îki yıl önce bugün yitirdiğimiz ressam Cihat Burak’ın resimleri, 23 marta dek Sevimce Sanat Galerisi’nde
iiıılük yaşam ın
m asalsı resim leri
SAKİNE ÇİL
Doğan Kuban’a göre: “Türk resminin Yahya Kemal’¡"olarak nitelendirilen Ci hat Burak, bir renk cümbüşü ve figür zenginliği içinde ‘şiirsel bir giilmeceyi’ ve keskin bir mizahı resimleriyle bize sunmuş bir sanatçıdır.
Genelde iyimser bir felsefeye sahip ol masına rağmen, insanlara ve tanık oldu ğu olaylara resimleri aracılığıyla eleştirel gözle bakan ve çoğu kez ‘ince ince alay etmeyi’ seven Cihat Burak, çeşitli tiple rini keskin bir mizah, alaycı bir anlatım la resmederken resim ile yaşam arasında ki ilişkiyi örnekler. Cihat Burak'ın fan tastik resim kurgusu, aslında günlük göz lemlerden çıkar. Kimi kez bir gazete fo toğrafı, kimi kez çarşı ve pazarların can lı ve renkli görüntüleri, kimi kez otobüs süslen, kimi kez ev içi dekorlarının vaz geçilmez elemanlan olan biblolar, Cihat Burak’ın kurduğu resim dünyasının çıkış noktalandır. Bunlar giderek sanatçının fantastik-masalsı resimlerinin simgeleri ne dönüşür.
Galatasaray Lisesi’nde okurken resme ilgi duyan Cihat Burak (1915-1994), ken di anılarında anlattığına göre bir gün Gü zel Sanatlar Akademisi’ne, gider. Ama cı akademiye giriş koşullarım öğrenmek tir. Memurdan bilgi alırken onu gören birkaç akademi hocası resimlerine bak mak isterler. İnceleme sonunda, ‘Girer
se okula, zor yapar bu resimleri’ diyerek
yorumda bulunurlar. Bu yorumu kulağı na küpe yapan Cihat Burak, Galatasaray Lisesi ’ni bitirdikten sonra Akademi’nin mimarlık bölümüne girer. 1943 yılında mezun olur. Akademide aldığı ‘coursdu
soir derslerinde oluşturduğu kendine öz
gü anlatımını, aldığı bir burs üzerine git tiği Paris’te (1953-1955) geliştirir. Ora daki olanaklardan yararlanıp duvar res mi, ipek baskı ve gravür çalışmaları ya par. Mimar olarak yaşamım kazanırken resimde özgür arayışlar içindedir. Bu ara
yışlar, onu ikinci kez (1961-1965) Pa ris’e sürükler. Batı sanat çevreleri Cihat Burak’ın Doğulu kişiliğinin getirdiği bü yüye önem verirler.
Paris’te, Muse’ede L’art ModerneVt» Interministeretl salonunda açılan ulusla rarası sergide Cihat Burak bronz madal ya kazanır. 1964 yılında ise uluslararası Utrillo Resim Ödülü’nde gümüş madal ya alır. Fakat sanatının gücünü kendi ül kesinin yaşamından alan Cihat Burak, Türkiye’ye döner. Kimi kez naif, kimi kez ise gerçeküstü bir ressam olarak de ğerlendirilen Cihat Burak, aslında hiçbir
akıma ya da okula mal olmayan, geçiş bir ufka sahip kendine özgü bir sanatçımız- dır. Onun resmini değerlendirmek gere kirse Memet Baydur’un sözlerine kulak verebiliriz. “Belki mimarlık eğitimi gör
düğü için, Burak’ın resmi, kimi zaman ııaif olarak nitelendirilmiştir. Oysa naif olan hiçbir şey yoktur onun resminde. Bü yük bir inceliğin ve akim süzgecinden geç miş, bilgiye dayanan, zor ve şahaser resim lerdir Cihat Burak’ın yaptıktan. Kimi za mansa gerçeküstücü resme yakın bulun muştur kimilerince. Kuramsa! açıdan gerçeküstüciiiere yakın hiçbir şey yoktur
Burak’ın yapıtında. Yaşamda sürekli var olan gerçeğin ‘üstünü ’ büyük bir ustalık la resmetmiştir yalnızca. İnsanı hem coş turan hem gülümseten hem de akla davet eden resimlerdir bunlar. Bir bilgenin re simleri.’’
Kent ve toplum yaşantımıza, geçmiş le günümüze aynı pencereden bakan Ci hat Burak’ın resimlerinde, çok geniş bir zaman ve mekân boyutu vardır, O yaşa dığı dönemlere tanıklık ederek resimle rinde tarihçi yanını da sergiler. Günlük hayata duyduğu ilgi, tarihe duyduğu il giyle birlikte olaylara yaklaşımını belir
ler. OsmanlI’dan günümüze siyasal çal kantıların, yüzyıl boyunca giderek şid detlenen sanat tartışmalarının arasında geçen yaşamı boyunca ‘kâr peşinde de
ğil de ar peşinde koştuğu’ için yoz olan
her şeye karşı tavır alan, bu tavrı sanatı na çıkış noktası yapan Cinat Burak, top lumsal ve ulusal olaylara her zaman du yarlı olmuştur.
Halk resmine, mimar olduğu için de mimarlıkla bütünleşen dekoratif resme sıcak bakan Cihat Burak, bu etkilerle
‘özenli etkili istif ustalığını’ geliştirir.
Çok yönlü sanatçı kimliğiyle öyküler yazan Cihat Burak, 1981 ’de ‘Cardonlar’ ve 1992 Yunus Nadi Ödülü’nü kazanan
‘Yakutiler’ adlı iki öykü kitabı yayımlar.
1973 Devlet Resim ve Heykel Sergi- si’nde başarı ödülü, 1982 yılında görsel sanatlar dalında Sedat Simavi Vakfi Ödü lü alan sanatçı, yetenekleri seramik ala nında da dener. Yıldız Porselen fabrika sında porselen figürler çalışan Cihat Bu rak, fabrikanın mevcut koşullarında en iyi sonuçlara ulaşır. Mimarkimliğiyleele aldığı, çömlekçi kiliyle şekillendirdiği kuş evleri 1980’li yıllarda resim sergile rinde tablolarının yanında yer alır.
Cihat Burak’ın eserleri serigraf baskı tekniği ile porselen tabaklar üzerine uy gulanır. Bu eserler 1992 yılında İstan bul’da, Galeri M D’de sergilenir. Cihat Burak’a göre, “„.kedi, kişiliği olan bir hay
vandır. Düşünün ki güzel bir bina kedisiz olsun, güvercinsiz olsun. Olmaz, müm kün değildir. Muhakkak o binanın kedi si vardır. Ama kedi, o binanın güzelliğinin farkındadır veya değildir. O öyle yaşar orada-.” Giderek Cihat Burak’ın can yol
daşı olan kediler, sanatçının tablolarından fırlar, seramik tabaklarının içine kurulur adeta. Sevimce Sanat Galerisi’nde yap tığı bu sırüstü resimler 1992 İstanbul Sa nat Fuarı’ndasergilenir. Hikâyeci yönüy le Cihat Burak, bu tabaklarda bize yeni öyküler sunarken, kediler, adetleri üzere hep uyuklamaktadırlar.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi