 1921, Devre: I, C.10,

ðçtima: 2, s.337. 53 TBMM Zabıt Ceridesi,15. 11. 1922, Devre: I, C.24,

ðçtima: 3, s.506–507. 54 TBMM Zabıt Ceridesi, 01. 08. 19221 Devre: I, C.11,

ðçtima: 2, s.370–371. 55 TBMM Zabıt Ceridesi, 02. 01. 1922, Devre: I, C.16,

ðçtima: 2, s.283; TBMM Zabıt Ceridesi, 18.06.1921, Devre: I, C. 10, ðçtima: 2, s.404–405.

56 Konuyla ilgili belge

ğu ğekildedir: “Aydın Mebusu Esad Efendi’ye Verilen ðtimatname, Yeni bağlayan seçim devresi vatanın kurtuluğu ve baßımsızlıßı bakımından hayati ehemmiyete sahip bulunmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Aydın Mebusu olarak vazife yapmığ olan kıymetli arkadağlarımdan Esad Efendi’nin Menteğe livası dahilinde Müdafaai Hukuk Cemiyeti adaylarının muvaffakiyetinin temini için vaki olacak mesaisinin kolaylağtırılmasını ve azami yardıma mazhariyetini rica ederim. Gazi M. Kemal (17 Nisan 1923)” Atatürk’ün Bütün Eserleri, C.15, Kaynak Yay., ðstanbul, 2005, s.295.

57 Tercüme-i Hal Kâ

(15)

Tasarı, ðrğad ve Evkaf komisyonlarında çalığmığ; ðrğad Komisyonunun bağkanlıßında, Ğeriye ve Evkaf Komisyonunun sözcülüßünde bulunmuğtur.58

Esat Efendi (ðleri), I. dönem milletvekillißi döneminde oldußu gibi, seçildißi yerin ekonomik, güvenlik, imar gibi hemen her sorununu meclis gündemine tağımığ, Aydın ve Ödemiğ cephelerinde düzenli ordu kurulmadan önce savağıp ğehit düğenlerin ailelerine maağ baßlanması, Aydın ğimendifercilerinin grevi,59ðzmir ve Aydın’da sabunculußun korunmasının temennisi ile ilgili olarak bir takım önergeler vermiğtir.60 Ayrıca Milli Mücadele sırasında malûl olmuğ kiğilerle, ihtiyat ve milis zabitlerine yönelik olarak bir takım tekliflerde bulunmuğ, bu kiğilerin maddi yönlerden desteklenmesini, ekip, biçmeleri için toprak verilmesini önermiğtir.61

Esat Efendi (ðleri)’nin bu dönemde de, en çok üzerinde durup gündeme getirdißi konular, Batı Trakya’da yağayan Türkler ile muhacirlerin sorunları olmuğtur.62 Nitekim Anadolu dığında özellikle de Batı Trakya’da yağayan Türklerin geleceßine yönelik olarak duydußu endiğelerin aßır basmasından dolayı olsa gerek, Lozan Antlağması’na kırmızı oy veren on üç milletvekilinden birisi olmuğtur. Lozan Antlağması’nın kabulüne yönelik olarak yapılan görüğmeler sırasında konuğmacılara müdahalede bulundußu ve bazı sözler söyledißi kısımların, Anadolu coßrafyası dığında kalan Türklerle ilgili olması, bu yargıyı doßrular niteliktedir. Bu konular konuğuldußu sıralarda ğunları söylemiğtir:

“Antakya, Trakya kan aßlıyor”, “Balkan Harbinden sonra elli sekiz gün

Hükümet süren Trakya’nın sözü, özü Türk’tür, Anadolu'nun Kurtuluğ Taarruzundan evvel Garbi – Trakyalıların kıyamı ve mücahedesi üzerine Yunan’ın üç fırkasının Rumeli’ye ve Garibi – Trakya’ya geçtiklerini kumandanlar tasdik eder. Acıyalım bu fedakâr halka, acıyalım”, “Kül

58 Çoker, a.g.e., s.139.

59 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: 2, C.I,

ðçtima Senesi: 1, TBMM Matbaası, Ankara, 1961, s.6.

60 TBMM Zabıt Ceridesi, 14 Te

ğrinisani 1923, Devre: II, C.3, ðçtima Senesi: 1, s.382; TBMM Zabıt Ceridesi, 29. 08. 1339, Devre: I, C.I, ðçtima Senesi: 4, ðçtima: 11.

61 TBMM Zabıt Ceridesi, 18 Ekim 1923, Devre: 2, C.10,

ðçtima Senesi: 1; TBMM Zabıt Ceridesi, 16. 08. 1923, Devre: II, C.I, ðçtima Senesi: 1; TBMM Zabıt Ceridesi, 29. 08. 1923, Devre: I, C.I, ðçtima Senesi: 4; TBMM Zabıt Ceridesi, 13. 09. 1923, Devre: II, C.2, ðçtima Senesi: 1.

62 bu konuda bkz.: TBMM Zabıt Ceridesi, 20.10.1924, Devre: II, C. 9,

ðçtima Senesi: II; TBMM Zabıt Ceridesi, 27.10.1924, Devre: II, C. 9, ðçtima Senesi: 2; TBMM Zabıt Ceridesi, 05.11.1924, Devre: II, C. 10, ðçtima Senesi: 2; TBMM Zabıt Ceridesi, 12. 09. 1923, Devre: II, C.2,ðçtima Senesi: 1; TBMM Zabıt Ceridesi, 22. 08. 1923, Devre: II, C.1, ðçtima Senesi: 1.

(16)

altındaki ateğ gibidir”, “Kahrolsun hainler, zalimler!”, “Antakya, garbı -Trakya ilâahirihi,... hakkındaki dâvamız hak, yardımcımız Cenabı Hak, muvaffakiyetimiz muhakkaktır, arkadağlar”, “Kurbanlık bırakılıyorlar”.63

Meclisteki çalığmalarında, hükümete yönelik olarak yaptıßı en aßır eleğtiriler yine Batı Trakya’da yağayan Türkler ve muhacirlerin sorunlarının tartığıldıßı bir zamanda, 19.01.1925’te Mecliste, Mübadele sonrası bırakılan mallarla ilgili olarak yapılan görüğme sırasında olmuğtur. Esat Efendi (ðleri) hükümetin hata yaptıßını ileri sürerek, oldukça aßır bir takım eleğtirilerde bulunmuğ ve Yunanistan’a karğı sert önlemler alınması gerektißini söylemiğtir.64

Bu dönemde, Menteğe Mebusu Esat Efendi (ðleri)’nin 20. 10. 1924’te Mübadele, ðmar ve ðskân Vekâleti’ne yönelttißi soru önergesi, muhacirlerle ilgili olarak en önemli gündemi oluğturmuğtur. Türkiye’ye ne kadar muhacirin geldißinin, ne kadarının iskân edildißinin ve nerelere imaratta bulunuldußunun bildirilmesine yönelik olarak verilmiğ olan bu önerge,65

63 TBMM Zabıt Ceridesi, 23.08.1339, C.1, Devre: 2,

ðçtima: 7, ðçtima Senesi: 1, s.223, 236, 238; TBMM Zabıt Ceridesi, 22.08.1339, C.1, Devre: 2, ðçtima: 8, ðçtima Senesi: 1, s.252.

64 Konu

ğmasının bazı kısımları ğu ğekildedir: “Arkadağlar! Ğimdiye kadar huzuru âlinizde Yunanın yapmığ oldußu mezalime dair beyanatta bulunmuğtum. Benim Hükümetime Cenabı Hak akıl versin. Arkadağlar! Harp sahalarında dünyaları hayrette bırakan Hükümet, siyaset sahalarında daima maßlûp olmaktadır. Yunan istedißi gibi, yakıp yıkmakta, kesip biçmektedir, Benim Hükümetim de buna göz yummaktadır. Arkadağlar! Refiki muhteremim Ğükrü Kaya Beyefendinin geçen sene ğu Meclisi Âliden Yunanın ne kadar vahği, ne kadar hunhar, ne kadar zalim oldußunu tarih kitaplarını bize teğrih ve tefsir ederek söyleyen Vekili Muhteremin bugün aynı lisanı kullanmaması nedendir? Geçen sene Hükümete teklif ettißi ğeyleri bugün sahai fiiliyata çıkarmasını mazlum milletin, masum ümmetin namusu, hayatı namına rica ederim. Arkadağlar! Sözü, özü Türk bir Garbî Trakyamız vardır. ðstanbul Rumlarının burunları kanamıyor... Benim Hükümetim Yunan mahkûmlarını affediyor. Yunan ise bizimkileri öldürüyor, yarısı da öldürülmüğtür. Bunların vebali, mesuliyeti, bizim ve Hükümetindir. Her vakit söyledißim gibi Yunanı bilirim, arkadağlar! Hepiniz de bilirsiniz. Yunan yumruktan, mukabele-i bilmisilden korkar. Binaenaleyh bunlar hakkında ğediden mukabelei bilmisil yapılmalı ve bu hususta Mebus iken Ğükrü Beyin söylemiğ oldußu sözleri salâhiyeti kâmile verilerek sahai fiiliyata çıkarsın ve Yunana haddini bildirsin. ðmdat diyen Garbî Trakya'da sadayı mazlumaneleri semalara yükselen aziz ve necip millete acısın!” TBMM Zabıt Ceridesi, 19.01.1925, Devre: II, C. 12, ðçtima Senesi: II, s.180–181.

65 Önergenin aslı

ğu ğekildedir: “Riyaseti Celileye 1. — Ne kadar mübadil ve muhacir gelmiğtir? 2. — Ne kadar mübadil ve muhacir iskân edilmiğtir? 3. — Ne kadar ve nerelerde imar yapılmığtır? Mübadele, ðmar ve ðskân Vekâleti Celilesinden sual eylerim efendim. 19

(17)

27.10.1924’te Mecliste Mübadele, ðmar ve ðskân Vekili Refet Bey (Bursa) tarafından yanıtlanmığtır. Ancak verilen yanıtlar, Esat Efendi (ðleri) tarafından yeterli bulunmamığ ve soru önergesi, gensoruya dönüğtürülmüğtür.66 Görüğmeler sırasında, Esat Efendi (ðleri)’nin, kendisine verilen cevaplardan tatmin olmadıßını, Refet Bey’e karğı takındıßı tutumdan anlamak mümkündür. Refet Bey konuğurken, Esat Efendi (ðleri) oturdußu yerden, “ðnanana bin cevap....”67, “Pekiyi efendim! Zatiâliniz mesmuat

üzerine söyleyorsunuz, bizim meğhudatımız pek elimdir, pek fecidir, müzakere açalım, gördüklerimizi söyliyelim. Arkadağlar, biz de bildißimizi söyliyelim. Tarih önünde, beğeriyet/önünde mesuliyetten kurtulalım”68, “Keğke barakalı köy yapılsaydı...”, “Neler olmuğ haberimiz yok” 69 gibi bir takım sözlerle satağmalarda bulunmuğ ve son olarak ğunları söylemiğtir:

“ ...Arkadağlar! Mübadele, ðmâr ve ðskân Vekaletinin ilgası Meclisin ve Hükümetin kanaati dahilinde oldußu cihetle Mübadele Vekilinin sözlerine karğı cevaplarım pek uzun oldußu, hatta harikzedelerden üç günden beri almığ oldußum telgraflar, sonra Bursa mıntıkasından zevci Balkan Harbinde ğehit düğmüğ, Hafız Süleyman ve Neğet Efendi namında iki biraderi de ðstiklâl Harbinde ğehit olmuğ bir kadının Vali Vekilinin ayaklarına kapanarak ancak iki gün müsaade aldıßı haneden çıkarılmak istendißi ve daha bir çok ğeyler bulundußu halde bir ğey söylemiyeceßim. Onun için suallerimin cevabına bendeniz güldüm. ðstizahı keyfiyet ediyorum, ariz âmik görüğelim. Öyle mübadele, ðmâr ve ðskân Vekâletinin ilgasiyle iğin içinden sıyrılacak olsak arkadağlar, mesuliyetten kendimizi kurtaramayız. Hani bizim bir Teğkilâtı Esasiye Kanunumuz vardır. Onun 61 nci maddesinde Divanı Âlî teğkil olunacaktı? Vekillerimiz mesuliyetten azade midirler? Onlar ne yaparsa keramet, ne iğlerse adalet midir? Arkadağlar! onın için Vekil ile uzun uzadiya anlağalım”, “ ...Riyaseti Celileye Suallerime verilen cevap kâfi deßildir. Meselenin ehemmiyetine mebni mucibi istizah oldußundan istizahı keyfiyet eylerim efendim...”70

Gensorunun görüğülmesi sırasında ise Esat Efendi (ðleri), bakanı eleğtirerek, bakanın büyük yanlığlıklar içinde bulundußunu, Meclisin

Teğrinievvel 1340 Menteğe Mebusu Esat” TBMM Zabıt Ceridesi, 20.10.1924, Devre: II, C. 9, ðçtima Senesi: II, s.57.

66 I

ğıl Çakan, Türk Parlamento Tarihinde II. Meclis, Çaßdağ Yay., ðstanbul, 1999, s.342-343.

67 TBMM Zabıt Ceridesi, 20.10.1924, Devre: II, C. 9,

ðçtima Senesi: II, s.58. 68 a.g.e., s.60.

69 a.g.e., s.61. 70 a.g.e., s.61-62.

(18)

karğısına çıkacak yüzü olmadıßını, muhacirlerden deßiğtirilerek ya da göçerek gelenlerin ve içeride yerleğtirilmeye muhtaç olanların periğanlık içinde kıvrandıklarını, memurların görevini kötüye kullandıklarını ileri sürmüğtür.71

Esat Efendi (ðleri)’nin verdißi bu gensoru, eldeki verilere göre, kendisinin bu olayla doßrudan bir ilgisi olmamasına karğın, Türk siyasi tarihinde yağanmığ olan önemli kırılma noktalarından birisinin de nedeni olmuğtur. Gensoru görüğmeleri, Mustafa Kemal Pağa ile Milli Mücadele dönemindeki yakın çalığma arkadağları olan Kazım Karabekir Pağa, Ali Fuat Pağa (Cebesoy), Rauf Bey (Orbay), Refet Bey (Bele), Adnan Bey (Adıvar) gibi kiğilerle yollarının ayrılması ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurulması ile sonuçlanmığtır.72

Sonuç

Osmanlı Devleti’nin iğgale ußradıßı ve bu durumdan kurtulmak için toplumsal mücadelenin bağladıßı sıralarda, Esat Efendi (ðleri) de üst düzey resmi herhangi bir askerî ve mülkî görevi olmaksızın, Milli Mücadele sırasında aktif görevler üstlenmiğ, sorumluluk almaktan kaçınmamığ ve bağarılı hizmetlerde bulunmuğtur. ðğgale karğı tepki gösteren ve silahlı mücadele veren kiğiler arasında yer alan Esat Efendi (ðleri), kimi zaman elinde silahla cephede, kimi zaman ise müzakereci olarak bir masada ya da bir yardım kuruluğunda görevler üstlenmiğtir.

ðki dönem milletvekili olarak görev yapmığ olan Esat Efendi (ðleri), temsilcisi oldußu halkın sorunlarına karğı ilgisiz kalmamığ, onların hemen her sorununu meclisin gündemine tağımığ, mecliste birçok konuda söz almığ, yasa teklifinde bulunmuğ ve önergeler vermiğtir. Dolayısıyla meclisteki çalığmalarından hareketle, Esat Efendi (ðleri)’nin seçildißi yeri en iyi ğekilde temsil etmeye çalığan ve üstlendißi görevin kendisine yükledißi sorumlulukların bilincinde olan bir milletvekili oldußu düğünülebilir. Ayrıca ulusal düzeyde yağanan sorunlara karğı da ilgisiz kalmayarak, Batı Trakya’da yağayan Türklerin ve muhacirlerin sorunlarına özel ilgi göstermiğtir. Bunun nedeni, büyük bir olasılıkla kendisinin de Batı

71 a.g.e., s.61-62. 72 Mahmut Golo

ßlu, Devrimler ve Tepkileri, Türkiye ðğ Bankası yay., ðstanbul, 2007, s.74 vd.; Çakan, a.g.e., s.343; Erik Jan Zürcher, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası

1924-1925, Çev.: Gül Çaßalı Güven, ðletiğim Yay., ðstanbul, 2003, s.76 vd.; Nevin Yurtsever Ateğ,

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluğu ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Sarmal Yay.,

(19)

Trakya’dan gelmiğ olması ve ayrıca kendisini bu bölgede yağayanların temsilcisi, sözcüsü olarak görmüğ olmasıdır.

Tüm bunların dığında, Esat Efendi (ðleri)’nin bu çalığmanın sınırları içinde ığık tutulmaya çalığılan hayat öyküsüne bakılarak, iyi eßitim almığ, siyasetle ilgili, aydın kimlißine sahip, ülkesinin sorunlarına karğı duyarlı, inandıklarını söylemekten çekinmeyen, umutsuzlußa kapılmayan, mücadeleci, yardımsever ve güçlü bir hatip oldußu da söylenebilir.

(20)

Kaynakça

Akgün, Seçil Karal-Ulußtekin Murat; Hilal-i Ahmerden Kızılay’a, Ankara, 2000.

Atatürk’ün Bütün Eserleri; C.15, Kaynak Yay., ðstanbul, 2005.

Ateğ, Nevin Yurtsever; Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluğu ve Terakkiperver

Cumhuriyet Fırkası, Sarmal Yay., ðstanbul, 1994.

Bayar, Celal; Ben de Yazdım, C. 6, C. 7, Baha Matbaası,ðstanbul, 1968, 1969. Bıyıklıoßlu, Tevfik; Trakya’da Milli Mücadele, C.I, Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih

Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yay., VII. Dizi-Sa.25, 2. baskı, Ankara, 1987.

Çakan, Iğıl; Türk Parlamento Tarihinde II. Meclis, Çaßdağ Yay., ðstanbul, 1999. Çelebi, Mevlüt; Heyet-i Nasîha, Anadolu ve Rumeli Nasihat Heyetleri, Akademi

Kitabevi, ðzmir, 1992.

Çelik, Recep; Milli Mücadelede Din Adamları, C.I, Emre Yay., ðstanbul, 1999. Çoker, Fahri; Türk Parlamento Tarihi, Millî Mücadele Ve T.B.M.M. I. Dönem,

C.III, T.B.M.M. Vakfı Yay. No.: 6, Ankara, 1995.

Demirel, Ahmet; Birinci Meclis’te Muhalefet ðkinci Grup, 2. baskı, ðletiğim Yay.,

ðstanbul, 1995.

Goloßlu, Mahmut; Devrimler ve Tepkileri, Türkiye ðğ Bankası Yay., ðstanbul, 2007. Görgülü, ðsmet; On Yıllık Harbin Kadrosu 1912–1922, Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yay., XVI. Dizi-Sa.69, Ankara, 1993.

http://kalimerasas.blogcu.com/mehmet-esat-efendi-ileri/3801839/11.04.2011/12.15 Kenber, Lütfi Arif; “Ğehzade Abdürrahim Heyeti Aydın’dan Nasıl Kaçtı”,

Dün-Bugün, C. I, Sa.: 7, 6 Aralık, 1955.

Mısıroßlu, Kadir; Kurtuluğ Savağında Sarıklı Mücahitler, 9. Baskı, Sebil Yay., ðstanbul, b.t.y.

Miralay Mehmet Arif Bey, Ayıcı Arif’in Anıları Anadolu ðnkılabı Milli Mücadele Anıları (1919–1923); Yayına Haz.. Bülent Demirbağ, 2.baskı, Arba Yay.,ðstanbul, 1992.

Sarıkoyuncu, Ali; Milli Mücadelede Din Adamları, C. II, 3. baskı, Diyanet ðğleri Bağkanlıßı Yay., Ankara, 2002.

Sarıkoyuncu, Ali; Milli Mücadelede Din Adamları, C.I, 4. baskı, Diyanet ðğleri Bağkanlıßı Yay., Ankara, 2002.

(21)

TBMM Zabıt Ceridesi, 02. 01. 1922, Devre: I, C.16, ðçtima: 2. TBMM Zabıt Ceridesi, 05. 12. 1921, Devre: I, C.15, ðçtima: 2. TBMM Zabıt Ceridesi, 05.11.1924, Devre: II, C. 10, ðçtima Senesi: 2. TBMM Zabıt Ceridesi, 09. 05. 1921, Devre: I, C.10, ðçtima: 2. TBMM Zabıt Ceridesi, 09.12.1921, Devre: I, C. 10, ðçtima: 3. TBMM Zabıt Ceridesi, 09.12.1922, Devre: I, C. 25, ðçtima Senesi: 3. TBMM Zabıt Ceridesi, 12. 09. 1923, Devre: II, C.2, ðçtima Senesi: 1. TBMM Zabıt Ceridesi, 13. 09. 1923, Devre: II, C.2, ðçtima Senesi: 1. TBMM Zabıt Ceridesi, 14 Teğrinisani 1923, Devre: II, C.3, ðçtima Senesi: 1. TBMM Zabıt Ceridesi, 16. 08. 1923, Devre: II, C.I, ðçtima Senesi: 1. TBMM Zabıt Ceridesi, 16. 12. 1922, Devre: I, C.25, ðçtima Senesi: 3. TBMM Zabıt Ceridesi, 18 Ekim 1923, Devre: 2, C.10, ðçtima Senesi: 1 TBMM Zabıt Ceridesi, 18.06.1921, Devre: I, C. 10, ðçtima: 2.

TBMM Zabıt Ceridesi, 19.01.1925, Devre: II, C. 12, ðçtima Senesi: II. TBMM Zabıt Ceridesi, 20. 11. 1922, Devre: I, C.25, ðçtima Senesi: 3. TBMM Zabıt Ceridesi, 20.10.1924, Devre: II, C. 9, ðçtima Senesi: II. TBMM Zabıt Ceridesi, 20.10.1924, Devre: II, C. 9, ðçtima Senesi: II. TBMM Zabıt Ceridesi, 22. 08. 1923, Devre: II, C.1, ðçtima Senesi: 1. TBMM Zabıt Ceridesi, 25.10.1920, Devre: 1, C. 5, ðçtima Senesi: 1. TBMM Zabıt Ceridesi, 27.10.1924, Devre: II, C. 9, ðçtima Senesi: 2. TBMM Zabıt Ceridesi, 28. 5. 1921, Devre: I, C.10, ðçtima: 2. TBMM Zabıt Ceridesi, 29. 08. 1923, Devre: I, C.I, ðçtima Senesi: 4. TBMM Zabıt Ceridesi, 29.11.1920, Devre: 1, C. 6, ðçtima: 1. TBMM Zabıt Ceridesi,15. 11. 1922, Devre: I, C.24, ðçtima: 3. TBMM Zabıt Ceridesi,17. 5. 1921, Devre: I, C.10, ðçtima: 2. TBMM Zabıt Ceridesi,18. 09. 1921, Devre: I, C.12, ðçtima: 2. Tercüme-i Hal Kâßıdı, No: 104.

Tunalı, Ayten Can; “Kurtuluğ Savağı’nda Esat Efendi (ðleri)”, Tarih Arağtırmaları Dergisi, C. XXVI, Sa.: 41, ss.81-99, 2007.

(22)

Turan, Ğerafettin, Türk Devrim Tarihi, 1. Kitap, Bilgi Yay., Ankara, 1991.

Zürcher, Erik Jan; Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 1924-1925, Çev.: Gül Çaßalı Güven, ðletiğim Yay., ðstanbul, 2003.

(23)
(24)

Referanslar

Benzer Belgeler

Subkutan yolla heparin uygulamasında enjeksiyondan sonra uygulanan basınç süresinin, enjeksiyon bölgesinde ekimoz oluşumu üzerine etkisini incelemek amacı ile

Batı Trakya Türk toplumunu temsilen Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) ve Dostluk Eşitlik Barış

Konuya ilişkin olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habip Oğlu, “Trakya İstinaf Mahkemesi’nin Rodop İli Türk Kadınları Kültür

Törenin tam olarak nasıl olduğu tam bilinmemekle birlikte töreni gerçekleştirenlerin. ağaca dokundukları , etrafında dans ettikleri tespit

1 ) Komisyon, azınlık okullarında, azınlık dilinin ve resmi dilin kullanılması ile ilgili şimdiye kadar resmi dilde okutulan derslerin bundan sonra da bu dilde

Ud icrasına farklı bir an­ layış getirmeye çalışan, bu saz için yeni kullanım alanlarının öncüsü sayabileceğimiz Şerif Muhiddin Targan ne yazık ki

Kuşadası sahillerinde dağılım gösteren Sipuncula üyelerini belirlemek amacıyla yapılan bu araştırma sonucunda, 4 familya’ya ait toplam 5 tür, 2 alt tür ve 832 birey tespit

B303097106 陳諺萍