• Sonuç bulunamadı

Yaşar Kemal'in görüşleri...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yaşar Kemal'in görüşleri..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

t (2

'

)

•rrs/aij

•ANI*]

TÜR

Yaşar Kemal in

görüşleri...

¿ W / f toplumunu da etkileyen dil soru­ nu konusunda Yaşar K em al görüşlerini şöyle açıkladı:

CÜsmanh ülkesinin dili O sm anhca'ydı. B u im paratorluğu kuranlar Türkler'di. O sm anh'da ulusalcılık başkaldırıları baş­ ladığında Türkler'de de kendine dönm e hareketleri başladı. A tatürk, Türkler'in kendilerine dönm e çabaları çağında yetişti ve bilinçlendi. D il arınm ası A tatürk'ten önce başlamıştı. Bin dokuz yüzlerde yeni bir yazın doğuyordu, arınm ış bir dille bidikte. Türk dili, bütün yaban a sözcüklerden, deyim lerden arınm ış olarak, ken­ dine yetmeliydi. A tatürk, Türk dilinin zenginliğine, sa ğ ­ lamlığına inanıyordu Kurulan Türk D il Kurum u dilin arınm asına, zenginleşm esine yardım cı olacaktı. Dili ya­ ratan sanatçılar, bilim adam ları Türk D il K urum u’nda buluştular.

Türk dilinin zenginleşm esinde çabalar harcadılar. Köklerden sözcükler ürettiler. Belki bunda biraz aşırı gittiler. Sözcüklerin bir kısmı öldü, kalan sağlar bize kaldı. Derlem e sözlüğü, taram a sözlüğü. Türkçe sözlük, daha bir­ çok sözlük dil araştırm aları, ağız araştırm aları Türkçe'nin büyük zenginliğini her gün biraz daha ortaya çıkardı. Son çağın yazarları bu zenginliğin ürünleridir. Kendile­ rine tutucu, ya da m illyetçi diyen çevreler bu dil arınm asının karşı­ sına çıktılar, özellikle A tatürk'ün ölüm ünden sonra. Am açları daha çok uydurma dedikleri üretilen sözcüklerdi. Onunla kalsalar yine d e iyiydi- O rada kalmadılar. A n a­ dolu'dan alınıp yazın diline yerleş­ m iş sözcüklere, deyimlere d e çattılar, onları da horla­ dılar. O horladıkları sözcükleri, deyimleri A nadolu halkı yüzyıllardan beri kullanıyordu. B ir yanda A tatü rk'e bağlı kalanlar dili her yönden bir zenginliğe doğru genişletir­ lerken, kendilerine milliyetçi diyen bir azınlık da. bütün aşırılıklarıyla bu tekere çom ak sokm aya uğraşıyorlardı. Neredeyse, güçleri yetse O sm an lıca 'ya geri dönecekler­ di. İlericilerin aşırılığı' da bunların ekm eğine yağ sürüyordu.

D il, çığırından ve Türk D il Kurum u'nun denetim in­ den çıkmış, birtakım sorum suzlann eline düşmüştü. H er yeteneksiz yazar kafadan bir sözcük atıyordu. B u bir keşm ekeş yarattı. A n adolu'da yaşayan dil zengin, geliş­ m iş bir dildir. Büyük bir yazın dilidir. D ede K orkut ün. Yunus un. Köroğlu'nun. P ir Su ltan A bdal'ın dilidir. B u zengin dil bile bugüne çağım ıza yetmeyebilir. Am a bu dilin tadına.zenginliğine, büyüklüğüne ulaşam adan du­ rup dururken sözcük uydurmak... D il sözcük değildir bütünüyle. D il gen iş kapsam lı, bir anlatım biçimidir. Sözcükler d e onun önem li bir aracıdır. Dilimiz tartışılır­ ken çoğunlukla sözcükler üstünde duruldu. Yazarlar, şairler bile dil y ettiğin i sözcük yeniliği sandılar. Sonra, dil sorunu gide gid e bir politik sorun haline geldi. Miting alanlarına kadar düştü. K arşıt düşüncelerdekiler birbirle­ rini vatan hainliğiyle suçladılar. Son ra da. Türk D il Kurum u yolundan döndürüldü. Üstelik de A tatürk'ün vasiyeti hiçe sayılarak. Yazık oldu. Türk D il Kurum u dilimize daha çok zenginlikler katabilirdi.

TÜ RK DİL K U RU M U yolundan döndürüldü diye karam sar olmamalıyız. Türk dilini yolundan çevirebi­ lecek hiçbir gü ç yok. Topla tüfekle dilin yolu ne kesile­ bilir. ne de köklü, sağlam bir dil geriye döndürülebilit. Artık Türk dili, dilinin zenginliğine, tadına, güzelliğine varmış yazın ustalarının elindedir. Dili onlar yaratırlar, zenginleştirider. Onları da yollarından alıkoymaya hiçbir çabanın gücü yetm ez

Referanslar

Benzer Belgeler

bolluk içinde yüz-: Anlamını ‘çok rahat içinde olmak, hiçbir sıkıntı çekme- mek, ferah fahur yaşamak’ şeklinde verebiliriz: “Ya bolluk içinde yüzeriz, ya

batırlık: TS içinde bu madde değişik olarak (batur) olarak verilmiş ve örnek cümlesi bulunamamış.. Yazar ise şöyle kullanıyor: “Kahramanlıktan, batırlık- tan,

kuzu kuzu katlan-: TS’de sadece ikileme olarak yer almış ve iç madde bi- çiminde bu deyim bulunmuyor: “Bundan öncekine, nasıl hiç alınmadan, kuzu kuzu katlandıysak, sonunda

lezaiz: ‘Lezzetler, tatlar’ anlamına gelir: “O vakit bu âlemin lezaizile mest olarak pek uzun bir müddet kalmak lazım geleceği nazarlarında taay- yün etti.” (HZU/MS,36)

şunun bunun: Bu ikileme de TS’de yer almıyor: Anlamının ‘kim olduğu belirsiz, meçhul kimseler’ olduğunu düşünüyorum: “Şunun bunun teknesin- de zıpkıncılık yaparak

yanıp tutuş-: TS’de bulunan ikinci anlama uygun düşen örnek: “Ona dair her şeyi hayatımın parçası yapmak, hayatımı da onun bir parçasına dö- nüştürmek arzusuyla

boynunun borcu ol-: ‘Minnet duygusu taşımak, yapılan iyiliklere karşı- lık vermek zorunda hissetmek’ anlamı verilebilir: “Yapılacak daha çok bina vardı, kendisine

[r]