M evlânâ Haftası için.
Papa bir mesaj yolladı
«Büyük İslâm mütefekkiri Mevlânâ Ce-
lâledcli» Rumî’nin mânevi huzurunda
Hıristiyanlar adına saygı ile eğilirim»
Yazan: RIDVAN BULBUL
«Bazâ. bozâ her ançi hesti bâzâ Ger Kât'ir-ü gebr-u putperesti bazâ
tr dergeh-i ma dergeh-i nevmidi nlst Sad bar eğer tövbe şikestj bazâ.»
II/. Mcvlâna’nuı 685 yıl önce ki çağrısı bu! Putperestini, Kâ - firinî, yüz kere tövbesini bozanı çağırıyor. Onun türbesi unuıt • s uzluk türbesi değildir, aşk, vus lat türbesidir.
Gönüller Sultanı Hazret! Mev- tânâ’mn 685 yıl önceki çağrısı na bugünün insanları ses veri yor. Milliyet, ıık farkı gözet - ıncden O’na koşuyor, İşte... Tür besini ziyaretten çıkanlar: Bu ırrııp Fransız, bunlar Japon, bu Habeş! Amerikalısı, tngilizl, Ital yanı, Çinlisi akın akın ona geli yor.
* •¥• *
HZ. MEVLÂNÂ HAFTASI münase betiyle tertiplenen törenlerden birinden enteresan bir sahne.
Onu yalnız Müslümanlık â le mi değil bütün cilıan seviyor. Ö- lüm günü dolayıslyle hıristiyan- lık âleminin temsilcisi Papa şu (Devamı S a. 5» Sü. 1 de)
YENİ SABAH
Mevlânâ haftası için, Papa bir mesaj yolladı
(Baştarafı l İnci sayrafla) mesajı yolladı:
«Büyük İslâm mütefekkiri Mev lâııâ Celâleddin Buminin mâne vi huzurunda bütün hıristlyanlar adına saygı İle eğilirim!»
Konya tarihi günlerinden biri ni daila yasıyor. Şehirdeki can lılık sabahın erken saatlerinde başlıyor. Bir aydınlık, bir mut luluk sarmış çevreyi. Güneş’in doğuşu bir başka. Gliııeş önce yeşil kubbe üstünden doğuyor. Bir yeşil ışık sarıyor Koııyayı:
«Görünmez bir debdebede Gönüllerden bir türbede Yeşil üsküflü kubbede Uyur Mevlânâ uyanık» Mevlânâ uyanıyor, Konya uya nıyor, eilıan uyanıyor. Bıı uya nışla güzelliğinde bir iyimser
-İstanbul’un yeni imâr
talimatnamesi
(Başlarafı i inci sayfadaı
reden yukarı olan arsalara, inşa at ve ifraz hakkının tanınmış ol masıdır.
Eski talimatnameye göre, en mutena veya en ücra bir yerde bulunsa dahi, cephe ^ genişliği 8 metreden aşağı olduğu takdirde inşaata ruhsat verilmemekte ve doiayısiyle arsa sahibinin men -
faati haleldar olunmaktaydı. Yeni talimatnamenin başlıca hu susları şunlardır:
1
8 metreden dar cepheli arsa lara da inşaat ruhsatı veri - lecek ve bu arsaların ifrazına müsaade edilecektir.Bina olmayan arsalarda ifraz
* * * yapıldığı takdirde; 3 kafa
kadar 8 metre, 5 kata kadar 10 metre, 6 kata kadar 12 metre ve H kattan fazla olduğu takdirde ise inşaat için mutlaka 15 metre cep he istenecektir, ifraz muamelele ri bu esasa göre yapılacaktır.
3
6 metreden daha dar cepheli arsalar üzerinde ancak tek katlı binalar inşa edilebilecektir.4
Umumi binalarda (han, otel gibi) su deposu bulunacak - tır. Böyle binalar yapılırken ay rıca otopark da istenecektir.İÇ 6 kattan yüksek binalarda yangın merdiveni buluna - cak. büyük apartmanlarda çöp bacası olacaktır.
ilk »arıyor cümleyi. Bir aşk, bir «mut yükseliyor gök kubbeye.
'k
Büyük Mevlânâ’nın 6S5 inci ö- lüm yılı doiayısiyle ilân edilen Mevlânâ Haftasına katılmak için gelenlerin sayısı dün 43 bine yük selmiş bulunuyordu Bunlardan önlünden fazlası başka yerlerden gelmiş. Trabzondnn. Nlğdeden. Emıntmdan, Afyondan. Ânkara- dan, tstanbııldan. Grup grup.
Mevlânâ Türbesinin avlusunda sakatlı biriyle konuşuyorum. Ya nında eşi olduğunu sandığım gene bir kadın var.
«Paris’den geliyorum» diyor bu adam. Ve tatlı Mr Türkçe ile de vam ediyor:
«üç yıl önceydi. Paris’de Mev lânâ hakkında bir konferansa gittim. Konuşulanları dinledim. Ondan sonra Mevlânâ’yı incele - dini. Büyülenmiştim artık Mev lânâ büyülemişti beni. İşte şim di karımla ona koştuk Hem üç ayda Türkçe öğrenerek geldik.»
Bir PakistanlI. Mevlânâ’nın bir şiirini Türkçeleştiriyor bize:
«Kardeşlerim, kardeşlerim. Bir kuvvetin, bir faziletin kaydında olmayın! Yalnız kalhlcrinizin ger çeklere açılmasını düşünün. Bİ - rihirinizi sevin.»
Sonra PakistanlI ilâve ediyor: «Düşünün bunu yedi asır önce söylemek. Taassubun en katı za-, inanında böyle aydın ve olguıı, insani düşünmek. Gönüller Sul tanı Hazrcti Mevlâııâ büyükler büyüğüdür.»
Hele Amerikan Elçiliğine men sup bir diplomatın sözlerine ba kın:
«Mevlânâ koskoca bir denizse biz o denizin bir damlası bile o- lamayız!»
★
Beıı, misallerden yalnız birka çını, ayaküstü konuşuverdikleri- ıııi yazdım. Yalnız dikkatimi çe ken bir yön var. Yabancılar Hz. Mevlânâ’ya karşı bizden dalia cok ilgi duyuyorlar. Bizden çok MevUnâ'yı biliyorlar. Bunun en canlı örneği «u HanıburgUı kadın kasap. Evet tlamburgda kasaplık eden Anna adındaki bir kadın da Mevlânâ Haftası doiayısiyle Kon yaya gelmiş bulunuyor.
Kişileri coşturan sarhoş eden, apaydınlık eden Mevlânâ Müzesi. Onun yeşil Kubbesi hakkında Lady Kelly şunları söylüyor:
«Yeşil sevdiğim renktir. Fakat hangi yeşil? İrlanda tarlalarının soluk yeşili mi? KanriıUlr» Ma
-ğaramn gümüşi yeşili mi? Mos kova yakınındaki Ziagores’de Or todoks kilisesi kubbelerinin kuru yeşili mi? Hiç biri değil. Burada ki yeşil rengin hüviyeti bambaş kadır. Bu Selçuklu jşi çiniler, saıı ki imâllerinden altın tozu serpil miş gibi anberl andırmaktadır. Hepsi için için parlıyor. Işık hü2
meleri onların üzerinde hassas bir tene yapılan okşama gibi oy naşıyor.
k
Blı tnglliı Profesörü Türkçe öğrenmek istiyordu. Sebebini sor düğümü a «Mevlânâ» diye cevap verdi. Hayretim daha da arttı:
«Ama dedim. Mevlânâ’nın eser leri başka dillerde de yazılmış tır.»
Ingiliz profesörü güldü ve bir şey söylemedi.
Şimdi daha iyi anlıyorum. Bu gülüşteki mânâ derindi. Ingiliz Türkçe öğrenmekle Türkc daha yakın kalacak ve sevecekti. Çün kü Mevlânâ’da «Aslem Tiirkent egerçi hindu gıtyem» dememiş miydi?
★
Mevlânâ'nın Türbesine girenler ve türbeden çıkanlar giriş kanı sındaki onun şu sözüne takılıp kalıyorlar:
«Ya göründüğün gibi ol, veya olduğun gibi görün!»
Vuslat Gecesi
töreni bu aksam
Konya, 16 — MevllinA Haftası mü nasebetiyle tertiplenen törenlerin so nuncusu yarın akşam yapılacaktır. Şehlanız (Vuslat Gecosi) daha ihti şamlı olacaktır. Şebiaruz da ancak Bakanlar, milletvekilleri, elçilik men suplan İle yabancı memleketlerden gelenler hazır bulunabilecektir.
Şebiaruzda yapılacak törenin An kara Radyosu İle nakil için teşebbüse geçilmiştir.
Sovyetler
(Mastaran I inci sayfada^ başlamasından sonra Sovyetler 1 „ ran ürerinde kuvvetli bir siyasî baskı yapmaya başlamışlardır.
Sovyetler daha da ileri giderek, hu anlaşma imzalandığı takdirde 1027 tarihli Rus - traıı muahede sine göre, İran’a askeri birlikler yollamak tehdidini de
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi